Mekkî Wahy
610-622
056.011/HUD
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I İhtarlar :1-8
011.01- Elif Lam Ra. Ayetler’i muhkemleştirilmiş/sağlamlaştırılmış, sonra Hakim
ve Haberdar tarafından (detaylandırılıp)
açıklanmış bir Kitap.
011.02- Öyle ki, Allah'tan başkasına abdolmayın. Gerçekten Ben, Size onun tarafından b,r Uyarıcı
ve Müjdelici’yim.
011.03- Ve Rabb'inizden Bağışlanma dileyin. Sonra
O'na tewbe edin. O da Sizi, Adı konulmuş bir Wakt’e kadar Güzel bir Meta ile metalandırsın
ve Her İhsan Sahibi’ne İhsanı’nı versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten Ben,
Sizin için Büyük bir Gün’ün Azabı’ndan korkarım.
011.04- Sizin Dönüşünüz Allah'adır. O, Herşey’e Güçyetiren'dir.
011.05- Haberiniz olsun, gerçekten Onlar, O’ndan
gizlenmek için Göğüsleri’ni bükerler. Haberiniz olsun, Onlar, Örtüleri’ne
büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da açığa vurduklarını da bilmektedir.
Çünkü o, Göğüsler’de saklı duranları Bilen'dir.
011.06- Arz’da debelenen Hiçbir Canlı olmasın ki, Rızq’ı Allah'a aid olmasın. Onun Qarar Yeri’ni de
Geçici bulunduğu Yer’i de bilir. Tümü Apaçık bir Kitab'dadır.
011.07- O'nun Arş'ı Su üzerinde iken Amel bakımından hanginizin daha İyi olduğunu
denemek için Gökler’i ve Yer’i Altı Gün’de yaratan
O'dur. Andolsun onlar’a:
"Gerçekten Siz, Ölüm’den sonra yine diriltileceksiniz" dersen,
Küfredenler kesinlikle: "Bu, Açıkca bir Büyü’den
başkası değildir" derler.
011.08- Andolsun, Onlar’dan Azab’ı Sayılı bir
Süre’ye kadar ertelesek, elbette:
"Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun, Onlar’a
bunun geleceği Gün, Onlar’dan geri çevrilecek
değildir ve Alay’a almakta oldukları Şey de kendilerini Çepeçevre kuşatacaktır.
II Qur'an’ın
Doğruluğu :9-24
011.09- Andolsun, Biz
İnsan’a tarafımızdan bir Rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden alsak, kuşkusuz
o Umud’unu kesmiş bir Nankör’dür artık.
011.10- Ve Andolsun,
kendisine dokunan bir Sıkıntı’dan sonra, ona bir Nimet taddırsak,
elbette: "Kötülükler Ben’den gidiverdi" der. Çünkü o, Şımarık’tır, Böbürlenen’dir.
011.11- Sabredenler ve Salih Çalışmalar’da
bulunanlar başka. İşte, Bağışlanma ve Büyük Ecir bunlarındır.
011.12- Şimdi Onlar’ın:
"O'na bir Hazine indirilmeli veya O’nunla
birlikte bir Melek gelmeli değil miydi?" demeleri dolayısıyla Göğsün
daralıp Sana Wahyolunanlar’dan bir kısmını mı terkedeceksin? Sen yalnızca bir Uyaran'sır.
Allah Herşey’e Wekil'dir.
011.13- Yoksa: "O’nu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Haydi Siz,
Yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri On Sure getirin ve eğer Doğrusözlü iseniz, Allah'tan başka Güç getirdiklerinizi de
çağırın.
011.14- Eğer buna rağmen Size cevap vermezlerse,
artık biliniz ki, O, gerçekten Allah'ın İlmi’yle indirilmiştir ve O'ndan başka
İlah yoktur. Öyleyse artık, Siz teslim oldunuz mu?
011.15- Kim Dünya Hayatı’nı ve O’nun Çekiciliğini
isterse, Onlar’a yapıp ettiklerini onda Tastamam
öderiz ve Onlar bunda Hiçbir Eksikliğe uğratılmazlar.
