Medenî Wahiy

622-632

 

 

093-001/el-BAQARA

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

I    1-7      

     1a   1-5 Felah Bulan Mü'minler

     1b   6-7 Küfürde Zirve

 

a    (Bak: Lukman 1-5)

 

002.01-  E.L.M.

002.02-Bu, kendisinde Kuşku olmayan, Muttaqiler  için Klavuz olan bir Kitap'tır.

002.03- Ki onlar, Gayb’a inanırlar, Salat’ı iqame ederler  ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden İnfaq ederler.

002.04- Ve onlar, Sana indirilene, Sen’den önce İndirilenler’e inanırlar ve Ahiret'e de Yakîn Sahibi’dirler.

002.05- İşte bunlar, Rabb'lerinden bir Hidayet üzeredirler ve Felah’a erenler de bunlardır.

b

002.06- Öyle, Küfredenler’i uyarsan da uyarmasan da Onlar için birdir; inanmazlar

002.07- Allah, onların Qalpleri’ni ve Kulakları’nı damgaladı; Gözleri’nin üzerinde de Perdeler vardır. Ve Onlaradır Büyük Azab.

 

II   8-20     

     2a   8-16 İnsanlardan Bazıları Dilleriyle inanırlar

     2b   17-20 Onlar Şuna Benzer

 

a 

002.08- İnsanlar’dan öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve Songün'e inandık" derler. Oysa Onlar inanmış değiller.

002.09- Güya Allah'ı ve ve İnananlar’ı aldatırlar. Oysa Onlar, yalnızca kendilerini aldatmaktadırlar da bunun Şuurunda değiller.

002.10- Qalpler’inde Hastalık vardır. Allah da Hastalıkları’nı arttırdı. yalanladıklarından dolayı, Onlar için Elîm bir Azab var.

002.11- Onlar’a: "Arz’da Fesat çıkarmayın/saçmayın" denildiğinde:"Biz Islah Ediciler’iz" derler.

002.12- Dikkat et, asıl Fesatcılar Onlar’dır, ama şuurunda değiller.

002.13- Ve yine Onlar’a: "İnsanlar’ın inandığı gibi Siz de inanın" denildiğin de: "Sefihler’in inandığı gibi mi inanalım /Sefihlerin /Avanakların inandığı gibi mi inanıyoruz?" derler. Dikkat et, gerçekte Sefih olanlar Onlar’dır. Ama bilmezler.

002.14- İnananlar’la karşılaştıkları/buluştukları zaman: "İnandık" derler, Şeytanları ile başbaşa kaldıklarında      ise derler ki "Elbette Biz Sizinle beraberiz. Biz yalnızca Alay ediciler’iz/İstihza edicileriz"

002.15- Allah da Onlar’la Alay eder ve  Taşkınlıkları/Tuğyanları içinde şaşkınca dolaşmalarına belli bir Müddet verir.

002.16- İşte bunlar Hidayet’e Karşılık Sapıklığı satın almışlardır. Fakat bu Ticaretler’i bir yarar sağlamamış, Hidayet üzerede de olamamışlardır.

b

002.17- Bunların Misal’i Ateş yakanın Örneğine benzer ki  Çevresi’ni ziyalandırdığı zaman Allah onların Aydınlığını giderdi ve Onları göremez bir Şekilde Karanlıklar içinde bıraktı.

002.18- Onlar Sağır’dırlar, Dilsiz’dirler, Kör’dürler, artık dönmezler.

002.19- Ya da  Karanlıklar, Gökgürültüsü ve Şimşekler’le Yüklü Gök’ten Şiddetli bir Yağmur Fırtınası’na tutulmuş gibidirler ki Yıldırımlar’ın saldığı Dehşetli Ölüm Korkusu’ndan (Hazere’l-Mewt) Parmaklar’ı ile Kulakları’nı tıkarlar. Ama Allah Kafirler’i Çepeçevre Kuşatıcı’dır.

002.20- Şimşeğin çakması neredeyse Gözleri’ni kapıverecek/ Şimşek neredeyse Gözler’ini kör edecek, önlerini her ziyalandırdığında bunda biraz yürürler. Üzerlerine Karanlık basıverince de kalakalırlar /durakalırlar. Allah dileseydi işitmelerini de, görmelerini de gideriverdi. Elbette Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

 

III  21-29    

          3a   21-24 Yaratan Rabbin İnsanlara Seslenişi

          3b   25 Cennet

          3c   26-27 Allah'ın Misali İle Eğlenenler

          3d   28-29 Allah'ın Yaratışı

a

002.21- Ey İnsanlar! Sizi ve Siz’den öncekileri yaratan Rabbiniz’e Kulluk ediniz ki sakınasınız.

002.22- O sizin için Arz’ı bir Döşek, Gökyüzünü bir Bina kıldı ve Gök’ten Su indirdi, bununla sizin için  Ürünler’den Rızıq çıkardı. Öyleyse  bile bile Allah'a Eşler koşmayın.

002.23- Eğer Kulumuz’a indirdiğimizden kuşkuda iseniz ,eğer Sadıqlar’dansanız bu durumda Siz de benzeri bir Sure getirin. Allah'tan başka Şahidleriniz’i de çağırın.

002.24- Eğer yapamazsanız ki kesinlikle yapamayacaksınız, artık Kafirler için hazırlanmış ve Yakıtı İnsanlar ve Taşlar olan  Ateş'ten sakının.

b

002.25- İnanan ve Salih Eylemler’de bulunanları müjdele. Gerçekten Onlar’a içlerinden Irmaklar akan Bahçeler vardır. Kendileri  bu Ürünler’den her rızıqlandıklarında   "Bu daha önce de rızıqlandığımız Şey" derler. Bu birbirinin benzeri olarak Onlar’a sunuldu/verildi. Onda Onlar için Mutahhar Eşler vardır ve Onlar orada Kalıcı’dırlar.

c

002.26- Elbette Allah  bir Sivrisineği  Misal vermekten çekinmez, onun Fewkinde olanı  da. Böylece İnananlar bunun Rabb'lerinden bir Gerçek olduğunu bilirler. Küfredenler ise "Allah bu Örnekle/Meselle neyi amaçlamıştır/ irade etmiştir" derler. Oysa bununla bir çoğunu saptırır/şaşırtır bir çoğunu da Hidayet’e ulaştırır. Bununla  Fasıqlarlar’dan başkasını saptırmaz.

002.27- Ki bunlar Allah'ın Ahd’ini, onayladıktan /Misaqı’ndan sonra bozarlar/ naqzederler. Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini/Wasl’ını emrettiği şeyi keserler ve Arz’da Fesad çıkarlar. İşte onlar Kaybebenler’dir/Hüsran’a uğrayanlar.

d

002.28- Nasıl oluyor da Allah'a küfrediyorsunuz? Oysa Ölüler iken sizi o diriltti/ Hayat verdi. Sonra yine Sizi öldürecek yine Hayat verecektir/ diriltecektir ve sonra yalnızca O’na döndürülüceksiniz.

002.29- Yer’de ne varsa Tümünü/hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra Göğe yönelip/İstiwa edip de onları Yedi Gök olarak düzenleyen/ Teswiye eden de O’dur. O Herşey’i Bilen'dir.

 

IV   30-39     İnsanın Büyük Kabiliyeti

    

   (Araf 10-25,     

   Kehf 50 ,   

   İsra 61-65,      

   Taha 115-126,    

   Sad 71-85)

 

002.30- Hani Rabb'in Melekler’e "Elbette Ben Arz’da bir Halife  yaratacağım" demişti. Onlar da "Biz Sana Hamdi’nle Tesbih ederek ve Sürekli Taqdis edip dururken orada Fesad çıkaracak ve orada Kanlar akıtacak/ dökecek birini mi varedeceksin" dediler. " Elbette Ben sizin bilmediğini bilirim " dedi.

002.31- Ve Adem'e İsimler’in Hepsini öğretti. Sonra onları Melekler’e yöneltip/arz edip "eğer  Sadıqlar iseniz bunları Bana İsimleri ile aktarınız. "dedi.

002.32- Dediler ki "Sen Subhan'sın. Bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir İlmimiz yoktur.  Elbette Sen Bilen'sin, Hakim'sin."

002.33- Allah: "Ey Âdem, bunları Onlar’a İsimleri ile aktar" dedi. O da bunları Onlar’a İsimleri ile aktarınca (Allah) dedi ki: "Size demedim mi Gökler’in ve Yer’in Gayb’ını gerçekten Ben bilirim. Açığa vurduğunuzu da (bedea), ketmettiğinizi de Ben bilirim."

002.34- Hani Melekler’e: "Âdem'e Secde edin" dedik de İblis'ten başka hepsi Secde ettiler. O ise dayattı/eba ve İstikbar etti ve Kafirler’den oldu.

002.35- Ve dedik ki "Ey Âdem, Sen ve i’n Bahçe'ye yerleşin de onun neresinden dilerseniz bol bol yiyin, ama Şu Ağaç’a yaklaşmayın. Yoksa Zalimler’den olursunuz."

002.36- Fakat Şeytan ikisini oradan  kaydırdı ve böylece Onları  bulundukları  Hal’den çıkardı. Biz de "kiminiz kiminize Düşman olarak inin(ihbut), sizin için Arz’da belli bir Süre’ye kadar yerleşim/Müsteqar ve Meta vardır" dedik.

002.37- Ve derken Âdem Rabbi’nden bir Takım Kelimeler aldı/Telaqqi etti. Bunun üzerine (Allah) Tewbe’sini Kabul etti. Elbette o Tewbekabuleden'dir, Rahim'dir.

002.38- Dedik ki "Oradan tümünüz inin(ihbut), artık ne Zaman size Ben’den bir Hidayet gelir de kim Benim Hidayeti’mi izlerse Onlar için      Korku yoktur, ve Onlar hüzünlenmeyecekler de."

002.39- Küfreden ve Ayetlerimiz’i yalanlayanlarsa, Onlar Ateş Ashabı'dırlar ve orada  Kalıcı'dırlar.

 

V    40-46     İsrailoğulları’nın Ahdi

 

002.40- "Ey İsrâiloğulları! Size bağışladığım/İn'am ettiğim Ni’met’m’i anın ve Ahdim’e bağlı kalın/Wefa edin ki Ben de Ahdim’e bağlı kalayım ve yalnızca Bana karşı gelmeyin.

002.41- Yanınızda olan Tewrat'ı Doğrulayıcı/Tasdiq edici olarak indirdiğime inanın, onu Tekfir edenlerin ilki Siz olmayın ve Ayetlerim’i de az bir Değer’e değişmeyin  ve yalnızca/ancak Ben’den sakının."

002.42- Haqq’ı Batıl ile Telbis etmeyin ve Sizce de bilinirken Haqq’ı gizlemeyin/ketmetmeyin/saklamayın.

002.43- Salat’ı iqame edin, Zekat’ı verin ve  Ruqu-edenler’le birlikte Siz de Ruqu edin.

002.44- Siz İnsanlar’a Birr'i emrediyorken kendinizi mi unutuyorsunuz/ unutur musunuz?. Oysa Siz Kitab'ı Tilawet ediyorsunuz yine de aqletmeyecek misiniz?

002.45- Sabır ve Salat’la  İstiane edin. Elbette bu İçi Saygı ile ürperenler/ Huşu duyanlar dışında kalanlar’a bir Ağırlık’tır.

002.46- Onlar elbette Rabb'leri ile karşılaşacaklarını ve elbette O'na döneceklerini bilirler.

