Qur'an'ın Mushaflaşması

 

İlgili Ayetler:

  

a)Peygamber Dönemi (Rasul’un Sağlığında Cem):

Mekke Dönemi:

Ayetler’in Sureler’e Yerleştirilmesi

Yazı Materyali

Medine Dönemi:

   Muawiye’nin Wahiy Katipliği:

  

b)Rasul'un Vefatından Sonra:

I. Ebu Bekr Dönemi:1. Derleme:

II. Osman Dönemi:2.Derleme:

   *Resmi Mushaf'a Alınmayan Ayetler Var mı?

III. Ali ibnu Ebi Talib Dönemi:

   *Qur'an'ın İlk Yazmaları Ne oldu:

   *Ebu Bekr Mushafı:

   *Çoğaltılan Mushafların Akıbetleri:

1-Medine Mushafı:

2-Mekke Mushafı:

3-Kufe Mushafı:

4-Şam Mushafı:

   *Sahabe Sayfaları:

Türkiye’deki Tarihi Mushaflar:

Diğer Ali Mushafları:

 

c)Harekeleme ve Noktalama:

*Qur’an Tarihi Üzerine Çağdaş Literatür:

*Qıraatlı Mushaflar:

 


 

 

 


 

İlgili Ayetler:

 

08.87/A’la 6                   :’Sana okuyacağız ve sen Allah’ın izni ile unutmayacaksın.’

26.80/Abese 11-14       : "Hayır, şüphesiz o yüce kağıtlarda yazılı olan ve isteyenin üze­rinde tezekkür edeceği bir öğüttür."

33.75/el-Qıyame 16-19: "Vahiy esnasında, hemen alabilmek için, onunla birlikte dilini hareket ettirme! Doğrusu vahyin kalbine yerleştirilmesi ve okuman bize aittir. Biz vahyi okurken, sen sadece okunmasını dinle! Sonra O'nun açıklanması bize aittir."

45.25/el-Furqan 32      : "İnkar edenler, Qur'an O'na bir defada topluca indirilseydi ya, dedi­ler. Biz, onunla Senin kalbini sağlamlaştırmak için böyle parça parça indirdik ve onu ağır ağır okuduk."

51.26/eş-Şuara 192-195          : " Bu Qur'an alemlerin Rabbi'nin indirmesidir. Uyaranlardan olasın diye, onu, Cibril, Mübin Arap Lisanı ile indirdi."

54.17/el-İsra 106          : " Qur'an’ı insanlara ağır ağır okuman için bölüm bölüm indirdik ve onu gerektirdikce biz indiririz."

82.52/et-Tur 1-3           : "Tur'a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab'a andolsun ki..."

01.2/el-Baqara 185      : "Ramazan ayı, içinde, insanları doğruya ile­tici, doğruyu yanlıştan ayıran ve doğruya yol gösteren kesin delil­ler olmak üzere  Qur'an indirildi."

 

            Yazı’dan Bağımsız Haliyle Wahy Olgusu’nu geçen Ünite’de Ele almıştık. Şimdi Wahy Erken Dönem Kitaplaşma Süreci’ni Ele alalım.

 

          a)Hz.Peygamber Dönemi: (Rasul’un Sağlığında Cem’)

          Mekke Dönemi:

 

Hz.Peygamber Wahy’in Muhafazası için Azami Dikkati gösterirdi [1] Cebrail’in Okuyuşu’nu Takib’de Acele davranırdı . Wahy’i Göğsünde toplayıp Dilinde okutmak Allah’a aiddi. [2] Rasûlu-Ekrem, gelen Wahyleri önce kendisi Namazlar’da okuyarak Ezberini quwwetlendirdi.[3] Sonra yavaş yavaş okuyarak Ezberi Quvvetli[4] Ümmî olan Mü’minler’in [5] ezberlemesini sağladı. [6] 

  Qur'an'da "Sana okutacağız ve Sen Allah'ın diledikleri dışında unutmayacaksın"[7] buyrulur. Hz.Peygamber'den Ayrı olarak Sahabeler de Wahyi ezberlemeye çalıştılar. Gece­leri ve Namazlar’da Sürekli ondan okunan Bölümler Wahy’in Korunmasına Hizmet etti. O sırada Gün’de iki Wakit Namaz kılıyorlardı. Sabah ve ikindi.[8]

            Hz.Peygamber, Qalbine indirilen Qur'an’ı  İnsanlar’a Yalnız okumakla kalmadı, yazdırdı da.  52/et-Tur Suresi’nin İlk Ayetleri bunun Tanığı’dır.  80/Abese 11-14 de bu Kapsam’da düşünülebilir.

            "Hz.Peygamber'in Qur'an'ın Doğruluk ve Tamamiyetin, Muhafaza için Yazı’yla Tesbit­’ten Ayrı iki İlave Tedbir daha aldı.

            1-İnen Ayetleri hemen kendisi ezberliyor ve Sürekli olarak Namazlar’da, İqametinde, Yolculuğunda, Sıkıntı’da, Ferah’ta onu okuyordu. [9]Günlük Namazlar’ın kılınması esnasında Qur'an Ayetleri’nin Yüksek Ses’le okun­masını emretti. Bunun Sonucu, Müslümanlar Qur'an'ı Hıfz etmeyi Ödev bildiler.  Böylece Qur'an bir  Tür Din Adamı Sıfatı’nı taşıyan Kimselerin Te­kelinde olmadı.

            O Qur’an’ı Sahabesine sidire sindire okurdu. Sahabe de ona Önem verirdi. Hz.Peyhamber de onların okuduklarını Kontrol ederdi.[10]

            2-Qur'an öğrenenlerin bunu Yetişmiş bir Muallim Nezareti’nde yapmalarını emretti. İlk Muallim, Peygamber'in kendisi ve sonra, Qur'an'da İyi Yetişmiş olmaları dolayısıyla O’nun tarafından Yetkili kılınmış Sair Muallimler’di."[11]

"Aqıl’da Tutma ve Ezberleme Qabiliyetleri Ferd’den Ferd’e Değişik olduğundan Doğal olarak Sahabe’den bazı Kimseler, Boş Zamanları’nda Tekrar edip ezberlemek Maqsadıyla bu Ayet­leri Yazı’yla Tesbit etmek istediler. İşte bu Ayetleri bu Şekilde Yazı’yla Tesbit işi ne Zaman başladı bunu Qati olarak bilemiyoruz."[12]

            Riwayetler Peygamber'in gelen Wahyi yazdırma Konusunda Acele davrandığını aktarırlar.[13]

            Wahy’in ne Zaman yazılmaya başlandı, Kesin bir Bilgimiz yok.  Tarihler Hz.Rasul’un Wahy’i kendisinin yazdığından hiç bahsetmiyorlar.[14] Siyer Materyali’nde daha Mekke Dömemleri’nde bile Qur'an'ın Yazılı Bölümleri bulunduğu görülür. Örneğin  Hz.Ömer'in İslam oluş Qıssasını anlatan İbnu Hişam O'nun Kızkardeşi  Fatıma'ın Evi’nde Kocası Said  ile 57/el-Hadid (veya 55/er-Rahman) ile 20/TaHa (7/81, 45/20) Sureleri’ni üzerine yazıldığı bir Sahife’den okudukları anlatılır.[15] Ömer'in Müslüman oluşu, Peygamberliğin 5.Yılı’na İsabet eder ki bu, İslam Tebliği’nin Genele Tebliğe yapılmaya başlamasının 2.Yılı’dır. Yani hHicret’ten 8 Yıl önce. Ha­midullah " Naqledilen bu Waqa’nın Doğrululuk ve Gerçekliğinden Şüphe etmemiz için bir Se­beb göremiyoruz, zira İlk wahyedilen Hicret öncesi Sureler’in bir Çoğu, "Yazılı Qur'an Nüs­haları’nda"ndan bahsetmektedir. 45/el-Furqan 5.Ayeti ve 60/el-En'am  79 Ayeti bu Waqa’ya Örnek gösterilebilir. Bizzat Qur'an'da, Qur'an için Dewamlı Kitab Kelimesi kullanılır; Muhaqqaq ki bu Kelime "Yazılı bir Wesika" Manasına da içine almaktadır."[16] Hadis Yazımı’nın yasaklandığını anlatan Riwayetler de de Qur'an'ın Yazımı’nın oldfuğunu gösterir.

