I Nuh'un İrşadı 1-20
071.01- Elbette
Biz Nuh'u "Qawmini, Onlara
Acıklı bir Azab gelmeden önce uyar" diye kendi Qawmine
gönderdik.
071.02- O
da dedi ki: "Ey Qawmim, gerçek şu ki, Ben Size Apaçık bir
Uyarıcı'yım.
071.03- "Allah'a
kulluk edin. O'ndan ittiqa edin ve O'na itaat edin."
071.04- "Sizin
Günahlarınızı bağışlar ve Sizi Adı
konulmuş bir Ecele kadar erteler. Elbette Allah'ın Eceli
geldiği zaman, O ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız."
071.05- Dedi
ki: "Rabb'im, gerçekten Ben Qawmimi Gece ve Gündüz
çağırdım."
071.06 "Fakat
Benim çağırmam, bir Kaçıştan başkasını
artırmadı."
071.07- "Doğrusu
Ben, Senin Onları bağışlaman için her Davetimde, Onlar
Parmaklarını Kulaklarına tıkadılar. Örtülerini
Başlarına çektiler ve İstikbar ettikce İstikbar
ettiler."
071.08 "Sonra
Ben Onları Açıktan açığa da davet ettim."
071.09- "Daha
sonra Onlara açıkca duyurdum ve kendilerine Gizli gizli Yollarla
yanaşmak istedim."
071.10- "Bundan
böyle" dedim. "Rabb'inizden Mağfiret isteyin. Çünkü gerçekten
O Çokgafur'dur.
071.11- "Üzerinize
Gökten Sağanak sağdırsın."
071.12- "Size
Mallar ve Çocuklarla Yardımda bulunsun. Size Bahçeler ve Irmaklar da
versin."
071.13- "Size
ne oluyor ki, Allah'tan bir Vekarı ummuyorsunuz?"
071.14- "Oysa
O, sizi gerçekten Tavır tavır yaratmıştır."
071.15- "Görmüyor
musunuz, Allah Yedi Göğü birbirleriyle bir Uyum içinde
yaratmıştır."
071.16- "Ve
Ayı da bunlar içinde bir Nur olarak kılmış, Güneşi
de bir Kandil yapmıştır."
071.17- Allah,
Sizi Yerden bir Bitki gibi bitirti."
071.18- "Sonra
Sizi yine onda geri çevirecek ve Sizi bir Çıkarışla
çıkaracaktır."
071.19- "Allah,
Yeri Sizin için bir Yaygı kıldı."
071.20- "Öyle
ki, Onun içinde Geniş Yollarında dolaşasınız,
diye."
II Nuh'un Duası: 21-28
071.21- Nuh: "Rabb'im, gerçekten Onlar
Bana İsyan, Mal ve Çocukları kendisine Kayıptan başka bir
Şeyi artırmayan kimselere uydular."
071.22- "Ve
Büyük Hileli Düzenler kurdular."
071.23- "Ve
dediler ki: Kendi İlahlarınızı bırakmayın; Wedd'i,
Suwa'yı, Yeğus'u, Ye'uk'u, Nesr'i."
071.24- "Böylece
Onlar, çoğu Kimseyi saptırdılar. Sen de o Zalimlere
Sapıklıktan başkasını artırma."
071.25- Bunlar,
Hataları dolayısıyla Suda boğuldular. Sonra Ateşe
sokuldular. O zaman da Allah'ın dışında hiçbir
Yardımcı bulamadılar.
071.26- Nuh: "Rabb'im,Arzda Kafirlerden
Yurt edinen kimseyi bırakma!" dedi.
071.27- "Çünkü
Sen Onları bırakacak olursan, Senin Kullarını
saptırırlar ve Onlar Facir Kafirden başkasını
doğurmazlar."
071.28- "Rabb'im,
Beni, Annemi Babamı, Mü'min olarak Evime gireni, İman eden Erkekleri
ve Kadınları bağışla. Zalimlere de
Yıkımdan başkasını artırma!"
I Karanlıktan Aydınlığa 1-6
014.01- Elif
Lam Ra. Bu bir Kitap'tır ki Rabb'inin İzniyle İnsanları
Karanlıklardan Nura, o Aziz ve Hamid olanın Yoluna çıkarman
için Onu Sana indirdik.
014.02- O
Allah ki Göklerde ve Yerde ne varsa O'nundur. Şiddetli Azab
dolayısıyla way Küfredenlere
014.03- Onlar
Dünya Hayatını Ahiret'e karşı severler, Allah Yolundan
engellerler ve onda Çarpıklık ararlar. İşte Onlar, Uzak bir
Sapıklık içindedirler.
014.04- Biz
Hiç bir Elçi'yi kendi Qavminin Dilinden başkasıyla göndermedik ki, Onlara Apaçık anlatsın. Böylece
Allah dilediğini şaşırtıp saptırır,
dilediğini Hidayete yöneltip iletir. O Aziz'dir, Hakim'dir.
014.05- Andolsun
ki Musa'yı Qawmini
Karanlıklardan Nura çıkarır ve Onlara Allah'ın
Günlerini hatırlat diye Ayetlerimizi
göndermiştik. Elbette bunda Sabreden ve Şükreden Herkes için
Ayetler vardır.
014.06- Hani
Musa Qavmine şöyle
demişti: "Allah'ın üzerinizdeki Nimetini hatırlayın,
hani O Sizi Fir'awn Âlinden kurtarmıştı. Onlar Sizi en
Dayanılmaz İşkencelere uğratıyor
Kadınlarınızı Sağ bırakıp Erkek
Çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda Sizin için
Rabb'inizden Büyük bir Sınav vardır.
II Hakikatin Önce Reddi 7-12
014.07- Rabb'iniz
şöyle buyurmuştu. "Andolsun eğer şükrederseniz
gerçekten Size artırırım ve andolsun eğer küfrederseniz
elbette Benim Azabım Pek Şiddetlidir".
014.08- Musa demişti ki :"Eğer Siz ve
Arzdakilerin Tümü küfredecek olsanız bile elbette Allah Hiçbir Şeye
Muhtaç değildir. Öğülmüştür."
014.09- Sizden
öncekilerin Nuh Qawminin Ad ile Semud ile Onlardan sonra gelenlerin Haberi Size gelmedi mi? Ki
Onları Allah'tan başkası bilmez. Elçileri Onlara Apaçık
Belgelerle gelmişlerdi de: Ellerini Ağızlarına ittiler
ve dediler ki: " Tartışmasız Biz Sizin kendisiyle
gönderildiğiniz Şeyleri inkar ettik ve Bizi kendisine
çağırmakta olduğunuz Şeyden de gerçekten Kuşku verici
bir Tereddüt içindeyiz."
014.10- Elçileri
dedi ki: "Allah konusunda ki Şüphe etme. O Gökleri ve Yeri
Yaratandır. O Sizi Günahlarını bağışlamak için
Dawet etmekte ve Sizi Adı korulmuş bir Süreye kadar ertelemektedir.
Dediler ki: "Siz Bizim benzerimiz
olan birer Beşerden başkası değilsiniz. Siz Bizi
Babalarımızın tapmakta olduklarından çevirip engellemek
istemektesiniz. Öyleyse Bize apaçık olan İspatlayıcı bir
Delil getirin.
014.11- Elçileri
Onlara dedi ki: "Doğrusu Biz Sizin gibi yalnızca bir
Beşeriz. Ancak Allah Kullarından dilediğine lutfeder.
Allah'ın İzni olmaksızın Size bir Delil getirmemiz Bizim
için olacak Şey değil. Mü'minler ancak Allah'a Tewekkül etmelidirler."
014.12- "Bize
ne oluyor ki, Allah'a tewekkül
etmeyelim? Bize Doğru Yolları
O göstermiştir. Ve elbette Bize yapmakta olduğumuz
İşkencelere karşı sabredeceğiz. Tewekkül edenler
Allah'a tewekkül etmelidirler."
III Muhalefetin Yok olması 13-21
014.13- Küfredenler
Elçiler'ine dediler ki: "Hiç tartışmasız Sizi kendi
Toprağımızdan süreceğiz ya da Dinimize döneceksiniz."
Böylelikle Rabb'leri kendilerine wahyetti ki: "Elbette Biz Zulmedenleri
helak edeceğiz."
014.14- Ve
Onlardan sonra Sizi o Arza elbette yerleştireceğiz işte bu
Maqamımdan korkana ve Wadimden korkana ait.
014.15- Fetih
istediler. Her Zorba İnatcı Bozguna uğrayıp yok olup
gitti.
014.16- Önünde
Cehennem vardır ve İrinli Sudan içirilecektir.
014.17- Yutkunmaya
çabalayacak ve Boğazından geçirmeyi başaramayacaktır ve
Ona her yandan Ölüm gelecek oysa ölmeyecek de.
Ardından daha Katı bir Azab olacak.
014.18- Rabblerine
Küfredenlerin Durumu şudur. Onların yaptıkları
Fırtınalı bir Günde Rüzgarın Şiddetle savurduğu
bir Kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir Şeye güçyetiremezler. İşte Uzak bir Sapıklık
budur.
014.19- Allah'ın
Gökteri ve Yeri Haqq ile yarattığını görmüyor musunuz? Dilerse
Sizi giderir yokeder ve Yeni bir Yaratılış getirir.
014.20- Bu
Allah'a göre Güç değildir.
014.21- Onların
Tümü toplanıp Allah'ın Huzuruna çıktılar da Müstazaflar
Müstekbirlere dediler ki: "Elbette
Biz Size tabi idik, şimdi Siz Bizden Allah'ın Azabından
herhangi bir Şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki:
"Eğer Allah Bize Doğru Yolu gösterseydi Biz de Sizlere
Doğru Yolu gösterdik. Şimdi Bizler yakınsak da sabretsekte Bize
göre birdir. Bizim için kaçacak hiçbir Yer yoktur."
IV Hakkın desteklenmesi 22-27
014.22- İş
Hükme bağlanıp bitince Şeytan der ki: "Doğrusu
Allah Size gerçek olan Wadi wadetti. Ben de Size wadettim ama Size Yalan
söyledim. Benim Size Zorlayıcı bir Gücüm yoktu.Yalnızca Sizi
çağırdım Siz de Bana icabet ettiniz. Öyleyse Beni
kınamayın Siz kendinizi kınayın. Ben Sizi kurtaracak
değilim, Siz de Beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce
Beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek
şu ki Zalimlere Acıklı bir Azab vardır.