011.16- İşte bunların, Ahiret'te
kendileri için Ateş'ten başkası yoktur. Onlar’ın onda
bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları Şeyler de Geçersiz
olmuştur.
011.17- Rabb'inizden Apaçık bir Belge üzerinde
bulunan, O’nu yine O’ndan bir Şahid izleyen ve O’ndan
önce de bir Önder ve Rahmet olarak Musa'nın
Kitab'ı bulunan Kimse gibi midir? İşte Onlar, buna
inanırlar. Bölükler’den biri O’nu inkar ederse, Ateş
O’na waadedilen Yer’dir. Öyleyse, bundan kuşku da
olma. Çünkü o, Rabb'inden olan bir Haqq’tır. Ancak İnsanlar’ın Çoğunluğu inanmazlar.
011.18- Allah'a karşı Yalan yere İftira uydurandan
daha Zalim kim’dir? İşte bunlar, Rabb'lerine sunulacaklar ve Şahidler: "Rabb'lerine karşı Yalan söyleyenler
bunlardır" diyecekler. Haberiniz olsun, Allah'ın Lanet’i Zalimler’in üzerinedir.
011.19- Bunlar, Allah'ın Yolu’ndan engelleyenler
ve O’nda Çarpıklık arayanlardır. Onlar, Ahiret'i de
tanımayanlardır.
011.20- Bunlar O'nu Arz’da Aciz bırakacak değildir
ve bunların Allah'tan başka Wekiller’i de yoktur. Azab Onlar için kat kat
artırılır. Bunlar İşitme’ye Güç yetirmezlerdi ve
görmezlerdi de.
011.21- İşte Bunlar kendilerini Hüsran’a uğratanlardır
ve Yalan olarak uydurmakta oldukları Onlar’dan
uzaklaşmıştır.
011.22- Elbette bunlar, Ahiret'te
en çok Hüsran’a uğrayanlar’dır.
011.23- İnanan ve Salih Çalışmalar’da
bulunanlar ve Rabb'lerine Qalbler’i Tatmin bulmuş
olarak bağlananlar. İşte bunlar da Bahçe Ashabı’dırlar.
Onda Temelli kalacaklardır.
011.24- Bu iki Bölük’ün Örneği; Kör ve Sağır ile
Gören ve İşiten gibidir. Misal olarak bunlar Eşit olur mu? Yine de tezekkür
etmeyecek misiniz?
III Nuh :25-35
011.25- Andolsun Biz Nuh'u Qawm’ine
gönderdik. "Ben Sizin için Apaçık bir Uyarıcı'yım."
011.26- "Allah'tan başkasına Kulluk etmeyin.
Ben Sizin için Acıklı bir Gün’ün Azabından korkmaktayım."
011.27- Qawm’inden, Küfredenler’in Önde gelenleri’nden olan Çevresi: "Biz
Seni yalnızca Bizim gibi bir Beşer’den başkası görmüyoruz, Sana Sığ Görüşlü
olan Aşağılıklarımız’dan başkasının uyduğunu
görmüyoruz ve Sizin Bize bir Üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, Biz Sizi
Yalancılar sanıyoruz." dedi.
011.28- Dedi ki: "Ey Qavm’im,
Görüşünüz nedir? Eğer Ben Rabb'imden Apaçık bir Belge üzerinde isem ve Rabb'im
Bana kendi katından bir Rahmet vermiş de, Sizin Gözleriniz’den
saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken Biz Sizi buna zorlayacak mıyız?"
011.29- Ey Qavm’im, Ben
Siz’den buna karşılık bir Mal istemiyorum. Benim Ecr’im,
yalnızca Allah'a aiddir. Ben İman edenler’i
kovacak değilim. Onlar gerçekten Rabb'lerine kavuşacaklardır. Ancak Ben Sizi,
Cahillik etmekte olan bir Qawim görüyorum."
