Mekkî  Wahy

/Tertil XII

 

 

 076.071/NUH

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

                                                               

I Nuh'un İrşadı 1-20

 

071.01-         Elbette Biz Nuh'u "Qawm’ini, Onlara Acıklı bir Azab gelmeden önce uyar" diye kendi Qawm’ine gönderdik.

071.02-         O da dedi ki: "Ey Qawm’im, gerçek şu ki, Ben Size Apaçık bir Uyarıcı'yım.

071.03-         "Allah'a kulluk edin. O'ndan ittiqa edin ve O'na itaat edin."

071.04-         "Sizin Günahlar’ınızı bağışlar ve Sizi Adı konulmuş bir Ecel’e kadar erteler. Elbette Allah'ın Eceli geldiği zaman, O ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız."

071.05-         Dedi ki: "Rabb'im, gerçekten Ben Qawm’imi Gece ve Gündüz çağırdım."

071.06          "Fakat Benim çağırmam, bir Kaçıştan başkasını artırmadı."

071.07-         "Doğrusu Ben, Senin Onları bağışlaman için her Davet’imde, Onlar Parmaklar’ını Kulaklar’ına tıkadılar. Örtüler’ini Başlar’ına çektiler ve İstikbar ettikce İstikbar ettiler."

071.08          "Sonra Ben Onları Açıktan açığa da davet ettim."

071.09-         "Daha sonra Onlara açıkca duyurdum ve kendilerine Gizli gizli Yollar’la yanaşmak istedim."

071.10-         "Bundan böyle" dedim. "Rabb'inizden Mağfiret isteyin. Çünkü gerçekten O  Çokgafur'dur.

071.11-         "Üzerinize Gök’ten Sağanak sağdırsın."

071.12-         "Size Mallar ve Çocuklar’la Yardım’da bulunsun. Size Bahçeler ve Irmaklar da versin."

071.13-         "Size ne oluyor ki, Allah'tan bir Vekar’ı ummuyorsunuz?"

071.14-         "Oysa O, sizi gerçekten Tavır tavır yaratmıştır."

071.15-         "Görmüyor musunuz, Allah Yedi Göğü birbirleriyle bir Uyum içinde yaratmıştır."

071.16-         "Ve Ay’ı da bunlar içinde bir Nur olarak kılmış, Güneş’i de bir Kandil yapmıştır."

071.17-         Allah, Sizi Yer’den bir Bitki gibi bitirti."

071.18-         "Sonra Sizi yine onda geri çevirecek ve Sizi bir Çıkarış’la çıkaracaktır."

071.19-         "Allah, Yer’i Sizin için bir Yaygı kıldı."

071.20-         "Öyle ki, Onun içinde Geniş Yollar’ında dolaşasınız, diye."

 

II   Nuh'un Duası: 21-28

 

071.21-         Nuh: "Rabb'im, gerçekten Onlar Bana İsyan, Mal ve Çocuklar’ı kendisine Kayıp’tan başka bir Şey’i artırmayan kimseler’e uydular."

071.22-         "Ve Büyük Hileli Düzenler kurdular."

071.23-         "Ve dediler ki: Kendi İlahlar’ınızı bırakmayın;  Wedd'i, Suwa'yı, Yeğus'u, Ye'uk'u, Nesr'i."

071.24-         "Böylece Onlar, çoğu Kimseyi saptırdılar. Sen de o Zalimler’e Sapıklık’tan başkasını artırma."

071.25-         Bunlar, Hatalar’ı dolayısıyla Su’da boğuldular. Sonra Ateş’e sokuldular. O zaman da Allah'ın dışında hiçbir Yardımcı bulamadılar.

071.26-         Nuh: "Rabb'im,Arz’da Kafirler’den Yurt edinen kimseyi bırakma!" dedi.

071.27-         "Çünkü Sen Onları bırakacak olursan, Senin Kullar’ını saptırırlar ve Onlar Facir Kafir’den başkasını doğurmazlar."

071.28-         "Rabb'im, Beni, Annemi Babamı, Mü'min olarak Evime gireni, İman eden Erkekleri ve Kadınları bağışla. Zalimler’e de Yıkım’dan başkasını artırma!"

 

 

077.014 İBRAHİM

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

                                                                   

I Karanlıktan Aydınlığa 1-6

 

014.01-         Elif Lam Ra. Bu bir Kitap'tır ki Rabb'inin İzni’yle İnsanlar’ı Karanlıklar’dan Nur’a, o Aziz ve Hamid olan’ın Yolu’na çıkarman için  O’nu Sana indirdik.

014.02-         O Allah ki Gökler’de ve Yer’de ne varsa O'nundur. Şiddetli Azab dolayısıyla way Küfredenler’e

014.03-         Onlar Dünya Hayatı’nı Ahiret'e karşı severler, Allah Yolu’ndan engellerler ve onda Çarpıklık ararlar. İşte Onlar, Uzak bir Sapıklık içindedirler.

014.04-         Biz Hiç bir Elçi'yi kendi Qavm’inin Dil’inden başkasıyla göndermedik ki, Onlar’a Apaçık anlatsın. Böylece Allah dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini Hidayet’e yöneltip iletir. O Aziz'dir, Hakim'dir.

 

014.05-         Andolsun ki Musa'yı Qawm’ini Karanlıklar’dan Nur’a çıkarır ve Onlar’a Allah'ın Günleri’ni hatırlat diye Ayetler’imizi  göndermiştik. Elbette bunda Sabreden ve Şükreden Herkes için Ayetler var’dır.

014.06-         Hani Musa Qavm’ine şöyle demişti: "Allah'ın üzerinizdeki Ni’met’ini hatırlayın, hani O Sizi Fir'awn Âl’inden kurtarmıştı. Onlar Sizi en Dayanılmaz İşkenceler’e uğratıyor Kadınlar’ınızı Sağ bırakıp Erkek Çocuklar’ınızı boğazlıyorlardı. Bunda Sizin için Rabb'inizden Büyük bir Sınav vardır.

 

II           Hakikatin Önce Reddi 7-12

 

014.07-         Rabb'iniz şöyle buyurmuştu. "Andolsun eğer şükrederseniz gerçekten Size artırırım ve andolsun eğer küfrederseniz elbette Benim Azab’ım Pek Şiddetli’dir".

014.08-         Musa  demişti ki :"Eğer Siz ve Arzdakiler’in Tümü küfredecek olsanız bile elbette Allah Hiçbir Şey’e Muhtaç değildir. Öğülmüş’tür."

014.09-         Sizden öncekilerin Nuh Qawm’inin Ad ile Semud ile Onlar’dan sonra gelenler’in Haber’i Size gelmedi mi? Ki Onlar’ı Allah'tan başkası bilmez. Elçiler’i Onlar’a Apaçık Belgeler’le gelmişlerdi  de:  Eller’ini Ağızlar’ına ittiler ve dediler ki: " Tartışmasız Biz Sizin kendisiyle gönderildiğiniz Şeyler’i inkar ettik ve Bizi kendisine çağırmakta olduğunuz Şey’den de gerçekten Kuşku verici bir Tereddüt içindeyiz."

014.10-         Elçiler’i dedi ki: "Allah konusunda ki Şüphe etme. O Gökler’i ve Yer’i Yaratan’dır. O Sizi Günahlar’ını bağışlamak için Dawet etmekte ve Sizi Ad’ı korulmuş bir Süre’ye kadar ertelemektedir. Dediler ki:  "Siz Bizim benzerimiz olan birer Beşer’den başkası değilsiniz. Siz Bizi Babalar’ımızın tapmakta olduklarından çevirip engellemek istemektesiniz. Öyleyse Bize apaçık olan İspatlayıcı bir Delil getirin.

014.11-         Elçiler’i Onlar’a dedi ki: "Doğrusu Biz Sizin gibi yalnızca bir Beşer’iz. Ancak Allah Kullar’ından dilediğine lutfeder. Allah'ın İzni olmaksızın Size bir Delil getirmemiz Bizim için olacak Şey değil. Mü'minler ancak Allah'a       Tewekkül etmelidirler."

014.12-         "Bize ne oluyor ki, Allah'a  tewekkül etmeyelim? Bize Doğru Yolları O göstermiştir. Ve elbette Bize yapmakta olduğumuz İşkenceler’e karşı sabredeceğiz. Tewekkül edenler Allah'a tewekkül etmelidirler."

 

III Muhalefetin Yok olması 13-21

 

014.13-         Küfredenler Elçiler'ine dediler ki: "Hiç tartışmasız Sizi kendi Toprağımızdan süreceğiz ya da Din’imize döneceksiniz." Böylelikle Rabb'leri kendilerine wahyetti ki: "Elbette Biz Zulmedenler’i helak edeceğiz."

014.14-         Ve Onlar’dan sonra Sizi o Arz’a elbette yerleştireceğiz işte bu Maqam’ımdan korkana ve Wa’d’imden korkana ait.

                                  

014.15-         Fetih istediler. Her Zorba İnatcı Bozgun’a uğrayıp yok olup gitti.

014.16-         Önünde Cehennem var’dır ve İrinli Su’dan içirilecektir.

014.17-         Yutkunma’ya çabalayacak ve Boğaz’ından geçirmeyi başaramayacaktır ve Ona her yandan Ölüm gelecek oysa ölmeyecek de. Ardından daha Katı bir Azab olacak.

014.18-         Rabb’lerine Küfredenler’in Durumu şudur. Onlar’ın yaptıkları Fırtınalı bir Gün’de Rüzgar’ın Şiddetle savurduğu bir Kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir Şey’e güçyetiremezler. İşte Uzak bir Sapıklık budur.

014.19-         Allah'ın Gökter’i ve Yer’i Haqq ile yarattığını görmüyor musunuz? Dilerse Sizi giderir yokeder ve Yeni bir Yaratılış getirir.

014.20-         Bu Allah'a göre Güç değil’dir.

014.21-         Onların Tümü toplanıp Allah'ın Huzuru’na çıktılar da Müstaz’aflar Müstekbirler’e dediler ki:  "Elbette Biz Size tabi idik, şimdi Siz Biz’den Allah'ın Azabı’ndan herhangi bir Şey’i önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Allah Bize Doğru Yolu gösterseydi Biz de Sizler’e Doğru Yol’u gösterdik. Şimdi Bizler yakınsak da sabretsekte Bize göre bir’dir. Bizim için kaçacak hiçbir Yer yok’tur."

 

IV  Hakkın desteklenmesi 22-27

 

014.22-         İş Hükm’e bağlanıp bitince Şeytan der ki: "Doğrusu Allah Size gerçek olan Wadi wadetti. Ben de Size wadettim ama Size Yalan söyledim. Benim Size Zorlayıcı bir Güc’üm yoktu.Yalnızca Sizi çağırdım Siz de Bana icabet ettiniz. Öyleyse Beni kınamayın Siz kendinizi kınayın. Ben Sizi kurtaracak değilim, Siz de Beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce Beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki Zalimler’e Acıklı bir Azab var’dır.

014.23-         İnanan  ve Salih Davranışlar’da bulunanlar Rabb'lerinin İzni’yle altından Irmaklar akan içinde Ebedî kalacakları Bahçeler'e konulmuşlardır. Orda birbirlerine olan Dirlik Temennileri "Selam"dır.