 

VI   47-59     İsrailOğulları’na ihsan olunan Ni’metler

 

002.47- Ey İsrâiloğulları! Size bağışladığım/İn'am ettiğim Ni’metim’i ve    Sizi bir zamanlar Alemler’e /Tafdil ettiğimi hatırlayın.

002.48- Ve Öyle bir Gün’den sakının ki Hiçkimse, Hiçkimse’ye  birşey ödeyemez ve Kimse’den bir Şefaat kabul edilmez ve Kimse’den bir Fidye alınmaz ve Yardım görülmez.

 

002.49- Sizi en dayanılmaz/Ağır İşkenceler’e uğrattıklarında Fir'awun Ailesi'den   kurtardığımızı anın. Onlar Kadınlarınız’ı Diri/Sağ bırakıyorken Oğullarınız’ı boğazlıyorlardı. Bunda Sizin için Rabb'inizden Büyük/Ağır bir Sınav/Bela vardı.

002.50- Ve  hani Sizin için Deniz’i  yarıp, Sizi kurtarmıştık ve Fir'awun Ailesi’ni Siz seyrederken boğdmuştuk/ batırmıştık/ garketmiştik.

002.51- Hani Musa'ya Kırk Gece waid vermiştik ama Siz onun arkasından Buzağı’yı  (ilah) edinmiş/ tapınmış böylece Zalimler olmuştunuz.

002.52- Bundan sonra  şükredesiniz diye sizi affettik.

2.53- Ve yine Hidayet’e eresiniz diye Musa'ya Kitab'ı ve Furqan'ı verdik.

002.54- Hani Musa, Qawmi’ne demişdi:" Ey Qawmim! Siz Buzağı’yı (ilah) edinmekle kendinize zulmettiniz/yazık ettiniz. Hemen Yaratanınız’a/(Bariukum)Tewbe edip kendinizi öldürün/ temizleyin. Bu, Bariniz indinde Sizin için daha Hayırlı’dır. Bunun üzerine Tewbeleriniz’i qabul etti. Elbette o Tewbekabuleden'dir, Esirgeyen'dir.

002.55- Ve hani demiştiniz:" Ey Musa! Biz Allah'ı Apaçık/Cehren görünceye kadar Sana inanmayacağız." Bunun üzerine Siz bakınırken/ seyrederken Sizi Yıldırım çarpmıştı.

002.56- Sonra şükredesiniz diye, sizi Ölümünüz’den sonra dirilttik.

002.57- Sizi üzerinizdeki Bulutlar’la gölgelendirdik ve Size Kurdet-Helvası ve Bıldırcın  indirdik. Size Rızıq olarak verdiklerimizin Tayyib'inden yiyin." Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendilerine zulmettiler.

002.58- Ve Hani, demiştik ki:"Şu Kent’e/Qarye’ye girin ve orada istediğiniz yerde /dilediğiniz gibi bol bol yiyin, yalnızca Secde ederek Kapısı’ndan girerken " bağışla/hıtta" deyin. Hatalarınız’ı bağışlayalım. Muhsinler için artıracağız.

002.59- Ama zulmedenler kendilerine söylenen Söz’ü bir başkası ile değiştirdiler. Biz de o Zulmedenler’in Fesad yapmalarına karşılık, üzerlerine Gök’ten İğrençlik/ Ricz indirdik.

 

VI   60-61     İsrailoğulları’nın İnadı

 

002.60- Hani Musa Qawmi için Su aramıştı,o zaman Biz O'na: "Asa’nı Taş’a vur" demiştik de ondan Oniki Pınar fışkırmıştı/akmıştı, böylece herkes İçeceği-Yer’i bilmişti. "Allah’ın verdiği Rızıq’tan yiyin, için de Arz’da Müfsid olarak Karışıklık çıkarmayın."

002.61- Hani demiştiniz ki: "Ey Musa! Biz bir Çeşit/Türlü Yemeğe katlanamayacağız/ sabredemeyeceğiz, Rabb'ine yalvar/dua et de, Bize Yer’in bitirdiklerinden/ yetiştirdiklerinden Bakla(Hıyar), Acur (Sebze), Sarmısak, Mercimek ve Soğan çıkarsın." "Hayırlı olan’ı, şu Değersiz Şey’le mi değiştirmek istiyorsunuz? Mısır'a inin, çünkü orada kendiniz için istediğiniz vardır." demişti. Onların üzerine Horluk/Alçaklık ve Yoksulluk Damgası vuruldu ve Allah'tan bir Gazab’a uğradılar. Bu Elbette Allah'ın Ayetleri’ni Tekfir etmeleri ve Nebiler’i Haqsız yere öldürmelerindendi. Bu İsyan etmelerinden ve Sınır’ı çiğnemelerindendi.

 

VII  62-71     İsrail’in Tereddisi

 

002.62- Elbette  İnananlar’la Yahudiler, Hrıstiyanlar ve Sabiiler (den kim) Allah'a ve Son Gün'e inanır, Salih Eylemler’de bulursa, artık onların Allah katında Ecirler’i vardır. Ve onlar için Korku yoktur ,Onlar hüzünlenmeyeceklerdir de.

002.63- Hani Siz’den Misaq/Kesinsöz almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik: "Size verdiğimize Sımsıkı yapışın /Quwwetle tutun ve onda olanı hatırlayın. Umulur ki sakınırsınız. /Böylece sakınmış olursunuz."

002.64- Siz de, bundan sonra da döndünüz/tewella ettiniz. Eğer Allah'ın üzerindeki Fazl’ı ve Rahmet’i olmasaydı, siz gerçekten Hüsran’a uğrayanlardan olurdunuz.

002.65- Andolsun, Siz’den Yedincigün Haddi-aşanlar’ı elbette biliyoruz. İşte Biz, onlara" "Aşağılık/Zelil Maymunlar olunuz" dedik.

002.66- Bunu, hem Çağdaşları’na, hem  Halefleri’ne/gelecek olanlara bir Nekal (İbretlik), Muttaqiler’e de bir Mew'ıza (Öğüt) kıldık.

002.67- Hani Musa Qawm’ine: "Allah, Elbette Sizin bir Sığır kesmenizi  emrediyor" demişti. Onlar: "Bizle Alay’a mı alıyorsun/İstihza mı ediyorsun?" demişlerdi. "Cahiller’den olmaktan Allah'a sığınırım" demişti.

002.68- "Rabb'ine Adımız’a dua et de, bize Niteliklerini/nasıl olduğunu açıklasın/beyan etsin." demişlerdi. Demişti    ki: "Kesinlikle Allah diyor ki: "O ne pek Geçkin/ Yaşlı, ne de pek Genç, ikisi arası Dinçlik’tedir. Artık emrolunduğunuz Şey’i yapın ."

002.69- Demişlerdi ki: "Rabb'ine Adımız’a dua et de, Bize Rengi’ni beyan etsin." O da diyor ki: "O, bakanların (n-z-r) içine surur verecek Sarı bir Sığır’dır." demişti.

002.70- "Rabb'ine Adımız’a dua et de, Bize onun Niteliklerini/mahiyetini açıklasın/ beyan etsin. Çünkü bizce Sığır(lar) birbirinin benzeridir. İnşaallah Biz Hidayet’e erişiriz." demişlerdi.

002.71- Dedi ki:" O diyor ki: O, Yer’i sürmek ve Ekin’i/Tarla’yı sulamak için Boyunduruğa alınmayan, Salma ve onda Alaca olmayan bir Sığır’dır." "Şimdi Gerçeği getirdin." dediler. Böylece Sığır’ı kestiler, ama neredeyse/ az kalsın yapmayacaklardı.

 

VIII 72-82     İsrailoğulları’nın Katı Yürekliliği

 

002.72- Hani Siz birini öldürmüştünüz de bunda birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, sizin gizlediklerinizi Çıkaran'dır.

002.73- Bunun için de:" Ona, onun bir Parçası’yla vurun" demiştik. İşte böyle Allah Ölüleri diriltir ve Size Ayetlerimiz’i gösterir; aqledesiniz diye.

002.74- Sonra Qalpleriniz yine katılaştı; Taş gibi, hatta daha katı. Çünkü Taşlar’dan öyleleri vardır ki onlardan Nehirler doğar/kaynar öyleleri vardır ki yarılır, ondan Sular çıkar, öyleleri vardır ki Allah Korkusu’yla yuvarlanır/ düşer (ihbut). Allah yaptıklarınızdan  Gafil değildir.

002.75- Artık, onların size inanacaklarını umar mısınız? Oysa onlardan bir Fırqa, Allah'ın Kelamı’nı dinliyor, Aqıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı.

002.76- İnananlar’la karşılaştıklarında "İnandık" derler; birbiriyle yalnız kaldıklarında/Halwet’te ise, derler ki: "Allah'ın Size açtıklarını, Rabb'iniz katında Size karşı  onunla çıksınlar diye mi Onlar’la söyleşiyorsunuz (Tahdis)?  Hala aqıllanmayacak mısınız?"

002.77- Onlar, Allah'ın gizlediklerini/sırladıklarını da, alenilediklerini de  bildiğini bilmiyorlar mı?

002.78- Ve Onlardan  Ümmi'ler... Kitab'ı bilmezler; ancak bir sürü Emaniyye/ Kuruntu ; onlar ancak zannederler.

002.79- Artık weyl onlara; ki Kitab'ı kendi Elleri’yle yazdılar, sonra da az bir Değer/Semen karşılığında satmak için:     "Bu Allah katındandır" dediler. Artık weyl onlara ,Elleri’yle yazdıklarından dolayı; weyl onlara  kazandıklarından dolayı.

002.80- Derler ki:"Sayılı Günler’in dışında, Ateş Bize değmeyecektir/ Temas etmeyecektir. "De ki: "Allah katından bir Ahid mi aldınız? -Ki Allah asla wa'd’inden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediklerinizi mi söylüyorsunuz?"

002.81- Hayır; kim bir Kötülük/Seyyie kazanır da  Hata’sı onu kuşatırsa/ İhata ederse, Onlar, Ateş Ashabı'dırlar, orada Kalıcı'dırlar.

2.82- İnanan ve  Salih Eylemler’de bulunanlar, Onlar da Bahçe Ashabı'dırlar, orada  Kalıcı'dırlar.

 

X    83-86     Sözü’nde durmamak

 

002.83- Hani İsrâiloğulları’ndan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, Anne-baba’ya, Yakınlar’a/Akraba’ya, Yetimler’e ve Yoksullar’a iyi davranın, İnsanlar’a Güzellik’le söyleyin, Salat’ı iqâme edin ve Zekat’ı verin" diye Kesinsöz/Misaq almıştık. Sonra Siz, azınız dışında yüzçevirdiniz ve (hala) çevirmektesiniz/ dönmektesiniz  de.

002.84- Hani Siz’den " Kanlarınız’ı dökmeyin, birbirinizi Yurtlarınız’dan çıkarmayın" diye Misaq almıştık. Sonra Sizler bunu onaylamıştınız/ iqrar etmiştiniz, hala da Şahitsiniz.

002.85- Sonra Siz, yine birbirinizi öldürüyor, bir Bölümünüzü Yurtları’ndan sürüyor ve Günah/İsm ve Düşmanlık’ta aleyhlerinde arka çıkıyorsunuz ve Size Esir olarak geldiklerinde de onlar’la fidyeleşiyorsunuz. Oysa Onları çıkarmak, size Haram kılınmıştı. Yoksa Siz, Kitab'ın bir Bölümü’ne inanıp da bir Bölümü’nü tekfir mi ediyor sunuz? Artık Siz’den böyle yapanların Cezası, Dünya Hayatı’nda Aşağılık/ Hizyun/Hor olmaktan başkası değildir; Qıyamet Günü'nde de Azab’ın en Şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan Gafil değildir.