011.30- "Ey Qavm’im,
Ben Onlar’ı kovarsam, Allah'tan Bana kim Yardım
edecek? Hiç düşünmez misiniz?"
011.31- Ben Size Allah'ın Hazineler’i
yanımdadır demiyorum, Gayb’ı da bilmiyorum. Melek olduğumu da söylemiyorum ve Gözler’inizin Aşağılık gördüklerine, Allah Kesin olarak Onlar’a bir Hayır vermez de demiyorum. Nefisler’inizde
olanı Allah daha İyi bilir. Bu durumda gerçekten o zaman Zalimler’denimdir."
011.32- Dediler ki: "Ey Nuh, Bizim’le tartıştın, bu Tartışma da
ileri de gittin. Eğer Doğru söylüyorsan bize wadettiğini getir."
011.33- Dedi ki: "Eğer dilerse, O’nu Size Allah getirir ve siz Aciz bırakacak
değilsiniz."
011.34- "Eğer Allah Sizi azdırmayı dilemişse,
Ben Size Öğüt vermek istesem de Size Yarar’ı olmaz. O sizin Rabb'inizdir ve
O'na döndürüleceksiniz."
011.35- Onlar: "Bunu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki:
"Eğer Ben O’nu uydurduysam, Günah’ım Bana aittir. Ama Ben, Sizlerin Suç
olarak işlemekte olduklarınızdan Uzağım."
IV Nuh'un Düşmanları :36-49
011.36- Nuh'a
wahyedildi: "Gerçekten İman edenler’in
dışında, Kesinlikle kimse inanmayacak. Şu halde Onlar’ın
işlemekte olduklarından dolayı üzülme."
011.37- "Bizim gözetimimiz altında ve Wahyimiz’le Gemi’yi imal et. Zulmedenler konusunda da Bana Hitap’da bulunma. Çünkü Onlar boğulacaklardır."
011.38- Gemi’yi yapmaktaydı. Qawm’inin
Önde gelen Çevresi kendisine her uğradığında onunla Alay ediyordu. O:
"Eğer Bizim’le Alay ederseniz, Alay ettiğiniz
gibi Biz de Sizler’le Alay edeceğiz" dedi.
011.39- "Artık Siz, ilerde bileceksiniz.
Aşağılatıcı Azab kime gelecek ve Sürekli Azab kimin üstüne çökecek."
011.40- Sonunda emrimiz geldiğinde ve Tandır da Feweran ettiği zaman, dedik ki: "Her birinden İkişer
Çift ile aleyhlerinde Söz geçmiş olanlar dışında, Aile’ni ve İnananlar’ı O’na yükle." Zaten O’nunla
birlikte çok azından başkası inanmamıştı.
011.41- Dedi ki: "O'na binin. O'nun Yüzmesi
de, Demir atması da Allah'ın Adı’yladır. Kuşkusuz Benim Rabb'im Gafur'dur,
Rahim'dir."
011.42- (Gemi) Onlar’la
Dağlar gibi Dalga içinde yüzmekteyken Nuh,
bir kenara çekilmiş olan Oğlu’na seslendi : "Ey Oğlum bizimle birlikte bin
ve Kafirler’le birlikte olma."
011.43- Dedi ki: "Ben bir Dağ’a sığınacağım,
o Beni Su’dan korur." Dedi ki: "Bugün
Allah'ın Emri’nden, Esirgeyen olan’dan başka bir
Koruyucu yok’tur." Ve ikisinin arasına Dalga girdi, böylece O da Boğulanlar’dan oldu.
011.44- Denildi ki: "Ey Yer, Suyu’nu yut ve
ey Gök, Sen de tut." Su çekildi, İş bitiriliverdi, Cudi
üzerinde durdu ve Zalimler Topluluğu’na da: "Uzak olsunlar" denildi.
011.45- Nuh,
Rabb'ine seslendi. Dedi ki: "Rabb'im, elbette Benim Oğlum Ailem’dendir ve Senin Waadin de
doğrusu Haq’tır. Sen Hakimler’in
Hakimi’sin."