014.23- İnanan ve Salih Davranışlarda bulunanlar
Rabb'lerinin İzniyle altından Irmaklar akan içinde Ebedî
kalacakları Bahçeler'e konulmuşlardır. Orda birbirlerine olan
Dirlik Temennileri "Selam"dır.
014.24- Görmedin
mi ki Allah nasıl bir Örnek vermiştir. Güzel bir Söz Güzel bir
Ağaç gibidir ki onun Kökü Sabit Dalı ise Göktedir
014.25- Rabb'inin
İzniyle Her Zaman Yemişini verir. Allah İnsanlar için örnekler
verir, umulur ki Onlar Öğüt alıp düşünürler.
014.26- Kötü
bir Sözün Örneği ise Kötü bir Ağaç gibidir. Onun Kökü Yerin
üstünden sökülmüş kararı kalmamıştır.
014.27- Allah
İnananları Dünya Hayatında da Ahiret'te de Sapasağlam
Sözde sabit kılar. Zalimleri de şaptırır. Allah
diledğini yapar.
V İnsanın zulmü 28-34
014.28- Allah'ın
Nimetini Küfre değiştirenleri ve Qavimlerini Yıkım ve
Azab Yurduna konduranları görmedin mi?
014.29- Cehennemdir.
Ona yaslanırlar ne Kötü bir Karar Yeridir o.
014.30- O'nun
Yolundan saptırmak için Allah'a Eşler koştular. De ki:
"Yararlanın. Çünkü elbette Sizin varışınız
Ateş'edir.
014.31- İnanan
Kullarıma söyle. Onda Alışverişin ve Dostluğun
olmadığı o Gün gelmezden önce
Salatı kılsınlar ve kendilerine Rızıq olarak
verdiklerimizden Gizli ve Açık infaq etsinler.
014.32- Allah
Gökleri ve Yeri yaratan ve Gökten Su indiriqp Onunla Size Rızıq
olarak Türlü Ürünler çıkarandır. Ve Onun Emriyle Gemileri Denizde
yüzmeleri için Size Emre amade kılandır. Irmakları da Size Emre Amade
kılandır.
014.33- Güneşi
ve Ayı da Hareketlerinde Sürekli Emrinize Amade kılan, Geceyi ve
Gündüzü de Emre Amade kılandır.
014.34- Ve
Size her istediğiniz Şeyi verdi. Eğer Allah'ın Nimetini
saymaya kalkışırsanız Onu saymaya güçyetiremezsiniz.
Gerçek şu ki İnsan pek Zalim , pek Nankördür.
VI İbrahim'in duası
35-41
014.35- Hani İbrahim şöyle demişti:
"Bu Şehri Güvenli kıl,
014.36- Rabb'im
gerçekten Onlar İnsanlardan birçoğunu şaşırtıp
saptırdı. Bundan böyle kim Bana uyarsa artık O Bendendir. Kim
de Bana İsyan edense kuşkusuz Sen Gafur, Rahim'sin.
014.37- Rabb'imiz,
gerçekten Ben Çocuklarımından bir kısmını Beyt-I
Haram yanında Ekinsiz bir Wadiye yerleştirdim. Rabb'imiz
Salatı kılsınlar diye. Böylelikle senin İnsanların
bir Kısmının Qalplerini onlara ilgi duyar kıl ve
Onları bir takım Ürünlerden rızıqlandır, umulur
ki şükrederler.
014.38- Rabb'imiz
elbette Sen Bizim saklı tuuttuklarımızı da açığa
vurduklarımızı da bilmektesin. Yerde ve Gökte Hiçbir Şey
Allah'a Gizli kalmaz.
014.39- Hamd
Allah'a aittir ki o, Bana İhtiyarlığa rağmen İsmail'i ve İshaq'ı Armağan etti, elbette Benim Rabb'im
gerçekten Duayı İşiten'dir.
014.40- Rabb'im
Beni Salatı Sürekli olan kıl, Soyumdan olanları da. Rabb'imiz
Duamı qabul buyur.
014.41- Rabb'imiz
Hesabın yapılacağı Gün Beni Valideynimi ve Müminleri
bağışla.
VII Muhalefetin akıbeti 42-52
014.42- Allah'ı
sakın Zulmedenlerin yaptıklarından Habersiz sanma. Onları
yalnızca Gözlerin Dehşetle belireceyi bir Günü ertelemekter.
014.43- Başlarını
dikerek koşarlar. Gözleri kendilerine dönüp çevrilmezler. Qalpleri de Bomboştur.
014.44- Azabın
kendilerine geleceği Gün İnsanları uyar ki Zulmedenler
şöyle diyecekler: "Bizi Yakın bir Süreye kadar ertele ki Senin
Çağrına cevap verelim ve Elçiler'e uyalım. Oysa daha önce
kendiniz için Hiçbir Son bulma yoktur diye and içenler Sizler değil mi
idiniz?
014.45- Siz
kendi Nefislerine Zulmedenlerin yerleştikleri Yerlerde yerleştiniz.
Onlara ne yaptığımız Size
açıklanmıştı. Ve Size Örnekler vermiştik.
014.46- Gerçek
şu ki Onlar Hileli Düzenler kurdular ve oysa Onların Düzenleri
Dağları Yerlerinden oynatacak ta olsa Allah katında Onlara
hazırlanmış Düzen vardır.
014.47- Allah'ı
sakın Elçilerine verdiği Sözden dönen sanma. Gerçekten Allah Aziz'dir,
İntikam-sahibidir.
014.48- Yerin
başka bir Yere, Göklerin de dönüştürüldüğü Gün, Onlar tek olan Qahhar olan Allah'ın
Huzuruna çıkacaklardır.
014.49- O
Gün Suçluların Bukağılara vurulduklarını görürsün.
014.50- Yiyimleri
Katrandandır. Yüzlerini de Ateş bürüyecekdir.
014.51- Allah'ın
Her Nefsi kendi kazandığı ile cezalandırması içindir.
Elbette Allah Hesabı Çabuk olandır.
014.52- İşte
bu uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten onun bir Tek İlah
olduğunu bilsinler diye ve Siz Aqıl Sahipleri iyice Öğüt
alsınlar diye bir Belağdır.
I Hüküm Yaklaşıyor 1-10
021.01- İnsanların Sorgulaması
yakınlaştı kendileri ise bir Gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
021.02-
Rabb'lerinden kendilerine
Yeni bir Hatırlatma gelmeyiversin Onlar bunu mutlaka Oyun Konusu yaparak
dinlemektedirler.
021.03-
Onların Qalpleri
Tutkuyla oyalanmadadır. Zulme sapanlar Gizlice
fısıldaştılar." Bu Sizin benzeriniz olan bir
Beşer değil mi öyleyse göz göre göre Siz Büyüyemi geleceksiniz."
021.04-
Dedi ki: " Benim
Rabb'im Gökte ve Yerde söylenen Sözü bilir o İşiten'dir,
Bilen'dir..
021.05-
"Hayır"
dediler, "Karmakarışık Düşlerdir. Hayır Onu
kendisi düzüp uydurmuştur. Hayır O bir Şairdir öyle degilse
Öncekilere gönderildiği gibi Bize de bir Ayet getirsin."
021.06-
Kendilerinden evvel
Yıkıma üğrattığımız Hiçbir Ülke
inanmamıştır şimdi bunlar mı inanacak?"
021.07- Biz
Senden önce de kendilerine wahyettiğimiz Adamlar dışında
göndermedik. Eğer
bilmiyorsanız, şu halde Zikr Ehline sorun.
021.08-
Biz Onları Yemek yemez
Cesetler kılmadık ve Onlar Ölümsüz değillerdi.
021.09-
Sonra Onlara
verdiğimiz Söze Sadık kaldık böylece Onları ve
dilediklerinizi kurtardık ta Ölçüsüz kalanları Yıkıma
uğrattık.
021.10- Andolsun
Size Zikr'inizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik yine de
aqıllanmayacak mısınız.
II Hak Daima kazanır 11-29
021.11- Biz
zulmetmekte iken Ülkelerden nicesini kırıp geçirdik ve bunun
ardından bir başka Qawmi meydana getirdik.
021.12- Bizim
Zorlu Azabımızı hissettikleri zaman oradan Büyük bir hızla
uzaklaşıp kaçıyorlardı.
021.13- Uzaklaşıp
kaçmayın, içinde şımarıp azdığınız
Refaha ve Yurdlarınıza dönün çünkü Sorguya çekileceksiniz.
021.14-
"Yazıklar Bize" dediler, "gerçekten Biz Zalimmişiz."
021.15- Onların
bu Yakınmaları Biz Onları Biçilmiş Ekin Sönmüş Ocak
durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
021.16- Biz
bir Oyun ve Oyalanma konusu olsun diye Göğü Yeri ve İkisi
arasında bulunanları yaratmadık.
021.17- Eğer
Biz bir Oyun ve Oyalanma isteseydik bunu kendi Katımızdan edinirdik.
Yapacak olsaydık böyle yapardık.
021.18- Hayır,
Biz Haqqı Batılın üstüne fırlatırız o da onun
Beynini Darmadağın eder bir de bakarsınki o yok olup
gitmiştir. Nitelendiregeldiklerinizden dolayı Eyvahlar size
021.19- Göklerde
ve Yerde kim varsa Onundur. Onun yanında olanlar Ona İbadet etmekte
Büyüklüğe kapılmazlar ve Onlar Yorgunluk da duymazlar.
021.20- Gece
ve Gündüz hiç durmaksızın tesbih ederler.
021.21- Yoksa
Onlar Yerden bir Takım İlahlar edindiler de Onlar mı
diriltecekler.
021.22- Eğer
her ikisinde Allah'ın dışında İlahlar
olsaydı hiç
tartışmasız İkisi de bozulup gitmişti.
Arşın Rabb'i olan Allah Onların nitelendire geldikleri
Şeylerden Yücedir.
