I 1-7
1a 1-5
Felah Bulan Mü'minler
1b 6-7
Küfürde Zirve
a (Bak: Lukman 1-5)
002.01- E.L.M.
002.02-Bu,
kendisinde Kuşku
olmayan, Muttaqiler için Klavuz olan bir Kitap'tır.
002.03- Ki onlar, Gayba
inanırlar, Salatı iqame
ederler ve kendilerine Rızıq
olarak verdiklerimizden İnfaq ederler.
002.04- Ve onlar, Sana indirilene, Senden
önce İndirilenlere inanırlar ve Ahiret'e de Yakîn
Sahibidirler.
002.05- İşte bunlar, Rabb'lerinden bir Hidayet
üzeredirler ve Felaha
erenler de bunlardır.
b
002.06- Öyle, Küfredenleri
uyarsan da uyarmasan da Onlar için birdir; inanmazlar
002.07- Allah, onların Qalplerini ve Kulaklarını
damgaladı; Gözlerinin
üzerinde de Perdeler
vardır. Ve Onlaradır Büyük Azab.
II 8-20
2a 8-16
İnsanlardan Bazıları Dilleriyle inanırlar
2b 17-20
Onlar Şuna Benzer
a
002.08- İnsanlardan
öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve Songün'e inandık"
derler. Oysa Onlar inanmış değiller.
002.09- Güya Allah'ı ve ve İnananları aldatırlar.
Oysa Onlar, yalnızca kendilerini aldatmaktadırlar da bunun Şuurunda
değiller.
002.10- Qalplerinde Hastalık
vardır. Allah da Hastalıklarını arttırdı. yalanladıklarından
dolayı, Onlar için Elîm bir Azab var.
002.11- Onlara: "Arzda Fesat
çıkarmayın/saçmayın" denildiğinde:"Biz Islah
Edicileriz" derler.
002.12- Dikkat et, asıl Fesatcılar
Onlardır, ama şuurunda değiller.
002.13- Ve yine Onlara: "İnsanların
inandığı gibi Siz de inanın" denildiğin de:
"Sefihlerin
inandığı gibi mi inanalım /Sefihlerin /Avanakların
inandığı gibi mi inanıyoruz?" derler. Dikkat et, gerçekte Sefih olanlar
Onlardır. Ama bilmezler.
002.14- İnananlarla
karşılaştıkları/buluştukları zaman:
"İnandık" derler, Şeytanları
ile başbaşa kaldıklarında ise
derler ki "Elbette Biz Sizinle beraberiz. Biz yalnızca Alay
edicileriz/İstihza
edicileriz"
002.15- Allah da Onlarla Alay eder ve Taşkınlıkları/Tuğyanları
içinde şaşkınca dolaşmalarına belli bir Müddet verir.
002.16- İşte bunlar
Hidayete Karşılık Sapıklığı satın
almışlardır. Fakat bu Ticaretleri bir yarar
sağlamamış, Hidayet üzerede de olamamışlardır.
b
002.17- Bunların Misali Ateş yakanın
Örneğine benzer ki Çevresini ziyalandırdığı
zaman Allah onların Aydınlığını
giderdi ve Onları göremez bir Şekilde Karanlıklar
içinde bıraktı.
002.18- Onlar Sağırdırlar,
Dilsizdirler,
Kördürler, artık dönmezler.
002.19- Ya da Karanlıklar, Gökgürültüsü ve Şimşeklerle
Yüklü Gökten
Şiddetli bir Yağmur Fırtınasına tutulmuş
gibidirler ki Yıldırımların saldığı
Dehşetli Ölüm
Korkusundan (Hazerel-Mewt) Parmakları
ile Kulaklarını
tıkarlar. Ama Allah Kafirleri Çepeçevre Kuşatıcıdır.
002.20- Şimşeğin çakması neredeyse
Gözlerini kapıverecek/ Şimşek neredeyse Gözlerini kör edecek,
önlerini her ziyalandırdığında bunda biraz yürürler.
Üzerlerine Karanlık basıverince de kalakalırlar
/durakalırlar. Allah dileseydi
işitmelerini de, görmelerini de
gideriverdi. Elbette Allah Herşeye Güçyetiren'dir.
III 21-29
3a 21-24 Yaratan Rabbin İnsanlara Seslenişi
3b 25
Cennet
3c 26-27 Allah'ın Misali İle Eğlenenler
3d 28-29 Allah'ın Yaratışı
a
002.21- Ey İnsanlar! Sizi ve Sizden öncekileri yaratan Rabbinize
Kulluk ediniz ki sakınasınız.
002.22- O sizin için Arzı bir Döşek,
Gökyüzünü bir Bina
kıldı ve Gökten Su indirdi, bununla
sizin için Ürünlerden
Rızıq çıkardı. Öyleyse
bile bile Allah'a Eşler
koşmayın.
002.23- Eğer Kulumuza
indirdiğimizden kuşkuda iseniz ,eğer Sadıqlardansanız
bu durumda Siz de benzeri bir Sure getirin. Allah'tan başka Şahidlerinizi
de çağırın.
002.24- Eğer yapamazsanız ki
kesinlikle yapamayacaksınız, artık Kafirler için
hazırlanmış ve Yakıtı İnsanlar ve Taşlar
olan Ateş'ten sakının.
b
002.25- İnanan ve Salih Eylemlerde
bulunanları müjdele.
Gerçekten Onlara içlerinden Irmaklar akan Bahçeler
vardır. Kendileri bu Ürünlerden
her rızıqlandıklarında "Bu
daha önce de rızıqlandığımız Şey"
derler. Bu birbirinin benzeri
olarak Onlara sunuldu/verildi. Onda Onlar için Mutahhar Eşler
vardır ve Onlar orada Kalıcıdırlar.
c
002.26- Elbette Allah
bir Sivrisineği Misal
vermekten çekinmez, onun Fewkinde olanı
da. Böylece İnananlar bunun Rabb'lerinden bir Gerçek olduğunu
bilirler.
Küfredenler ise "Allah bu Örnekle/Meselle neyi
amaçlamıştır/ irade etmiştir" derler. Oysa bununla bir çoğunu
saptırır/şaşırtır bir çoğunu da Hidayete
ulaştırır. Bununla Fasıqlarlardan
başkasını saptırmaz.
002.27- Ki bunlar Allah'ın Ahdini,
onayladıktan /Misaqından sonra bozarlar/ naqzederler. Allah'ın kendisiyle
birleştirilmesini/Waslını
emrettiği şeyi keserler ve Arzda Fesad çıkarlar. İşte onlar Kaybebenlerdir/Hüsrana
uğrayanlar.
d
002.28- Nasıl oluyor da Allah'a küfrediyorsunuz? Oysa Ölüler iken sizi o diriltti/ Hayat verdi. Sonra
yine Sizi öldürecek yine Hayat verecektir/ diriltecektir ve sonra yalnızca
Ona döndürülüceksiniz.
002.29- Yerde ne varsa
Tümünü/hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra Göğe yönelip/İstiwa edip
de onları Yedi
Gök olarak düzenleyen/ Teswiye eden de
Odur. O Herşeyi Bilen'dir.
IV 30-39
İnsanın Büyük Kabiliyeti
(Araf
10-25,
Kehf
50 ,
İsra
61-65,
Taha
115-126,
Sad
71-85)
002.30- Hani Rabb'in Meleklere
"Elbette Ben Arzda bir Halife yaratacağım"
demişti. Onlar da "Biz Sana Hamdinle Tesbih ederek ve
Sürekli Taqdis
edip dururken orada Fesad çıkaracak ve orada Kanlar akıtacak/ dökecek
birini mi varedeceksin" dediler. " Elbette Ben sizin bilmediğini
bilirim " dedi.
002.31- Ve Adem'e İsimlerin
Hepsini öğretti. Sonra onları Meleklere yöneltip/arz edip
"eğer Sadıqlar iseniz
bunları Bana İsimleri ile aktarınız. "dedi.
002.32- Dediler ki
"Sen Subhan'sın. Bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir
İlmimiz yoktur. Elbette Sen
Bilen'sin, Hakim'sin."
002.33- Allah: "Ey Âdem, bunları Onlara
İsimleri ile aktar" dedi. O da bunları Onlara İsimleri ile
aktarınca (Allah) dedi ki: "Size demedim mi Göklerin ve Yerin Gaybını
gerçekten Ben bilirim. Açığa vurduğunuzu da (bedea),
ketmettiğinizi de Ben bilirim."
002.34- Hani Meleklere:
"Âdem'e Secde edin" dedik
de İblis'ten başka hepsi Secde ettiler. O ise dayattı/eba
ve İstikbar etti ve Kafirlerden oldu.
002.35- Ve dedik ki
"Ey Âdem, Sen ve Eşin
Bahçe'ye yerleşin de onun neresinden dilerseniz bol bol yiyin, ama Şu
Ağaça yaklaşmayın. Yoksa
Zalimlerden olursunuz."
002.36- Fakat Şeytan ikisini oradan kaydırdı ve böylece
Onları bulundukları Halden çıkardı. Biz de "kiminiz kiminize Düşman
olarak inin(ihbut), sizin için Arzda
belli bir Süreye kadar yerleşim/Müsteqar ve Meta vardır" dedik.
002.37- Ve derken Âdem Rabbinden bir Takım
Kelimeler aldı/Telaqqi etti. Bunun üzerine (Allah) Tewbesini Kabul etti. Elbette o Tewbekabuleden'dir,
Rahim'dir.
002.38- Dedik ki "Oradan tümünüz inin(ihbut), artık ne Zaman size Benden bir Hidayet
gelir de kim Benim Hidayetimi izlerse Onlar için Korku yoktur, ve Onlar hüzünlenmeyecekler de."
002.39- Küfreden ve Ayetlerimizi yalanlayanlarsa,
Onlar Ateş Ashabı'dırlar ve orada Kalıcı'dırlar.
V 40-46 İsrailoğullarının
Ahdi
002.40- "Ey İsrâiloğulları!
Size bağışladığım/İn'am ettiğim Nimetmi
anın ve Ahdime bağlı kalın/Wefa edin ki Ben de Ahdime
bağlı kalayım ve yalnızca Bana karşı gelmeyin.
002.41- Yanınızda olan Tewrat'ı
Doğrulayıcı/Tasdiq edici olarak indirdiğime inanın,
onu Tekfir edenlerin ilki Siz olmayın ve Ayetlerimi de az bir
Değere değişmeyin ve
yalnızca/ancak Benden sakının."
002.42- Haqqı Batıl ile Telbis etmeyin ve
Sizce de bilinirken Haqqı gizlemeyin/ketmetmeyin/saklamayın.
002.43- Salatı iqame edin, Zekatı verin
ve Ruqu-edenlerle birlikte Siz de Ruqu
edin.
002.44- Siz İnsanlara Birr'i emrediyorken
kendinizi mi unutuyorsunuz/ unutur musunuz?. Oysa Siz Kitab'ı Tilawet
ediyorsunuz yine de aqletmeyecek misiniz?
002.45- Sabır ve Salatla İstiane edin. Elbette bu İçi Saygı ile
ürperenler/ Huşu duyanlar dışında kalanlara bir
Ağırlıktır.
002.46- Onlar elbette Rabb'leri ile
karşılaşacaklarını ve elbette O'na döneceklerini
bilirler.