011.46- Dedi ki: Ey Nuh, Kesinlikle O Senin Aile’nden değildir. Çünkü O ,Salih olmayan
bir İş yapmıştır. Öyleyse üzerinde Bilgin olmayan Şey’i Ben’den isteme.
Gerçekten Ben, Cahiller’den olmayasın diye Sana öğüt
veriyorum."
011.47- Dedi ki: Rabb’im, Bilgim olmayan Şey’i
Sen’den istemekten Sana sığınırım. Ve eğer Beni bağışlamaz ve Beni
esirgemezsen, Hüsran’a uğrayanlar’dan olurum."
011.48- "Ey Nuh" denildi. "Sana ve Seninle birlikte olan Ümmetler
üzerine Biz’den Selam ve Bereketler’le in. Ümmetler’i de yararlandırılacağız, Sonra Onlar’a Biz’den Elim bir Azab
dokunacaktır."
011.49- Bunlar, Sana wahyettiğimiz
Gayb Haberleri’ndendir. Bunları Sen ve Qawm’in bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Kuşkusuz Aqıbet Muttaqiler’indir.
V Hud ile
kavmi Ad :50-60
011.50- Ad'a
da Kardeşler’i Hud'u (gönderdik). Dedi ki:
"Ey Qavmim, Allah'a kulluk edin, Sizin O'ndan
başka İlahınız yok’tur. Siz Yalan olarak (ilahlar) düzenler’den
başkası değilsiniz."
011.51- "Ey Qawm’im,
Ben bunun karşılığında Siz’den hiç bir Ücret istemiyorum. Benim Ücret’im, Beni
Yaratan’dan başkasına ait değildir. Aqletmeyecek
misiniz?"
011.52- "Ey Qawm’im,
Rabbiniz’den Bağışlanma dileyin, sonra O'na tewbe edin. Üstünüze Gök’ten Sağanak yağdırsın ve Gücünüz’e Güç katsın. Suçlular olarak Yüz çevirmeyin,"
011.53- "Ey Hud" dediler. Sen Bize
Apaçık bir Belge ile gelmiş değilsin ve Biz de Senin Sözünle İlahlarımız’ı terketmeyiz. Sana
inanacak da değiliz."
011.54- "Biz: " Bazı İlahlarımız Seni
çok Kötü çarpmıştır (deriz) başka bir şey demeyiz." De ki: "Allah'ı şahid tutarım, Siz de Şahidler
olun ki, gerçekten Ben, bizin Şirk katmakta olduklarınızdan Uzağım."
011.55- "O'nun dışındaki (ilahlardan). Artık
Siz Bana, Toplu olarak dilediğiniz Tuzağı kurun, sonra Bana süre de
tanımayın!"
011.56- "Ben gerçekten, Benim de Rabb'im,
Sizin de Rabb'iniz olan Allah'a tewekkül ettim. O'nun
Alnı’ndan yakalayıp denetlemediği debelenmekte olan bir Şey yok’tur. Elbette
Benim Rabb'im, Mustaqım bir Yol üzerindedir."
011.57- "Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık
Size kendisiyle gönderildiğim Şey’i tebliğ ettim. Rabb'im de Siz’den başka bir Qawm’i getirir. Siz O’na hiçbir Zarar veremezsiniz. Doğrusu
Benim Rabb'im, Herşey’i Koruyan'dır."
011.58- Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir
Rahmet ile Hud'u ve O’nunla
birlikte İnananlar’ı kurtardı. Onlar’ı
Ağır bir Azab’tan kurtardık.
011.59- İşte Ad. Rabb'lerinin Ayetleri’ni
tanımayıp reddettiler. O'nun Elçileri’ne isyan ettiler ve her İnatcı Zorba’nın ardınca yürüdüler.
011.60- Ve bu Dünya’da da, Qıyamet
Günü'nde de Lanet’e uğratıldılar. Haberiniz olsun, gerçekten Ad, Rabbleri’ne
küfrettiler, Bilin ki Hud
Qawmi Ad
(rahmetten) uzaklaştırıldı.