021.23- O
yaptıklarından sorulmaz oysa Onlar Sorguya çekilirler
021.24- Yoksa
ondan başka İlahlar mı edindiler. De ki:
"Burhanınızı getirin, işte Benimle birlikte
olanların Zikri ve Benden öncekilerinde Zikri. " Hayır
Onların çoğu Haqqı bilmiyorlar, ondan yüz çevirmektedirler.
021.25- Senden
önce Hiçbir Elçi göndermedik ki, Ona şunu wahyetmiş olmayalım:
"Benden başka İlah yoktur, öyleyse Bana ibadet edin."
021.26- "Rahman
Çocuk edindi."dediler, O Yücedir. Hayır Onlar İkrama
layık görülmüş Kullardır.
021.27- Onlar
Sözle onun önüne geçmezler ve Onlar Onun Emriyle yapıp etmektedirler.
021.28- O
önlerindekini de arkalarındakini de bilmektedir. Onlar Şefaatte
etmezler, Hoşnut olunandan başka ve Onlar Onun Haşmetinden
içleri titremekte olanlardır.
021.29- Onlardan
her kimki gerçekten Ben Onun dışında bir İlahın
diyecek olsa bu durumda Biz Onu Cehennemle cezalandırırız.
Zalimleri Biz böyle cezalandırmaktayız.
III Vahyin doğruluğu 30-41
021.30- O
Küfredenler görmüyorlar mı ki
Göklerle Yer birbiriyle Bitişik iken Biz Onları
ayırdık ve her Canlı Şeyi Sudan yarattık yine de
Onlar inanmayacaklar mı?
021.31- Yeryüzünde
Onları Sarsıntıya uğratır diye Sabit Dağlar
yarattık ve Doğru gidebilsinler diye Geniş Yollar açtık.
021.32- Gökyüzünde
konulmuş bir Tavan kıldık Onlar ise bunun Ayetlerinden yüz
çevirmektedirler.
021.33- Geceyi
Gündüzü Güneşi ve Ayı yaratan odur. Herbiri bir Yörüngede yüzüp
gitmektedirler.
021.34- Senden
önce hiç bir Beşere Ölümsüzlüğü vermedik şimdi Sen ölürsen
Onlar Ölümsüz mü kalacaklar.
021.35- Her
Nefis Ölümü Tadıcıdır, Biz Sizi Şerrle de, Hayırla
da deneyerek imtihan etmekteyiz ve Siz Bize döndürüleceksiniz.
021.36- Küfredenler
Seni gördüklerinde Seni yalnızca Alay konusu edinmektedirler. "Sizin
İlahlarınızın Sözünü eden bu mu?" oysa
Rahman'ın Sözünü İnkar edenler kendileridir.
021.37- İnsan
Aceleden yaratıldı. Size Ayetlerimi yakında göstereceğim.
Şimdi hemen acele etmeyin.
021.38- "Eğer
doğruyu söylüyor iseniz bu Waat ne Zamandır." derler
021.39- O Küfredenler
Yüzlerinden ve Sırtlarından Ateşi püskürtemeyecekleri ve hiç
yardım alamayacakları Zamanı bir bilselerdi.
021.40- Hayır
Onlara apansız gelecekte böylece Onları Şaşkına
çevirecek. Artık ne onu geri çevirmeye Güçleri yetecek ve ne de Onlara Süre
tanınacak.
021.41- Andolsun
Senden önceki Elçilerle de Alay edildi. Fakat içlerinden Küçük
düşürenleri O Alaya aldıkları sarıp kuşatıverdi.
IV Allah'ın Rahmeti 42-50
021.42- De
ki: "Gece ve gündüz Sizi Rahman'dan kim koruyabilir?" Hayır
Onlar Rabb'lerini Zikirden yüz çevirenlerdir.
021.43- Yoksa
Onların Bize karşı kendilerini engellemeyle koruyabilecek
İlahları mı var? Onların kendi Nefislerine bile
Yardıma Güçleri yetmez ve Onlar Bizden Yakınlık duyamazlar.
021.44- Evet
Biz Onları ve Atalarını yararlandırdık, öyleki Ömür
Onlara Uzun geldi fakat şimdi Bizim gerçekten Yere gelip onu Çevresinden
eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde Üstün gelenler
Onlar mı?
021.45- De
ki: "Ben Sizi yalnızca Wahy ile uyardım. Ancak Sağırlar
uyarıldıklarında Çağrıyı işitmezler."
021.46- Andolsun
Onlara Rabb'inin Azabından bir Ufak Esinti dokunacak olsa tartışmasız "Eyvahlar Bize , gerçekten Bizler
zulmetmişiz", diyecekler.
021.47- Biz
ise Qıyamet Günü'ne ait Duyarlı Teraziler koyarız da artık,
hiçbir Nefis hiçbir Şeyle Haqsızlığa uğramazlar. Bir
Hardal Tanesi bile olsa Ona getiririz. Hesap görücüler olarak Bizler yeteriz.
021.48- Andolsun
Biz Musa'ya ve Harun'a Taqwa Sahipleri için bir Aydınlık ve bir Zikr
olarak Furqan'ı indirdik.
021.49- Onlar
Rabb'lerine karşı Gayb ile bir Haşyet içindedirler ve Onlar Saat'den içleri titremekte olanlardır.
021.50- Bu
Bizim Ona indirdiğimiz Mübarek bir Zikir'dir. Şu halde Onu İnkar
edecek olanlar Siz misiniz?
V İbrahim ve Düşmanları
51-75
021.51- Andolsun
bundan önce de İbrahim'e
Rüşdünü vermiştik ve Biz Onu bilenlerdik.
021.52- Hani
Babasına ve Qavmine demişti ki: "Sizin
karşılarında Bel büküp eğilmekte olduğunuz bu Temsili
Heykeller nedir?"
021.53- "Biz
Atalarımızı bunlara tapıyor olarak bulduk." dediler.
021.54- De
ki: " Andolsun Siz ve Atalarınız Apaçık bir
Sapıklık içindeziniz."
021.55- "Sen
Bize Gerçeği mi getirdin yoksa Oyun oynayanlardan mısın? "
021.56- "Hayır"
dedi. "Sizin Rabb'iniz Göklerin ve Yerin Rabb'idir Onları kendisi
yaratmıştır ve Ben de buna Şehadet edenlerdenim."
021.57- Andolsun
Allah'a, Sizler arkanızı dönüp gittikten sonra ,Ben Sizin
Putlarınıza elbette bir Tuzak kuracağım,
021.58- Böylece
O yalnız Büyükleri hariç olmak üzere Onları Paramparça
kıldı. Belki Ona başvururlar diye.
021.59- "Bizim
İlahlarımıza bunları kimler yaptı? Elbette O
Zalimlerden biridir." dediler.
021.60- "Kendisine
İbrahim denilen bir Gencin
bunların Sözünü ettiğini işittik" dediler.
021.61- Dediler
ki: "Öyleyse Onu İnsanların Gözü önüne getirin ki ona/cezaya
Şahid olsunlar."
021.62- Dediler
ki: " Ey İbrahim, bunu
İlahlarımıza Sen mi yaptın?"
021.63- Hayır,
dedi. "Bu yapmıştır, bu Onların Büyükleridir;
eğer konuşabiliyorsa Siz Onlara soruverin."
021.64- Bunun
üzerine kendi Vicdanlarına başvurdular da. Gerçek şu ki Siz
Zalim olanlar Sizlersiniz" dediler.
021.65- Sonra
yine Tepeleri üzerine ters döndüler. Andolsun Bunların
konuşamayacaklarını Sen de bilmektesin.
021.66- Dedi
ki: " O halde Allah'ı bırakıp da Sizlere Yararı
olmayan ve Zararı dokunmayan Şeylere mi
tapmaktasınız?"
021.67- "Yuh
size ve Allah'tan başka taptıklarınıza. Siz yine de aqıllanmayacak
mısınız?"
021.68- Dediler
ki: " Eğer yapacaksanız Onu yapın ve
İlahlarınıza Yardımda bulunun.
021.69- Bizde
dedik ki: "Ey Ateş, İbrahime
karşı Serin ve Esenlikli ol."
021.70- Ona
bir Düzen kurmak istediler, fakat Biz Onları daha çok Hüsrana
uğrayanlar kıldık.
021.71- Onu
ve Lut u kurtarıp içinde Alemler için Bereketler
kıldığımız Yere çıkardık.
021.72- Ona
İshaq'ı armağan
ettik, üstüne de Yaqub'u. Herbirini Salihler kıldık.
021.73- Ve
Onları, kendi Emrimizle Hidayete yönelten Önderler kıldık ve
Onlara Hayrı kapsayan Fiilleri, Salat kılmayı ve Zekat vermeyi
wahyettik. Onlar Bize İbadet edenlerdi.
021.74- Lut'a da bir Hüküm ve İlim verdik
ve Onu Çirkin İşler yapmakta olan Şehirden kurtardık.
Elbette Onlar bozulmaya uğrayan Kötü bir Qawimdi.
021.75- Onu
Rahmetimize soktuk, çünkü O Salihlerdendi.
VI Peygamberlerin Kurtuluşu 76-93
021.76- Nuh da daha önce Çağrıda
bulunduğu zaman Biz Onun Çağrısına cevap verdik, Onu ve
Ailesini Büyük bir Üzüntüden kurtardık.
021.77- Ve
Ayetlerimizi yalanlayan Qawimden Ona Yardım edip Öcünü aldık.
Şüphesiz Onlar Kötü bir Qawimdi, Biz de Onların tümünü Suya
batırıp boğduk.
021.78- Davud ve Süleyman da. Hani Qawmin Hayvanlarının içine girip
yayıldığı Ekin Tarlaları Konusunda Hüküm
yürütüyorlyardı. Biz Onların Hükmüne Şahidler idik.
021.79- Biz
bunu Süleyman'a kavrattık
,herbirine de Hüküm ve İlim verdik. Davud
ile birlikte etsinler diye, Dağlara ve Kuşlara Boyun
eğdirdik. (Bunu ) Yapanlar Biz idik.
021.80- Ve
Sizin için Ona Zorlu Savaşınızda Sizi korusun diye Giyim
Sanatını öğrettik. Buna rağmen Siz şükredenler
misiniz?
