Mekkî  Wahy

/Tertil VIII

 

 

 

057.012 /YUSUF

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I Suçluların Cezası :1-6

 

012.01-         Elif Lam Ra. Bunlar Apaçık  Kitab'ın Ayetleri’dir.

012.02-         Gerçekten Biz aqledersiniz diye, O'nu Arapça bir Qur'an olarak indirdik.

012.03-         Biz bu Qur'an'ı Sana wahyetmemizle, En Güzel Qıssaları Gerçek bir Haber olarak Sana aktarmaktayız. Oysa Sen, daha önce, bundan Haberi olmayanlar’dandın.

012.04-         Hani Yusuf Baba’sına: "Babacığım, Gerçekten Ben  Onbir Kevkeb’i (bak:37.6), Güneş’i ve Ay’ı gördüm. Onlar’ı Bana Secde etmektelerken gördüm" demişti.

012.05-         (Babası) Demişti ki: "Oğlum, Rü’ya’nı Kardeşler’ine anlatma, yoksa Onlar Sana bir Tuzak düzenleyeceklerdir. Çünkü Şeytan, İnsan’a Apaçık bir Düşman’dır."

012.06-         "Böylelikle Rabb'in Seni Seçkin kılacak, Sözler’in Te'wili’nden Sana öğretecek ve daha önce Atalar’ın İbrahim ve İshaq'a ona tamamladığı gibi Senin ve Ya’qub Ailesi'nin üzerindeki Ni’met’ini tamamlayacaktır. Elbette Rabb'in Bilen'dir, Hakim'dir.

 

II           Yusuf'a Kasd : 7-20

 

012.07-         Andolsun, Yusuf ve Kardeşler’inde soranlar için Ayetler var’dır.

012.08-         Onlar şöyle demişti: "Yusuf ve Kardeşi Baba’mıza Biz’den daha Sevgili’dir, oysa Biz, birbirini pekiştiren bir Topluluğuz. Gerçekte Babamız açık bir bir Şaşkınlık içindedir."

012.09-         "Yusuf'u öldürün veya O'nu bir Yer’e atın ki Baba’nızın Yüzü yalnızca Size kalsın. Ondan sonra da Salih bir Topluluk olursunuz."

012.10-         Onlar’dan bir Sözcü dedi ki: "Eğer yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf'u, O’nu Kuyu’nun Derinlikleri’ne bırakıverin de bir Yolcu Kafilesi O’nu alsın."

012.11-         "Ey Babamız" dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf'a karşı Bize güvenmiyor musun? Oysa Gerçekte Biz Onun İyiliğini isteyenleriz."

012.12-         "Sen O’nu Yarın Bizimle gönder, dilediğince yesin, oynasın. Elbette Biz O’nu koruruz."

012.13-         Dedi ki: "Sizin O’nunla gitmeniz gerçekten Beni üzer ve Siz O’ndan habersiz iken onu Kurt’un yemesinden korkuyorum."

012.14-         Dediler ki: "Andolsun, Biz birbirini kollayan bir Topluluk iken, Kurt O’nu yerse, bu durumda elbette Qayb’a uğrayan oluruz."

012.15-         Nitekim O’nu götürdükleri ve O’nu Kuyu’nun Derinlikleri’ne atmaya Topluca davrandıkları zaman, Biz de O’na wahyettik: "Andolsun Sen Onlar’a kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını Haber vereceksin."

012.16-         Akşamüstü ağlar durumda  Baba’larına geldiler.

012.17-         Dediler ki: "Ey Baba’mız, gerçek şu ki, Biz gittik, yarışıyorduk. Yusuf'u da Yiyecekler’imizin yanında bırakmıştık. Fakat O’nu Kurt yedi. Ama Biz Doğru’yu söyleyenler olsak bile Sen Bize inanacak değilsin."

012.18-         Ve üzerine Yalan’dan Kan olan Gömleğini getirdiler. "Hayır" dedi. "Nefsiniz, Sizi yanıltıp bir İş’e sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) Güzel bir Sabır’dır. Sizin bu düzdüklerine karşı Yardım istenecek olan Allah'tır."

012.19-         Bir Yolcu Kafilesi geldi, Sucular’ını gönderdiler. O da Kova’sını sarkıttı. "Hey, müjde... Bu bir Çocuk." dedi. Ve O'nu Ticaretlik bir Mal olarak sakladılar. Oysa Allah, yapmakta olduklarını Bilen'di.

012.20-         O’nu Ucuz bir Fiyat’a, sayısı Belli Dirhem’e sattılar. Onlar O’nu pek önemsemediler.

 

III Yusuf'un metaneti: 21-29

 

012.21-         O’nu satın alan bir Mısırlı Karı’sına, "O’nun yerini Üstün tut. Umulur ki Bize Yararı dokunur. Ya da O’nu Evlat ediniriz." dedi. Böylelikle Biz Yusuf'u Yeryüzü’nde yerleşik kıldık. O’na Olaylar’ın Te’wili’nden öğrettik. Allah Emr’inde Galip olan’dır, ancak İnsanlar’ın Çoğu bunu bilmezler.

012.22-         Erginlik Çağı’na erişince kendisine Hüküm  ve İlim  verdik. İşte Biz İyilik yapanlar’ı böyle ödüllendiririz.

012.23-         O’nun Ev’inde kalmakta olduğu Kadın O’ndan Murad almak istedi ve Kapıları sımsıkı kapatarak: "İsteklerim Senin içindir/tümüyle Sana aidim, gelsene." dedi. Dedi ki: "Allah'a sığınırım. Çünkü O Benim Rabb'imdir. Yerimi Güzel tutmuştur. Elbette Zalimler Kurtuluş’a ermez."

012.24-         Andolsun Kadın O’nu arzulamıştı. Eğer Rabb'inin Kesin Kanıtı’nı görmeseydi O da O’nu arzulamıştı. Böylelikle Biz O’ndan Kötülüğü ve Fuhş’u geri çevirmek için (oldu). Çünkü O Muhsin Kullar’ımızdandı.

012.25-         Kapı’ya doğru İkisi de koşmuşlardı. Kadın O’nun Gömleğini Arka’dan çekip yırttı. Kapı’nın yanında Kadın’ın Efendi’siyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: "Aile’ne Kötülük isteyenin Zindan’a atılmaktan veya Acıklı bir Azab’tan başka Ceza’sı ne olabilir?"

012.26-         Dedi ki: "nun kendisi benden murad almak istedionun kendisiOoorgenrggğnnrtağnreO’nun kendisi Ben’den Murad almak istedi." Kadın’ın Yakınları’ndan bir Şahid Şahitlik etti. "Eğer Onun Gömleği  Ön         taraf’tan yırtılmışsa bu durumda Kadın Doğru’yu söylemiştir, kendisi ise Yalan söylemiştir."

012.27-         "Yok eğer O’nun Gömleği Arka’dan çekilip yırtılmışsa bu durumda Kadın Yalan söylemiştir ve kendisi Doğru’yu söyleyenlerdendir."

012.28-         O’nun Gömleğinin Arka’dan çekip yırtıldığını gördüğü zaman : "Doğrusu bu Sizin Düzeninizdendir. Gerçekten Sizin Düzeniniz büyük’tür."(dedi.)

012.29-         "Yusuf Sen bundan yüz çevir. Sen de Günah’ından dolayı bağışlanma dile. Doğrusu Sen Günahkarlar’dan oldun."

 

IV  Yusuf'un hapsi: 30-35

 

012.30-         Şehir’de Kadınlar: "Aziz'in Karısı kendi Uşağının Nefsi’nden murad almak istiyormuş. Öyleki Sevgi O’nun Bağrına sinmiş. Biz doğrusu O’nu Açıkça bir Sapıklık içinde görmekteyiz." dediler.

012.31-         Onlar’ın Düzenler’ini işitince (onu) onlar’a yolladı, oturup dayanacakları Yerler hazırladı ve herbirinin El’ine Bıçak verdi. "Çık onlara " dedi. Böylece Onlar O’nu görunce büyük bir Varlık sandılar ve Eller’ini keserek "Allahı Tenzih ederiz bu bir Beşer değil’dir. Bu gerçekten Üstün bir Melek’ten başkası değil’dir. " dediler.

012.32-         Kadın dedi ki : "Beni hakkında kınadığınız işte budur. Andolsun O’nun Nefsinden Ben Murad istedim, O ise korundu. Ve andolsun eğer O kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa elbette Zindan’a atılacak ve elbette Küçük Düşürülenler’den olacak."

012.33-         Dedi ki: "Rabb'im, Zindan, bunların Beni kendisine çağırdıkları Şey’den Bana daha Sevimli’dir. Onların kurdukları Düzen’i Ben’den uzaklaştırmazsan, Onlar’a eğilim gösterir, Cahiller’den olurum."

012.34-         Böylece Rabbi, O’nun Dua’sını Kabul etti ve Onlar’ın Düzenler’ini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, İşiten'dir, Bilen'dir.

012.35-         Sonra Onlar’a Deliller’ini göstermelerinin ardından, O’nu belli bir vakte kadar kaçınılmaz olarak Zindan’a atmak Görüşü belirdi.

 

V            Yusuf'un zindan arkadaşları :36-42

 

012.36-         O’nunla birlikte İki Genç de Zindan’a girmişti. Onlar’dan Bir’i: "Ben kendimi şarap sıkıyorken gördüm." dedi. Öbürü de: "Ben de kendimi Başımın üstü’nde Ekmek taşıyorken gördüm, Kuş da O’ndan yemekteydi" dedi. "Bunun Te'wil’inden Bize haber ver. Doğrusu Biz Seni İyilik Yapanlar’dan görmekteyiz."

012.37-         Dedi ki: "Size rızıqlanacağınız bir Yemek gelecek olsa, Ben elbette Size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, Rabb'imin Bana öğrettiklerindendir. Doğrusu Ben, Allah'a iman etmeyen, Ahiret’i de tanımayanların ta kendileri olan bir Qawm’in Milleti’ni terkettim."

012.38-         "Atalarım İbrahim'in, İshaq'ın ve Ya’qub'un Milleti’ne uydum. Allah'a şirk koşmamız Bizim için olacak şey değil. Bu, Bize ve İnsanlar’a Allah'ın Fadlı’dır. Ancak İnsanlar’dan çoğu  şükretmezler."

012.39-         "Ey Zindan Arkadaşları’m, birbirinden ayrı Rabbler mi daha Hayırlı’dır, yoksa Kahhar olan bir Tek Allah mı?"

012.40-         "Sizin Allah'tan başka taptıklarınız, Allah'ın kendileri hakkında hiçbir Delil indirmediği , Sizin ve Atalar’ınızın adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm yalnızca Allah'ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan Din işte budur. Ancak İnsanlar’ın çoğu bilmezler.

012.41-         "Ey Zindan Arkadaşları’m, ikinizden Bir’i Rabbinize Şarab içirecek. Diğeri ise asılacak, Kuş O’nun Başından yiyecek. İşte hakkında Fetwa istemekte olduğunuz İş olup bitmiştir."

012.42-         İkisinden kurtulacağını sandığı Kişi’ye dedi ki: "Rabb’inin katında Beni an." Fakat Şeytan Rabb’ine hatırlatmayı O’na unutturdu. Böylece daha Nice Yıllar Zindan’da kaldılar.

 

VI  Firavun'un rüyaları: 43-49

 

012.43-         Melik "Ben Yedi Besili İnek görüyorum. Bunları Yedi Zayıf İnek yiyor. Bir de Yedi Yeşil Başak  ve diğerleri ise Kupkuru. Ey Önde gelenler. Eğer Rüya yorumluyorsanız Benim bu Rüya’mı çözün." dedi.

012.44-         Dediler ki: "Karmakarışık Düşler’dir. Biz böyle Düşler’in Te'wili’ni bilenler değiliz."

012.45-         O İki kişi’den kurtulmuş olanı Nice zaman sonra hatırladı ve "Ben bunun Te'wil’ini Size bildiririm; hemen Beni gönderin " dedi.

012.46-         "Yusuf, ey Doğru, Yedi Besili İneği Yedi Zayıfın yediği ve Yedi Yeşil Başak’la diğerleri Kuru olan Rüya konusunda bize fetwa ver. Umarım ki İnsanlar’a da dönerim, belki  Onlar öğrenmiş olurlar."

012.47-         Dedi ki: "Siz Yedi Yıl önceleri gibi Ekin ekin. Yediğiniz az bir Kısmı dışında biçtiklerinizi Başağında bırakın."

