Medenî
Wahiy
622-632
094-008/el-ENFAL
Bismillahirrahmanirrahim
I1 1-10 Bedir
Savaşı
008.01- Sana Enfal'den
sorarlar. De ki: "Enfal Allah'ın ve
Elçisi'nindir. Buna göre eğer inanıyorsanız Allah'tan ittiqa
edin, aranızı düzeltin. Ve Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin."
008.02- Mü'minler ancak o
kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman Yürekleri ürperir, O'nun Ayetler’i okunduğu zaman İmanlar’ını
artırır ve yalnızca Rabb'lerine Tewekkül ederler.
008.03- Onlar Salat’ı kılarlar
ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden infaq ederler.
008.04- İşte gerçek Mü'minler
bunlardır. Rabb'leri katında onlar için Dereceler, Bağışlanma, ve üstün bir Rızıq vardır.
008.05- Rabb'in Seni Ev’inden Haqq
uğruna çıkardığında Mü'minler’den bir Bölük
isteksizdi.
008.06- Artık açıkca ortaya
çıktıktan sonra bile, sanki kendileri, göz göre göre
Ölüm’e sürükleniyorlarmış gibi, Sen’inle Haq
konusunda tartışıyorlardı.
008.07- Hani Allah, İki Topluluk’tan
birinin elbette Sizin olacağını wadetmişti. Siz de
Görkemsiz olan’ın Sizin olmasını istemiyordunuz. Oysa
Allah, Sözleri’yle Haqq’ın gerçekleşmesini sağlamak Küfredenler’in arkasını kesmek istiyordu.
008.08- O, Suçlular istemese de Haqq’ı
gerçekleştirmek ve Batıl’ı geçersiz kılmak için.
008.09- Siz Rabb'inizden Yardım taleb
ediyordunuz, O da: "Elbette Ben Size birbiri ardınca Bin Melek ile Yardım
ediciyim" diye cewap vermişti.
008.10- Allah, bunu, yalnızca bir Müjde ve Qalpleriniz’in tatmin bulması için yapmıştı. (Yoksa)
Allah'ın katından başkasına Nusret yoktur. Elbette
Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
II2 11-19 Bedir
Savaşı
008.11- Hani kendisinden bir Güvenlik olarak Sizi bir
Uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle Tertemiz kılmak, Siz’den Şeytan’ın
Pisliği’ni gidermek, Qalpleriniz’in
üstünde pekiştirmek ve bununla Ayaklarınız’ı
sağlamlaştırmak için Size Gök’ten Su indiriyordu.
008.12- Rabb'in Melekler’e wahyetmişti ki: "Elbette Ben Sizinleyim. İnananlar’a Sağlamlık katın, Küfredenler’in
Qalbleri’ne amansız bir Korku salacağım. Öyleyse
vurun Boyunları’nın üstüne, vurun Onların Bütün Parmakları’na."
008.13- Bu, tartışmasız, onların Allah'a ve Elçisi'ne
baş kaldırmaları dolayısıyladır. Kim Allah'a ve Elçisi’ne baş
kaldırırlarsa, elbette Allah Sonuçlandırması Pek Şiddetli olan’dır.
008.14- İşte bu, Sizin, artık tadın bunu. Küfredenler için bir de Ateş
Azabı vardır.
008.15- Ey İnananlar, Toplu olarak Kafirler’le
karşılaştığınız zaman, Onlar’a arka çevirmeyin.
008.16- Kim Onlar’a böyle bir
Gün’de yine savaşmak için bir yana çekilen ya da bir
başka Bölüğe katılmak için Yer tutan’ın dışında
arkasını çevirirse, gerçekten o, Allah'tan bir Gazab’a
uğramıştır ve onun Barınma Yeri Cehennem’dir. Ne Kötü bir Yatak’tır o.
008.17- Onlar’ı Siz
öldürmediniz, ama Onlar’ı Allah öldürdü. Attığın
zaman da Sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minler’i
kendinden güzel bir İmtihan’la imtihan etmek için. Şüphesiz Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
008.18- İşte Size böyle... Gerçekten Allah, Kafirler’in Düzenlerini boşa çıkarmıştır.