021.81- Süleyman için de Fırtına
biçiminde esen Rüzgara ki kendi Emriyle
içinde Bereketler kıldığımız Yere akıp
giderdi. Biz Herşeyi bilenleriz.
021.82- Onun
için Denizde Dalgıçlık yapan ve bunlardan başka İşler
de gören Şeytanlardan kimseleri de. Biz Onların Koruyucuları
idik.
021.83- Eyüp'de. Hani O Rabb'ine
Çağrıda bulunmuştu. Elbette bu Dert Beni sarıverdi. Sen
Merhametlilerin en Merhametli
olanısın.
021.84- Böylece
Onun Çağrısına cevap verdik. Kendisinden O Derdi giderdik, Ona
katımızdan bir Rahmet ve İbadet edenler için bir Zikir olmak
üzere Ailesini ve Onlarla birlikte bir katını daha verdik.
021.85- İsmail, İdris ve Zülkifl, hepsi Sabredenlerdendi.
021.86- Onları
Rahmetimize soktuk, elbette Onlar Salih olanlardandı.
Yunus
(Bak: 2/Kalem:48-50
55
Yunus/98
60/Saffat
139-148 )
021.87- Balık Sahibi, Hani o Kızmış vaziyette
gitmişti ki, kendisini
Sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı.
Karanlıklar içinde: "Senden başka İlah yoktur, Sen
Yücesin, gerçekten de Ben Zulmedenlerden oldum." diye Çağrıda
bulunmuştu.
021.88- Bunun
üzerine Çağrısına cevap verdik ve Onu Üzüntüden
kurtardık. İşte Biz İman edenleri böyle
kurtarırız.
021.89- Zekeriya da. Hani Rabb'ine
Çağrıda bulunmuştu: "Rabb'im Beni yalnız
başıma bırakma, Sen Mirasçıların en
Hayırlısısın."
21.90- Onun
Çağrısına da Cevap verdik. Kendisine Yahya'yı Armağan ettik, Eşini de doğurmaya
elverişli kıldık. Gerçekten Onlar Hayırlarda
yarışırlardı, umarak ve korkarak Bize Dua ederlerdi. Bize Derin Saygı
gösterirlerdi.
021.91- Irzını
koruyan Meryem; Biz Ona kendi
Ruhumuzdan üfledik, Onu ve Çocuğunu İnsanlığa bir Ayet
kıldık.
021.92- Gerçek
şu ki Sizin bu Ümmetiniz Tek bir Ümmettir. Ben de Sizin Rabbinizim;
öyleyse Bana İbadet ediniz.
021.93- Onlar,
İşlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar.
Hepsi Bize döneceklerdir.
VII Salihler Arza varis olacaklar 94-112
021.94- Artık
kim, bir Mü'min olarak Salih olan Çalışmalarda bulunursa Onun
Çabası için Küfran yoktur. Elbette Biz, Onun
Yazıcılarıyız.
021.95- Yıkıma
uğrattığımız bir Ülkeye ( dönüş)
İmkansızdır. Elbette Onlar bir daha geri dönmeyeceklerdir.
021.96- Ye'cuc ve Me'cuc açıldığında, Onlar Her bir Tepeden akın ederler.
021.97- Gerçek
olan Waad yaklaşmıştır. İşte o zaman,
Küfredenlerin Gözleri Yuvalarından fırlayacak: "Eyvahlar Bize,
Biz bundan tam bir Gaflet içindeydik, hayır, Bizler
zulmetmiştik." (diyecekler).
021.98- Gerçekten
Siz de, Allah'ın dışında taptıklarınız da
Cehennemin Odunusunuz, Siz Ona varacaksınız.
021.99- Eğer
Onlar İlahlar olsalardı, Ona girmeyeceklerdi. Oysa Onların
Tümü içinde Temelli Kalıcıdırlar.
021.100- Orda
kendileri için, Kemikleri çatırdadan İnlemeler vardır. Onlar
orda işitmezler de.
021.101- Ama
Bizden kendilerine Güzellik geçmiş bulunanlar, işte Onlar, Ondan
uzaklaştırılmış olanlardır.
021.102- Onun
Uğultusunu bile duymazlar.Onlar Nefislerinin arzuladığı
içinde Ebedi Kalıcıdırlar.
021.103- Onları,
o en Büyük Korku Hüzne kaptırmaz ve: "İşte bu Sizin
Gününüzdür, Size waadedilmişti." diye Melekler Onları
karşılayacaklardır.
021.104- Bizim,
Göğü Kitabın Sahifelerini katlar gibi/dürer gibi
katlayacağımız Gün, İlk Yaratmaya
başladığımız gibi, yine Onu İade edeceğiz.
Bu, Bizim üzerimizde bir Waiddir. Tartışmasız, Biz
Yapıcılarız. Yerine Getiriciyiz."
021.105- Andolsun,
Biz Zikir'den sonra Zebur'da da: "Elbette Arz'a Salih Kullarım
Waris olacaktır" diye
yazdık.
021.106- Gerçek
şu ki kulluk eden bir Topluluk için bunda Açık bir Mesaj/Belağ
vardır.
021.107- Biz
Seni Alemler için yalnızca bir Rahmet olarak gönderdik.
021.108- De
ki:" Gerçekten Bana Sizin İlahınız yalnızca Tek bir
İlahtır" diye wahyolunuyor, artık Siz teslim olmayacak
mısınız."
021.109- Eğer
yüzçevirirlerse de ki: Ben Size açıkladım Eşitlik üzere
(eşit olduk). Artık bilemem Size Wadedilenin Yakın mı Uzak
mı?
021.110- Elbette
O, Sözün Açıklananını da bilmekte saklamakta
olduklarını/ gizlediklerini da.
021.111- Bilmem,
belki de O Sizi denemek ve bir Süreye kadar yararlanmadır.
021.112- Dedi
ki: "Rabb'im, Haqq ile hükmet. Bizim Rabb'imiz, Sizin Her Türlü
nitelendirmelerinize karşı Yardımına
sığınılan Rahman'dır.
I Hüküm 1-10
022.01- Ey
İnsanlar, Rabb'inizden ittiqa edin, çünkü Saat'in
Sarsıntısı Büyük bir Şeydir.
022.02- Onu
gördüğünüz Gün, Her Emzikli kendi emzirdiğini unutup geçecek ve Her
Gebe-Dişi kendi Yükünü düşürecektir. İnsanları da
Sarhoş olmuş görürsün, oysa Onlar Sarhoş değillerdir. Ancak
Allah'ın Azabı pek Şiddetlidir.
022.03- İnsanların
kimi, Allah hakkında Bilgisi olmaksızın tartışır
durur ve her Azgın-kaypak-Şeytanın
Peşine düşer.
022.04- Ona
yazılmıştır: "Kim Onu Weli edinirse, elbette O, Onu
şaşırtıp-saptırır ve Onu Çılgın
Ateş'in Azabına yöneltir.
022.05- Ey
İnsanlar, eğer Dirilişten yana bir Kuşku içindeyseniz,
gerçek şu ki, Biz Sizi Topraktan yarattık, sonra Nutfeden, sonra
Alaqtan, sonra
Yaratılışı belli belirsiz bir Çiğdem-Et
Parçasından. Size Açıkca göstermek
için. Sonra Sizi Bebek olarak
çıkarıyoruz. Sonra da Erginlik
Çağına erişmeniz için. Sizden kiminizin Hayatına son
verilmekte, kiminizin de, bildikten sonra hiçbir Şey bilmeme durumuna
gelmesi için Ömrün en Aşağı Ucuna geri çevirmektedir. Yeryüzünü Kupkuru Ölü gibi görürsün, fakat
Biz Onun üzerine Suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve
her Güzel Çiftten bitirir.
022.06- İşte
böyle, elbette Allah Haqqın kendisidir ve elbette Ölüleri diriltir ve
gerçekten Herşeyin üstünde Güçyetiren'dir.
022.07- Gerçek
şu ki, Saat yaklaşarak gelmektedir, Onda Kuşku yoktur. Gerçekten
Allah, Qabirlerde olanları diriltecektir.
022.08- İnsanlardan
kimi, hiçbir Bilgisi, Yol göstericisi
ve Aydınlatıcı Kitab'ı olmaksızın Allah
hakkında tartışır-durur.
022.09- Allah'ın
Yolu'ndan saptırmak amacıyla burunla salınıp
kasılarak. Dünyada Onun için
Aşağılanma vardır,
Qıyamet Günü'de Yakıcı Azab'ı Ona
tatdıracağız.
022.10- Bu,
Senin Ellerinin önden taqdim ettikleridir.
Elbette Allah, Kullar için Zulmedici değildir.
II İlahi yardım 11-22
022.11- Halktan
öylesi vardır ki Allah'a şartlı ibadet eder, eğer
başına İyi bir Şey gelirse tatmin olur, ancak
başına bir Felaket gelirse Yüzüstü döner. Dünyayı da Ahiret'i
de kaybeder. İşte Apaçık Kayıp budur."
022.12- Allah'ın
dışında kendisine ne yarar ne de zarar veremiyen Şeylere
yalvarır. İşte en Uzak Sapma budur."
022.13- Zararı
Yararından daha Yakın olana yalvarır.
Yalvardığı Şey ne Kötü Yardımcı ne Kötü bir
Arkadaştır.
022.14- Allah,
İnanan ve İyi İşler yapanları altlarından
Irmaklar akan Bahçeler'e sokacaktır. Elbette Allah istediğini yapar.
022.15- Kim
Allah'ın Dünya ve Ahiret Hayatında kendisine Yardım etmeyeceğini zannediyorsa,
bir Yolla Göğe yönelsin ve (putlardan ilgisini) kessin. Sonra bu
Uygulamasının, öfkelendiği Şeyleri giderip
gidermeyeceğine bir baksın.
022.16- İşte
Biz Onu Apaçık Ayetler olarak indirdik. Elbette Allah dilediğini
Hidayete yöneltir.
022.17- Elbette
Allah Qıyamet Günü aralarını ayıracaktır.
022.18- Görmedin
mi ki, gerçekten, Göklerde ve Yerde olanlar, Güneş, Ay,
Yıldızlar ve İnsanlardan Çoğu Allah'a secde etmektedir.