VI 47-59 İsrailOğullarına
ihsan olunan Nimetler
002.47- Ey İsrâiloğulları! Size bağışladığım/İn'am
ettiğim Nimetimi ve Sizi bir
zamanlar Alemlere /Tafdil ettiğimi hatırlayın.
002.48- Ve Öyle bir Günden sakının ki
Hiçkimse, Hiçkimseye birşey
ödeyemez ve Kimseden bir Şefaat kabul edilmez ve Kimseden bir Fidye
alınmaz ve Yardım görülmez.
002.49- Sizi en dayanılmaz/Ağır
İşkencelere uğrattıklarında Fir'awun Ailesi'den kurtardığımızı
anın. Onlar Kadınlarınızı Diri/Sağ
bırakıyorken Oğullarınızı
boğazlıyorlardı. Bunda Sizin için Rabb'inizden
Büyük/Ağır bir Sınav/Bela vardı.
002.50- Ve hani
Sizin için Denizi yarıp, Sizi
kurtarmıştık ve Fir'awun
Ailesini Siz seyrederken boğdmuştuk/
batırmıştık/ garketmiştik.
002.51- Hani Musa'ya
Kırk Gece waid vermiştik ama Siz onun arkasından
Buzağıyı (ilah) edinmiş/
tapınmış böylece Zalimler olmuştunuz.
002.52- Bundan
sonra şükredesiniz diye sizi affettik.
2.53- Ve yine
Hidayete eresiniz diye Musa'ya
Kitab'ı ve Furqan'ı verdik.
002.54- Hani Musa, Qawmine demişdi:" Ey
Qawmim! Siz Buzağıyı (ilah) edinmekle kendinize zulmettiniz/yazık
ettiniz. Hemen Yaratanınıza/(Bariukum)Tewbe edip kendinizi öldürün/
temizleyin. Bu, Bariniz indinde Sizin için daha Hayırlıdır.
Bunun üzerine Tewbelerinizi qabul etti. Elbette o Tewbekabuleden'dir,
Esirgeyen'dir.
002.55- Ve hani
demiştiniz:" Ey Musa! Biz
Allah'ı Apaçık/Cehren görünceye
kadar Sana inanmayacağız." Bunun üzerine Siz
bakınırken/ seyrederken Sizi Yıldırım
çarpmıştı.
002.56- Sonra
şükredesiniz diye, sizi Ölümünüzden sonra dirilttik.
002.57- Sizi
üzerinizdeki Bulutlarla gölgelendirdik ve Size Kurdet-Helvası ve
Bıldırcın indirdik. Size
Rızıq olarak verdiklerimizin Tayyib'inden yiyin." Onlar Bize
zulmetmediler, ancak kendilerine zulmettiler.
002.58- Ve Hani,
demiştik ki:"Şu Kente/Qaryeye girin ve orada istediğiniz
yerde /dilediğiniz gibi bol bol yiyin, yalnızca Secde ederek
Kapısından girerken " bağışla/hıtta"
deyin. Hatalarınızı bağışlayalım. Muhsinler
için artıracağız.
002.59- Ama zulmedenler
kendilerine söylenen Sözü bir başkası ile değiştirdiler. Biz de o Zulmedenlerin Fesad
yapmalarına karşılık, üzerlerine Gökten
İğrençlik/ Ricz indirdik.
VI 60-61
İsrailoğullarının
İnadı
002.60- Hani Musa Qawmi için Su
aramıştı,o zaman Biz O'na: "Asanı Taşa
vur" demiştik de ondan Oniki Pınar
fışkırmıştı/akmıştı, böylece herkes İçeceği-Yeri
bilmişti. "Allahın
verdiği Rızıqtan yiyin, için de Arzda Müfsid olarak
Karışıklık çıkarmayın."
002.61- Hani
demiştiniz ki: "Ey Musa!
Biz bir Çeşit/Türlü Yemeğe katlanamayacağız/
sabredemeyeceğiz, Rabb'ine yalvar/dua et de, Bize Yerin bitirdiklerinden/
yetiştirdiklerinden Bakla(Hıyar), Acur (Sebze), Sarmısak,
Mercimek ve Soğan çıkarsın." "Hayırlı
olanı, şu Değersiz Şeyle mi değiştirmek
istiyorsunuz? Mısır'a inin, çünkü orada kendiniz için istediğiniz
vardır." demişti. Onların üzerine Horluk/Alçaklık ve
Yoksulluk Damgası vuruldu ve Allah'tan bir Gazaba uğradılar. Bu
Elbette Allah'ın Ayetlerini Tekfir etmeleri ve Nebileri Haqsız yere
öldürmelerindendi. Bu İsyan
etmelerinden ve Sınırı çiğnemelerindendi.
VII 62-71 İsrailin
Tereddisi
002.62- Elbette
İnananlarla Yahudiler, Hrıstiyanlar ve Sabiiler (den kim)
Allah'a ve Son Gün'e inanır, Salih Eylemlerde bulursa, artık
onların Allah katında Ecirleri vardır. Ve onlar için Korku
yoktur ,Onlar hüzünlenmeyeceklerdir de.
002.63- Hani Sizden Misaq/Kesinsöz almış ve
Tur'u üstünüze yükseltmiştik: "Size
verdiğimize Sımsıkı yapışın /Quwwetle tutun
ve onda olanı hatırlayın. Umulur ki
sakınırsınız. /Böylece sakınmış
olursunuz."
002.64- Siz de, bundan sonra da döndünüz/tewella
ettiniz. Eğer Allah'ın üzerindeki Fazlı ve Rahmeti
olmasaydı, siz gerçekten Hüsrana uğrayanlardan olurdunuz.
002.65- Andolsun, Sizden Yedincigün
Haddi-aşanları elbette biliyoruz. İşte
Biz, onlara" "Aşağılık/Zelil Maymunlar
olunuz" dedik.
002.66- Bunu, hem Çağdaşlarına,
hem Haleflerine/gelecek olanlara bir
Nekal (İbretlik), Muttaqilere de bir Mew'ıza (Öğüt)
kıldık.
002.67- Hani Musa
Qawmine: "Allah, Elbette Sizin bir Sığır kesmenizi emrediyor" demişti. Onlar: "Bizle
Alaya mı alıyorsun/İstihza mı ediyorsun?" demişlerdi. "Cahillerden
olmaktan Allah'a sığınırım" demişti.
002.68- "Rabb'ine Adımıza dua et de,
bize Niteliklerini/nasıl olduğunu açıklasın/beyan
etsin." demişlerdi. Demişti ki:
"Kesinlikle Allah diyor ki: "O ne pek Geçkin/ Yaşlı, ne de
pek Genç, ikisi arası Dinçliktedir. Artık emrolunduğunuz
Şeyi yapın ."
002.69- Demişlerdi ki: "Rabb'ine
Adımıza dua et de, Bize Rengini beyan etsin." O da diyor ki:
"O, bakanların (n-z-r) içine surur verecek Sarı bir
Sığırdır." demişti.
002.70- "Rabb'ine Adımıza dua et de,
Bize onun Niteliklerini/mahiyetini açıklasın/ beyan etsin. Çünkü
bizce Sığır(lar) birbirinin benzeridir. İnşaallah Biz
Hidayete erişiriz." demişlerdi.
002.71- Dedi ki:" O diyor ki: O, Yeri sürmek ve
Ekini/Tarlayı sulamak için Boyunduruğa alınmayan, Salma ve
onda Alaca olmayan bir Sığırdır." "Şimdi Gerçeği
getirdin." dediler. Böylece Sığırı kestiler, ama
neredeyse/ az kalsın yapmayacaklardı.
VIII 72-82 İsrailoğullarının
Katı Yürekliliği
002.72- Hani Siz birini öldürmüştünüz de bunda
birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, sizin gizlediklerinizi Çıkaran'dır.
002.73- Bunun için de:" Ona, onun bir Parçasıyla
vurun" demiştik. İşte
böyle Allah Ölüleri diriltir ve Size Ayetlerimizi gösterir; aqledesiniz diye.
002.74- Sonra Qalpleriniz yine
katılaştı; Taş gibi, hatta daha katı. Çünkü Taşlardan öyleleri vardır
ki onlardan Nehirler doğar/kaynar öyleleri vardır ki
yarılır, ondan Sular çıkar, öyleleri vardır ki Allah
Korkusuyla yuvarlanır/ düşer (ihbut). Allah yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.75- Artık, onların size
inanacaklarını umar mısınız? Oysa onlardan bir Fırqa, Allah'ın
Kelamını dinliyor, Aqıl erdirdikten sonra, bile bile
değiştiriyorlardı.
002.76- İnananlarla
karşılaştıklarında "İnandık"
derler; birbiriyle yalnız kaldıklarında/Halwette ise, derler
ki: "Allah'ın Size açtıklarını, Rabb'iniz katında Size
karşı onunla
çıksınlar diye mi Onlarla söyleşiyorsunuz (Tahdis)? Hala aqıllanmayacak
mısınız?"
002.77- Onlar, Allah'ın
gizlediklerini/sırladıklarını da, alenilediklerini de bildiğini bilmiyorlar mı?
002.78- Ve Onlardan
Ümmi'ler... Kitab'ı
bilmezler; ancak bir sürü Emaniyye/ Kuruntu ; onlar ancak zannederler.
002.79- Artık weyl onlara; ki Kitab'ı kendi
Elleriyle yazdılar, sonra da az bir Değer/Semen
karşılığında satmak için: "Bu Allah katındandır" dediler. Artık weyl onlara ,Elleriyle
yazdıklarından dolayı; weyl onlara kazandıklarından dolayı.
002.80- Derler ki:"Sayılı Günlerin
dışında, Ateş Bize değmeyecektir/ Temas etmeyecektir. "De ki: "Allah katından bir Ahid
mi aldınız? -Ki Allah asla wa'dinden dönmez- Yoksa Allah'a
karşı bilmediklerinizi mi söylüyorsunuz?"
002.81- Hayır; kim bir Kötülük/Seyyie kazanır
da Hatası onu kuşatırsa/
İhata ederse, Onlar, Ateş Ashabı'dırlar, orada
Kalıcı'dırlar.
2.82- İnanan
ve Salih Eylemlerde bulunanlar, Onlar
da Bahçe Ashabı'dırlar, orada
Kalıcı'dırlar.
X 83-86 Sözünde
durmamak
002.83- Hani İsrâiloğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk
etmeyin, Anne-babaya, Yakınlara/Akrabaya, Yetimlere ve Yoksullara iyi
davranın, İnsanlara Güzellikle söyleyin, Salatı iqâme edin ve
Zekatı verin" diye Kesinsöz/Misaq almıştık. Sonra Siz, azınız
dışında yüzçevirdiniz ve (hala) çevirmektesiniz/
dönmektesiniz de.
002.84- Hani Sizden " Kanlarınızı
dökmeyin, birbirinizi Yurtlarınızdan çıkarmayın" diye
Misaq almıştık. Sonra
Sizler bunu onaylamıştınız/ iqrar etmiştiniz, hala da
Şahitsiniz.