002.86- İşte bunlar, Ahiret'e karşılık Dünya Hayatı’nı satın alanlardır. Bundan dolayı Azab Onlar’dan hafifletilmez ve Onlar’a Yardım da edilmez.

002.87- Andolsun, Biz  Musa'ya Kitab verdik ve  O'nun ardından peşpeşe Elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da Apaçık Belgeler/ Deliller/Beyyinat verdik ve O’nu Ruhu'l-Qudüs'le teyid ettik/destekledik. Fakat ,Size ne zaman bir Elçi Nefsiniz’in hoşlanmayacağı bir Şey’le gelse, büyüklüklenerek/istikbar ederek bir kısmınız O’nu yalanlayacak bir kısmınız da O’nu öldürecek misiniz?

002.88- Dediler ki:" Bizim Qalplerimiz Örtülü’dür/Gılıflı’dır." Hayır; Allah Küfürlerinden dolayı Onlar’ı la’netlemiştir. Bundan dolayı onların pek azı inanır.

002.89- Allah katından/tarafından yanlarındakini/onlar’la olanı Doğrulayıcı/ Tasdiq edici bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan önce Küfredenler’e karşı Fetih istiyorlardı - işte irfan ettikleri(bilip tanıdıkları) gelince, O’nu tekfir ettiler. Artık Allah'ın La’net’i Kafirler’in üzerinedir.

002.90- Allah'ın Kulları’ndan, dilediğine kendi Fadlı’ndan indirmesine bağyederek Allah'ın İndirdikleri’ni Tekfir etmekle, kendilerini ne Kötü Şey’e Karşılık sattılar. Böylelikle Gazap üzerine Gazab’a uğradılar. Kafirler için Alçaltıcı bir Azab vardır.

002.91- Onlar’a: "Allah'ın İndirdiği’ne inanın" denildiğinde: "Biz, Bize indirilene inanırız" derler ve O'ndan sonra Olan'ı tekfir ederler. Oysa O, yanlarındakini Doğrulayan bir Gerçek'tir. De ki: "Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah'ın Nebileri’ni öldürüyordunuz?"

002.92- Andolsun, Musa Size  Belgelerle/Beyyinat’la geldi. Sonra siz O'nun arkasından Buzağı’nı (Tanrı) edindiniz. Ve Siz Zalimler’siniz.

002.93- Hani Siz’den Misaq almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik/ kaldırmıştık: "Size verdiğimize Sımsıkı/ Quvvetle yapışın/tutun   ve dinleyin." Demişlerdi ki: "Dinledik ve isyan ettik." Küfürleri yüzünden Buzağı Qalpleri’ne sindirilmişti.  De ki: "İnanıyorsanız, inancınız Size ne Kötü Şey’i emrediyor?"

002.94- De ki: " Eğer Allah katında Son-Yurd, başka İnsanlar’ın değil de, yalnızca Sizin ise, doğruysanız/sadıksanız , hemen Ölüm’ü dileyin/ isteyin."

002.95- Oysa Onlar, önceden Eller’inin taqdim ettiklerinden dolayı onu Ebediyen temenni etmeyecekler/ dileyemeyeceklerdir. Allah Zalimler’i Bilen'dir.

002.96- Ve Onları Hayat’a karşı İnsanlar içinde Şirk- koşanlar’dan daha Tutkun/Haris bulursun. Her biri Bin Sene yaşatılsın ister. Oysa onun bunca yaşaması, O’nu Azab’tan kurtarmaz. Allah onların yapmakta olduklarını Gören'dir.

 

XI   87-96  Yahudiler ve Hz.Muhammed

12   97-103 Yahudilerin Peygamber’e düşmanlıkları

 

002.97- De ki: "Kim Cibril'e Düşman ise, gerçekten o Kitab'ı, Allah'ın İzni’yle kendinden öncekileri Doğrulayıcı/ Tasdiq-edici ve Mü'minler için bir Hidayet ve Müjdeci   olarak Senin Qalb’ine indiren O'dur."

002.98- Her kim Allah'a, Melekleri’ne, Elçileri’ne, Cibril'e ve Mikail'e Düşman ise, artık şüphesiz Allah da Kafirler’in Düşmanı’dır.

002.99- Andolsun, Biz Sana Apaçık/Beyyinat Ayetler indirdik. Onları Fasıqlar’dan başkası tekfir etmez.

002.100-Onlar ne zaman bir Ahid’de bulunmuşlarsa, içlerinden bir Bölüm’ü onu atıp bozmadı(n-b-z) mı? Hayır, Onların çoğu inanmazlar .

002.101-Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan/ Tasdiq-eden bir Elçi gelse, kendilerine Kitab verilenler’den bir Fırqa, sanki kendileri hiç bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabı’nı arkalarına attılar.

002.102-Ve Süleyman'ın Mülkü aleyhinde Şeytanlar’ın Uydurdukları’na uydular. Süleyman ise küfretmedi, ancak Şeytanlar küfretti. Onlar İnsanlar’a Sihr’i öğretiyorlardı. Babil'deki İki Meleğe Harut'a ve Marut'a birşey indirilmedi. Ve ikisi kimseye birşey öğretmezlerdi: "Biz, yalnızca bir Fitne’yiz, sakın küfretme" demedikce. Fakat (güya) onlardan (ikisinden) (şeytanlar) Koca ile Karısı’nın arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın İzni olmadıkca onunla Hiçkimse’ye zarar veremezlerdi. Onlar ise, kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak Şey’i öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın , Ahiret’ten hiçbir Pay’ı olmadığıını bildiler. Kendilerini karşılığında sattıkları Şey ne kadar Kötü, bir bilselerdi.

002.103-Ve eğer onlar, inansalar ve sakınsalardı, Sewab Allah katında gerçekten daha Hayırlı olurdu, bir bilselerdi.

 

XII  104-112 Eski Kitaplar’ın Neshi

 

002.104-Ey inananlar! "Râinâ/ Bizi güt/ bizi gözet /bize bak" demeyin. "Unzurnâ/ bizi gözet/ bize bak /bize bakar mısın" deyin ve dinleyin. Kafirler için Acıklı/ Elîm bir Azab vardır.

002.105- Kitap Ehli'nden küfredenler ve  Müşrikler, Rabb'inizden üzerinize bir Hayr’ın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine Rahmeti’ni tahsis eder. Allah Büyük Fadl-sahibi’dir.

002.106-Biz, ondan daha Hayırlı’sını veya bir benzerini getirinceye dek hiç bir Ayet’i neshetmez veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten Herşey’e Güçyetiren'dir.

2.107- Bilmez misin ki, gerçekten Gökler’in ve Yer’in Mülkü Allah'ındır. Ve sizin Allah'tan başka Weliniz/ Koruyucunuz da Yardımcınız da yoktur.

002.108-Yoksa daha önce Musa'nın sorguya çekildiği gibi, siz de Elçiniz’i sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim İman’ı Küfr’e değişirse, artık o Düz-yol’dan sapmış olur.

002.109-Kitap Ehli'nden çoğu, kendilerine Gerçek Apaçık Belli olduktan sonra, kendilerini (kuşatan) Kıskançlık’tan/ Hased’den dolayı, İmanınız’dan sonra sizi Küfr’e döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah'ın  emri gelinceye kadar onları bırakın/ affedin ve ilişmeyin/. Elbette Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.

002.110-Salat’ı iqâme edin, Zekat’ı verin. Önceden kendiniz için Hayır olarak neyi taqdim ederseniz, onu Allah katında bulacaksınız. Elbette Allah, yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

002.111-Dediler ki: "Yahudi veya Hrıstiyan olmadıkca ,kimse Bahçe'ye giremez. "Bu onların  Kuruntular’ıdır/ Emaniyye. De ki: "Eğer Doğru’ysanız/Sâdıq’sanız Burhanınız’ı getirin."

002.112-Aksine, kim Muhsin olarak Yüz’ünü Allah'a teslim ederse, artık onun Rabb'i katında Ecr’i   vardır. Onlar için Korku yoktur ve onlar hüzünlenmeyeceklerdir.

 

XIII 113-121   İslamiyet’in Mükemmel Rehberliği

 

002.113-Yahudiler dedi ki:"Hristiyanlar bir Şey üzerinde değillerdir.", Hristiyanlar da: "Yahudiler bir Şey üzerinde değillerdir." dediler. Oysa onlar, Kitab'ı tilavet ediyorlar. Bilmeyenler de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, Qıyamet Günü anlaşmazlığa düştükleri/ihtilaf ettikleri Şey’de aralarında hüküm verecektir.

002.114-Allah'ın Mescidleri'nde O'nun İsmi’nin anılmasını engelleyen ve onların Harabı’na çabalayan/ sa’yeden’den daha Zalim   kimdir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için Dünya’da bir Aşağılanma/Hizyun, Ahiret'te de Büyük bir Azab vardır.

002.115-Doğu da, Batı da Allah'ındır. Her nereye dönerseniz/yönelirseniz Allah'ın Yüz’ü oradadır. Elbette Allah, Kuşatan'dır/ Geniş'dir ve Bilen'dir.

002.116-Dediler ki: "Allah Ewlad edindi." O, Subhan'dır'. Aksine, Gökler’de ve Yer’de her ne varsa O'nundur, Tümü/hepsi O'na gönülden boyun eğmişlerdir.

002.117-Gökler’i ve Yer’i  Yaratan'dır (b-d-a). O, bir İş’in olması   belirleyince , ona yalnızca "ol" der, o da oluverir.

002.118-Bilgisizler, dediler ki: "Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir Ayet gelmeli değil miydi?" Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Qalpler’i birbirine benzeşti. Biz, yaqînen-inanan bir Qawm’e Ayetler’i Apaçık beyan ettik.

002.119-Elbette Biz Seni bir Müjdeci ve bir Uyaran olarak Haqq ile gönderdik. Sen Cahim Ashabı'ndan Sorumlu değilsin.

002.120-Sen onların Milletlerine uymadıkca, Yahudi ve Hristiyanlar Sen’den Kesinlikle Hoşnut olmazlar. De ki: "Elbette Hidayet/hüda, Allah'ın Hidayeti'dir." Eğer sana gelen bunca İlim’den sonra onların Hewaları’na uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir Weliy/ Koruyan vardır ne de bir Yardımcı vardır.

002.121-Kendilerine verdiğimiz Kitab'ı Haqq bir Tilawet’le tilawet edenler, işte O'na inananlar bunlardır. Kim de O'nu tekfir ederse, artık onlar kaybedenlerdir.

 

XIV15 122-129   İbrahim'in sözleşmesi

 

002.122-Ey İsrâiloğulları! Size bağışladığım/en'am ettiğim Ni’metim’i ve sizi Alemler’e  elbette tafdil ettiğimi anın/ hatırlayın.

002.123-Ve Hiçkimse’nin Hiçkimse’ye bir Şey ödeyemeyeceği, Hiçkimse’den bir Fidye alınmayacağı ve Hiçkimse’den bir Şefaat’ın qabul edilmeyeceği ve Yardım görülmeyeceği bir Gün’den sakının.

 

002.124-Hani Rabb'i, İbrâhim'i birtakım Kelimeler’le sınamıştı. O da bunları  tamamlamıştı. "Seni elbette İnsanlar’a İmam kılacağım" demişti. "Ya Zürriyetim’den olanlar?" deyince "Zalimler benim Ahdim’e nâil olamaz" demişti.