008.19- Eğer Fetih istiyorduysanız, işte Size Fetih.
Ama eğer vazgeçiyorsanız bu Sizin için daha Hayırlı’dır.
Yok eğer geri dönerseniz Biz de döneriz. Topluluğunuz çok da olsa, Size bir Şey
sağlayamaz. Çünkü Allah Mü'minler’le beraber’dir.
III 20-28 Başarı
Yolu
008.20- Ey İman edenler, Allah'a ve Elçisi’ne itaat
edin. Siz de işitiyorken, ondan yüz çevirmeyin.
008.21- Ve: "Biz işittik" dedikleri halde,
gerçekte işitmeyenler -kulak asmayanlar-
gibi olmayın.
008.22- Gerçek şu ki, Allah katında Yer’de Debelenenler’in en Kötüsü, aqletmez
olan Sağırlar ve Dilsizler’dir.
008.23- Eğer Allah, Onlar’dan
bir Hayır görseydi elbette Onlar’a işittirirdi.
İşittirseydi bile, arka çevirenler olarak yüz çevirirlerdi.
008.24- Ey inananlar, Size Hayat verecek Şeyler’e Sizi çağırdığı zaman, Allah'a ve Elçisi'ne icabet edin. Ve bilin ki
elbette Allah, Kişi ile Qalb’i arasına girer ve Siz
gerçekten O'a döndürülüp toplanacaksınız.
008.25- Ve Sizler’den
yalnızca Zulmedenler’e isabet etmekle kalmayan bir
Fitne’den ittiqa edin. Bilin ki gerçekten Allah,
Sonuçlandırması pek Şiddetli olan’dır.
008.26- Hatırlayın, hani Sizler sayıca Az’dınız ve
Arz’da zayıf bırakılmışlardınız, İnsanlar’ın Sizi yakalayıvermelerinden korkuyordunuz. İşte
O, Sizi barındırandı, Sizi Yardımı’yla destekledi ve Size Tertemiz Rızıqlar verdi. Umulur ki şükredersiniz.
008.27- Ey İnananlar, Allah'a ve Elçisi’ne ihanet etmeyin, Siz de biliyorken Emanetleriniz’e
de ihanet etmeyin.
008.28- Bilin ki, Sizin Mallar’ınız
ve Çocuklar’ınız ancak bir Deneme’dir. Elbette
Allah Büyük Fadl
Sahibi’dir.
IV4 29-38 Müslümanlar
ve Kabenin Yönetimi
008.29- Ey İnananlar, Allah'tan ittiqa
ederseniz, Size Furqan’ı (doğruyu yanlıştan ayıran’ı) verir, Allah ise, elbette Büyük Karşılık katında olandır.
008.30- Hani o Küfredenler, Seni tutuklamak ya da öldürmek veya Seni Sürgün etmek amacıyla, Sana tuzak
kuruyorlardı. Onlar bu Tuzağı tasarlıyorken, Allah da bir Düzen kuruyordu.
Allah, Düzen kuranlar’ın Hayırlı’sıdır.
008.31- Ayetlerimiz Onlar’a
okunduğu zaman: "İşittik" dediler," İstesek, Biz de bunun bir
Benzerini söyleyebiliriz. Bu, Eskiler’in
Masalları’ndan başka değil’dir."
008.32- Bir de: " Ey Allah'ımız, eğer bu bir
Gerçek olarak Senin katından ise, Gök’ten üzerimize Taş yağdır veya Elîm bir Azab getir." demişlerdi.
008.33- Oysa Sen, içlerinde bulunduğun sürece, Allah Onlar’ı azablandıracak değildir.
Ve onlar, Bağışlanma dilemektelerken de Allah Onlar’ı azablandıracak
değildir."
008.34- Onlar Mescid-i
Haram'dan alıkoyarlarken (yesuddune) ve onun Koruyucuları değilken Allah, ne diye Onlar’ı azablandınmasın? Onun Koruyucular’ı yalnızca İttiqa edenler’dir. Ancak Onlar’ın çoğu bilmezler.