012.48-         "Sonra bunun arkasından Zorlu Yedi Yıl gelecektir. Saklaladığınız az bir miktar dışında daha önce  biriktirdiğinizi yiyip bitirecektir."

012.49-         "Sonra bunun arkasından bir Yıl gelecektir ki İnsanlar, Onlar bol bol Yağmur’a kavuşturulacak ve onda sıkıp sağacaklar."

 

VII            Yusuf'un Yükselişi: 50-57

 

012.50-         Melik dedi ki: "O'nu Bana getirin." O’na Elçi geldiğinde "Rabb’ine dön ve O’na soruver. Eller’ini kesen o Kadınlar’ın Durumu neydi? Doğrusu benim Rabb'im onların Düzenler’ini gerçekten Bilen'dir."

012.51-         "Yusuf'un Nefs’inden Murad almak istediğinizde Sizin Durum’unuz neydi?" dedi. Onlar "Allah için Haşa dediler. Biz O’ndan Hiçbir Kötülük görmedik." Aziz'in  Karısı dedi ki: "İşte şu anda Gerçek ortaya çıktı. O'nun Nefs’inden Ben murad almak istemiştim. O ise Doğru’yu söyleyenler’dendir."

012.52-         Bu, Yokluğunda Gerçekten kendisinin ihanet etmediği ve gerçekten Allah'ın İhanet edenler’in Düzenler’ini boşa çıkardığını bilip öğrenmesi içindi.

012.53-         "Ben  Kendimi temize çıkaram. Çünkü gerçekten Nefs  Rabb'imin kendisi esirgediği dışında Kötülüğü emredendir. Elbette benim Rabb'im Gafur'dur, Rahim'dir."

012.54-         Melik dedi ki: "O'nu Bana getirin. O’nu kendime Bağlı kılayım." O’nunla konuştuğunda da dedi: "Sen Bugün Bizim yanımızda Önemli bir yere sahibsin, Güvenilir’sin."

012.55-         Dedi ki: "Beni Yer’in Hazineleri üzerine kıl. Çünkü Ben iyi Koruyucu’yum, Bilen’im."

012.56-         İşte böylece Arz’da Yusuf'a Güç ve İmkan verdik. Öyle ki onda dilediği Yer’e konakladı.  Biz kime dilersek Rahmet’imizi nasip ederiz ve İyilik yapanlar’ın Ecrini kaybetmeyiz.

012.57-         Ahiret’in Karşılığı ise İman edenler ve Taqwa’da bulunanlar için daha Hayırlı’dır.

 

VIII          Yusuf'un kardeşlerine yardımı: 58-68

 

012.58-         Yusuf'un Kardeşler’i gelip yanına girdiler. Onlar O’nu tanımadıkları halde kendisi Onlar’ı hemen tanıdı.

012.59-         Onlar’ın Erzaq Yükleri’ni hazırlayınca dedi ki: "Bana Baba’nızdan olan Kardeş’inizi getirin. Görmüyor musunuz Ben Ölçü’yü tam tutarım ve Ben Konuksevenler’in en Hayırlısı’yım."

012.60-         "Eğer O’nu Bana getirmeyecek olursanız artık Benim katımda Size bir Ölçek yoktur. Ve Bana da yaklaşmayın."

012.61-         Dediler ki: "O’nu Baba’sından istemeye çalışacağız ve her halde Biz bunu yapabileceğiz."

012.62-         Yardımcılar’ına da dedi ki: "Sermayeler’ini Yüklerinin içine koyun. İhtimal ki Aile’lerine döndüklerinde O’nun farkına varırlar da belki dönerler."

012.63-         Böylelikle Baba’larına döndükleri zaman dediler ki."Ey Babamız, Ölçek Biz’den engellendi. Bu durumda Kardeşimiz’i Bizimle gönder de Erzaq’ı alalım. O’nu Biz elbette koruyacağız."

012.64-         Dedi ki: "Daha önce Kardeş’i konusunda Size güvendiğimden başka O’nun hakkında Size güvenir miyim? Allah en Hayırlı Koruyucu’dur. O Esirgeyenler’in Esirgeyici'sidir.'

012.65-         Erzaq Yükleri’ni açıp da Sermayeler’inin kendilerine geri verilmiş olduğunu bulduklarında dediler ki: "Ey Baba’mız, daha neyi arıyoruz işte Sermaye’miz Bize geri verilmiş, Aile’mize Erzaq getiririz. Kardeşimiz’i koruruz ve bir Deve Yükü’nüde ilave ederiz.  Bu Az bir Ölçek’tir."

012.66-         "Bana Etrafınızın Çepeçevre kuşatılması dışında O’nu ne olursa olsun kesinlikle  Bana getireceğinize dair Allah Adı’na kesin bir Söz verinceye kadar O’nu Sizinle asla gönderemem, " dedi. Böyleliktle O’na Onlar Kesin bir Söz verince dedi ki: "Allah söylediklerinize karşı Wekil’imdir."

012.67-         Ve dedi ki: "Ey Çocuklar’ım Tek bir Kapı’dan girmeyin, ayrı ayrı Kapılar’dan girin. Ben Size Allah'tan Hiçbir şey’i sağlayamam. Hüküm yalnızca       Allah'ındır. Ben O’na tewekkül ettim. Tevekkkül edenler de yalnızca O'na tewekkül etmelidiler."

012.68-         Baba’larının kendilerine emrettiği Yer’den girdiklerinde Ya’qub'un Nefs’indeki Dileği açığa çıkarması dışında Onlar’a Allah'tan gelecek olan Hiçbir Şey’i sağlamadı. Gerçekte O kendisine öğrettiğimiz için bir İlim Sahibi idi. Ancak İnsanlar’ın çoğu bilmezler.

 

IX  Yusuf'un öz kardeşi: 69-79

 

012.69-         Yusuf'un yanına girdikleri zaman O Kardeş’ini Bağrına bastı. "Ben" dedi, "Senin gerçekten Kardeş’inim, artık Onlar’ın yaptıklarına üzülme."

012.70-         Onlar’ın Erzaq Yükleri’ni kendilerine hazırlayınca da Sukabı’nı Kardeş’inin Yük’ü içinde bıraktı. Sonra bir Münadi seslendi. "Ey Kafile! Siz gerçekten Hırsız’sınız."

012.71-         Onlar’a doğru yönelerek "Neyi kaybettiniz?" dediler.

012.72-         Dediler ki: "Melik'ın Sutası’nı kaybettik. Kim onu getirirse bir Deve Yükü vardır. Ben de buna Kefil’im."

012.73-         "Allah Adı’na Hayret" dediler. "Siz de bilmişsiniz ki Biz buraya fesat çıkarmak için gelmedik ve Biz Hırsız değiliz."

012.74-         "Öyleyse"  dediler, "Eğer Yalan söylüyorsanız Ceza’sı nedir?"

012.75-         "Bunun Ceza’sı  Yük’ünde bulunanın Ceza’sı Kendisidir. İşte Biz Zalimler’i böyle cezalandırız. " dediler.

012.76-         Ve böylece Kardeş’inin Kabı’ndan önce Onlar’ın Kaplar’ına başladı. Sonunda da O’nu Kardeş’inin Kabı’ndan çıkardı. İşte Biz Yusuf için böyle bir Düzen düzenledik. Melik'in Dini’nde  Kardeş’ini alıkoyamazdı. Ancak Allah'ın dilemesi başka. Biz dilediğimizi Dereceler’le yükseltiriz. Ve Her Bilgi Sahibi’nin üstünde daha iyi bir Bilen vardır.

012.77-         Dediler ki: "Şayet çalmış bulunuyorsa bundan önce O’nun Kardeş’i de çaldı." Yusuf bunu kendi içinde saklı tuttu.  Bunu Onlar’a açıklamadı. "Siz daha Kötü bir konumdasınız" dedi. Sizin düzmekte olduklarınızı Allah daha iyi bilir.

012.78-         Dediler ki: "Ey Vezir, gerçek şu ki: Bunun Yaşlı bir Baba’sı var. O'nun yerine Biz’den birini alıkoy. Doğrusu Biz Seni İyilik yapanlar’dan görmekteyiz."

012.79-         Dedi ki: "Eşya’mızı kendisinde bulduğumuzun dışında birisini alıkoymamızdan Allah'a sığınırız. Yoksa bu durumda elbette Biz Zalim oluruz."

 

X   Yusuf'un kendini tanıtması :80-93

 

012.80-         O’ndan Umutlar’ını kestikleri zaman kendi aralarında konuşmak üzere bir yana çekildiler. Onlar’ın Büyükleri dedi ki: "Baba’nızın Size Karşı Allah Adı’na Kesin bir Söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığımız Aşırılığı bilmiyor musunuz? Artık Ben ya Baba’m Bana izin verinceye veya Allah Bana ilişkin Hüküm verinceye kadar Yer’den Kesin olarak ayrılamam. O Hükmedenler’in en Hayırlı’sıdır."

012.81-         "Dönün Baba’nıza ve deyin ki: "Ey Baba’mız, Senin Oğlun gerçekten Hırsızlık etti. Biz bildiğimizden başkasına Şahidlik etmeyiz. Biz Gayb’ın Kollayıcıları değiliz."

012.82-         "İçinde olduğumuz Şehr’e sor. Hem  kendisiyle geldiğimiz Kervan’a da. Biz gerçekten Doğru’yu söyleyenleriz."

012.83-         "Hayır" dedi. "Nefsiniz Sizi yanıltıp bir İş’e sürüklediniz. Bundan sonra Bana düşen Güzel bir Sabır’dır. Umulur ki Allah Onlar’ın Tümü’nü Bana getirir. Çünkü O Bilen'dir, Hakim'dir."

012.84-         Ve Onlar’dan yüz çevirdi. Ve "Ey Yusuf'a karşı Kahrım" dedi ve Gözler’i Üzüntüsü’nden karardı. Yutkundukca yutkunuyordu.

012.85-         "Allah Adına Hayret" dediler, "Hala Yusuf'u anıp durmaktasın. Sonunda hastalanacaksın ya da Helak’a uğrayanlar’dan olacaksın."

012.86-         Dedi ki: "Ben dayanılmaz Kahrımı ve Üzüntü’mü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum. Ben Allah'tan Sizin bilmediğinizi biliyorum."

012.87-         "Oğullar’ım gidin de Yusuf ile Kardeş’inden bir Haber getirin. Allah'ın Rahmeti’nden Umut kesmeyin. Çünkü Kafirler Toplulu’ğundan başkası Allah'ın Rahmet’inden Umut kesmez."

012.88-         Böylece O’nun Huzuruna girdikleri zaman dediler ki: "Ey Vezir, Bize ve          Aile’mize Şiddetli bir Darlık dokundu. Önemi olmayan bir Sermaye ile geldik. Bize artık Ölçeği tam olarak ver ve İlave bir Bağış’ta bulun. Şüphesiz Allah Tasadduq’ta bulunanlar’a Karşılığını verir."

012.89-         "Sizler Cahiller iken Yusuf'a ve Kardeş’ine ne yaptığını biliyor musunuz?"

012.90-         "Sen gerçekten Yusuf'sun öyle mi?",dediler. "Ben Yusuf'um" dedi."Bu da Kardeş’imdir, Doğrusu Allah lutufta bulundu. Gerçek şu ki kim ittiqa eder sabrederse elbette Allah İyilik’te bulunanlar’ın Karşılığını boşa çıkarmaz."

012.91-         Dediler ki: "Allah Adı’na Hayret." Allah Seni gerçekten Bize karşı tercih edip seçmiştir. Ve Biz gerçekten Hata’ya Düşenler’den idik."

012.92-         Dedi ki: "Bugün Size karşı Kınama yoktur, sizi Allah bağışlasın, O Merhametliler’in Merhametlisi’dir."

012.93-         "Bu Gömleğimle  gidin de Baba’mın Yüzü’ne sürün. Gözü görür hale gelir. Bütün Ailenizi de Bana getirin."

 

XI  İsrail Mısır'da: 94-102

 

012.94-         Kafile ayrılmaya başladığı zaman Babaları dedi ki: "Eğer Beni bunamış sanıyorsanız inanın Yusuf'un Kokusu’nu buluyorum.

012.95-         "Allah Adı’na Hayret" dediler. "Sen hala geçmişteki Yanlışlığındasın."

012.96-         Müjdeci gelip de O’nun Yüz’üne sürüp de Göz’ü görür olarak dönüverdi. Dedi ki: "Ben Sizin bilmediğini Allah'tan biliyorum demedim mi?"

