I Tevhidin Galip Gelmesi :1-21
037.01- Saflar
halinde dizilenlere andolsun.
037.02- Haykırıp
sürükleyenlere,
037.03- Zikir
okumakta olanlara.
037.04- Hiç
tartışmasız Sizin İlahınız gerçekten Birdir.
037.05- Göklerin,
Yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabb'idir,
Doğularında Rabb'idir.
037.06- Elbette
Biz Dünya Göğünü Çekici bir
Süsle, Yıldızlarla süsleyip donattık.
037.07- Ve
İtaatten çıkmış Her Azgın Şeytandan
koruduk.
037.08- Ki
Onlar Mele i A'laya kulak verip dinleyemezler ve Onlar Her yandan kovulurlar.
037.09- Uzaklaştırılırlar.
Onlar için Kesintisiz bir Azab vardır.
037.10- Ancak
çalıp kapan olursa, artık Onu da delip geçen Yakıcı bir
Alev izler.
037.11- Şimdi
Onlara sor: "Yaradılış bakımından Onlar mı
daha Zorlu, yoksa Bizim
yarattıklarımız mı? Doğrusu Biz Onları
Cıvık yapışkan bir Çamurdan yarattık.
037.12- Hayır
Sen şaşırdın kaldın, Onlar ise alay ediyorlar.
037.13- Kendilerine
Öğüt verildiğinde Öğüt almıyorlar.
037.14- Bir
Ayet gördüklerinde de Alay konusu edinip eğleniyorlar.
037.15- "Bu
acıkça bir Büyüden başkası değildir." dediler.
037.16- "Biz
öldüğümüz, Toprak ve Kemik olduğumuz da mı gerçekten Biz mi
diriltilecek mişiz?"
037.17- "Veya
önceki Atalarımız da mı?"
037.18- De
ki: "Evet , üstelik Sizler Boyun bükmüş kimseler olarak."
II Hüküm :22-74
037.19- İşte
O yalnızca bir Çığlıktan ibarettir artık kendileri
bakıp durmaktadırlar.
037.20- Derler
ki: "Eywah Bize, Bu, Din Günü'dür."
037.21- Bu
Sizin yalanlamakta olduğunuz Ayırma Günü'dür.
037.22- Zulmedenleri,
Eşlerini ve tapmakta olduklarını biraraya getirip toplayın.
037.23- Allah'tan
başka (taptıklarını) artık Onları Cehennemin
Yoluna yöneltip götürün.
037.24- Ve
Onları durdurup tutuklayın, çünkü Onlar Sorguya çekileceklerdir.
037.25- Ne
oluyor Size birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?
037.26- Hayır
, bugün Onlar teslim olmuşlardır.
037.27- Kimi
kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
037.28- "Gerçekten
Sizler Bize Sağdan yana gelip yanaşıyordunuz" derler.
037.29- "Hayır"
derler, "Zaten Sizler Mümin
olanlar değildiniz."
037.30- "Bizim,
Sizin üzerinizde Zorlayıcı hiç bir Gücümüz yoktu, hayır Siz Azgın bir
Qawimdiniz."
037.31- Böylece
Rabb'imizin Sözü Haqq oldu. Hiç Tartışmasız
Tadıcılarız.
037.32- Evet
Biz Sizi azdırdık. Çünkü Biz de Azgın kimselerdik.
037.33- Artık
o Gün Onlar Azaba Ortaktırlar.
037.34- Doğrusu
Biz Suçlulara böyle yaparız.
037.35- Çünkü
Onlara " Allah'tan başka İlah yoktur" denildiği zaman
Büyüklük taslarlardı (istikbar).
037.36- Ve
derlerdi ki "Biz Deli bir Şair için İlahlarımızı
terk mi edeceğiz?"
037.37- Hayır
O Haqqı getirmiş ve Gönderilenler'i de
doğrulamıştı.
037.38- Hiç
Tartışmasız Siz Acıklı Azabı
tadıcılarsınız.
037.39- Yapmakta
olduklarınızdan başkasıyla
cezalandırılmayacaksınız.
037.40- Ancak
Muhlis olan Kullar başka.
037.41- İşte
Onlar; Onlar için bilinen bir Rızıq vardır.
037.42- Çeşitli
Meyveler. Onlar İkram görenlerdir.
037.43- Nimetlerle
donatılmış /Naim Bahçeler'de.
037.44- Birbirlerine
karşı Tahtlar üzerinde
037.45- Kaynaktan
(doldurulmuş) Kadehlerle çevrelerinde dolaşırlar.
037.46- Bembeyaz
İçenlere Lezzet.
037.47- Onda
ne bir Gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, Aqılları
çelinir.
037.48- Ve
yanlarında Bakışlarını yalnızca Eşlerine
çevirmiş İri Gözlü Kadınlar vardır.
037.49- Sanki
Onlar Saklı bir Yumurta gibi.
(çarpıcı ve pürüzsüz)
037.50- Böyleyken
kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
037.51- Onlardan
bir Sözcü der ki: "Benim bir Yakınım vardı."
037.52- Der
di ki: "Sen de gerçekten (dirilişi) Doğrulayanlardan
mısın?"
037.53- "Bizler
öldüğümüz, Toprak ve Kemikler olduğumuz da mı gerçekten Biz mi
sorguya çekilecekmişiz?"
037.54- (Konuşan
yanındakilere) Der ki: "Sizler biliyor musunuz?"
037.55- Derken
bakıverdi Onu Çılgınca yanan Ateşin tam ortasında gördü.
037.56- Dedi
ki: " Andolsun Allah'a. Neredeyse Beni de düşürecektin."
037.57- Eğer
Rabb'imin Nimeti olmasaydı elbette Ben de Hazır bulunanlardan
olacaktım.
037.58- Nasıl
Biz ölecek olanlar değil miymişiz?
037.59- Yalnızca
Birinci Ölümümüzden başka. Ve Biz Azaba da uğratılacak olanlar
da değil miymişiz?
037.60- Elbette
bu Asıl Büyük Kurtuluş ve Mutluluğun ta kendisidir.
037.61- Böylece
Çalışanlar da bunun bir benzeri için
çalışmalıdır.
037.62- Nasıl
böyle bir Konaklama mı Hayırlı yoksa Zakkum Ağacı
mı?
037.63- Doğrusu
Biz Onu Kafirler için bir Fitne
kıldık.
037.64- Elbette
o Çılgınca yanan bir Ateşin Dibinde bitip çıkar.
037.65- Onun
Tomurcukları Şeytanların
Başları gibidir.
037.66- Artık
Hiç tartışmasız Onlar Ondan yiyecekler, böylelikle
Karınlarını Ondan dolduracaklar.
037.67- Sonra
kendileri için Onun üzerinde Kaynar Su
karıştırılmış bir İçkileri de vardır.
037.68- Sonra
Onların dönecekleri Yer elbette Çılgınca Yanan Ateştir.
037.69- Çünkü
Onlar Atalarını da Sapık Kimseler olarak bulmuşlardı.
037.70- Kendileri
de Onların İzleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
037.71- Andolsun
Onlardan önce Evwwelkilerin Çoğu da sapmıştı.
037.72- Andolsun
Biz içlerinde Uyarıcılar
göndermiştik.