008.35- Onların Beyt'in
önündeki Salat’ları, Islık çalmaktan/ mukaen ve El çırpmaktan/tesdiyetün
Kandırma ve İnkar) başkası değildir.
Artık
Küfrettikleriniz nedeniyle Azab'ı tadın.
008.36- Gerçek şu ki, Küfredenler Allah'ın Yolu’ndan
engellemek için Malları’nı harcarlar, bundan böyle de harcayacaklardır. Sonra
bu, Onların Kahırlı Özlemleri’ni olacaklardır, sonra da Bozgun’a
uğrayacaklardır. Küfredenler sonunda Cehennem’e sevkolunacaktır.
008.37- Bu, Allah'ın Murdar’ı Temiz’den ayırdetmesi, Murdar’ı, bir kısmını bir kısmı üzerinde kılıp
Tümünü biriktirerek Cehennem’e atması içindir. İşte bunlar Hüsran’a uğrayanlar’dır.
008.38- O Küfredenler’e de
ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişteki Şeyler bağışlanacaktır. Ama yine
dönecek olurlarsa, önceki Sünnet elbette geçmiş olacaktır."
V5 39-44 Bedir
ve Muhammed a.ın Peygamberliği
008.39- Fitne kalmayıncaya ve Din’in hepsi Allah'ın
oluncaya kadar Onlar’la savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, elbette Allah, yapmakta olduklarını Gören'dir.
008.40- Yüz çevirirlerse, bilin ki gerçekten Allah
Sizin Mewla'nızdır. O ne güzel Mewla'dır
ve ne de güzel Yardımcı'dır.
008.41- Bilin ki, Ganimet olarak ele geçirdiğiniz Şeyler’in Beştebir’i, elbette
Allah'ın, Elçisi'nin, Yakınlar’ın, Yetimler’in, Yoksullar’ın ve Yolcu’nundur. Eğer
Allah'a, Haqq ile Batıl’ın birbirinden ayrıldığı Gün,
İki Ordu’nun karşı karşıya geldiği Gün’de
Kul’umuza indirdiğimize iman ediyorsanız Allah Herşey’e
Güçyetiren'dir.
008.42- Hani Siz Wadi’nin
yakın Kenarı’nda, onlar da Uzak Yamacı’ndayken, Kervan ise Siz’den daha
aşağı’daydı. Eğer sözleşseydiniz kaçınılmaz olarak Sözleşme Yeri Konusunda Anlaşmazlığa düşerdiniz, ancak Allah olacağı
olan (yapılmasını irade buyurduğu) işi gerçekleştirmek için. Helak olan Apaçık
Delil’le Helak olsun yaşayan da Beyyine ile yaşasın diye. Allah İşiten'dir,
Bilen'dir.
008.43- Hani Allah, Onlar’ı
Sana Uyku’nda Az gösteriyordu, eğer Sana çok gösterseydi gerçekten Yılgınlığa
kapılacaktınız ve İş (tutulacak yol) n Konusunda gerçekten
Çekişme’ye düşecektiniz. Ancak Allah Esenlik bağışladı. Çünkü o, elbette Sineler’in Özü’nde saklı-duran’ı Bilen'dir.
008.44- Karşı karşıya geldiğinizde Allah olacağı olan
İş’i gerçekleştirmek için Onlar’ı Gözlerinize Az
gösteriyordu. Sizi de Onların Göz’ünde azaltıyordu. Ve İşler Allah'a
döndürülür.
VI6 45-48 Zafer
ve Çokluk
008.45- Ey İnananlar, bir Topluluk’la
karşı karşıya geldiğiniz zaman, Dayanıklılık gösterin ve Allah'ı çokca zikredin. Umulur ki Felah bulursunuz.
008.46- Allah'a ve Elçisi'ne
itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin. Çözülüp yılgınlaşırsanız, Güc’ünüz gider. Sabredin. Elbette Allah, Sabredenler’le beraber’dir.
