Mekkî Wahy

610-622

 


051.026/eş-ŞUARA

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I  Peygamber’e Teselli :1-9

 

026.01-      Ta Sin Mim.

026.02-      Bunlar Apaçık Kitab'ın Ayetleri’dir.

026.03-      Onlar Mümin olmayacaklar diye neredeyse kendini qahredecektin.

026.04-      Dilersek, Onlar’ın üzerine Gök’ten bir Ayet indiririz de, Ona Boyunlar’ı eğilmiş olur.

026.05-      Onlar’a Rahman'dan bir Uyarı gelmeyiversin. Hiç tartışmasız Ondan yüz çevirirler.

026.06-      Gerçekten yalanladılar. Fakat Alay Konusu edindikleri Şey’in Haber’i kendilerine pek yakında gelecektir.

026.07-      Yeryüzü’ne bir bakmadılar mı ki Onda Her Güzel Çift’ten Nice Ürünler bitirdik.

026.08-    Elbette bunda bir Ayet var’dır. Ancak Onlar’ın çoğu İnanmış değildirler.

026.09-    Elbette Senin Rabb'in, Gerçekten Aziz'dir, Rahim'dir.

 

II          Musa'nın Fir'awn'a Gidişi :10-33

 

026. 10-     Hani Rabb'in Musa' ya seslenmişti: "Zulmetmekte olan Qawm’e git."

026.11-      Firawn'un Qawmi’ne. Hala sakınmıyorlar mı?

026.12-      Dedi ki: "Rabb'im kuşkusuz Ben Onlar’ın Beni yalanlamalarından korkmaktayım."

026.13-      "Göğsüm sıkışmakta, Dilim dönmemektedir. Bundan dolayı, Harun'u da gönder."

026.14-      Üstelik, Onlar’ın Bana karşı sunacakları Suçum var. Bu nedenle Beni öldürmelerinden de korkmaktayım."

026.15-      "Hayır" dedi. "İkiniz de Ayetlerim’le gidin. Elbette Biz Sizinle Birlikte’yiz ve işitmekteyiz."

026.16-      "Hemen Fir'awn'a giderek deyin ki: -Gerçekten Biz Alemler’in Rabb'inin Elçisi’yiz.-"

026.17-      "İsrâiloğulları’nı Bizimle göndermen için."

026.18-      (Firawn) Dedi ki: "Biz Seni, içimizde daha Çoçukken yetiştirip büyütmedik mi? Sen Ömrü’nün nice Yılları’nı aramızda geçirmedin mi?"

026.19-      "Ve Sen yapacağın İş’i de işledin. Sen Nankörler’densin/kafirlerdensin."

026.20-      Dedi ki: "Ben Onu yaptığım zaman Şaşkınlar’dandım."

026.21-      "Siz’den korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabb'im Bana Hükm verdi ve Beni  Gönderilenler'den yaptı."

026.22-      "Bana karşı  Lutuf dediğin Ni’met de İsrâiloğulları’nı Köle kılmandan dolayıdır."

026.23-      Fir'awn dedi ki: "Alemler’in Rabb'i ne’dir?"

026.24-      Dedi ki: "Gökler’in, Yer’in ve bu ikisi arasında olan Herşey’in Rabb'idir. Eğer Kesin Bilgi ile inanıyorsanız."

026.25-      Çevresindekiler’e dedi ki: "İşitiyor musunuz?"

026.26-      Dedi ki: "O Sizin de Rabb'iniz, Geçmişlerdeki Atalarınız’ın da Rabb'idir."

026.27-      Dedi ki: "Elbette Size gönderilmiş bulunan Elçiniz bir Deli’dir."

026.28-      "Eğer aqlediyorsanız o Doğu’nun da Batı’nın da, bunlar arasında olan Herşey’in de Rabb'idir." dedi.

026.29-      Dedi ki: "Andolsun Benim dışımda bir İlah edinecek olursan Seni kesinlikle Hapse atacağım.