002.125-Hani Biz Beyt'i İnsanlar için bir Mesabe ve Emmiyet kıldık. "İbrâhim'in Maqamı'nı Musalla edinin", İbrâhim ve İsmâil'e de, "Evi'mi tawaf edenler, itikaf’a çekilenler ve Ruqu ve Secde edenler için tahir edin" diye Ahid verdik.

002.126-Hani İbrâhim: "Rabb'im, bu Belde'yi bir Güvenlikli kıl ve Ehli'nden Allah'a ve Ahir Gün’e inananları Ürünler’le rızıqlandır" demişti de "Küfredeni de az bir Süre yararlandırır, sonra onu Ateş Azabı’na uğratırım. O ne Kötü bir Dönüş’tür." demişti.

002.127-İbrâhim, İsmâil'le birlikte Beyt'in Qaideleri’ni yükselttiğinde  (demiştilerdi ki) "Rabb'imiz! Bizden qabul et, Elbette Sen İşiten'sin ve Bilen'sin."

002.128-"Rabb'imiz! İkimizi sana teslim olmuş kıl ve Zürriyetimiz’den da sana teslim olmuş bir Ümmet. Bize Menâsıq’ı göster ve Tewbemiz’i qabul et. Elbette Sen Tewwab'sın ve Rahim'sin."

002.129-"Rabb'imiz! İçlerinden onlara bir Elçi ba'set, onlara Ayetleri’ni tilawet etsin, Kitab'ı ve Hikmet'i öğretsin ve onları arındırsın. Elbette Sen Aziz'sin, Hakim'sin."

 

XV   130-141   İbrâhim'in Dini

 

002.130-Kendini Aşağılık/Sefih kılandan başka, İbrâhim'in Milleti'nden kim yüz çevirir(r-g-b)? Andolsun, Biz O'nu Dünya’da seçtik (istafa), gerçekten O Ahiret'e de Salihler’dendir.

002.131-Rabb'i O'na: "Teslim ol" deyince "Alemler’in Rabb'ine teslim oldum" demişti.

002.132-Bunu İbrâhim, Oğulları’na wasiyet etti, Ya’qub da: " Ey Oğullarım! Elbette Allah sizlere bu Din’i seçti (İstefa), siz de ancak Müslüman olarak ölün" (demişti.)

002.133-Yoksa siz, Ölüm Ya’qub'a hazırlandığında, orada Şahidler miydiniz? O, Oğulları’na: "Ben’den sonra kime kulluk edeceksiniz?" demişti de, onlar: "Senin İlahı’na ve Babaların İbrâhim, İsmâil ve İshaq'ın İlah'ı olan Tek bir İlah'a kulluk edeceğiz, bizler ona teslim olmuşlarız" demişlerdi.

002.134-Onlar bir Ümmet’ti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Siz, onların yaptıklarından Sorumlu tutulmayacaksınız. "

 

002.135-Dediler ki: "Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayet’e eresiniz." De ki: "Aksine, Hanif İbrâhim'in Millet’i üzerindeyiz. O Müşrikler'den değildi.

002.136-Deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrâhim, İsmâil, İshaq, Ya’qub ve Torunları’na  indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile Nebiler'e Rabb'lerinden verilene inandık. Onlardan hiçbiri’ni diğerinden ayırmayız ve biz O'na teslim olmuşlarız."

002.137- Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, elbette ihtida etmiş olurlar, yok eğer yüz çevirirlerse ,onlar elbette bir Ayrılık/Şiqaq içindedirler.  Onlara karşı Allah  sana yeter. O İşiten'dir, Bilen'dir.

002.138-Allah'ın Boyası. Allah'tan daha Güzel Boyası olan kim? Biz O'na kulluk edenleriz.

002.139-De ki: "O bizim de Rabb'imiz ,sizin de Rabb'iniz iken bizimle Allah hakkında tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim Eylemlerimiz bizim, sizin Eylemleriniz de sizindir. Biz, O'na Muhlis olanlarız."

002.140-Yoksa siz, gerçekten İbrâhim'in, İsmâil'in, İshaq'ın, Ya’qub'un ve Torunları’nın  Yahudi veya Hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz: De ki: "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah'tan kendisinde olan bir Şehadet’i ketmedenden daha Zalim olan kimdir? Allah yaptıklarınızdan  Gafil değildir.

002.141-Onlar bir Ümmet’ti, gelip geçti. Kazandıkları onların, kazandıklarınız da sizindir. Siz, onların yaptıklarından Sorumlu değilsiniz.

 

XVI 142-147     Qabe’nin Qıble Oluşu

 

002.142-İnsanlar’dan Bazı Sefihler:" Onları daha önce üzerinde bulundukları Qıbleler’inden  çeviren nedir?”  diyecekler. De ki: "Doğu'da, Batı'da Allah'ındır. Kimi dilerse Müstaqim Yol’a iletir.

002.143-Böylece Biz sizi, İnsanlar’a Şahid olmanız için Vasat/ Uygun bir Ümmet kıldık. Elçi'de üzerinize bir Şahid olsun. Senin üzerinde -bulunduğunu Qıble yapmamız, Elçi'ye uyanları, İki Topuğu üzerinde gerisin geri Dönenler’den ayırtetmek içindir. Doğrusu/ Gerçi bu Allah'ın Hidayet’e ulaştırdıklarının  dışında kalanlar için Büyük’tür. Allah, İman’ınızı boşa çıkaracak değildir. Elbette Allah, İnsanlar’a Şefkatli'dir, Esirgeyen'dir.

002.144-Biz, Senin Yüzünü çok defa Sema’ya doğru çevirdiğini görüyoruz. Şimdi elbette Seni Hoşnud olacağın Qıble’ye çeviriyoruz. Artık Yüz’ünü Mescid-i Haram Yönü’ne çevir. Her nerede bulunursanız, Yüz’ünüzü onun Yön’üne çevirin. Elbette kendilerine Kitab verilenler bunun Rabb'lerinden bir Gerçek olduğunu  bilirler. Allah yaptıklarınızdan  Gafil değildir.

002.145-Andolsun, Sen kendilerine Kitap-verilenler’e her Ayet’i getirsen, yine de Onlar senin Qıble’ne uymaz, Sen de Onların Qıbleler’ine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı, bir kısmının Qıble’sine de uymaz. Andolsun, eğer Sana gelen bunca İlim’den sonra Onların Heva’larına uyacak olursan, elbette Sen de Zalimler’den olursun.

002.146-Kendilerine Kitap verdiklerimiz, O'nu, Oğullar’ını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir Fırqa bildikleri halde elbette Gerçeği ketmederler.

002.147-Haqq Rabb'indendir. O halde Sakın Kuşkulananlar’dan (mümterin) olma.

 

XVII 148-152   Qabe’nin Qudsiyeti

 

002.148-Herkesin Yüz’ünü kendisine doğru çevirdiği bir Yön/Wiche vardır. Öyleyse Hayırlar’da birbirinizle yarışınız/ koşuşunuz. Her nerede olursanız, Allah sizleri bir araya getirecektir .Elbette Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.

002.149-Her nereden çıkarsan, Yüz’ünü Mescid-i Haram Yönü’ne çevir. Elbette bu Rabb'inden olan bir Haqq'tır. Allah yaptıklarınızdan Gafil değildir.

002.150-Her nereden çıkarsan, Yüz’ünü Mescid-i Haram Yönü’ne çevir. Her nerede olursanız Yüzünüz’ü onun Yönüne çevirin/döndürün. Öyleki, onlardan Zulmedenler’in dışında  İnsanlar’ın size karşı Huccetler’i olmasın. Onlardan korkmayın(h-ş-y), Ben’den korkun, üzerinizdeki Ni’metim’i tamamlayayım, hidayet’e erersiniz diye.

 

002.151-Öyleki içinizden kendinizden size Ayetlerimiz’i tilawet edecek, Sizi arındıracak, Size Kitab ve Hikmet'i öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek/ belletecek bir Elçi göndendik.

002.152-Öyleyse Beni anın/zikredin, Ben de Sizi anayım  ve Bana şükredin ve küfretmeyin.

 

XVIII      153-163   Katlanılacak Zahmetler

 

002.153-Ey İnananlar! Sabır’la ve Salat’la Yardım dileyin. Gerçekten Allah, Sabredenler’le beraberdir.

002.154-Ve sakın Allah Yolu’nda öldürülenlere "Ölüler" demeyin. Aksine Onlar Diri’dirler. Fakat Siz bunu şuuredemezsiniz.

002.155-Andolsun Biz Sizi bir Parça Korku, Açlık ve bir Parça Mallar’dan, Canlar’dan ve Ürünler’den eksiltmekle İmtihan edeceğiz. Sabredenler’e müjdele.

002.156-Onlara bir Musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a aidiz ve Elbette  O'na Dönücüler’iz"

002.157-Rabb’lerinden Bağışlanma ve Rahmet bunların üzerinedir ve Hidayet’e erenler de bunlardır.

 

002.158-Şüphesiz, Safa ile Merve Allah'ın İşaretleri’ndendir. Böylece kim Ev'i hacceder veya Umre yaparsa, artık bu ikisini Tawaf etmesinde kendisi için bir Sakınca yoktur. Kim de Gönül’den bir Hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, Şükr’ün Karşılığını verendir, Bilen'dir.

002.159-Gerçek, Apaçık Belgeler’den indirdiklerimizi ve İnsanlar için Kitap'ta açıkladığımız Hidayet’i gizlemekte olanlar, işte Onlar’a, hem Allah la’net eder, hem de La’net ediciler la’net eder.

002.160-Ancak Tewbe edenler, (kendilerini) düzeltenler ve O’nu  açıklayanlar, artık onların Tewbeler’ini qabul ederim. Ben, Tewbeler’i qabul ederim, Rahim'im.

002.161-Elbette, küfredip Kafir olarak ölenler, Allah'ın, Melekler’in ve bütün İnsanlar’ın La’net’i bunların üzerinedir.

002.162-Onda Temelli Kalıcı’dırlar, Onlar’dan Azab hafifletilmez ve Onlar gözetilmezler de.

002.163-Sizin İlah'ınız Tek bir İlah'tır. O'ndan başka hiçbir İlah yoktur.O, Rahman'dır, Rahim'dir.

 

XIX  164-167   Wahdaniyet’in Galebesi

 

002.164-Gerçek şu ki, Gökler’in ve Yer’in yaratılmasında Gece ile Gündüz’ün ardarda  gelmesinde, İnsanlar’a Yararlı Şeyler’le Deniz’de yüzen /süzülen Gemiler’de, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle Ölümü’nden sonra Arz’ı dirilttiği Su’da , orada yaydığı debelenen Her Canlı’da, Rüzgarlar’ı estirmesinde, Gök’le Yer arasında Boyun eğdirilmiş Bulutlar’ı evirip çevirmesinde/döndürmesinde düşünen bir Topluluk için gerçekten Ayetler vardır.

002.165-İnsanlar içinde/arasında Allah'tan başkasını Endad tutanlar vardır. Onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenler’in Allah'a olan Sevgi’si ise, daha Güçlü’dür. O zulmedenler, Azab’a uğrayacakları zaman, hiç tartışmasız Bütün Quvvet’in Tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği Azab’ın gerçekten Şiddetli olduğunu bir bilselerdi.

002.166-Öyle ki (o gün) kendilerine Uyulanlar, kendilerine Uyanlar’dan kaçmışlardır. Onlar Azab’ı görmüşlerdir ve aralarındaki Bütün Bağlar kopmuştur.