Hz.Rasul İnanırlar’dan edindiği Katipler’e Wahy’ı yazdırmaya çalıştı. Mekke Dönemi’ndeki Meşhur Katipler  Ebu Bekr, Osman, Ali, Zübeyr ibnu Awwam, Amir ibnu Fuheyre’dir.

            Peygamber'in yanında olan Ayetler dışında  Sahabiler kendileri için Özel Sayfalar da yazıyorlardı. Qur'an'ın Bütünü’nü Ezbere bilenlere Qurra deniliyordu. İbnu Mes'ud, Muaz, Sa­lim, Ubey ibn Qa'b, Aişe, Hafsa, Ümmü Seleme, Ebu Zeyd bunlardandır.

 

            Ayetlerin Surelere Yerleştirilmesi:

İnen Ayetler’in Hangi Sureler’e yazılacağı Peygamber'in Talimatı ile belirleniyordu.[17] "Tarihçiler’in verdiği Bilgi’ye göre bazan da İnen bu Parçalar içinde birkaç Sure’ye ait Ayrı Parçalar Aynı anda Nazil olabiliyordu. Yeni bir Wahiy geldiğinde Hz.Peygamber, o zamana kadar Nazil olmuş bulunan Bütün içinde bu Yeniler’in alacağı yeri gösteriyordu."[18]

 

            Yazı Materyali:

Peygamber kendi Hıfzı, Sahabe Hıfzı ve yapılan Kontroller’le yetinmeyip Nuzulunu takiben yazdırırdı. [19] Yazı Materyali olarak Hurma Dalları, İnce Beyaz Taşlar, Kürek Kemikleri, İşlenmiş İnce Deri Parçaları, Tahta, Çanak, Çömlek Parçaları ve Qırtas adı verilen Kağıtlar, Deri,[20] Bez, Hurma Lifi kullanıldı.  İranlılar ve Romalılar gibi Kağıt Sanatı Araplar’da yoktu.

 

Medine Dönemi:

Hz.Rasul Medine Döne­mi’nde Ubey ibnu Qa'b, Zeyd ibnu Sabit, Abdullah ibnu Rewaha gibi Yeni Wahy Katipleri de edindi.  Bu Yazım İşinde el-Askalanî (852/1448) Görev alan 40'a Yakın Sahabi’den Söz eder.[21] 

            İbnu İshaq'ın Rabat'ta bulunan Siyer  Kitabı’nda şöyle bir Riwayet yer alır: "Qur'an'dan ne zaman bir Parça Nazil olsa Rasulullah a. bunu önce Erkekler’in İştirak ettiği bir Topluluk hHuzuru’nda okur, Tebliğ eder ve sonra Kadınlar’dan Müteşekkil Ayrı bir Topluluğa Tebliğ eder­di."[22]

Her Ramazan'da Hz.Rasul'un o Sene’ye kadar İnen Ayetleri Cibril ile okuyup karşılaştırdıkları Riwayetleri vardır."Hz.Peygamber Halq’ın Huzuru’nda baştan sonra kadar Tila­wet etmek İtiyadı’ndaydı. Etrafında toplanan Ashab, beraberinde Qur'an Nüshaları’nı getirirler ve bunlarla O’nun okuduklarını Muqabele ederler ve İcabında ellerindekileri düzeltirlerdi. Hayatı’nın Son Ramazan Ayı’nda[23] bunu daha İleri bir İhtiyat Tedbiri olarak İki defa te­krarladı. Bu Tarz "Muqabeleler" ve Halk Huzuru’nda Tilawet etmeler Arza (takdim) Adını alır ve bunların İşaret ettiğimiz en Sonuncusuna Arza Ahira, Qur'an Tarihi’nde unutulmaz olarak kalmıştır."[24]   

Medine’de bir çok Çevre’ye Qur’an Muallimi gönderildi.[25]

            Hz.Rasul son Wahy’den 9 ya da 81 Gün  Sonra Wefat etti. Bu Süre’den önce kitaplaşması, Ayetler’in Elimizdeki Tertip üzere inmemesindendir.

 

            Muawiye'nin Wahy Katipliği:

            Mekke'de  Okuma-Yazma Oranı Çok Düşük’tü. Mekke ve Medine'de bu Dönem’de Okur-Yazar 33 Kişi’nin Adı geçer. Yazı Yazma, Ok Atma ve Yüzme gibi 3 Hasleti taşıyana Kamil Ünvanı verilirdi. Mekke'ye yazı Harb ibnu Umeyye ile girdi. Ebu Sufyan ile İki Oğlu, Muawiye ve Yezid ibnu Ebi Süfyan Okuma Yazma biliyorlardı.

            Rasulullah Arap Kabileleri’yle yaptığı Yazışmalar için Katipler edinmişti. Ebu Sufyan'ın İsteği üzerine Muaviye'de bunlar arasına katıldı.[26] eş-Şehriyarî, Rasul'un Osman ve Ali'yi Wahiy Katibi olarak İhtiyar ettiğini bu ikisinin bulunmaması Durumunda Ubeyy ve Zeyd ibnu Sabit'in Wahiy yazdığını  söyler. [27] Bir çok Kaynak Muawiye'nin Katipliği içine Wahy Katipliği’nin girmediğini söylerler.[28]

            İrfan Aycan, Muawiye Biyografisi’nde O'nun Wahy Katipliği yaptığından bahseden Kaynakları zikreder.[29] Kürsi Ayeti’ni yazdığı söylenirse de bu Ayet’in Hicret’in İlk Yılları’nda Nazil olduğu biliniyor. el-Mesudî, bu Mesele’ye daha Değişik Açı’dan bakar ve Muawiye'nin, Rasu­lullah'a, Wefatı’ndan önce, sadece bir kaç defa Katiplik yaptığını belirterek, Uzun Süre Rasulullah'a Katiplik yapanlarla bir tutulamayacağını ve Katipler Zümresi’ne katılamayacağını belirtir.[30] Çağdaş Araştırmacılar’ın Tetkiki Sonucu O’nun Wahy Katipliği yaptığını belgeleyen bir Delil’e rastlanmadığı görüldü.[31]

 

            b)Hz.Rasul'un Vefatı’ndan Sonra:

            1.Ebu Bekr Dönemi: 1. Derleme: [32]

            Hz.Peygamber'in Wefatı’ndan Kısa bir Süre önce wahyedilmesi tamamlanan Qur'an'ı, Hz.Rasul'un Wefatı’ndan sonra Ali ibnu Ebi Talib Nuzul Sırası’na göre bir Mushaf’ta toplamıştı. [33] Bu Mushaf’ı yazana kadar, Namaz dışında Dışarı çıkmamıştı. Bu Riwayet; O’nun ‘kendisine niçin Biat etmediğini sormak için Halife Ebu Bekr’in çağırttığı zaman ona  verdiği Cevap’ta geçer: ‘Allah’ın Kitabı’na bir Şey Ziyade edilebilir diye düşündüm, onu yazıncaya kadar Namaz dışında Elbisemi giymemeye karar verdim’ dedi. Ebu Bekr, ne ‘Ne Güzel düşünmüşsün’ dedi.[34]

 

Resmî Tedwin:

Yemame Savaşı’nda (m633) Sahebe’den en az 70 Qur’an Hafızı ( Qurra:Qariler)  Şehid olunca- ki Bu Rakamı 700 e kadar çıkaranlar var. M. Hamidullah bu Savaş’a katılan 3000 Hafız’dan Söz eder [35]  - bu Olay Cem'e Hızlılık kazandırdı.   Ömer, Ebu Bekr’den Cem için Israrcı oldu ve O’nu İkna etti. Hafızası Güçlü Wahy Katibi Zeyd ibnu Sabid’i[36] çağırarak O’nun Tereddüdlerini gidererek görevlendirdi. [37] 

