Mekkî Wahy

610-622

 

002.068/el-QALEM

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I              Peygamber'in Yüksek Ahlakı: 1-16

 

068.01-      Nun.

               Qalem’e ve Satır Satır yazdıklarına andolsun.

068.02-      Sen, Rabb'inin Ni’meti’yle bir Mecnun değilsin.

068.03-      Gerçekten Senin için Kesintisi olmayan bir Ecr vardır.

068.04-      Sen, Büyük bir Ahlaq üzerindesin,

068.05-      Artık yakında göreceksin ve  Onlar da görecekler.

068.06-      Sizden hanginizmiş Meftun ?

068.07-      Elbette senin Rabb'in, kimin kendi Yolu’ndan saptığını daha iyi Bilen’dir ve kimin Hidayet’e   erdiğini daha iyi Bilen’dir.

068.08-      Şu halde Yalanlayanlar’a itaat etme.

068.09-      Onlar, Senin kendilerine yaranıp Uzlaşmanı arzu ettiler, o zaman Onlar da Sen’le uzlaşacaklardı.

068.10-      Ayrıca Her durmaksızın Yemin eden , Aşağılığ’a İtaat etme.

068.11-      Alabildiğine Ayıplayıp-kötüleyen, Söz getinrip-götüren

068.12-      Hayr’ı engellen, , Saldırgan, aşırı-Günahkar

068.13-      Zorba-saygısız, sonra da Kulağı Kesik,

068.14-      Mal ve Çocuklar Sahibi oldu diye.

068.15-      Kendisine Ayetler’imiz okunduğu zaman "Ewwelkiler’in Masalları" diyen biri.

068.16-      Yakında  Onun Burnu’nu damgalayacağız.

 

II             Bahçe Ashâbı : 17-33

 

                 068.17-      Gerçek şu ki, Biz o Bahçe Sahipleri’ne Belâ verdiğimiz gibi, bunlara da Belâ verdik. Hani Onlar Sabahleyin  kesinlikle (ürünlerini) devşireceklerine dair And içmişlerdi.

068.18-      Hiçbir İstisna da yapmıyorlardı.

068.19-      Fakat Onlar uyuyorlarken, Rabb'in tarafından dolaşan bir Bela Onlar’ı kuşatıverdi.

068.20-      Sonunda (ürün) Kökü’nden Kapkara kesildi.

068.21-      Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

068.22-      "Eğer Ürününüz’ü  devşirecekseniz erkence çıkın."

068.23-      Derken aralarında fısıldaşarak çıktılar.

068.24-      "Bugün sakın oraya hiç bir Miskin girip de karşımıza çıkmasın,"

068.25-      Engellemeye Güçler’i yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.

068.26-      Ama O’nu görünce: "Elbette biz Şaşırmışız" dediler.

068.27-      "Hayır Biz Mahrum bırakılmışız."

068.28-      Mu’tedil olan biri dedi ki: "Ben Size dememiş miydim? Tesbih edip yüceltmeli değil miydik?"

068.29-      Dediler ki: "Rabb'imiz, Seni tesbih ederiz, gerçekten Bizler Zalimler’mişiz."

068.30-      Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar:

068.31-      "Yazıklar Bize, gerçekten Bizler Azgınlar’mışız."

068.32-      "Belki Rabb'imiz, onun yerine ondan daha Hayırlısı’nı verir. Elbette Biz, yalnızca Rabb'imize Rağbet ederiz."

068.33-      İşte Azab böyledir. Ahiret Azab’ı ise kesinlikle çok daha Büyük’tür, Onlar bir bilseler."

 

III            Neye Dayanarak tartışıyorlar: 34-52

 

068.34-      Elbette, Muttaqi olanlar için Rabb'leri katında Ni’metler’le donatılmış Bahçeler vardır.

068.35-      Öyleyse, Müslimler’i Mücrimler gibi kılar mıyız?

068.36-      Size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?

068.37-      Yoksa Sizin Ders yaptığınız bir Kitabınız mı var?

068.38-      İçinde, "Siz neyi beğenirseniz kesinlikle Sizin olacak diye."

068.39-      Yoksa Sizin için üzerinizde Qıyâmet'e kadar sürecek bir Yemin mi var ki, "Siz neye hükmederseniz O Kesinlikle Sizin olacak" diye

068.40-      Onlara sor: "Hangisi bunu savunacak?

068.41-      Yoksa Onların Ortaklar’ı mı var? Şu halde eğer Sadıqlarsanız , Ortaklarınız’ı da getirin.

068.42-      Bacağın üstünden açılacağı ve Onların Secde’ye çağrılacakları Gün, artık Güç yetinemezler.

068.43-      Gözler’i Korku’dan ve Dehşet’ten düşüp kendilerini de Zillet sarıp kuşatmış. Oysa Onlar Sağlam iken Secde’ye çağırılırlardı.

068.44-      Artık bu Söz’ü Yalanlayan’ı Bana bırak. Onları bilmeyecekleri bir Yön’den  derece derece yaklaştıracağız.

068.45-      Ben Onlara Süre tanıyorum,  Benim Düzen’im Sağlam’dır.

068.46-      Yoksa  Onlar’dan bir Ücret mi istiyorsun da (böylece) Onlar  Borç nedeniyle  bir Yük altında kaldılar?

068.47-      Yoksa Gayp  yanlarında mıdır, kendileri (ondan) yazıp duruyorlar?

 

               Yûnus'un Sabırsızlığı

 

               (Bak:   55/Yunus 98

                          61/Saffat 139-148,

                          77/Enbiya 87-88)

 

068.48-      Şimdi Sen Rabb'inin Hükmü’ne sabret ve Balık-Sahibi gibi olma.  Hani o içi Kahır dolu olarak yalvarmıştı.

068.49-      Eğer Rabb'inden bir Ni’met Ona ulaşmasaydı , Yerilmiş Çıplak bir halde (kıyıya) atılmış olacaktı.

068.50-      Fakat Rabb'i O'nu seçti  ve Salihler’den yaptı.

 

068.51-      O küfretmekte olanlar Zikr’i işittikleri zaman Seni neredeyse Gözler’i ile  devireceklerdi. "O gerçekten bir Mecnun"  diyorlar.

068.52-      Oysa O (okunan)  ancak Alemler için bir Zikr'dir.