037.73- Uyarılanların
nasıl bir Sona uğradıklarına bir bak.
037.74- Ancak
Muhlis olan Kullar başka.
III Nuh ve İbrahim: 75-113
037.75- Andolsun
Nuh Bize seslenmişti de ne Güzel icabet etmiştik.
037.76- Onu
ve Ailesini o Büyük Üzüntüden kurtarmıştık.
037.77- Ve
Onun Soyunu, Onları da Baqi kıldık.
037.78- Sonra
gelenler arasında da Ona (Hayırlı ve şerefli bir isim)
bıraktık.
037.79- Alemler
içinde Selam olsun Nuha.
037.80- Gerçekten
Biz İhsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
037.81- Elbette
O Bizim Mü'min
Kullarımızdandı.
037.82- Sonra
diğerlerini Suda boğduk.
037.83- Doğrusu
İbrahim de Onun bir
Kolundandır.
037.84- Hani
O Rabb'ine Arınmış bir Qalble gelmişti.
037.85- Hani
Babasına ve Qawmine demişti ki: "Sizler neye
tapıyorsunuz?"
037.86- Birtakım
uydurma yalanlar için mi Allahtan başka İlahlar istiyorsunuz?
037.87- Alemlerin
Rabb'ı Konusundaki
Zannınız nedir?
037.88- Sonra
Yıldızlara bir göz attı.
037.89- "Doğrusu
Ben Hastayım." dedi.
037.90- Böylelikle
arkalarını çevirip Ondan kaçmaya başladılar.
037.91- Bunun
üzerine Onların İlahlarına sokulup. "Yemek yemiyor
musunuz?" dedi.
037.92- Size
ne oluyor ki konuşmuyorsunuz.
037.93- Derken
Onların üstüne yürüyüp Sağeliyle bir Darbe indirdi.
037.94- Çok
geçmeden birbirine geçmiş durumda kendisine yönelip geldiler.
037.95- Dedi
ki . "Yontmakta olduğunuz Şeylere mi tapıyorsunuz?"
037.96- Oysa
Sizi de yapmakta olduklarınızı da Allah
yaratmıştır.
037.97- Dediler
ki: " Onun için bir Bina inşa
edin de Onu Çılgınca yanan Ateşin içine atın."
037.98- Böylelikle
Ona bir Tuzak hazırlamak istediler. Oysa Biz Onları
Alçaltılmışlar kıldık
037.99- Dedi
ki: " Elbette Ben Rabb'ime gidiciyim. O beni Hidayete
eriştirecektir."
037.100- Rabb'im
Bana Salihlerden ( bir çocuk) Armağan et.
037.101- Biz
de Onu Halim bir Çocukla müjdeledik.
037.102- Böylece
Onun yanında koşabilecek
Çağa erişince "Oğlum" dedi ."Gerçekten
Ben Seni Rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak Sen ne
düşünüyorsun?" Dedi ki: "Babacığım
emrolunduğun Şeyi yap. İnşallah Beni Sabredenlerden
bulacaksın."
037.103- Sonunda
ikisi de Teslim oldular, Onu Alnı üzerine
yatırdı.
037.104- Biz
Ona "Ey İbrahim" diye
seslendik.
037.105- Gerçekten
Sen Rüyayı doğruladın. Elbette Biz İhsanda
bulunanları böyle ödüllendiririz.
037.106- Doğrusu
bu Apaçık bir İmtihan idi.
037.107- Ve
Ona Büyük bir Zibhi Fidye olarak
verdik.
037.108- Sonra
gelenler arasında Ona (hayırlı ve şerefli bir isim )
bıraktık.
037.109- İbrahim'e selam olsun.
037.110- Biz
İhsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
037.111- Elbette
O Bizim Mü'min Kullarımızdandı.
037.112- Biz
Ona Salihlerden bir Nebi olarak İshaq'ı
müjdeledik.
037.113- O'na
da İshaq'a da Bereketler
verdik. İkisinin Soyundan İhsanda bulunan da var, açıkça kendi
Nefsine zulmetmekte olanda.
IV Musa, İlyas, Lut: 114-138
037.114- Andolsun,
Biz Musa'ya ve Harun'a lutfettik.
037.115- Onları
ve Qawimlerini o Büyük Üzüntüden kurtardık.
037.116- Onlara
Yardım ettik, böylece Üstün gelenler Onlar oldular.
037.117- Ve
ikisine Anlatımı Açık Kitab verdik.
037.118- Onları
Dosdoğru olan Yola yönelttik.
037.119- Sonra
gelenler arasında da ikisine (şan) bıraktık.
037.120- Musa'ya ve Harun'a Selam olsun.
037.121- Elbette
Biz İhsanda bulunanları böyle ödüllendiriz.
037.122- Elbette
ikisi Bizim Mümin
Kullarımızdandırlar.
037.123- Gerçekten İlyas'da Gönderilenler'dendi.
037.124- Hani
kendi Qawmine demişti ki: "Siz ittiqa etmez misiniz?"
037.125- Siz
Ba'l'e tapıp da
Yaratıcıların en Güzelini mi bırakıyor sunuz?
037.126- Allah
ki, Sizin de Rabb'iniz, önceki Atalarınızın da Rabbi'dir.
037.127- Fakat
Onu yalanladılar. Bundan dolayı gerçekten Onlar Hazır
bulundurulacak olanlardır.
037.128- Ancak
Muhlis Kullar başka.
037.129- Sonra
gelenler arasında Ona ( şan) bıraktık.
037.130- İlyas'a da Selam olsun.
037.131- Elbette
Biz İhsanda Bulunanları böyle ödüllendiririz.
037.132- Elbette
O Bizim Mümin Kullarımızdandı.
037.133- Gerçekte
Lut da Gönderilenler'dendi.
037.134- Hani
Biz Onu ve Ailesini topluca kurtarmıştık.
037.135- Geride
bırakılanlar arasında bir Yaşlı Kadın dışında.
037.136- Sonra
geride kalanları Yerle bir ettik.
037.137- Siz
Onların üstünden elbette geçip gidiyorsunuz, Sabah vakti.
037.138- Ve
Geceleyin. Yine de aqıllanmayacak
mısınız?
V Yunus ve Peygamber'in zaferi:
139-182
(Bak: 2/Kalem 48-50
55/Yunus
98)
037.139- Elbette
Yunus da Gönrderilenler'dendi.
037.140- Hani
O Dolu bir Gemiye kaçmıştı.
037.141- Böylece
Kuraya katılmıştı da böylece Kaybedenlerden olmuştu.
037.142- Derken
Onu Balık yutmuştu. Oysa kendisi kınanmıştı.
037.143- Eğer
Tesbih edenlerden olmayaydı.
037.144- Onun
Karnında dirilip kaldırılacakları Güne kadar
kalakalmıştı.
037.145- Sonunda
O Hasta bir durumda iken Onu Çıplak bir Yere attık.
037.146- Ve
üzerine Sık Geniş Yapraklı türden bir Ağaç bitirdik.
037.147- Onu
Yüzbin olan veya daha da artan(Nufuz)a gönderdik.
037.148- Sonunda
Ona iman ettiler. Biz de Onları bir Süreye kadar
yararlandırdık.
037.149- Şimdi
Sen Onlara sor. "Kızlar Senin Rabb'inin, Erkekler Onların
mı?