014.24-         Görmedin mi ki Allah nasıl bir Örnek vermiştir. Güzel bir Söz Güzel bir Ağaç gibi’dir ki onun Kökü Sabit Dal’ı ise Gök’tedir

014.25-         Rabb'inin İzni’yle Her Zaman Yemiş’ini verir. Allah İnsanlar için örnekler verir, umulur ki Onlar Öğüt alıp düşünürler.

014.26-         Kötü bir Söz’ün Örneği ise Kötü bir Ağaç gibidir. Onun Kök’ü Yer’in üstünden sökülmüş kararı kalmamıştır.

014.27-         Allah İnananlar’ı Dünya Hayatı’nda da Ahiret'te de Sapasağlam Söz’de sabit kılar. Zalimler’i de şaptırır. Allah diledğini yapar.

 

V            İnsanın zulmü 28-34

 

014.28-         Allah'ın Ni’met’ini Küfr’e değiştirenleri ve Qavimler’ini Yıkım ve Azab Yurdu’na konduranları görmedin mi?

014.29-         Cehennem’dir. Ona yaslanırlar ne Kötü bir Karar Yeri’dir o.

014.30-         O'nun Yol’undan saptırmak için Allah'a Eşler koştular. De ki: "Yararlanın. Çünkü elbette Sizin varışınız Ateş'edir.

014.31-         İnanan Kullar’ıma söyle. Onda Alışveriş’in ve Dostluğun olmadığı o Gün gelmezden önce  Salat’ı kılsınlar ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden Gizli ve Açık infaq etsinler.

014.32-         Allah Gökler’i ve Yer’i yaratan ve Gök’ten Su indiriqp O’nunla Size Rızıq olarak Türlü Ürünler çıkarandır. Ve O’nun Emr’iyle Gemiler’i Deniz’de yüzmeleri için Size Emr’e amade kılandır.  Irmaklar’ı da Size Emre Amade kılan’dır.

014.33-         Güneş’i ve Ay’ı da Hareketler’inde Sürekli Emr’inize Amade kılan, Gece’yi ve Gündüz’ü de Emr’e Amade kılandır.

014.34-         Ve Size her istediğiniz Şey’i verdi. Eğer Allah'ın Ni’met’ini saymaya kalkışırsanız O’nu saymaya güçyetiremezsiniz. Gerçek şu ki İnsan pek Zalim , pek Nankör’dür.

 

VI  İbrahim'in duası 35-41

 

014.35-         Hani İbrahim şöyle demişti: "Bu Şehr’i Güvenli kıl, Beni ve Çocuklar’ımı Putlar’a kulluketmekten uzak tut."

014.36-         Rabb'im gerçekten Onlar İnsanlar’dan birçoğunu şaşırtıp saptırdı. Bundan böyle kim Bana uyarsa artık O Ben’dendir. Kim de Bana İsyan edense kuşkusuz Sen Gafur, Rahim'sin.

014.37-         Rabb'imiz, gerçekten Ben Çocuklar’ımından bir kısmını Beyt-I Haram yanında Ekinsiz bir Wadi’ye yerleştirdim. Rabb'imiz Salat’ı kılsınlar diye. Böylelikle senin İnsanlar’ın bir Kısmının Qalpler’ini onlar’a ilgi duyar kıl ve Onlar’ı bir takım Ürünler’den rızıqlandır, umulur ki  şükrederler.

014.38-         Rabb'imiz elbette Sen Bizim saklı tuuttuklarımızı da açığa vurduklarımızı da bilmektesin. Yer’de ve Gök’te Hiçbir Şey Allah'a Gizli kalmaz.

014.39-         Hamd Allah'a aittir ki o, Bana İhtiyarlığa rağmen İsmail'i ve İshaq'ı Armağan etti, elbette Benim Rabb'im gerçekten Dua’yı İşiten'dir.

014.40-         Rabb'im Beni Salat’ı Sürekli olan kıl, Soy’umdan olanları da. Rabb'imiz Duamı qabul buyur.

014.41-         Rabb'imiz Hesab’ın yapılacağı Gün Beni Valideyn’imi ve Müminler’i bağışla.

 

VII            Muhalefetin akıbeti 42-52

 

014.42-         Allah'ı sakın Zulmedenler’in yaptıklarından Habersiz sanma. Onlar’ı yalnızca Gözler’in Dehşetle belireceyi bir Gün’ü ertelemekter.

014.43-         Başlar’ını dikerek koşarlar. Gözler’i kendilerine dönüp çevrilmezler. Qalpler’i de Bomboş’tur.

014.44-         Azab’ın kendilerine geleceği Gün İnsanlar’ı uyar ki Zulmedenler şöyle diyecekler: "Bizi Yakın bir Süre’ye kadar ertele ki Senin Çağrı’na cevap verelim ve Elçiler'e uyalım. Oysa daha önce kendiniz için Hiçbir Son bulma yok’tur diye and içenler Sizler değil mi idiniz?

014.45-         Siz kendi Nefisler’ine Zulmedenler’in yerleştikleri Yerlerde yerleştiniz. Onlar’a ne yaptığımız Size açıklanmıştı. Ve Size Örnekler vermiştik.

014.46-         Gerçek şu ki Onlar Hileli Düzenler kurdular ve oysa Onlar’ın Düzenleri Dağlar’ı Yerlerinden oynatacak ta olsa Allah katında Onlar’a hazırlanmış Düzen var’dır.

014.47-         Allah'ı sakın Elçiler’ine verdiği Söz’den dönen  sanma. Gerçekten Allah Aziz'dir, İntikam-sahibi’dir.

014.48-         Yer’in başka bir Yer’e, Gökler’in de dönüştürüldüğü Gün, Onlar tek olan Qahhar olan Allah'ın Huzuruna çıkacaklardır.

014.49-         O Gün Suçlular’ın Bukağılar’a vurulduklarını görürsün.

014.50-         Yiyimleri Katran’dandır. Yüzler’ini de Ateş bürüyecekdir.

014.51-         Allah'ın Her Nefsi kendi kazandığı ile cezalandırması için’dir. Elbette Allah Hesabı Çabuk olan’dır.

014.52-         İşte bu uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten onun bir Tek İlah olduğunu bilsinler diye ve Siz Aqıl Sahipleri iyice Öğüt alsınlar diye bir Belağ’dır.

 

 

078.021el- ENBİYA

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

                                                                  

I Hüküm Yaklaşıyor 1-10

 

021.01-          İnsanlar’ın Sorgulaması yakınlaştı kendileri ise bir Gaflet içinde yüz çevirmektedirler.

021.02-         Rabb'lerinden kendilerine Yeni bir Hatırlatma gelmeyiversin Onlar bunu mutlaka Oyun Konusu yaparak dinlemektedirler.

021.03-         Onlar’ın Qalpler’i Tutku’yla oyalanmadadır. Zulme sapanlar Gizlice fısıldaştılar." Bu Sizin benzeriniz olan bir Beşer değil mi öyleyse göz göre göre Siz Büyü’yemi geleceksiniz."

021.04-         Dedi ki: " Benim Rabb'im Gök’te ve Yer’de söylenen Söz’ü bilir o İşiten'dir, Bilen'dir..

021.05-         "Hayır" dediler, "Karmakarışık Düşler’dir. Hayır Onu kendisi düzüp uydurmuştur. Hayır O bir Şair’dir öyle degilse Öncekiler’e gönderildiği gibi Bize de bir Ayet getirsin."

021.06-         Kendilerinden evvel Yıkıma üğrattığımız Hiçbir Ülke inanmamıştır şimdi bunlar mı inanacak?"                 

021.07-         Biz Sen’den önce de kendilerine wahyettiğimiz Adamlar dışında göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, şu halde Zikr Ehli’ne sorun.

021.08-         Biz Onlar’ı Yemek yemez Cesetler kılmadık ve Onlar Ölümsüz değillerdi.

021.09-         Sonra Onlar’a verdiğimiz Söz’e Sadık kaldık böylece Onlar’ı ve dilediklerinizi kurtardık ta Ölçüsüz kalanları Yıkıma uğrattık.

021.10-         Andolsun Size Zikr'inizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik yine de aqıllanmayacak mısınız.

 

II           Hak Daima kazanır 11-29

 

021.11-         Biz zulmetmekte iken Ülkeler’den nicesini kırıp geçirdik ve bunun ardından bir başka Qawm’i meydana getirdik.

021.12-         Bizim Zorlu Azab’ımızı hissettikleri zaman oradan Büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.

021.13-         Uzaklaşıp kaçmayın, içinde şımarıp azdığınız Refah’a ve Yurdlar’ınıza dönün çünkü Sorgu’ya çekileceksiniz.

021.14-         "Yazıklar Bize" dediler, "gerçekten Biz  Zalim’mişiz."

021.15-         Onlar’ın bu Yakınmalar’ı Biz Onlar’ı Biçilmiş Ekin Sönmüş Ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.

021.16-         Biz bir Oyun ve Oyalanma konusu olsun diye Göğü Yer’i ve İkisi arasında bulunanları yaratmadık.

021.17-         Eğer Biz bir Oyun ve Oyalanma isteseydik bunu kendi Katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık böyle yapardık.

021.18-         Hayır, Biz Haqq’ı Batıl’ın üstüne fırlatırız o da onun Beyn’ini Darmadağın eder bir de bakarsınki o yok olup gitmiştir. Nitelendiregeldiklerinizden dolayı Eyvahlar size

021.19-         Gökler’de ve Yer’de kim varsa O’nundur. Onun yanında olanlar Ona İbadet etmekte Büyüklüğe kapılmazlar ve Onlar Yorgunluk da duymazlar.

021.20-         Gece ve Gündüz hiç durmaksızın tesbih ederler.

021.21-         Yoksa Onlar Yer’den bir Takım İlahlar edindiler de Onlar mı diriltecekler.

021.22-         Eğer her ikisinde Allah'ın dışında İlahlar olsaydı  hiç tartışmasız İkisi de bozulup gitmişti. Arş’ın Rabb'i olan Allah Onlar’ın nitelendire geldikleri Şeyler’den Yüce’dir.

021.23-         O yaptıklarından sorulmaz oysa Onlar Sorgu’ya çekilirler

021.24-         Yoksa ondan başka İlahlar mı edindiler. De ki: "Burhan’ınızı getirin, işte Benimle birlikte olanlar’ın Zikr’i ve Ben’den öncekilerinde Zikr’i. " Hayır Onlar’ın çoğu Haqq’ı bilmiyorlar, ondan yüz çevirmektedirler.

021.25-         Sen’den önce Hiçbir Elçi göndermedik ki, Ona şunu wahyetmiş olmayalım: "Ben’den başka İlah yoktur, öyleyse Bana ibadet edin."

 

021.26-         "Rahman Çocuk edindi."dediler, O Yüce’dir. Hayır Onlar İkram’a layık görülmüş Kullar’dır.

021.27-         Onlar Söz’le onun önüne geçmezler ve Onlar Onun Emr’iyle yapıp etmektedirler.