012.97-         "Ey Baba’mız, Bizim için Günahlar’ımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten Hata’ya düşenlerdendik" dediler.

012.98-         İlerde Sizin için Rabb'imden Bağışlanma dilerim. Çünkü o Gafur'dur, Rahim'dir," dedi.

012.99-         Böylece Onlar Yusuf'un yanına girdikleri zaman Annesini Babasını Bağrına bastı ve "Allah'ın dilemesi ile Mısır'a Güvenlik içinde giriniz."

012.100-       Baba’sını ve Annesini Taht’a çıkarıp oturttu. O’nun için Secde’ye kapandılar. Dedi ki: "Ey Baba’m bu daha önceki Rüya’mın Te'wili’dir. Doğrusu Rabb'im O’nu Gerçek kıldı. Bana İyilik etti. Çünkü Beni Zindan’dan çıkardı.Şeytan Benim’le Kardeş’imin arasını açtıktan sonra Çöl’den Sizi getirdi. Elbette Benim       Rabb'im dilediğini ince düzenleyip Tedbir edendir. Bilen'dir, Hakim'dir.

012.101-       Rabb'im Sen Bana Mülk’ten verdin. Olaylar’ın Te'wli’nden de öğrettin. Gökler’in ve Yer’in Yaratıcısı Dünya’da da Ahiret’te de Benim Weli’m Sen’sin. Müslüman olarak Benim Hayat’ıma son ver ve Beni Salih olanlar’ın arasına kat."

 

XIII          Bir ders: 103- 111

 

012.102-       Bu Sana wahyettiğimiz Gayb Haberleri’ndendir. Yoksa Onlar o Hileli Düzeni kurarlarken yapacakları iş’e Topluca karar verdikleri zaman Sen yanlarında değildin.

012.103-       Sen Şiddetle arzu etsen bile İnsanlar’ın Çoğu inanacak değildir.

012.104-       Oysa ki Sen buna karşı Onlar’dan bir Ücret’te istemiyorsun. O Alemler için yalnızca bir Öğüt ve Hatırlatma’dır.

012.105-       Gökler’de ve Yer’de nice Ayetler vardır ki üzerlerinden geçerler de Onlar ona Sırtlarını çevirip giderler.

012.106-       Onlar’ın Çoğu Allah'a inanmazlar da. Ancak şirk katmaktalar Onlar.

012.107-       Şimdi bunlar kendilerine Allah'ın Azabı’ndan bir Bürüme’nin gelmesinden veya Onlar’ın hiç Haberleri yokken Qıyamet’in Onlar’a ansızın gelmesinden kendilerini Güven’de mi buldular?

012.108-       Dedi ki: "Bu Benim Yol’umdur. Bir Basiret üzere Allah'a Davet ederim. Ben ve Bana uyanlar da Allah'ı tenzih ederim. Ben Müşrikler’den değilim."

012.109-       Biz Sen’den önce Şehirler Halkı’na kendilerine wahyettiğimiz Kimseler dışında gördermedik. Hiç Arz’da dolaşmıyorlar mı ki kendilerinden öncekiler’in nasıl bir sona uğradıklarını görmüş olsunlar. İttiqa edenler için Ahiret Yurdu daha Hayırlı’dır. Siz yine de aqletmeyecek misiniz?

012.110-       Öyle ki Elçiler umutlarını kesip de artık Onların gerçekten yalanladıklarını sandıkları bir sırada Onlar’a Yardım’ımız gelmiştir. Biz kimi dilersek O kurtulmuştur. Mücrimler Topluluğu’ndan Zorlu Azab’ımız Kesin olarak geri çevrilmeyecektir.

012.111-       Andolsun Onlar’ın Qıssalar’ında Ulu’l-Elbab için İbretler vardır. Uydurulan bir Söz/ Hadis değildir. Ancak kendinden öncekilerin Doğrulayıcısı, Herşey’in  Açıklaması ve İnananlar  için bir Hidayet ve Rahmet’tir.

 

 

058.013./er-RA'D

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I Tabiattaki Deliller :1-9

 

013.01-         Elif Lam Mim Ra  Bunlar Kitab'ın Ayetleri’dir. Ve Sana Rabb'inden indirilen Haq’tır. Ancak İnsanlar’ın çoğu inanmazlar 

013.02-         Allah O dur ki, Gökler’i Dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra Arş’a istiva etti  ve Güneş ile Ay’a boyun eğdirdi, Her biri Ad’ı konulmuş bir Süre’ye kadar akıp gitmektedir. Her İş’i evirip düzenler, Ayetler’i birer birer açıklar. Umulur ki Rabb'inize kavuşacağınıza Kesin Bilgi’yle inanırsınız.

013.03-         Ve O Yer’i yayıp-uzatan, onda sarsılmaz Dağlar ve Irmaklar kılan’dır. Orada Ürünler’in Herbiri’nden İkişer Çift  yaratmıştır, Gece’yi Gündüz’e bürümektedir. Elbette bunlarda düşünen bir Topluluk için gerçekten İbretler vardır.

013.044-       Yeryüzü’nde birbirine Yakın Komşu Kıtalar vardır. Üzüm Bağları, Ekinler, Çatallı ve Çatalsız Hurmalıklar da var’dır ki bunlar aynı Su ile sulanmaktadırlar. Onları Yiyimler’inde bazısını bazısına üstün kıldık.  Elbette bunlarda aqleden bir Toluluk için gerçekten Ayetler var’dır.

013.05-         Eğer şaşırıyorsan asıl Şaşkınlık Konusu Onlar’ın şöyle demeleridir: "Biz Toprak iken mi gerçekten Biz yeniden mi yaratılacağız. " İşte Onlar Rabb'lerine karşı küfredenler  Boyunlar’ına Halkalar geçirilenlerdir. İşte Onlar içinde Ebedi kalacakları Ateş'in Arkadaşları olanlar’dır.

013.06-         Onlar İyilik’ten önce Kötülüğü çabuklaştırmak istiyorlar. Oysaki Onlar’dan önce nice Örnekler gelip geçti. Ve Elbette Senin Rabb'in Zulümlerine Karşılık İnsanlar için Bağışlama Sahibi’dir. Ve Elbette Senin Rabb'in Sonuçlandırması Şiddetli olan’dır.

 

013.07-         Küfredenler derler ki : "Ona Rabb'inden bir Ayet indirilseydi ya" Sen yalnızca bir Uyarıcı'sın ve Her Topluluk için bir Hidayetci'sin.

013.08-         Allah Her Dişi’nin neyi yüklendiğini ve Rahimler’in neyi eksiltip neyi eklediğini bilir. O'nun katında Herşey bir Miktar iledir.

 

II           Azap talebi :10-19

 

013.09-         O Gayb’ı da, Müşahede edilen’i de Bilen’dir. Büyük'tür, Yüce'dir.

013.10-         Siz’den Söz’ü saklayan da, O’nu Açığa vuran da, Geceleyin gizlenen de ve Gündüzün ortalıkda gezinen’i de bir’dir.

013.11-         O’nun önünden ve arkasından izleyenler’i vardır. O’nu Allah’ın Emri ile gözetip korumaktadırlar.

Gerçekten Allah kendi Nefisler’inde olanlar’ı değiştirip bozuncaya kadar bir Toplulukta olan’ı başkalaştırmaz. Allah bir Topluluğa Kötülük diledi mi artık O’nu geri çevirmeye hiç bir İmkan yoktur. Onlar için O’ndan başka bir Weli yoktur.

013.12-         O Size Şimşeği Korku ve Umut olarak gösteren Ağırlaşmış Bulutlar’ı ortaya çıkarandır.

013.13-         Gökgürültüsü O’nu Hamd ile Melekler de O’na olan korkularından Tesbih ederler. O Yıldırımlar’ı gönderip bununla dilediğini çarpar. Onlar ise Allah  konusunda çekişip tartışarlar. O Qudret’i Pek Çetin olan’dır.

013.14-         Haqq olan Çağrı yalnızca O’na olandır. Onlar’ın Allah'tan başka çağırdıkları ise Onlar’a hiçbir şeyle cevap vermezler Yalnızca Ağzına ulaşsın diye iki Avuc’unu Su’ya uzatan’ın durumu gibi. Küfredenler’in  Duası Şaşkınlık içinde olmaktan başkası değildir.

013.15-         Gökler’de ve Yer’de ne varsa isteyerek istemeyerek de olsa Allah'a secde ederler. Sabah Akşam onların Gölgeleri de.

 

013.16-         De ki: Gökler’in ve Yer’in Rabb'i kimdir? De ki: "Allah'tır. De ki: "Öyleyse O'nu bırakıp kendilerine bile ne Yarar ve ne de Zarar sağlamaya güç yetiremeyen bir takım Weliler mi edindiniz?" De ki: "Hiç Görmeyen’le Gören bir olur mu? Veya Karanlık’la Işık bir olabilir mi? Yoksa Allah'a onun Yaratması gibi yaratan Ortaklar buldular da, bu Yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti?  De ki: "Allah Herşey’in Yaratıcısı’dır ve O Tek'tir, Kahredici-olan'dır.

013.17-         Gök’ten bir Su indirdi de kendi miktarlarınca Sel oldu. Sel de yukarı vuran bir Köpük yüklendi . Bir Süs veya bir Meta sağlamak için Ateş’te üzerine yakıp erittikleri Şeyler’den de bunun gibi bir Köpük var’dır. İşte Allah Haqq ile Batıl’a böyle Örnekler veriyor. Köpüğe gelince o  Dere boyunca gider.  İnsanlar’a yarar sağlayacak Şey ise Yer’de kalır. İşte Allah böyle Örnekler vermektedir.

013.18-         Rabb'lerine İcabet edenler’e daha Güzel’i vardır. O'na ibadet etmeyenler ise Yerdekiler’in Tümü ve bununla birlikte bir katını daha Kurtuluş Fidye’si olarak verirlerdi. Sorgulama’nın en Kötüsü onlar İçin’dir. Onlar’ın Barınma Yerleri Cehennem'dir. Ne Kötü bir Yatak’tır o.

 

013.19-         Peki, Sana Rabb'inden indirilen’in Haqq olduğunu Bilen kişi, o Görmeyen gibi midir? Ancak Ulu’l-Elbab öğüt alıp düşünürler.

 

III Cezalandırma Kanunu :20-27

 

013.20-         Onlar Allah'ın Ahd’ini yerine getirirler ve  ve verdikleri Söz’ü bozmazlar.

013.21-         Ve Onlar Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği Şey’i ulaştırırlar, Rabb'lerinden içleri Saygı ile titrer ve Sorgulama’nın Kötü olanından korkarlar.

013.22-         Ve Onlar Rabb'lerinin Yüzü’nü isteyerek Sabredenler, Salat’ı kılarlar, kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden Gizli ve Kötülüğü İyilik’!e savarlar. İşte Onlar, bu Yurd’un Sonucu Onlar içindir.

013.23-         Onlar, Adn Bahçeleri’ne girerler. Babalar’ından, Eşler’inden ve Soylar’ından Salih Davranışlar’da bulunanlar da. Melekler Onlar’a " Her bir Kapı’dan girin." (derler)

013.24-         "Sabrettiğinize karşılık Selam size. Yurd’un Sonu ne güzel."

 

013.25-         Allah'a verdikleri Söz’ü, sonu Kesin olarak onayladıktan sonra bozanlar, Allah'ın Ulaştırılmasını emrettiği Şey’i kesip koparanlar ve Arz’da fesat çıkaranlar, işte Onlar, Lanet içindedir ve Yurd’un Kötü olanı da Onlar içindir.

013.26-         Allah dilediğinize Rızq’ı genişletir ve daraltır da. Onlar ise Dünya Hayatı’na sevindiler. Oysaki Dünya Hayatı, Ahiret’te bir Meta’dan başkası değildir.

013.27-         Küfredenler: "O'na Rabb'inden bir Ayet indirilseydi ya" derler. De ki: "Elbette Allah, dilediğini saptırır, kendisine katıksızca Yönelen’i de Dosdoğru Yol’a yöneltir."

 

IV  Kur'an'ın Mucizeleri :28-32

 

013.28-         Bunlar, İnananlar ve Qalpler’i Allah'ın Zikri’yle tatmin olanlardır. Haberiniz olsun, Qalbler yalnızca Allah'ın Zikri’yle  tatmin bulur.

013.29-         İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar, ne Mutlu onlara. Varılacak Yer’in Güzel olanı (onlara).