026.30-      Dedi ki: "Sana Apaçık bir Şey getirsem de mi?"

026.31-      Dedi ki: "Eğer Doğrusözlüler’den isen O’nu getir."

026.32-      Bunun üzerine Asası’nı bıraktı. Birden o Açıkca bir Ejderha oluverdi.

026.33-      Eli’ni de çekip çıkardı.  Birden o Bakanlar için parlayıp ayrdınlanıvermiş oldu.

 

III            Musa ve Büyücüler: 34-52

 

026.34-      Çevresindeki Önde Gelenler’e:  "Bu," dedi, "Doğrusu Bilgin bir Büyücü’dür."

026.35-      Büyü’sü ile Sizi Yurdunuz’dan çıkarmak istiyor, ne buyurursunuz?"

026.36-      Dediler ki: "Bunu ve Kardeşi’ni oyala. Şehirler’e de Toplayıcılar gönder."

026.37-      "Tüm Uzman Bilgin Büyücüler’i Size göndersinler. "

026.38-      Böylece Büyücüler Bilinen bir Gün’ün Belli bir Vakti’nde bir araya getirildi.

026.39-      Ve İnsanlar’a da: "Siz de toplanıyor musunuz?" denildi.

026.40-      "Umarız ki eğer galip gelirse Biz de Büyücüler’e uyarız."

026.41-      Büyücüler geldiklerinde Fir'awn'a "Şayet Biz Galip gelirsek Bize bir Ücret var gerçekten değil mi ?" dediler.

026.42-      "Evet" dedi. "Üstelik kesinlikle Siz en Yakınlarım kılınanlar’dan da olacaksınız."

026.43-      Musa Onlar’a dedi ki: "Atacağınızı atın."

026.44-      Onlar da İpler’ini ve Asaları’nı atıverdiler ve "Fir'awn'ın İzzeti Adı’na Kesinlikle Üstünler Bizler’iz," dediler.

026.45-      Böylelikle Musa da Asası’nı bırakıverdi. Birden O uydurmakta olduklarını yutuverdi.

026.46-      Anında Büyücüler secde ettiler.

026.47-      "Alemler’in Rabb'ine iman ettik." dediler.

026.48-      "Musa'nın ve Harun'un Rabbi’ne."

026.49-      Dedi ki: "O’na Ben Size İzin vermeden önce mi inandınız? Tartışmasız O Size Büyü öğreten Büyüğünüz’dür. Öyleyse yakında bileceksiniz. Elbette Elleriniz’i ve Ayaklarınız’ı Çaprazlama kestireceğim ve Sizin hepinizi asıp sallandıracağım."

026.50-      "Hiç zararı yok." dediler. "Çünkü Biz gerçekten Rabb'imize Dönücüler’iz."

026.51-      "Doğrusu Biz İnananlar’ın İlki olduğumuzdan dolayı Rabb'imizin Bizim Hatalarımız’ı bağışlayacağını ummaktayız.

 

IV           Fir'awn’ın Boğulması :53-69

 

026.52-      Musa'ya da "Kullarım’ı Gece Yürüyüşe geçir, çünkü izleneceksiniz." diye wahyettik.

026.53-      Bunun üzerine Fir'awn'da Şehirler’e Toplayıcılar gönderdi.

026.54-      "Gerçek şu ki Bunlar Azınlık olan bir Topluluk’tur."

026.55-      "Ve Elbette Bize karşı da Büyük bir Öfke beslemektedirler."

026.56-      "Biz ise Uyanık bir Toplum’uz."

026.57-      Böylelikle Biz Onlar’ı Bahçeler’den ve Pınarlar’dan sürüp çıkardık

026.58-      Hazineler’den ve Soylu Makamlar’dan da.

026.59-      İşte böyle. Bunlar’a İsrâiloğulları’nı Mirascı kıldık.

026.60-      Böylece Güneş’in Doğuş Vakti Onlar’ı izlemeye koyuldular.