037.150- Yoksa
Onlar Şahidlik etmekteyken Biz Melekleri Dişiler olarak mı
yarattık?
037.151- Dikkat
edin, gerçekten Onlar Düzdükleri Yalanlardan dolayı derler ki:
037.152- "Allah
doğurdu." Onlar elbette Yalan söyleyenlerdir.
037.153- Kızları
Erkeklere tercih mi etmiş?
037.154- Size
ne oluyor, nasıl hükmediyor sunuz?
037.155- Hiç
mi Öğüt alıp düşünmüyorsunuz?
037.156- Yoksa
Sizin apaçık olan İspatlı bir Deliliniz mi var?
037.157- Eğer
Doğru söyleyenler iseniz öyleyse getirin Kitabınızı.
037.158- Onlar
kendisi ile Cinler arasında bir
Soybağı kurdular. Oysa andolsun Cinler de Onların gerçekten
Hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir.
037.159- Onların
nitelendirmekte olduklarından Allah Yücedir.
037.160- Ancak
Muhlis Kullar başka.
037.161- Artık
Siz de tapmakta olduklarınız da .
037.162- Ona
karşı kimseyi Fitneye sürükleyecek olanlar değilsiniz.
037.163- Ancak
kendisi Çılgınca Yanan Ateşe girecek olan başka.
037.164- (Melekler
der ki:) "Bizden her birimiz için belli bir Maqam vardır.
037.165- Biziz
o Saflar halinde dizilmiş olanlar
gerçekten Biziz.
037.166- Biziz
o Tesbih edenler de gerçekten biziz.
037.167- Onlar,
her ne kadar şöyle diyor idiyseler de.
037.168- "Eğer
yanımızda öncekilerden bir Zikir bulunmuş olsaydı
037.169- Gerçekten
Bizler de Allah'ın Muhlis olan Kullarından olurduk.
037.170- Fakat
Onu tanımayıp küfrettiler, yakında bileceklerdir.
037.171- Andolsun
Gönderilen Kullarımıza Sözümüz geçmiştir.
037.172- Tartışmasız
Onlar elbette Nusret bulacaklardır.
037.173- Ve
elbette bizim Ordularımız üstün gelecek olan da onlardır.
037.174- Öyleyse
Sen bir Süreye kadar Onlardan yüz çevir.
037.175- Ve
Onları seyret. Onlar da yakında seyredeceklerdir.
037.176- Şimdi
Onlar Bizim Azabımızı mı Acele istiyorlar?
037.177- Fakat
Onların Sahasına indiği zaman Uyarılanların
Sabahı ne kadar da Kötü olur?
037.178- Sen
bir Süreye kadar Onlardan yüzçevir.
037.179- Ve
seyret. Onlar da yakında seyredeceklerdir.
037.180- İzzet
Sahibi olan Senin Rabb'in Onların nitelendirmekte olduklarından
Yücedir.
037.181- Gönderilenler'e
Selam olsun.
037.182- Ve
Alemlerin Rabb'i Allah'a da Hamd olsun.
I 1-11
1a 1-5
Felah Bulan Mü'minler
1b 6-9
İnsanlardan Bazıları ve iman eden istisna
1c 10-11 Allah'ın
Yaratışı
a (Bak: Bakara 1-5)
031.01- E.L.
M.
031.02- Bunlar
Hakim Kitab'ın Ayetleridir.
031.03- Muhsinlere
bir Hidayet ve bir Rahmettir.
031.04- Ki
Onlar Salatı kılarlar,
Zekatı verirler ve Ahiret'e
Kesinlikle inanırlar.
031.05- İşte
Onlar, Rabb'lerinden bir Hidayet üzerindedirler ve Onlar Felah
bulanlardır.
b
031.06- Bazı
İnsanlar, Hiç bir Bilgiye dayanmaksızın, Allah'ın
Yolundan saptırmak için Boş ve Amaçsız Sözü Satın alırlar ve Onu bir
Eğlence Konusu edinirler.İşte Onlar; Onlar için
Aşağılatıcı bir Azab vardır.
031.07- Ona
Ayetlerimiz okunduğunda, sanki Onları işitmiyormuş ve Kulaklarında
bir Ağırlık varmış gibi, Büyüklük taslayarak
(müstekbirce) Sırtını çevirir.
Artık Sen Ona Büyük bir Azap ile Müjde ver.
031.08- Gerçekten
İnanan ve Salih Eylemlerde bulunanlarsa; Onlar için Nimetlerle
donatılmış Bahçeler vardır.
031.09- Orada
Ebedî olarak Kalıcıdırlar. Allah'ın Waadi Haqqtır. O
Aziz'dir, Hakim'dir.
c
031.10- O
Gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu
görmektesiniz. Arzda da Sizi Sarsıntıya uğratır diye
sarsılmaz Dağlar bıraktı ve orada Her Canlıdan
türetip yayıverdi. Biz Gökten Su indirdik, böylelikle orada her Güzel
olan Çiftten bir Bitki bitirdik.
031.11- Bu
Allah'ın Yaratmasıdır. Şu halde Onun
dışında olanların Yaratıklarını Bana gösterin.
Hayır zulmetmekte olanlar Açıkça Sapıklık içindedirler.
II Lokman'ın
Nasihatları 12-19
031.12- Andolsun,
Biz Luqman'a "Allah'a
şükret" diye Hikmet verdik. Kim şükrederse, artık O, kendi
Nefsi Lehine şükreder. Kim de Küfre saparsa, artık (O) Gani'dir, Hamid'dir.
031.13- Hani Luqman Oğluna öğüt vererek demişti ki: "Ey
Oğlum Allah'a şirk
koşma. Şirk , gerçekten Büyük
bir Zulümdür.
031.14- Biz
İnsana Valideynini tawsiye ettik. Annesi Onu Zorluk üzerine zorlukla
taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması da,
İki Yıl içindedir. Hem Baba, hem de Anne ve Babana şükret,
Dönüş yalnız Banadır."
031.15- Bununla
birlikte Onların İkisi
hakkında bir Bilgin olmayan Şeyi Bana Şirk koşman için,
Sana karşı Çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda Onlara itaat etme
ve Dünya da Onlara Maruf üzere geçin ve Bana Gönülden yönelenin Yoluna uy.
Sonra Dönüşünüz yalnızca Banadır. Böylece Ben de Size yapmakta
olduklarınızı Haber vereceğim.
031.16- Ey
Oğlum, gerçekten bir Hardal Tanesi Ağırlığında
olsa da, ister bir Kaya Parçasından ya da Göklerde veya Yerde bulunsa
bile, Allah Onu getirir. Elbette Allah, Latif olandır,
Haberdar'dır.
031.17- Ey
Oğlum, Salatı kıl, Maruf olanı emret, Münker olandan
sakındır ve Sana İsabet edene karşı sabret. Çünkü
bunlar, azmedilmesi gereken İşlerdendir.
031.18- "İnsanlara
Yanağını çevirerek ve böbürlenmiş olarak Arzda yürüme.
Çünkü Allah, her Büyüklük taslayan Böbürleneni sevmez."
031.19- Yürüyüşünde
Orta bir Yol tut, Sesinden de kıs. Çünkü, Seslerin en Çirkin olanı
gerçekten Eşeklerin Sesidir."