 

013.30-         Böylece Biz Seni, kendisinden önce Nice Ümmetler gelip geçmiş olan bir Ümmet’le gönderdik, Sana wahyettiklerimizi Onlar’a okursun diye. Oysa Onlar Rahman'ı tanımazlık etmektedirler. De ki : "Bu, benim Rabb'imdir, O'ndan başka İlah yoktur, Ben O'na tewekkül ettim ve Son Dönüş O'nadır."

013.31-         Eğer bir Qur'an, O’nunla Dağlar  yürütülseydi, Yer Parçalar’a ayrılsaydı veya O’nunla Ölüler konuşturulsaydı.  Hayır, Emr’in Tümü Allah'ındır. İman edenler hala anlamadılar mı ki, eğer Allah dilemiş olsaydı, İnsanlar’ın Tümü’nü hidayet’e erdirirdi. Küfredenler, Allah'ın Wadi gelinceye kadar, yaptıkları dolasıyısıyla ya başlarına Çetin bir Bela çatacak veya Yurtlar’ının Yakınına inecek. Elbette Allah, verdiği Söz’den dönmez.

013.32-         Andolsun, Sen’den önceki Elçiler’le de Alay edildi, bunun üzerine Ben de o Küfredenler’e bir süre tanıdım, sonra Onlar’ı yakalayıverdim. İşte nasıldı o Sonuçlandırma?

 

V            Muhalefetin Yok olması :33-38

 

013.33-         Her Nefs’in bütün kazandıkları üzerinde Gözetici olan’a mı? Onlar Allah'a Ortaklar koştular. De ki: "Bunları adlandırın. Yoksa biz Arz’da bilmeyeceği bir Şey’i O'na Haber mi veriyorsunuz? Ya da, Söz’den Dış yüzü Çekici olanı mı? Hayır, Küfredenler’e kendi Hileli Düzenler’i Süslü-çekici gösterilmiştir ve Onlar Yol’dan alıkonmuşlardır. Allah kimi saptırırsa, artık onun için Hiçbir Yol Gösterici yok’tur.

013.34-         Dünya Hayatı’nda Onlar için bir Azab vardır, Ahiret'in Azab’ı ise daha Zorlu’dur. Onlar’ı Allah'tan (kurtaracak) Hiçbir Kurtarıcı da yok’tur.

013.35-         Taqwa Sahipleri’ne wadedilen Bahçe, O’nun  altından Irmaklar akar, Yemişler’i ve Gölgelikler’i Sürekli’dir.  Bu Sakınmaları Sonucu’dur, Küfredenler’in Sonu ise Ateş'tir.

013.36-         Kendilerine  Kitap verdiklerimiz Sana indirilen dolayısıyla sevinirler,  fakat Bölükler’den, onun bazısını İnkar edenler vardır.  De ki: "Ben, yalnızca Allah'a kulluk etmek ve O'na Ortak koşmamakla emrolundum. Ben yalnızca O'na dua ederim, ve Son Dönüş’üm O'nadır."

013.37-         İşte böylece Biz O'nu A’rabî bir Hüküm olarak indirdik. Andolsun, Sana gelen bu İlim’den sonra, onların Hewalar’ına uyacak olursan, Senin için Allah'tan ne bir Yardımcı ne de bir Koruyucu var’dır.

013.38-         Andolsun Sen’den önce de Biz Elçiler gönderdik, Onlar’a Eşler ve Çocuklar verdik. Allah'ın İzni olmaksızın bir Elçi'ye bir Ayet’i getirmek olacak İş değildi. Her Ecel için bir Kitap var’dır.

 

VI  Hakikatin İlerlemesi: 39-44

 

013.39-         Allah dilediğini ortadan kaldırır ve bırakır, Kitab’ın Anası O'nun katındadır.

013.40-         Onlar’a Waadettiklerimizden bir kısmını Sana göstersek de, Senin Hayat’ına Son versek de, Sana düşen yalnızca Tebliğ’dir ve Sorgulama da Bize aittir.

013.41-         Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten Biz Arz’a geliyor ve O’nu çevresinden eksiltiyoruz. Allah hüküm verir. O'nun Hükm’ünün peşine düşecek de yok’tur. Ve O, Hesab’ı pek çabuk-gören’dir.

013.42-         Onlar’dan öncekiler de mekrettiler, fakat Düzen Kuruculuğu’n Tümü Allah'a aittir. Her bir Nefs’in ne kazandığını O bilir. Bu Yurd’un Sonu kimindir, Küfredenler pek yakında bileceklerdir.

013.43-         O Küfredenler şöyle derler: "Sen Gönderilmiş değilsin." De ki:" Benimle Sizin aranızda Şahid olarak Allah yeter ve yanlarında Kitab’ın İlm’i bulunanlar da."

 

 

059.015/el-HİCR

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I Kur'an'ın Korunması :1-15

 

015.01-         Elif Lam Ra  Bunlar, Kitab'ın ve Apaçık olan Qur'an'ın Ayetleri’dir.

015.02-         O Küfredenler Müslüman olmayı nice kereler  dileyecekler.

015.03-         Onlar’ı bırak, yesinler, yararlansınlar ve Onlar’ı Emel oyaladursun. İlerde bilecekler.

015.04-         Biz, kendisi için bilinen bir Kitap  olmaksızın Hiçbir Ümmet’i Yıkım’a uğratmadık.

015.05-         Hiçbir Ümmet, kendi Ecel’ini ne öne alabilir, ne de Onlar ertelenebilirler.

015.06-         Onlar: "Ey kendisine Kitap indirilen. Gerçekten Sen Mecnun'sun." dediler.

015.07-         "Eğer Doğrusöyleyenler’den isen, Bizler’e Melekler’i getirmeli değil miydin?"

015.08-         Haq olmaksızın Biz Melekler’i indirmeyiz. O zaman da Onlar’a göz açtırılmaz.

015.09-         Elbette, Zikr'i Biz indirdik. O'nun Koruyucuları da gerçekten Biz’iz.

015.10-         Andolsun, Sen’den önce geçmiş Topluluklar içinde de gönderdik.

015.11-         Onlar’a Herhangi bir  Elçi gelmeyedursun, kesinlikle Onunla alay ederlerdi.

015.12-         Böylece Biz Onu Suçlular’ın Qalpler’ine sokarız.

015.13-         Onlar Sana inanmazlar, oysa ki Evvelkiler’in Sünnet’i geçmiştir.

015.14-         Onlar’ın üzerlerine Gök’ten bir Kapı açsak da ordan yukarı yükselseler de,

015.15-         Kesinlikle: "Gözlerimiz döndürüldü, belki Biz büyülenmiş bir Topluluğuz" diyeceklerdir.

 

II           Allah'ın Herşeye hakimiyeti :16-25

 

015.16-         Andolsun , Biz Gök’te Burçlar kıldık  ve O’nu gözleyenler için süsledik.

015.17-         Ve O’nu her Kovulan Şeytan’dan koruduk.

015.18-         Ancak Kulak Hırsızlığı yapan olunca O’nu da Parlak bir Ateş izlemektedir.

015.19-         Yer’e gelince, O’nu döşeyip yaydık. O’nda Sarsılmaz Dağlar bıraktık ve onda Herşey’den Ölçülü belirlenmiş Ürünler bitirdik.

015.20-         Ve orda Sizler için ve kendisine Rızıq vericiler olmadığımız kimseler için Geçimlikler kıldık.

015.21-         Hiçbir Şey yoktur ki Hazineleri Bizim katımızda olmasın. Ancak Biz O’nu belirlenmiş bir Miktar olarak indiriz.

015.22-         Ve Aşıyılayıcalar olarak Rüzgarlar’ı gönderdik. Böylelikle Gök’ten Su indirdik de Sizler’i suladık. Oysa Siz O’nun Hazine Koruyucuları değilsiniz.

015.23-         Elbette gerçekten Biz yaşatır ve öldürürüz ve Waris olanlar Biz’iz.

015.24-         Andolsun Siz’den Öne geçenler’i bilmişizdir ve andolsun Geride kalanlar’ı da bilmişizdir.

015.25-         Ve Elbette senin Rabb'ın O, onları haşredecektir. Gerçekten O Hakim'dir, Bilen'dir.

 

III Şeytan'ın Azgınlığı :26-44

 

015.26-         Andolsun İnsan’ı Kuru bir Çamur’dan, şekillenmiş bir Balçık’tan yarattık.

015.27-         Ve Cann'ı da daha önce Zehirli Ateş’ten yaratmıştık.

015.28-         Hani Rabb'in Melekler’e demişti: "Ben Kuru bir Çamur’dan, Şekillenmiş bir Balçık’tan bir Beşer yaratacağım.

015.29-         O’na bir Biçim verdiğimde ve O’na Ruh’umdan üfürdüğümde hemen O’na secde edin."

015.30-         Böylece Melekler’in Tümü Topluca secde etti.

015.31-         Ancak İblis Secde edenler birlikte olmayıp kaçınıp dayattı.

015.32-         Dedi ki: "Ey İblis, Sana ne oluyor, Secde edenler’le birlikte olmadın?"

015.33-         Dedi ki: "Ben Kuru bir Çamur’dan Şekillenmiş bir Balçık’tan yarattığın Beşer’e secde etmek için var değilim."

015.34-         Dedi ki: "Öyleyse ondan çık. Çünkü Sen Kovulmuş bulunuyorsun."

015.35-         Ve Elbette Din Günü'ne kadar Lanet Senin üzerinde.

015.36-         Dedi ki: "Rabb'im, öyleyse Onlar’ın dirileceği Gün’e kadar Bana Süre tanı."

015.37-         Dedi ki: "Öyleyse Sen Süre tanınanlardan’sın."

015.38-         Bilinen Gün’ün Waktine kadar.

015.39-         Dedi ki: "Rabb'im Beni kışkırttığın Şey’e karşılık andolsun Ben Yeryüzü’nde Onlar’a süsleyip Çekici göstereceğim ve Onlar’ın Tümü’nü kesinlikle kışkırtup saptıracağım."

015.40-         Ancak Onlar’dan Muhlis olan Kullar’ın Müstesna.

015.41-         Dedi ki: "İşte bu Bana göre Dosdoğru olan Yol’dur.

015.42-         Elbette Kıştırtılmışlar Sana uyanlar dışında Senin Benim Kullarım üzerinde Zorlayıcı bir Güc’ün yoktur.

 

015.43-         Ve elbette Onlar’ın Tümü’nün Buluşma Yeri Cehennem’dir.

015.44-         O’nun Yedi Kapı’sı vardır. Onlar’dan Her bir Kapı için bir Bölük ayrılmıştır.

 

IV  İbrahim :45-60

 

015.45-         Gerçekten Taqwa Sahibi Olanlar Bahçeler'de ve Pınarbaşları’ndadır.

015.46-         Oraya Esenlikle ve Güvenlik’le girin.

015.47-         Onların Göğüsleri’nden Kin’i sıyırıp çektik. Kardeşler olarak Tahtlar üzerinde Karşıkarşıya’dırlar.

015.48-         Orda Onlar’a Hiçbir Yorgunluk dokunmaz ve Onlar ordan çıkarılacak değildirler.

015.49-         Haber ver Kullar’ıma, elbette Ben Gafur'um, Rahim'im.

015.50-         Elbette Azab’ım Acıklı bir Azab’tır.

 

015.51-         Onlar’a İbrahim'in Konukları’ndan Haber ver.

015.52-         Yanına girdiklerinde "Selam" demişlerdi. O da "Biz Siz’den korkmaktayız" demişlerdi.

015.53-         Dediler ki:" Korkma Biz Sana Bilgin bir Çocuk müjdelemekteyiz.

015.54-         Dedi ki: "Bana İhtiyarlık gelip çökmüşken mi müjdeliyorsunuz. Beni ne ile müjdelemektesiniz?

015.55-         Dediler ki:"Sana Gerçekle müjdeledik. Öyleyse Umut kesenler’den olma.

015.56-         Dedi ki: "Sapıklar dışında Rabb'inin Rahmeti’nden kim umut keser.

015.57-         Dedi ki: "Ey Elçiler İşiniz ne?"

015.58-         Dediler ki: "Gerçekte Biz Suçlu olan bir  Qawn’e gönderildik.

015.59-         Ancak Lut Ailesi hariç’dir. Biz Onlar’ın tümünü  kesinlikle kurtaracağız.

015.60-         Ama Karısını dışında tutttuk. O Geride kalanlar’dandır.