Zeyd şöyle anlatır: "Yemame Harbi’nde 70 Qurra’nın Şehadeti’nden sonra Ebu Bekr beni çağırttı, Ömer yanındaydı. Dedi ki: Ömer bana gelerek: Yemame Günü Şiddetli Harp olup birçok Qurra Şehid oldu. Bir Çok Savaş Yeri’nde Hafızlar’ın Şehid edilmelerinden dolayı Qur’an’ın birçok Ayeti’nin Zayi olmasından korkarım, Qur’an’ın toplanmasını emretmeni Uygun görürüm. Ben de Rasullullah’ın yapmadığını yapmaktan çekindiğimi [38] söyledim. Ömer Hayırlı olduğunu söyleyerek Dewamlı bana başvurdu. Allah benim de Göğsümü Ömer gibi açtı. Sen Aqıllı bir Genç’sin, Resûlullah için Wahy yazıyordun, Qur’an’ı araştır ve onu topla.’ Wallahi bana Herhangi bir Dağı yerinden kaldırıp başka bir Yere naqletmeyi önerselerdi bu kadar Ağır gelmezdi. Önce Karşı geldim sonunda Allah Ebu Bekir, Ömer'in Aqıllarını yatırdıgı gibi benim de aAqımı yatırdı. Qur'an'ı araştırmaya, Hurma Dalları’ndan, Yassı Taşlar’dan ve İnsanlar’ın Hafizaları’ndan derlemeye başladım"[39]

Ebu Bekr ,Ömer ve Zeyd’e Şu Talimat’ı vermişti: ‘Mescid’in Kapısı’na oturun. Her kim ki, size Allah’ın Kitabı’ndan olduğuna dair İki Şahid’le[40] Uazılı bir Şey getirirse hemen onu yazınız’ [41] Ömer bunun üzerine Mescid’in Kapısı’na geldi. ‘ Her kim ki, Rasûlullah’dan Qur’an Namına bir Şey aldıysa onu getirsin’ dedi.[42] Heyet bu getirilen Ayetleri Sahifeler’e, Levhalar’a ve Hurma Dalları’na yazıyorlardı.

Zeyd Hafızası’ndaki Metinleri başkalarının Şehadeti ile de belgeledi. Desdek bulmadan yazmadı . [43]Yazılan bir Nusha İcma’ya Mazhar oldu[44] 

Hamidullah bu olayı şöyle anlatır: "Zeyd, esasen Qur'an’ı Ezbere biliyordu. Böyle olmakla beraber daha İleri bir İhtiyat Tedbiri olmak üzere, Qaleme alacağı Her bir Ayet veya Kelime için Hz. Peygamber'in Huzu­ru’nda Arza’dan geçirilmiş, Muqabele edilmiş İki Ayrı Yazılı Wesiqa’nın Şahadeti’ne Müracaat etmesini Halife Ebu Bekr O’na emretti. Halq’a Yanlarında saklamakta oldukları bu Nüshaları Zeyd ve Arkadaşları’na göstermek üzere Mescidun Nebi'ye getirmeleri duyuruldu. Bu Çalışma böylece sona erdirildiğinde, Zeyd ibnu Sabit hazırlanan Nüsha’yı yeniden İki Defa baştan sona okudu ve varsa Bütün Noksan ve Kusurlar izale edildi."[45]

Böylece Mushaf- ki Ona el-Mushaf dediler[46] - Halifeyi-Rasûl Ebu Bekr tarafından 11/632? de Resmi olarak da Cem edildi.

Ayetlerin Sırası ve hangi Sure’ye Ait olduklarının Hz.Peygamber tarafından Tayin edildiğini biliyoruz. Ayetler bugünkü Mushaf’taki gibi Sureler’de yer aldı.  Sureler’in ise sıralamasının Sahabe İctihad­larına dayandığı sanan Alimler de olmuştur [47] Dolayısıyla Sure sıralamasında  ihtilaf olduğu söylenir[48]

Derlenen Nüsha Halife'nin yanında kaldı. Tek Nüsha olan bu Mushaf Ebubekr’den sonra Ömer’in yanında kaldı. Hz.Ömer’in Wefatı’ndan sonra da Qurra’dan da olan Mü’minlerin Annesi  Hafsa’ya geçti. [49] 

 

II.Osman Dönemi: 2.Derleme:

1 Muharrem 24/646 da Hz.Osman Hilafet’e getirildi. Osman Dönemi’nde Müslümanlar’ın Hakimiyeti’nde olan Topraklar Arabistan'ın Sınırları’nı aştı. Ana Dili Yabancı olan bir Çok Müs­lüman Qur'an'ı Arapça Okuma da zorlanıyordu. Buna Araplar arası Lehçe, Şive Farklılıkları da eklenmeli. Bu Farklı Okuyuşlar, Karşılıklı Su­çlamalar’a da dönüşebiliyordu. [50] Şam Halqı Ubeyy’in, Qufe Halqı İbnu Mes’ud’un Basra Halqı Ebu Musa’nın Qıraatı’yla okuyordu.

            Kimi Farqlı Okuyuşlar Sahih Senedler’le Peygam­ber'e de dayanabiliyordu. Huzeyfetu’l-Yeman Şam Orduları’yla Ermenistan ve Azarbaycan üzerine yürümüştü. (25/646). Gazve Esnası’nda Şamlı Askerler’le Iraklı Askerler’in Qur’an Okuyuşu’nda İhtilaf ettiğini gördü ve İhtilaflar’dan endişelenerek Tedirdin oldu.[51] Olay Tekfir Noktasına varıyordu .Durumu Halife’ye iletti.

"Ey Mü'minlerin Emiri! Kalk! Müslümanlar, Qur’an’ın Qıraati’nde Hrıstiyanlar'la Ya­hudiler'in ihtilafları gibi İhtilaf etmeden önce bu İş’in Çaresi’ne bak" dedi. [52] Qıraat Farklılıkları’nın Müslümanlar Arasında Anlamazlık Konusu olması[53] üzerine" Halife Hafsa Mushafı"nı istedi. Osman, Hafsa'daki Mushaf’i getirtip çoğaltmaları için 4 kişi görevlendirdi: Zeyd ibnu Sabit, Abdullah ibnu Zübeyr, Said ibnu As, Abdurrahman ibnu Haris. Zeyd dışında 3ü Qu­reyşli'dir. İhtilaf eder­lerse O'nu Qureyş Lehçesi ile Yazmalarını em­retti. [54]  el-Buharî'nin Diğer Riwayeti’ne göre diğer 3 Üye de Ensar’dır: Muaz ibnu Cebel, Ubey ibnu Qa'b ve Zeyd ibnu Sabit.

Komisyon’un Çalışması 5 Sene sürdü. "Hazırlanan bu 7 Nüsha Medine Mescidi’nde herkesi Mutmain kılmak üzere Halq’ın Huzuru’nda alenen okundu ve sonra Her bir Nüsha, 26.Yıl’da Hududları Medine'den taşıp Batı’da İspanya'nın Güneyi’ne, Doğu'da Ceyhun Nehri'nin Ötesine Çin'e dayanmış Geniş İslam Yurdu’nun Muhtelif Eyalet Merkezle­ri’ne gönderildi. Öyle emredildi ki bundan böyle Qur'an Nüshaları, mutlaka bu resmi ko­pyalara uygun ve mutabık olacak ve farklı  bulunanlar imha edilecekti"[55] 

II. Komisyon'un İhtilaf ettiği Noktalar’da Önemsiz’dir. Örnegin Tabut kelimesi "Yuvar­lak T " ile mi "Açık T" ile mi yazılacak? Hz.Osman, Qureyş Yazımı üzere "Açık T" ile yazmalarını istemiştir.

 

Önemli Merkezlere Gönderilen Teksirler:

Çoğaltı­lan Nüshalar (Mushaflar) 5 ya da 7 Nüsha [56] olarak Önemli Yerleşim Merkezleri’ne gönderildi . (Qufe, Basra, Şam, Yemen, Mekke ve Bahreyn) . Bir Nüsha da Medine'de kaldı. Kayıtlar’da Şahşi Nüshalar’ın da İmha edildiği aktarılır.

Bu Resmî Tedvin dışındaki Mushaflar’ın ya­kılması Talimatı’nı dinlemeyenler de oldu. Ehl-i Beyt’ten Ali, Aişe, Qur’an Öğretmenleri’nden Muhacir İbnu Mes'ud, ile Ensarî Ubey ibnu Qa'b'in Özel Mushaf­ları’ndandan Söz edilir. Bu Mushaflar arasın­daki Farkları Konu edinen bir Kitabı Ebubekr ibnu Davud Te’lif etti: "Kitabu'l-Mesâhif"

 

Resmi Mushaf'a Alınmayan Ayetler Var mı?

Qur'an'ın Toplam Ayet Sayısı’nın 6666 olduğunu söyleyen Görüş bir Sayım’a dayanmamaktadır. Ayet Sayıları’nda Kitaplar’da görülen İhtilaf, Kimi Ayetler’in ortadan bölünüp İki Ayet sayılmasından, ya da Besmele’nin her birinin Ayrı Hesab’a katılıp katılmamasından kay­naklanmaktadır.