III Allah'ın Kudreti 20-30
031.20- Görmüyor
musunuz ki, kuşkusuz Allah, Göklerde ve Yerde olanları Emrinize
Amade kılmış, Açık ve Gizli olsun Sizin üzerinizdeki
Nimetlerini genişletip tamamlamıştır. İnsanlardan
öyleleri vardır ki, Hiçbir İlme dayanmaksızın bir Yol
gösterici ve Aydınlatıcı bir Kitap da olmadan Allah konusunda
Mücadele edip durmaktadır.
031.21- Onlara,
"Allah'ın indirdiğine uyun" denildiğinde, derler ki:
"Hayır, Biz Atalarımızı üzerinde bulduğumuz
Şeye uyarız." Eğer Şeytan
Onları Çılgınca yanan Ateşin Azabına
çağırmışsa da mı?
031.22- Kim
İhsanda bulunan biri olarak Yüzünü Allah'a teslim ederse, artık
gerçekten O kopmayan bir Kulpa yapışmıştır. Bütün
İşlerin Sonu Allah'a varır.
031.23- Kim
de küfrederse, artık Onun Küfrü Seni Hüzne kaptırmasın.
Onların Dönüşü Bizedir, artık Biz de Onlara yapmakta
olduklarını Haber vereceğiz. Elbette Allah, Sinelerin Özünde
saklı olanı Bilen'dir.
031.24- Biz
Onları az olarak metalandırıp yararlandırız. Sonra da
Onları Ağır bir Azaba katlandırırız.
031.25- Andolsun
Onlara: "Gökleri ve Yeri kim yarattı?" diye soracak
olsan, tartışmasız
"Allah" diyecekler. De ki: "Hamd Allah'ındır."
Hayır, Onların çoğu bilmezler.
031.26- Göklerde
ve Yerde olanlar Allah'ındır.
Elbette Allah Gani'dir, Hamid'dir.
031.27- Eğer
Arzdaki Ağaçların Tümü Kalem ve Deniz de Onun ardından Yedi
Deniz daha eklenerek de olsa yine de Allah'ın Kelimeleri tükenmez. Elbette
Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
031.28- Sizin
yaratılmanız da, diriltilmeniz de yalnızca Tek bir Kişi
gibidir. Elbette Allah İşiten'dir, Gören'dir.
031.29- Görmüyor
musun ki, gerçekten Allah, Geceyi Gündüze bağlayıp katar.
Güneş ile Ayı da Emre amade kılmıştır. Her
biri, Adı konulmuş bir Süreye kadar
akıp gitmektedir. Allah yapmakta olduklarınzdan Haberdar'dır.
031.30- İşte
böyle. Elbette Allah, O Haqq'tır ve elbette O'nun dışında
tapmakta oldukları ise Batıl'dır. Kuşkusuz Allah Yüce'dir,
Büyük'ür.
IV Muhalefetin Sonu 31-34
031.31- Görmüyor
musun ki, Size Ayetlerinden göstermesi için, Gemiler Allah'ın Nimetiyle
Denizde akıp gitmektedir. Elbette bunda sabreden, şükreden için
gerçekten Ayetler vardır.
031.32- Onları
Kara Gölgeler gibi Dalgalar sarıverdiği zaman, Dini yalnızca
O'na Halis kılanlar olarak Allah'a yalvarıp yakarırlar. Böylece
Onları Karaya çıkarıp kurtarınca, artık Onlardan
bir kısmı Orta yolu tutuyor. Bizim Ayetlerimizi Gaddar Nankör
olandan başkası inkar etmez.
031.33- Ey
İnsanlar, Rabb'inizden sakının ve öyle bir Günün
Azabından çekinin ki, bir Baba Çocuğu için bir Şeyi
verebilicek değildir. Elbette Allah'ın Waadi Haqqtır.
Artık Dünya Hayatı Sizi aldatmaya sürüklemesin ve Aldatıcılar da Sizi Allah ile
aldatmasın.
031.34- Kuşkusuz
Saat'in İlmi O'nun katındadır. Yağmuru/Gaysı
yağdırır. Bilir Rahimlerde ne varsa. Hiçbir Kimse Yarın ne
kesbedeceğini idrak edemez ve idrak edemez hiçbir Nefis hangi Yerde
öleceğini de. Kuşkusuz Allah Bilen'dir, Haberdar'dır.
I Allah'ın Hükmü 1-9
034.01- Hamd
Göklerde ve Yerde olanları tümü kendisine ait olan
Allah'ındır. Ahiret'te Hamd O'nundur. Hakim'dir, Haberdar'dır.
034.02- Yerin
içine gireni Ondan çıkanı, Gökten ineni ve oraya çıkanı
bilir. O Gafur'dur, Rahim'dir.
034.03- Küfredenler
dediler ki: " Saat Bize gelmez ."De ki: "Gaybı bilen
Rabb'ime andolsun O elbette Size gelecektir. Göklerde ve Yerde Zerre
Ağırlığında hiç birşey Ondan uzakta kalmaz.
Bundan daha Küçük olanı da istisnasız Kesinlikle Açık bir
Kitaptadır."
034.04- İnanan
ve Salih Çalışmalarda bulunanları ödüllendirecek.
İşte Onlar Mağfiret ve Üstün Rızıq
Onlarındır.
034.05- Aciz
bırakmak için Ayetlerimiz Konusunda Çaba harcamış olanlar.
İşte Onlar, Onlara içinde İğrenç Acıklı bir Azab
vardır.
034.06- Kendilerine
İlim verilenler ise Rabb'inden Sana indirilenin Haqqın ta kendisi
olduğunu ve Üstün Güçlü Övülmeye layık olanın Yoluna yöneltip
ilettiğini görmektedirler.
034.07- Küfredenler
dediler ki: "Siz Darmadağın olup
dağıldığınızda gerçekten Sizin Yeni bir
Yaratılışta bulunacağınızı Size Haber
verilen bir Adamı gösterelim mi size ?
034.08- O Allah'a karşı Yalan mı düzüp
uyduruyorlar, yoksa kendisinde bir Delilik mi var? Hayır Ahiret'e
inanmayanlar Azabta ve Uzak bir Sapıklık içindedirler.
034.09- Onlar
Gökten ve Yerden önlerinde ve arkalarında olanı görmüyorlar
mı? Eğer Biz dilersek Onları Yerin Dibine geçirir ya da
Gökten üzerlerine Parçalar düşürürüz. Elbette bunda Gönülden yönelen bir
Kul için bir Ayet vardır.
II Nimet ve Felaket 10-21
034.10- Andolsun
Biz Davud'a
tarafımızdan bir Fadl verdik.
"Ey Dağlar Onunla birlikte Yankıyla Ses verin " ve
Kuşlara da. Ve O'na Demiri yumuşattık.
034.11- "Geniş
Zırhlar yap düzenli bir biçime sok, Siz de Salihce davranın.
Gerçekten Ben Sizin yapmakta olduklarınızı Görenim."