 

V            Lut ve Şuayb :61-79

 

015.61-         Böylelikle Elçiler Lut Ailesi’ne geldiklerinde,

015.62-         Dedi ki: "Sizler gerçekten tanınmamış bir Topluluk’sunuz."

015.63-         "Hayır " dediler: "Biz Sana Onlar Konusunda Kuşku’ya kapıldıkları Şey’le geldik."

015.64-         Sana Gerçeği getirdik. Biz Elbette Doğrucular’ız.

015.65-         Hemen Aile’ni Gece’nin bir Bölümü’nde Yol’a çıkar. Sen de Onlar’ın ardından git ve Siz’den hiçkimse arkasına bakmasın. Emrolunduğunuz Yer’e gidin.

015.66-         Ve Onlar’a şu Emr’i verdik. Sabah’a çıkarlarken Onlar’ın arkası kesinlikle kesilecektir.

015.67-         Şehir Halkı birbirlerine  Müjdeler vererek geldi.

015.68-         "Bunlar Benim Konuğu’mdur, Beni utandırıp dillere düşürmeyin" dedi.

015.69-         Allah'tan korkup sakının ve Beni Küçük düşürmeyin.

015.70-         Dediler ki: " Biz Seni Herkes’e karışmaktan alıkoymamış mıydık."

015.71-         Dedi ki: "Eğer (nikah ) yapmak istiyorsanız işte bunlar Benim Kızlarım."

015.72-         Ömrüne andolsun ki Onlar Sarhoşlukları içinde Kör sersem’diler.

015.73-         Derken Tanyeri’nin ağarma vaktine girdiklerinde Onlar’ı Çığlık yakalayıverdi.

015.74-         Anında üstünü altına cevirdik ve üzerlerine Balçık’tan Pişirilmiş Taş yağdırdık.

015.75-         Elbette bunda Derin bir kavrayışa sahip olanlar için Ayetler var’dır.

015.76-         O (kent) gerçekten bir Yol üzerinde durmaktadır.

015.77-         Elbette bunda İnananlar için gerçekten Ayetler var’dır.

 

015.78-         Eyke Halkı da gerçekten Zalim kimseler’di.

015.79-         Bundan dolayı Onlar’dan intikam aldık, her ikisi de açıkca (gözler) önündedir.

 

VI  Hicr Halkı: 80-99

 

015.80-         Andolsun Hicr Halkı da Gönderilenler'i yalanlamışlardı.

015.81-         Onlar’a Ayetler’imizi vermiştik de O’ndan yüz çevirmişlerdi.

015.82-         Dağlar’dan Güvenli Evler yontuyorlardı.

015.83-         Derken Onlar’ı Sabah Waqti’ne girdiklerinde o Dayanılmaz Çığlık yakalayıverdi.

015.84-         Buna rağmen kazandıkları şeyler Onlar’a yetmedi.

 

015.85-         Biz Gökler’i Yer’i ve her ikisinin arasındakileri Haqq’ın dışında yaratmadık. Elbette o Saat te yaklaşarak gelmektedir. Öyleyse Güzel Davranışlar’la davran.

015.86-         Çünkü Rabb'in Yaratan’dır, Bilen'dir.

015.87-         Andolsun, Sana Çiftler’den Yedi’yi ve Büyük Qur'an'ı verdik.

015.88-         Sakın Onlar’dan bazılarını  yararlandırdığımız şeyler’e Gözünü dikme, Onlar’a karşı Hüzne kapılma, Müminler içinde Kanatlar’ını ger.

015.89-         Ve de ki: "Şüphesiz Ben Apaçık bir Uyarıcı'yım."

015.90-         Muktesimlere/Taqsim edenler’e indirdiğimiz gibi.

015.91-         Ki onlar Qur'an'ı parça parça  ettiler.

015.92-         Rabb'ine andolsun Onlar’ın tümüne/hepsine soracağız.

015.93-         Yaptıları Şeyler’i (hesabını).

015.94-         Öyleyse Sen emrolunduğun Şey’i açıkca söyle ve Müşrikler’e aldırma.

015.95-         Elbette o Alaycılar’a Biz Sana yeteriz.

015.96-         Ki Onlar Allah ile beraber başka İlahlar kılıyorlar. Onlar yakında bileceklerdir.

015.97-         Andolsun Onlar’ın söylemekte olduklarına karşı Senin Göğsünün daraldığını biliyoruz.

015.98-         Sen Rabb'ine Hamd ile Tesbih et ve Secdedenler’den ol.

015.99-         Ve Yakin Sana gelene dek  Rabb'ine ibadet et.

 

 

060.006/ EN'AM

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I Tevhidin Zaferi :1-10

 

006.01-         Hamd Gökler’i ve Yer’i yaratan Karanlıklar’ı ve Aydınlığı kılan Allah'adır. Sonra küfreredenler Rabb'lerine Denk tutuyorlar.

006.02-         Sizi Çamur’dan yaratan sonra bir Ecel belirleyen O'dur. Adı konulmuş Ecel O'nun Katındadır.  Sonra siz Kuşku’ya kapılmaktasınız.

006.03-         Gökler’de ve Yer’de Allah O'dur. Gizliniz’i ve Açığınızı bilir kazanmakta olduklarınızı da bilir.

006.04-         Onlar’a Rabb'lerinin Ayetler’inden bir Ayet gelmeyiversin kesinlikle ondan yüz çevirirler.

006.05-         Kendilerine Haqq gelince onu yalanladılar, fakat Alay’a almakta olduklarının Haberler’i Onlar’a gelecektir.

006.06-         Kendilerinden önce Nice Kuşaklar’ı yıkıma uğrattığımızı görmüyorlar mı? Biz, Sizi yerleşik kılmadığımız bir Biçimde Onlar’ı Arz’da yerleşik kıldık. Gök’ten üzerlerine Sağanak yağdırdık, Irmaklar’ı da altlarından akıttık. Ama Günahlar’ı nedeniyle Biz Onlar’ı yıkıma uğrattık ve arkalarından Başka Kuşaklar oluşturduk.

006.07-         Biz Kitab'ı üzerine Yazılı bir Kağıt’ta göndersek ve Onlar ona Eller’iyle dokunsalar bile, küfredenler tartışmasız: " Bu Apaçık bir Büyü’den başkası değildir." derler.

006.08-         Ve derler ki: "Ona bir Melek indirilmeli değil miydi?" Eğer bir Melek indirseydi , elbette İş bitirilmiş olurdu da sonra kendilerine göz açtırılmazdı.

006.09-         Onu eğer bir Melek kılsaydık elbette  Adam kılardık ve kesinlikle katmakta oldukları yine katardık.

006.10-         Andolsun, Sen’den önceki Elçiler de Alay’a alındı da kendisini Alay’a aldıkları Şey, Onlar’dan Maskaralık yapanları Çepeçevre kuşattı.

 

II           İlahi Rahmetin Büyüklüğü: 11-20

 

006.11-         De ki: "Arz’da gezip dolaşın, sonra Yalanlayanlar’ın sonu nasıl oldu, bir görün."

006.12-         De ki: "Gökler’de ve Yer’de olanlar kimindir?"

      De ki:"Allah'ın'dır." O, Rahmet’i kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde Kuşku olmayan Qıyamet Günü'nde Tartışmasız toplayacaktır. Nefisler’ini Hüsrana uğratanlar, işte Onlar inanmayanlardır.

006.13-         Geceleyin de, Gündüzün de  barınan Herşey O'nundur. O, İşiten'dir, Bilen'dir.

006.14-         De ki:" O, Gökler’i ve Yer’i yaratırken ve O, hep besleyip ve hiç beslemezken, Ben Allah'tan başkasını mı Weli edineceğim?"

      De ki: "Bana gerçekten Teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın Müşrikler’den olma" (denildi.)

006.15-         De ki: " Şüphesiz Ben, Rabb'ime İsyan edersem, o Büyük Gün'ün Azabı’ndan korkarım."

006.16-         O Gün, kim ondan alıkonursa, elbette O, onu esirgemiştir. İşte apaçık Fevz budur.

006.17-         Eğer Allah Sana bir zarar dokunduracak olursa, O'ndan başka bunu giderecek yoktur. Sana bir İyilik de dokunduracak olursa O Herşey’e Güçyetiren'dir.

006.18-         O, Kullar’ı üzerinde Kahredici olandır. O, Hakim'dir, Haberdar'dır.

006.19-         De ki:" Şahidlik bakımından hangi Şey daha Büyük’tür?" De ki: "Allah Benimle Sizin aranızda kendisiyle uyarmam için Bana şu Qur'an qahyedildi. Gerçekten Allah'la beraber başka İlahlar’ın da bulunduğuna Siz mi şahidlik ediyorsunuz? "De ki:" Ben Şehadet etmem."

      De ki: "O, ancak bir tek olan İlah'tır ve gerçekten Ben, Sizin şirk koştuklarınızdan uzağım."

006.20-         Bizim kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu, Çocuklar’ını tanır gibi tanırlar, kendilerini Hüsran’a uğratanlar işte Onlar inanmayanlardır.

 

III Müşriklerin Şehadeti: 21-30

 

006.21-         Allah'a karşı Yalan düzenlerden veya O'nun Ayetler’ini yalanlayanlar’dan daha Zalim kimdir? Şüphesiz o Zulmedenler Kurtuluş’a ulaşamazlar.

006.22-         Onların tümünü toplayacağımız Gün, sonra Şirk koşanlar’a diyeceğiz ki: "Nerede o ortak koştuklarınız?"

006.23-         Sonra Onlar’ın: "Rabb'imiz olan Allah'a ahdolsun ki, Biz Müşrikler’den değildik" demelerinden başka bir Fitneler’i olmadı.

006.24-         Bak, kendilerine karşı nasıl Yalan söylediler ve düzmekte oldukları da kendilerinden kaybolup uzaklaştı.

006.25-         Onlarden Seni dinleyenler vardır, oysa Biz onu fıqhetmelerine engel Qalpler’i üzerine kat kat Örtüler ve Kulaklar’ında bir Ağırlık kıldık. Onlar, hangi Apaçık Belge’yi görseler yine ona inanmazlar. Öyle ki, o küfredenler Sana geldiklerinde, Seninle tartışmaya girerek: "Bu, Öncekilerin Masalları’ndan başka bir Şey değildir." derler.

006.26-         Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar yalnızca kendi Nefisler’inden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler.

006.27-         Ateş'in üstünde durdurulduklarında Onlar’ı bir görsen, derler ki: "Keşke geri çevrilseydik de Rabb'imizin Ayetler’ini yalanlamasaydık ve Mü'minler’den olsaydık."

006.28-         Hayır, önceden saklı tuttukları/gizledikleri kendilerine açıklandı. Geri çevrilselerd ibile,       kendisinden sakındırıldıkları Şeyler’e kesinlikle yine döneceklerdi. Çünkü Onlar gerçekten Yalancılar’dır.

006.29-         Onlar dediler ki: "Bu Dünya Hayatı’mızdan başkası yoktur. Ve Bizler diriltilecekler değiliz,"

006.30-         Rabb'lerinin Karşısında durdurulduklarında Onlar’ı bir görsen: "Bu, Gerçek değil mi?" dedi. Onlar: "Evet, Rabb'imiz hakkı için" dediler. "Öyleyse küfrettikleriniz nedeniyle Azab’ı tadın."

 

IV  Hakikati Reddedenler: 31-41

 

006.31-         Allah'a Kavuşmayı yalanlayanlar, doğrusu Hüsran’a uğramışlardır. Öyle ki, Saat apansızın onlara gelince, Günahlar’ını Sırtlar’ına yüklenerek: "Onda Sorumsuzca yaptıklarınızdan dolayı Yazıklar bize.." derler.  Dikkat edin, işleyip yüklendikleri ne Kötü’dür.

006.32-         Dünya Hayatı yalnızca bir Oyun ve Oyalanma’dan başka değildir. İttiqa edenler için Ahiret Yurdu gerçekten daha Hayırlı’dır. Yine de aqletmeyecek misiniz?

006.33-         Kesin olarak biliyoruz ki, Onlar’ın söyledikleri Seni gerçekten üzüyor. Doğrusu Onlar, Seni yalanlamıyorlar, ancak Zalimler, Allah'ın Ayetler’ini İnkar ediyorlar.

006.34-         Andolsun Sen’den önce de Elçiler yalanlandı. Onlar’a Yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve Eziyet’e uğratıldıkları Şey’e sabrettiler. Allah'ın Sözleri’ni değiştirebilecek yoktur. Andolsun, Gönderilenler’in Haberleri’nden       bir Bölümü Sana da geldi.