Bir çoğu üzerinde de Azab Haqq olmuştur. Allah kimi
Aşağılık kılarsa, artık onun için bir Yüceltici
yoktur. Elbette Allah dilediğini yapar.
022.19- İşte
bunlar çekişen iki Bölüktür. Rabb'leri konusunda çekiştiler.
İşte o Küfredenler, Onlar için Ateş' ten Elbiseler
biçilmiştir, Başları üstünden de Kaynar Su dökülür.
022.20- Bununla
Karınları içinde olanlar ve Derileri eritilmiş olur.
022.21- Onlar
için Demirden Kamçılar var.
022.22- Ne
zaman, ordan, Sarsıcı-üzüntüden çıkmak isterlerse, oraya geri
çevirilirler ve: "Yakıcı Azab'ı tadın" denir.
III Mü'minler
Kazanacak 23-25
022.23- Elbette
Allah, İnananları ve Salih Eylemlerde bulunanları
altından Irmaklar akan Bahçeler'e sokar. Orada Altından
Bileziklerle ve İncilerle süslenirler, ordaki Elbiseleri de
İpektir.
022.24- Onlar,
Sözün en Güzel olanına iletilmişlerdir ve Onlar Övülen
Dosdoğru yola
iletilmişlerdir.
022.25- Gerçek
şu ki, Küfredenler, Allah'ın Yolundan ve Mescid-i Haram'dan ki onda
Yerli olsun dışarıdan gelmiş olsun Eşit olarak Onu
İnsanlar için kıldık, alıkoyanlar, her kim Onda Zulüm ile
İnkarcılığa kalkışmayı isterse, Ona
Acıklı bir Azab tatdırırız.
IV Mukaddes
Ev 26-33
022.26- Hani
Biz İbrahim'e Ev'in yerini
belirtip hazırladığımız zaman: " Bana hiçbir
şeyi Ortak koşma, Tawaf edenler, Qıyam edenler, Ruqua ve Sucuda
varanlar için Ev'imi tertemiz tut." (demiştik).
022.27- "İnsanlar
içinde Haccı duyur, gerek Yaya, gerekse Uzak Yollardan gelen Yorgun
düşmüş Develer üstünde Sana gelsinler."
022.28- Kendileri
için bir Takım Yararlara Şahid olsunlar ve kendilerine
Rızıq olarak verdiği Hayvanlar üzerinde belli Günlerde
Allah'ın Adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve
Zorluk çeken Yoksulu da doyurun.
022.29- Sonra
Tefeslerini gidersinler, Adaklarını yerine getirsinler, Beyt'i
Atiq'i tawaf etsinler.
022.30- İşte
böyle, kim Allah'ın Haram kıldıklarını yüceltirse,
Rabb'inin katında kendisi için Hayırlıdır. Size okunanlar
dışındaki Hayvanlar helal kılındı. Öyleyse
İğrenç bir Pislik olan Putlardan kaçının, Yalan Söz
söylemekten de kaçının.
022.31- Allah'ı
birleyen (hanifler) olarak. O'na Ortak
koşmaksızın. Kim Allah'a Ortak koşarsa, sanki O Gökten
düşmüş de Onu bir Kuş kapıvermiş veya Rüzgar Onu
Issız bir Yere sürükleyip atmış gibidir.
022.32- İşte
böyle, kim Allah'ın Şiarlarını yüceltirse, elbette bu,
Qalblerin Taqwasındandır.
022.33- Onlarda
Sizin için Adı konulmuş bir Süreye kadar Yararlar vardır.
Sonra Onların Yerleri Beyti Atiq'tir.
V Kurban 34-38
022.34- Biz,
her Ümmet için bir Mensek kıldık. O'nun kendilerine Rızıq
olarak verdiği Hayvanlar üzerinde Allah'ın Adını
ansınlar diye. İşte Sizin
İlahınız bir Tek İlahtır. Artık yalnızca
O'na teslim olun. Sen Alçak Gönüllü olanlara müjdele
022.35- Onlar
ki, Allah anıldığı zaman Qalpleri ürperir, Onlar,
kendilerine isabet eden Musibetlere Sabredenler, Salatı iqame edenler ve
Rızıq olarak verdiklerimizden İnfaq edenlerdir.
022.36- İri
Cüsseli Develeri de Size Allah'ın İşaretlerinden
kıldık, Sizler için Onlarda bir Hayır vardır. Öyleyse
Onlar bir Dizi halinde boğazlanırken Allah'ın Adını
anın, yanları üzerine yattıklarında da Onlardan yiyin,
Kanaatkara ve İsteyene yedirin. İşte böyle, Onları Sizin
için boyun eğdirdik, umulur ki şükredersiniz.
o22.37- Onların
Etleri ve Kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na Sizden
Taqwa ulaşır. İşte böyle, Onlara Sizin için Boyun
eğdirilmiştir. O'nun Size Hidayet vermesine karşılık
Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjdele.
022.38- Elbette
Allah İnananlardan uzaklaştırmaktadır. Gerçekten Allah
Hain ve Nankör olan kimseyi sevmez.
VI Mücadele
39-48
022.39- Kendilerine
zulmedilmesi dolayısıyla Onlara karşı Savaş
açılana İzin verildi. Elbette Allah, Onlara Yardım etmeye
Güçyetiren'dir.
022.40- Onlar,
yalnızca:" Rabb'imiz Allah'tır" demelerinden dolayı,
Haqsız yere Yurtlarından Sürgün edilip çıkarıldılar.
Eğer Allah'ın İnsanların bir kısmıyla bir
kısmını defetmesi olmasaydı, Manastırlar, Kiliseler,
Havralar ve içinde Allah'ın İsminin çokca
anıldığı Mescidler, elbette yıkılır giderdi.
Allah kendine Yardım edenlere Kesin olarak Yardım eder. Elbette
Allah Güçlü-Olan'dır, Aziz'dir.
022.41- Onlar
ki, Yeryüzünde kendilerini yerleşip kılıp İktidar Sahibi
kılarsak Salatı iqame ederler, Zekatı verirler, Ma'rufu
emrederler, Münkerden sakındırırlar, Bütün İşlerin
Sonu Allah'a aittir.
022.42- Eğer
Seni yalanlıyorlarsa, onlardan önce Nuh,
Ad, Semud Qawmi de yalanlamıştı.
022.43- İbrahim'in Qavmi ve Lut'un Qavmi'de.
022.44- Medyen Halkı da. Musa'da yalanlanmıştı.
Böylelikle Ben, O Küfredenlere bir Süre tanıdım, sonra Onları
yakalayıverdim. Nasılmış Benim Inqılabım?
022.45- Zulmediyorken
Yıkıma uğrattığımız Nice Ülkeler vardır
ki, şimdi Onların Altları üstlerine gelmiş
Ipıssız durmakta, kullanılmaz durumda Kuyuları, Yüksek
Sarayları.
022.46- Yeryüzünde
gezip dolaşmıyorlar mı, böylece Onların kendileriyle
aqledebilecek Qalpleri ve kendisiyle işitebilecek Kulakları olsun?
Çünkü gerçek şu ki, Gözler Kör olmaz, ancak Sinelerdeki Qalbler körelir.
022.47- Onlar
Senden, Azab'ın Çarçabuk getirilmesini istiyorlar. Allah Waadine kesin
olarak muhalefet etmez. Gerçekten, Senin Rabb'inin katında bir Gün, sizin
saymakta olduklarınızdan Bin Yıl gibidir.
022.48- Nice
Ülkeler vardır ki, zulmediyorlarken Ben Ona bir Süre tanıdım,
sonra yakalayıverdim, Dönüş yalnızca Bana'dır.
VII Peygambere
Muhalefet 49-57
022.49- De
ki: "Ey İnsanlar, gerçekten Ben Sizin için yalnızca bir Uyarıcı'yım."
022.50- Buna
göre, İnanan ve Salih Çalışmalarda bulunanlar, Onlar için bir
Bağışlanma ve Kerim bir Rızıq vardır.
022.51- Ayetlerimiz
konusunda Acze düşürücü Çabalar harcayanlar, Onlar da Alevli Ateş'in
Halkıdırlar.
022.52- Biz
Senden önce hiçbir Elçi ve Nebi göndermiş olmayalım ki, O bir
Dilekte bulunduğu zaman, Şeytan
Onun Dileğine katıp karıştırmasın. Ama Allah, Şeytanın
katıp-bıraktıklarını giderir, sonra kendi Ayetlerini
sağlamlaştırıp pekiştirir. Allah, gerçekten Bilen'dir,
Hakim'dir.
022.53- Şeytan'ın
katıp-bırakmalarını, Qalplerinde Hastalık olanlara
ve Qalpleri Duyarlılıktan Yoksun bulunanlara bir Deneme
kılması içindir. Elbette
Zulmedenler oldukca Uzak bir Ayrılık içindedirler.
022.54- Kendilerine
İlim verilenlerin tartışmasız Rabb'lerinden olan bir
Gerçek olduğunu bilmeleri için. Böylelikle O'na inansınlar ve
Qalpleri Ona Tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz
Allah İnananları Doğruyola yöneltip-iletir.
022.55- Küfredenler
ise, Saat Onlara Apansız gelinceye kadar ya da Kesintiye
uğramış bir Gün'ün Azabı Onlara yetişinceye kadar
Ondan yana Şüphe içinde Sürgit kalacaklardır.
022.56- Mülk,
o Gün yalnızca Allah'ındır. O aralarında hükmedecektir.
Artık İnanan ve Salih Çalışmalarda bulunanlar, Nimetlerle
donatılmış Bahçeler'dedirler.
022.57- Küfredip
Ayetlerimizi yalanlayanlar, artık Onlar için de
Aşağılatıcı bir Azab vardır.
VIII Mü'minlerin
Galibiyeti 58-64
022.58- Allah
Yolunda Hicret edip öldürülen veya Ölenlere elbette Allah, Onları Güzel
bir Rızıqla rızıqlandıracaktır. Elbette Allah,
Rızıq verenlerin en Hayırlısıdır.
022.59- Onları,
kendisinden gerçekten Hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır.
Elbette Allah Bilen'dir, Halim'dir.