034.12- Süleyman içinde Sabah gidişi bir
Ay, Akşam dönüşü bir Ay olan Rüzgara; erimiş Bakır
Madenini Ona Sel gibi akıttık. Onun Eli altında Rabb'inin
İzniyle İş görmekte olan bir kısım Cinler de
vardı. Onlardan kim Bizim Emrimizden çıkıp sapacak olsa, Ona
Çılgın Ateşin Azabından taddırırdık.
034.13- O'na
dilediği şekilde Kaleler, Heykeller (ya da süsler), Havuz
Büyüklüğünde Çanaklar ve Yerinden sökülmeyen Kazanlar yaparlardı.
"Ey Davud Ailesi,
şükrederek çalışın." Kullarımdan
şükretmekte olanlar azdır.
034.14- Böylece
Onun Ölümüne karar verdiğimiz zaman Ölümünü Onlara Asasını
yemekte olan bir Ağaçkurdu'ndan/Dabbetu'l-Ard başkası haber
veren olmadı. Artık O Yere yıkılıp düşünce
açıkça ortaya çıktı ki şayet Cinler Gaybı bilmiş
olsalardı böylesine Aşağılatıcı bir Azab içinde
yaşamazlardı.
034.15- Andolun
Sebe'nin oturduğu Yerlerde de
bir Ayet vardır. Sağdan ve Soldan iki Bahçeliydi.
"Rabbinizin Rızqından yeyin ve O 'na şükredin. Güzel bir
Şehir ve Bağışlamakta olan bir Rabb.
034.16- Ancak
Onlar yüz çevirdiler. Böylece Biz de Onlara Arim Selini gönderdik. Ve
Onların İki Bahçesini Buruk Yemişli , Ilgın ve içinde az bir Şeyde
Sedir-ağacı olan İki Bahçeye dönüştürdük.
034.17- Böylece
nankörlük etmeleri dolayısıyle Onları cezalandırdık.
Biz Nankörlük edenden başkasını cezalandırır
mıyız?
034.18- Kendileriyle
içlerinde Bereketler kıldığımız Memleketler
arasında görünebilen Şehirler varettik. Ve orada Yürüme taqdir ettik
"Oralarda Geceleri ve Gündüzleri Güvenlik içinde gezip
dolaşın."
034.19- Onlar
ise "Rabb'imiz Seferlerimiz arasını aç" dediler ve kendi
Nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece Biz de Onları Efsaneler
kıldık ve Onları Darmadağın edip
dağıttık. Elbette bunda
çok Sabreden ve çok Şükreden herkes için gerçekten Ayetler vardır.
034.20- Andolsun
İblis kendileri hakkında
Zannını doğrulamış oldu, böylelikle İnanan bir Bölük dışında Onlar Ona
uymuş oldular.
034.21- Oysa
onun kendilerine karşı hiç bir Zorlayıcı Gücü yoktu; ancak
Biz Ahiret'e İnananı Ondan Kuşku içinde olandan ayırd
etmek için. Senin Rabb'in Herşeyin üzerinde Gözetici, Koruyucu
olandır.
III Müslümanların bir zaferi 22-30
034.22- De
ki "Allah'ın dışında öne sürdüklerinizi
çağırın. Onların Göklerde ve Yerde bir Zerre
Ağırlığınca
bile Güçleri yetmez; Onların bu ikisinde de hiç bir
Ortaklığı olmadığı gibi O'nun bunlardan hiçbir
Destekçi olanı da yoktur.
034.23- O'nun
katında kendisine İzin verdiği kimsenin dışında
Şefaati Yarar sağlamaz. En
sonunda Qalplerinden Korku giderilince " Rabb'iniz ne buyurdu?"
derler. "Haqq olanı" derler. O çok Yüce olandır ,çok Büyük
olandır.
034.24- De
ki : Sizi Göklerden ve Yerden rızıqlandıran kim? De ki:
"Allah, gerçekten ya Biz ya da Siz herhalde bir Hidayet üzerindeyiz veya
Apaçık bir Sapıklıkta."
034.25- De
ki: "Siz bizim işlemiş bulunduğumuz Suçtan sorulacak
değilsiniz ve Bizde Sizin yapmakta olduklarınızdan sorulacak
değiliz.
034.26- De
ki:"Rabb'imiz Bizi birarada toplayacak, sonra da Haqq ile
aramızı ayıracaktır. O Açan'dır (hakkla
batılın arasını), Bilen'dir.
034.27- De
ki: "Ona eklemekte olduğunuz Ortakları Bana gösterin".
Asla hayır. O Aziz ve Hakim olan
Allah'tır.
034.28- Biz
Seni ancak Bütün İnsanlara Müjdeci
ve bir Uyarıcı olarak
gönderdik. Ancak İnsanların çoğu bilmiyorlar.
034.29- Onlar
"Eğer Doğru söyleyenler iseniz bu Waad ne zamanmış?" derler.
034.30- De
ki:"Sizin için Belirlenmiş bir Gün vardır ki, Siz Ondan ne bir
an ertelenebilirsiniz, ne de öne alınabilirsiniz."
IV Batılın Rehberliği 31-36
034.31- Küfretmekte
olanlar dediler ki: "Biz kesin olarak ne bu Qur'an'a inanırız ne
de O'ndan öncekine. "Sen O zulmetmekte olanları Rabb'leri Huzurunda
Tutuklanmış olarak bir görsen, Sözü birbirine karşı evirip
çevirir. Mustaz'aflar Müstekbirlere derler ki "Eğer Sizler
olmasaydınız gerçekten Bizler Mü'minlerden olurduk."
034.32- İstikbar
edenler Mustaz'aflara dediler ki: "Size Hidayet gelmiş bulunduktan
sonra Sizi Biz mi Ondan alıkoyduk? Hayır Siz Mücrimlerdiniz."
034.33- Zaafa
uğratılanlar da İstikbar edenlere: "Hayır, Siz Gece
ve Gündüz Hileli Düzenler (kurup) Bizim Allah'ı İnkar etmemizi ve
O'na Eşler koşmamızı Bize emrediyordunuz." dediler.
Azabı gördüklerinde de Pişmanlıklarını saklarlar;
Biz de Küfredenlerin Boyunlarına Halkalar geçirdik. Onlar yapmakta
olduklarından başkasıyla mı
cezalandırılacaklardı?
034.34- Biz
hangi Ülkeye bir Uyarıcı gönderdikse, kesinlikle oranın Refah içinde
şımaran önde Gelenleri (mütrefin): "Gerçekten Biz, Sizin
kendisiyle gönderildiğiniz Şeyi tanımıyoruz."
demişlerdir.
034.35- Ve:
"Biz Mallar ve Evlatlar bakımından daha çoğunluktkayız
ve Biz Azaba uğratılacak değiliz." de demişlerdi.
034.36- De
ki:" Elbette Benim Rabb'im, Rızqı dilediğine
genişletir ve kısar da. Ancak İnsanların Çoğu
bilmiyorlar."
V Sahte ilahların biçareliği
37-45
034.37- Bizim
katımızda Sizi yaklaştıracak olan ne Mallarınız,
ne de Ewlatlarınızdır; ancak İnanıp Salih
Çalışmalarda bulunanlar başka. İşte Onlar; Onlar için
yapmakta olduklarına Karşılık olmak üzere kat kat Mükafat
vardır ve Onlar Yüksek Köşklerinde Güven içindedirler.