002.85- Sonra Siz, yine birbirinizi öldürüyor, bir
Bölümünüzü Yurtlarından sürüyor ve Günah/İsm ve
Düşmanlıkta aleyhlerinde arka çıkıyorsunuz ve Size Esir
olarak geldiklerinde de onlarla fidyeleşiyorsunuz. Oysa Onları çıkarmak, size Haram
kılınmıştı. Yoksa Siz, Kitab'ın bir Bölümüne
inanıp da bir Bölümünü tekfir mi ediyor sunuz? Artık Sizden böyle
yapanların Cezası, Dünya Hayatında Aşağılık/
Hizyun/Hor olmaktan başkası değildir; Qıyamet Günü'nde de
Azabın en Şiddetli olanına uğratılacaklardır.
Allah, yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.86- İşte bunlar, Ahiret'e
karşılık Dünya Hayatını satın alanlardır.
Bundan dolayı Azab Onlardan hafifletilmez ve Onlara Yardım da
edilmez.
002.87- Andolsun, Biz
Musa'ya Kitab verdik ve O'nun ardından peşpeşe Elçiler
gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya
da Apaçık Belgeler/ Deliller/Beyyinat verdik ve Onu Ruhu'l-Qudüs'le
teyid ettik/destekledik. Fakat ,Size ne zaman bir Elçi Nefsinizin
hoşlanmayacağı bir Şeyle gelse, büyüklüklenerek/istikbar
ederek bir kısmınız Onu yalanlayacak bir
kısmınız da Onu öldürecek misiniz?
002.88- Dediler ki:" Bizim Qalplerimiz
Örtülüdür/Gılıflıdır." Hayır; Allah Küfürlerinden dolayı
Onları lanetlemiştir. Bundan dolayı onların pek azı
inanır.
002.89- Allah katından/tarafından
yanlarındakini/onlarla olanı Doğrulayıcı/ Tasdiq
edici bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan önce Küfredenlere
karşı Fetih istiyorlardı - işte irfan ettikleri(bilip
tanıdıkları) gelince, Onu tekfir ettiler. Artık Allah'ın Laneti
Kafirlerin üzerinedir.
002.90- Allah'ın Kullarından,
dilediğine kendi Fadlından indirmesine bağyederek Allah'ın
İndirdiklerini Tekfir etmekle, kendilerini ne Kötü Şeye
Karşılık sattılar. Böylelikle Gazap üzerine Gazaba
uğradılar. Kafirler için Alçaltıcı bir Azab vardır.
002.91- Onlara: "Allah'ın
İndirdiğine inanın" denildiğinde: "Biz, Bize
indirilene inanırız" derler ve O'ndan sonra Olan'ı tekfir
ederler. Oysa O, yanlarındakini Doğrulayan bir Gerçek'tir. De ki:
"Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah'ın
Nebilerini öldürüyordunuz?"
002.92- Andolsun, Musa
Size Belgelerle/Beyyinatla geldi. Sonra
siz O'nun arkasından Buzağını (Tanrı) edindiniz. Ve
Siz Zalimlersiniz.
002.93- Hani Sizden Misaq almış ve Tur'u
üstünüze yükseltmiştik/ kaldırmıştık: "Size
verdiğimize Sımsıkı/ Quvvetle yapışın/tutun ve dinleyin." Demişlerdi ki:
"Dinledik ve isyan ettik." Küfürleri
yüzünden Buzağı Qalplerine sindirilmişti. De ki: "İnanıyorsanız,
inancınız Size ne Kötü Şeyi emrediyor?"
002.94- De ki: " Eğer Allah katında
Son-Yurd, başka İnsanların değil de, yalnızca Sizin
ise, doğruysanız/sadıksanız , hemen Ölümü dileyin/
isteyin."
002.95- Oysa Onlar, önceden Ellerinin taqdim
ettiklerinden dolayı onu Ebediyen temenni etmeyecekler/
dileyemeyeceklerdir. Allah Zalimleri Bilen'dir.
002.96- Ve Onları Hayata karşı
İnsanlar içinde Şirk- koşanlardan daha Tutkun/Haris bulursun.
Her biri Bin Sene yaşatılsın ister. Oysa onun bunca yaşaması, Onu
Azabtan kurtarmaz. Allah onların yapmakta olduklarını
Gören'dir.
XI 87-96 Yahudiler
ve Hz.Muhammed
12 97-103 Yahudilerin Peygambere
düşmanlıkları
002.97- De ki: "Kim Cibril'e Düşman
ise, gerçekten o Kitab'ı, Allah'ın
İzniyle kendinden öncekileri Doğrulayıcı/ Tasdiq-edici ve Mü'minler
için bir Hidayet ve Müjdeci olarak Senin
Qalbine indiren O'dur."
002.98- Her kim Allah'a, Meleklerine, Elçilerine, Cibril'e ve Mikail'e Düşman ise, artık şüphesiz Allah da
Kafirlerin Düşmanıdır.
002.99- Andolsun, Biz Sana Apaçık/Beyyinat Ayetler
indirdik. Onları Fasıqlardan başkası tekfir etmez.
002.100-Onlar ne zaman bir
Ahidde bulunmuşlarsa, içlerinden bir Bölümü onu atıp
bozmadı(n-b-z) mı? Hayır, Onların çoğu inanmazlar .
002.101-Ne zaman onlara Allah
katından yanlarındakini doğrulayan/ Tasdiq-eden bir Elçi gelse,
kendilerine Kitab verilenlerden bir Fırqa, sanki kendileri hiç bilmiyorlarmış
gibi Allah'ın Kitabını arkalarına attılar.
002.102-Ve Süleyman'ın Mülkü aleyhinde Şeytanların
Uydurduklarına uydular. Süleyman ise küfretmedi, ancak Şeytanlar
küfretti. Onlar İnsanlara Sihri öğretiyorlardı. Babil'deki
İki Meleğe Harut'a ve Marut'a birşey indirilmedi. Ve
ikisi kimseye birşey öğretmezlerdi: "Biz, yalnızca bir
Fitneyiz, sakın küfretme" demedikce. Fakat (güya) onlardan (ikisinden)
(şeytanlar) Koca ile Karısının arasını açan
şeyi öğreniyorlardı. Oysa
Allah'ın İzni olmadıkca onunla Hiçkimseye zarar veremezlerdi.
Onlar ise, kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak Şeyi
öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın , Ahiretten
hiçbir Payı olmadığıını bildiler. Kendilerini
karşılığında sattıkları Şey ne kadar
Kötü, bir bilselerdi.
002.103-Ve
eğer onlar, inansalar ve sakınsalardı, Sewab Allah katında
gerçekten daha Hayırlı olurdu, bir bilselerdi.
XII 104-112 Eski
Kitapların Neshi
002.104-Ey inananlar! "Râinâ/ Bizi güt/ bizi gözet /bize
bak" demeyin. "Unzurnâ/ bizi gözet/ bize bak /bize bakar
mısın" deyin ve dinleyin. Kafirler
için Acıklı/ Elîm bir Azab vardır.
002.105- Kitap Ehli'nden
küfredenler ve Müşrikler,
Rabb'inizden üzerinize bir Hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine Rahmetini tahsis
eder. Allah Büyük Fadl-sahibidir.
002.106-Biz, ondan daha
Hayırlısını veya bir benzerini getirinceye dek hiç bir
Ayeti neshetmez veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten
Herşeye Güçyetiren'dir.
2.107- Bilmez
misin ki, gerçekten Göklerin ve Yerin Mülkü Allah'ındır. Ve sizin
Allah'tan başka Weliniz/ Koruyucunuz da Yardımcınız da
yoktur.
002.108-Yoksa daha önce Musa'nın sorguya çekildiği
gibi, siz de Elçinizi sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim İmanı Küfre
değişirse, artık o Düz-yoldan sapmış olur.
002.109-Kitap Ehli'nden
çoğu, kendilerine Gerçek Apaçık Belli olduktan sonra, kendilerini
(kuşatan) Kıskançlıktan/ Hasedden dolayı, İmanınızdan
sonra sizi Küfre döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah'ın emri gelinceye kadar onları
bırakın/ affedin ve ilişmeyin/. Elbette Allah, Herşeye
Güçyetiren'dir.
002.110-Salatı iqâme
edin, Zekatı verin. Önceden kendiniz için Hayır olarak neyi taqdim
ederseniz, onu Allah katında bulacaksınız. Elbette Allah,
yapmakta olduklarınızı Gören'dir.
002.111-Dediler ki:
"Yahudi veya Hrıstiyan olmadıkca ,kimse Bahçe'ye giremez. "Bu onların Kuruntularıdır/ Emaniyye. De ki: "Eğer
Doğruysanız/Sâdıqsanız Burhanınızı
getirin."
002.112-Aksine, kim Muhsin
olarak Yüzünü Allah'a teslim ederse, artık
onun Rabb'i katında Ecri vardır. Onlar için Korku yoktur ve onlar
hüzünlenmeyeceklerdir.
XIII 113-121 İslamiyetin
Mükemmel Rehberliği
002.113-Yahudiler dedi
ki:"Hristiyanlar bir Şey üzerinde değillerdir.",
Hristiyanlar da: "Yahudiler bir Şey üzerinde değillerdir." dediler. Oysa onlar, Kitab'ı tilavet
ediyorlar. Bilmeyenler de, onların
söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, Qıyamet
Günü anlaşmazlığa düştükleri/ihtilaf ettikleri Şeyde
aralarında hüküm verecektir.
002.114-Allah'ın
Mescidleri'nde O'nun İsminin anılmasını engelleyen ve
onların Harabına çabalayan/ sayedenden daha Zalim kimdir? Onların (durumu) içlerine
korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için Dünyada bir
Aşağılanma/Hizyun, Ahiret'te de Büyük bir Azab vardır.
002.115-Doğu da, Batı da Allah'ındır. Her
nereye dönerseniz/yönelirseniz Allah'ın Yüzü oradadır. Elbette Allah, Kuşatan'dır/
Geniş'dir ve Bilen'dir.
002.116-Dediler ki: "Allah Ewlad edindi." O,
Subhan'dır'. Aksine, Göklerde ve Yerde her ne varsa O'nundur, Tümü/hepsi
O'na gönülden boyun eğmişlerdir.
002.117-Gökleri ve Yeri
Yaratan'dır (b-d-a). O, bir İşin olması belirleyince , ona yalnızca
"ol" der, o da oluverir.
002.118-Bilgisizler, dediler ki: "Allah bizimle
konuşmalı veya bize de bir Ayet gelmeli değil miydi?"
Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini
söylemişlerdi. Qalpleri birbirine benzeşti. Biz, yaqînen-inanan bir Qawme Ayetleri
Apaçık beyan ettik.
002.119-Elbette Biz Seni bir Müjdeci ve bir Uyaran olarak
Haqq ile gönderdik. Sen Cahim
Ashabı'ndan Sorumlu değilsin.
002.120-Sen onların Milletlerine uymadıkca, Yahudi
ve Hristiyanlar Senden Kesinlikle Hoşnut olmazlar. De ki: "Elbette Hidayet/hüda,
Allah'ın Hidayeti'dir." Eğer sana gelen bunca İlimden
sonra onların Hewalarına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir
Weliy/ Koruyan vardır ne de bir Yardımcı vardır.
002.121-Kendilerine verdiğimiz Kitab'ı Haqq bir
Tilawetle tilawet edenler, işte O'na inananlar bunlardır. Kim de
O'nu tekfir ederse, artık onlar kaybedenlerdir.