008.47- Bir de Yurtları’ndan Refah’tan şımarıp
azıtarak, İnsanlar’a gösteriş yaparak çıkanlar ve
Allah'ın Yolu’ndan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, Onlar’ın yapmakta olduklarını Çepeçevre Kuşatan’dır.
008.48- O zaman Şeytan Onlar’a
Amelleri’ni Çekici göstermiş ve Onlar’a: "Bugün
Sizi İnsanlar’dan Bozgun’a uğratacak Kimse yok’tur ve
Ben de Sizin Yardımcı’nızım." demişti. Ne zaman ki, İki Topluluk birbirini görür gibi
oldu o, İki Topuğu üstünde geri döndü ve : "Elbette Ben Siz’den Uzağım.
Çünkü Ben Sizin görmediğinizi görmekteyim, Ben Allah'tan da korkmaktayım."
dedi. Allah, Sonuçlandırması pek Şiddetli olan’dır.
VII7 49-58 Düşman
Kuvvetin Za'fı
008.49- Münafıqlar ve Qalpler’inde Hastalık bulunanlar şöyle diyorlardı: "Bunları Dinler’i aldattı. Oysa
kim Allah'a Tewekkül ederse, elbette Allah Aziz'dir,
Hakim'dir.
008.50- Melekler’i, Onlar’ın Yüzleri’ne ve Arkaları’na vurarak: "Yakıcı Azab’ı tadın" diye o Küfredenler’in
Canları’nı alırken görmelisin."
008.51- Bu Elleriniz’in
önceden taqdim etmesi ve Allah'ın gerçekten Kullar’a Zulmedici olmamasındandır.
008.52- Fir'awn
Ailesi’nin ve Onlar’dan Öncekiler’in
Gidiş’i gibi. Allah'ın Ayetleri’ne küfrettiler de , Allah Onlar’ı Günahlar’ından dolayı yakaladı.
Elbette Allah Büyük Quwwet Sahibi’dir, Sonuçlandırma’sı Şiddetli-olan’dır.
008.53- Nedeni şu: Bir Qawim,
kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah, O’na Nimet olarak bağışladığını
değiştirecek değildir. Allah Elbette İşiten'dir,
Bilen'dir.
008.54- Fir'awn
Aile'sinin ve Onlar’dan Öncekiler’in
Gidiş’i gibi. Onlar Rabb'lerinin Ayetleri’ni yalanladılar, Biz de Günahlar’ı dolayısıyla onlar’ı
yıkıma uğrattık. Fir'awn Ordusu’nu Su’da boğduk. Onlar’ın tümü zulmedenler’di.
008.55- Allah katında yer’de debelenenler’in
en kötüsü, şüphesiz küfredenler’dir, Artık onlar
inanmazlar.
008.56-Bunlar
içlerinden Anlaşma yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında Ahidleri’ni bozarlar. Onlar ittiqa
etmezler.
008.57- Bundan dolayı Savaş’ta onlar’ı
yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlar’la
arkalarından gelecek olanlar Umulur ki
ibret alırlar.
008.58- Eğer bir Qawm’in
ihanet edeceğinden korkarsan, Sen de Açık ve Adil bir tutumla at.
Gerçekten Allah, İhanet edenler’i sevmez.
IX 59-64 Sulh
ve Kuvvet
008.59- Küfredenler, kaçıp kurtulacaklarını
sanmasınlar, gerçek şu ki, Onlar (bizi) Aciz bırakamazlardı.
008.60- Onlar’a karşı Gücünüz’ün yettiği kadar Quwwet
ve Besili Atlar hazırlayın. Bununla Allah'ın Düşman’ı ve Sizin Düşmanınız’ı ve bunların dışında Sizin bilmediğiniz
Allah'ın bildiği diğerlerini korkutup caydırınız. Allah Yolu’nda her ne infaq ederseniz Size Eksiksiz ödenir ve Siz Haqsızlığa uğratılmazsınız.
008.61- Eğer Onlar Barış’a eğilim gösterirlerse Sen de
ona eğilim göster ve Allah'a tewekkül et. Çünkü O, İşiten'dir, Bilen'dir.