Ubey ibnu Qa'b, Mushaf’ın Osman Zamanı’ndaki Teksiri için oluşturulan Komisyon’un Üyesi idi. O’nun Qunut Duaları’nı Qur'an'dan saymış olması bu nedenle Mümkün değildir.

Başlangıcını daha önce naqlettiğimiz el-Buhârî’nin Zeyd Menşeili Hadisi’nin Dewamı’nda şöyle denir: ‘Tewbe Suresi’nin Sonu olan Lekad caekum... e kadar olan Ayetleri Ensar’dan Ebu Huzeyme’nin Yanında buldum. Başkasının yanında bulamadım.’ Hz.Ali’nin Özel Mushaf’ında bu Ayet’in bulunduğu Mantıqî Sonucu çıkar. Ubey’in Mushaf’ının tamamlanması Resmi Mushaf’tan sonraki Yıllar’da olmuş olmalı. İbnu Mesud Mushafı’nda da bu Ayet yer almaktaydı.

 

            III. Ali ibnu Ebi Talib Dönemi:

Osman'ın yazdırdığı Mushaf Hz. Rasûl'ünkünden Farqlı olsaydı, sonraki Halife Ali kendi Mushaf’ını resmîleştirirdi.[57] 

            Ali'nin Mushafi'nın Farqı, Sureler’in Nuzul Sırasına göre Terti­b’inden kaynaklanır. Anlam Değişi­kliği yapmayan çok az Kelime Sinonimi dışında Farq yoktur.

 

Qur'an'ın İlk Yazmaları Ne oldu:

            Qur'an'ın ilk Yazmaları’nın yakıldığına ilişkin Bilgi Kesin değildir. Bu Konu’yla ilgili Riwayetler Zayıf’tırlar. Bu Konu’da S. es-Salih'in de Kitab’ında  aktar­dığı Bilgi Güvenilir değildir. es-Salih de aktardığı Bu Görüşü paylaşmaz, sadece İbnu Ebu Da­vud'un böyle bir Riwayet naqlettiğini söyler. Tartışmalar bu Gerçek İfade edildikten sonra yürütülmelidir.

 

            *Ebu Bekr Mushafı:

            Hz.Ebubekr Zamanı’nda İki Kapak arasında toplanıp Muhafaza edilen Mushaf'a ne oldu? O Dönem’de bu Nüsha’dan yüzlercesi müslüman­larca Kopye edilmişti. Onun Kaybı bu Gerçeği değiştirmez

            Bu nüsha Halife Ebubekr öldükten sonra Hz.Ömer'e geçti. Ömer öldükten sonra da Kızı Ümmü’l-Mü’minin Hafsa'ya.. Malum Hz.Aişe’nin kendi Özel Mushaf’ı vardı. Halife Osman kendi Dönemi’nde bunu Hafsa'dan isteyerek çoğalttı ve İslam Merkezleri’ne gönderdi. Sonra da Hafsa'ya İade etti. Sonra ne oldu? et-Taberanî'nin Güvenilir Yol’la Sâlim'den aktardığına göre Medine Walisi Merwan, Hafsa'ya Adam göndererek belki de Osman’ın İzni ile bu Nüsha’yı O’ndan istedi. Hafsa vermedi. Hafsa binti Ömer öldükten sonra (h.41) Merwan, Kardeşi İbnu Ömer'e Adam gönererek ‘Bu Nüsha’yı bana gönder’, dedi. O da gönderdi. Böylelikle bu Nüsha’nın Mervan Dönemi’nde Emeviler’e geçtiğini görüyoruz.  Nüsha’nın bundan sonraki Aqıbeti konusunda herhangi bir Kayda rastlanmamaktadır. Büyük bir ihtimalle Uzun Süre Emeviler'in Eli’nde kalmış, Emeviler'in Yıkılışı Sırasında Değeri’nden dolayı biri tarafından alıkonmuştur.

Hz.Ömer’in Wefa­tı’ndan sonra Hafsa'nin Eli’n­deki Mushaf'in II.Derleme sonrası Hafsa’nın Wefatı’ndan sonra Medine Walisi Mervan tarafından yaktırıldığı söylenir. Öyle de olsa bu Riwayeti Oryantalistler’e Ma­teryal sağlayacak şekilde İstismar etmek Hatalı’dır.

Ali şöyle der: "Ey İnsanlar, Osman hakkında Aşırı Sözler söylemeyin. O'na -Mushaf­lar Yakıcısı- demekten sakının. Wallahi o, Mushafları biz Muhammed'ın Ashabı Önün­de yaktı. Osman Zamanı’nda Yönetici ben olsay­dım Aynısını yapardım. "

İhtilafları’nı Gerçe­ğin Qatli için kullanmayan bir Faqih ancak böyle söyleyebilirdi. Zeyd’in hem Hafsa Mushafı’nın hem Osman Mushafı’nın Derlememesinde 1. Derece’den Sorumlu olduğunu Tekrar hatırlanmalı.

   

Çoğaltılan Mushafların Akıbetleri:

Bilimsel Titizliğe Riayet eden Oryantalistler’den Schwally şöyle der "Qur'an , İnsan’ın beklemeyeceği Büyük bir Titizlik ve Mükemmeliyet’le Muhafaza edilmiştir."[58]

Casanova, yaptığı Araştırmalar’ın yanısıra bir başka Araştırmacı Quatremere'in Araştırmaları’na dayanarak Hz. Osman'ın çoğalttığı Mushaf Nushaları’ndan birinin Hicri 4.Asır Başlarında bilindiğini ve görüldüğünü Kaynaklar’a dayanarak söyler. [59] 

 

            1-Medine Mushafı:

            Bu Tarihî Eser, Uzun Yıllar Medine'de Ravza-ı Mutahhara'da Muhafaza edildi. Eser’in orada Mahfuz bulunduğunu, Muhtelif Tarihler’de Seyyahlar ve Meraklılar tarafından görüldüğü biliniyor. Mevlana Şiblî Tehzibu'l-Ahlaq Mecmuası’nda (H.1329/M.1911) Bu Nüsha’nın h735 Senesi’nde orada görüldüğünü kaydediyor.

            Eser I.Cihan Harbi’ne kadar hep Medine'de Muhafaza olundu. Harp Esnası’nda ne olur ne olmaza karşı, oradan naqledilerek Emin Yerler’de Muhafaza edilen Qıymetli Eserler Meyanında Hükumetce o da Muhafaza altına alınmıştı. Harp bittikten sonra yine oraya İade edildi.

            Rusya Müslümanları’ndan Musa Carullah Bigiyev, 1930 da Bolşevik Rusya'dan kaçtıktan sonra, Yakın ve Uzak Şark'ta dolaşırken Qur'an ve Mushaf’a ait Qıymetli Tetkikat’a İmza attı.  Bunları Hindistan’da neşretti. Mezkur Nüsha’nın Medine'de Ravza-i Mutahhara'da Mahfuz bulunduğunu, Medine-i Münevvere’de Mücavirliği Esnasında Eseri orada gördüğünü söyler.

 

2-Mekke Mushafı:

            Mevlana Şibli Mekke'deki Nüsha’nın Hicret’in 735. Senesi’nde orada bulunduğunu ve görüldüğünü söyler.

 

            3-Qufe Mushafı:

            Hz.Osman tarafından Qufe'ye gönderilen Nüsha, Meçhul bir Tarih’te Çukurova'nın Tarsus Şehri’ne gelmiş, orada Mahfuz imiş Tarsus, Abbasiler Zamanı’nda Önemli bir Serhat Şehri’ydi. Me'mun, Seyfu'd-Devle, Şair Mütenebbî oradadırlar. Qufe Mushafı oraya her halde Abbasiler  Zamanı’nda gelmiş olacak. Abbasi Halifeleri orada yaşardı. Nüsha orada Muhafaza olunmakta iken sonraları, Suriye'deki Humus Kalesi’ne naqledilmiş H.1050-1143/ (M.1640-1730) arasında yaşayan Meşhur en-Nablusî (H.1100/M.1689) Senesi’nde yaptığı Seyahati’nde bu Nüsha’yı Uzun Boylu Tawsif eder. Bu Nüsha 1.Cihan Harbi’ne kadar Humus’ta korunmuş, Harp Esnası’nda o da Diğer Kıymetli ve Tarihi Eserler gibi Muhafaza altına alınmış.