2.167- Uyanlar derler ki: "Eğer bize bir kere (dönme) Fırsat’ı verilseydi  elbette, onların Biz’den uzaklaştıkları gibi, Biz de onlar’dan uzaklaşsaydık. "Böylece Allah, onlar’a bütün yaptıklarını Kahırlı Özlemler’le/ Pişmanlık’la gösterecektir. Ve Onlar Ateş’ten de çıkacak değillerdir.

 

XX   168-176   Haram Olan Yiyecekler

 

002.168-Ey İnsanlar, Yer’de olan Şeyleri Helal ve Temiz olarak yiyin ve Şeytan’ın Adımları’nı izlemeyin. Gerçekte o Sizin için Apaçık bir Düşman’dır.

002.169-O, size yalnızca Kötülüğü, Fahşa’yı ve Allah'a karşı bilmediğiniz Şey’i söylemenizi emreder.

002.170-Ne zaman Onlar’a: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar:" Hayır, Biz Atalarımız’ı üzerinde bulduğumuz Şey’e uyarız." derler. Ya Atalarınız düşenememiş ve Doğru Yolu da bulamamışlarsa da mı?

002.171-Küfredenler’i (Davet edeni)n Örneği;  Haykıran’ın/Çoban’ın Örneği gibidir. Çağırma ve Bağırma’dan başka bir Şey’i duymazlar. Onlar, Sağır’dırlar, Dilsiz’dirler, Kör’dürler. Bundan dolayı aqıl erdiremezler.

002.172-Ey İman edenler, Size Rızıq olarak verdiklerimizin Temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, Allah'a şükredin.

002.173-O, size Ölü’yü ,Kan’ı, Domuz Eti’ni ve Allah'tan başkası Adına kesilmiş olan’ı kesin olarak Haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak Muhtaç kalırsa, Taşkınlık yapmamak ve Hadd’i aşmamak şartıyla O’na bir Günah yoktur. Gerçekten Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

002.174-Allah'ın indirdiği Kitap'tan bir Şey’i gözardı edip saklayanlar ve onunla Değer’i az bir Şey’i satın alanlar, onların yedikleri, Karınla’ı’nda Ateş’ten başkası değildir. Allah da Qıyamet Günü Onlar’la konuşmaz ve Onlar’ı arındırmaz. Ve Onlar için Elîm bir Azab da  vardır.

002.175-Onlar, Hidayet’e Karşılık Dalalet’i, Bağışlanma’ya Karşılık Azab’ı satın almışlardır. Ateş’e Karşı ne kadar Dayanıklı’dırlar.

002.176-Bu, Allah'ın  Kitab’ı  Elbette Haqq olarak indirmesindendir. Kitap Konusu’nda anlaşmazlığa düşenler ise Uzak bir Ayrılık (Şiqaq) içindedirler.

 

XXII 177-182   Qısas ve Wasiyet

 

002.177-Yüzleriniz’i Doğu’dan ve Batı’dan yana çevirmeniz Birr değildir. Ama Birr, Allah'a, Ahiret Günü'ne, Melekler’e, Kitab'a ve Nebiler’e iman eden, ona olan Sevgileri’ne rağmen, Mal’ı Yakınlar’a, Yetimler’e, Yoksullar’a , Yoloğlu’na, Dilenen’e ve Köleler’e veren, Salat’ı kılan, Zekat’ı veren ve ahidleştiklerinde Ahidleri’ne Wefa gösterenler ile Zor’da, Hastalık’ta ve Savaş’ın kızıştığı Zamanlar’da Sabredenler (inkidir). İşte bunlar Sadıqlar’dır ve bunlardır Müttaqî olanlar.

 

002.178-Ey İman edenler, Öldürülenler Konusunda  Size Qısas yazıldı. Hürr'e karşı Hürr, Köle’ye karşı Köle, Dişi’ye karşı Dişi. Fakat kimin Leh’inde Kardeş’i  tarafından (Suçunun bir kısmı) bağışlanırsa, artık Örf’e uymak ona Güzellikle (Diyet) ödemek düşer. Bu Rabb’inizden bir Hafifletme ve bir Rahmet’tir. Artık kim de bundan sonra Tecavüz’de bulunursa, onun için Elem Verici bir Azab vardır.

002.179-Ey Ulu’l-Elbâb, Qısas’ta Sizin için Hayat vardır, Umulur ki sakınırsınız.

 

002.180-Siz’den birine Ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir Hayır bırakmışsa, Ana’ya, Baba’ya ve Yakın Aqraba’ya bilinen bir tarzda Wasiyet’te bulunması -Allah'a karşı gelmekten Sakınanlar’a bir Haqq olarak; Size yazıldı.

2.181- Bundan böyle kim onu işittikten sonra değiştirirse, Günah’ı elbette onu değiştirenin üzerinedir. Elbette Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

002.182-Bunun yanında, kim, Wasiyet edenin Haqsızlığa Eğilim göstereceğinden ya da Günah’a gireceğinden korkup da ikisinin arasını düzeltirse, artık ona da Günah yoktur. Gerçekten Allah, Gafur’dur, Rahim’dir.

 

XXIII      183-188   Oruc

 

002.183-Ey İman edenler, Siz’den öncekilere yazıldığı gibi, Oruç Size de yazıldı. Umulur ki sakınırsınız.

002.184-Sayılı Günler’dedir. Artık Siz’den kim Hasta ya da Yolculuk’ta olursa tutamadığı Günler sayısınca başka Günler’de. Ona dayanabilenlerin üzerine de bir Yoksul Doyumu Fidye. Kim Gönül’den bir Hayır yaparsa bu da kendisi için Hayırlı’dır. Oruç tutmanız eğer bilirseniz Sizin için Daha Hayırlı’dır.

002.185-Şehr-u Ramazan. İnsanlar için Hidayet olan ve Doğru Yolu ve Haqq ile Batıl’ı birbirinden ayıran Apaçık Belgeleri kapsayan Qur'an onda indirilmiştir. Öyleyse Siz’den kim bu Ay’a (Şehr) Şahid olursa onu tutsun. Kim de Hasta veya Yolculuk’ta olursa, tutamadığı Günler Sayısı’nca diğer Günler’de. Allah Size Kolaylık diler, Size Zorluk dilemez. Bu Sayı’yı tamamlamanız ve Sizi Hidayet’e ulaştırmasına karşılık Allah'ı Büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.

002.186-Kullarım Beni Sana soracak olursa, işte Ben pek Yakın’ım. Bana dua ettiği zaman dua eden’in Duası’na Cewap veririm. Öyleyse, Onlar da Benim Çağrım’a Cewap versinler ve Bana İman etsinler. Umulur ki irşad olurlar.

002.187-Oruç Gecesi’nde Kadınlarınız’a yaklaşmak Size Helal kılındı. Onlar, Sizin Örtüleriniz, Siz de onların Örtüsü’sünüz. Allah, gerçekten Sizin, Nefisleriniz’e İhanet etmekte olduğunuzu bildi ,Tewbeniz’i qabul etti ve Sizi bağışladı. Artık onlar’a yaklaşın ve Allah'ın Sizin için yazdıklarını dileyin. Fecr Waqti, sizce Beyaz İplik Siyah İplik’ten ayırdedilinceye kadar yiyin, için. Sonra Gece’ye kadar Oruc’u tamamlayın. Mescidler’de İtikaf’ta olduğunuz zamanlarda da Onlar’a yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın Sınırları’dır. Onlara yanaşmayın. İşte Allah, İnsanlar’a Ayetleri’ni böylece açıklar, umulur ki sakınırlar.

 

002.188-Mallar’ınızı Haqsızlık’la aranızda yemeyin ve Siz bile bile Günah’la İnsanlar’ın Malları’ndan bir Bölümü’nü yemeniz için onları Hakimler’e aktarmayın.

 

XXIII      189-196   Müdafaa Harbi

 

002.189-Sana, Hilaller’i sorarlar. De ki:" O, İnsanlar ve Hacc için belirlenmiş Waqitler’dir.  Birr, Evler’e arkalarından gelmeniz değildir, ama Birr sakınanlar’ınkidir. Evler’e Kapıları’ndan girin. Allah'tan sakının, umulur ki Kurtuluş’a erersiniz.

 

002.190-Sizin’le Savaşanlar’a karşı Allah Yolu’nda savaşın, aşırı gitmeyin. Elbette Allah Aşırı-gidenler’i sevmez.

2.191- Onları, (Savaş’ta) bulduğunuz Yer’de öldürün ve Sizi çıkardıkları Yer’den Siz de Onlar’ı çıkarın. Fitne, Öldürme’den Beter’dir. Onlar Size karşı savaşıncaya kadar Siz, Mescid-i Haram yanında orada onlar’la savaşmayın. Sizin’le savaşırlarsa Siz de Onlar’la savaşın. Kafirler’in Ceza’sı işte böyledir.

002.192-Onlar, son verirlerse ( Siz de son verin).Şüphesiz Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

002.193-Fitne kalmayıncaya ve Din Allah'ın oluncaya kadar onlar’la savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık Zulum yapanlardan başkasına Düşmanlık yoktur.

002.194-Haram Ay, Haram Ay’a Karşılık’tır. Hürmetler Karşılıklı’dır. Öyleyse  kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki kesinlikle Allah, Muttaqiler’le beraber’dir.

 

002.195-Allah Yolu’nda infaq edin ve kendinizi kendi Eliniz’le Tehlike’ye atmayın. İhsan edin. Elbet  Allah Muhsinler’i sever.

 

XXIV      197-210   Hac

 

002.196-Hacc’ı da, Umre’yi de Allah için tamamlayın. Eğer kuşatılırsanız, artık Size Kolay gelen Hedy’i (gönderin). Qurban Yeri’ne varıncaya kadar Başlarınız’ı Traş etmeyin. Kim Siz’den Hasta ise ya da Başı’ndan Şikayet’i varsa, onun ya Oruç ya Sadaqa veya Hedy olarak Fidye (vermeli). Güvenliğe kavuşursanız, Hacc’a kadar Umre ile yararlanmak isteyene, kolayına gelen bir Hedy. Bulamayana da, Hacc’da üç Gün, döndüğünüzde de yedi olmak üzere, bunlar tamı tamına On Oruç var’dır. Bu Ailesi Mescid-i Haram'da olmayanlar için’dir. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah,  Cezası kesinlikle pek Çetin-olan’dır.

002.197-Hacc, Bilinen Aylar’dır. Böylelikle kim onlarda Hacc’ı farzederse, Hacc’da Kadın’a yaklaşmak, Fısq yapmak ve Kavga’ya girişmek yok’tur. Siz, Hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, kuşkusuz, Azığın en Hayırlısı Taqwa’dır. Ey Ulu’l-Elbâb, Ben’den ittiqa edin.

002.198-Rabb’inizden bir Fazl istemenizde size Sakınca yoktur. Arafat'tan  hep birlikte indiğinizde Allah'ı, Meş'ar'ı Haram'da anın. O Sizi nasıl Doğru Yol’a hidayet etmişse, Siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan önce Dalalet’te olanlardandınız.

002.199-Sonra insanlar’ın akın ettiği Yer’den Siz de akın edin ve Allah'tan Bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah Gafur'dur. Rahim'dir.

002.200-İbadetleriniz’i bitirdiğinizde, artık Atalarınız’ı andığınız gibi hatta ondan da Quwwetli bir Anma ile Allah'ı anın. İnsanlar’dan öylesi vardır ki: "Rabb'imiz bize Dünya’da ver" der, onun Ahiret’te Nasib’i yok’tur.