022.60- İşte
böyle, her kim kendisine yapılan Haqsızlığın
benzeriyle Karşılık verir, sonra aleyhine Azgınlık ve
Saldırıda bulunulursa, Allah elbette Ona Yardım eder. Elbette
Allah Affeden'dir, Bağışlayan'dır.
022.61- İşte
böyle, çünkü Allah, Geceyi Gündüze bağlayıp katar ve Gündüzü de
Geceye bağlayıp katar. Elbette Allah, İşiten'dir,
Gören'dir.
022.62- İşte
böyle, çünkü Allah, Haqq'tır. O'nun dışında Onların
kendilerine tapmakta oldukları ise Batılın ta kendisidir.
Elbette Allah, Yüce'dir, Büyük'tir.
022.63- Görmedin
mi Allah, Gökten Su indirdi, böylece Yeryüzü Yemyeşil
donatıldı. Elbette Allah, Lutfeden'dir, Herşeyden
Haberdar'dır.
022.64- Göklerde
ve Yerde her ne varsa O'nundur. Elbette Allah hiçbir şeye
İhtiyacı olmayan'dır, Hamid
dir.
IX Allah'ın
İnsanlara rahmeti 65-72
022.65- Görmedin
mi, Allah, Yerdekileri ve Denizde O'nun Emriyle akıp gitmekte olan
Gemileri, Sizin Yararınıza verdi. Ve İzni olmaksızın,
Göğü Yerin üstüne düşmekten alıkoymaktadır. Elbette Allah,
İnsanlara karşı Şefkatlidir, Merhametli'dir.
022.66- Sizi
Diri tutan, sonra öldürecek, sonra da diriltecek olan O'dur. Gerçekten
İnsan pek Nankördür.
022.67- Biz
Her Ümmete bir Mensek kıldık. Onlar bu Tarz üzere İbadet
etmektedirler. Öyleyse işinde Seninle çekişmesinler. Sen Rabb'ine
çağır. Elbette Sen
Dosdoğru bir Hidayet üzerindesin.
022.68- Eğer
Seninle Mücadeleye girişirlerse de ki: "Allah, yapmakta
olduklarınızı daha iyi bilir."
022.69- "Allah,
Qıyamet Günü, kendisinde İhtilafa düşmekte olduğunuz
Şey konusunda aranızda hükmedecektir."
022.70- Allah'ın,
Gökte ve Yerde olanların hepsini bilmekte olduğunu bilmiyor musun?
Gerçekten bunlar bir Kitap'tır. Elbette bunlar Allah için pek
Kolaydır.
022.71- Onlar,
Allah'ı bırakıp da kendisine İspatlayıcı bir
Delil indirmediği ve haklarında kendilerinin Bilgileri olmayan
Şeylere tapmaktadırlar. Zulmedenler için Hiçbir Yardımcı
yoktur.
022.72- Onlara
karşı Apaçık olan Ayetlerimiz okunduğu zaman, Sen o
Küfredenlerin Yüzlerindeki Red ve İnkarı tanıyabilirsin.
Neredeyse, kendilerine karşı Ayetlerimizi okuyanın üzerine
çullanıverecekler. De ki:"
Size bundan daha Kötü olanı Haber vereyim mi? Ateş, Onu
Küfredenlere waadetmiştir. Ne Kötü bir Duraktır."
X Müşrikler
Mahvolacak 73-78
022.73- Ey
İnsanlar, bir Örnek verildi, şimdi Onu dinleyin. Sizin,
Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız hepsi bunun
için bir araya gelseler dahi gerçekten bir Sinek bile yaratamazlar. Eğer
Sinek Onlardan bir Şey kapacak olsa, bunu da Ondan geri alamazlar.
İsteyen de Güçsüz, istenen de.
022.74- Onlar,
Allah'ın Qadrini Haqqıyla taqdir edemediler. Elbette Allah Güçsahibi'dir,
Aziz'dir.
022.75- Allah,
Meleklerden Elçiler seçer ve
İnsanlardan da. Elbette Allah İşiten'dir, Gören'dir.
022.76- O,
önlerindekini de, arkalarındakini de bilmektedir. Bütün İşler de
Allah'a döndürülür.
022.77- Ey
İnananlar, Ruqu edin, Secde edin. Rabb'inize ibadet edin ve Hayır
işleyin, umulur ki Kurtuluş bulursunuz.
022.78-
Allah Adına gerektiği gibi Cihad edin. O, Sizleri seçmiş ve Din
konusunda Size bir Güçlük yüklememiştir, Atanız İbrahim'in Milleti. O bundan daha önce de, bunda da Sizi
"Müslümanlar" olarak isimlendirdi,
Elçi Sizin üzerinize şahid olsun, Siz de İnsanlar üzerine
Şahidler olasınız diye. Artık Salatı kılın,
Zekatı verin ve Allah'a sarılın, Sizin Mevla'nız O'dur.
İşte, ne Güzel Mevla ve ne Güzel Yardımcı.
I Mü'minlerin Kurtuluşu:1-22
023.01- Gerçekten
Mü'minler felah buldu.
023.02- Onlar
Salatlarında Huşuludurlar.
023.03- Onlar
Boşşeylerden yüz çevirenlerdir.
023.04- Onlar
ki Zekat için Faildirler.
023.05- Onlar
ki Irz/Ferclerini korurlar
023.06- Ancak
Eşleri veya Eymanlarının Malik oldukları
dışında. Bu konuda onlar kınanmazlar.
023.07- Fakat
kim bunun ötesini ararsa artık Onlar Sınırı
çiğneyenlerdir.
023.08- Onlar
ki Emanetlere ve Ahidlerine Riayet ederler,
023.09- Onlar
ki Salatlarını da Koruyanlardır.
023.10- İşte
Onlardır Varis olacaklar.
023.11- Ki
Onlar Varis olacaklar Firdevs'e . İçinde Ebedî olarak
Kalıcıdırlar.
023.12- Andolsun,
Biz İnsanı, Süzme bir Çamurdan yarattık.
023.13- Sonra
Onu bir Nutfe olarak, Savunması
Sağlam bir Qarar Yerine yerleştirdik.
023.14- Sonra
o Nutfeyi bir Alaq olarak yarattık, ardından o Alaqı bir
Çigdem Et/Mudga Parçası olarak yarattık, daha sonra o Mudgayı
Kemik olarak yarattık. Böylece Kemiklere de Et/Kas giydirdik, sonra bir
başka Yaratışla Onu İnşa ettik.
Yaratıcıların en Güzeli olan Allah, ne Yüce'dir.
023.15- Sonra
bunun ardından Siz gerçekten ölecek olanlarsınız.
023.16- Sonra
Siz gerçekten Qıyamet Günü diriltileceksiniz.
023.17- Andolsun,
Biz Sizin üstünüzde Yedi Yol yarattık, Biz Yaratmadan Gafiller
değiliz.
023.18- Biz
Gökten belli bir Miktarda Su indirdik ve Onu Yeryüzünde Yerleşik
kıldık. Elbette Biz Onu gidermeye de Güçyetirenleriz.
023.19- Böylelikle,
bununla Size Hurmalıklardan, Üzümlerden Bahçeler-bağlar
kıldık. İçlerinde çok sayıda Yemişler vardır.
Sizler Onlardan yemektesiniz.
023.20- Ve
Turu Sina'da çıkan bir Ağaç. O
Yağlı ve Yiyenlere bir Katık olarak bitmektedir.
023.21- Gerçekten
Hayvanlarda da Sizin için bir Ders vardır. Karınlarının
içinde olanlardan Size içirmekteyiz ve Onlarda Sizin için daha bir çok
Yararlar var. Sizler Onlardan yemektesiniz.
023.22- Onların
üzerinde ve Gemilerde taşınmaktasınız.
II Nuh'un Başarısı :23-32
023.23- Andolsun,
Biz Nuh'u kendi Qawmine gönderdik.
Böylece Qawmine dedi ki: "Ey Qawmim, Allah'a kulluk edin. Onun
dışında Sizin başka İlahınız yoktur, yine
de sakınmayacak mısınız?"
023.24- Bunun
üzerine, Qawminden küfretmiş önde gelenler dediler ki:" Bu, Sizin
benzeriniz olan bir Beşerden başkası değildir. Size
karşı Üstünlük elde etmek istiyor. Eğer Allah dilemiş
olsaydı, elbette Melekler indirirdi. Hem biz geçmişte
Atalarımızdan da bunu işitmiş değiliz.
023.25- "O,
kendisinde Delilik bulunan bir Adamdan başkası değildir, Onu
belli bir Süre gözetleyin.
023.26- Dedi:
"Rabbim, Beni Yalanlamalarına karşılık, Bana
yardım et."
023.27- Böylelikle
Biz Ona: "Gözetimimiz altında ve Wahyimizle Gemi yap. Nitekim bizim
Emrimiz gelip de Tandır kızışınca, Onun içine ikişer Çift ile, içlerinden
aleyhlerine Söz geçmiş olan dışında Aileni al, Zulmedenler
konusunda Bana muhatap olma, çünkü Onlar boğulacaklardır" diye
wahyettik.
023.28- "Böylece
Sen, beraberinde Olanlarla Gemiye bindiğinde o zaman de ki: "Bizi o
Zulmeden Qawimden kurtaran Allah'a Hamd olsun."
023.29-
023.30- Ve
de ki: "Rabb'im, Beni Kutlu bir Konakta indir, Sen Konuklayanların
en Hayırlısısın."
023.31- Sonra
Onların ardından bir başka Kuşağı inşa
ettik.
023.32- Onlara
da kendi içlerinden "Allah'a kulluk edin, O'nun dışında
sizin başka İlahınız yoktur, yine de sakınmayacak
mısınız?" diye diye içlerinden bir Elçi gönderdik.
III Nuh'tan Sonraki Peygamberler :33-51
023.33- Kendi
Qawminden, küfredip de Ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine,
Dünya Hayatında Refah verdiğimiz Önde Gelenler dedi ki: "Bu,
Sizin benzeriniz olan bir Beşerden başkası değildir,
kendisi de Sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir.
023.34- "Eğer
Sizin benzeriniz olan bir Beşere boyun eğecek olursanız,
andolsun, Siz gerçekten Hüsrana uğrayanlar olursunuz."
023.35- "O,
Siz öldüğünüz, Toprak ve Kemik haline geldiğiniz zaman, Sizin
kesinlikle çıkarılacağınızı mı
waadediyor?"