 

            4-Şam Mushafı:

            Şam'a gönderilen Nüsha, Qudus'le Dımışk-ı Şam arasında bulunan Taberiye'de Mah­fuz iken, sonraları Şam'a nakledildi."İlaveli Esmaru't-Tewarih" şunu kaydediyor:" Naqli Mushaf-ı Şerif-i Osmani Becamii Dımışk ez-Taberiye, Sene 492"

            İbnu Kesir (h.8.yy) Şam Nushası’nı bizzat görmüştür. Şöyle der: " Hz. Osman'ın çoğalttığı Mushaf Nushaları’na gelince bugün için onların en Meşhuru Suriye'de Şam Camii’nde bizzat gördüğüm bu Değerli, Büyük Kitap, Güzel, Açık ve Güçlü Hat ve Kaliteli bir Mürekkep’le Deve Derisi üzerine yazılmıştır."[60]

            M.Şibli'nin[61] yazdığına göre Ebu'l-Qasım es-Sebti, h657 Senesi’nde Şam Camii­’nin Maksuresi’nde Hz.Osman tarafından oraya gönderilen Mushaf’ı görmüştür. Abdulme­lik de h.725 de bu Nüsha’yı orada gördüğünü söylüyor. İbnu'l-Cezerî (h.751-833/ m.1350-1429) Zamanı’nda Şam'da Mescidü't-Tewbe'de hıfzolunan bu Nüsha daha sonra Emevi Cami­i'ne naqledilmiş, İbnu'l-Cezerî, Şam Mushafı'nı gördüğü gibi Mısır'da da Mesâhif-i Em­sar'dan bir tane gördüğünü söylüyor.

            Lala Mustafa Paşa'nın h982 Tarihli Wakfiyesi'nde Şam'da ki Mewkufatı zikrolunan Hums Arazisi’nde "Waqf-ı Mushaf-ı Seyyidina Osman" diye bir kayda rastlanıyor ki bundan o Tarih’te Musfah-ı Osman Waqfı bulunduğunu anlıyoruz. Demek Mushaf-ı Osman oradaymış. Mevlana Şiblî'nin İslam Alemi Seyahati Esnası’nda İstanbul'a geldiğinde bu Nüsha’nın Mah­fuz olduğunu öğrendiğini söylüyor.

            Çağdaş Alimler’den Şamlı Şeyh AbdulHakim Efganî, Şam Mushafı'ndan bir Nüsha İstinsah etmek istemiş. 1.Harp’ten önce bu İş’e başlıyarak  Şam Mushafı'nın Yazısı’nı ayniyle Muhafaza ve Şeklini Taqlid ederek Harf ve Kelimeler’in Suratı’nı, İmlasını koruyarak Re­sim yapar gibi Satırları aynen naqletmiş ve Tam bir Nüsha çıkarmıştır. Şam'da AbdulHakim Efganî'nin İstinsah ettiği Nüsha Mevcut’tur.

 

5-6.Bahreyn-Yemen Mushafları:

Aqıbetleri hakkında pek Bilgi yok.

 

            Sahabe Sayfaları:

            Hz.Peygamber'in yanında olan Ayetler dışında  Sahabiler kendileri için Özel Sayfalar da yazıyorlardı. İbnu Mes'ud, Muaz, Sa­lim, Ubey ibnu Qa'b, Aişe, Hafsa, Ümmü Seleme Ünlü Qurra arasında sayılırlar.

            Resmî Tedvin dışındaki Mushaflar’ın yakılması talimatı sonrasında Ali, Ibnu Mes'ud, Ubey ibnu Ka'b'in özel Mushafları Varlığını sürdürdü. Hz.Aişe'nin de bir Mushaf’i vardı. Bu Mushaflar arasın­daki Farqları Konu edinen bir Kitab’ı Ebubekr ibnu Dawud Te’lif etti: Kitabu’l-Mesâhif

            Bugün Dünya’nın heryerindeki Mushaflar birbirinin Aynısıdır. Topkapı Müzesi'nde saklanan Mushaf'ın Osman Mushaf’i ol­duğu söylenir. Ondan ilk elde çoğaltılan Mushaf’ta olabilir. Özbekistan'in Başkenti Taş­kent'te de İlk Mushaflar’dan bir Örnek vardır. [62]

 

            Türkiye’deki Tarihi Mushaflar:

            İstanbul'da Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde şu Tarihli Mushaflar vardır.

            No:457. Hz.Osman'ın İmzası’nı ve Hicri 30 Senesi’ni Hawi Mushaf-ı Şerif

            No:557. Hz.Ali'nin İmzası’nı Hawi Mushaf-ı Şerif

            No:458. Hz.Ali'nin Yazısı olduğuna İşaret edilen bir Mushaf.

 

            Diğer Resmî Ali Mushafları:

            *Mısır'da Kahire'de "Seyyidüna Hüseyin" Camii’nde, Ali ibnu  Ebi Talib'e Mensup kendi El Yazısı’yla Qufî Qadim Hattı’yla Yazma bir Mushaf vardır.

            *Şia'nın Meşhed'de Necefu'l-Eşref Medresesi’nde ve Camii’nde de Ali'nin  Yazısı’yla Mushaflar bulunmaktadır.

            -Mısırlı Türk Dostu Abdulvehhab Azzam Şehadetnamesi’nde Meşhed'de Hatt-ı Qufî ile Yazılı bir Mushaf'tan bir Kısım gördüğünü ve Sonunda şu İbare bulunduğunu yazıyor: "Bunu Ali ibnu Ebu Talib yazdı."

            -Yine orada Diğer Tam bir Mushaf vardır, o da Qufî Hattı’yla şu İbare Yazılı: "Bunu Hasan ibnu Ali ibnu Ebu Talip yazdı."

            *Şia Uleması’ndan Abdullah Zicanî, Qur'an Tarihi’nde Necefu'l-Eşref'te Hz.Ali Hat­tı’yla Mushaf bulunduğunu söyler.

 

            Görüldüğü gibi Muhtelif Eski Nüshalar, Sahabe Devri’nden kalma Mushaflar Bugün de elde Mevcut’tur. Bu Mushaflar arasında hiç bir Ciddi Farqlılık yoktur.[63]

            Bugün Dünya’nın Her Yerindeki Mushaflar birbirinin aynısı’dır.

            "Münih Üniversitesi’nde kurulmuş "İnstitut für Koran Forschung", Bütün Dünya’dan topladığı 42.000 kadar tam ve Natamam Qur'an Nüshası’nı bir araya getirip Tasnif etmiş ve 50 Yıl süren bir Muqabele ve Tetkikat Sonu’nda bunlar arasında bir iki Hattat Hatası bir yana, hiç bir Nüsha Farqı olmadığını Tesbit etmiş ve bu Durumu bir Rapor’la Dünya’nın Gözleri önüne sermiştir. Bu Enstitü, içindeki Wesikalar’la birlikte II. Dünya Harbi Esnası’nda Amerikan Uçakları’nın bombardımanları sırasında berhava oldu." [64]

 

            c)Harekeleme ve Noktalama Dönemi:

            et-Tevbe 3 Ayeti "Ve Rasulihu yerine "Ve Rasuluhi" şeklinde okununca Anlam "Allah ve Rasülü Müşrikler’den Beri’dir" Şeklinde iken "Allah, Müşrikler’den ve Rasülü'nden de Beri’dir" Şekline dönüşür. Harekeleme’ye göre değişen bu Okuyuş Hataları’nı Arap olmayan­ların farqetmesi İmkansız’dır. Harekeleme, bu Zaruret’ten doğdu.

h69/688 de Ebu’l-Esved ed-Düeli Renkli bir Mürekkeb’le Harfler’in Üstü­ne, Altına, Önüne birer Nokta koydu. Üst’teki a, Alt­’taki i, Yandaki u , Sesini veriyordu. Tenvin içinde İki Nokta kullanıldı.

            Esved'in Ögrencisi Nasr ibnu Asım (h89/708) de Harfleri harekeledi. Kimi Tarihçiler bunu yapanın Basralı Yahya ibnu Ma'mer (129/746) olduğunu söylerler .

            Qur'an İmlası’nda Son Düzenleme Halil ibnu Ahmed (h175/791) tarafin­dan gerçekleştirildi. Hemze, Şedde, Sila, Rev­m, İşmam belirlendi. Bu Hareket Başlangıç’ta bir Muhalefet’le karşılaştı ise de Sonunda Ge­nel Kabul gördü.