002.201-Onlar’dan öylesi de vardır ki: "Rabb'imiz, bize Dünya’da da Hasene ver, Ahiret'te de Hasene. Ve bizi Ateş’in Azabı’ndan koru." der.

002.202-İşte bunların kazandıklarına Karşılık Nasibler’i var’dır. Allah, Hesab’ı pek Seri Gören’dir. 

002.203-Sayılı Günler’de Allah'ı anın. İki Gün’de Eli’ni Çabuk tutana Günah Yok’tur, Geri kalan’a da Günah yok’tur.(Bu) sakınan için. Allah'tan ittiqa edin ve gerçekten bilin ki, Siz O'na döndürüleceksiniz.

 

002.204-İnsanlar’dan öylesi vardır ki, Dünya Hayatı’na ilişkin Sözler’i Senin hoş’una gider  ve Qalbi’ndekine rağmen Allah'ı Şahid getirir; oysa o Azılı bir Düşman’dır.

002.205-O, İş Başı’na geçti mi Arz’da fesat çıkarmaya, Ekin’i ve Nesli Helak etmeye çabalar. Allah ise Fesad’ı sevmez.

002.206-O’na: "Allah'tan kork" denildiği zaman, O’nu Büyüklük Gururu Günah’a sürükleyerek kuşatır. Böylesine Cehennem yeter; ne kötü Yatak’tır o.

002.207-İnsanlar’dan öylesi de vardır ki, Allah'ın Rızası’nı aramak  için Nefsi’ni Satın alır. Allah Kulları’na karşı Şefkatli olan’dır.

002.208-Ey İman edenler, hepiniz Topluca Silm'e girin ve Şeytan’ın Adımları’nı izlemeyin. Çünkü o, Size Apacık bir Düşman’dır.

002.209-Size, apaçık Ayetler geldikten sonra yine Ayağınız kayarsa, bilin ki Allah, Aziz'dir, Hakim'dir.

002.210-Onlar, Bulut Gölgeleri içinde Allah'ın  Melekler’le Onlar’a gelmesini ve İş’in bitirilmesini mi gözlüyorlar?  Oysa İşler Allah'a döner.

 

XXV 211-216     Mü'minlerin Uğradıkları Mihnetler

 

002.211-İsrâiloğulları’na sor, Onlar’a nice Açık Ayet verdik. Kendilerine geldikten sonra kim Allah'ın Ni’meti’ni değiştirirse, elbette Allah, Ceza’sı pek Şiddetli olan’dır.

002.212-İnkar edenler’e Dünya Hayatı Çekici kılındı. Onlar, İman edenler’den kimileriyle alay ederler. Oysa Mutteqîler, Qıyamet Günü onlar’ın üstündedirler. Allah, dilediğine Hesapsız Rızıq verir.

002.213-İnsanlar Tek bir Ümmet’ti. Allah, Müjdeciler ve Uyarıcılar olarak Nebiler gönderdi ve beraberlerinde İnsanlar’ın anlaşmazlığa düştükleri Şeyler Konusunda, aralarında Hüküm vermek üzere Haqq Kitaplar indirdi. Oysa kendilerine Apaçık Ayetler geldikten sonra , birbirlerine karşı olan Bağy yüzünden Anlaşmazlığa düşenler, o verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, İman edenleri, hakkında Ayrılığa düştükleri Gerçeğe kendi İzniyle eriştirdi. Allah kimi dilerse onu Doğru’ya iletir.

002.214-Yoksa Siz’den önce gelip geçenlerin Hal’i, başına gelmeden Bahçe'ye gireceğinizi mi sandınız? Onlar’a öyle bir Yoksulluk, öyle dayanılmaz bir Zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda Elçi ve beraberindeki Mü'minler’le: " Allah'ın Yardım’ı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Elbette Allah'ın Yardım’ı pek Yakın’dır.

 

002.215-Sana neyi İnfaq edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak İnfaq edeceğiniz şey, Anne-baba’ya, Yakınlar’a, Yetimler’e, Yoksullar’a ve Yoloğlu’nadır. Hayır olarak her ne yaparsanız; Allah onu  elbette bilir."

 

002.216-Savaş ,hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı. Olurki hoşunuza gitmeyen bir Şey, Sizin için Hayırlı’dır ve olur ki, sevdiğiniz Şey de Sizin için bir Şerr’dir. Allah bilir de Siz bilmezsiniz.

 

XXVI      217-221   Çeşitli Meseleler

 

002.217-Sana Haram olan Ay’ı, onda Savaşma’yı sorarlar. De ki:" Onda savaşmak Büyük (bir şey). Allah katında ise, Allah'ın Yolu’ndan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram'a engel olmak ve Ehli’ni oradan çıkarmak daha Büyük. Fitne ise, Qatil’den Beter’dir." Eğer güç yetirirlerse, Sizi Dininiz’den geri çevirinceye kadar sizin’le Savaşma’yı sürdürürler. Siz’den kim Dini’nden geri döner ve Kafir olarak ölürse, artık Onların bütün Çalışmaları Dünya’da da Ahiret'te de boş’a çıkmıştır ve Onlar Ateş’in Ashabı’dırlar, onda Sürekli kalacaklardır.

002.218-Elbette İman edenler, Hicret edenler ve Allah Yolu’nda Cihad edenler, işte onlar, Allah'ın Rahmeti’ni umabilirler. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

002.219-Sana Hamr’ı ve Kumar’ı sorarlar. De ki: "Onlarda hem Büyük Günah, hem İnsanlar için Yararlar var’dır. Ama Günahlar’ı Yararları’ndan daha Büyük’tür. Ve Sana neyi infaq edeceklerini sorarlar. De ki: "( İhtiyaç’tan ) Artakalan’ı." Böylece Allah, size Ayetleri’ni açıklar, umulur ki düşünürsünüz.

002.220-Hem Dünya’da hem Ahiret'de. De ki: " Onları ıslah etmek Hayırlı’dır. Eğer Onlar’ı aranıza katarsanız, artık onlar Sizin Kardeşleriniz’dir. Allah fesat çıkaranı Islah edici’den bilir. Eğer Allah dileseydi Size Güçlük çıkarırdı. Elbette Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

 

XXVIII    222-228   Kadınların Özel Halleri ve İddet

 

002.221-Müşrikeler’i İman edene dek niqahlamayın; Mü’mine bir Emeh  hoş’unuza gitse de Müşrike’den Hayırlı’dır. Müşrikler’i de nikahlamayın ta İman edene dek. Mü'min bir Abd (Köle) hoş’unuza gitse de Müşrik’ten daha Hayırlı’dır. Onlar Ateş'e çağırırlar, Allah ise kendi İzni’yle Bahçe'ye ve Mağfiret’e çağırır. O İnsanlar’a Ayetleri’ni açıklar. Umulur ki Öğüt alırlar.

002.222-Sana  Mehiz'i (ayhali) sorarlar. De ki: "O bir Eza’dır/ Rahatsızlık’tır. Ayhali’nde Kadınlar’dan ayrılın ve temizleninceye kadar /ondan kurtulana dek onlar’a yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah'ın Size emrettiği Mahal’den Onlar’a gidin/ varın. Elbette Allah, Tewbe edenler’i sever, Temizlenenler’i de /Arınanlar’ı da sever.

002.223-Kadınlarınız  Hars’dır size. Harsnız’a dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (bir şeyler) taqdim edin. Allah'tan da ittiqa edin ve bilin ki elbette O'na kavuşacaksınız. Mü'minler’i müjdele.

 

002.224-Bir de İyilik yapmanız, sakınmanız ve İnsanlar’ın arasını düzeltmeniz için Allah'ı Yeminleriniz’e Siper kılmayın. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

002.225-Allah Sizi, Yeminleriniz’deki Lağv'den dolayı sorumlu tutmaz, fakat Sizi Qalpleriniz’in kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah Gafur'dur, Halim'dir (yumuşak davranandır.)

 

XXIX      229-231   Talaq

 

002.226-Kadınlar’ından uzaklaşmaya Yemin edenler için Dört Ay Bekleme Süresi var’dır. Eğer (yeminlerinden) dönerlerse, Elbette Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

002.227-Eğer Boşama’da kararlı davranırsa (boşanırlar.)  Elbette Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

002.228-Boşanmış(kadın)lar kendi kendilerine Üç Quru' beklerler. Eğer Allah'a ve Son Gün’e inanırlarsa Allah'ın Rahimler’inde yarattığını saklamaları onlara Helal olmaz. Kocalar’ı, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada daha çok Haqq Sahibi’dirler. Onlar’ın lehine de ,aleyhlerinde ki Ma’ruf Haqq’a Denk bir Haqq var’dır. Yalnız Erkekler için Onlar üzerinde Derece (var). Allah Aziz'dir, Hakimdir.

 

XXX      

002.229-Talaq İki defa’dır.(sonrası) ya Ma’ruf’la tutmak ya da İhsan’la bırakmak. Onlar’a verdiğiniz bir Şeyi geri almanız Sizin için Helal olmaz, ancak ikisinin Allah'ın Sınırları’nı Ayakta tutmayacaklarından korkmuş olmaları (başka). Eğer ikisinin Allah'ın Sınırları’nı ayakta tutamıyacaklarından korkarsanız, bu durumda (Kadının) Fidye vermesinde ikisi için de Günah yok’tur. İşte bunlar, Allah'ın Sınırları’dır, onlara Tecavüz etmeyin. Kim Allah'ın Sınırları’na Tecavüz ederse, Onlar Zalimler’in ta kendileridir.

002.230-Yine O’nu boşarsa, (Kadın) O’nun dışında bir başka Eş’le nikahlanmadıkca O’na Helal olmaz. Eğer (yeni eşi) O’nu boşarsa, Onlar (ilk Kocası ile kendisi) Allah'ın Sınırları’nı ayakta tutacaklarını sanıyorlarsa, tekrar birbirlerine dönmelerinde ikisi için de Günah yok’tur. İşte bunlar, Allah'ın Sınırları’dır, bilen bir Topluluk için bunları açıklar.

002.231-Kadınlar’ı boşadığınızda, Bekleme Süreleri’ni tamamlamışlarsa, Onlar’ı ya güzellik’le tutun ya da güzellik’le bırakın. Fakat Sınırları çiğnemeniz için Zararları’na olmak üzere Onlar’ı tutmayın. Kim böyle yaparsa artık O, kendi Nefsi’ne zulmetmiş olur. Allah'ın Ayetleri’ni Oyun edinmeyin ve Allah'ın size verdiği, Ni’met’i ve Size Öğüt olsun diye indirdiği Kitab'ı ve Hikmet'i anın. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki Allah Herşey’i Bilen'dir.

 

XXXI      232-235   Dul ve Boşanan Kadınlar

 

002.232-Kadınlar’ı boşadığınızda, Bekleme Süreleri’ni de tamamlamışlarsa birbirleriyle Ma’ruf’ca anlaşırlarsa Onlar’a, kendilerini Kocaları’na nikahlamalarına Engel çıkarmayın. İşte, içinizde Allah'a ve Son- Gün’e İman edenler’e bununla Öğüt verilir. Bu Sizin için daha Hayırlı ve daha Temiz’dir. Allah bilir de Siz bilmezsiniz.