023.36- "Heyhat,
Size waadedilen Şeye Heyhat.."
023.37- "O,
Bizim yalnızca Dünya Hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve
yaşarız, Biz dirilecekler değiliz."
023.38- "O
ise, yalnızca bir Adamdır. Allah'a karşı yalan
uydurmaktadır, Bizler de Ona inanacak
değiliz."
023.39- Dedi ki:
"Rabb'im, Beni yalanlamalarına karşı Bana yardım
et."
023.40- Dedi
ki:"Az bir Süre, Onlar gerçekten Pişman olacaklar."
023.41- Derken,
Haqq olmak üzere, o Korkunç Çığlık Onları
yakalayıverdi. böylece Onları bir Sürpüntü kılıverdik.
Zulmeden Qawim için Yıkım olsun."
023.42- Sonra
da Onların ardından başka Kuşaklar inşa ettik.
023.43- Ümmetlerden
hiçbiri, kendisine Tesbit edilmiş Eceli ne öne alabilir, ne de
erteleyebilir.
023.44- Sonra
birbiri peşisıra Elçilerimizi gönderdik. Her Ümmete kendi Elçileri
geldiğinde, Onu yalanladılar. Böylece Biz de Onları bir
kısmını bir kısmının izinde yürüttük ve
Onları bir Olay kıldık. İnanmayan bir Qawim için
Yıkım olsun.
023.45- Sonra
Musa ve Kardeşi Harun'u Ayetlerimizle ve Apaçık
olan İspatlı bir Delille gönderdik.
023.46- Fir'awn'a
ve Önde gelen çevresine. Fakat Onlar
büyüklendiler. Onlar Büyüklenen-zorba
bir Topluluktu.
023.47- Bunun
üzerine dediler ki: Bizim benzerimiz olan İki Beşere mi inanacak
mışız? Kaldı ki, Onların Qawimleri bize Kullukta bulunmaktadırlar."
023.48- Böylece
Onları yalanladılar ve Yıkıma uğrayanlardan oldular.
023.49- Andolsun,
Biz Musa'ya
Kitab'ı verdik, belki Onlar Hidayete ererler diye.
023.50- Biz, Meryemoğlunu ve Annesi'ni
bir Ayet kıldık ve ikisini Barınmaya Elverişli ve
Akarsuyu olan bir Tepede yerleştirdik.
023.51- Ey
Elçiler, Güzel ve Temiz olan Şeylerden yiyin ve Salih Eylemlerde
bulunun, çünkü gerçekten Ben yapmakta olduklarınızı biliyorum.
IV Büyüklük servetle değil ahlakla :52-78
023.52- Ve
işte Sizin bu Ümmetiniz bir Tek
Ümmettir. Ben de Sizin Rabb'inizim. Öyleyse Benden sakının.
023.53- Fakat
İşlerini aralarında parçalayarak Kitaplara/Zubura
ayırdılar. Her Hizb kendi yanındaki ile ferahlar.
023.54- Bir
Süreye kadar Onları Gafletleri ile başbaşa bırak.
023.55- Onlar
sanıyorlar mı ki kendilerine verdiğimiz Mal ve Çocuklar ile
023.56- Biz
Onların Hayrına koşuyoruz, hayır Onlar
Şuurunda/bilincinde değildirler.
023.57- Gerçekten,
Rabb'lerine olan Haşyetlerinden dolayı Saygıyla korkanlar.
023.58- Rabb'lerinin
Ayetlerine iman edenler,
023.59- Rabb'lerine
Ortak koşmayanlar,
023.60- Ve
Onlar gerçekten Rabb'lerine dönecekler diye, vermekte olduklarını
Qalpleri ürpererek verenler
023.61- İşte
Onlar Hayırlarda yarışmaktadırlar ve Onlar bundan dolayı
öne geçmektedirler.
023.62- Hiçkimseye
Güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz, Elimizde Haqqı
söylemekte olan bir Kitab vardır ve Oonlar hiçbir
Haksızlığa uğratılmazlar.
023.63- Hayır,
Onların Qalpleri bundan dolayı Bilgisizce bir
Şaşkınlık içindedir. Üstelik Onların, bunun
dışında da yapmakta oldukları vardır. Onlar bunun
için çalışmaktadırlar.
023.64- Nihayet,
Onların Refahtan Şımaran Önde gelenlerini Azab ile
yakalayıverdiğimiz zaman, Onlar hemen Feryadı basacaklar.
023.65- Bugün
Feryadı basmayın. Çünkü Siz Bizden Yardım göremezsiniz.
023.66- Gerçekten
Benim Ayetlerim Size okunmaktaydı, fakat Siz Topuklarınız
üzerinde geri dönüyordunuz.
023.67- Buna
karşı Büyüklük taslayarak, Geceleyin de Hezeyanlar sergiliyordunuz.
023.68- Onlar,
yine de o Sözü gereği gibi düşünmediler mi, yoksa Onlara
geçmişteki Atalarına gelmeyen bir Şey mi geldi?
023.69- Ya
da kendi Elçilerini tanımadılar mı ki, şimdi Onu inkar
etmektedirler?
023.70- Yahut:
"Onda bir Delilik var" mı demektedirler? Hayır, O, Onlara
Haqq ile gelmiş bulunmaktadır ve Onların çoğu Haqqı
Çirkin karşılıyorlar.
023.71- Eğer
Haqq, Onların Hewalarına uyucak olsaydı hiç
tartışmasız, Gökler, Yer ve bunların içinde olan herkes
Bozulmaya uğrardı. Hayır, Biz Onlara kendi Zikirlerini getirmiş
bulunmaktayız. Fakat Onlar kendi Zikirlerinden Yüz çevirmektedirler.
023.72- Yoksa
Sen Onlardan Harac mı istiyorsun? İşte Rabb'inin Haracı
daha Hayırlıdır. O, Rızıq verenlerin en
Hayırlısıdır.
023.73- Gerçekten
Sen Onları Dosdoğru olan bir Yola çağırmaktasın.
023.74- Ancak
Ahiret'e inanmayanlar, elbette Yoldan sapmakta olanlardır.
023.75- Eğer
Onlara Merhamet eder ve Onlara dokunan Zararı gideriverirsek,
Tuğyanları içinde şaşkınca
dolaşmalarını sürdürecekler.
023.76- Andolsun,
Biz Onları Azabla yakalayıverdik, fakat yine de Rabb'lerine Boyun
eğmediler ve yakarıp yalvarmadılar.
023.77- Sonunda,
üzerlerine Azabı Şiddetli olan bir Kapı
açtığımızda, Onlar bunun içinde şaşkına
dönüp Umutlarını kaybettiler.
023.78- O,
Sizin için Kulakları, Gözleri ve Gönülleri inşa edendir, ne kadar
az şükrediyorsunuz.
V Müşriklik kendi kendini
mahveder :79-93
023.79- O,
Sizi Yeryüzünde üretip-türetendir ve hepiniz yalnızca O'na
toplanacaksınız.
023.80- O,
yaşatan ve öldürendir. Gece ile Gündüzün Aykırılığı
da O'nundur. Yine de aqletmeyecek misiniz?
023.81- Hayır,
Onlar, Geçmiştekilerin söylediklerinin benzerini söylediler.
023.82- Dediler
ki: Öldüğümüz, bir Toprak ve bir Kemik olduğumuz zaman, gerçekten Biz
mi diriltilecek mişiz?"
023.83- Andolsun,
bu, Bize de Bizden önceki Atalarımıza da waadolunmuştu. bu,
Geçmişlerin Uydurma-Masallarından başka bir Şey
değildir.
023.84- De
ki: "Eğer biliyorsanız Yeryüzü ve onun içinde olanlar
kimindir?"
023.85- "Allah'ındır"
diyecekler. De ki:" Yine de Öğüt alıp düşünmeyecek
misiniz?"
023.86- De
ki:"Yedi Göğün Rabb'i ve Büyük Arş'ın Rabb'i
kimdir?"
023.87- "Allah'ındır"
diyecekler. de ki: "Yine de sakınmayacak mısınız?
023.88- De
ki: "Eğer biliyorsanız. Herşeyin Melekutu kimin
Elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor?
023.89- "Allah'ındır"
diyecekler. De ki:"Öyleyse nasıl oluyor da Siz böyle
büyüleniyorsunuz?"
023.90- Hayır,
Biz Onlara Haqqı getirdik, ancak Onlar gerçekten
Yalancıdırlar.
023.91- Allah,
Hiçbir Çocuk edinmemiştir ve O'nunla birlikte Hiçbir İlah yoktur,
eğer olsaydı, her bir İlah elbette kendi
Yarattığını götürüverirdi ve bir kısmına
karşı Üstünlük sağlardı. Allah, Onların
nitelendiregeldiklerinden Yüce'dir.
023.92- Gaybı
da, Müşahade edileni de Bilen'dir, Onların Ortak koştuklarından
Yüce'dir.
023.93- De
ki: "Rabb'im, eğer Onlara waadolunanı elbette Bana
göstereceksen,
VI Kötülerin Pişmanlığı :94-119
023.94- Rabb'im,
bu durumda Beni Zulmeden Qawmin içinde kılma."
023.95- Gerçek
şu ki Biz,Onlara waadettiklerimizi elbette Sana göstermeye de
Güçyetiren'leriz.
023.96- Kötülüğü
en Güzel olanla uzaklaştır. Biz
Onların nitelendiregeldiklerinizi en iyi Bileniz.
023.97- Ve
de ki: "Rabb'im, Şeytanın
Kışkırtmalarından Sana
sığınırım."
023.98- "Ve
Onların Benim yanımda bulunmalarından da Sana
sığınırım Rabb'im."
023.99- Sonunda,
Onlardan birine Ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabb'im,Beni geri
çevir."
023.100- "Umulur
ki, geride bıraktığımda Salih Eylemlerde bulunurum."
Asla, gerçekten bu, yalnızca bir Sözdür. Bunu da kendisi söylemektedir.
Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları Güne kadar
bir Engel vardır.
023.101- Böylece
Sur'a üfürüldüğü zaman artık o Gün aralarında Soylar yoktur ve
soruşturmazlar da.