021.28-         O önlerindekini de arkalarındakini de bilmektedir. Onlar Şefaat’te etmezler, Hoşnut olunandan başka ve Onlar Onun Haşmet’inden içleri titremekte olanlar’dır.

021.29-         Onlar’dan her kimki gerçekten Ben Onun dışında bir İlah’ın diyecek olsa bu durumda Biz Onu Cehennem’le cezalandırırız. Zalimler’i Biz böyle cezalandırmaktayız.

 

III Vahyin doğruluğu 30-41

 

021.30-         O Küfredenler görmüyorlar mı ki  Gökler’le Yer birbiriyle Bitişik iken Biz Onlar’ı ayırdık ve her Canlı Şey’i Su’dan yarattık yine de Onlar inanmayacaklar mı?

021.31-         Yeryüzü’nde Onlar’ı Sarsıntı’ya uğratır diye Sabit Dağlar yarattık ve Doğru gidebilsinler diye Geniş Yollar açtık.

021.32-         Gökyüzü’nde konulmuş bir Tavan kıldık Onlar ise bunun Ayetler’inden yüz çevirmektedirler.

021.33-         Gece’yi Gündüz’ü Güneş’i ve Ay’ı yaratan odur. Herbiri bir Yörünge’de yüzüp gitmektedirler.

021.34-         Sen’den önce hiç bir Beşer’e Ölümsüzlüğü vermedik şimdi Sen ölürsen Onlar Ölümsüz mü kalacaklar.

021.35-         Her Nefis Ölüm’ü Tadıcı’dır, Biz Sizi Şerr’le de, Hayır’la da deneyerek imtihan etmekteyiz ve Siz Bize döndürüleceksiniz.

021.36-         Küfredenler Seni gördüklerinde Seni yalnızca Alay konusu edinmektedirler. "Sizin İlahlar’ınızın Söz’ünü eden bu mu?" oysa Rahman'ın Sözü’nü İnkar edenler kendileridir.

021.37-         İnsan Acele’den yaratıldı. Size Ayetler’imi yakında göstereceğim. Şimdi hemen acele etmeyin.

021.38-         "Eğer doğruyu söylüyor iseniz bu Waat ne Zaman’dır." derler

021.39-         O Küfredenler Yüzler’inden ve Sırtlar’ından Ateş’i püskürtemeyecekleri ve hiç yardım alamayacakları Zamanı bir bilselerdi.

021.40-         Hayır Onlar’a apansız gelecekte böylece Onlar’ı Şaşkın’a çevirecek. Artık ne onu geri çevirmeye Güçleri yetecek ve ne de Onlar’a Süre tanınacak.

021.41-         Andolsun Sen’den önceki Elçiler’le de Alay edildi. Fakat içlerinden Küçük düşürenleri O Alay’a aldıkları sarıp kuşatıverdi.

 

IV  Allah'ın Rahmeti 42-50

 

021.42-         De ki: "Gece ve gündüz Sizi Rahman'dan kim koruyabilir?" Hayır Onlar Rabb'lerini Zikir’den yüz çevirenlerdir.

021.43-         Yoksa Onlar’ın Bize karşı kendilerini engellemeyle koruyabilecek İlahlar’ı mı var? Onlar’ın kendi Nefisler’ine bile Yardım’a Güçleri yetmez ve Onlar Biz’den Yakınlık duyamazlar.

021.44-         Evet Biz Onlar’ı ve Atalar’ını yararlandırdık, öyleki Ömür Onlar’a Uzun geldi fakat şimdi Bizim gerçekten Yer’e gelip onu Çevresinden eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde Üstün gelenler Onlar mı?

021.45-         De ki: "Ben Sizi yalnızca Wahy ile uyardım. Ancak Sağırlar uyarıldıklarında Çağrı’yı işitmezler."

021.46-         Andolsun Onlar’a Rabb'inin Azabı’ndan bir Ufak Esinti dokunacak olsa  tartışmasız  "Eyvahlar Bize , gerçekten Bizler zulmetmişiz", diyecekler.

021.47-         Biz ise Qıyamet Günü'ne ait Duyarlı Teraziler koyarız da artık, hiçbir Nefis hiçbir Şey’le Haqsızlığa uğramazlar. Bir Hardal Tanesi bile olsa O’na getiririz. Hesap görücüler olarak Bizler yeteriz.

 

021.48-         Andolsun Biz Musa'ya ve Harun'a Taqwa Sahipleri için bir Aydınlık ve bir Zikr olarak Furqan'ı indirdik.

021.49-         Onlar Rabb'lerine karşı Gayb ile bir Haşyet içindedirler ve Onlar  Saat'den içleri titremekte olanlardır.

021.50-         Bu Bizim Ona indirdiğimiz Mübarek bir Zikir'dir. Şu halde Onu İnkar edecek olanlar Siz misiniz?

 

V            İbrahim ve Düşmanları 51-75

 

021.51-         Andolsun bundan önce de İbrahim'e Rüşd’ünü vermiştik ve Biz O’nu bilenlerdik.

021.52-         Hani Baba’sına ve Qavm’ine demişti ki: "Sizin karşılarında Bel büküp eğilmekte olduğunuz bu Temsili Heykeller nedir?"

021.53-         "Biz Atalar’ımızı bunlara tapıyor olarak bulduk." dediler.

021.54-         De ki: " Andolsun Siz ve Atalarınız Apaçık bir Sapıklık içindeziniz."

021.55-         "Sen Bize Gerçeği mi getirdin yoksa Oyun oynayanlar’dan mısın? "

021.56-         "Hayır" dedi. "Sizin Rabb'iniz Gökler’in ve Yer’in Rabb'idir Onlar’ı kendisi yaratmıştır ve Ben de buna Şehadet edenler’denim."

021.57-         Andolsun Allah'a, Sizler arkanızı dönüp gittikten sonra ,Ben Sizin Putlar’ınıza elbette bir Tuzak kuracağım,

021.58-         Böylece O yalnız Büyükleri hariç olmak üzere Onlar’ı Paramparça kıldı. Belki O’na başvururlar diye.

021.59-         "Bizim İlahlar’ımıza bunları kimler yaptı? Elbette O Zalimler’den biridir." dediler.

021.60-         "Kendisine İbrahim denilen bir Genc’in bunların Söz’ünü ettiğini işittik" dediler.

021.61-         Dediler ki: "Öyleyse O’nu İnsanlar’ın Gözü önüne getirin ki ona/ceza’ya Şahid olsunlar."

021.62-         Dediler ki: " Ey İbrahim, bunu İlahlar’ımıza Sen mi yaptın?"

021.63-         Hayır, dedi. "Bu yapmıştır, bu Onlar’ın Büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa Siz Onlar’a soruverin."

021.64-         Bunun üzerine kendi Vicdanlarına başvurdular da. Gerçek şu ki Siz Zalim olanlar Sizler’siniz" dediler.

021.65-         Sonra yine Tepeler’i üzerine ters döndüler. Andolsun Bunların konuşamayacaklarını Sen de bilmektesin.

021.66-         Dedi ki: " O halde Allah'ı bırakıp da Sizler’e Yarar’ı olmayan ve Zarar’ı dokunmayan Şeyler’e mi tapmaktasınız?"

021.67-         "Yuh size ve Allah'tan başka taptıklarınıza. Siz yine de  aqıllanmayacak mısınız?"

021.68-         Dediler ki: " Eğer yapacaksanız Onu yapın ve İlahlar’ınıza Yardım’da bulunun.

021.69-         Bizde dedik ki: "Ey Ateş, İbrahim’e karşı Serin ve Esenlikli ol."

021.70-         Ona bir Düzen kurmak istediler, fakat Biz Onlar’ı daha çok Hüsran’a uğrayanlar kıldık.

 

021.71-         O’nu ve Lut u  kurtarıp içinde Alemler için Bereketler kıldığımız Yer’e çıkardık.

021.72-         O’na İshaq'ı armağan ettik, üstüne de Ya’qub'u.  Herbirini Salihler kıldık.

021.73-         Ve Onlar’ı, kendi Emr’imizle Hidayet’e yönelten Önderler kıldık ve Onlar’a Hayr’ı kapsayan Fiilleri, Salat kılmayı ve Zekat vermeyi wahyettik. Onlar Bize İbadet edenler’di.

 

021.74-         Lut'a da bir Hüküm ve İlim verdik ve O’nu Çirkin İşler yapmakta olan Şehir’den kurtardık. Elbette Onlar bozulmaya uğrayan Kötü bir Qawim’di.

021.75-         O’nu Rahmet’imize soktuk, çünkü O Salihler’dendi.

 

VI  Peygamberlerin Kurtuluşu 76-93

 

021.76-         Nuh da daha önce Çağrı’da bulunduğu zaman Biz Onun Çağrı’sına cevap verdik, Onu ve Aile’sini Büyük bir Üzüntü’den kurtardık.

021.77-         Ve Ayetler’imizi yalanlayan Qawim’den O’na Yardım edip Öcünü aldık. Şüphesiz Onlar Kötü bir Qawim’di, Biz de Onlar’ın tümü’nü Su’ya batırıp boğduk.

 

021.78-         Davud ve Süleyman da. Hani Qawm’in Hayvanları’nın içine girip yayıldığı Ekin Tarlaları Konusunda Hüküm yürütüyorlyardı. Biz Onlar’ın Hükm’üne Şahidler idik.

021.79-         Biz bunu Süleyman'a kavrattık ,herbirine de Hüküm ve İlim verdik. Davud ile birlikte etsinler  diye,  Dağlar’a ve Kuşlar’a Boyun eğdirdik. (Bunu ) Yapanlar Biz idik.

021.80-         Ve Sizin için Ona Zorlu Savaş’ınızda Sizi korusun diye Giyim Sanatı’nı öğrettik. Buna rağmen Siz şükredenler misiniz?

021.81-         Süleyman için de Fırtına biçiminde esen Rüzgar’a ki kendi Emr’iyle  içinde Bereketler kıldığımız Yer’e akıp giderdi. Biz Herşey’i bilenleriz.

021.82-         Onun için Deniz’de Dalgıçlık yapan ve bunlardan başka İşler de gören Şeytanlar’dan kimseleri de. Biz Onlar’ın Koruyucuları idik.

 

021.83-         Eyüp'de. Hani O Rabb'ine Çağrı’da bulunmuştu. Elbette bu Dert Beni sarıverdi. Sen Merhametliler’in en  Merhametli olanı’sın.

021.84-         Böylece Onun Çağrı’sına cevap verdik. Kendisinden O Derd’i giderdik, Ona katımızdan bir Rahmet ve İbadet edenler için bir Zikir olmak üzere Aile’sini ve Onlar’la birlikte bir katını daha verdik.

 

021.85-         İsmail, İdris ve Zülkifl, hepsi Sabredenler’dendi.

021.86-         Onları Rahmetimize soktuk, elbette Onlar Salih olanlar’dandı.

 

                 Yunus

 

                 (Bak:    2/Kalem:48-50

                             55 Yunus/98

                             60/Saffat 139-148 )

 

021.87-         Balık Sahibi, Hani o Kızmış vaziyette gitmişti ki, kendisini Sıkıntı’ya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. Karanlıklar içinde: "Sen’den başka İlah yok’tur, Sen Yüce’sin, gerçekten de Ben Zulmedenler’den oldum." diye Çağrı’da bulunmuştu.