006.35-         Eğer Onlar’ın yüz çevirmeleri Sana ağır geldiyse, Onlar’a bir Ayet getirmek için yerde bir Tünel açmaya veya Göğe bir Merdiven dayamaya Güc’ün yetiyorsa yap.. Eğer Allah dileseydi, Onların tümünü Hidayet üzere toplardı. Öyleyse sakın Cahiller’den olma.

006.36-         Ancak dinleyenler icabet eder.  Ölüler’i, Onlar’ı da Allah diriltir. Sonra O'na döndürülürler.

006.37-         "Ona Rabb'inden bir Ayet indirilmeli değil miydi? dediler. De ki: "Şüphesiz Allah, Ayet indirmeye Güçyetiren'dir. Ama Onların çoğu bilmezler."

006.38-         Yerde debelenen hiçbir Canlı ve iki Kanad’ıyla uçan bir Kuş yoktur ki, Sizin gibi Ümmetler olmasın. Biz Kitap'ta hiçbir şeyi Noksan bırakmadık, sonra onlar Rabb'lerine toplanacaklardır.

006.39-         Bizim Ayetler’imizi yalanlayan Karanlıklar içinde Sağır’dırlar, Dilsiz’dirler. Allah kimi dilerse O’nu saptırır, kimi dilerse de O’nu Dosdoğru Yol üzerinde kılar.

006.40-         De ki: " Düşündünüz mü hiç, eğer Size Allah'ın Azabı gelirse ye da Saat gelip çatarsa, Allah'tan Başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz.

006.41-         Hayır, yalnızca O'nu çağırırsanız, dilerse kendisini çağırdığınız şeyi açar ve Şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz.

 

V            İnkarın Sonuçları: 42-50

 

006.42-         Andolsun, Sen’den önceki Ümmetler’e gönderdik de Onlar’ı dayanılmaz Zorluk ve Sıkıntılar’la çeviriverdik. Umulur ki yalvarırlar diye.

006.43-         Onlar’a, Zorlu Azabımız geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama Onların Qalpleri katılaştı ve Şeytan Onlar’a yapmakta olduklarını Çekici/Süslü gösterdi.

006.44-         Derken kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, Onlar’ın üzerlerine Herşey’in Kapıları’nı apansız yakalayıverdik. Artık onlar umutları suya düşenler oldular.

006.45-         Böylece zulmeden Topluluğun Kökü kurutuldu. Hamd, Alemler’in Rabb'i olan Allah'adır.

006.46-         De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer Allah sizin İşitmenizi ve Görmenizi alıverirse ve Qalpler’inizin üzerine de bir Damga vurursa, Onlar’ı Size Allah'tan başka getirebilecek İlah kim’dir?" Bak, Biz nasıl Ayetleri Çeşitli Biçimler’de açıklıyoruz da sonra Onlar sırt çevirip engelleniyorlar.

006.47-         De ki: "Düşündünüz mü hiç, Size Allah'ın Azab’ı apansız ya da açıktan geliverse, zulmeden Qawim’den başkası mı yıkıma uğratılacak?"

006.48-         Biz Elçiler’i Müjdeciler ve Uyarıcılar olmaktan başkası için göndermiyoruz. O halde kim inanırsa ve düzeltirse, artık onlar için Korku yoktur, onlar Mahzun da olacak değillerdir.

006.49-         Ayetler’imizi yalanlayanlara, fısketmelerinden dolayı onlara Azab dokunacaktır.

006.50-         De ki: " Size Allah'ın Hazineleri yanımdadır, demiyorum, Gayb’ı da bilmiyorum ve Ben Size bir Meleğim de demiyorum. Ben, Bana Wahyedilenden başkasına uymam." De ki: " Kör’le Gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"

006.51-         Rabb'lerine Toplanacaklarından korkanları O'nunla uyar, Onlar için ondan başka ne Welileri vardır ne de Şefaatcileri. Umulur ki sakınırlar.

 

VI  Müminlerin mükafatı: 51-55

 

006.51-         Sabah Akşam O'nun Yüzünü dileyerek Rabb'lerine Dua edenleri kovma. Onların Hesabından Senin üzerinde birşey, senin Hesabı’ndan da birşey yoktur ki Onlar’ı kovasın. Yoksa Zalimler’den olursun.

006.53-         Böylece "Allah içimizden bunlara mı lutfetti?" demeleri için onlardan bazısını bazısıyla denedik. Allah, Şükredenler’i daha iyi bilen değil mi?

006.54-         Bizim Ayetleri’mize inananlar, Sana geldiklerinde, Onlar’a de ki: "Selam Size. Rabb'iniz Rahmet’i kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir Cehalet Sonucu bir Kötülük işler sonra Tewbe eder ve ıslah ederse kuşku yok, O, Gafur'dur, Rahim'dir.

006.55-         Suçlular’ın Yolu apaçık ortaya çıksın diye, Ayetler’imizi işte böyle birer birer açıklamaktayız.

 

VII            Allah'ın hükmü: 56-60

 

006.56-         De ki: "Ben, sizin Allah'tan başka Kulluk ettiklerinize Kulluk’tan nehyedildim."

      De ki: "Ben Sizin Hevalar’ınıza uymam, yoksa bu durumda Ben sapmış ve Doğru Yol’u bulmamışlardan olurum."

006.57-         De ki: "Ben, gerçekten Rabb'imden kesin bir Belge üzerindeyim, Siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz de yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah'ındır. O Doğru Haberi verir ve O Ayırdedenler’in en Hayırlısı’dır."

006.58-         De ki: "Kendisine Acele etmekte olduğunuz Şey Benim yanımda olsaydı, Benimle aranızda İş elbette bitirilmiş olurdu. Allah Zulmedenler’i en iyi Bilen'dir.

006.59-         Gaybın Anahtarları O'nun katındadır. O'ndan başka hiç kimse O’nu bilmez. Kara’da ve Deniz’de olanların Tümünü O bilir. O, bilmeksizin bir Yaprak dahi düşmez,  Yer’in Karanlıkları’ndaki bir Tane, Yaş ve Kuru dışta olmamak üzere hepsi Apaçık bir Kitap’tadır.

006.60-         Sizi Geceleyin öldüren  ve Gündüzün Güç yetirip etkilemekte olduklarınızı bilen,  sonra Adı konulmuş Ecel  doluncaya kadar onda Sizi dirilten O'dur. Sonra en son dönüşünüz O'nadır. Sonra yaptıklarınızı size O Haber verecektir.

 

VIII          Allah'ın hükmü: 61-70

 

006.61-         O, Kulları üzerinde Kahredici olan’dır. Size Koruyucular gönderiyor. Sonunda Siz’ den birinize Ölüm gelip çattığı zaman, Elçilerimiz  onun Hayat’ına son verirler. Onlar kusur etmezler.

006.62-         Sonra da gerçek Mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun, Hüküm yalnızca O'nundur. Ve O Hesap görenlerin en Süratlı olanı’dır.

006.63-         De ki: "Sizi Kara’nın ve Deniz’in Karanlıkları’ndan kim kurtarıyor ki, Siz gizliden gizliye O’na yalvararak dua etmektesiniz: Andolsun, Bizi bundan kurtarırsan, gerçekten Şükredenler’den oluruz."

006.64-         De ki: "O'ndan ve her türlü Sıkıntı’dan Sizi Allah kurtarmaktadır. Sonra Siz yine şirk koşmaktasınız."

006.65-         De ki: "O, Size Üstünüzden ya da Ayaklar’ınızın Altı’ndan Azab göndermeye veya Sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin Şiddetini kiminize taddırmaya Güçyetiren'dir. Bak, iyice kavramalanrı için Ayetleri nasıl Çeşitli Biçimler’de açıklamaktayız."

006.66-         Senin Qawmin, O Haqq iken O’nu yalanladı. De ki: "Ben, üzerinizde bir Wekil değilim."

006.67-         Her bir Haber için Kararlaştırılmış bir Zaman vardır. Siz de bileceksiniz.

006.68-         Ayetlerimiz konusunda Alaylı Tartışmalar’a dalanlar Onlar bir başka Söze geçinceye kadar Onlar’dan yüzçevir. Şeytan Sana unutturursa, o zaman hatırlayınca artık zulmeden Topluluk’la beraber oturma.

006.69-         Muttaqiler üzerinde Onların Hesabı’ndan herhangi bir Şey yoktur. Ancak bu bir Hatırlatma’dır. Umulur ki sakınırlar.

006.70-         Dinler’ini bir Oyun ve Eğlence edinenleri ve Dünya Hayatı kendilerini Mağrur kılanlar’ı bırak. O'nunla hatırlat ki, bir Nefis, kendi kazandıklarıyla Helak’e düşmesin, (böylesinin) Allah'tan başka ne bir Velisi, ne de bir Şefaatcisi vardır. Her türlü Fidye’yi verse de qabul olunmaz. İşte Onlar, kazandıkları nedeniyle Helak’a uğrayanlardır, küfretmelerinden dolayı Onlar için çılgınca Kaynar Sular ve Acıklı bir Azab vardır.

 

IX  İbrahim: 71-82

 

006.71-         De ki: "Bize Yararı ve Zararı olmayan Allah'tan başka Şeyler’e mi Dua edelim? Allah Bizi Hidayet’e erdirdikten sonra, Şeytanlar’ın ayartarak Yer’de şaşkınca bıraktıkları, Arkadaşlar’ının da: "Doğru Yol’a, Bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi Topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürelim?" De ki: "Şüphesiz Allah'ın Yolu, asıl Yol’dur. Ve Biz Alemler’in Rabb'ine teslim olmakla emrolunduk."

006.72-         Bir de: "Salat’ı kılın ve O'ndan sakının. Huzuruna toplanacağız O'dur.

006.73-         O, Gökler’i ve Yer’i Haqq olarak yaratandır. O'nun "ol" diyeceği Gün oluverir, O'nun sözü Haqq’tır. Sur’a üfürüldüğü Gün Mülk O'nundur. O Gayb’ı da Müşahede edilen’i de Bilen'dir. O Hakim'dir ve Haberdar'dır.

 

006.74-         Hani İbrahim Babası/atası Azer'e demişti: "Sen Putları İlahlar mı ediniyorsun? Doğrusu Ben Seni ve Qawmini apaçık bir Sapıklık içinde görüyorum."

006.75-         Böylece İbrahim'e Kesin Bilgi’yle inananlar’dan olması için Gökler’in ve Yer’in Melekutu’nu gösteriyorduk.

006.76-Gece üstünü örtüp bürüyünce bir Yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu (mu) benim Rabb'im?" Fakat kayboluverince Ben Kaybolup-gidenleri /sönüp batanları sevmem, "demişti .

006.77-         Ardından Ay’ı doğar görünce "Bu  (mu) benim Rabb'im?" demiş fakat O da kayboluverince: "Andolsun" demişti "Eğer Rabb'im Beni Doğru Yol’a eriştirmezse gerçekten Sapmışlar Topluluğu’ndan olurum."

006.78-         Sonra Güneş’i doğar görünce: " Bu benim Rabb'im (ha), bu en Büyük." demişti. Ama o da kayboluverince Qawmine demişti ki: "Ey Qawmim, tartışmasız Ben Sizin Şirk koştuklarınızdan uzağım."

006.79-         Gerçek şu ki: Ben bir Hanif olarak Yüzümü Gökler’i ve Yer’i Yaratan’a çevirdim. Ve Ben Müşrikler’den değilim.

006.80-         Qawmi O’nunla çekişip tartışmaya girdi. De ki: "O Beni Doğru Yol’a erdirmişken Siz Benimle Allah konusunda çekişiyor musunuz? Sizin O'na Şirk koştuklarınızdan Ben korkmuyorum, ancak Allah'ın Benim hakkımda bir Şey dilemesi başka. Rabb'im İlim bakımından Herşeyi kuşatmıştır. Yine de Öğüt almayacak mısınız?

006.81-         Hem Size onun kendileri hakkında hiçbir İspatlayıcı Delil indirmediği şeyleri Allah'a Ortak koşmaktan Siz korkmuyorken Ben nasıl sizin Şirk koştuklarınızdan korkarım. Şu halde Güvenlik içinde olmak bakımından iki taraftan hangisi daha Haqq sahibi’dir?

006.82-         İnananlar ve İnançlarına Zulum katmayanlar işte Güvenlik Onlar içindir ve Onlar Hidayet’e ermişlerdir.