XIV15 122-129
İbrahim'in sözleşmesi
002.122-Ey İsrâiloğulları!
Size bağışladığım/en'am ettiğim Nimetimi
ve sizi Alemlere elbette tafdil ettiğimi
anın/ hatırlayın.
002.123-Ve Hiçkimsenin
Hiçkimseye bir Şey ödeyemeyeceği, Hiçkimseden bir Fidye
alınmayacağı ve Hiçkimseden bir Şefaatın qabul
edilmeyeceği ve Yardım görülmeyeceği bir Günden
sakının.
002.124-Hani Rabb'i, İbrâhim'i birtakım Kelimelerle
sınamıştı. O da bunları tamamlamıştı. "Seni
elbette İnsanlara İmam kılacağım" demişti.
"Ya Zürriyetimden olanlar?" deyince "Zalimler benim Ahdime nâil
olamaz" demişti.
002.125-Hani Biz Beyt'i
İnsanlar için bir Mesabe ve Emmiyet kıldık. "İbrâhim'in Maqamı'nı Musalla
edinin", İbrâhim ve İsmâil'e de, "Evi'mi tawaf
edenler, itikafa çekilenler ve Ruqu ve
Secde edenler için tahir edin" diye Ahid verdik.
002.126-Hani İbrâhim: "Rabb'im, bu
Belde'yi bir Güvenlikli kıl ve Ehli'nden Allah'a ve Ahir Güne
inananları Ürünlerle rızıqlandır" demişti de
"Küfredeni de az bir Süre yararlandırır, sonra onu Ateş
Azabına uğratırım. O ne Kötü bir Dönüştür." demişti.
002.127-İbrâhim, İsmâil'le birlikte Beyt'in Qaidelerini
yükselttiğinde (demiştilerdi
ki) "Rabb'imiz! Bizden qabul et, Elbette Sen İşiten'sin ve
Bilen'sin."
002.128-"Rabb'imiz!
İkimizi sana teslim olmuş kıl ve Zürriyetimizden da sana teslim
olmuş bir Ümmet. Bize Menâsıqı göster ve Tewbemizi qabul et.
Elbette Sen Tewwab'sın ve Rahim'sin."
002.129-"Rabb'imiz!
İçlerinden onlara bir Elçi ba'set, onlara
Ayetlerini tilawet etsin, Kitab'ı ve Hikmet'i öğretsin ve
onları arındırsın. Elbette Sen Aziz'sin, Hakim'sin."
XV 130-141 İbrâhim'in
Dini
002.130-Kendini
Aşağılık/Sefih kılandan başka, İbrâhim'in Milleti'nden kim yüz
çevirir(r-g-b)? Andolsun, Biz O'nu Dünyada seçtik (istafa), gerçekten O
Ahiret'e de Salihlerdendir.
002.131-Rabb'i O'na:
"Teslim ol" deyince "Alemlerin Rabb'ine teslim oldum"
demişti.
002.132-Bunu İbrâhim, Oğullarına wasiyet
etti, Yaqub da: " Ey Oğullarım! Elbette Allah
sizlere bu Dini seçti (İstefa), siz de ancak Müslüman olarak ölün"
(demişti.)
002.133-Yoksa siz, Ölüm Yaqub'a
hazırlandığında, orada Şahidler miydiniz? O,
Oğullarına: "Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?"
demişti de, onlar: "Senin
İlahına ve Babaların İbrâhim,
İsmâil ve İshaq'ın
İlah'ı olan Tek bir İlah'a kulluk edeceğiz, bizler ona
teslim olmuşlarız" demişlerdi.
002.134-Onlar bir Ümmetti,
gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin
kazandıklarınız da sizedir. Siz, onların
yaptıklarından Sorumlu tutulmayacaksınız. "
002.135-Dediler ki:
"Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayete eresiniz." De ki:
"Aksine, Hanif İbrâhim'in
Milleti üzerindeyiz. O Müşrikler'den değildi.
002.136-Deyin ki: "Biz Allah'a,
bize indirilene, İbrâhim, İsmâil,
İshaq, Yaqub ve Torunlarına
indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile Nebiler'e
Rabb'lerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden
ayırmayız ve biz O'na teslim olmuşlarız."
002.137- Eğer onlar da
sizin inandığınız gibi inanırlarsa, elbette ihtida
etmiş olurlar, yok eğer yüz çevirirlerse ,onlar elbette bir
Ayrılık/Şiqaq içindedirler.
Onlara karşı Allah sana
yeter. O İşiten'dir, Bilen'dir.
002.138-Allah'ın
Boyası. Allah'tan daha Güzel
Boyası olan kim? Biz O'na kulluk edenleriz.
002.139-De ki: "O bizim
de Rabb'imiz ,sizin de Rabb'iniz iken bizimle Allah hakkında
tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim
Eylemlerimiz bizim, sizin Eylemleriniz de sizindir. Biz, O'na Muhlis
olanlarız."
002.140-Yoksa siz, gerçekten İbrâhim'in, İsmâil'in, İshaq'ın,
Yaqub'un ve Torunlarının Yahudi veya Hristiyan olduklarını
mı söylüyorsunuz: De ki: "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah
mı? Allah'tan kendisinde olan bir
Şehadeti ketmedenden daha Zalim olan kimdir? Allah yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.141-Onlar bir Ümmetti,
gelip geçti. Kazandıkları onların,
kazandıklarınız da sizindir. Siz, onların
yaptıklarından Sorumlu değilsiniz.
XVI
142-147 Qabenin Qıble Oluşu
002.142-İnsanlardan
Bazı Sefihler:" Onları daha önce üzerinde bulundukları
Qıblelerinden çeviren nedir? diyecekler. De
ki: "Doğu'da, Batı'da Allah'ındır. Kimi dilerse Müstaqim Yola iletir.
002.143-Böylece Biz sizi,
İnsanlara Şahid olmanız için Vasat/ Uygun bir Ümmet
kıldık. Elçi'de üzerinize bir Şahid olsun. Senin üzerinde -bulunduğunu Qıble
yapmamız, Elçi'ye uyanları,
İki Topuğu üzerinde gerisin geri Dönenlerden ayırtetmek
içindir. Doğrusu/ Gerçi bu Allah'ın Hidayete
ulaştırdıklarının
dışında kalanlar için Büyüktür. Allah,
İmanınızı boşa çıkaracak değildir. Elbette
Allah, İnsanlara Şefkatli'dir, Esirgeyen'dir.
002.144-Biz, Senin Yüzünü çok
defa Semaya doğru çevirdiğini görüyoruz. Şimdi elbette Seni Hoşnud
olacağın Qıbleye çeviriyoruz. Artık Yüzünü Mescid-i Haram
Yönüne çevir. Her nerede
bulunursanız, Yüzünüzü onun Yönüne çevirin. Elbette kendilerine Kitab verilenler bunun
Rabb'lerinden bir Gerçek olduğunu
bilirler. Allah yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.145-Andolsun, Sen
kendilerine Kitap-verilenlere her Ayeti getirsen, yine de Onlar senin
Qıblene uymaz, Sen de Onların Qıblelerine uyacak
değilsin. Onlardan bir kısmı, bir kısmının
Qıblesine de uymaz. Andolsun, eğer Sana gelen bunca İlimden
sonra Onların Hevalarına uyacak olursan, elbette Sen de Zalimlerden
olursun.
002.146-Kendilerine Kitap
verdiklerimiz, O'nu, Oğullarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden
bir Fırqa bildikleri halde elbette Gerçeği ketmederler.
002.147-Haqq Rabb'indendir. O halde Sakın Kuşkulananlardan
(mümterin) olma.
XVII 148-152 Qabenin
Qudsiyeti
002.148-Herkesin Yüzünü kendisine
doğru çevirdiği bir Yön/Wiche vardır. Öyleyse Hayırlarda birbirinizle
yarışınız/ koşuşunuz. Her nerede olursanız, Allah sizleri bir
araya getirecektir .Elbette Allah, Herşeye Güçyetiren'dir.
002.149-Her nereden
çıkarsan, Yüzünü Mescid-i Haram Yönüne çevir. Elbette bu Rabb'inden olan
bir Haqq'tır. Allah yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.150-Her nereden
çıkarsan, Yüzünü Mescid-i Haram
Yönüne çevir. Her nerede olursanız Yüzünüzü onun Yönüne çevirin/döndürün.
Öyleki, onlardan Zulmedenlerin dışında İnsanların size karşı
Huccetleri olmasın. Onlardan
korkmayın(h-ş-y), Benden korkun, üzerinizdeki Nimetimi
tamamlayayım, hidayete erersiniz
diye.
002.151-Öyleki içinizden
kendinizden size Ayetlerimizi tilawet edecek, Sizi arındıracak, Size
Kitab ve Hikmet'i öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek/ belletecek bir
Elçi göndendik.
002.152-Öyleyse Beni
anın/zikredin, Ben de Sizi anayım
ve Bana şükredin ve küfretmeyin.
XVIII 153-163
Katlanılacak Zahmetler
002.153-Ey İnananlar! Sabırla ve Salatla Yardım
dileyin. Gerçekten Allah, Sabredenlerle beraberdir.
002.154-Ve sakın Allah
Yolunda öldürülenlere "Ölüler" demeyin. Aksine Onlar Diridirler.
Fakat Siz bunu şuuredemezsiniz.
002.155-Andolsun Biz Sizi bir
Parça Korku, Açlık ve bir Parça Mallardan, Canlardan ve Ürünlerden
eksiltmekle İmtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele.
002.156-Onlara bir Musibet
isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a aidiz ve Elbette O'na Dönücüleriz"
002.157-Rabblerinden
Bağışlanma ve Rahmet bunların üzerinedir ve Hidayete
erenler de bunlardır.
002.158-Şüphesiz, Safa
ile Merve Allah'ın İşaretlerindendir. Böylece kim Ev'i hacceder
veya Umre yaparsa, artık bu ikisini Tawaf etmesinde kendisi için bir
Sakınca yoktur. Kim de Gönülden
bir Hayır yaparsa (karşılığını alır).
Şüphesiz Allah, Şükrün Karşılığını
verendir, Bilen'dir.
002.159-Gerçek, Apaçık
Belgelerden indirdiklerimizi ve İnsanlar için Kitap'ta
açıkladığımız Hidayeti gizlemekte olanlar, işte
Onlara, hem Allah lanet eder, hem de Lanet ediciler lanet eder.
002.160-Ancak Tewbe edenler,
(kendilerini) düzeltenler ve Onu açıklayanlar, artık onların
Tewbelerini qabul ederim. Ben, Tewbeleri qabul ederim, Rahim'im.
002.161-Elbette, küfredip
Kafir olarak ölenler, Allah'ın, Meleklerin ve bütün İnsanların
Laneti bunların üzerinedir.
002.162-Onda Temelli
Kalıcıdırlar, Onlardan Azab hafifletilmez ve Onlar
gözetilmezler de.
002.163-Sizin
İlah'ınız Tek bir İlah'tır. O'ndan başka hiçbir
İlah yoktur.O, Rahman'dır, Rahim'dir.