VI Semud Kavmi ve Salih
:61-68
011.61- Semud'a da Kardeşler’i Salih'i.. Dedi ki: "Ey Qawm’im,
Allah'a Kulluk edin, Sizin O'dan başka İlahınız yok’tur. O Siz’i Yer’den (arz )
yarattı ve O’nda Sizi Ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan Bağışlanma dileyin.
Sonra O'na tewbe edin. Elbette benim Rabb'im, Yakın olan’dır, (duaları) Qabul
eden’dir."
011.62- Dediler
ki: "Ey Salih, bundan önce Sen
içimizde kendisinden umulan biri’ydin. Atalarımız’ın kulluk ettiklerine kulluk etmekten Sen Bizi engelleyecek misin?
Doğrusu Biz, Senin Bizi dawet ettiğin Şey’den kuşkulanıyoruz, Tereddüt
içindeyiz."
011.63- Dedi
ki: "Ey Qawm’im, Görüşünüz nedir? Eğer Ben Rabb'imden Apaçık bir Belge
üzerindeysem ve Bana tarafından bir Rahmet vermişse, bu durumda da O'na isyan
edecek olursam Allah'a karşı Bana kim Yardım edecektir? Şu halde Gayb’ımı
artırmaktan başka Bana (yarar) sağlayamayacaksınız."
011.64- "Ey
Qawm’im, Size işte bir Ayet olarak Allah'ın Devesi. O’nu serbest bırakın.
Allah'ın Arzı’nda yesin. O’na Kötülük’le dokunmayın. Yoksa Sizi Yakın bir Azab
sarıverir."
011.65- Fakat
O’nu öldürdüler. Dedi ki: Yurdunuz’da Üç Gün daha yararlanın. Bu
yalanlanmayacak bir Waad’dir."
011.66- Emr’imiz
geldiği zaman, tarafımızdan bir Rahmet’le Salih'i
ve O’nunla birlikte İman edenler’i o Gün’ün Aşağılatıcı Azabı’ndan kurtardık.
Doğrusu Senin Rabb'in Aziz'dir.
011.67- O
Zulmedenler’i dayanılmaz bir Ses sarıverdi ve kendi Yurtları’nda Dizüste çökmüş
olarak sabahladılar.
011.68- Sanki
orda hiç Refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz
olsun, Semud
gerçekten Rabb'lerine küfretmişlerdi. Biliin ki Semud uzaklaştırılmışdı.
VII İbrâhim'e ve Lut'a Melekler'in Gelmesi: 69-83
011.69- Andolsun
Elçilerimiz İbrâhim'e Müjde ile
geldikleri zaman: "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi ve
hemen gecikmeden Kızartılmış bir Buzağı getirdi.
011.70- Elleri’nin O’na uzanmadığını görünce hoşlanmadı
ve içine bir tür Korku düştü. Dediler ki: "Korkma. Biz Lut Qawmi’ne gönderildik."
011.71- Karısı da Ayaktaydı, bunun üzerine güldü.
Biz de O’na İshaq'ı, İshaq'ın arkasından da Ya’qub'u müjdeledik.
011.72- "Vay bana" dedi. "Ben Kocamış
bir Kadın iken ve şu Kocam da İhtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu,
Şaşırtıcı bir Şey!"
011.73- Dediler ki: "Allah'ın Emri’ne mi
şaşıyorsun? Allah'ın Rahmet’i ve Bereketler’i Sizin
üzerinizdedir, Ey Ev Halkı kuşkusuz o Hamid'dir, Mecid'dir."
011.74- İbrâhim'den
Korku gittiği ve O’na Müjde geldiği zaman, Lut Qawmi
konusunda bizimle çekişip tartışıyordu.
011.75- Doğrusu İbrâhim, Yumuşak Huylu, oldukca Duyarlı ve Gönül’den Yönelen biri’ydi.
011.76- "Ey İbrâhim, bundan vazgeç. Çünkü gerçek şu ki, Rabbi’nin Emr’i gelmiştir ve gerçekten Onlar’a
geri çevrilmeyecek bir Azab gelmiştir."