006.83-         Bu İbrahim'e Qawmine karşı verdiğimiz İspatlı Delil’imizdir. Biz dilediğimizi Derecelerle yükseltiriz. Şüphesiz senin Rabb'in Hakim'dir, Bilen'dir.

 

X   Diğer Peygamberler :83-90

 

006.84-         Ve O’na İshaq'ı ve Ya’qub'u Armağan ettik. Hepsini Hidayet’e eriştirdik. Bundan önce de Nuh'u, ve onun Soyundan Davud'u , Suleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u Hidayet’e ulaştırdı. Biz İyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.

006.85-         Zekeriya'yı,Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da. Bunların hepsi Salihler'dendir.

006.86-         İsmail'i, Elyesa'yı, Yunus'u ve Lut’u da. Onların hepsini Alemler’e üstün kıldık.

006.87-         Babalarından, Soyları’ndan ve Kardeşlerinden kimini de Onları da seçtik ve Dosdoğru Yol’a ilettik.

006.88-         Bu Allah'ın Hidayeti’dir. Kullarından dilediğini bununla Hidayet’e eriştirir. Onlar da Şirk koşsalardı elbette bütün yaptıkları bunlar adına boşa çıkmış olurdu.

006.89-         Bunlar kendilerine Kitap, Hikmet ve Nübüvvet verdiklerimizdir. Eğer Onlar bunları tanımayıp küfrediyorlarsa andolsun Biz buna karşı küfretmeyen bir Topluluğu Vekil kılmışızdır.

006.90-         İşte Allah'ın Hidayet verdikleri bunlardır. Öyleyse Sen de Onların bu Hidayetler’ine uy.  De ki: "Ben bunun için Siz’den bir Ücret istemiyorum. O Alemler’e bir Öğüt’ten başkası değildir."

 

XI  Kur'anın vahyi: 91-94

 

006.91-         Onlar "Allah Beşer’e Hiçbir Şey indirmemiştir." demekle Allah'ı Qadrinin Hakkını vererek taqdir edemediler.

      De ki: "Musa'nın İnsanlar’a bir Nur ve Hidayet olarak getirdiği ve Sizin de Kağıtlar üzerinde Yazılı kılıp açıkladığınız ve çoğunu gözardı ettiğiniz Kitab'ı kim indirdi? Sizin ve Atalarınızın bilmediği Şeyler Size öğretilmiştir. De ki: "Allah" sonra da Onlar’ı bırak. İçine daldıkları Saçma uğraşları’nda uğraşıp dursunlar.

006.92-         İşte bu önündekileri Doğrulayıcı ve Şehirler Anası ile çevresindekiler’i uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitap'tır. Ahiret'e inananlar buna inanırlar. Onlar Salatlarını Koruyanlar’dır.

006.93-         Allah'a karşı Yalan yere İftira düzenden veya kendisine hiçbir Şey Wahyolunmamışken "Bana da wahyolundu." diyen ve Allah'ın indindiğinin bir benzerini de Ben indireceğim." diyenden daha Zalim kimdir? Sen bu Zalimler’i Ölümün Şiddetli Sarsıntıları sırasında Meleklerin Ellerini uzatarak onlara "Canlarınızı çıkarın. Bugün Allah’a karşı Haqsız olanı söylediğiniz ve Onun Ayetlerinden büyüklenerek dolayısı ile Alçaltıcı bir Azab ile karşılık göreceksiniz" (dediklerini de) bir görsen.

006.94-         Andolsun Sizi ilk defa yaratığımız gibi tek başına bir şekilde Bize geldiniz ve Size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden gerçekten Ortaklar olduklarını sandığınız Şefaatcilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun aranızdaki Bağlar parçalanıp koparılmıştır. Ve hakkında Zanlar besledikleriniz Sizler’den uzaklaştırılmıştır.

 

XII            Hakkın zaferi: 95-100

 

006.95-         Tane’yi ve Çekirdeyi yaran şüphesiz Allah'tır. O Diri’yi Ölü’den çıkarır, Ölü’yü de Diri’den çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?

006.96-         O Sabah’ı da yarıp çıkarandır. Gece’yi bir Sukun, Güneş ve Ay’ı bir Hesab kıldı. Bu Aziz ve Bilen olan Allah'ın Taqdiri’dir.

006.97-         O Kara’nın ve Deniz’in Karanlıkları’nda Yolunuzu bulmanız için Size Yıldızlar’ı vareden’dir. Bilebilen bir Topluluk/bilen bir toplum için biz Ayetleri birer birer açıkladık.

006.98-         O Sizi tek bir Nefis’ten yaratandır. (kiminiz için) bir Qarar yeri (kiminiz için) bir Emanet yeri. Kavrayabilen bir Topluluk için Ayetler’i birer birer açıkladık.

006.99-         O Gök’ten Su indirendir. Bununla Herşey’in Bitkisini bitirdik. Ondan bir Yeşillik çıkardık. Ondan da birbiri üzerine bindirilmiş Taneler türetiyoruz. Ve Hurma Ağacı’nın Tomurcuğu’ndan da Yer’e sarkmış Salkımlar. Birbirine benzeyen ve benzemeyen Üzümler’den, Zeytinler’den ve Nar’dan Bahçeler, Meyvesine, Ürün verdiğinde ve Olgunluğa eriştiğinde bir bakın. Şüphesiz inananacak bir Topluluk için bunda gerçekten Ayetler vardır.

 

XIII          Yavaş yavaş gelişme: 101-110

 

006.100-       Cinler’i Allah'a Ortak koştular, oysa Onlar’ı da O yaratmıştır.  Bir de hiçbir Bilgi’ye dayanmaksızın O’na Oğullar ve Kızlar yakıştırdılar.  O ise nitelendirdiklerinden Yüce’dir.

006.101-       Gökler’i ve Yer’i bir Örnek edinmeksizin yaratan’dır. O'nun nasıl bir Çocuğu olabilir. O’nun bir Eş’i yoktur. O herşeyi yaratmıştır, herşeyi Bilen'dir.

006.102-       İşte Rabb'iniz olan Allah budur. O'ndan başka İlah yoktur, herşeyin Yaratıcısı’dır. Öyleyse O'na Kulluk edin.  O herşeyin üstünde bir Vekil’dir.

006.103-       Gözler O’nu İdrak edemez, O ise bütün Gözleri idrak eder. O Latif'tir, Haberdar'dır.

006.104-       Gerçek şu ki Size Rabb'inizden Basiretler gelmiştir. Kim Basiret’le görürse kendi lehine kim de Kör olursa kendi aleyhinedir. Ben Sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim.

006.105-       İşte Biz Ayetleri çeşitli biçimler’de böyle açıklamaktayız. Öyleki Onlar Sana "Sen Ders görmüşsün" desinler ve Biz de bilebilen bir Topluluğa O’nu açıkca göstermiş olalım.

006.106-       Sana Rabb'inden vahyedilene uy. O'ndan başka İlah yoktur ve Müşrikler’den de yüz çevir.

006.107-       Eğer Allah dileseydi Onlar Şirk koşmazdı. Biz Seni Onlar üzerine bir Gözetleyici kılmadık ve Sen onlar üzerinde bir Vekil de değilsin.

006.108-       Allah'tan başka yakardıklarına sövmeyin sonra Onlar da Haddi aşarak  bilmeksizin Allah'a söverler. İşte böyle biz her Ümmet’e yaptıklarını Süslü gösterdik. Sonra Onların son Varışları Rabb'lerinedir. O yapmakta olduklarını Onlar’a Haber verecektir.

006.109-       Olanca Yeminleri ile eğer kendilerine bir Ayet gelse kesin olarak O’na inanacaklarına dair Allah'a Yemin ettiler. De ki: "Ayetler ancak Allah katındadır. Onlar’a gelse de Kuşkusuz inanmayacaklarının Şuurunda değil misiniz?

006.110-       Biz Onların Qalplerini ve Gözlerini ilkin inanmadıkları gibi gerisine çevririz ve Onlar’ı Tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terkederiz.

 

XIV           Müşriklerin muhalefeti: 111-121

 

006.111-       Gerçek şu ki, Biz onlara Melekler indirseydik Onlar’la Ölüler konuşsaydı ve Herşeyi karşılarına toplasaydık  Allah'ın Dilediği dışında yine Onlar inanmayacaklardı. Ancak Onların çoğu Cahillik ediyorlar.

006.112-       Böylece her Nebi'ye İnsan ve Cin Şeytanları’ndan bir Düşman kıldık. Onlar’dan bazısı bazısını aldatmak için Yaldızlı Sözler fısıldarlar. Rabb'in dileseydi bunu yapamazlardı. Öyleyse onları Yalan olarak Düzdükleri ile başbaşa bırak.

006.113-       Bir de Ahiret’e inanmayanların Qalpler’i O’na meyletsin de ondan hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklene dursunlar.

006.114-       Allah'tan başka bir Hakem mi arayayım? Oysa o size Kitab'ı açıklanmış/ detaylanmış/ Mufassal olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz bunun gerçekten Rabb'inden Haqq olarak indirildiğini biliyorlar. O halde sakın Süpheciler’den olma.

006.115-       Rabb'imin Sözü Doğruluk bakımından da, Adalet bakımından da Tastamam’dır. O'nun Sözler’ini değiştirebilecek yoktur. O İşiten'dir, Bilen'dir.

006.116-       Arz’da olanların çoğunluğuna uyacak olursan, Seni Allah'ın Yolu’ndan saptırırlar. Onlar ancak Zann’a uyarlar

006.117-       Şüphesiz Rabb'in, kendi Yol’undan sapanları daha iyi bilir. O Dosdoğru Yol’da olanları da daha iyi bilir.

 

006.118-       Eğer O'nun Ayetlerine inanıyorsanız, artık üzerinde yalnızca Allah'ın İsmi anılanlar’dan yiyin.

006.119-       Ne oluyor ki Size, kaçınılmaz bir İhtiyaç’la karşı karşıya kalmanız dışında, O, Size Haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken, üzerinde Allah'ın İsmi anılan Şeyler’i yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir İlim olmaksızın kendi Hevalar’ıyla saptırıyorlar. Şüphesiz, senin Rabb'in Haddi Aşanlar’ı en iyi Bilen'dir.

006.120-       Günah'ın Açıkta olanını da, Gizlisini de terkedin. Çünkü Günah’ı kazananlar, yüklenegeldikleri nedeniyle Karşılık göreceklerdir.

006.121-       Üzerinde Allah'ın İsmi’nin anılmadığı şeyi yemeyin. Çünkü bu bir Fısq’tır. Gerçekten Şeytanlar, Sizinle Mücadele etmeleri için kendi Dostlar’ına Gizli Çağrılar’da bulunurlar. Onlara itaat ederseniz elbette siz de Müşrikler’siniz.

006.122-       Ölü iken kendisini dirilttiğimiz ve ona İnsanlar içinde yürümesi için bir Nur verdiğimiz kimsenin Durumu, Karanlıklar’da kalıp oradan bir çıkış bulamıyanın Durumu gibi midir? İşte, Kafirler’e yapmakta oldukları böyle çekici/ süslü gösterilmiştir.

 

XV Başlıca muhalifler:122-129

 

006.123-       Böylece Biz, her Ülke’nin Önde-gelenler’ini orada Hileli Düzenler kursunlar diye, oranın Suçlular’ı kıldık. Oysa Onlar Hileli Düzen’i ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.

006.124-       Onlara ne zaman bir Ayet gelse, derler ki: "Allah'ın Elçileri’ne verilenin bir benzeri Bize de verilene kadar biz kesin olarak inanmayacağız." Allah, Elçiliği’ni nereye vereceğini daha iyi bilir. Bu Mücrimler’e, kurdukları Düzenler’i nedeniyle Şiddetli bir Azab ve Allah katında bir Küçüklük isabet edecektir.

006.125-       Allah, kimi Hidayet’e eriştirmek isterse, onun Göğsünü İslam'a açar, kimi de Saptırmak isterse, onun Göğsünü sanki Göğe yükseliyormuşcasına Dar ve Sıkıntılı kılar. Allah, inanmayanların üstüne işte böyle Pislik çökertir.

006.126-       Bu, Rabb'inin Dosdoğru olan Yol’’dur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir Topluluk için Ayetleri böyle birer birer açıkladık.

 

006.127-       Onlar için Rabb'leri katında Barış Yurdu vardır ve O, yaptıkları dolayısıyla Onların Veli'sidir.