026.61-      İki Topluluk birbirlerini gördükleri zaman Musa'nın Adamları "Gerçekten yakalandık" dediler.

026.62-      "Hayır, elbette Rabb'im Benimle beraber’dir, Bana Yol gösterecektir." dedi.

026.63-      Bunun üzerine Musa'ya: "Asa’nla Deniz’e vur "diye wahyettik, Deniz hemencecik yarıldı da Her Parçası Dağ gibi oldu.

026.67-      Elbette bunda bir Ayet vardır. Ama Onlar’ın çoğu inanmış değillerdir.

026.68-      Ve Elbette Senin Rabb'in Aziz'dir, Rahim'dir.

 

V          İbrâhîm: 70-104

 

026.69-      Onlara İbrâhîm'in Haberi’ni de anlatıp oku:

026.70-      Hani, Babası’na ve Qawmi’ne: "Siz neye kulluk ediyorsunuz?" demişti.

026.71-      Demişlerdi ki: "Putlar’a tapıyoruz, bunun için Sürekli Onlar’ın önünde bel büküp bağlıyoruz."

026.72-      Dedi ki: "Çağırdığınız zaman Onlar Sizi işitiyorlar mı?"

026.73-      "Ya da Size bir Yararlar’ı dokunuyor mu veya Zararlar’ı?"

026.74-      "Hayır" dediler. "Biz Atalarımız’ı böyle yaparken bulduk."

026.75-      Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduklarınızı gördünüz mü?"

026.76-      "Hem Siz, hem de Eski Atalarınız?"

026.77-      "İşte bunlar, gerçekten Benim Düşmanım’dır, yalnızca Alemler’in Rabb'i hariç"

026.78-      "Ki Beni yaratan ve Bana Hidayet veren O'dur."

026.79-      "Bana yediren ve içiren O'dur."

026.80-      "Hastalandığım zaman Bana Şifa verecek olan O'dur."

026.81-      "Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur."

026.82-      "Din Günü Hatalarım’ı bağışlayacağını ummakta olduğum da O'dur."

026.83-      "Rabb'im, Bana Hüküm bağışla ve Beni Salih olanlar’a kat."

026.84-      "Sonra gelecekler arasında Bana bir Doğruluk Dili ver."

026.85-      "Beni Ni’metler’le donatılmış Bahçe'nin Mirascıları’ndan  kıl."

026.86-      "Babam’ı da bağışla, çünkü o şaşırıp sapanlar’dandır."

026.87-      "Ve Beni diriltilecekleri Gün küçük düşürme."

026.88-      "Mal’ın da, Çocuklar’ın da bir Yarar sağlayamadığı Gün’de."

026.89-      "Ancak Allah'a Selim bir Qalp ile gelenler başka."

026.90-      "Bahçe Taqwa Sahipleri’ne yaklaştırılmıştır."

026.91-      "Cehennem de Azgınlar için sergilenmiştir,

026.92-      Ve Onlar’a: "Tapmakta olduklarınız nerede?" denilmiştir.

026.93-      "Allah'ın dışında olanlar, Size Yardımlar’ı dokunuyor mu, veya kendilerine Yardımlar’ı oluyor mu?"

026.94-      Artık Onlar ve Azgınlar Onun içine dökülüvermişlerdir.

026.95-      Ve İblis'in bütün Orduları da.

026.96-      Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:

026.97-      "Andolsun Allah'a, Biz gerçekten Apaçık bir Sapıklık içindeymişiz."

026.98-      "Çünkü Sizi Alemler’in Rabb'iyle Eşit tutuyorduk.

026.99-      "Bizi Suçlular’dan başka saptıran da olmadı."

026.100-    "Artık Bizim için ne bir Şefaatci var,"

026.101-    "Ne de Can’dan-yakın bir Dost."

026.102-    "Bizim bir kere daha (dönüşümüz) olsaydı da İnananlar’dan olsaydık."