 

            Qur’an Tarihi Üzerine Çağdaş Literatür:

            el-Akk, Halid Abdurrahman, Tarihu Tewsiki Nassı’l-Qur’ani’l-Kerim, Şam, 1986

            Enyerî,İbrahim, Tarihu’l-Qur’an, Kahire

            Hamidullah, Muhammed, Qur’an Tarihi,ç. Salih Tuğ, İst, 1993 [65]

            Hanefî,Muhammed Bahit el-Mutii, el-Kelimatu’l-Hisan fi’l-Hurufi’s-Sab’ati ve Cemi’l-Qur’an, Beyrut,1986

            Huccetî,Muhammed Baqır, Muhtasar Tarihi’l-Qur’ani’l-Kerim, Dımeşk, 1975

            İbnu’l-Hatib,Muhibbuddin, el-Furkan, Beyrut, 1990

            Marzuk, Muhammed Abdulaziz, el-Mushafu’ş-Şerif Dirasetun Tarihiyyetün ve Fenniyyetun, Kahire, 1985

            Muheysin,Muhammed Salim, Tarihu’l-Qur’ani’l-Kerim, İskenderiyye, 1990

            Salim, Sahar es-Seyyid Abdulaziz, Advaun ala Mushafi Osman ibnu Affan, İskenedriyye, 1991

            Şahin,Abdussabur, Tarihu’l-Qur’an, 1994[66]

 

            Qıraatlı Mushaflar:

 

 

 

 


 

[1]          (Ebu Şehbe s.236), Şehhate ( s.27), es-Sabunî, et-Tıbyan fi Ulumu’l Qur’an, Beyrut,1408, s.68)

[2]           65/el-el-Qıyame 16-17

[3]          73/el-Müzzemmil 1-4

[4]          es-Sabunî/Qur’an İlimleri, ç.Zeynelabidin Tatlıoğlu, 1996,ist,İnsan yay. s. 62-63 :’ Arap Milleti Qur’an’ın indiği Devir’de Bellekleri Quvvetli, ezberlemeleri Süratli, Zihinleri Akıcı, Saf ve Mükemmel Arap Özellikleri’ni taşıyorlardı. Bir Arap Yüzbinlerce Şiiri Ezber’den okuyor, Qabileler’in Soyları’nı bilip Ezber’den sayıyor, onların ve Harpleri’nin Tarihleri’ni  biliyordu. Onlardan Arap Qabileleri’nin Soyları’nı saymayan Asılmış On Qaside’yi Şiirleri’nin çok olmasına ve ezberlenmenin Güç olmasına rağmen bilmeyen yok gibiydi. Araplar’a Qur’an gelince onun Beyanı’nın Quvvetli, Hükümleri’nin Parlak, Saltanat ve Nufuzu’nun Büyük olması Karşısında şaşırdılar ve Qur’an onların Beş Duyuları’nı yakalayıp Aqılları’na ve Fikirleri’ne Hakim oldu. Qur’an onların Gayretleri’ni Şanlı Kitab’a çevirdi. Şiir ezberlemeyi bırakıp O’nun Sureleri’ni ve Ayetleri’ni ezberleyip okudular. Çünkü Qur’an’da Hayat’ın Ruhu’nu bulmuşlardı....Sahabe Qur’an’ı Okuma’da ve İnceleme’de birbirleriyle Yarış ediyorlar, Var Güçleri’ni harcıyorlardı. Evleri’nde Qur’an’ı Hanımları’na, Çocukları’na öğretiyorlardı. Hatta Gece’nin Karanlığı’nda Sahabe’nin Evleri’nin yanından geçen bir kimse Qur’an Okuyanların Sesi’ni Arı Sesi gibi işitirdi. Resûlullah Gece Karanlığı’nda Ensar Evleri’nin Bazılarrının yanlarından geçiyor Bazılarının yanlarında durup Qur’an dinliyordu

[5]          62/el-Cum’a 2

[6]          Ezber’e verilen Önem Medine Yılları’nda da Dewam etti. Rasûl Sürekli Ezber’i Teşvik etti:

el-Buhârî’nin Ebu Musa Riwayeti: Resûlullah, Ebu Musa’ya: ‘Dün Gece senin Okuyuşu’nu dinlerken beni bir görmeliydin, gerçekten sana Âl-î Dawud’un Mizmarları’ndan bir Ses verilmiştir’ dedi.

Müslim’de şu Ziyade yer alır: Ebu Musa: ‘Ya Rasûlullah! Allah’a Yemin ederim ki, eğer senin benim Okuyuşumu dinlemiş olduğunu bilmiş olsaydım ona daha güzelleştirirdim’

el-Buhârî ve Müslim: Rasûlullah ‘Eş’arî Qabilesi’ni Gece’ye girdikleri Waqit Qur’an okurlarken Yumuşak Sesleri’nden Evleri’ni tanırım’ der.

[7]          87/el-A'la 6

[8]          Hamidullah, M/Rasulullah Muhammed , s. 195

[9]          (Ebu Şehbe,s.236),(es-Sabunî, s.68), (Şahhate,s.21)

[10]         (Ebu Şehbe,s.236),(er-Rumî, Ulumu’l-Qur’an ,s.89), (Şahhate,s.21)

[11]         Hamidullah,M/ Rasulullah Muhammed, s. 197

[12]         Hamidullah,M/Rasulullah Muhammed ,s. 195

[13]         Bera ibnu Azib'den gelen bir Riwayet’de şöyle denilmektedir: 4/en-Nisa 95 Ayeti Nazil olunca; Rasulullah Zeyd'i çağırttı, Eli’nde Yazı Aletleri’yle gelen Zeyd'e bu Ayet’i yazmasını söyledi." Zeyd ibnu Sabit'ten aktarılan Uzun bir Riwayet’te o, " Rasulullah'ın yanında bulunduğu bir sırada Peygamber'de Wahiy Hali’nin belirdiğini, bu Hal geçince, kendisine " Zeyd yaz!" dediğini, bunun üzerine bir Kürek Kemiği alarak üzerine 4/Nisa 95 Ayeti’ni "Ecren Azima" e kadar yazdığını, sonra, Peygamber de Tekrar Wahiy Hali’nin belirdiğini, bu Hal geçince kendisine "Oku" dediğini, yazdığı Ayetleri okuduğunu, Ayet’te "ve’l Mücahidun" Kelimesine gelince, Peygamber’in " Gayre uli’l Ebsar" kKsmını söylediğini Haber vermekte. (el-Buhari/Fedail,)

Zeyd ibnu Sabit: Biz Qur'an'ı Rasulullah'ın Huzuru’nda Riqa üzerine yazardık." (İbnu Hanbel/el-Müsned,)

[14]         29/el-Ankebut 48, 7/el-A’raf 157,

[15]         İbnu İshak/es-Sire

[16]         Hamidullah,M/ Rasulullah Muhammed , s. 196

[17]         Osman ibnu Ebi'l-As: Bir Gün Rasulullah'ın yanında bulunduğum bir sırada Gözleri birden Sevinç’le parladı ve bir Nokta’ya bakarak şöyle buyurdu: Cibril bana geldi ve 16/en-Nahl 90 Ayeti’ni yerine koymamı emretti." (İbnu Hanbel/ el-Müsned)

İbnu Abbas: Rasulullah, bir Sure Nazil olunca, Wahiy Katipleri’nden bir veya bir kaçını çağırtır ve onlara şöyle derdi: "Bu Ayetleri, şu şu Ayetleri olan Sure’ye yazın."(et-Tirmizî)

[18]         Hamidullah;M/ Rasulullah Muhammed, s. 196

[19]         ( Tahir el-Cezairî, et-Tıbyan, Beyrut, 1412, s.101) (Ebu Şame el-Maqdisî, Kitabu’l-Murşidi’l-Weciz, Ank,1986, s.44).

[20]         Zeyd ibnu Sabit: ‘Biz Rasûlullah’ın yanında Qur’an’ı Deriler üzerine yazıyorduk.’