008.62- Onlar, Seni aldatmak isterlerse, elbette Allah
Sana yeter. O, Seni Yardımı’yla ve Mü'minler’le
destekledi.
008.63- Ve onların Qalbleri’ni
uzlaştırdı. Sen, Arzdakiler’in tümünü/ Arz’da ne
varsa harcasaydın bile, Onlar’ın Qalbleri’ni
uzlaştıramazdın. Ama Allah, onların Aralarını uzlaştırdı. Çünkü Aziz'dir, Hakim'dir.
008.64- Ey Nebi,
Sana ve Seni izleyen Mü'minler’e Allah yeter.
9 65-75 Müslümanlar
ve Üstünlükleri
008.65- Ey Nebi,
Mü'minler’i Savaş’a teşvik et. Eğer
içinizde sabreden Yirmi Kişi bulunursa, İkiyüz’ü
mağlup eder. Ve eğer içinizde Yüz’ü bulunursa, bunlar da Kafirler’den
Bin’ini yener. Çünkü Onlar kavramayan bir Qawm’dir.
008.66-Şimdi Allah Siz’den hafifletti ve
Siz’de bir Zaaf olduğunu da bildi. Siz’den Yüz Sabırlı bulunursa İkiyüz’ünü Bozgun’a uğratır. Eğer Siz’den Bin olursa İkibini’ni yener. Allah Sabredenler’le beraberdir.
008.67- Hiç bir Nebi'ye
Yeryüzü’nde kesin bir Zafer kazanıncaya kadar Esir alması yakışmaz. Siz
Dünya’nın Geçici Yararı’nı istiyorsunuz. Oysa Allah Ahiret'i
istemektedir. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
008.68- Eğer Allah'ın Geçmiş’te bir Yazması olmasaydı
aldıklarınıza karşılık Size gerçekten büyük bir Azab
dokunurdu.
008.69- Artık Ganimet olarak elde ettiklerinizden Helal ve Temiz olarak yiyin ve Allah'tan
korkup-sakının. Hiç şüphesiz Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
008.70- Ey Nebi!
Elleriniz’deki Esirler’e de
ki: "Eğer Allah Sizin Qalpleriniz’de bir Hayır
olduğunu bilirse Size Siz’den alınandan daha Hayırlısı’nı verir ve Sizi
bağışlar. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
008.71- Eğer Sana ihanet etmek isterlerse Onlar daha
önce Allah'a da ihanet etmişlerdi böylece o da Onlar’ın
Bozgun’a uğramaları için Sana imkan vermişti. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
008.72- Gerçek şu ki İnananlar, Hicret edenler, ve
Allah Yolu’nda Malları’yla ve Canları’yla Cihad
edenler ile Barındıranlar ve Yardım edenler işte birbirlerinin Welisi olanlar bunlardır. İman edip Hicret etmeyenler Onlar
Hicret edinceye kadar Sizin Onlar’a hiç bir Şey’le Welayetiniz Sözkonusu değil’dir,
yoktur. Ama Din konusunda Siz’den Yardım isterlerse Yardım üzerinizde bir Yükümlülük’tür. Ancak Sizler’le
Onlar arasında Anlaşma bulunan bir Qawn’in aleyhine
değil. Allah yaptıklarınızı Gören'dir.
008.73- Küfredenler birbirlerinin Welileri’dirler.
Eğer Siz bunu yapmazsanız Yeryüzü’nde bir Fitne ve Büyük bir Fesat olur.
008.74- İnananlar, Hicret edenler ve Allah Yolu’nda Cihad edenler ile Barındıranlar ve Yardım edenler işte
gerçek Mü'min-olan bunlar’dır.
Onlar için bir Bağışlanma ve Üstün bir Rızıq var’dır.
008.75- Bundan sonra İnanan ve Hicret edenler ve
Sizinle birlikte Cihad edenler, işte Onlar da
Siz’dendir. Aqrabalar Allah'ın Kitab'ına göre birbirlerine Öncelikli’dir.
Doğrusu Allah herşeyi Bilen'dir.