026.103-    Elbette bunda bir Ayet var, ama Onlar’ın çoğu inanmış değillerdir.

026.104-    Ve Elbette, Senin Rabbin Aziz'dir, Rahim'dir.

 

VI           Nuh: 105-122

 

026.105-    Nuh Qawmi de Gönderilenler'i yalanladı.

026.106-    Hani Onlar’a Kardeşler’i Nuh: "Sakınmaz mısınız?" demişti.

026.107-    "Gerçek şu ki, Ben Size gönderilmiş,  Güvenilir bir Elçi'yim."

026.108-    "Artık Allah'tan İttiqa edin ve Bana İtaat edin."

026.109-    "Buna karşılık Ben Siz’den bir Ücret istemiyorum. Benim Ücretim yalnızca Alemler’in Rabb'ine aittir."

026.110-    "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."

026.111-    Dediler ki: "Sana, sıradan Aşağılık/Bayağı İnsanlar uymuşken Biz Sana inanır mıyız?"

026.112-    Dedi ki: "Onlar’ın yapmakta oldukları hakkında Benim Bilgim yoktur."

026.113-    "Onlar’ın Hesabı yalnızca Rabb'ime ait’tir, eğer şuurundaysanız."

026.114-    "Ve Ben Mümin olanlar’ı kovacak değilim."

026.115-    "Ben, yalnızca, Apaçık bir Uyarıcı'yım."

026.116-    Dediler ki: "Eğer bir son vermeyecek olursan, gerçekten Taş’a tutulanlar’dan olacaksın."

026.117-    Dedi ki: "Rabb'im, Elbette Qawmim Beni yalanladı."

026.118-    "Bundan böyle, Benim’le Onlar’ın arasını Açık bir Hüküm’le ayır ve Beni ve Benimle birlikte olan Mü'minler’i kurtar."

026.119-    Bunun üzerine, O’nu ve Onunla birlikte olanlar’ı Yüklü Gemi içinde kurtardık.

026.120-    Sonra bunun ardından Geride kalanlar’ı da Su’da boğduk.

026.121-    Elbette bunda bir Ayet var’dır, ama Onlar’ın çoğu inanmış değillerdir.

026.122-    Ve Elbette Senin Rabb'in Aziz'dir, Rahim'dir.

 

VII          Hud :123-140

 

026.123-    Ad'de Gönderilenler'i yalanladı.

026.124-    Hani Onlar’a Kardeşler’i Hud:  "Sakınmaz mısınız?" demişti.

026.125-    "Gerçek şu ki, Ben Size gönderilmiş bir Elçi'yim."

026.126-    "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."

026.127-    "Buna karşılık Ben Siz’den bir Ücret istemiyorum, benim Ücretim yalnızca Alemler’in Rabb'ine ait’tir."

026.128-    "Siz, her Yüksekce Yer’e bir Anıt İnşa edip, olayanıp eğleniyor musunuz?"

026.129-    "Ölümsüz kılınmak umuduyla Sanat Yapıları mı ediniyorsunuz?"

026.130-    "Tutup yakaladığınız zaman da  Zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?"

026.131-    "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."

026.132-    "Bilmekte olduğunuz Şeyler’le Size yardım edenden sakının."

026.133-    "Size Hayvanlar, Çocuklar’la Yardım etti.

026.134-    "Bahçeler ve Pınarlar da."

026.135-    "Doğrusu, Ben Sizin için Büyük bir Gün’ün Azabı’ndan korkmaktayım."

026.136-    Dediler ki: "Bizim için  farketmez, Öğüt versen de, Öğüt verenlerden olmasan da."

026.137-    "Bu, Geçmiştekiler’in Geleneksel Tutumu’ndan başkası değildir."

026.138-    "Ve Biz Azab görecek de değiliz."

026.139-    Böylelikle O’nu yalanladılar, biz de onları Yıkım’a uğrattık. Elbette bunda bir Ayet var’dır, ama Onlar’ın çoğu inanmış değillerdir."