034.38- Aciz
bırakmak için Ayetlerimiz konusunda Çaba harcamakta olanlar, işte
Onlar da Azabın içinde hazır bulundurulmuşlardır.
034.39- De
ki :"Elbette benim Rabb'im Kullarından Rızqı
dilediğine genişletir ve Ona kısar da. Her neyi infaq
ederseniz, O Onun yerine bir başkasını verir. O Rızıq
verenlerin en Hayırlısıdır.
034.40- O
Gün Onların hepsini birarada toplayacak
sonra Meleklere diyecek ki: "Size tapmakta olanlar Bunlar
mıydı?"
034.41- Dediler
ki: "Sen Yücesin Bizim Welimiz Sensin, Onlar değil. Hayır
Onlar Cinlere tapmaktaydı ve çoğu Onlara
inanmışlardı.
034.42- Artık
Bugün bir kısmınızın bir kısmınıza Yarar ve
Zarar sağlamaya Gücü yetmez. Biz de Zulmedenlere deriz ki:
"Yalanlamakta olduğunuz Ateş Azabını
tadın."
034.43- Onlara
Apaçık olan Ayetlerimiz okunduğunda "Bu Sizin
Babalarınızın tapmakta olduklarından alıkoymak isteyen bir Adamdan
başkası değildir." dediler.
034.44- Oysa
Biz Onlara Ders alacakları Kitaplar vermemiştik ve kendilerine
Senden önce bir Uyarıcı da
göndermemiştik.
034.45- Kendilerinden
Öncekiler de yalanladı. Oysa bunlar öbürlerine verdiklerimizden onda
birine bile ulaşamamışlardı. Buna rağmen Elçilerimi
yalanladılar. Ancak Benim de İnkarım nasıl oldu?
VI Hakikat yükselecek 46-54
034.46- De
ki: "Size bir Tek Öğüt veriyorum. Allah için ikişer ikişer
ve teker teker Qıyam etmeniz sonra düşünmeniz; Sizin Sahibinizde
hiçbir Delilik/cinnet yoktur. O Size Şiddetli bir Azabın öncesinde
yalnızca Uyarıcı'dır.
034.47- De
ki: "Ben Sizden bir Ücret istemişsem artık o Sizin olsun. Benim
Ecrim yalnızca Allah'a aittir. O Herşeyin üzerinde Şahid
olandır.
034.48- De
ki: "Elbette Benim Rabb'im Haqqı (batılın beyni üstüne )
fırlatıp çarpar. O Gaybleri Bilen'dir."
034.49- De
ki: "Haqq geldi, Batıl ise ne
(ortaya) birşey çıkarabilir, ne de geri getirebilir."
034.50- De
ki: "Eğer Ben sapacak olsam, artık kendi Nefsim aleyhine
sapmış olurum, eğer Hidayeti bulacak olsam, bu da Rabb'imin
Bana wahyetmekte olduğu sayesindedir. Elbette O, İşiten'dir,
Yakın Olan'dır.
034.51- Sen
Onları Korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiç
bir Kaçış yoktur ve yakın bir yerden
yakalanıvermişlerdir.
034.52- "Biz
O'na inandık." derler. Ancak
Onlara Uzak bir Yerden El uzatmak nerede?
034.53- Oysa
daha önce Onu inkar etmişlerdi ,Onlar Uzak bir yerden Gayba atıp
tutuyorlardı.
034.54- Kendileriyle
istek duydukları Şeyler arasında Perde çekilmiştir daha
önce Benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü Onlar Kuşku
verici bir Tereddüd içinde idiler.
I Allah'a itaat: 1-9
039.01- Kitab'ın
indirilmesi Aziz ve Hakim Allah'tandır.
039.02- Elbette
Biz Sana bu Kitab'ı Haqq olarak indirdik. Öyleyse Sen de Dini
yalnızca Ona Halis kılarak
Allah'a ibadet et.
039.03- Haberin
olsun, Halis olan Din yalnızca Allah'ındır. Ondan başka
Weliler edinenler: "Biz bunlara Bizi Allah'a daha fazla
yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz. Elbette Allah, Kendi
aralarında üzerinde İhtilaf
ettikleri Şeylerin Hükmünü verecektir. Gerçekten Allah Yalancı
Kafir olan kimseyi Hidayete eriştirmez.
039.04- Eğer
Allah Çocuk edinmek isteseydi yarattıklarından dilediğini
elbette seçerdi. O Yücedir, O bir olan, Kahredici olan Allah'tır.
039.05- Gökleri
ve Yeri Haqq olarak yarattı. Geceyi Gündüzün üstüne sarıp örtüyor/
doluyor/ yuvarlıyor. Gündüzü de
Gecenin üstüne, sarıp örtüyor. Güneşe ve Aya da Boyun
eğdirdi. Her biri Adı konulmuş bir Ecele kadar akıp
gitmektedir. Haberin olsun Aziz ve Hakim olan O' dur.
039.06- Sizi
Tek bir Nefisten yarattı, sonra da Ondan kendi Eşini varetti. Ve Sizin için Davarlardan Sekiz Çift
indirdi. Sizi Annelerinizin Karınlarında Üç Karanlık içinde
bir Yaratılıştan sonra Yaratmakla yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur.
Mülkte O'nundur. Ondan başka İlah yoktur. Buna rağmen
nasıl döndürülüyorsunuz.
039.07- Eğer
küfredecek olursanız artık kesinlikle Allah Size karşı Hiç
bir İhtiyacı olmayandır. Ve O Kulları için Küfre
Rıza göstermez. Ve eğer şükrederseniz Sizin için Ondan Razı
olur. Hiç bir Günahkar bir başkasının Günah Yükünü yüklenmez. Sonra Rabbinize döndürülcekesiniz. Böylece
tapmakta olduklarınızı Size Haber verecektir. Hiç şüphe yok
O Sinelerin Özünde Saklı olanı Bilendir.
039.08- İnsana
bir Zarar dokunduğu zaman Gönülden katkısızca yönelmiş
olarak Rabb'ine dua eder. Sonra Ona kendinden bir Nimet verdiği zaman
daha önce Ona dua ettiğini unutur ve Onun Yolundan saptırmak
amacıyla Allaha Eşler koşmaya başlar. De ki:
"Küfrünle biraz metalanıp yararlan. Çünkü Sen Ateş
Halkı'ndansın.
039.09- Yoksa
O Gece Saatinde kalkıpta secde
ederek ve Qıyama durarak Gönülden İtaat eden Ahiret'ten
sakınan ve Rabb'inin Rahmetini umut eden midir? De ki: "Hiç
Bilenlerle Bilmeyenler bir olur mu? Hiç kuşkusuz Temiz akıl
Sahipleri Öğüt alıp düşünmektedir."
II
Mü'minlerle Kafirler 10-21
039.10- De
ki: "Ey İnanan Kullarım; Rabb'inizden ittiqa edin. Bu Dünyada
İyilik etmekte olanlar için bir İyilik vardır. Allah'ın
Arzı geniştir. Ancak Sabredenlere Ecirleri hesapsızca ödenir.
039.11- De
ki: "Ben Dini yalnızca O'na Halis kılarak Allaha ibadet
etmekle emrolundum."
039.12- "Ve
Ben Müslümanların ilki olmakla da emrolundum."