021.88-         Bunun üzerine Çağrı’sına cevap verdik ve O’nu Üzüntü’den kurtardık. İşte Biz İman edenler’i böyle kurtarırız.

 

021.89-         Zekeriya da. Hani Rabb'ine Çağrı’da bulunmuştu: "Rabb'im Beni yalnız başıma bırakma, Sen Mirasçılar’ın en Hayırlısı’sın."

21.90-          O’nun Çağrı’sına da Cevap verdik. Kendisine Yahya'yı Armağan ettik, Eş’ini de doğurmaya elverişli kıldık. Gerçekten Onlar Hayırlar’da yarışırlardı, umarak ve korkarak Bize  Dua ederlerdi. Bize Derin Saygı gösterirlerdi.

 

021.91-         Irzını koruyan Meryem; Biz O’na kendi Ruh’umuzdan üfledik, O’nu ve Çocuğunu İnsanlığa bir Ayet kıldık.

 

021.92-         Gerçek şu ki Sizin bu Ümmet’iniz Tek bir Ümmet’tir. Ben de Sizin Rabb’inizim; öyleyse Bana İbadet ediniz.

021.93-         Onlar, İşlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar. Hepsi Bize döneceklerdir.

 

VII            Salihler Arza varis olacaklar 94-112

 

021.94-         Artık kim, bir Mü'min olarak Salih olan Çalışmalar’da bulunursa Onun Çabası için Küfran yok’tur. Elbette Biz, O’nun Yazıcılar’ıyız.

021.95-         Yıkıma uğrattığımız bir Ülke’ye ( dönüş) İmkansız’dır. Elbette Onlar bir daha geri dönmeyeceklerdir.

021.96-         Ye'cuc ve Me'cuc açıldığında, Onlar Her bir Tepe’den akın ederler.

021.97-         Gerçek olan Waad yaklaşmıştır. İşte o zaman, Küfredenler’in Gözleri Yuvalar’ından fırlayacak: "Eyvahlar Bize, Biz bundan tam bir Gaflet içindeydik, hayır, Bizler zulmetmiştik." (diyecekler).

021.98-         Gerçekten Siz de, Allah'ın dışında taptıklarınız da Cehennem’in Odunu’sunuz, Siz O’na varacaksınız.

021.99-         Eğer Onlar İlahlar olsalardı, O’na girmeyeceklerdi. Oysa Onlar’ın Tümü içinde Temelli Kalıcı’dırlar.

021.100-       Orda kendileri için, Kemikler’i çatırdadan İnlemeler var’dır. Onlar orda işitmezler de.

021.101-       Ama Biz’den kendilerine Güzellik geçmiş bulunanlar, işte Onlar, Ondan uzaklaştırılmış olanlar’dır.

021.102-       Onun Uğultu’sunu bile duymazlar.Onlar Nefisler’inin arzuladığı içinde Ebedi Kalıcı’dırlar.

021.103-       Onlar’ı, o en Büyük Korku Hüzn’e kaptırmaz ve: "İşte bu Sizin Gün’ünüzdür, Size waadedilmişti." diye Melekler Onlar’ı karşılayacaklardır.

021.104-       Bizim, Göğü Kitab’ın Sahifeler’ini katlar gibi/dürer gibi katlayacağımız Gün, İlk Yaratma’ya başladığımız gibi, yine Onu İade edeceğiz. Bu, Bizim üzerimizde bir Waid’dir. Tartışmasız, Biz Yapıcılar’ız. Yerine Getirici’yiz."

021.105-       Andolsun, Biz Zikir'den sonra Zebur'da da: "Elbette Arz'a Salih Kullarım Waris  olacaktır" diye yazdık.

021.106-       Gerçek şu ki kulluk eden bir Topluluk için bunda Açık bir Mesaj/Belağ var’dır.

021.107-       Biz Seni Alemler için yalnızca bir Rahmet olarak gönderdik.

021.108-       De ki:" Gerçekten Bana Sizin İlah’ınız yalnızca Tek bir İlah’tır" diye wahyolunuyor, artık Siz teslim olmayacak mısınız."

021.109-       Eğer yüzçevirirlerse de ki: Ben Size açıkladım Eşitlik üzere (eşit olduk). Artık bilemem Size Wadedilen’in Yakın mı Uzak mı?

021.110-       Elbette O, Söz’ün Açıklananını da bilmekte saklamakta olduklarını/ gizlediklerini da.

021.111-       Bilmem, belki de O Sizi denemek ve bir Süre’ye kadar yararlanmadır.

021.112-       Dedi ki: "Rabb'im, Haqq ile hükmet. Bizim Rabb'imiz, Sizin Her Türlü nitelendirmelerinize karşı Yardımına sığınılan Rahman'dır.

 

 

079.022/el-HACC

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

                                                                  

I Hüküm 1-10

 

022.01-         Ey İnsanlar, Rabb'inizden ittiqa edin, çünkü Saat'in Sarsıntısı Büyük bir Şey’dir.

022.02-         O’nu gördüğünüz Gün, Her Emzikli kendi emzirdiğini unutup geçecek ve Her Gebe-Dişi kendi Yük’ünü düşürecektir. İnsanlar’ı da Sarhoş olmuş görürsün, oysa Onlar Sarhoş değillerdir. Ancak Allah'ın Azab’ı pek Şiddetli’dir.

022.03-         İnsanlar’ın kimi, Allah hakkında Bilgisi olmaksızın tartışır durur ve her Azgın-kaypak-Şeytan’ın Peşine düşer.

022.04-         O’na yazılmıştır: "Kim O’nu Weli edinirse, elbette O, Onu şaşırtıp-saptırır ve Onu Çılgın Ateş'in Azabı’na yöneltir.  

022.05-         Ey İnsanlar, eğer Diriliş’ten yana bir Kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, Biz Sizi Toprak’tan yarattık, sonra Nutfe’den, sonra Alaq’tan, sonra Yaratılış’ı belli belirsiz bir Çiğdem-Et Parçası’ndan. Size Açıkca göstermek için.  Sonra Sizi Bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra da  Erginlik Çağı’na erişmeniz için. Sizden kiminizin Hayat’ına son verilmekte, kiminizin de, bildikten sonra hiçbir Şey bilmeme durumuna gelmesi için Ömrün en Aşağı Ucu’na geri çevirmektedir. Yeryüzü’nü Kupkuru Ölü gibi görürsün, fakat Biz O’nun üzerine Su’yu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her Güzel Çift’ten bitirir.

022.06-         İşte böyle, elbette Allah Haqq’ın kendisidir ve elbette Ölüler’i diriltir ve gerçekten Herşey’in üstünde Güçyetiren'dir.

022.07-         Gerçek şu ki, Saat yaklaşarak gelmektedir, Onda Kuşku yoktur. Gerçekten Allah, Qabirler’de olanlar’ı diriltecektir.

022.08-         İnsanlar’dan kimi, hiçbir Bilgisi, Yol gösterici’si ve Aydınlatıcı Kitab'ı olmaksızın Allah hakkında tartışır-durur.

022.09-         Allah'ın Yolu'ndan saptırmak amacıyla burunla salınıp kasılarak.  Dünya’da O’nun için Aşağılanma vardır,  Qıyamet Günü'de Yakıcı Azab'ı Ona tatdıracağız.          

022.10-         Bu, Senin Eller’inin önden taqdim ettikleridir.  Elbette Allah, Kullar için Zulmedici değildir.

 

II           İlahi yardım 11-22

 

022.11-         Halktan öylesi vardır ki Allah'a şartlı ibadet eder, eğer başına İyi bir Şey gelirse tatmin olur, ancak başına bir Felaket gelirse Yüzüstü döner. Dünya’yı da Ahiret'i de kaybeder. İşte Apaçık Kayıp budur."

022.12-         Allah'ın dışında kendisine ne yarar ne de zarar veremiyen Şeyler’e yalvarır. İşte en Uzak Sapma budur."

022.13-         Zarar’ı Yarar’ından daha Yakın olan’a yalvarır. Yalvardığı Şey ne Kötü Yardımcı ne Kötü bir Arkadaş’tır.

022.14-         Allah, İnanan ve İyi İşler yapanları altlarından Irmaklar akan Bahçeler'e sokacaktır. Elbette Allah istediğini yapar.

022.15-         Kim Allah'ın Dünya ve Ahiret Hayatı’nda kendisine  Yardım etmeyeceğini zannediyorsa, bir Yolla Göğe yönelsin ve (putlardan ilgisini) kessin. Sonra bu Uygulamasının, öfkelendiği Şeyler’i giderip gidermeyeceğine bir baksın.

022.16-         İşte Biz O’nu Apaçık Ayetler olarak indirdik. Elbette Allah dilediğini Hidayet’e yöneltir.

022.17-         Elbette Allah Qıyamet Günü aralarını ayıracaktır.

022.18-         Görmedin mi ki, gerçekten, Gökler’de ve Yer’de olanlar, Güneş, Ay, Yıldızlar ve İnsanlar’dan Çoğu Allah'a secde etmektedir. Bir çoğu üzerinde de Azab Haqq olmuştur. Allah kimi Aşağılık kılarsa, artık onun için bir Yüceltici yok’tur. Elbette Allah dilediğini yapar.

022.19-         İşte bunlar çekişen iki Bölük’tür. Rabb'leri konusunda çekiştiler. İşte o Küfredenler, Onlar için Ateş' ten Elbiseler biçilmiştir, Başları üstünden de Kaynar Su dökülür.

022.20-         Bununla Karınlar’ı içinde olanlar ve Deriler’i eritilmiş olur.

022.21-         Onlar için Demir’den Kamçılar var.

022.22-         Ne zaman, ordan, Sarsıcı-üzüntü’den çıkmak isterlerse, oraya geri çevirilirler ve: "Yakıcı Azab'ı tadın" denir.

 

III Mü'minler Kazanacak 23-25

 

022.23-         Elbette Allah, İnananlar’ı ve Salih Eylemler’de bulunanları altından Irmaklar akan Bahçeler'e sokar. Orada Altın’dan Bilezikler’le ve İnciler’le süslenirler, ordaki Elbiseler’i de İpek’tir.

022.24-         Onlar, Söz’ün en Güzel olanı’na iletilmişlerdir ve Onlar Övülen Dosdoğru yol’a  iletilmişlerdir.

022.25-         Gerçek şu ki, Küfredenler, Allah'ın Yolu’ndan ve Mescid-i Haram'dan ki onda Yerli olsun dışarı’dan gelmiş olsun Eşit olarak Onu İnsanlar için kıldık, alıkoyanlar, her kim Onda Zulüm ile İnkarcılığa kalkışmayı isterse, Ona Acıklı bir Azab tatdırırız.

 

IV  Mukaddes Ev 26-33

 

022.26-         Hani Biz İbrahim'e Ev'in yerini belirtip hazırladığımız zaman: " Bana hiçbir şeyi Ortak koşma, Tawaf edenler, Qıyam edenler, Ruqua ve Sucud’a varanlar için Ev'imi tertemiz tut." (demiştik).