XIX 164-167 Wahdaniyetin
Galebesi
002.164-Gerçek şu ki,
Göklerin ve Yerin yaratılmasında Gece ile Gündüzün ardarda gelmesinde, İnsanlara Yararlı
Şeylerle Denizde yüzen /süzülen Gemilerde, Allah'ın yağdırdığı
ve kendisiyle Ölümünden sonra Arzı dirilttiği Suda , orada
yaydığı debelenen Her Canlıda, Rüzgarları
estirmesinde, Gökle Yer arasında Boyun eğdirilmiş
Bulutları evirip çevirmesinde/döndürmesinde düşünen bir Topluluk
için gerçekten Ayetler vardır.
002.165-İnsanlar
içinde/arasında Allah'tan başkasını Endad tutanlar
vardır. Onları Allah'ı
sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan Sevgisi ise, daha
Güçlüdür. O zulmedenler, Azaba uğrayacakları zaman, hiç
tartışmasız Bütün Quvvetin Tümüyle Allah'ın olduğunu ve
Allah'ın vereceği Azabın gerçekten Şiddetli olduğunu
bir bilselerdi.
002.166-Öyle ki (o gün)
kendilerine Uyulanlar, kendilerine
Uyanlardan kaçmışlardır. Onlar Azabı görmüşlerdir ve
aralarındaki Bütün Bağlar kopmuştur.
2.167- Uyanlar
derler ki: "Eğer bize bir kere (dönme) Fırsatı
verilseydi elbette, onların Bizden
uzaklaştıkları gibi, Biz de onlardan uzaklaşsaydık. "Böylece Allah, onlara bütün
yaptıklarını Kahırlı Özlemlerle/
Pişmanlıkla gösterecektir. Ve Onlar Ateşten de çıkacak
değillerdir.
XX 168-176 Haram
Olan Yiyecekler
002.168-Ey İnsanlar,
Yerde olan Şeyleri Helal ve Temiz olarak yiyin ve Şeytanın Adımlarını izlemeyin. Gerçekte o Sizin için Apaçık bir
Düşmandır.
002.169-O, size yalnızca
Kötülüğü, Fahşayı ve Allah'a karşı bilmediğiniz
Şeyi söylemenizi emreder.
002.170-Ne zaman Onlara:
"Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar:" Hayır,
Biz Atalarımızı üzerinde bulduğumuz Şeye
uyarız." derler. Ya Atalarınız
düşenememiş ve Doğru Yolu da bulamamışlarsa da
mı?
002.171-Küfredenleri (Davet
edeni)n Örneği;
Haykıranın/Çobanın Örneği gibidir.
Çağırma ve Bağırmadan başka bir Şeyi duymazlar.
Onlar, Sağırdırlar, Dilsizdirler, Kördürler. Bundan
dolayı aqıl erdiremezler.
002.172-Ey İman edenler,
Size Rızıq olarak verdiklerimizin Temiz olanlarından yiyin ve
yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, Allah'a şükredin.
002.173-O, size Ölüyü
,Kanı, Domuz Etini ve Allah'tan başkası Adına
kesilmiş olanı kesin olarak Haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak Muhtaç
kalırsa, Taşkınlık yapmamak ve Haddi aşmamak
şartıyla Ona bir Günah yoktur. Gerçekten Allah, Gafur'dur,
Rahim'dir.
002.174-Allah'ın
indirdiği Kitap'tan bir Şeyi gözardı edip saklayanlar ve onunla
Değeri az bir Şeyi satın alanlar, onların yedikleri,
Karınlaında Ateşten başkası değildir. Allah da Qıyamet Günü Onlarla
konuşmaz ve Onları arındırmaz. Ve Onlar için Elîm bir Azab
da vardır.
002.175-Onlar, Hidayete
Karşılık Dalaleti, Bağışlanmaya
Karşılık Azabı satın almışlardır.
Ateşe Karşı ne kadar Dayanıklıdırlar.
002.176-Bu,
Allah'ın Kitabı Elbette Haqq olarak indirmesindendir. Kitap Konusunda anlaşmazlığa
düşenler ise Uzak bir Ayrılık (Şiqaq) içindedirler.
XXII 177-182 Qısas
ve Wasiyet
002.177-Yüzlerinizi
Doğudan ve Batıdan yana çevirmeniz Birr değildir. Ama Birr,
Allah'a, Ahiret Günü'ne, Meleklere, Kitab'a ve Nebilere iman eden, ona olan
Sevgilerine rağmen, Malı Yakınlara, Yetimlere, Yoksullara ,
Yoloğluna, Dilenene ve Kölelere veren, Salatı kılan,
Zekatı veren ve ahidleştiklerinde Ahidlerine Wefa gösterenler ile
Zorda, Hastalıkta ve Savaşın
kızıştığı Zamanlarda Sabredenler (inkidir).
İşte bunlar Sadıqlardır ve bunlardır Müttaqî olanlar.
002.178-Ey İman edenler,
Öldürülenler Konusunda Size Qısas
yazıldı. Hürr'e karşı Hürr, Köleye karşı Köle,
Dişiye karşı Dişi. Fakat
kimin Lehinde Kardeşi
tarafından (Suçunun bir kısmı)
bağışlanırsa, artık
Örfe uymak ona Güzellikle (Diyet) ödemek
düşer. Bu Rabbinizden bir Hafifletme ve bir Rahmettir. Artık kim de
bundan sonra Tecavüzde bulunursa, onun için Elem Verici bir Azab vardır.
002.179-Ey Ulul-Elbâb,
Qısasta Sizin için Hayat vardır, Umulur
ki sakınırsınız.
002.180-Sizden birine Ölüm
gelip çattığı zaman, eğer geride bir Hayır
bırakmışsa, Anaya, Babaya ve Yakın Aqrabaya bilinen bir
tarzda Wasiyette bulunması -Allah'a karşı gelmekten
Sakınanlara bir Haqq olarak; Size yazıldı.
2.181- Bundan
böyle kim onu işittikten sonra değiştirirse, Günahı
elbette onu değiştirenin üzerinedir.
Elbette Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
002.182-Bunun yanında,
kim, Wasiyet edenin Haqsızlığa Eğilim göstereceğinden
ya da Günaha gireceğinden korkup da ikisinin arasını
düzeltirse, artık ona da Günah yoktur. Gerçekten Allah, Gafurdur,
Rahimdir.
XXIII 183-188 Oruc
002.183-Ey İman edenler,
Sizden öncekilere yazıldığı gibi, Oruç Size de
yazıldı. Umulur ki sakınırsınız.
002.184-Sayılı
Günlerdedir. Artık Sizden kim
Hasta ya da Yolculukta olursa tutamadığı Günler
sayısınca başka Günlerde. Ona
dayanabilenlerin üzerine de bir Yoksul Doyumu Fidye. Kim Gönülden bir Hayır yaparsa bu da
kendisi için Hayırlıdır. Oruç tutmanız eğer
bilirseniz Sizin için Daha Hayırlıdır.
002.185-Şehr-u Ramazan.
İnsanlar için Hidayet olan ve Doğru Yolu ve Haqq ile
Batılı birbirinden ayıran Apaçık Belgeleri kapsayan Qur'an
onda indirilmiştir. Öyleyse Sizden kim bu Aya (Şehr) Şahid
olursa onu tutsun. Kim de Hasta veya Yolculukta olursa,
tutamadığı Günler Sayısınca diğer Günlerde. Allah Size Kolaylık diler, Size Zorluk
dilemez. Bu Sayıyı tamamlamanız ve Sizi Hidayete ulaştırmasına
karşılık Allah'ı Büyük tanımanız içindir. Umulur
ki şükredersiniz.
002.186-Kullarım Beni
Sana soracak olursa, işte Ben pek Yakınım. Bana dua ettiği
zaman dua edenin Duasına Cewap veririm. Öyleyse, Onlar da Benim
Çağrıma Cewap versinler ve Bana İman etsinler. Umulur ki irşad olurlar.
002.187-Oruç Gecesinde
Kadınlarınıza yaklaşmak Size Helal kılındı. Onlar, Sizin Örtüleriniz, Siz de
onların Örtüsüsünüz. Allah,
gerçekten Sizin, Nefislerinize İhanet etmekte olduğunuzu bildi ,Tewbenizi
qabul etti ve Sizi bağışladı. Artık onlara
yaklaşın ve Allah'ın Sizin için yazdıklarını
dileyin. Fecr Waqti, sizce Beyaz
İplik Siyah İplikten ayırdedilinceye kadar yiyin, için. Sonra Geceye kadar Orucu tamamlayın. Mescidlerde İtikafta olduğunuz
zamanlarda da Onlara yaklaşmayın. Bunlar,
Allah'ın Sınırlarıdır. Onlara yanaşmayın.
İşte Allah, İnsanlara Ayetlerini böylece açıklar, umulur
ki sakınırlar.
002.188-Mallarınızı
Haqsızlıkla aranızda yemeyin ve Siz bile bile Günahla
İnsanların Mallarından bir Bölümünü yemeniz için onları
Hakimlere aktarmayın.
XXIII 189-196
Müdafaa Harbi
002.189-Sana, Hilalleri
sorarlar. De ki:" O, İnsanlar ve Hacc için belirlenmiş Waqitlerdir. Birr, Evlere arkalarından gelmeniz değildir, ama Birr sakınanlarınkidir. Evlere Kapılarından girin.
Allah'tan sakının, umulur ki Kurtuluşa erersiniz.
002.190-Sizinle Savaşanlara karşı Allah
Yolunda savaşın, aşırı gitmeyin. Elbette Allah
Aşırı-gidenleri sevmez.
2.191- Onları,
(Savaşta) bulduğunuz Yerde öldürün ve Sizi
çıkardıkları Yerden Siz de Onları çıkarın. Fitne, Öldürmeden Beterdir. Onlar Size karşı
savaşıncaya kadar Siz, Mescid-i Haram yanında orada onlarla
savaşmayın. Sizinle
savaşırlarsa Siz de Onlarla savaşın. Kafirlerin
Cezası işte böyledir.
002.192-Onlar, son verirlerse
( Siz de son verin).Şüphesiz Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
002.193-Fitne
kalmayıncaya ve Din Allah'ın oluncaya kadar onlarla
savaşın. Eğer
vazgeçerlerse, artık Zulum yapanlardan başkasına
Düşmanlık yoktur.
002.194-Haram Ay, Haram Aya
Karşılıktır. Hürmetler
Karşılıklıdır. Öyleyse kim size saldırırsa, size
saldırdığı gibi siz de ona saldırın. Allah'tan
İttiqa edin ve bilin ki kesinlikle Allah, Muttaqilerle beraberdir.
002.195-Allah Yolunda infaq
edin ve kendinizi kendi Elinizle Tehlikeye atmayın. İhsan edin. Elbet Allah Muhsinleri sever.
XXIV 197-210
Hac
002.196-Haccı da,
Umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer
kuşatılırsanız, artık Size Kolay gelen Hedyi
(gönderin). Qurban Yerine varıncaya kadar Başlarınızı
Traş etmeyin. Kim Sizden Hasta
ise ya da Başından Şikayeti varsa, onun ya Oruç ya Sadaqa veya
Hedy olarak Fidye (vermeli). Güvenliğe
kavuşursanız, Hacca kadar
Umre ile yararlanmak isteyene, kolayına gelen bir Hedy. Bulamayana da, Haccda üç Gün,
döndüğünüzde de yedi olmak üzere, bunlar tamı tamına On Oruç
vardır. Bu Ailesi Mescid-i Haram'da olmayanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, Cezası kesinlikle pek
Çetin-olandır.