026.140-    Ve Elbette, Senin Rabb'in Aziz'dir, Rahim'dir.

 

VIII         Sâlih: 141-159

 

026.141-    Semud'da Gönderilenler'i yalanladı.

026.142-    Hani Onlar’a Kardeşler’i Sâlih: "Sakınmaz mısınız?" demişti.

026.143-    "Gerçek şu ki, Ben size gönderilmiş Güvenilir bir Elçi'yim."

026.144-    "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."

026.145-    "Buna Karşılık Ben Siz’den bir Ücret istemiyorum."

026.146-    "Siz burada Güvenlik içinde mi bırakılacaksınız?"

026.147-    "Bahçeler’in ve Pınarlar’ın içinde."

026.148-    "Ekinlikler ve Yumuşak Tomurcuklu Canalıcı Hurmalıklar arasında?"

026.149-    "Dağlar’dan da Ustalıklı Zevkli Evler yontuyorsunuz."

026.150-    "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."

026.151-    "Ve Ölçüsüzce davrananlar’ın Emri’ne de itaat etmeyin."

026.152-    Dediler ki: "Sen ancak Büyülenmişler’densin."

026.153-    "Ki Onlar Arz’da fesat cıkarmakta ve ıslah etmemektedirler."

026.154-    "Sen yalnızca Bizim benzerimiz olan bir Beşer’den başkası da değilsin, eğer Doğru sözlüler’den isen bu durumda bir Ayet getir."

 

026.155-    Dedi ki: "İşte, bu bir Dişi Deve’dir, Su içme Haqqı Onundur, belli bir Gün’ün Su içme Haqqı da Sizindir."

026.156-    "O’na bir Kötülük’le dokunmayın, sonra Büyük  bir Gün’ün Azabı Sizi yakalar."

026.157-    "Sonunda O’nu kestiler, ancak Pişman oldular."

026.158-    Böylece Azab da Onlar’ı yakaladı. Elbette bunda bir Ayet var’dır. Ama Onlar’ın çoğu inanmış değillerdir.

026.159-    Ve Elbette, Senin Rabb'in Aziz'dir, Rahim'dir.

 

IX           Lut :160-175

 

026.160-    Lut Qawmi de, Gönderilenler'i yalanladı.

026.161-    Hani Onlar’a Kardeşler’i Lut: "Sakınmaz mısınız?" demişti.

026.162-    "Gerçek şu ki, Ben Siz’e gönderilmiş Güvenilir bir Elçi'yim."

026.163-    "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."

026.164-    "Buna Karşılık Ben Siz’den bir Ücret istemiyorum, benim Ücret’im yalnızca Alemler’in Rabb'ine aittir."

026.165-    "Siz İnsanlar’dan Erkekler’e mi gidiyorsunuz?"

026.166-    "Rabb'inizin Sizler için yaratmış olduğu Eşler’niz’i bırakıyorsunuz. Hayır, Siz Sınırı çiğneyen bir Qawimsiniz.

026.167-    Dediler ki: "Ey Lut, eğer bir Son vermeyecek olursan gerçekten sürülüp çıkarılanlar’dan olacaksın."

026.168-    Dedi ki: "Gerçekten Ben, Sizin bu yapmakta olduğunuza Öfke ile karşı olanlar’danım."

026.169-    "Rabbim, Beni ve Ailem’i bunların yapmakta olduklarından kurtar."

026.170-    Bunun üzerine O’nu ve bütün Ailesi’ni kurtardık.

026.171-    Yalnızca geri kalanlar içinde bir Kocakarı  hariç.

026.172-    Sonra Geride kalanlar’ı yerle bir ettik.

026.173-    Ve üzerlerine bir Yağmur yağdırdık, Uyarılanlar'ın  Yağmur’u ne kadar da Kötü.

026.174-    Elbette, bunda bir Ayet var’dır, ama Onlar’ın çoğu inanmış değiller’dir.