022.27-         "İnsanlar içinde Hacc’ı duyur, gerek Yaya, gerekse Uzak Yollar’dan gelen Yorgun düşmüş Develer üstünde Sana gelsinler."

022.28-         Kendileri için bir Takım Yararlar’a Şahid olsunlar ve kendilerine Rızıq olarak verdiği Hayvanlar üzerinde belli Günler’de Allah'ın Adı’nı ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve Zorluk çeken Yoksul’u da doyurun.     

022.29-         Sonra Tefesler’ini gidersinler, Adaklar’ını yerine getirsinler, Beyt'i Atiq'i  tawaf etsinler.

022.30-         İşte böyle, kim Allah'ın Haram kıldıklarını yüceltirse, Rabb'inin katında kendisi için Hayırlı’dır. Size okunanlar dışındaki Hayvanlar helal kılındı. Öyleyse İğrenç bir Pislik olan Putlar’dan kaçının, Yalan Söz söylemekten de kaçının.

022.31-         Allah'ı birleyen (hanifler) olarak. O'na Ortak koşmaksızın. Kim Allah'a Ortak koşarsa, sanki O Gök’ten düşmüş de Onu bir Kuş kapıvermiş veya Rüzgar Onu Issız bir Yer’e sürükleyip atmış gibidir.

022.32-         İşte böyle, kim Allah'ın Şiarları’nı yüceltirse, elbette bu, Qalbler’in Taqwası’ndandır.

022.33-         Onlar’da Sizin için Adı konulmuş bir Süre’ye kadar Yararlar var’dır. Sonra Onlar’ın Yerleri Beyti Atiq'tir.

 

V            Kurban 34-38

 

022.34-         Biz, her Ümmet için bir Mensek kıldık. O'nun kendilerine Rızıq olarak verdiği Hayvanlar üzerinde Allah'ın Ad’ını ansınlar diye.  İşte Sizin İlah’ınız bir Tek İlah’tır. Artık yalnızca O'na teslim olun. Sen Alçak Gönüllü olanlar’a müjdele

022.35-         Onlar ki, Allah anıldığı zaman Qalpler’i ürperir, Onlar, kendilerine isabet eden Musibetler’e Sabredenler, Salat’ı iqame edenler ve Rızıq olarak verdiklerimizden İnfaq edenler’dir.

 

022.36-         İri Cüsseli Develer’i de Size Allah'ın İşaretleri’nden kıldık, Sizler için Onlar’da bir Hayır vardır. Öyleyse Onlar bir Dizi halinde boğazlanırken Allah'ın Adı’nı anın, yanları üzerine yattıklarında da Onlar’dan yiyin, Kanaatkar’a ve İsteyen’e yedirin. İşte böyle, Onlar’ı Sizin için boyun eğdirdik, umulur ki şükredersiniz.

o22.37-         Onlar’ın Etler’i ve Kanlar’ı kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na Siz’den Taqwa ulaşır. İşte böyle, Onlar’a Sizin için Boyun eğdirilmiştir. O'nun Size Hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlar’a müjdele.

022.38-         Elbette Allah İnananlar’dan uzaklaştırmaktadır. Gerçekten Allah Hain ve Nankör olan kimse’yi sevmez.

 

VI  Mücadele 39-48

 

022.39-         Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla Onlar’a karşı Savaş açılan’a İzin verildi. Elbette Allah, Onlar’a Yardım etmeye Güçyetiren'dir.

022.40-         Onlar, yalnızca:" Rabb'imiz Allah'tır" demelerinden dolayı, Haqsız yere Yurtlar’ından Sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın İnsanlar’ın bir kısmıyla bir kısmını defetmesi olmasaydı, Manastır’lar, Kiliseler, Havralar ve içinde Allah'ın İsmi’nin çokca anıldığı Mescidler, elbette yıkılır giderdi. Allah kendine Yardım edenler’e Kesin olarak Yardım eder. Elbette Allah Güçlü-Olan'dır, Aziz'dir.

022.41-         Onlar ki, Yeryüzü’nde kendilerini yerleşip kılıp İktidar Sahibi kılarsak Salat’ı iqame ederler, Zekat’ı verirler, Ma'ruf’u emrederler, Münker’den sakındırırlar, Bütün İşler’in Sonu Allah'a aittir.

 

022.42-         Eğer Seni yalanlıyorlarsa, onlar’dan önce Nuh, Ad, Semud Qawmi de yalanlamıştı.

022.43-         İbrahim'in Qavmi ve Lut'un Qavmi'de.

022.44-         Medyen Halkı da. Musa'da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, O Küfredenler’e bir Süre tanıdım, sonra Onlar’ı yakalayıverdim. Nasılmış Benim Inqılab’ım?

022.45-         Zulmediyorken Yıkıma uğrattığımız Nice Ülkeler vardır ki, şimdi Onlar’ın Altları üstlerine gelmiş Ipıssız durmakta, kullanılmaz durumda Kuyular’ı, Yüksek Sarayları.

022.46-         Yeryüzü’nde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece Onlar’ın kendileriyle aqledebilecek Qalpler’i ve kendisiyle işitebilecek Kulaklar’ı olsun? Çünkü gerçek şu ki, Gözler Kör olmaz, ancak Sineler’deki Qalbler körelir.

 

022.47-         Onlar Sen’den, Azab'ın Çarçabuk getirilmesini istiyorlar. Allah Waadi’ne kesin olarak muhalefet etmez. Gerçekten, Senin Rabb'inin katında bir Gün, sizin saymakta olduklarınızdan Bin Yıl gibidir.

022.48-         Nice Ülkeler vardır ki, zulmediyorlarken Ben Ona bir Süre tanıdım, sonra yakalayıverdim, Dönüş yalnızca Bana'dır.

 

VII            Peygambere Muhalefet 49-57

 

022.49-         De ki: "Ey İnsanlar, gerçekten Ben Sizin için yalnızca bir Uyarıcı'yım."

022.50-         Buna göre, İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar, Onlar için bir Bağışlanma ve Kerim bir Rızıq var’dır.

022.51-         Ayetler’imiz konusunda Acze düşürücü Çabalar harcayanlar, Onlar da Alevli Ateş'in Halkı’dırlar.

 

022.52-         Biz Sen’den önce hiçbir Elçi ve Nebi göndermiş olmayalım ki, O bir Dilek’te bulunduğu zaman, Şeytan O’nun Dileğine katıp karıştırmasın. Ama Allah, Şeytan’ın katıp-bıraktıklarını giderir, sonra kendi Ayetler’ini sağlamlaştırıp pekiştirir. Allah, gerçekten Bilen'dir, Hakim'dir.

022.53-         Şeytan'ın katıp-bırakmalarını, Qalpler’inde Hastalık olanlar’a ve Qalpleri Duyarlılıktan Yoksun bulunanlar’a bir Deneme kılması içindir.  Elbette Zulmedenler oldukca Uzak bir Ayrılık içindedirler.

022.54-         Kendilerine İlim verilenler’in tartışmasız Rabb'lerinden olan bir Gerçek olduğunu bilmeleri için. Böylelikle O'na inansınlar ve Qalpler’i O’na Tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah İnananlar’ı Doğruyol’a yöneltip-iletir.

022.55-         Küfredenler ise, Saat Onlar’a Apansız gelinceye kadar ya da Kesinti’ye uğramış bir Gün'ün Azabı Onlar’a yetişinceye kadar O’ndan yana Şüphe içinde Sürgit kalacaklardır.

022.56-         Mülk, o Gün yalnızca Allah'ındır. O aralarında hükmedecektir. Artık İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar, Nimetler’le donatılmış Bahçeler'dedirler.

022.57-         Küfredip Ayetler’imizi yalanlayanlar, artık Onlar için de Aşağılatıcı bir Azab var’dır.

 

VIII          Mü'minlerin Galibiyeti 58-64

 

022.58-         Allah Yolu’nda Hicret edip öldürülen veya Ölenler’e elbette Allah, Onlar’ı Güzel bir Rızıq’la rızıqlandıracaktır. Elbette Allah, Rızıq verenler’in en Hayırlı’sıdır.

022.59-         Onlar’ı, kendisinden gerçekten Hoşnut kalacakları bir yer’e sokacaktır. Elbette Allah Bilen'dir, Halim'dir.

022.60-         İşte böyle, her kim kendisine yapılan Haqsızlığın benzeriyle Karşılık verir, sonra aleyhine Azgınlık ve Saldırı’da bulunulursa, Allah elbette Ona Yardım eder. Elbette Allah Affeden'dir, Bağışlayan'dır.

022.61-         İşte böyle, çünkü Allah, Gece’yi Gündüz’e bağlayıp katar ve Gündüz’ü de Gece’ye bağlayıp katar. Elbette Allah, İşiten'dir, Gören'dir.

022.62-         İşte böyle, çünkü Allah, Haqq'tır. O'nun dışında Onlar’ın kendilerine tapmakta oldukları ise Batıl’ın ta kendisidir. Elbette Allah, Yüce'dir, Büyük'tir.

022.63-         Görmedin mi Allah, Gök’ten Su indirdi, böylece Yeryüzü Yemyeşil donatıldı. Elbette Allah, Lutfeden'dir, Herşey’den Haberdar'dır.

022.64-         Gökler’de ve Yer’de her ne varsa O'nundur. Elbette Allah hiçbir şeye İhtiyac’ı olmayan'dır, Hamid  dir.

 

IX  Allah'ın İnsanlara rahmeti 65-72

 

022.65-         Görmedin mi, Allah, Yerdekiler’i ve Deniz’de O'nun Emr’iyle akıp gitmekte olan Gemiler’i, Sizin Yararınıza verdi. Ve İzni olmaksızın, Göğü Yer’in üstüne düşmekten alıkoymaktadır. Elbette Allah, İnsanlar’a karşı Şefkatli’dir, Merhametli'dir.

022.66-         Sizi Diri tutan, sonra öldürecek, sonra da diriltecek olan O'dur. Gerçekten İnsan pek Nankör’dür.

022.67-         Biz Her Ümmet’e bir Mensek kıldık. Onlar bu Tarz üzere İbadet etmektedirler. Öyleyse işinde Seninle çekişmesinler. Sen Rabb'ine çağır.  Elbette Sen Dosdoğru bir Hidayet üzerindesin.

022.68-         Eğer Seninle Mücadele’ye girişirlerse de ki: "Allah, yapmakta olduklarınızı daha iyi bilir."

022.69-         "Allah, Qıyamet Günü, kendisinde İhtilaf’a düşmekte olduğunuz Şey konusunda aranızda hükmedecektir."

022.70-         Allah'ın, Gök’te ve Yer’de olanların hepsini bilmekte olduğunu bilmiyor musun? Gerçekten bunlar bir Kitap'tır. Elbette bunlar Allah için pek Kolay’dır.

022.71-         Onlar, Allah'ı bırakıp da kendisine İspatlayıcı bir Delil indirmediği ve haklarında kendilerinin Bilgileri olmayan Şeyler’e tapmaktadırlar. Zulmedenler için Hiçbir Yardımcı yoktur.