039.13- De
ki: "Ben Rabb'ime isyan ettiğim zaman Büyük bir Günün
Azabından korkmaktayım."
039.14- De
ki: "Ben Dinimi yalnızca Ona
Halis kılarak Allah'a ibadet ederim."
039.15- "Siz
de O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin. De ki: "Gerçekten
Hüsrana uğrayanlar Qıyamet Günü hem kendilerini hem de
Yakınlarını Hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun
bu Apaçık olan Hüsranın kendisidir.
039.16- Onların
üstlerinde Ateşten Katlamalı Tabakalar, altlarında da
Katlamalı Tabakalar vardır. İşte Allah, kendi
Kullarını bununla tehdid edip korkutuyor. Ey Kullarım öyleyse
Benden ittiqa edin.
039.17- Tağut'a
Kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a içten Yönelenler ise, Onlar için bir
Müjde vardır. Öyleyse Kullarıma Müjde ver.
039.18- Ki
Onlar, Sözü dinlerler ve en Güzeline uyarlar. İşte Onlar
Allah'ın kendilerini Hidayete ilettikleridir ve Onlar Temiz-akıl
Sahipleridir.
039.19- Azab
Sözü kendisi üzerine Haqq olmuş kimse mi? Ateşte olanı
artık Sen mi kurtaracaksın?
039.20 Ancak
Rabb'lerinden ittiqa edenler ise, Onlar için Yüksek Köşkler vardır,
Onların üstünde de Yüksek Köşkler Bina edilmiştir. Onların
altında Irmaklar akmaktadır. Allah'ın Waadi. Allah Waadinden
dönmez.
039.21- Görmüyor
musun, gerçekten Allah Gökten Su indirdi ve Onu Yerin içindeki Kaynaklara
yürütüp geçirdi. Sonra Onunla Çeşitli Renklerde Ekinler
çıkarmaktadır. Sonra kurumaya başlar, böylece Onu Kurumuş
Kırıntılar kılıyor. Elbette bunda, Temiz akıl
Sahipleri için gerçekten Öğüt alacak
bir Ders vardır.
III Kur'an Mükemmel bir rehberdir 22-31
039.22- Allah,
kimin Göğsünü İslam'a
açmışsa, artık O, Rabb'inden olan bir Nur üzerindedir,
değil mi? Fakat Allah'ın Zikrinden Qalpleri
katılaşmış olanların way haline. İşte
Onlar, Apaçık bir Sapıklık içindedirler.
039.23- Allah,
Müteşabih, İkişerli (Müsna) bir Kitap olarak Sözün en Güzelini
indirdi. Rabb'lerine karşı İçleri titreyerek Korku
duyanların Ondan Derileri ürperir. Sonra da Onların Derileri ve
Qalpleri Allah'ın Zikrine yumuşar yatışır.
İşte bu, Allah'ın Yol Göstermesidir, Onunla dilediğini
Hidayete eriştirir. Allah kimi saptırırsa, artık onun için
de bir Yol gösteren yoktur.
039.24- Qıyamet
Günü o Kötü Azaba karşı Yüzünü kim koruyabilecek? Ve Zalimlere
"kazanmakta olduklarınızı tadın " denmiştir.
039.25- Onlardan
Öncekiler de yalanladı, böylece Azab Onlara hiç şuurunda
olmadıkları bir yerden gelip çattı.
039.26- Artık
Allah, Onlara Dünya Hayatında Aşağılanmayı
taddırdı. Eğer bilmiş olsalardı, Ahiret'in Azabı
gerçekten daha Büyüktür.
039.27- Andolsun,
Biz bu Qur'an'da belki Öğüt alıp düşünürler diye, İnsanlar
için her bir Örnekten verdik.
039.28- Çarpıklığı olmayan Arapça bir Qur'an'dır. Umulur ki
ittiqa ederler.
039.29- Allah
bir Örnek verdi: Kendisi üzewrinde Uyumsuz ve Geçimsiz bulunan Sahipleri de çok
ortaklı olan bir Adam ile yalnızca bir Kişiye teslim olmuş
bir Adam/ köle. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd Allah'ındır.
Hayır Onların çoğu bilmiyorlar.
039.30- Gerçek
şu ki, Sen de öleceksin, Onlar da öleceklerdir.
039.31- Sonra
elbette Sizler, Qıyamet Günü Rabb'inizin Huzurunda
davalaşacaksınız.
039.32- Allah'a
karşı Yalan söyleyenlerden ve kendisine geldiğinde Doğruyu
yalanlayanlardan daha Zalim kimdir? Kafirler için Cehennemde bir Konaklama
yeri mi yok?
IV Muhalefet rüsvay olacak 32-41
039.33- Doğruyu
getiren ve Doğrulayanlara gelince, işte Onlar Muttaqi
olanlardır.
039.34- Rabb'leri
katında dileyecekleri Herşey Onlarındır. İşte
bu, İhsanda bulunanların Ödülüdür.
039.35- Çünkü
Allah, Onların yaptıklarının en Kötüsünü temizleyip-giderecek
ve yapmakta olduklarının en Güzeliyle Ecirlerini verecektir.
039.36- Allah
Kuluna Kafi değil mi? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar.
Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir Yol Gösterici
yoktur.
039.37- Allah,
kimi de Hidayete eriştirirse, Onun için bir Saptırıcı da
yoktur. Allah İntikam Sahibi, Aziz'dir.
039.38- Andolsun,
Onlara: "Gökleri ve Yeri kim yarattı?" diye soracak olsan,
elbette "Allah" diyecekler. De
ki: "Gördünüz mü haber verin,
Allah'tan başka tapmakta olduklarınız, eğer Allah Bana bir
Zarar dileyecek olsa, O'nun Zararını Onlar kaldırabilirler mi?
Ya da Bana bir Rahmet vermeyi istese,
O'nun Rahmetini Onlar önleyebilirler mi?" De ki: "Allah, Bana yeter.
tewekkül edecek olanlar, O'na Tewekkül etsinler."
039.39- De
ki:"Ey Qawmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapıp edin.
Hiç Kuşkuzuz Ben de yapıp
edenim. Artık yakında öğreneceksiniz."
039.40- Kendisini
Aşağılık kılan kime geliyor ve Kesintisiz Azab kimin
üzerine çöküp kaçınılmaz oluyor?
039.41- Elbette
Sana Biz Kitab'ı İnsanlar için Haqq olmak üzere indirdik. Artık
kim Hidayete erişirse, bu kendi Nefsi lehinedir, kim de saparsa, O da
kendi aleyhine sapmış olur. Sen Onların üzerinde bir Wekil
değilsin.
V Azap gelecek 42-52
039.42- Allah,
Ölümleri vaktinde Canlarını alır, ölmeyeni de Uykusunda.
Böylece, kendisi üzerinde Ölüm Qararı verilmiş olanı tutar,
öbürüsünü de Adı konulmuş bir Ecele kadar salıverir. Elbette
bunda düşünen bir Qawim için gerçekten Ayetler vardır.
039.43- Yoksa
Allah'tan başka Şefaat ediciler mi edindiler? De ki: "Ya Onlar,
Hiç bir Şeye Malik değillerse ve aqletmiyorlarsa da mı?"