026.175-    Ve Elbette Senin Rabb'in Aziz'dir, Rahim'dir.

 

 

X            Şuayb: 176-191

 

026.176-    Eyke Ashabı da Gönderilenler'i yalanladı.

026.177-    Hani Onlar’a Şuayb: " Sakınmaz mısınız?" demişti.

026.178-    "Gerçek şu ki, Ben Size gönderilmiş Güvenilir bir Elçi'yim."

026.179-    "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."

026.180-    "Buna Karşılık Ben Siz’den bir Ücret istemiyorum, Benim Ücret’im yalnızca Alemler’in Rabb'ine aittir."

026.181-    "Ölçü’yü tam tutun ve Eksiltenler’den olmayın."

026.182-    "Dosdoğru olan Terazi ile tartın."

026.183-    "İnsanlar’ın Eşyası’nı değerden düşürüp eksiltmeyin ve Arz’da Fesatcılar olarak karışıklık çıkarmayın."

026.184-    "Sizi ve önceki Yaratılmışlar’ı Yaratan’dan sakının."

026.185-    Dediler ki: "Sen ancak Büyülenmişler’densin."

026.186-    "Sen, yalnızca benzerimiz olan bir Beşer’den başkası değilsin ve Biz Senin gerçekte Yalancılar’dan olduğunu sanmaktayız."

026.187-    "Eğer Doğru sözlüler’den isen, bu durumda Gök’ten üstünüze bir Parça düşüver."

026.188-    Dedi ki "Rabb'im, yapmakta olduklarınızı daha iyi bilmektedir."

026.189-    Sonunda O’nu yalanladılar, böylece Onlar’ı o Gölgelik Günü’nün Azabı yakaladı. Gerçekten o Büylük bir Gün’ün Azabı’ydı."

026.190-    Şüphesiz, bunda bir Ayet var’dır, ama Onlar’ın çoğu inanmış değildirler."

026.191-    Ve Elbette, senin Rabb'in Aziz'dir, Rahim'dir."

 

XI           192-227 Wahy Şâir İşi değil

 

026.192-    Gerçekten O, Alemler’in Rabbi’nin İndirmesi’dir.

026.193-    O'nu Ruh'u'l-Emîn indirdi.

026.194-    Uyarıcılar'dan olman için, Senin Qalbi’nin üzerine..

026.195-    Açıkca Arapca olan bir Dil’le.

026.196-    Ve Elbette O Geçmişlerin Zuburu'nda da vardır.

026.197-    İsrâiloğulları Bilginleri’nin O’nu  bilmesi onlar için İspatlayıcı bir Ayet değil miydi?

026.198-    Onu Arapça bilmeyen biri’ne de indirmiş olsaydık,

026.199-    Böylece Onlar’a karşı O’nu okusaydı, yine de O’na inanacak değillerdi.

026.200-    Biz Onu, Suçlular’ın Qalbi’ne işte böyle gecirip yürüttük.

026.201-    Onlar, o Pek Elîm Azab’ı görünceye kadar O’na inanmazlar.

026.202-    Artık O, kendileri şuurunda olmadan Onlar’a Apansız gelecektir.

026.203-    Derler ki:" Bize bir Süre tanınır mı?"

026.204-    Onlar, yine de Azabımız’ı çabuklaştırmak mı istiyorlar?

026.205-    Gördün mü, Biz Onlar’ı yıllarca yararlandırsak,

026.206-    Sonra kendilerine Waadolunan geliverse,

026.207-    Onlar’ın Meta ile yararlandıkları Şey kendilerini Bağımsız kılamaz.

026.208-    Kendisi için bir Uyarıcı olmaksızın, Biz Hiç bir Ülke’yi yıkıma uğratmış değiliz.

026.209-    Hatırlatma (olsun). Biz Zulmedenler değiliz.

026.210-    O'nu Şeytânlar indirmiş değildir.

026.211-    Bu, Onlar’a yaraşmaz ve Güç de yetiremezler.