022.72-         Onlar’a karşı Apaçık olan Ayetler’imiz okunduğu zaman, Sen o Küfredenler’in Yüzlerindeki Red ve İnkar’ı tanıyabilirsin. Neredeyse, kendilerine karşı Ayetler’imizi okuyan’ın üzerine çullanıverecekler.  De ki:" Size bundan daha Kötü olanı Haber vereyim mi? Ateş, O’nu Küfredenler’e waadetmiştir. Ne Kötü bir Durak’tır."

 

X   Müşrikler Mahvolacak 73-78

 

022.73-         Ey İnsanlar, bir Örnek verildi, şimdi O’nu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız hepsi bunun için bir araya gelseler dahi gerçekten bir Sinek bile yaratamazlar. Eğer Sinek Onlar’dan bir Şey kapacak olsa, bunu da Ondan geri alamazlar. İsteyen de Güç’süz, istenen de.

022.74-         Onlar, Allah'ın Qadr’ini Haqqı’yla taqdir edemediler. Elbette Allah Güçsahibi'dir, Aziz'dir.

022.75-         Allah, Melekler’den Elçiler seçer  ve İnsanlar’dan da. Elbette Allah İşiten'dir, Gören'dir.

022.76-         O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilmektedir. Bütün İşler de Allah'a döndürülür.

022.77-         Ey İnananlar, Ruqu edin, Secde edin. Rabb'inize ibadet edin ve Hayır işleyin, umulur ki Kurtuluş bulursunuz.

022.78-         Allah Adına gerektiği gibi Cihad edin. O, Sizleri seçmiş ve Din konusunda Size bir Güçlük yüklememiştir, Atanız İbrahim'in Milleti. O bundan daha önce de, bunda da Sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi,  Elçi Sizin üzerinize şahid olsun, Siz de İnsanlar üzerine Şahidler olasınız diye. Artık Salat’ı kılın, Zekat’ı verin ve Allah'a sarılın, Sizin Mevla'nız O'dur. İşte, ne Güzel Mevla ve ne Güzel Yardımcı.

 

 

080.023/el-MÜ'MİNUN

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

                                                                           

I Mü'minlerin Kurtuluşu:1-22

 

023.01-         Gerçekten Mü'minler felah buldu.

023.02-         Onlar Salat’larında Huşulu’durlar.

023.03-         Onlar Boşşeyler’den yüz çevirenlerdir.

023.04-         Onlar ki Zekat için Fail’dirler.

023.05-         Onlar ki Irz/Ferclerini korurlar

023.06-         Ancak Eşler’i veya Eymanlar’ının Malik oldukları dışında. Bu konuda onlar kınanmazlar.

023.07-         Fakat kim bunun ötesini ararsa artık Onlar Sınır’ı çiğneyenlerdir.

023.08-         Onlar ki Emanetler’e ve Ahidler’ine Riayet ederler,

023.09-         Onlar ki Salat’larını da Koruyanlar’dır.

023.10-         İşte Onlar’dır Varis olacaklar.

023.11-         Ki Onlar Varis olacaklar Firdevs'e . İçinde Ebedî olarak Kalıcı’dırlar.

 

023.12-         Andolsun, Biz İnsan’ı, Süzme bir Çamur’dan yarattık.

023.13-         Sonra O’nu bir Nutfe olarak, Savunması Sağlam bir Qarar Yeri’ne yerleştirdik.

023.14-         Sonra o Nutfe’yi bir Alaq olarak yarattık, ardından o Alaq’ı bir Çigdem Et/Mudga Parçası olarak yarattık, daha sonra o Mudga’yı Kemik olarak yarattık. Böylece Kemikler’e de Et/Kas giydirdik, sonra bir başka Yaratış’la O’nu İnşa ettik. Yaratıcılar’ın en Güzeli olan Allah, ne Yüce'dir.

023.15-         Sonra bunun ardından Siz gerçekten ölecek olanlarsınız.

023.16-         Sonra Siz gerçekten Qıyamet Günü diriltileceksiniz.

023.17-         Andolsun, Biz Sizin üstünüzde Yedi Yol yarattık, Biz Yaratma’dan Gafiller değiliz.

023.18-         Biz Gök’ten belli bir Miktar’da Su indirdik ve O’nu Yeryüzü’nde Yerleşik kıldık. Elbette Biz O’nu gidermeye de Güçyetirenleriz.

023.19-         Böylelikle, bununla Size Hurmalıklar’dan, Üzümler’den Bahçeler-bağlar kıldık. İçlerinde çok sayıda Yemişler var’dır. Sizler Onlar’dan yemektesiniz.

023.20-         Ve Turu Sina'da çıkan bir Ağaç. O Yağlı ve Yiyenler’e bir Katık olarak bitmektedir.

023.21-         Gerçekten Hayvanlar’da da Sizin için bir Ders vardır. Karınlar’ının içinde olanlar’dan Size içirmekteyiz ve Onlar’da Sizin için daha bir çok Yararlar var. Sizler Onlar’dan yemektesiniz.

023.22-         Onlar’ın üzerinde ve Gemiler’de taşınmaktasınız.

 

II           Nuh'un Başarısı :23-32

 

023.23-         Andolsun, Biz Nuh'u kendi Qawm’ine gönderdik. Böylece Qawm’ine dedi ki: "Ey Qawm’im, Allah'a kulluk edin. O’nun dışında Sizin başka İlah’ınız yok’tur, yine de sakınmayacak mısınız?"

023.24-         Bunun üzerine, Qawm’inden küfretmiş önde gelenler dediler ki:" Bu, Sizin benzeriniz olan bir Beşer’den başkası değildir. Size karşı Üstünlük elde etmek istiyor. Eğer Allah dilemiş olsaydı, elbette Melekler indirirdi. Hem biz geçmişte Atalar’ımızdan da bunu işitmiş değiliz.

023.25-         "O, kendisinde Delilik bulunan bir Adam’dan başkası değildir, Onu belli bir Süre gözetleyin.

023.26-         Dedi: "Rabbim, Beni Yalanlamalarına karşılık, Bana yardım et."   

023.27-         Böylelikle Biz O’na: "Gözetimimiz altında ve Wahy’imizle Gemi yap. Nitekim bizim Emr’imiz gelip de Tandır kızışınca, O’nun içine ikişer Çift ile, içlerinden aleyhlerine Söz geçmiş olan dışında Aile’ni al, Zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü Onlar boğulacaklardır" diye wahyettik.

023.28-         "Böylece Sen, beraberinde Olanlar’la Gemi’ye bindiğinde o zaman de ki: "Bizi o Zulmeden Qawim’den kurtaran Allah'a Hamd olsun."

023.29-        

023.30-         Ve de ki: "Rabb'im, Beni Kutlu bir Konak’ta indir, Sen Konuklayanlar’ın en Hayırlısı’sın."

023.31-         Sonra Onlar’ın ardından bir başka Kuşağı inşa ettik.

023.32-         Onlar’a da kendi içlerinden "Allah'a kulluk edin, O'nun dışında sizin başka İlah’ınız yok’tur, yine de sakınmayacak mısınız?" diye diye içlerinden bir Elçi gönderdik.

 

III Nuh'tan Sonraki Peygamberler :33-51

 

023.33-         Kendi Qawm’inden, küfredip de Ahiret’e kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine, Dünya Hayatı’nda Refah verdiğimiz Önde Gelenler dedi ki: "Bu, Sizin benzeriniz olan bir Beşer’den başkası değildir, kendisi de Sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir.

023.34-         "Eğer Sizin benzeriniz olan bir Beşer’e boyun eğecek olursanız, andolsun, Siz gerçekten Hüsran’a uğrayanlar olursunuz."

023.35-         "O, Siz öldüğünüz, Toprak ve Kemik haline geldiğiniz zaman, Sizin kesinlikle çıkarılacağınızı mı waadediyor?"

023.36-         "Heyhat, Size waadedilen Şey’e Heyhat.."

023.37-         "O, Bizim yalnızca Dünya Hayatı’mızdan ibaret’tir. Ölürüz ve yaşarız, Biz dirilecekler değiliz."

023.38-         "O ise, yalnızca bir Adam’dır. Allah'a karşı yalan uydurmaktadır, Bizler de O’na inanacak  değiliz."

023.39-         Dedi ki: "Rabb'im, Beni yalanlamalarına karşı Bana yardım et."

023.40-         Dedi ki:"Az bir Süre, Onlar gerçekten Pişman olacaklar."

023.41-         Derken, Haqq olmak üzere, o Korkunç Çığlık Onlar’ı yakalayıverdi. böylece Onlar’ı bir Sürpüntü kılıverdik. Zulmeden Qawim için Yıkım olsun."

023.42-         Sonra da Onlar’ın ardından başka Kuşaklar inşa ettik.

023.43-         Ümmetler’den hiçbiri, kendisine Tesbit edilmiş Ecel’i ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

023.44-         Sonra birbiri peşisıra Elçiler’imizi gönderdik. Her Ümmet’e kendi Elçiler’i geldiğinde, O’nu yalanladılar. Böylece Biz de Onlar’ı bir kısmını bir kısmının izinde yürüttük ve Onlar’ı bir Olay kıldık. İnanmayan bir Qawim için Yıkım olsun.

 

023.45-         Sonra Musa ve Kardeşi Harun'u Ayetler’imizle ve Apaçık olan İspatlı bir Delil’le gönderdik.

023.46-         Fir'awn'a ve  Önde gelen çevresi’ne. Fakat Onlar büyüklendiler. Onlar Büyüklenen-zorba bir Topluluk’tu.

023.47-         Bunun üzerine dediler ki: Bizim benzerimiz olan İki Beşer’e mi inanacak mışız? Kaldı ki, Onlar’ın Qawimleri bize Kulluk’ta bulunmaktadırlar."           

023.48-         Böylece Onlar’ı yalanladılar ve Yıkıma uğrayanlar’dan oldular.

023.49-         Andolsun, Biz  Musa'ya Kitab'ı verdik, belki Onlar Hidayet’e ererler diye.

023.50-         Biz, Meryemoğlu’nu ve Annesi'ni bir Ayet kıldık ve ikisini Barınma’ya Elverişli ve Akarsu’yu olan bir Tepe’de yerleştirdik.

023.51-         Ey Elçiler, Güzel ve Temiz olan Şeyler’den yiyin ve Salih Eylemler’de bulunun, çünkü gerçekten Ben yapmakta olduklarınızı biliyorum.

 

IV  Büyüklük servetle değil ahlakla :52-78

 

023.52-         Ve işte  Sizin bu Ümmet’iniz bir Tek Ümmet’tir. Ben de Sizin Rabb'inizim. Öyleyse Ben’den sakının.

023.53-         Fakat İşler’ini aralarında parçalayarak Kitaplar’a/Zubur’a ayırdılar. Her Hizb kendi yanındaki ile ferahlar.

023.54-         Bir Süreye kadar Onlar’ı Gafletleri ile başbaşa bırak.

023.55-         Onlar sanıyorlar mı ki kendilerine verdiğimiz Mal ve Çocuklar ile

023.56-         Biz Onlar’ın Hayr’ına koşuyoruz, hayır Onlar Şuurunda/bilincinde değildirler.