002.233-Emzirme’yi tamamlamak isteyenler için Anneler Çocukları’nı İki tam Yıl emzirirler. O(anne)lerin Yiyeceği, Giyeceği Örf’e uygun olarak, Çocuk kendisinin olana ait’tir. Kimseye güç yetireceğinin dışında teklif edilmez. Anne, Çocuğu, Çocuk kendisinin olan Baba da, Çocuğu dolayısıyla Zarar’a uğratılmasın. Mirascı üzerindeki Sorumluluk da bunun gibidir. Eğer aralarında Rıza ile ve danışarak Süt’ten ayırmayı isterlerse, ikisi için de bir Güçlük yoktur.Ve eğer Çocuklarınız’ı (Sütanne’ye) emzirtmek isterseniz, Örf’e uygun vereceğinizi ödedikten sonra Size bir Sorumluluk yok’tur. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki, Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

002.234-İçinizden Ölenler’in bıraktığı Eşler, kendi kendilerine Dört Ay On Gün beklerler. Bu Bekleme Süresi dolduğundan, artık Onlar’ın kendi haklarında Ma’ruf bir şekilde yaptıklarından dolayı Size Sorumluluk yok’tur. Allah işlediklerinizden Haberdar'dır.

002.235-(İddet bekleyen) Kadınlar’ı nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle bir İsteği Gönlünüzde saklamanızda Sizin için bir Sakınca yok’tur. Gerçekte Allah, Sizin Onlar’ı anacağınızı bilmiştir. Sakın bilinen Sözler dışında Onlar’la gizlice waidleşmeyin, Bekleme Süresi tamamlanıncaya kadar Nikah Bağı’nı bağlamaya kesin karar vermeyin. Ve bilin ki, elbette Allah Qalbiniz’den geçeni bilmektedir. Artık ondan kaçının. Ve bilin ki şüphesiz Allah Gafur'dur, Halim'dir.

 

XXXI      236-242   Kadınlar’ın Nafaqaları

 

002.236-Kendilerine El sürmediğiniz, Mehirleri’ni de tesbit etmediğiniz Kadınlar’ı boşamanızda Sizin için bir Sakınca yok’tur. Onlar’ı yararlandırın, Zengin olan kendi Gücü, Dar’da olan da kendi Gücü oranında, Ma’ruf bir şekilde yararlandırılmalı. (Bu), Muhsinler üzerinde bir Haq’tır.

002.237-Eğer onlara Mehir tespit eder de, El sürmeden boşarsanız, bu durumda kendileri ya da Nikah Bağı Eli’nde olanın Bağışlaması hariç tespit ettiğinizin yarısı onların’dır . Sizin bağışlamanız Taqwa’ya daha Yakın’dır. Üstünlüğü de unutmayın. Elbette Allah, yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

 

002.238-Salatlar’ı ve  Salat-ı Wusta’yı koruyun ve Allah'a gönülden boyun Eğiciler olarak durun.

002.239-Eğer korkarsanız Yaya veya Binek’te iken kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah'ı, Size bilmediklerinizi nasıl öğrettiyse öyle anın.

 

002.240-İçinizde ölüp de Eşler bırakmakta olanlar, (evlerinden) çıkarılmaksızın Senesi’ne kadar yararlanmaları için Eşleri’ne Wasiyet bıraksınlar. Ama Onlar çıkarlarsa, artık onların Ma’ruf olarak kendileri için yaptıklarından dolayı size Sorumluluk yoktur. Allah Aziz'dir, Hakimdir.

002.241-Boşanmış (Kadın)ların Ma’ruf bir tarz’da yararlanmaları var’dır. Bu Muttaqiler üzerine bir Haqq’tır.

002.242-İşte Allah, Size Ayetleri’ni böyle açıklar. Umulur ki aqledersiniz.

 

XXXII      243-248   Harp Zarureti

 

002.243-Binlerce kişi’nin Ölüm korkusu’yla Yurtları’ndan çıktığını görmedin mi? Allah Onlar’a "Ölün" dedi, sonra da onları diriltti. Şüphesiz Allah, İnsanlar’a karşı Fazl Sahibi’dir. Ancak İnsanlar’ın çoğu şükretmez.

 

002.244-Allah Yolu’nda savaşın ve bilin ki, elbette Allah Semi’dir, Alim'dir.

 

002.245-Allah'ın Karşılığı’nı çok Artırma ile kat kat arttıracağı Güzel bir Borc’u verecek olan kim’dir? Allah, daraltır ve genişletir ve Siz O'na döndürüleceksiniz.

 

002.246-Musa'dan sonra İsrâiloğulları’nın önde gelenlerini görmedin mi? Hani Nebileri’nden birine: "Bize bir Melik gönder de Allah Yolu’nda savaşalım" demişlerdi. O: "Ya üzerinize Savaş yazıldığı halde, savaşmayacak olursanız?" demişti. "Bize ne oluyor ki Allah Yolu’nda savaşmayalım? Ki biz Yurdumuz’dan çıkarıldık ve Çocuklarımız’dan (uzaklaştırıldık)" demişlerdi. Ama Onlar’a Savaş yazıldığı zaman, az bir kısmı dışında yüz çevirdiler. Allah Zalimler’i bilir.

002.247-Onlar’a Nebiler’i dedi ki: "Allah Size Talut'u gönderdi. "Onlar: "Biz Melikliğe, O’na göre daha çok hak Sahibiyken ve O’na bir Mal Bolluğu verilmemişken, nasıl bizi yönetecek Mülk O’nun olabilir? demişlerdi. O demişti: "Doğrusu Allah Size O'nu seçti ve O’nun Bilgi ve Vucut Gelişimi’ni artırdı. Allah kime dilerse Mülkü’nü verir.  Allah Wasi'dir, Bilen'dir.

002.248-Nebiler’i ,Onlar’a dedi: "Onun Meliliği’nin Belgesi, Size Tabut'un gelmesi. Onda Rabb'inizden bir Sekine ile Musa Ailesi'nin ve Harun Ailesi'nin Artakalanlar’ı var.  Onu Melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız , bunda elbette Sizin için bir Delil var’dır."

 

XXXIII    249-253   Hak Davası ığruna Savaşın Zarureti

 

002.249-Talut, Ordusu’ya birlikte ayrıldığında dedi ki: "Doğrusu Allah Sizi bir Nehir’le İmtihan edecektir. Kim bundan içerse ,artık o Ben’den değildir ve kim de El’iyle bir Avuç hariç avuçlarsa o Ben’dendir. Onlar’dan az bir Bölümü dışında ondan içtiler. O, kendisiyle beraber İman edenler’le onu geçince Onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve Ordu’suna karşı gücümüz yok" dediler. Elbette Allah'a kavuşacaklarını umanlar şöyle dediler: "Nice az bir Topluluk daha çok olan bir Topluluğa Allah'ın İzni’yle Galip gelmiştir. Allah Sabredenler’le beraber’dir.

002.250-Onlar, Calut ve Askerleri’ne karşı meydana çıktıklarında, dediler ki: "Rabb’imiz, üzerimize Sabır yağdır, Adımlarımızı Sabit kıl ve Kafirler Topluluğu’na karşı Bize Yardım et."

002.251-Böylece Onlar’ı, Allah'ın İzni’yle Yenilgi’ye uğrattılar. Dâwud, Calut'u öldürdü. Allah da O’na Mülk ve Hikmet verdi. O’na dilediğinden öğretti. Eğer Allah'ın, İnsanlar’ın bir kısmı ile bir kısmını def'i olmasaydı, Arz kesinlikle Fesad’a uğrardı. Ancak Allah, Alemler’e karşı büyük Fazl Sahibi’dir.

002.252-İşte bunlar, Allah'ın Ayetleri’dir. Onlar’ı Sana Haqq olarak tilawet ediyoruz. Sen de Gönderilen Elçiler’densin.

 

002.253-İşte bu Elçiler;  bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlar’dan, Allah'ın kendisiyle konuştuğu ve Dereceler’le yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık Belgeler verdik ve O’nu Ruhu'l-Qudus ile destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine Apaçık Belgeler geldikten sonra, onlar’ın peşinden gelenler, birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak ihtilaf’a düştüler. Onlar’dan kimi inandı, kimi de küfretti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.

 

XXXIV34   254-257   Allah’ın Azamet ve Qudreti

 

002.254-Ey İman edenler, onda hiç bir Alış Verişin, hiç bir Dostluğun ve hiçbir Şefaat’ın olmadığı Gün gelmezden önce, size Rızıq olarak verdiklerimizden infaq edin. Kafirler, Onlar Zulmedenler’dir.

002.255-Allah. O'ndan başka İlah yoktur. Diri’dir, Qaim’dir. O'nu Uyuklama ve Uyku tutmaz. Gökler’de de, Yer’de de ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun  katında Şefaat’te bulunacak kimdir? O önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Dilediği kadarının dışında, O'nun İlm’inden Hiçbir Şey’i kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun Kürsü’sü, bütün Gökler’i ve Yer’i kaplamıştır. Onların Korunması O'na güç-gelmez. O, pek Yüce'dir, pek Büyük'tür.

002.256-Din’de Zorlama yoktur. Gerçek şu ki, Rüşd Sapıklık’tan Apacık ayrışmıştır. Artık kim Tağut’u tekfir edip Allah'a inanırsa, o Sapasağlam bir Kulp’a yapışmıştır; bunun Kopması yoktur. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

002.257-Allah, iman edenlerin Weli’sidir. Onları Karanlıklar’dan Nur’a çıkarır. Küfredenlerin Weliler’i ise Tağut’tur. Onları Nur’dan Karanlıklar’a çıkarırlar. İşte onlar, Ateş’in Ashabı’dır, onda Sürekli kalacaklardır.

 

XXXV      258-260   Ölüler Diriliyor

 

002.258-Allah, kendisine Mülk verdi diye Rabb'i Konusunda İbrâhim'le tartışmaya gireni  görmedin mi? Hani İbrâhim: "Benim Rabb'im diriltir ve öldürür" demişti. O da "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. İbrâhim: "Şüphesiz Allah Güneş’i Doğu’dan getirir, Sen de onu Batı’dan getir" deyince, o küfreden böylece afallayıp kalmıştı. Allah, Zalimler Topluluğu’nu Hidayet’e erdirmez.

002.259-Ya da Altı-üstüne-gelmiş, Ipıssız duran bir Şehr’e uğrayan gibisini. Demişti ki: "Allah, burasını Ölüm’ünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu Yüz Yıl Ölü bıraktı, sonra onu diriltti. Demişti ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir Gün veya bir Gün’den az kaldım" demişti."Hayır, Yüz Yıl kaldın, böyleyken Yiyeceğine bak, henüz bozulmamış, Eşeğine de bir bak. Seni İnsanlar’a Belge kılmamız için. Kemikler’e de bir bak nasıl bir araya getiriyoruz, sonra da Onlar’a Et giydiriyoruz?" demişti. O, kendisine Apaçık Belli olduktan sonra demişti ki: "Artık öğreniyorum ki gerçekten Allah, her Şey’e Güçyetiren'dir.

002.260-Hani İbrâhim: "Rabb'im, bana Ölüler’i nasıl dirilttiğini göster." demişti. "İnanmıyor musun?" deyince "Hayır, ancak Qalb’imin tatmin olması için." demişti. Öyleyse, Dört Kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra Onlar’ı her bir Parçası’nı bir Dağ’ın üzerine bırak, sonra da Onlar’ı çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, Elbette Allah Aziz'dir. Hakim'dir.

 

XXXVI     261-266   Hak yolu’nda Mali Fedakarlık

 

002.261-Malları’nı Allah Yolu’nda infaq edenlerin Örneği Yedi Başak bitiren , her bir Başak’ta Yüz Tane bulunan bir Tek Tane’nin Örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah  Genişolan'dır, Bilen'dir.