[21]         İbnu Hacer/el-Fethu'l-Bari,

[22]         Hamidullah,M/ Rasulullah Muhammed, s. 195

[23]         Her Rama­zan'da Hz. Rasul'un o Sene’ye kadar inen Ayetleri Cibril ile okuyup karşılaştırdıkları Riwayet­leri vardır. ( ez-Zerkanî, I,234, Ebu Şehbe, s.236). Çiçek, M.Halil, 20.Asır’da Qu’ran İlimleri Çalışmaları,1996,İst,s.179-189

[24]         Hamidullah,M./ Rasulullah Muhammed, s.197

[25]         Mus’ab ibnu Umeyr’in İbnu Ümmi Mektum ile Yesrib’e Hicret Öncesi Muallim olarak gönderildiğini biliyoruz. Hicret Sonrası Mekke’ye Muaz Öğretmen olarak geldi. Medine’ye gelen Göçmenler’e de Muaz’ın Naqline göre Qur’an öğretecek birini görevlendiriyordu. Mescid’de Qur’an okuyanlar Namaz kılanların yanılmasına Wesile olabiliyordu. Onun Sağlığı’nda Bi’r-i Maune Waqası’nda 70 Qurra Şehid olmuştu.

[26]         İbnu Hanbel /Fadalilus-Sahabe,

İbnu Kesir/ Tefsiru'l-Qur'an'il Azim,

[27]         el-Cahşitarî/ Kitabu'l-Wüzera ve'l-Kuttab,

[28]         İbnu Quteybe/ el-Maarif,

el-Belazurî/Ensab,

et-Taberî/

İbnu Abdiberr/

el-Bağdadî/

İbnu Abdirabbih/

İbnu'l-Esir/ Usdu'l-Gabe,

İbnu Teymiyye/

İbnu Hacer/

[29]         el-Belazurî/ Ensab

el-Ya’qubî/

İbnu Abdirabbih/

en-Newewî/ es-Sirettü'n-Nebeviyye,

ez-Zehebî/Nübela: Ayetel-Kürsi'yi yazdığını kaydeder.

İbnu Tiktaka/

İbnu Kesir/ el-Fusul fi Ihtısari'r-Rasul,

Fasî/

İbnu Hacer/ Taqribu't-Tehzib,

el-A'zami,Muhammed Mustafa/ Küttabü’n-Nebi,

[30]         el-Mes'udî/et-Tenbih,

[31]         el-Kettani, Abdulhay/Nizmu'l-Hükümeti'n-Nebeviyye,

Aqqad,Abbas Mahmud/

[32]         Çiçek,M.Halil, 20.Asırda Qu’ran İlimleri Çalışmaları,1996,İst,s.179-189

[33]         Ali'nin Mushafi'nın Farqı Sureler’in Nuzul Sırası’na göre Terti­bi’nden kaynaklanır. Anlam değişi­kliği yapmayan çok az Kelime Sinonimi dışında Farq yok­tur. Hz.Peygamber a. ın İrtihali’nden sonraki 6 Ay içinde Ebu  Bekr Dönemi’ndeki Tedwin’den önce Qur'an’ı Peygamberimiz'in Talimatı üzerine mushaflaştırdığı naqledilir. Bu Mushaf’ta Sureler Nuzul Sırası’na göre dizilmiştir.

Ebubekr Abdullah İbnu Ebi Davud, Süleyman el-Eş'as es-Sicistanî /Kitabu'l-Mesahif, (Tah. ve Neşr. Arthur Jeffery Mısır 1936)

[34]         es-Suyutî/ İkrime’den İbnu Sirin naqletti. Riwayet Tartışma götürür. İbnu Sirin’in Riwayeti’ne göre onda Nasih-Mensuh Ayetler bulunuyordu.

[35]         el-Buhârî ve Müslim’in Enes’dan naqlettiği Hadis’in Zahiri’ne bakarak Rasûl Zamanı’nda Ezber’in Sınırlı Kişi’ye Hasr’ı yanlıştır: ‘Rasûlullah Zamanı’nda 4 Kişi Qur’an’ı ezberlemişti. Bunların hepsi Ensar’dandı: Ubeyy ibnu Qa’b, Muaz ibnu Cebel, Zeyd ibnu Sabit, Ebu Zeyd.’ (Ebu Zeyd, Enes’in Amcası’dır)

[36]         Niçin Zeyd? Qurra’dandı, Wahy Katibi’ydi, Son Arz’da Hazır bulunmuştu.

[37]         ( Ebu Şame, s.48-49) ( el-Cezairî, s.99-100) ( ez-Zerkanî, I,235), ( Ebu Şehbe, el-Maakkal, 243-244) ( el-Kattan, s.124), (Zurzur, s.87)

[38]         O’nun Beyan ettiği Gerekçe dışında Sebeb arayanlar arasında, Ezber’e olan Rağbet’in azalmasını düşünen Usulcüer vardır.

[39]         el-Buhârî/Fedaili'l-Qur’an,

[40]         İbnu Hacer: İki Şahid’den Murad, o Ayet’in Ezber’de olması ile Yazılmış olmasıdır.’

es-Sekawî: İki Şahid’den Murad, o Ayet’in Rasûlullah’ın Huzuru’nda yazıldığına dair iki Kimse’nin Şahadet etmesidir.

[41]         Ebu Dawud/

(er-Rumî, Ulumu’l-Qur’an, s.901) (el-Cezairî, s.100), (es-Sabunî,I,77)

[42]         Ebu Dawud/

[43]         Ebu Dawud/

            (Itr, s.49), ( el-Kettan, s.126).

[44]         (el-Askalanî, Fethu’l-Bari, Beyrut, ) ( er-Rumî, s.92).

[45]         Hamidullah,M/ Rasulullah Muhammed , s. 198

[46]         ( Ebu Şame, s.64) ( Ebu Şahbe, s.251-252).

[47]         Şöyle dediği söylenir: ‘Mushaflar hakkında İnsanlar’ın En Büyük Ecr’e Nail olanı Ebu Bekr’dir. Allah ona Rahmet etsin. Çünkü o, Allah’ın Kitabı’nı İlk Toplayan’dır.’

[48]         (Şehhate, s.32).

[49]         (el-Buharî, III, 196).

[50]         Ebu Qılabeden Riwayet edilir: Osman Halife olunca Qur’an okutan Öğretmenler Tayin etti, Her Öğretmen kendi Hocası’nın Qıraatını öğretiyordu. Öğrenciler birbirleriyle karşılaştıklarında İhtilaf ediyorlardı. Muallimler birbirlerini Küfür’le İtham edecekti. Osman Olay’ı duyunca Hutbe’de şöyle dedi: Siz benim yanımda İhtilaf ediyorsunuz, benden Uzak Şehirler’de bulunanların İhtilafları daha Şiddetli’dir.

[51]         (el-Buharî, II,196-197)

[52]         el-Buharî/Qur’an’ın Cem’i Babı, Enes ibnu Malik Riwayeti.

[53]         Ebu'ş-Şusa: Biz Mescid’de oturuyorduk. İbnu Mes'ud da Qur'an okuyordu. O sırada Huzeyfe geldi ve şöyle dedi:" İbn Ümmi Abd'ın Qıraati! Ebu Musa'l-Eş'ari'nin Qıraati ha! Allah'a Yemin ederim ki eğer Osman' ın Huzuru’na varabilirsem bunları Tek bir Qıraat Haline getirmesini Taleb edeceğim.(İbnu Ebi Dawud (316/928)

[54]         el-Buharî/Menakib,

[55]         Hamidullah,M/ Rasulullah Muhammed,  s. 198

[56]         İstanbul Topkapı Sarayı’ndaki Mushaf’ın bu Nüshalar’dan olma İhtimali Zayıf’tır. Yazısı’nın Mükemmelliği, Harfleri’nin Keskin Dik Köşeli Oluşu Dikkat çekiyor. Hamidullah bu Nüsha ile Taşkent Nüshası’nın Osman Mushafları’ndan olduğunu düşünür. (Rasullullah Muhammed ,s. 198).

[57]         Bak:I.Derleme Dönemi

[58]         Schwally/ Die Sammlung des Qurans, 2/93

[59]          Muhammed et-Lafin du Monde , s.125

[60]         İbnu Kesir/ Fezailu'l-Qur'an,

[61]         Şibli,M/ Tehzibu'l-Ahlaq Mecmuası,  1913

[62]         Hamidullah,M/ Rasulullah Muhammed, s. 198

[63]         Keskioğlu,Osman/Qur'an'ı Kerim Bilgileri,

[64]         Hamidullah,M/Rasulullah Muhammed s.198

[65]         Aslı Fransızca. 222 Sayfa. Eser İlmi Boyutu oldukça Engin olan ve Muhteva’nın İlmi Sewiyesi olabildiğince Yüksek bir Bilgi Hazinesi’dir. Meseleler tamamen Tarihi Gerçekliğe ve Qur’an Gerçeğine dayandırılarak İlmi Ciddiyet’in gerektirdiği Objektivite içerisinde ele alınmıştır. Qur’an Hasımları’nın İleri sürdüğü Eleştiriler’e Cewap Teşkil edebilecek bir Muhtewa ile yazılmıştır. Ancak Eleştiriler’in Aynısını naqletme İhtiyacı duymadığından ne onların İsimleri’ni ve ne de Eleştirileri’ni zikreder.