023.57-         Gerçekten, Rabb'lerine olan Haşyetler’inden dolayı Saygı’yla korkanlar.

023.58-         Rabb'lerinin Ayetleri’ne iman edenler,

023.59-         Rabb'lerine Ortak koşmayanlar,

023.60-         Ve Onlar gerçekten Rabb'lerine dönecekler diye, vermekte olduklarını Qalpler’i ürpererek verenler

023.61-         İşte Onlar Hayırlar’da yarışmaktadırlar ve Onlar bundan dolayı öne geçmektedirler.

023.62-         Hiçkimse’ye Güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz, Elimizde Haqq’ı söylemekte olan bir Kitab var’dır ve Oonlar hiçbir Haksızlığa uğratılmazlar.

023.63-         Hayır, Onlar’ın Qalpler’i bundan dolayı Bilgisizce bir Şaşkınlık içindedir. Üstelik Onlar’ın, bunun dışında da yapmakta oldukları var’dır. Onlar bunun için çalışmaktadırlar.

023.64-         Nihayet, Onlar’ın Refah’tan Şımaran Önde gelenleri’ni Azab ile yakalayıverdiğimiz zaman, Onlar hemen Feryad’ı basacaklar.

023.65-         Bugün Feryad’ı basmayın. Çünkü Siz Biz’den Yardım göremezsiniz.

023.66-         Gerçekten Benim Ayetler’im Size okunmaktaydı, fakat Siz Topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz.

023.67-         Buna karşı Büyüklük taslayarak, Geceleyin de Hezeyanlar sergiliyordunuz.

023.68-         Onlar, yine de o Sözü gereği gibi düşünmediler mi, yoksa Onlar’a geçmişteki Atalar’ına gelmeyen bir Şey mi geldi?

023.69-         Ya da kendi Elçiler’ini tanımadılar mı ki, şimdi Onu inkar etmektedirler?

023.70-         Yahut: "Onda bir Delilik var" mı demektedirler? Hayır, O, Onlar’a Haqq ile gelmiş bulunmaktadır ve Onlar’ın çoğu Haqq’ı Çirkin karşılıyorlar.

023.71-         Eğer Haqq, Onlar’ın Hewalar’ına uyucak olsaydı hiç tartışmasız, Gökler, Yer ve bunların içinde olan herkes Bozulma’ya uğrardı. Hayır, Biz Onlar’a kendi Zikirler’ini getirmiş bulunmaktayız. Fakat Onlar kendi Zikirler’inden Yüz çevirmektedirler.

023.72-         Yoksa Sen Onlar’dan Harac mı istiyorsun? İşte Rabb'inin Harac’ı daha Hayırlı’dır. O, Rızıq verenler’in en Hayırlısı’dır.

023.73-         Gerçekten Sen Onlar’ı Dosdoğru olan bir Yol’a çağırmaktasın.

023.74-         Ancak Ahiret'e inanmayanlar, elbette Yol’dan sapmakta olanlar’dır.

023.75-         Eğer Onlar’a Merhamet eder ve Onlar’a dokunan Zarar’ı gideriverirsek, Tuğyanlar’ı içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürecekler.

023.76-         Andolsun, Biz Onlar’ı Azab’la yakalayıverdik, fakat yine de Rabb'lerine Boyun eğmediler ve yakarıp yalvarmadılar.

023.77-         Sonunda, üzerlerine Azab’ı Şiddetli olan bir Kapı açtığımızda, Onlar bunun içinde şaşkına dönüp Umutlarını kaybettiler.

023.78-         O, Sizin için Kulaklar’ı, Gözler’i ve Gönüller’i inşa eden’dir, ne kadar az şükrediyorsunuz.

 

V            Müşriklik kendi kendini mahveder :79-93

 

023.79-         O, Sizi Yeryüzü’nde üretip-türetendir ve hepiniz yalnızca O'na toplanacaksınız.

023.80-         O, yaşatan ve öldürendir. Gece ile Gündüz’ün Aykırılığı da O'nundur. Yine de aqletmeyecek misiniz?

023.81-         Hayır, Onlar, Geçmiştekiler’in söylediklerinin benzerini söylediler.

023.82-         Dediler ki: Öldüğümüz, bir Toprak ve bir Kemik olduğumuz zaman, gerçekten Biz mi diriltilecek mişiz?"

023.83-         Andolsun, bu, Bize de Biz’den önceki Atalar’ımıza da waadolunmuştu. bu, Geçmişlerin Uydurma-Masalları’ndan başka bir Şey değildir.

023.84-         De ki: "Eğer biliyorsanız Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimin’dir?"

023.85-         "Allah'ındır" diyecekler. De ki:" Yine de Öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?"

023.86-         De ki:"Yedi Göğ’ün Rabb'i ve Büyük Arş'ın Rabb'i kim’dir?"

023.87-         "Allah'ındır" diyecekler. de ki: "Yine de sakınmayacak mısınız?

023.88-         De ki: "Eğer biliyorsanız. Herşeyin Melekut’u kimin El’indedir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor?

023.89-         "Allah'ındır" diyecekler. De ki:"Öyleyse nasıl oluyor da Siz böyle büyüleniyorsunuz?"

023.90-         Hayır, Biz Onlar’a Haqq’ı getirdik, ancak Onlar gerçekten Yalancı’dırlar.

023.91-         Allah, Hiçbir Çocuk edinmemiştir ve O'nunla birlikte Hiçbir İlah yok’tur, eğer olsaydı, her bir İlah elbette kendi Yarattığını götürüverirdi ve bir kısmına karşı Üstünlük sağlardı. Allah, Onlar’ın nitelendiregeldiklerinden Yüce'dir.

023.92-         Gayb’ı da, Müşahade edilen’i de Bilen'dir, Onlar’ın Ortak koştuklarından Yüce'dir.

023.93-         De ki: "Rabb'im, eğer Onlar’a waadolunan’ı elbette Bana göstereceksen,

 

VI  Kötülerin Pişmanlığı :94-119

 

023.94-         Rabb'im, bu durumda Beni Zulmeden Qawm’in içinde kılma."

023.95-         Gerçek şu ki Biz,Onlar’a waadettiklerimizi elbette Sana göstermeye de Güçyetiren'leriz.

023.96-         Kötülüğü en Güzel olan’la uzaklaştır. Biz Onlar’ın nitelendiregeldiklerinizi en iyi Bilen’iz.

023.97-         Ve de ki: "Rabb'im, Şeytan’ın Kışkırtmaları’ndan Sana sığınırım."

023.98-         "Ve Onlar’ın Benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabb'im."

023.99-         Sonunda, Onlar’dan birine Ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabb'im,Beni geri çevir."

023.100-       "Umulur ki, geride bıraktığımda Salih Eylemler’de bulunurum." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir Söz’dür. Bunu da kendisi söylemektedir. Onlar’ın önlerinde, diriltilip kaldırılacakları Gün’e kadar bir Engel var’dır.

023.101-       Böylece Sur'a üfürüldüğü zaman artık o Gün aralarında Soylar yoktur ve soruşturmazlar da.

023.102-       Artık kimin Tartı’sı Ağır olursa, işte Onlar Kurtuluş’a erenler’in ta kendileridir.

023.103-       Kimin de Tartı’sı Hafif gelirse, işte Onlar da kendi Nefisler’ini Hüsran’a uğratanlar, Cehennem’de de Ebedi olarak kalacak olanlar’dır.

023.104-       Ateş, Onlar’ın Yüzlerini yalayarak yakar da Onun içinde Onlar Dişler’iyle kalıverirler.

023.105-       Ayetler’im Size okunuyorken, yalanlayanlar Sizler değil miydiniz?

023.106-       Dediler ki: "Rabb'imiz, Mutsuzluğumuz Bize karşı Üstün geldi. Biz de Sapan bir Topluluk imişiz."

023.107-       "Rabb'imiz, Bizi içinden çıkar, eğer yine dönersek, artık gerçekten Zalimler oluruz.

023.108-       De ki: "O'nun içine siniverin ve Benimle söyleşmeyin."

023.109-       "Çünkü gerçekten Benim Kullar’ımdan bir Bölük:-Rabb'imiz, inandık, Sen artık bizi bağışla ve Bize merhamet et, Sen Merhamet edenler’in en Hayırlısı’sın, derlerdi de."

023.110-       Siz Onlar’ı Alay konusu edinmiştiniz, öyle ki, Size Benim Zikr’imi unutturdular ve Siz Onlar’a gülüp duruyordunuz.

023.111-       "Bugün Ben, gerçekten Onlar’ın sabretmelerinin Karşılığını verdim. Elbette Onlar Kurtuluş’a erenlerdir."

023.112-       Dedi ki: "Yıl Sayısı olarak Yeryüzü’nde ne kadar kaldınız?"

023.113-       Dediler ki:" Bir Gün ya da bir Gün’ün birazı kadar kaldık, Sayanlar’a sor."

023.114-       Dedi ki:"Yalnızca Azıcık kaldınız, gerçekten Siz bir bilseydiniz."

023.115-       "Bizim, Sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve Sizin gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"

023.116-       Haqq Melik Allah pek Yüce'dir. O’ndan başka İlah yoktur. Kerim Arş'ın Rabb'idir.

023.117-       Kim Allah ile beraber Ona ilişkin geçerli bir Kesin Burhan/kanıt olmaksızın başka bir İlah’a taparsa, artık onun Hesabı Rabb'inin katındadır. Elbette Küfredenler Kurtuluş’a eremezler.

023.118-       Ve de ki :"Rabb'im, Bağışlama ve merhamet et, Sen Merhamet edenler’in en Hayırlısı’sın."

 

 

081.032/es-SECDE

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

                                                                   

I İhtar :1-11

 

032.01-         Elif Lam Mim.

032.02-         Kendisinde Şüphe olmayan bu Kitab'ın İndiriliş’i Alemler’in Rabb'i tarafındandır.

032.03-         Yoksa Onlar: "Bunu uydurdu"mu diyorlar?. Hayır, O, Rabb'inden bir Haqq’tır, Sen’den önce kendilerine bir Uyarıcı gelmemiş olan bir Qawm’i uyarman için. Umulur ki Hidayet bulurlar.

032.04-         Allah, Gökler’i, Yer’i ve ikisi arasında olanları Altı Gün’de yarattı, sonra da Arş’a istiva etti. Sizin O'nun dışında bir Yardımcınız ve Şefaatciniz yok’tur. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

032.05-         Gök’ten Yer’e Her İş’i O evirip düzene koyar. Sonra, Sizin saymakta olduğunuz Bin Yıl Süreli bir Gün’de yine O'na yükselir.

032.06-         İşte Gayb’ı da, Müşahade edilen’i de bilen, Aziz, Rahim O'dur.

 

032.07-         Ki O, yarattığı Herşey’i en Güzel yapan  ve İnsan’ı Yaratma’ya da bir Çamur’dan başlayandır.

032.08-         Sonra onun Soyu’nu bir Öz’den, Basbayağı bir Su’dan yapmıştır.