039.44- De
ki: "Şefaatin Tümü Allah'ındır. Göklerin ve Yerin Mülkü
O'nundur. Sonra da O'na döndürüleceksiniz."
039.45- Sadece
Allah anıldığı zaman, Ahiret'e inanmayanların Qalbi Öfkeyle
kabarır. Oysa O'ndan başkaları anıldığında
ise, hemen Sevince kapılır."
039.46- De
ki "Ey Gökleri ve Yeri yaratan, Gaybı da Müşahade edileni de
bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri Şeylerde,
Kullarının arasında Sen hükmedeceksin."
039.47- Eğer
Arzda olanların tümü ve bununla birlikte bir katı daha Zalimlerin
olmuş olsaydı, Qıyamet Günü o Kötü Azabdan gerçekten
bunları Fidye olarak verirlerdi. Oysa, Onların hiç Hesaba
katmadıkları Şeyler, Allah'tan kendileri için Açığa
çıkmıştır.
039.48- Kazanmakta
oldukları Kötülükler, kendileri
için Açığa çıkmıştır ve Alay konusu edindikleri
Şeyde kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
039.49- İnsana
bir Zarar dokunduğu zaman, Bize dua eder, sonra tarafımızdan Ona
bir Rahmet İhsan ettiğimizde, der ki: "Bu, Bana ancak bir Bilgi
dolayısıyla verildi. "Hayır, bu Fitnedir. Ancak
Onların çoğu bilmiyorlar.
039.50- Bunu
kendilerinden Öncekiler de söylemişti, ama kazandıkları
Şeyler Onlara hiçbir yarar sağlamadı.
039.51- Böylece,
kazandıkları Kötülükler Onlara İsabet etti. Bunlardan
Zulmetmiş olanlara da, kazanmakta oldukları Kötülükler isabet
edecekdir. Ve Onlar Aciz bırakacaklar da değildirler.
039.52- Onlar
bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah, dilediğine Rızqı
genişletip yayar ve kısar da. Elbette bunda, inanmakta olan bir Qawim
için gerçekten Ayetler vardır.
VI İlahi Rahmet 53-63
039.53- De
ki: "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere Ölçüyü taşıran
Kullarım. Allah'ın Rahmetinden Umut kesmeyin. Elbette Allah, bütün
Günahları bağışlar. Çünkü O, Gafur'dur, Rahim'dir."
039.54- Azap
size gelip çatmadan önce, Rabb'inize yönelip dönün ve O'na teslim olun. Sonra
size Yardım da edilmez.
039.55- Rabb'inizden,
Size indirilenin en Güzeline uyun, Siz hiç şuurunda değilken Azab
Size gelip çatmadan önce.
039.56- Kişinin
şöyle diyeceği (gün): "Allah yanında
yaptığım Kusurlarımdan dolayı Yazıklar olsun,
doğrusu Ben, Alay edenlerdendim."
039.57- Veya:
"Gerçekten Allah Bana Hidayet verseydi, elbette Muttaqilerden
olurdum" diyeceği Gün.
039.58- Ya
da Azabı gördüğü zaman: "Benim için bir kere daha olsaydı
da İhsan edenlerden olsaydım."
039.59- "Hayır,
benim Ayetlerim Sana gelmişti, fakat Sen Onları yalanladın,
Büyüklüğe kapıldın ve Kafirlerden oldun."
039.60- Qıyamet
Günü, Allah'a karşı Yalan söyleyenlerin Yüzlerinin Kapkara
olduğunu görürsün. Büyüklenenler için Cehennemde bir Konaklama Yeri mi
yok?"
039.61- Allah,
Taqwa Sahiplerini Zafere ulaşmaları dolayısıyla
kurtarır. Onlara Kötülük dokunmaz ve Onlar Hüzne
kapılmayacaktır."
039.62- Allah,
Herşeyin Yaratıcısıdır.O, Herşey üzerinde
Wekildir.
039.63- Göklerin
ve Yerin Anahtarları O'nundur. Allah'ın Ayetlerine küfredenler ise
işte Onlar Hüsrana uğrayanlardır.
VII Son Hüküm 64-70
039.64- De
ki:" Ey Cahiller, Bana
Allah'ın dışında bir başkasına mı Kulluk
etmemi emrediyorsunuz?"
039.65- Andolsun,
Sana ve Senden öncekilere wahyolundu ki: "Eğer Şirk
koşacak olursan, elbette Senin Amellerin boşa çıkacak ve
elbette Sen, Hüsrana uğrayanlardan olacaksın.
039.66- "Hayır,
artık Allah'a kulluk et ve Şükredenlerden ol."
039.67- Onlar,
Allah'ın Qadrini Haqqıyla taqdir edemediler. Oysa Qıyamet Günü
yer, bütünüyle O'nun Avucundadır. Gökler de Sağeliyle dürülüp bükülmüştür. O, Onların
Şirk koşmakta olduklarından Münezzehtir.
039.68- Sur'a
üfürüldü, böylece Allah'ın diledikleri dışında, Göklerde
ve Yerde olanlar çarpılıp yıkılıverdi. Sonra bir daha
Ona üfürüldü, artık Onlar ayağa kalkmış durumda
gözetliyorlar.
039.69- Yer,
Rabb'inin Nuruyla parıldadı. Kitap kondu. Peygamberler ve
Şahidler getirildi ve aralarında
Haqq ve Hüküm verildi, Onlar Haqsızlığa
uğratılmazlar
039.70- Her
bir Nefse yaptığının Tam
Karşılığı verildi. O, Onların işlemekte
olduklarını daha İyi bilendir.
VIII Her Zümrenin Akıbeti 71-75
039.71- Küfredenler,
Cehenneme Bölüm Bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, onun
Kapıları açıldı ve onlara Bekçileri dedi ki: "Size
Rabb'inizin Ayetlerini okuyan ve Bugünle
karşılaşacağınızı sizi uyaran Peygamberler gelmedi mi size?
Onlar: "Evet" dediler. Ancak Azab Kelimesi Kafirlerin üzerine Haqq
oldu.
039.72- Dediler
ki: "İçinde Ebedî Kalıcılar olarak Cehennemin
Kapılarından girin. Büyüklüğe kapılanların Konaklama
Yeri ne Kötüdür."
039.73- Rabb'lerinden
ittiqa edenler de, Cennete Bölük Bölük
sevkedildiler. Sonunda oraya geldiklerinde onun Kapıları
açıldı ve onlara Bekçileri dedi ki: "Selam üzerinizde olsun,
Hoş ve Temiz geldiniz. Ebedî kalıcılarak olarak ona girin."
039.74- Dediler
ki: "Bize olan Waadinizde sadık kalan ve bizi bu yere Mirascı kılan
Allah'a hamdolsun ki, Cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz.
Çalışmalarda bulunanların Ecri ne Güzeldir.
039.75- Melekleri
de Arşın Etrafını
çevirmişler olarak Rabb'leri Hamd ile tesbih ettiklerini görürsün.
Aralarında Haqq ile hüküm verilmiştir ve: "Alemlerin Rabb'ine
hamdolsun" denilmiştir.
Tertil I Tertil II Tertil III Tertil IV Tertil V
Tertil VI Tertil VII Tertil VIII Tertil
IX Tertil X
Tertil XI Tertil XII Tertil XIII
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)