Lut'a Melekler’in
Gelmesi
011.77- Elçilerimiz Lut'a geldiği zaman, Onlar’dan
dolayı kaygılandı, Göğsünü bir Sıkıntı
bastı ve: " Bu, Oldukca Zorlu bir Gün"
dedi.
011.78- Qawm’i O’na
doğru koşarak geldi, Onlar daha önceden Kötülükler işlemekteydiler. "Ey Qawm’im" dedi. "İşte Benim Kızlar’ım,
bunlar Sizler için daha Temiz’dir. Artık Allah'tan korkun ve Beni
Misafirim önünde Küçük düşürmeyin. İçinizde hiç Dengeli olan bir Adam yok
mu?"
011.79- Dediler ki: "Andolsun,
Senin Kızlar’ın da Bizim Haq’tan
bir Şeyimiz olmadığını Sen de bilmişsindir. Bizim ne istemekte olduğumuzu
gerçekte Sen biliyorsun."
011.80- Dedi ki: Size yetecek Güc’üm
olsaydı veya Sağlam bir Yer’e sığınabilseydim."
011.81- Dediler: "Ey Lut, Biz Rabbi’nin Elçileri’yiz. Onlar Sana Kesin olarak ulaşamazlar. Gece’nin bir Parçası’nda Aile’nle birlikte yürü. Sakın hiçbiriniz dönüp
Arkasına bakmasın. Fakat Senin Karı’n başka.
Çünkü Onlar’a isabet edecek olan, O’na
da isâbet edecektir. Onlar’a Wadolunun Sabah
Wakti’dir. Sabah da Yakın değil
mi?"
011.82- Böylece Emrimiz geldiği zaman, Üstünü Altına
çevirdik ve üzerlerine Balçık’tan Pişirilmiş, İstif edilmiş Taşlar yağdırdık.
011.83- Rabb'i’nin katında belli bir
Biçim’e sokulmuş, Damgalanmış olarak. Bunlar Zalimler’den Uzak değildir.
VIII Medyen ve Şuayb: 84-95
011.84- Medyen'e de Kardeşler’i Şuayb'ı… Dedi
ki: "Ey Qawm’im, Allah'a kulluk edin. Sizin
O’ndan başka İlahınız yoktur. Ölçü’yü ve Tartı’yı eksiltmeyin. Gerçekten Ben,
Sizi Bolluk içinde görüyorum. Doğrusu Ben, Sizi Çevepevre
kuşatacak olan bir Gün’ün Azabı’ndan korkuyorum."
011.85- "Ey Qawm’im,
Ölçü’yü ve Tartı’yı Adalet’i gözeterek tam tutun ve İnsanlar’ın
Eşyası’nı Değer’den düşürüp eksitmeyin ve Arz’da Fesatcılar olarak karışıklık çıkarmayın."
011.86- Eğer Mü'min’seniz,
Allah'ın bıraktığı Sizin için daha Hayırlı’dır. Ben,
Sizin üzerinizde bir Gözetleyici değilim."
011.87- Dediler ki:" Ey Şuayb Atalar’ımızın
kulluk ettiklerini bırakmamızı ya da Mallarımız
konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi Senin Salat’ın
mı emrediyor? Çünkü Sen gerçekte Yumuşak Huylu,
Reşid biri’sin."
011.88- Dedi ki: "Ey Qawm’im
Görüşünüz nedir? Ya Ben Rabbi’mden
Apaçık bir Belge üzerinde isem ve O'da Beni kendisinden Güzel bir Rızıq ile rızıqlandırmışsa? Ben
Size yasakladığım Şey’le Size Aykırı düşmek istemem. Benim istediğim, Güc’üm oranında yalnızca Islah etmektir. Benim Başarım
ancak Allah iledir. O'na tewekkül ettim ve O'na içten
yönelirim.
011.89- "Ey Qawm’im,
Bana karşı gelişiniz, sakın Nuh Qawmi’nin ya da Hud Qawmi’nin veya Salih
Qawmi’nin başlarına gelenlerin bir benzerini size
isabet ettirmesin. Üstelik Lut Qawmi de Size pek uzak
değil."