002.262-Malları’nı Allah Yolu’nda infaq edenler, sonra infaq ettikleri Şey’in peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin Ecirler’i Rabb’leri katındadır, Onlar için Korku yoktur, onlar Mahzun da olmayacaklardır.

002.263-Güzel bir Söz ve Bağışlama, peşinden Eziyet gelen bir Sadaqa’dan daha Hayırlı’dır. Allah hiç bir Şey’e İhtiyac’ı Olmayan'dır, Halim’dir.

002.264-Ey İman edenler, Allah'a ve Son-Gün’e inanmayıp, İnsanlar’a karşı Gösteriş olsun diye Mal’ını infaq eden gibi Minnet ve Eziyet ederek Sadaqaları’nı Geçersiz kılmayın. Böylesi, üzerinde Toprak bulunan bir Kaya’ya benzer. Ona Sağanak bir Yağmur düştü mü, onu Çırılçıplak bırakır. Onlar kazandıklarından hiçbir Şey’e Güç yetiremezler. Allah Kafirler Topluluğu’na Hidayet etmez.

002.265-Yalnızca Allah'ın Rızası’nı istemek ve kendilerinde olanı kökleştirmek için Malları’nı infaq edenler’in Örneği, yüksekçe bir Tepe’de bulunan, Sağnak Yağmur aldığında Ürünleri’ni iki Kat veren bir Bahçe’nin Örneği’ne benzer ki ona Sağnak Yağmur isâbet etmese de bir Çizintisi vardır. Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

002.266-Hangi biriniz ister ki ,altından Nehirler akan Hurmalar’dan, Üzümler’den bir Bahçesi olsun, içinde kendisinin olan Bütün Ürünler de bulunsun, fakat kendisinde İhtiyarlık gelip çatsın, zayıf ve küçük Çocuklar’ı olsun, ona Ateşli bir Kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah ,Size Ayetleri’ni böyle açıklar,umulur ki düşünürsünüz.

 

XXXVII    267-273   İyilikler’in Faydası

 

002.267-Ey iman edenler ,kazandıklarınızın İyi olanı’ndan ve Sizin için Yer’den bitirdiklerimizden infaq edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız Bayağı Şeyler’i vermeye kalkışmayın ve bilin ki, elbette Allah, Hiçbir Şey’e İhtiyac’ı olmayan'dır, Hamid' dir.

002.268-Şeytan, Sizi Faqirlik’le korkutur ve Size Fahşa’yı emreder. Allah ise, Size kendisinden bir Bağışlama ve bol İhsan wadediyor. Allah Wasıy'dir, Bilen'dir.

002.269-Kime dilerse Hikmet'i O’na verir. Elbette kendisine Hikmet verilene büyük bir Hayır da verilmiştir.  Ulu’l-Elbâb’dan başkası tezekkür etmez.

002.270-Nafaqa’dan her ne infaq eder veya Adak’tan her ne adarsanız, elbette Allah onu bilir. Zulmedenler’in Yardımcılar’ı yoktur.

002.271-Sadaqalar’ı açıkta verirseniz o ne İyi ,fakat gizleyip de Faqirler’e verirseniz bu Sizin için daha Hayırlı’dır. O, Günahlarınız’dan bir kısmını bağışlar. Allah yaptıklarınızdan Haberdar’dır.

002.272-Onlar’ın Hidayet’e ermesi Senin üzerinde değildir. Ancak Allah, dilediğini Hidayet’e eriştirir. Hayır olarak her ne infaq ederseniz, kendiniz içindir. Zaten Siz, ancak Allah'ın Hoşnutluğu’nu istemekten başka infaq etmezsiniz. Hayır’dan her ne infaq ederseniz Haqsızlığa uğratılmaksızın Size eksiksizce ödenecektir.

002.273-Kendilerini Allah Yolu’nda adayan Faqirler içindir ki, Onlar, Arz’da dolaşmaya Güç yetiremezler. İffetleri’nden dolayı Cahil olan, Onlar’ı Zengin sanır. Sen Onlar’ı Yüzleri’nden tanırsın. Yüzsüzlük ederek İnsanlar’dan istemezler. Hayır’dan her ne infaq ederseniz, elbette Allah onu bilir.

002.274-Onlar ki Mallar’ını Gece, Gündüz, Gizli ve Açık İnfaq ederler . Artık bunların Ecirler’i Rabb'leri katındadır. Onlar için Korku yoktur, onlar Mahzun da olmayacaklardır.

 

XXXVIII   274-281   Riba’nın Haram Oluşu

 

002.275-Riba yiyenler, ancak kendisini Şeytan çarpmış olanın Kalkış’ı gibi, çarpılmış olmaktan başka kalkmazlar. Bu, Onların: Alım Satım da ancak Riba gibi’dir." demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, Alış Veriş’i Helal, Riba’yı ise Haram kıldı. Kime Rabb'inden bir Öğüt gelir de son verirse, artık Geçmiş’i kendisine, İş’i de Allah'a aittir. Kim de geri dönerse, artık Onlar Ateş’in Ashabı’dır, orada onlar Sürekli kalacaklardır.

002.276-Allah, Riba’yı yokeder de Sadaqalar’ı artırır. Allah, Günahkar olan Kafirler’in hiçbirini sevmez.

002.277-Elbette İman edip de Güzel Çalışmalar’da bulunanlar, Salat’ı kılanlar ve Zekat’ı verenler, Onların Ecirler’i Rab'lerinin katındadır. Onlara Korku yoktur, Onlar Mahzun da olmayacaklardır.

002.278-Ey İman edenler ,Allah'tan ittiqa edin ve eğer inanmışsanız, Riba’dan Artakalan’ı bırakın.

002.279-Şayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Elçisi’ne karşı Savaş açtığınızı bilin, Eğer Tewbe ederseniz, artık Mallarınınız’ın Anası Sizindir. Ne zulmetmiş olursunuz, ne de Zulm’e uğrarsınız.

002.280-Eğer Zorluk içindeyse, O’na Elverişli bir Zaman’a kadar süre (verin). Sadaqa olarak bağışlamanız ise, Sizin için daha Hayırlı’dır, eğer bilirseniz.

002.281-Allah'a döneceğiniz Gün’den ittiqa edin. Sonra Herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve Onlar’a Haqsızlık da yapılmayacaktır.

 

XXXIX      282-283   Akitler, Senetler

 

002.282-Ey İman edenler, belirli bir Süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir Yazıcı Doğru olarak yazsın. Yazıcı Allah'ın kendisine öğrettiği gibi  yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde Haqq olan da yazdırsın ve Rabb'i olan Allah'tan İttiqa etsin, ondan hiçbir Şey’i eksiltmesin. Eğer üzerinde Haq olan düşük akıllı ya da Za'f Sahibi veya kendisi yazmaya Güç yetiremeyecekse, Welisi dosdoğru yazdırsın. Erkekleriniz’den de iki Şahid tutun, eğer iki Erkek yoksa, Şahidler’den Rıza göstereceğiniz bir Erkek ve biri şaşırdığında diğeri hatırlatacak iki Kadın.. Şahidler çağrıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu az olsun çok olsun Süresi’yle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah'ın katında en Âdil, Şahidlik için en Sağlam olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve Peşin olarak yaptığınız Ticaret başka, bunu yazmamanızda Sizin için bir Sakınca yok’tur. Alış-veriş ettiğinizde Şahid tutun. Yazan’a da ,Şahid’e de Zarar verilmesin. (Aksini) yaparsanız, o, kendiniz için Fısq’tır. Allah'tan İttiqa edin. Allah Size öğretiyor. Allah Herşey’i Bilen'dir.

002.283-Eğer Yolculuk’ta iseniz ve Yazıcı da bulamazsanız, bu durumda alınan Rehin yeter. Şu durumda eğer birbirinize güveniyorsanız, kendisine Güven duyulan, Rabb'i olan Allah'tan İttiqa eden de Emaneti’ni ödesin. Şahidliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse, artık elbette, onun Qalbi Günahkar’dır. Allah, yapmakta olduklarınızı Bilen' dir.

 

XL   284-286   İslam’ın Zaferi

 

002.284-Gökler’de ve Yer’de ne varsa Allah'ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah Sizi onunla Sorgu’ya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azablandırır. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

002.285-Elçi, kendisine Rabb'inden indirilene iman etti, Mü'minler de. Tümü, Allah'a, Melekleri’ne, Kitapları’na ve Elçileri’ne inandı. O'nun Elçileri’nden hiçbirini ayırtetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışla, Varış ancak Sana'dır.

002.286-Allah, Hiçkimse’ye Güç yetireceğinden (Wusat/kapasite) başkasını yüklemez. Kazandığı lehine, kazandıklarıda aleyhinedir. Rabb'imiz, unuttuklarımızdan ya da yanıldıklarımızdan dolayı Bizi Sorumlu tutma. Rabb'imiz, Biz’den öncekilere yüklediğin gibi Bize de Ağır yükleme.  Rabb'imiz, kendisine Güç yetiremeyeceğimiz/ güçümüzü aşan( Taqat) şey’i Bize taşıtma/ yükleme. Bizi affet, Bizi bağışla, Bizi esirge. Sen Bizim Mewlamız’sın. Kafirler Topluluğu’na karşı da Bize Yardım et."                                                                                                                                                                                                                                                                      

 



Mekkî   Sureler  

Medenî   Sureler  

Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)

 

 

001 Fatiha

031 Luqman

061 Saf

091 Şems

002 Baqara

032 Secde

062 Cum'a

092 Leyl

003 Ali İmran

033 Ahzab

063 Münafiqun

093 Duha

004 Nisa

034 Sebe

064 Tegabun

094 İnşirah

005 Maide

035 Fatır

065 Talaq

095 Tin

006 En'am

036 YaSin

066 Tahrim

096 Alaq

007 A'raf

037 Saffat

067 Mülk

097 Qadr

008 Enfal

038 Sad

068 Qalem

098 Beyyine

009 Tewbe

039 Zümer

069 Haqqa

099 Zilzal

010 Yunus

040 Mü'min

070 Mearic

100 Adiyat

011 Hud

041 Fussilet

071 Nuh

101 Qaria

012 Yusuf

042 Şura

072 Cin

102 Tekasur

013 Ra'd

043 Zuhruf

073 Müzzemmil

103 Asr

014 İbrahim

044 Duhan

074 Müddessir

104 Hümeze

015 Hicr

045 Casiye

075 Qıyame

105 Fil

016 Nahl

046 Ahqaf

076 İnsan

106 Qureyş

017 İsra

047 Qıtal

077 Mürselat

107 Maun

018 Kehf

048 Fetih

078 Nebe

108 Kewser

019 Meryem

049 Hucurat

079 Naziat

109 Kafirun

020 TaHa

050 Qaf

080 Abese

111 Leheb

021 Enbiya

051 Zariat

081 Tekwir

111 Nasr

022 Hacc

052 Tur

082 İnfitar

112 İhlas

023 Mü'minun

053 Necm

083 Mutaffifin

113 Felaq

024 Nur

054 Qamer

084 İnşiqaq

114 Nas

025 Furqan

055 Rahman

085 Buruc

 

026 Şuara

056 Waqıa

086 Tarıq

 

027 Neml

057 Hadid

087 A'la

 

028 Qasas

058 Mücadile

088 Gaşiye

 

029 Ankebut

059 Haşr

089 Fecr

 

030 Rum

060 Mümtehine

090 Beled