002.197-Hacc, Bilinen
Aylardır. Böylelikle kim onlarda
Haccı farzederse, Haccda Kadına yaklaşmak, Fısq yapmak ve Kavgaya girişmek
yoktur. Siz, Hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir.
Azık edinin, kuşkusuz, Azığın en
Hayırlısı Taqwadır. Ey
Ulul-Elbâb, Benden ittiqa edin.
002.198-Rabbinizden bir Fazl
istemenizde size Sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Allah'ı,
Meş'ar'ı Haram'da anın. O
Sizi nasıl Doğru Yola hidayet etmişse, Siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan önce
Dalalette olanlardandınız.
002.199-Sonra
insanların akın ettiği Yerden Siz de akın edin ve
Allah'tan Bağışlanma dileyin. Şüphesiz
Allah Gafur'dur. Rahim'dir.
002.200-İbadetlerinizi
bitirdiğinizde, artık Atalarınızı andığınız
gibi hatta ondan da Quwwetli bir Anma ile Allah'ı anın. İnsanlardan öylesi vardır ki:
"Rabb'imiz bize Dünyada ver" der, onun Ahirette Nasibi yoktur.
002.201-Onlardan öylesi de
vardır ki: "Rabb'imiz, bize Dünyada da Hasene ver, Ahiret'te de
Hasene. Ve bizi Ateşin Azabından koru." der.
002.202-İşte
bunların kazandıklarına Karşılık Nasibleri
vardır. Allah, Hesabı pek Seri Görendir.
002.203-Sayılı
Günlerde Allah'ı anın. İki Günde Elini Çabuk tutana Günah
Yoktur, Geri kalana da Günah yoktur.(Bu) sakınan için. Allah'tan ittiqa
edin ve gerçekten bilin ki, Siz O'na döndürüleceksiniz.
002.204-İnsanlardan
öylesi vardır ki, Dünya
Hayatına ilişkin Sözleri Senin hoşuna gider ve Qalbindekine rağmen Allah'ı
Şahid getirir; oysa o
Azılı bir Düşmandır.
002.205-O, İş
Başına geçti mi Arzda fesat çıkarmaya, Ekini ve Nesli Helak
etmeye çabalar. Allah ise Fesadı sevmez.
002.206-Ona: "Allah'tan
kork" denildiği zaman, Onu Büyüklük Gururu Günaha sürükleyerek
kuşatır. Böylesine Cehennem yeter; ne kötü Yataktır o.
002.207-İnsanlardan
öylesi de vardır ki, Allah'ın Rızasını aramak için Nefsini Satın alır. Allah Kullarına karşı
Şefkatli olandır.
002.208-Ey İman edenler,
hepiniz Topluca Silm'e girin ve Şeytanın
Adımlarını izlemeyin. Çünkü o, Size Apacık bir
Düşmandır.
002.209-Size, apaçık
Ayetler geldikten sonra yine Ayağınız kayarsa, bilin ki Allah,
Aziz'dir, Hakim'dir.
002.210-Onlar, Bulut
Gölgeleri içinde Allah'ın
Meleklerle Onlara gelmesini ve İşin bitirilmesini mi
gözlüyorlar? Oysa İşler Allah'a döner.
XXV
211-216 Mü'minlerin Uğradıkları
Mihnetler
002.211-İsrâiloğullarına sor, Onlara nice
Açık Ayet verdik. Kendilerine geldikten sonra kim Allah'ın Nimetini
değiştirirse, elbette Allah, Cezası pek Şiddetli
olandır.
002.212-İnkar edenlere
Dünya Hayatı Çekici kılındı. Onlar, İman edenlerden kimileriyle
alay ederler. Oysa Mutteqîler, Qıyamet Günü onların üstündedirler.
Allah, dilediğine Hesapsız Rızıq verir.
002.213-İnsanlar Tek bir
Ümmetti. Allah, Müjdeciler ve
Uyarıcılar olarak Nebiler gönderdi ve beraberlerinde
İnsanların anlaşmazlığa düştükleri Şeyler
Konusunda, aralarında Hüküm vermek üzere Haqq Kitaplar indirdi. Oysa kendilerine Apaçık Ayetler
geldikten sonra , birbirlerine karşı olan Bağy yüzünden
Anlaşmazlığa düşenler, o
verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, İman
edenleri, hakkında Ayrılığa düştükleri Gerçeğe
kendi İzniyle eriştirdi. Allah kimi dilerse onu Doğruya iletir.
002.214-Yoksa Sizden önce
gelip geçenlerin Hali, başına gelmeden Bahçe'ye gireceğinizi mi
sandınız? Onlara öyle bir
Yoksulluk, öyle dayanılmaz bir Zorluk çattı ve öylesine
sarsıldılar ki, sonunda Elçi ve beraberindeki Mü'minlerle: "
Allah'ın Yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Elbette Allah'ın
Yardımı pek Yakındır.
002.215-Sana neyi İnfaq
edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak İnfaq
edeceğiniz şey, Anne-babaya, Yakınlara, Yetimlere,
Yoksullara ve Yoloğlunadır. Hayır
olarak her ne yaparsanız; Allah onu
elbette bilir."
002.216-Savaş
,hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı. Olurki
hoşunuza gitmeyen bir Şey, Sizin için Hayırlıdır ve
olur ki, sevdiğiniz Şey de Sizin için bir Şerrdir. Allah bilir
de Siz bilmezsiniz.
XXVI 217-221
Çeşitli Meseleler
002.217-Sana Haram olan
Ayı, onda Savaşmayı sorarlar. De ki:" Onda savaşmak
Büyük (bir şey). Allah
katında ise, Allah'ın Yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i
Haram'a engel olmak ve Ehlini oradan çıkarmak daha Büyük. Fitne ise,
Qatilden Beterdir." Eğer güç yetirirlerse, Sizi Dininizden geri
çevirinceye kadar sizinle Savaşmayı sürdürürler. Sizden kim Dininden
geri döner ve Kafir olarak ölürse, artık Onların bütün
Çalışmaları Dünyada da Ahiret'te de boşa
çıkmıştır ve Onlar Ateşin Ashabıdırlar,
onda Sürekli kalacaklardır.
002.218-Elbette İman
edenler, Hicret edenler ve Allah Yolunda Cihad edenler, işte onlar, Allah'ın Rahmetini
umabilirler. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
002.219-Sana Hamrı ve
Kumarı sorarlar. De ki: "Onlarda hem Büyük Günah, hem İnsanlar için Yararlar
vardır. Ama Günahları Yararlarından daha Büyüktür. Ve Sana neyi infaq edeceklerini sorarlar. De
ki: "( İhtiyaçtan ) Artakalanı." Böylece Allah, size
Ayetlerini açıklar, umulur ki düşünürsünüz.
002.220-Hem Dünyada hem
Ahiret'de. De ki: " Onları ıslah etmek
Hayırlıdır. Eğer
Onları aranıza katarsanız, artık onlar Sizin Kardeşlerinizdir. Allah fesat çıkaranı Islah
ediciden bilir. Eğer Allah dileseydi Size Güçlük
çıkarırdı. Elbette Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
XXVIII 222-228 Kadınların
Özel Halleri ve İddet
002.221-Müşrikeleri
İman edene dek niqahlamayın; Mümine bir Emeh hoşunuza gitse de Müşrikeden
Hayırlıdır. Müşrikleri de nikahlamayın ta İman
edene dek. Mü'min bir Abd (Köle) hoşunuza gitse de Müşrikten daha
Hayırlıdır. Onlar Ateş'e çağırırlar, Allah ise kendi İzniyle Bahçe'ye ve
Mağfirete çağırır. O İnsanlara Ayetlerini
açıklar. Umulur ki Öğüt
alırlar.
002.222-Sana Mehiz'i (ayhali) sorarlar. De ki: "O bir
Ezadır/ Rahatsızlıktır. Ayhalinde
Kadınlardan ayrılın ve temizleninceye kadar /ondan kurtulana
dek onlara yaklaşmayın. Temizlendiklerinde,
Allah'ın Size emrettiği Mahalden Onlara gidin/ varın. Elbette Allah, Tewbe edenleri sever, Temizlenenleri de /Arınanları da
sever.
002.223-Kadınlarınız Harsdır size. Harsnıza dilediğiniz gibi
varın. Kendiniz için (bir şeyler) taqdim edin. Allah'tan da ittiqa
edin ve bilin ki elbette O'na kavuşacaksınız. Mü'minleri
müjdele.
002.224-Bir de İyilik
yapmanız, sakınmanız ve İnsanların arasını
düzeltmeniz için Allah'ı Yeminlerinize Siper kılmayın. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
002.225-Allah
Sizi, Yeminlerinizdeki Lağv'den dolayı sorumlu tutmaz, fakat Sizi Qalplerinizin
kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah Gafur'dur,
Halim'dir (yumuşak davranandır.)
XXIX
229-231
Talaq
002.226-Kadınlarından
uzaklaşmaya Yemin edenler için Dört Ay Bekleme Süresi vardır. Eğer (yeminlerinden) dönerlerse, Elbette Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
002.227-Eğer
Boşamada kararlı davranırsa (boşanırlar.) Elbette Allah İşiten'dir,
Bilen'dir.
002.228-Boşanmış(kadın)lar
kendi kendilerine Üç Quru' beklerler. Eğer Allah'a ve Son Güne
inanırlarsa Allah'ın Rahimlerinde yarattığını
saklamaları onlara Helal olmaz. Kocaları,
bu süre içinde barışmak isterlerse, onları
geri almada daha çok Haqq Sahibidirler. Onların
lehine de ,aleyhlerinde ki Maruf Haqqa Denk bir Haqq vardır.
Yalnız Erkekler için Onlar üzerinde Derece (var). Allah Aziz'dir,
Hakimdir.
XXX
002.229-Talaq İki
defadır.(sonrası) ya Marufla tutmak ya da İhsanla
bırakmak. Onlara verdiğiniz
bir Şeyi geri almanız Sizin için Helal olmaz, ancak ikisinin Allah'ın
Sınırlarını Ayakta tutmayacaklarından korkmuş
olmaları (başka). Eğer ikisinin Allah'ın
Sınırlarını ayakta tutamıyacaklarından
korkarsanız, bu durumda (Kadının) Fidye vermesinde ikisi için de
Günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın
Sınırlarıdır, onlara Tecavüz etmeyin. Kim Allah'ın
Sınırlarına Tecavüz ederse, Onlar Zalimlerin ta kendileridir.
002.230-Yine Onu
boşarsa, (Kadın) Onun dışında bir başka
Eşle nikahlanmadıkca Ona Helal olmaz. Eğer (yeni eşi)
Onu boşarsa, Onlar (ilk Kocası ile kendisi) Allah'ın
Sınırlarını ayakta tutacaklarını
sanıyorlarsa, tekrar birbirlerine dönmelerinde ikisi için de Günah
yoktur. İşte bunlar,
Allah'ın Sınırlarıdır, bilen bir Topluluk için
bunları açıklar.