026.212-    Çünkü Onlar, işitmekten kesinlikle Uzak tutulmuşlardır.

026.213-    Allah ile beraber başka bir İlah’a yalvarma, sonra Azab’a uğratılanlar’dan olursun.

026.214-    En yakın Hısımlar’ını uyar.

026.215-    Ve İnançlılar’dan, Sana tabi olanlar’a Kanatları’nı ger.

026.216-    Eğer Sana İsyan edecek olurlarsa, artık de ki: "Gerçekten Ben, Sizin yapmakta olduklarınızdan Uzağım."

026.217-    Sen, O Aziz, Rahim'e tewekkül et."

026.218-    O, Qıyam ettiğin zaman Seni görmektedir,

026.219-    Secde edenler arasında dönüp dolaşmanı da.

026.220-    Elbette, O, İşiten'dir, Bilen'dir.

026.221-    Şeytanlar’ın kimlere inmekte olduklarını Size Haber vereyim mi?

026.222-    Onlar, gerçeği ters yüz eden Günah’a Düşkün olan her Sahtekar’a inerler.

026.223-    Bunlar kulak verirler ve çoğu Yalan söylemektedirler.

026.224-    Şairler ise, gerçekten Onlar’a da Azgın Sapıklar uyar.

026.225-    Görmedin mi, Onlar her bir Wadi’de wehmedip durmaktadırlar.

026.226-    Ve gerçekten Onlar yapmayacakları Şeyler’i söylemektedirler.

026.227-    Ancak İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar ve Allah'ı çokca zikredenler ile Zulm’e uğratıldıktan sonra Zafer kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir Inqılabla/dönüşle devrileceklerini pek Yakında bileceklerdir.

 

   Mekkî   Sureler

  Medenî   Sureler  

Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)

 

 

001 Fatiha

031 Luqman

061 Saf

091 Şems

002 Baqara

032 Secde

062 Cum'a

092 Leyl

003 Ali İmran

033 Ahzab

063 Münafiqun

093 Duha

004 Nisa

034 Sebe

064 Tegabun

094 İnşirah

005 Maide

035 Fatır

065 Talaq

095 Tin

006 En'am

036 YaSin

066 Tahrim

096 Alaq

007 A'raf

037 Saffat

067 Mülk

097 Qadr

008 Enfal

038 Sad

068 Qalem

098 Beyyine

009 Tewbe

039 Zümer

069 Haqqa

099 Zilzal

010 Yunus

040 Mü'min

070 Mearic

100 Adiyat

011 Hud

041 Fussilet

071 Nuh

101 Qaria

012 Yusuf

042 Şura

072 Cin

102 Tekasur

013 Ra'd

043 Zuhruf

073 Müzzemmil

103 Asr

014 İbrahim

044 Duhan

074 Müddessir

104 Hümeze

015 Hicr

045 Casiye

075 Qıyame

105 Fil

016 Nahl

046 Ahqaf

076 İnsan

106 Qureyş

017 İsra

047 Qıtal

077 Mürselat

107 Maun

018 Kehf

048 Fetih

078 Nebe

108 Kewser

019 Meryem

049 Hucurat

079 Naziat

109 Kafirun

020 TaHa

050 Qaf

080 Abese

111 Leheb

021 Enbiya

051 Zariat

081 Tekwir

111 Nasr

022 Hacc

052 Tur

082 İnfitar

112 İhlas

023 Mü'minun

053 Necm

083 Mutaffifin

113 Felaq

024 Nur

054 Qamer

084 İnşiqaq

114 Nas

025 Furqan

055 Rahman

085 Buruc

 

026 Şuara

056 Waqıa

086 Tarıq

 

027 Neml

057 Hadid

087 A'la

 

028 Qasas

058 Mücadile

088 Gaşiye

 

029 Ankebut

059 Haşr

089 Fecr

 

030 Rum

060 Mümtehine

090 Beled