011.90- "Rabbinizden bağışlanma dileyin,
sonra O'na tewbe edin. Gerçekten Benim Rabb'im, Esirgeyen’dir, Seven'dir."
011.91- "Ey Şuayb" dediler. "Senin
söylediklerinin çoğunu Biz kavrayamıyoruz. Doğrusu Biz Seni içimizde Zayıf da
görüyoruz. Eğer Yakın çevren olmasaydı, gerçekten Biz Seni Taş’a tutar
öldürürdük . Sen Bize karşı Aziz değilsin."
011.92- Dedi ki: "Ey Qawm’im,
Sizce Benim Yakın Çevrem, Allah'tan daha mı Üstün’dür ki, O'nu arkanızda
unutuvermiş bir Şey edindiniz? Elbette benim Rabb'im, yapmakta olduklarınızı Kuşatan'dır.
011.93- "Ey Qawm’im,
bütün yapabileceklerini yapın, kuşku yok, Ben de yapacağım. Kime Aşağılatıcı Azab gelecek ve Yalancı kim’dir, Yakında bileceksiniz. Siz gözetleyip durun, Ben Sizinle birlikte
gözetleyeceğim."
011.94- Emr’imiz geldiği
zaman, tarafımızdan bir Rahmet’le Şuayb'ı ve O’nunla birlikte İnananlar’ı kurtardık, O Zulmedenler’i
dayanılmaz bir Şey sarıverdi de kendi Yurtlarında Dizüste
çökmüş olarak sabahladılar.
011.95- Sanki orda hiçbir Refah içinde yaşamamışlar
gibi, Bilin ki Semud'a nasıl bir Uzaklık
verildiyse Meyden de uzaklaştırıldı.
IX Suçluların Cezası :96-109
011.96- Andolsun Musa'yı Ayetlerimiz’le
ve Apaçık olan İspatlayıcı bir Delil’le gönderdik.
011.97- Fir'awn'a ve O’nun Önde gelen Çevresi’ne. Onlar Fir'awn'ın
Emri’ne uymuşlardı. Oysa Fir'awn'ın Emr’i İrşad edici değildi.
011.98- O, Qıyamet Günü Qawmi’nin Önderliği’ne geçer, böylece Onlar’ı
Ateş’e götürmüş olur. Sonunda vardıkları Yer,
ne Kötü bir Yer’dir.
011.99- Onlar burda
da, Qıyamet
Günü'nde de Lanet’e uğratıldılar. Verilen Bağış ne Kötü bir Bağış’tır.
011.100- Bunlar Sana Doğruhaber
olarak aktardığımız Kuşaklar’ın Haberleri’dir. Onlar’ın kimi ayakta kalmış kimi de Biçilmiş Ekin gibidir.
011.101- Biz Onlar’a
zulmetmedik, ancak Onlar kendi Nefisleri’ne zulmettiler. Böylece Rabb'inin Emri
geldiği zaman, Allah'ı bırakıp da Dua ettikleri İlahlar’ı,
Onlar’a hiç bir Şey sağlayamadı. Qayıplarını
artırmaktan başka bir işe yaramadı.
011.102- Onlar zulmetmektelerken
Ülkeler’i yakaladığı zaman Rabb'inin Yakalayıvermesi
işte böyledir. Gerçekten O'nun Yakalayıvermesi pek Acıklı pek Şiddetli’dir.
011.103- Ahiret Azabı’ndan
korkan için bunda Kesin Ayetler vardır. O, Bütün İnsanlar’ın
kendisinde Toplanacağı bir Gün’dür ve o Gözlemlenebilen bir Gün’dür.
011.104- Biz onu Sayılı bir Süre’nin (ecel) dışında
ertelemeyiz.
011.105- (Saatin) geleceği Gün’de, O'nun İzni
olmaksızın, Hiçkimse söz söyleyemez. Artık Onlar’dan kimi Şakiy, kimi Said’dir.