002.231-Kadınları
boşadığınızda, Bekleme Sürelerini
tamamlamışlarsa, Onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle
bırakın. Fakat Sınırları çiğnemeniz için
Zararlarına olmak üzere Onları tutmayın. Kim böyle yaparsa
artık O, kendi Nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın Ayetlerini Oyun edinmeyin ve
Allah'ın size verdiği, Nimeti ve Size Öğüt olsun diye
indirdiği Kitab'ı ve Hikmet'i anın. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki Allah
Herşeyi Bilen'dir.
XXXI 232-235
Dul ve Boşanan Kadınlar
002.232-Kadınları
boşadığınızda, Bekleme Sürelerini de
tamamlamışlarsa birbirleriyle Marufca anlaşırlarsa
Onlara, kendilerini Kocalarına nikahlamalarına Engel
çıkarmayın. İşte,
içinizde Allah'a ve Son- Güne İman edenlere bununla Öğüt verilir.
Bu Sizin için daha Hayırlı ve
daha Temizdir. Allah bilir de Siz bilmezsiniz.
002.233-Emzirmeyi tamamlamak
isteyenler için Anneler Çocuklarını İki tam Yıl
emzirirler. O(anne)lerin Yiyeceği, Giyeceği Örfe uygun olarak, Çocuk
kendisinin olana aittir. Kimseye güç yetireceğinin dışında
teklif edilmez. Anne, Çocuğu, Çocuk kendisinin olan Baba da, Çocuğu
dolayısıyla Zarara uğratılmasın. Mirascı
üzerindeki Sorumluluk da bunun gibidir. Eğer
aralarında Rıza ile ve danışarak Sütten ayırmayı
isterlerse, ikisi için de bir Güçlük yoktur.Ve eğer Çocuklarınızı
(Sütanneye) emzirtmek isterseniz, Örfe uygun vereceğinizi ödedikten
sonra Size bir Sorumluluk yoktur. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki,
Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.
002.234-İçinizden
Ölenlerin bıraktığı Eşler, kendi kendilerine Dört Ay
On Gün beklerler. Bu Bekleme Süresi
dolduğundan, artık Onların kendi haklarında Maruf bir
şekilde yaptıklarından dolayı Size Sorumluluk yoktur. Allah işlediklerinizden
Haberdar'dır.
002.235-(İddet bekleyen)
Kadınları nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da
böyle bir İsteği Gönlünüzde saklamanızda Sizin için bir
Sakınca yoktur. Gerçekte Allah, Sizin Onları
anacağınızı bilmiştir. Sakın bilinen Sözler
dışında Onlarla gizlice waidleşmeyin, Bekleme Süresi
tamamlanıncaya kadar Nikah Bağını bağlamaya kesin karar
vermeyin. Ve bilin ki, elbette Allah Qalbinizden geçeni bilmektedir.
Artık ondan kaçının. Ve bilin ki şüphesiz Allah Gafur'dur,
Halim'dir.
XXXI 236-242
Kadınların Nafaqaları
002.236-Kendilerine El
sürmediğiniz, Mehirlerini de tesbit etmediğiniz Kadınları
boşamanızda Sizin için bir Sakınca yoktur. Onları yararlandırın, Zengin olan kendi Gücü, Darda olan da kendi
Gücü oranında, Maruf bir şekilde yararlandırılmalı.
(Bu), Muhsinler üzerinde bir Haqtır.
002.237-Eğer onlara
Mehir tespit eder de, El sürmeden boşarsanız, bu durumda kendileri ya
da Nikah Bağı Elinde olanın Bağışlaması
hariç tespit ettiğinizin yarısı onlarındır . Sizin
bağışlamanız Taqwaya daha Yakındır.
Üstünlüğü de unutmayın. Elbette
Allah, yapmakta olduklarınızı Gören'dir.
002.238-Salatları
ve Salat-ı Wustayı koruyun ve
Allah'a gönülden boyun Eğiciler olarak durun.
002.239-Eğer
korkarsanız Yaya veya Binekte iken kılın. Güvenliğe
girdiğinizde ise, yine Allah'ı, Size bilmediklerinizi nasıl
öğrettiyse öyle anın.
002.240-İçinizde ölüp de
Eşler bırakmakta olanlar, (evlerinden)
çıkarılmaksızın Senesine kadar yararlanmaları için
Eşlerine Wasiyet bıraksınlar. Ama
Onlar çıkarlarsa, artık onların Maruf olarak kendileri için
yaptıklarından dolayı size Sorumluluk yoktur. Allah Aziz'dir, Hakimdir.
002.241-Boşanmış
(Kadın)ların Maruf bir tarzda yararlanmaları vardır. Bu Muttaqiler üzerine bir Haqqtır.
002.242-İşte
Allah, Size Ayetlerini böyle açıklar. Umulur ki aqledersiniz.
XXXII 243-248
Harp Zarureti
002.243-Binlerce kişinin
Ölüm korkusuyla Yurtlarından çıktığını görmedin
mi? Allah Onlara "Ölün"
dedi, sonra da onları diriltti.
Şüphesiz Allah, İnsanlara karşı Fazl Sahibidir. Ancak İnsanların çoğu
şükretmez.
002.244-Allah Yolunda
savaşın ve bilin ki, elbette Allah Semidir, Alim'dir.
002.245-Allah'ın
Karşılığını çok Artırma ile kat kat
arttıracağı Güzel bir Borcu verecek olan kimdir? Allah, daraltır ve genişletir ve
Siz O'na döndürüleceksiniz.
002.246-Musa'dan sonra İsrâiloğullarının
önde gelenlerini görmedin mi? Hani Nebilerinden birine: "Bize bir Melik gönder de Allah Yolunda
savaşalım" demişlerdi. O: "Ya üzerinize Savaş
yazıldığı halde, savaşmayacak olursanız?"
demişti. "Bize ne oluyor ki Allah Yolunda savaşmayalım? Ki
biz Yurdumuzdan çıkarıldık ve Çocuklarımızdan
(uzaklaştırıldık)" demişlerdi. Ama Onlara
Savaş yazıldığı zaman, az bir kısmı
dışında yüz çevirdiler. Allah Zalimleri bilir.
002.247-Onlara Nebileri
dedi ki: "Allah Size Talut'u
gönderdi. "Onlar: "Biz Melikliğe, Ona göre daha çok hak
Sahibiyken ve Ona bir Mal Bolluğu verilmemişken, nasıl bizi
yönetecek Mülk Onun olabilir? demişlerdi. O demişti:
"Doğrusu Allah Size O'nu seçti ve Onun Bilgi ve Vucut
Gelişimini artırdı. Allah kime dilerse Mülkünü verir. Allah Wasi'dir, Bilen'dir.
002.248-Nebileri ,Onlara
dedi: "Onun Meliliğinin Belgesi, Size Tabut'un gelmesi. Onda Rabb'inizden bir Sekine ile Musa Ailesi'nin ve Harun Ailesi'nin Artakalanları var. Onu Melekler taşır. Eğer
inanmışlarsanız , bunda elbette Sizin için bir Delil
vardır."
XXXIII 249-253 Hak
Davası ığruna Savaşın Zarureti
002.249-Talut, Ordusuya birlikte ayrıldığında dedi ki:
"Doğrusu Allah Sizi bir Nehirle İmtihan edecektir. Kim bundan
içerse ,artık o Benden değildir ve kim de Eliyle bir Avuç hariç
avuçlarsa o Bendendir. Onlardan az
bir Bölümü dışında ondan içtiler. O, kendisiyle beraber İman edenlerle
onu geçince Onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve Ordusuna karşı gücümüz yok" dediler. Elbette Allah'a
kavuşacaklarını umanlar şöyle dediler: "Nice az bir
Topluluk daha çok olan bir Topluluğa Allah'ın İzniyle Galip
gelmiştir. Allah Sabredenlerle beraberdir.
002.250-Onlar, Calut ve Askerlerine karşı
meydana çıktıklarında, dediler ki: "Rabbimiz, üzerimize
Sabır yağdır, Adımlarımızı Sabit kıl ve
Kafirler Topluluğuna karşı Bize Yardım et."
002.251-Böylece Onları,
Allah'ın İzniyle Yenilgiye uğrattılar. Dâwud, Calut'u öldürdü. Allah da Ona Mülk ve Hikmet verdi. Ona
dilediğinden öğretti. Eğer
Allah'ın, İnsanların bir kısmı ile bir
kısmını def'i olmasaydı, Arz
kesinlikle Fesada uğrardı. Ancak Allah, Alemlere karşı
büyük Fazl Sahibidir.
002.252-İşte
bunlar, Allah'ın Ayetleridir. Onları Sana Haqq olarak tilawet
ediyoruz. Sen de Gönderilen Elçilerdensin.
002.253-İşte bu Elçiler; bir kısmını bir
kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah'ın kendisiyle
konuştuğu ve Derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık Belgeler verdik ve Onu Ruhu'l-Qudus
ile destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine Apaçık Belgeler geldikten
sonra, onların peşinden gelenler, birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak
ihtilafa düştüler. Onlardan kimi inandı, kimi de küfretti. Allah
dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama
Allah dilediğini yapandır.
XXXIV34 254-257 Allahın
Azamet ve Qudreti
002.254-Ey İman edenler,
onda hiç bir Alış Verişin, hiç bir Dostluğun ve hiçbir
Şefaatın olmadığı Gün gelmezden önce, size
Rızıq olarak verdiklerimizden infaq edin. Kafirler, Onlar
Zulmedenlerdir.
002.255-Allah. O'ndan
başka İlah yoktur. Diridir, Qaimdir. O'nu Uyuklama ve Uyku tutmaz. Göklerde de,
Yerde de ne varsa hepsi O'nundur. İzni
olmaksızın O'nun katında
Şefaatte bulunacak kimdir? O
önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Dilediği
kadarının dışında, O'nun İlminden Hiçbir
Şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun
Kürsüsü, bütün Gökleri ve Yeri
kaplamıştır. Onların Korunması O'na güç-gelmez. O, pek
Yüce'dir, pek Büyük'tür.
002.256-Dinde Zorlama
yoktur. Gerçek şu ki, Rüşd Sapıklıktan Apacık
ayrışmıştır. Artık kim Tağutu tekfir
edip Allah'a inanırsa, o Sapasağlam bir Kulpa
yapışmıştır; bunun
Kopması yoktur. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
002.257-Allah, iman edenlerin
Welisidir. Onları Karanlıklardan Nura çıkarır.
Küfredenlerin Welileri ise Tağuttur. Onları Nurdan Karanlıklara
çıkarırlar. İşte onlar, Ateşin Ashabıdır,
onda Sürekli kalacaklardır.
XXXV 258-260
Ölüler Diriliyor
002.258-Allah, kendisine Mülk
verdi diye Rabb'i Konusunda İbrâhim'le
tartışmaya gireni görmedin mi?
Hani İbrâhim: "Benim
Rabb'im diriltir ve öldürür" demişti. O da "Ben de öldürür ve
diriltirim" demişti. İbrâhim:
"Şüphesiz Allah Güneşi Doğudan getirir, Sen de onu
Batıdan getir" deyince, o küfreden böylece afallayıp
kalmıştı. Allah,
Zalimler Topluluğunu Hidayete erdirmez.