032.09-         Sonra da O’nu düzeltip bir Biçim’e soktu ve O’na Ruh’undan üfledi. Sizin için de Kulak, Gözler ve Gönüller varetti. Ne kadar az şükrediyorsunuz?

032.10-         Dediler ki: "Biz Yer’de yok olup gittikten sonra ,gerçekten Biz mi Yeni bir Yaratılış’ta bulunacak mışız?" Hayır, Onlar Rabb'lerine Kavuşma’yı İnkar edenler’dir.

032.11-         De ki: "Size Wekil kılınan Ölüm Meleği, Sizin Hayat’ınıza Son verecek, sonra da Rabb'inize döndürülmüş olacaksınız."

 

II           12-22   Mü'minler ve Kafirler

 

032.12-         Suçlular’ı, Rabbler’i Huzurunda Başlar’ı öne eğilmiş olarak: "Rabb'imiz, gördük ve işittik, şimdi Bizi geri çevir, Salih bir Amel’de bulunalım, artık Biz gerçekten Kesin bir Bilgi’yle inananlarız" (derken) bir görsen.

032.13-         Eğer Biz dilemiş olsaydık ,Her bir Nefs’e kendi Hidayet’ini verirdik. Fakat Ben’den: "Andolsun, Cehennem’i Cinler’den ve İnsanlar’dan tamamıyla dolduracağım" Sözü Haqq olmuştur/ gerçekleşecektir..

032.14-         Öyleyse Bugünüzle Karşılaşma’yı unutmanıza Karşılık olarak Azab’ı tadın. Biz de Sizi gerçekten unuttuk, yapmakta olduklarınıza Karşılık Ebedi Azab’ı tadın.

032.15-         Bizim Ayetler’imize ancak Onlar’la kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secde’ye kapananlar, Rabb'lerini Hamd ile tesbih edenler ve Büyüklük taslamayanlar inanırlar.

032.16-         Onlar’ın yanları Yataklar’ından uzaklaşır. Rabb'lerine Korku ve Umut’la dua ederler ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden infaq ederler.

032.17-         Artık hiçbir Nefis ,yapmakta olduklarına Karşılık olmak üzere, kendileri için Gözler Aydınlığı olarak nelerin saklandığını bilmez.

032.18-         Öyleyse, İnanan kimse, Fasıq olan gibi olur mu? Bunlar Eşit olmazlar.

 

032.19-         İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar ise, artık Onlar için yapmakta olduklarına Karşılık olmak üzere, bir Ağırlanma Konağı olarak Barınma Bahçeleri vardı.

032.20-         Fasıq olanlar içinse, artık Onlar’ın da Barınma Yeri Ateş’tir. Oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri çevrilirler ve Onlar’a: "Kendisini yalanlamakta olduğunuz Ateş Azabı’nı tadın" denir.

032.21-         Andolsun, Biz Onlar’a belki dönerler diye o Büyük Azab’dan önce, Yakın Azab’dan da taddıracağız.

032.22-         Kendisine Rabb'inin Ayetleri hatırlatıldıktan sonra, Onlar’dan Yüz çevirenden daha Zalim kim’dir? Gerçekten Biz Suçlular’dan İntikam alıcılarız.

 

III Hüküm: 23-30

 

032.23-         Andolsun, Biz Musa'ya Kitab'ı vermiştik, böylece Sen O’na kavuşmakta Kuşku içinde olma. Biz O’nu İsrailoğulları’na bir Yol gösterici kılmıştık.

032.24-         Ve Onlar’ın içinden sabrettikleri zaman Emr’imizle Doğruyol’a iletip yöneten Önderler kıldık., Onlar Bizim Ayetler’imize Kesin Bilgi’yle inanıyorlardı.

032.25-         Elbette, Senin Rabb'in İhtilaf’a düştükleri Şeyler Konusunda Qıyamet Günü aralarında Hükmünü verip ayıracaktır.

032.26-         Yurtlar’ında gezip dolaşmakta oldukları nice Kuşaklar’ı kendilerinden Ewwel, Yıkıma uğratmış olmamız, hala Onlar’ı Doğru yol’a iletip yöneltmedi mi? Elbette bunda Ayetler var’dır, yine de işitmiyorlar mı?

032.27-         Görmüyorlar mı, Biz, Su’yu Çorak Toprağa sürüyoruz da O’nunla Ekin bitiriyoruz, O’ndan Hayvanlar’ı da, kendileri de yemektedir? Yine de görmüyorlar mı?

032.28-         Derler ki: "Eğer Doğru söyleyenler iseniz, şu Fetih ne zamanmış?"

032.29-         De ki: "Fetih Günü, küfredenler’e inanmaları ( o gün) bir Yarar sağlamaz ve Onlar’a bir Süre de tanınmaz.

032.30-         Öyleyse, Sen Onlar’dan Yüz çevir ve bekleyedur, gerçekten Onlar da beklemektedirler.

 

 

082.052/et-TUR

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

                                                    

I Mü'minler muvaffak olacaklar :1-28

 

052.01-         Andolsun Tur'a,

052.02-         Ve satırlanmış Kitab'a,

052.03-         Yayımlanmış İnce Deri’de.

052.04-         Ve Ma'mur Ev'e,

052.05-         Yükseltilmiş Tavan’a,

052.06-         Kabarıp tutuşan Deniz’e,

052.07-         Elbette Senin Rabb'inin Azabı Kesinlikle wuku bulacaktır.

052.08-         O'nu uzaklaştırıp engelleyecek yok’tur.

052.09-         O Gün Gök sarsılıp çalkalanır.

052.10-         Ve Dağlar bir Yürüyüş’le yürür.

052.11-         İşte o Gün, way haline Yalanlayanlar’ın.

052.12-         Ki Onlar, daldıkları Saçma bir uğraşı içinde oyalananlar’dır.

052.13-         Cehennem Ateş'ine Küçültücü bir Sürüklenme ile sürüklenecekleri Gün,

052.14-         "İşte Sizin yalanlamakta olduğunuz Ateş bu’dur."

052.15-         "Bu da bir Büyü mü, yoksa Siz mi görmüyorsunuz?"

052.16-         "Gidin Ona, artık ister sabredin, ister sabretmeyin, Sizin için bir’dir.  Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz."

 

052.17-         Elbette Muttaqiler Bahçeler'de ve Ni’met’tedirler.

052.18-         Rabb'lerinin kendilerine verdikleriyle Sevinçli-Mutlu’durlar. Rabb'leri, kendilerini Cahim'in Azabı’ndan korumuştur.

052.19-         "Yaptıklarınızdan dolayı Afiyet’le yiyin ve için."

052.20-         Özenle dizilmiş Tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz Onları İri Göz’lü Huriler’le eşleştirmişizdir.

052.21-         İnananlar ve Soylar’ı da kendilerini İman’da izleyenler; Biz Onların Soylar’ınıda kendilerine katmışızdır. Onların Çalışmalar’ından Hiçbirşey i eksiltmedik. Herkes kendi kazanmakta olduğunu Karşılık bir Rehin’dir.

052.22-         Onlara, istek duyup arzuladıkları Meyveler’den ve Et’ten bol bol verdik.

052.23-         Orada bir Kadeh kapışıp çekişirler ki, onda ne Boş bir Söz, ne de bir Günah’a sokma yok.

052.24-         Kendileri için Civanlar, etrafında dolaşırlar, sanki Sedefte Saklı İnci gibi Tertemiz, Pırıl pırıl.

052.25-         Kimi kimine dönüp sorarlar.

052.26-         Dediler ki: "Biz doğrusu daha önce Aile’miz içinde endişelenirdik."

052.27-         "Şimdi Allah lutfetti ve İlikler’e işleyen Kavurucu Azab’tan bizi korudu.

052.28-         "Elbette, Biz bundan önce O'na aua ederdik. Gerçekten O,  İyiliği Bol ve Rahim olan’dır."

 

II           Muhalifler hüsrana uğrayacaklar :29-49

 

052.29-         O halde Sen, öğüt ver. Çünkü Sen, Rabb'nin Ni’met’iyle ne bir Kahin’sin ne de bir Mecnun.

052.30-         Yoksa Onlar: "Bir Şair’dir, Biz Ona zamanın Felaketler’ini gözlüyoruz" mu diyorlar?

052.31-         De ki: "Siz gözetleyip durun. Çünkü Ben de Sizinle birlikte gözetleyenler’denim."

052.32-         Yoksa bunu Onlara Saçma aqılları mı emrediyor? Yoksa kendileri Taşkın bir Qawim mi?

052.33-         Yoksa:" Onu, kendisi söyledi" mi diyorlar?

052.34-         O halde, eğer Doğrusözlüler iseler, O'nun benzeri bir Söz getirsinler.  

052.35-         Yoksa Onlar, hiçbir şey olmaksızın mı yaratıldılar? Yoksa Yaratıcılar kendileri mi?

052.36-         Yoksa Gökler’i ve Yeri Onlar mı yarattılar? Hayır, Onlar, Kesin bir Bilgi’yle inanmıyorlar.

052.37-         Yoksa Senin Rabb'inin Hazineleri Onların yanında mıdır? Yoksa Üstün Güç Sahipleri kendileri mi dirler?

052.38-         Yoksa Onların bir Merdivenler’i mi var, Onunla dinliyorlar? Öyleyse, dinleyeni İspatlı bir Delil getirsin.

052.39-         Yoksa Kızlar O'nun da, Oğlanlar Sizin mi?

052.40-         Yoksa Sen Onlar’dan bir Ücret mi istiyorsun ki, Haqqsız bir Borç’tan dolayı Onlar, Ağır bir Yük altındadırlar?

052.41-         Yoksa Gayb Onların katında mıdır, böylece Onlar yazıyorlar.

052.42-         Yoksa Hileli bir Düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenler, kendileri Hileli Düzen’e düşücek olanlar’dır.

052.43-         Yoksa Onlar’ın, Allah'ın dışında başka İlahlar’ı mı var? Allah, Onların Şirk koşmakta olduklarından Yüce’dir.

052.44-         Eğer Gök’ten bir Parça’nın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üstüste  bir Bulut" derler.

052.45-         Öyleyse Sen Onları kendisinde çarpılacakları kendi Günler’ine kavuşuncaya kadar bırak.

052.46-         O Gün, ne Düzenler’i kendilerine Herhangi bir Şey’le yarar sağlayacak, ne de kendileri Yardım görecekler.

052.47-         Elbette, zulmetmekte olanlar’a, bundan önce de Azab vardır, ancak  Onların çoğu bilmezler.

052.48-         Artık Sen, Rabb'inin Hükm’üne sabret. Çünkü gerçekten Sen, bizim Gözlerimiz’in önündesin. Ve Her Kalkış’ında da Rabbi'ni Hamd ile tesbih et.

052.49-         Gece’nin bir Bölümü’nde ve Yıldızlar’ın Batışı’nın ardında da O'nu tesbih et.

 

 

 

Tertil I      Tertil II          Tertil III         Tertil IV         Tertil V          

Tertil VI   Tertil VII        Tertil VIII      Tertil IX         Tertil X

Tertil XI   Tertil XII        Tertil XIII

 

Medenî   Sureler  

 

Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)