006.128-       Onların tümünü toplayacağımız gün: "Ey Cin Topluluğu, İnsanlar’dan çoğunu ayartıp edindiniz" İnsanlar’dan onların Dostlar’ı olanlar derler ki:" Rabb'imiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tesbit ettiğin Süre’ye ulaştık." der (Allah:) "Allah’ın dilediği hariç, Ateş Sizin içinde ebedi kalacağınız Konaklama Yeriniz’dir." Şüphesiz Rabb'in, Hakim'dir, Bilen'dir.

006.129-       Böylece biz, kazandıkları dolayısıyla Zalimler’in bir kısmının başına geçiririz."

 

XVI           Ceza:130-140

 

006.130-       Ey Cin ve İnsan Topluluğu, içinizden Size Ayetlerimi aktarıp okuyan ve Size bu karşı karşıya geldiğiniz Gününüzle Sizi uyaran Elçiler gelmedi mi? Onlar: "Nefislerimize karşı Şehadet ederiz" derler. Dünya Hayatı Onları aldattı ve gerçekten Kafir olduklarına dair kendilerine karşı Şehadet ettiler.

006.131-       Bu, Halk’ı habersizken, Rabb'inin Ülkeleri Zulum ile Helak edici olmadığındandır.

006.132-       Yaptıkları dolayısıyla herbiri için Dereceler vardır. Rabb'in, Onların yaptıklarından Habersiz değildir.

006.133-       Rabb'in, Hiçbirşey’e İhtiyac’ı olmayan Rahmet Sahibi’dir. Dilerse Sizi giderir ve dilerse, Sizi bir başka Qawm’in Soyu’ndan ortaya çıkardığı gibi Yerinize bir başkasını getirir.

006.134-       Elbette, Size vadedilen  kesinliklegelecektir. Ve Siz aciz bırakacak değilsiniz.

006.135-       De ki: "Ey Qavmim, bütün yapabileceğinizi yapın.  Elbette Ben de yapıyorum. Bu Yurd’un Son’u, kimindir, bilip öğreneceksiniz. Gerçek şu ki Zalimler Kurtuluş’a ermiyeceklerdir."

006.136-       O'nun üretip türettiği Ekin ve Hayvanlar’dan Allah için de bir Pay ayırdılar, sonra kendi Zanlar’ınca: "Bu Allah'ındır, bu da Ortaklarımızındır."dediler. Kendi Ortakları için olan, Allah tarafına geçmez, ama Allah'a aid olan kendi Ortaklar’ının tarafına geçer. Ne kötü hükmediyorlar?

006.137-       Yine bunun gibi Onların Ortakları, Müşrikler’den çoğuna Çocuklar’ını Öldürmeyi süslü gösterdiler. Hem Onları Helak’e düşürmek, hem de kendi aleyhlerinde Dinler’ini karmakarışık kılmak için. Allah dileseydi bunu yapmazlardı. Sen Onlar’ı ve düzmekte oldukları İftiralar’ı bırak.

006.138-       Ve kendi Zanlar’ınca dediler ki: "Bu Hayvanlar ve Ekinler dokunulmazdır. Onları Bizim dilediklerimiz dışında başkası yiyemez. Hayvanlar’ın da Sırtlar’ı haram kılınmıştır." Öyle Hayvanlar da vardır ki, O'na İftira ederek Allah'ın İsmini anmazlar. Yalan yere iftira düzmekte olduklarından dolayı O, onlara Cezalar’ını verecektir.

006.139-       Bir de dediler ki: "Bu Hayvanlar’ın Karınları’nda olan, yalnızca Bizim Erkeklerimize aittir, Eşler’imize ise Haram’dır. Eğer o, Ölü doğarsa Onlar da bunda Ortak’dırlar." Allah, bu Düzmelerinin Ceza’sını verecektir. Elbette Allah Hakim'dir, Bilen'dir.

006.140-       Çocukla’rını hiçbir Bilgi’ye dayanmaksızın aqılsızca öldürenler ile Allah'a karşı Yalan yere iftira düzüp Allah'ın kendilerine Rızıq olarak verdiklerini Haram kılanlar elbette Hüsran’a uğramışlardır. Onlar, gerçekten şapmışlar ve Doğru Yol’u bulamamışlardır.

 

XVII         Müşriklerin adetleri: 141- 144

 

006.141-       Asmalı ve Asmasız Bahçeler’i, Hurmalar’ı ve Tadları Farklı Ekinleri, Zeytinleri ve Narları birbirne benzer ve benzemez yaratan O'dur. Ürün verdiğinde Ürün’ünden yiyin ve Hasad Günü de Hakk’ını verin. Çünkü O, İsraf edenler’i sevmez.

006.142-       Hayvanlar’dan Yük taşıyan ve Döşek yapılanlar’ı da. Allah'ın Size Rızıq olarak verdiklerinden yiyin ve Şeytanın Adımları’na uymayın. Çünkü o, Sizin için Apaçık bir Düşman’dır.

006.143-       Sekiz Çift, Koyun’dan da iki Keçi’den de iki.  De ki : "İki Erkeği mi Haram kıldı? Yoksa iki Dişi’yi mi, ya da o iki Dişi’nin Rahimleri’nin, kendisini kapsadığını mı? Eğer Doğru Sözlüler iseniz bana bir ilim’le haber verir."

006.144-       Deve’den de iki, Sığır’dan da iki. De ki: "İki Erkeği mi Haram kıldı? Yoksa ki Dişi’yi mi ya da o iki Dişi’nin Rahimlerinin kapsadığını mı? Yoksa Allah, bunları Sizlere Tavsiye ettiği zaman Siz Şahidler miydiniz?" Hiçbir Bilgi’ye dayanmaksızın İnsanları saptırmak için Allah'a karşı Yalan yere iftira düzenden daha Zalim kimdir? Şüphesiz Allah, Zalimler Topluluğu’nu Hidayet’e erdirmez.

 

XVIII        Haram yiyecekler:145-150

 

006.145-       De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin Yiyeceği için, Leş’i, dökülen Kan’ı, Domuz Eti ki bu gerçekten Murdar’dır ya da Allah'tan başkası Adına kesilmiş bir Fısq dışında Haram kılınmış bir Şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir İhtiyaç’la karşı karşıya kalırsa saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla. Şüphesiz Senin Rabb'in Gafur'dur, Rahim'dir.

006.146-       Yahudiler’e Her Tırnaklı'yı haram kıldık. Sığırlar’dan ve Koyunlar’dan, Sırtlar’ına veya Bağırsaklar’ına yapışan veya Kemiğe karışanlar dışında İç Yağları’nı da onlara Haram kıldık. Azgınlık ve Hakka Tecavüzde bulunmaları nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz elbette Sadık olanlar’ız.

006.147-       Şayet Seni yalanlayacak olurlarsa, de ki: "Rabbiniz Geniş Rahmet Sahibi’dir. O'nun şiddetli çarpması, Suçlular’dan geri çevrilemez."

006.148-       Şirk-koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne Biz Şirk koşardık, ne de Atalarımız ve hiçbir Şeyi Haram kılmazdık." Onlar’dan öncekiler de, Bizim Zorlu Azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda, Bize çıkarabileceğiniz bir İlim mi var? Siz ancak Zann’a uymaktasınız ve ancak Zann’la Yalan söylersiniz."

006.149-       De ki: "En Üstün/apaçık delil Allah'ındır. Eğer O dileseydi elbette tümünüzü Hidayet’e iletirdi."

006.150-       De ki: "Gerçekten Allah'ın bunu Haram kıldığına Şehadet edecek Şahidlerinizi getirin."Şayet Onlar, Şehadet edecek olurlarsa Sen Onlar’la birlikte Şehadet etme. Ayetlerimizi yalanlayanların ve Ahiret’e inanmayanların Hevalarına uyma. Onlar Rabb'lerine Denk tutmaktadırlar.

 

XIX           Hayata rehberlik eden kurallar 151-154

 

006.151-       De ki: "Gelin Size Rabb'inizin neleri Haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir Şey’i ortak koşmayın,  Anne Baba’ya İyilik edin, Yoksulluk’tan Dolayı Çocuklar’ınızı öldürmeyin. Sizin de, Onların da Rızıqlar’ını Biz vermekteyiz. Fuhuş’un Açığını da Gizli olanı’na da yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah'ın Haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla Size Tavsiye etti, umulur ki aqledsersiniz..

006.152-       "Yetim’in Malı’na O Ergirlik Çağı’na erişinceye kadar o en Güzel dışında yaklaşmayın. Ölçü’yü ve Tartı’yı Doğru olarak yapın. Hiçbir Nefs’e Gücünün kaldırabileceği dışında birşey yüklemeyin. Söylediğiniz zaman yakınınız dahi olsa  Adil olun. Allah'ın Ahdi’ne de Vefa gösterin. İşte bunlarla Size tavsiye etti. Umulur ki Öğüt alırsınız."

006.153-       Bu, Benim Dosdoğru olan Yol’umdur. Şu halde O’na uyun. Sizi O'nun Yolundan ayıracak Yollara uymayın. Bununla Size Tavsiye etti, umulur ki İttiqa edersiniz.

 

006.154-       Sonra Biz Musa'ya İyilik yapanlar’ın üzerinde (nimetini)  tamamlamak Herşey’i ayrı ayrı açıklamak ve bir Hidayet ve Rahmet olarak Kitab'ı verdik. Umulur ki Rabb'lerine kavuşacaklarına inanırlar.

 

XX Hedef:155-165

 

006.155-       Bu indirdiğimiz Mübarek bir Kitap’tır. Şu halde O’na uyun ve İttiqa edin. Umulur ki esirgenirsiniz.

006.156-       "Bizden önce Kitap yalnızca iki Topluluğa indirildi Biz ise Onların Ders gördüklerinden Habersisiz dememeniz,

006.157-       Ya da Kitap Bize de indirilse idi elbette onlar’dan daha çok Doğru Yol’da olurduk" dememeniz (için). İşte Size Rabb'inizden apaçık bir Belge bir Hidayet ve Rahmet gelmiştir. Allah'ın Ayetlerini yalanlayanlardan ve ondan alıkoyup çevirenden daha Zalim kimdir? Ayetlerimizden alıkoyup-çevirenlere bu Engelleme ve Çevirmelelerinden dolayı çok Çetin bir Azab’la  karşılık vereceğiz.

006.158-       Onlar kendilerine Melekler’in gelmesini mi ya da Rabb'inizin gelmesini mi veya Rabb'inizin bazı Ayetlerinin gelmesini mi gözlüyorlar? Rabb'inin Ayetleri’nden bazılarının geleceği Gün daha önce İman etmemişse veya İmanıyla bir Hayır kazanmamışsa hiç kimse’ye İmanı Yarar sağlamaz. De ki "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz."

006.159-       Gerçek şu ki Dinler’ini Parça Parça edip kendileri de grublaşanlar, Sen hiç bir Şey’de Onlar’dan değilsin . Onların işi ancak Allah'adır. Sonra  yaptıklarını kendilerine Haber verecektir.

006.160-       Kim bir İyilik’le gelirse kendisine bunun On katı vardır. Kim de bir Kötülük’le gelirse onun Mislinden başkasıyla cezalandırılmazlar ve onlar Haqsızlığa uğratılmazlar.

006.161-       De ki :"Rabb'im gerçekten Beni Doğru bir Yol’a iletti. Dimdik duran bir Din’e, İbrahim'in Hanif Dini’ne. O Müşrikler’den değildi ." müşriklerden değildido

006.162-       De ki: "Elbette benim Salat’ım, Nusuq’um, Dirim’im ve Ölüm’üm Alemler’in Rabb'i olan Allah'ındır."

006.163-       "Onun hiç bir Ortağı yoktur. Ben böyle emrolundum. Ve ben Müslüman olanların ilki’yim."

006.164-       De ki: "O herşeyin Rabb'i iken Ben Allah'an başka Rabb mi arayım? Hiç bir Nefis kendi aleyhine başkasını kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının Günahını taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabb'inizedir. O Size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz Şeyleri Haber verecektir.

006.165-       O Sizi Yeryüzü’nün Halifeleri kıldı ve Size verdikleriyle Sizi denemek için kiminizi kiminize göre Derecelerle yükseltti. Şüphesiz senin Rabb'n Sonuçlandırması pek Çabuk olandır ve şüphesiz O Gafur'dur, Rahim'dir.

 

 

Tertil I      Tertil II          Tertil III         Tertil IV         Tertil V          

Tertil VI   Tertil VII        Tertil VIII      Tertil IX         Tertil X

Tertil XI   Tertil XII        Tertil XIII

 

Medenî   Sureler  

 

Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)