1. Bölüm’de ( s.11-32) Qur’an’ın Ana Özellikleri Qalem’e alınmıştır. Wahy’in Beşerî Dinler’deki Telakkisi ve Kitap ile Sünnet arasındaki Farqlar ( 15-18), Semawî Kitaplar’ın Özellikleri, Qur’an’ın kendine Has Özellikleri ( s.18-23) ve Qur’an’ın Muhtewası, Diğer Kitaplar’la Muqayeseli bir Şekilde incelenir (s.23-38).

2.Bölüm’de ( s.37-98) Tedwin Hareketleri Qaleme alınır. Önce Qur’an’ın Yazı’yla Tesbiti Üzerinde 3 Merhale’yi kapsayacak Şekilde Etraflıca durulur ( s.41-49). Daha sonra : Sure ve Ayetler’in Sıralanması, Qur’an’ın Yazı Tarzı ( s.50-52), Qur’an’ın Arapça Metni’nin İmlası ( 56-76), Gramer Özellikleri ( s.78-86), Qur’an Metni’nin Muhafazası ve İleriki Nesiller’e ulaştırılması ( s.86-87), Varyantlar Meseleri ( s.87-91), Nâsih Mensuh Meselesi ( s.91-92), Qur’an’ın Tilaweti ( s.92-95), Qur’an’ın Dewamlı ve Düzenli Okunması ( s.95-98).

3.Bölüm, Kitab’ın Yarısı’ndan Fazla’dır. Qur’an Tercümeleri’ne ayırır ( s.101-212). Önce Qur’an’ın Tercümesi’nin Genel bir Tarihçesi’ni sunar ( s.101-104); sonra Fransızca Tercüme’nin ( s.104-197) ve Türkçe El Yazma Tercümeler’in Tarihçesi’ni kaydeder ( s.107-121).

4.Bölüm’de Avrupa Dilleri’nde yapılan Qur’an Tercümeleri’ne değinir ( s.123-212). Diller Alfabetik Sıra’ya göre dizilmiş ve Her Dil’de yapılan Tercüme Sayısı Tesbit edilmeye çalışılır. Yaklaşık 500 Qur’an Tercümesi Tesbit edilir. Bilgiler Dinlerarası Plartform’da Muqayeseli bir Şekilde sunulur. ( Çiçek, M.Halil, 1996, s.185-186)

[66]         Mısırlı.344 Sayfa. Bir giriş, 7 Fasıl ve bir Mulhaq’tan oluşur. Giriş’te (s.27-56) Qur’an Metni’nin Tarifi, Mekkî ve Medenî sureler’in Tesbiti ve Sayısı, Qur’an’ın Parça Parça İnişi’nin Hikmetleri, Nuzul Sebepleri, Qur’an Metni’nin Subutu, Mushaf’ın Yazılışı, Qur’an Tilaweti ve Ahkamı, Qur’an Qıraatı ve İ’cazı Yer alır.

1.Fasıl Yedi Harf Hadisleri’ne ve  bunların Yorumu’ndaki Çeşitli gGörüşler’e Dair’dir (s.57-108). Ahruf-u Seb’a ile İlgili Düşünceler Başlığı Altında bu Hadisi 25 Sahabe’nin Riwayet ettiğini ve sadece 8 Tanesi Zayıf olan 410 Senet’le Riwayet edildiğini ve Bütün bu Riwayetler’le gelen Hadisler’in 3 Grup’ta toplandığını yazar (s.61-65). Şia’nın  Ahruf-u Seb’a’ya dair Tutumu’nu irdeler ( s.66-90). Ahruf-u Seb’a’nın Tefsiri Hakkında gelen Görüşleri, Ahruf-u Seb’a Hadis Metinleri’ne dair Bazı Mülahazaları, 19 ve 7 Sayıları ile ilgili Bazı Münharif Düşünceleri çürütmeye çalışır (s.85-88). Ayrıca Ahruf-u Seb’a’yı Proplematik Yön’den El’e alır ve Hadis’in bir kaç Yön’den Proplem olduğunu kaydeder ( s.89-90).Konu ile ilgili gelen 40 Hadis’ten 6 Tanesi’ni seçer, bunlardan Hareket’le Yedi Harf’ten Maqsad’ın İklab, İdgam, İşmam ve İ’lal gibi Kelimeler’in Telaffuzları’nı ilgilendiren Hususlar olduğunu savunmaya çalışır ( s.90-108)

2.Fasıl ( s.111-114) Qur’an Nassı’nın hem Şifahî Yol’la hem de Yazı’yla Tesbiti’ne dair’dir. Konu’yu Bazı Müşteşrikler’in Fikirleri ve buna Cewapları ile sürdürür. 3. Fasıl’da ( s.126-141) önce Arap Yazısı’nın Aslını ve Arap Toplumu’na nasıl girdiğini yani Tarihçesi’ni inceler ( s.127-135). Sonra Arap Yazısı’nda Noktalama ve Harekeleme’yi irdelemeye çalışır ( s.135-143). İlk Harekeleme ve Noktalama ile İlgili Görüşleri serdeder. Hamidullah’ın Konu Hakkındaki Araştırması daha Detaylı’dır. O Konu’ya Işık tutan Bazı Riwayetler getirir. Ayrıca Qur’an İmlası’na da Fazla Yer vermiştir.

4.Fasıl ( s.144-167) Qur’an’ı Mana’yla Okuma’ya dair’dir. Bu Husus’a Dayanak olabilecek BVazı Riwayetleri serdedip Kritiğini yapar. Konu ile İlgili Oryantalistler’in Eleştirilerine ve buna verdiği Cevaplar’a da Genişçe yer ayırır.

5.Fasıl’da ise ( s.169-193) Qur’an Metni’nin Peygamber’in Wefatı’ndan sonra gerek Ebubekir Dönemi’nde gerekse Osman’ın Dönemi’ndeki Durumu’nu inceler. Diğer Fasıllar’da olduğu gibi Konu ile ilgili Oryantalistler’in İleri sürdüğü İtirazları ve Cewapları kaydeder.

1.Fasıl’da Mushaflar’ın Çokluk Proplemini ve İbnu Mes’ud, Ubey ibnu Qab, Ali ibnu Ebi Talib, İbnu Abbas, Ömer, Hafza, Aişe, Ümmi Seleme, Abdullah ibnu Amr, Abdullah ibnu Zubeyr, Ebu Musa el-Eş’ari, Zeyd ibnu Sabit, Enes ibnu Malik ve Ebu Huzeyfe’nin Azatlısı Salim’in Mushafları’nı Ele alır. İmam Mushaf’la arasındaki Farqları gözden geçirir. Özellikle İbnu Abbas, Ubeyy ibnu Qab, İbnu Mesud ve Ali’nin Mushafları’nı Detaylı bir Şekilde inceleyerek bunlarla İmam Mushaf’ın arasındaki Farqlar’a bakar ve bu Farqlar’ın Müsteşrikler’in abarttığı gibi hiç de Büyük olmadığını kaydeder. Fasl’n Sonu’nda R. Blachere vb.nin İmam Mushaf Aristokratik bir Temayul’un Eseri’dir iddialarını çürütür ( s.262-266).

7. Fasıl’da ( s.267-305) Qıraatlar’daki Şazlar’ın Çıkışını ve Kritiğini Ele alır. Oryantalistler’e Cewap verir. Bu Fasıl’da Tashif ile Şazlar’ın Farqlarını kaydeder. Fasl’ın Sonu’nda Şuzuz ve Tashif ile İlgili Te’lif edilen Eserleri Kronolojik Sıra’yla kaydeder. Kitab’ın Sonu’na Ahruf-u Seb’a Hadisi’nin Riwayetleri ile İlgili bir İlave’de bulunur. Burada Waqi olan 40 Tariq’i naqleder. Her bir Farqlı Riwayeti zikrettikten sonra Kritiğini yapar. ( Çiçek, M.Halil, 1996, s.186-188)