011.106- Mutsuz olanlar Ateş'tedirler, Onlar için
onda Solumalar vardır.
011.107- Onlar, Rabb'lerinin dilemesi dışında Gökler
ve Yer sürüp gittikce orda Temelli kalacaklardır.
Çünkü Rabb'in, gerçekten dilediğini
yapandır.
011.108- Said olanlar’da, artık Onlar Cennet’tedirler. Rabb'inin dilemesi
dışında Gökler ve Yer sürüp gittikce, orda Temelli
kalacaklardır. Bu Kesintisi olmayan bir Ata'dır.
011.109- Artık Onlar’ın
Kulluk ettikleri Şeyler konusunda sakın Kuşku’da olma. Daha önceleri, Atalar’ı nasıl kulluk ediyorsalar, bunlar da ancak böyle
kulluk ediyorlar. Kuşkuşuz Biz, Onlar’ın
Payları’nı eksiltmeksizin Onlar’a ödeyecek olanlarız.
X Mükafat ve Ceza: 110-122
011.110- Andolsun, Musa'ya Kitab'ı
verdik. O'nda Anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabb'inden bir Söz geçmiş olmasaydı,
elbette aralarında hükmedilmiş olacaktı. Gerçekten bunlar Bundan yana Kuşku verici bir Tereddüt içindedirler.
011.111- Elbette Senin Rabb'in, Onlar’dan
Tümü’ne yapıp ettiklerini ödeyecektir. Çünkü O, yaptıklarından Haberdar'dır.
011.112- Seninle birlikte Tewbe
edenler’le birlikte emrolunduğun
gibi İstiqamet et. Ve azıtmayın. Çünkü O, yapmakta
olduklarınızı Gören'dir.
011.113- Zulmedenler’e
meyletmeyin, yoksa size Ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka Welileriniz yoktur, sonra Yardım da göremezsiniz.
011.114- Gündüz’ün iki Taraf’ında ve Gece’nin Yakın Saatler’inde Salat’ı kıl.
Şüphesiz İyilikler Kötülükler’i giderir. Bu öğüt alanlar’a
bir Öğüt (Zikr)dir.
011.115- Ve sabret. Gerçekten Allah, İyilik yapanlar’ın Ecr’ini zayi etmez.
011.116- Sizden önceki Kuşaklar’dan Arz’da Fesad’ı
önleyecek Fazilet Sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Onlar’dan
kurtardığımız pek az. Zulmedenler ise, içinde bulundukları Refah’ın Peşi’ne
düştüler. Onlar Mücrimler’di.
011.117- Halkı, Islah eden kimseler iken, senin
Rabb'in o Ülkeler’i helak edecek değildi.
011.118- Eğer Rabb'in dileseydi, İnsanlar’ı
elbette Tek bir Ümmet kılardı. Oysa Onlar Anlaşmazlığı sürdürmektedirler.
011.119- Rabbi’nin Rahmet ettikleri dışında. Onlar’ı bunun için yarattı. Böylece Rabb'inin Sözü tamamlanıp
gerçekleşmiştir: "Andolsun Cehennem’i Cinler’den ve İnsanlar’dan, Onlar’ın Tümü’nden dolduracağım."
011.120- Sana Elçiler’in
Haberleri’nden Qalb’ini kendisiyle sağlamlaştıracak
Doğru Haberler aktarıyoruz. Bunda da Sana Haqq ve Mü'minler’e bir Öğüt ve Uyarı gelmiştir.
011.121- İman etmeyenler’e
de ki: "Yapabileceğinizi yapın,
kuşkusuz Biz de yapacağız."
011.122- Ve gözleyip durun, gerçekten Biz de gözleyip durmaktayız."
011.123- Gökler’in ve
Yer’in Gayb’ı Allah'ındır. Bütün İşler O'na
döndürülür. Öyleyse O'na kulluk edin ve O'na tewekkül
edin. Senin Rabb'in yapmakta olduklarınızdan Habersiz değildir.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
011 Hud |
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|