002.259-Ya da
Altı-üstüne-gelmiş, Ipıssız duran bir Şehre
uğrayan gibisini. Demişti ki:
"Allah, burasını Ölümünden sonra nasıl
diriltecekmiş?" Bunun üzerine
Allah, onu Yüz Yıl Ölü bıraktı, sonra onu diriltti. Demişti
ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir Gün veya bir Günden az
kaldım" demişti."Hayır, Yüz Yıl kaldın,
böyleyken Yiyeceğine bak, henüz bozulmamış, Eşeğine de
bir bak. Seni İnsanlara Belge
kılmamız için. Kemiklere de
bir bak nasıl bir araya getiriyoruz, sonra da Onlara Et
giydiriyoruz?" demişti. O,
kendisine Apaçık Belli olduktan sonra demişti ki: "Artık
öğreniyorum ki gerçekten Allah, her Şeye Güçyetiren'dir.
002.260-Hani İbrâhim: "Rabb'im, bana
Ölüleri nasıl dirilttiğini göster." demişti.
"İnanmıyor musun?" deyince "Hayır, ancak
Qalbimin tatmin olması için." demişti. Öyleyse, Dört Kuş tut. Onları
kendine alıştır, sonra Onları her bir Parçasını
bir Dağın üzerine bırak, sonra da Onları çağır.
Sana koşarak gelirler. Bil ki, Elbette Allah Aziz'dir. Hakim'dir.
XXXVI
261-266 Hak yolunda Mali Fedakarlık
002.261-Mallarını
Allah Yolunda infaq edenlerin Örneği Yedi Başak bitiren , her bir
Başakta Yüz Tane bulunan bir Tek Tanenin Örneği gibidir. Allah,
dilediğine kat kat arttırır. Allah Genişolan'dır, Bilen'dir.
002.262-Mallarını
Allah Yolunda infaq edenler, sonra infaq ettikleri Şeyin peşinden
başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin Ecirleri Rabbleri
katındadır, Onlar için Korku yoktur, onlar Mahzun da
olmayacaklardır.
002.263-Güzel bir Söz ve
Bağışlama, peşinden Eziyet gelen bir Sadaqadan daha
Hayırlıdır. Allah hiç bir Şeye İhtiyacı
Olmayan'dır, Halimdir.
002.264-Ey İman edenler,
Allah'a ve Son-Güne inanmayıp, İnsanlara karşı Gösteriş
olsun diye Malını infaq eden gibi Minnet ve Eziyet ederek Sadaqalarını
Geçersiz kılmayın. Böylesi, üzerinde Toprak bulunan bir Kayaya
benzer. Ona Sağanak bir Yağmur düştü mü, onu
Çırılçıplak bırakır. Onlar
kazandıklarından hiçbir Şeye Güç yetiremezler. Allah Kafirler
Topluluğuna Hidayet etmez.
002.265-Yalnızca
Allah'ın Rızasını istemek ve kendilerinde olanı
kökleştirmek için Mallarını infaq edenlerin Örneği,
yüksekçe bir Tepede bulunan, Sağnak Yağmur aldığında
Ürünlerini iki Kat veren bir Bahçenin Örneğine benzer ki ona
Sağnak Yağmur isâbet etmese de bir Çizintisi vardır. Allah yapmakta olduklarınızı
Gören'dir.
002.266-Hangi
biriniz ister ki ,altından Nehirler akan Hurmalardan, Üzümlerden bir
Bahçesi olsun, içinde kendisinin olan Bütün Ürünler de bulunsun, fakat
kendisinde İhtiyarlık gelip çatsın, zayıf ve küçük
Çocukları olsun, ona Ateşli bir Kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah ,Size Ayetlerini böyle
açıklar,umulur ki düşünürsünüz.
XXXVII 267-273 İyiliklerin
Faydası
002.267-Ey iman edenler
,kazandıklarınızın İyi olanından ve Sizin için Yerden
bitirdiklerimizden infaq edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız
Bayağı Şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki,
elbette Allah, Hiçbir Şeye İhtiyacı olmayan'dır, Hamid'
dir.
002.268-Şeytan, Sizi Faqirlikle korkutur ve Size Fahşayı
emreder. Allah ise, Size kendisinden bir Bağışlama ve bol
İhsan wadediyor. Allah Wasıy'dir, Bilen'dir.
002.269-Kime dilerse Hikmet'i
Ona verir. Elbette kendisine Hikmet verilene büyük bir Hayır da
verilmiştir. Ulul-Elbâbdan
başkası tezekkür etmez.
002.270-Nafaqadan her ne
infaq eder veya Adaktan her ne adarsanız, elbette Allah onu bilir.
Zulmedenlerin Yardımcıları yoktur.
002.271-Sadaqaları
açıkta verirseniz o ne İyi ,fakat gizleyip de Faqirlere verirseniz
bu Sizin için daha Hayırlıdır.
O, Günahlarınızdan bir kısmını
bağışlar. Allah yaptıklarınızdan
Haberdardır.
002.272-Onların
Hidayete ermesi Senin üzerinde değildir. Ancak Allah, dilediğini
Hidayete eriştirir. Hayır olarak her ne infaq ederseniz, kendiniz
içindir. Zaten Siz, ancak Allah'ın Hoşnutluğunu istemekten
başka infaq etmezsiniz. Hayırdan her ne infaq ederseniz
Haqsızlığa uğratılmaksızın Size eksiksizce
ödenecektir.
002.273-Kendilerini
Allah Yolunda adayan Faqirler içindir ki, Onlar, Arzda dolaşmaya Güç
yetiremezler. İffetlerinden
dolayı Cahil olan, Onları Zengin sanır. Sen Onları Yüzlerinden
tanırsın. Yüzsüzlük ederek İnsanlardan istemezler.
Hayırdan her ne infaq ederseniz, elbette Allah onu bilir.
002.274-Onlar ki
Mallarını Gece, Gündüz, Gizli ve Açık İnfaq ederler .
Artık bunların Ecirleri Rabb'leri katındadır. Onlar için
Korku yoktur, onlar Mahzun da olmayacaklardır.
XXXVIII 274-281 Ribanın
Haram Oluşu
002.275-Riba yiyenler, ancak
kendisini Şeytan çarpmış olanın
Kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka
kalkmazlar. Bu, Onların: Alım
Satım da ancak Riba gibidir." demelerinden dolayıdır. Oysa
Allah, Alış Verişi Helal, Ribayı ise Haram
kıldı. Kime Rabb'inden bir
Öğüt gelir de son verirse, artık Geçmişi kendisine,
İşi de Allah'a aittir. Kim
de geri dönerse, artık Onlar Ateşin Ashabıdır, orada
onlar Sürekli kalacaklardır.
002.276-Allah, Ribayı
yokeder de Sadaqaları artırır. Allah, Günahkar olan Kafirlerin
hiçbirini sevmez.
002.277-Elbette İman
edip de Güzel Çalışmalarda bulunanlar, Salatı kılanlar ve
Zekatı verenler, Onların Ecirleri Rab'lerinin katındadır.
Onlara Korku yoktur, Onlar Mahzun da olmayacaklardır.
002.278-Ey İman edenler
,Allah'tan ittiqa edin ve eğer inanmışsanız, Ribadan
Artakalanı bırakın.
002.279-Şayet böyle
yapmazsanız, Allah'a ve Elçisine karşı Savaş
açtığınızı bilin, Eğer
Tewbe ederseniz, artık Mallarınınızın Anası Sizindir.
Ne zulmetmiş olursunuz, ne de Zulme uğrarsınız.
002.280-Eğer Zorluk
içindeyse, Ona Elverişli bir Zamana kadar süre (verin). Sadaqa olarak
bağışlamanız ise, Sizin için daha
Hayırlıdır, eğer bilirseniz.
002.281-Allah'a
döneceğiniz Günden ittiqa edin. Sonra Herkese kazandığı
eksiksizce ödenecek ve Onlara Haqsızlık da
yapılmayacaktır.
XXXIX 282-283
Akitler, Senetler
002.282-Ey İman edenler,
belirli bir Süre için borçlandığınız zaman onu
yazınız. Aranızdan bir
Yazıcı Doğru olarak yazsın. Yazıcı Allah'ın
kendisine öğrettiği gibi
yazmaktan kaçınmasın, yazsın.
Üzerinde Haqq olan da yazdırsın ve Rabb'i olan Allah'tan İttiqa
etsin, ondan hiçbir Şeyi eksiltmesin. Eğer
üzerinde Haq olan düşük akıllı ya da Za'f Sahibi veya kendisi
yazmaya Güç yetiremeyecekse, Welisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden
de iki Şahid tutun, eğer iki Erkek yoksa, Şahidlerden Rıza
göstereceğiniz bir Erkek ve biri
şaşırdığında diğeri hatırlatacak iki
Kadın.. Şahidler çağrıldıkları zaman
kaçınmasınlar. Onu az olsun çok olsun Süresiyle birlikte yazmaya
üşenmeyin. Bu, Allah'ın
katında en Âdil, Şahidlik için en Sağlam olandır. Ancak
aranızda devredip durduğunuz ve Peşin olarak
yaptığınız Ticaret başka, bunu yazmamanızda Sizin
için bir Sakınca yoktur. Alış-veriş
ettiğinizde Şahid tutun. Yazana da ,Şahide de Zarar
verilmesin. (Aksini) yaparsanız,
o, kendiniz için Fısqtır. Allah'tan İttiqa edin. Allah Size
öğretiyor. Allah Herşeyi Bilen'dir.
002.283-Eğer Yolculukta
iseniz ve Yazıcı da bulamazsanız, bu durumda alınan Rehin yeter. Şu durumda eğer birbirinize
güveniyorsanız, kendisine Güven duyulan, Rabb'i olan Allah'tan İttiqa
eden de Emanetini ödesin. Şahidliği
gizlemeyin. Kim onu gizlerse,
artık elbette, onun Qalbi Günahkardır. Allah, yapmakta
olduklarınızı Bilen' dir.
XL 284-286 İslamın
Zaferi
002.284-Göklerde ve Yerde
ne varsa Allah'ındır. İçinizdekini
açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah Sizi onunla Sorguya
çeker. Sonra dilediğini
bağışlar, dilediğini azablandırır. Allah
Herşeye Güçyetiren'dir.
002.285-Elçi, kendisine Rabb'inden indirilene iman etti, Mü'minler de.
Tümü, Allah'a, Meleklerine, Kitaplarına ve Elçilerine inandı.
O'nun Elçilerinden hiçbirini ayırtetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz
bağışla, Varış ancak Sana'dır.
002.286-Allah, Hiçkimseye
Güç yetireceğinden (Wusat/kapasite) başkasını yüklemez. Kazandığı lehine,
kazandıklarıda aleyhinedir. Rabb'imiz, unuttuklarımızdan ya
da yanıldıklarımızdan dolayı Bizi Sorumlu tutma.
Rabb'imiz, Bizden öncekilere yüklediğin gibi Bize de Ağır yükleme. Rabb'imiz, kendisine Güç yetiremeyeceğimiz/
güçümüzü aşan( Taqat) şeyi Bize taşıtma/ yükleme. Bizi affet, Bizi bağışla,
Bizi esirge. Sen Bizim Mewlamızsın. Kafirler Topluluğuna
karşı da Bize Yardım et."