023.102- Artık
kimin Tartısı Ağır olursa, işte Onlar Kurtuluşa
erenlerin ta kendileridir.
023.103- Kimin
de Tartısı Hafif gelirse, işte Onlar da kendi Nefislerini
Hüsrana uğratanlar, Cehennemde de Ebedi olarak kalacak olanlardır.
023.104- Ateş,
Onların Yüzlerini yalayarak yakar da Onun içinde Onlar Dişleriyle
kalıverirler.
023.105- Ayetlerim
Size okunuyorken, yalanlayanlar Sizler değil miydiniz?
023.106- Dediler
ki: "Rabb'imiz, Mutsuzluğumuz Bize karşı Üstün geldi. Biz
de Sapan bir Topluluk imişiz."
023.107- "Rabb'imiz,
Bizi içinden çıkar, eğer yine dönersek, artık gerçekten Zalimler
oluruz.
023.108- De
ki: "O'nun içine siniverin ve Benimle söyleşmeyin."
023.109- "Çünkü
gerçekten Benim Kullarımdan bir Bölük:-Rabb'imiz, inandık, Sen
artık bizi bağışla ve Bize merhamet et, Sen Merhamet
edenlerin en Hayırlısısın, derlerdi de."
023.110- Siz
Onları Alay konusu edinmiştiniz, öyle ki, Size Benim Zikrimi
unutturdular ve Siz Onlara gülüp duruyordunuz.
023.111- "Bugün
Ben, gerçekten Onların sabretmelerinin
Karşılığını verdim. Elbette Onlar Kurtuluşa
erenlerdir."
023.112- Dedi
ki: "Yıl Sayısı olarak Yeryüzünde ne kadar
kaldınız?"
023.113- Dediler
ki:" Bir Gün ya da bir Günün birazı kadar kaldık, Sayanlara
sor."
023.114- Dedi
ki:"Yalnızca Azıcık kaldınız, gerçekten Siz bir
bilseydiniz."
023.115- "Bizim,
Sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve
Sizin gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi
sanmıştınız?"
023.116- Haqq
Melik Allah pek Yüce'dir. Ondan başka İlah yoktur. Kerim
Arş'ın Rabb'idir.
023.117- Kim
Allah ile beraber Ona ilişkin geçerli bir Kesin Burhan/kanıt
olmaksızın başka bir İlaha taparsa, artık onun
Hesabı Rabb'inin katındadır. Elbette Küfredenler Kurtuluşa
eremezler.
023.118- Ve
de ki :"Rabb'im, Bağışlama ve merhamet et, Sen Merhamet
edenlerin en Hayırlısısın."
I İhtar
:1-11
032.01- Elif
Lam Mim.
032.02- Kendisinde
Şüphe olmayan bu Kitab'ın İndirilişi Alemlerin Rabb'i
tarafındandır.
032.03- Yoksa
Onlar: "Bunu uydurdu"mu diyorlar?. Hayır, O, Rabb'inden bir
Haqqtır, Senden önce kendilerine bir Uyarıcı gelmemiş
olan bir Qawmi uyarman için. Umulur ki Hidayet bulurlar.
032.04- Allah,
Gökleri, Yeri ve ikisi arasında olanları Altı Günde
yarattı, sonra da Arşa istiva etti. Sizin O'nun
dışında bir Yardımcınız ve Şefaatciniz
yoktur. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?
032.05- Gökten
Yere Her İşi O evirip düzene koyar. Sonra, Sizin saymakta
olduğunuz Bin Yıl Süreli bir Günde yine O'na yükselir.
032.06- İşte
Gaybı da, Müşahade edileni de bilen, Aziz, Rahim O'dur.
032.07- Ki
O, yarattığı Herşeyi en Güzel yapan ve İnsanı Yaratmaya da bir
Çamurdan başlayandır.
032.08- Sonra
onun Soyunu bir Özden, Basbayağı
bir Sudan yapmıştır.
032.09- Sonra
da Onu düzeltip bir Biçime soktu ve Ona Ruhundan üfledi. Sizin için de
Kulak, Gözler ve Gönüller varetti. Ne kadar az şükrediyorsunuz?
032.10- Dediler
ki: "Biz Yerde yok olup gittikten sonra ,gerçekten Biz mi Yeni bir
Yaratılışta bulunacak mışız?" Hayır,
Onlar Rabb'lerine Kavuşmayı İnkar edenlerdir.
032.11- De
ki: "Size Wekil kılınan Ölüm Meleği, Sizin
Hayatınıza Son verecek, sonra da Rabb'inize döndürülmüş
olacaksınız."
II 12-22 Mü'minler
ve Kafirler
032.12- Suçluları, Rabbleri Huzurunda Başları öne
eğilmiş olarak: "Rabb'imiz, gördük ve işittik, şimdi
Bizi geri çevir, Salih bir Amelde bulunalım, artık Biz gerçekten
Kesin bir Bilgiyle inananlarız" (derken) bir görsen.
032.13- Eğer
Biz dilemiş olsaydık ,Her bir Nefse kendi Hidayetini verirdik.
Fakat Benden: "Andolsun, Cehennemi Cinlerden ve İnsanlardan
tamamıyla dolduracağım" Sözü Haqq olmuştur/
gerçekleşecektir..
032.14- Öyleyse
Bugünüzle Karşılaşmayı unutmanıza
Karşılık olarak Azabı tadın. Biz de Sizi gerçekten
unuttuk, yapmakta olduklarınıza
Karşılık Ebedi Azabı tadın.
032.15- Bizim
Ayetlerimize ancak Onlarla kendilerine
hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar,
Rabb'lerini Hamd ile tesbih edenler ve Büyüklük taslamayanlar inanırlar.
032.16- Onların
yanları Yataklarından uzaklaşır. Rabb'lerine Korku ve
Umutla dua ederler ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden
infaq ederler.
032.17- Artık
hiçbir Nefis ,yapmakta olduklarına Karşılık olmak üzere,
kendileri için Gözler Aydınlığı olarak nelerin
saklandığını bilmez.
032.18- Öyleyse,
İnanan kimse, Fasıq olan gibi olur mu? Bunlar Eşit olmazlar.
032.19- İnanan
ve Salih Çalışmalarda bulunanlar ise, artık Onlar için yapmakta
olduklarına Karşılık olmak üzere, bir Ağırlanma
Konağı olarak Barınma Bahçeleri vardı.
032.20- Fasıq
olanlar içinse, artık Onların da Barınma Yeri Ateştir.
Oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri çevrilirler ve Onlara:
"Kendisini yalanlamakta olduğunuz Ateş Azabını
tadın" denir.
032.21- Andolsun,
Biz Onlara belki dönerler diye o Büyük Azabdan önce, Yakın Azabdan da
taddıracağız.
032.22- Kendisine
Rabb'inin Ayetleri hatırlatıldıktan sonra, Onlardan Yüz
çevirenden daha Zalim kimdir? Gerçekten Biz Suçlulardan İntikam
alıcılarız.
III Hüküm: 23-30
032.23- Andolsun,
Biz Musa'ya Kitab'ı
vermiştik, böylece Sen Ona kavuşmakta Kuşku içinde olma. Biz Onu İsrailoğullarına bir Yol gösterici
kılmıştık.
032.24- Ve
Onların içinden sabrettikleri zaman Emrimizle Doğruyola iletip
yöneten Önderler kıldık., Onlar Bizim Ayetlerimize Kesin Bilgiyle
inanıyorlardı.
032.25- Elbette,
Senin Rabb'in İhtilafa düştükleri Şeyler Konusunda Qıyamet
Günü aralarında Hükmünü verip ayıracaktır.
032.26- Yurtlarında
gezip dolaşmakta oldukları nice Kuşakları kendilerinden
Ewwel, Yıkıma uğratmış olmamız, hala Onları
Doğru yola iletip yöneltmedi mi? Elbette bunda Ayetler vardır, yine
de işitmiyorlar mı?
032.27- Görmüyorlar
mı, Biz, Suyu Çorak Toprağa sürüyoruz da Onunla Ekin bitiriyoruz,
Ondan Hayvanları da, kendileri de yemektedir? Yine de görmüyorlar
mı?
032.28- Derler
ki: "Eğer Doğru söyleyenler iseniz, şu Fetih ne
zamanmış?"
032.29- De
ki: "Fetih Günü, küfredenlere inanmaları ( o gün) bir Yarar
sağlamaz ve Onlara bir Süre de tanınmaz.
032.30- Öyleyse,
Sen Onlardan Yüz çevir ve bekleyedur, gerçekten Onlar da beklemektedirler.
I Mü'minler muvaffak olacaklar :1-28
052.01- Andolsun
Tur'a,
052.02- Ve
satırlanmış Kitab'a,
052.03- Yayımlanmış
İnce Deride.
052.04- Ve
Ma'mur Ev'e,
052.05- Yükseltilmiş
Tavana,
052.06- Kabarıp
tutuşan Denize,
052.07- Elbette
Senin Rabb'inin Azabı Kesinlikle wuku bulacaktır.
052.08- O'nu
uzaklaştırıp engelleyecek yoktur.
052.09- O
Gün Gök sarsılıp çalkalanır.
052.10- Ve
Dağlar bir Yürüyüşle yürür.
052.11- İşte
o Gün, way haline Yalanlayanların.
052.12- Ki
Onlar, daldıkları Saçma bir uğraşı içinde
oyalananlardır.
052.13- Cehennem
Ateş'ine Küçültücü bir Sürüklenme ile sürüklenecekleri Gün,
052.14- "İşte
Sizin yalanlamakta olduğunuz Ateş budur."
052.15- "Bu
da bir Büyü mü, yoksa Siz mi
görmüyorsunuz?"
052.16- "Gidin
Ona, artık ister sabredin, ister sabretmeyin, Sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızla
cezalandırılıyorsunuz."
052.17- Elbette
Muttaqiler Bahçeler'de ve Nimettedirler.
052.18- Rabb'lerinin
kendilerine verdikleriyle Sevinçli-Mutludurlar. Rabb'leri, kendilerini
Cahim'in Azabından korumuştur.
052.19- "Yaptıklarınızdan
dolayı Afiyetle yiyin ve için."
052.20- Özenle
dizilmiş Tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz
Onları İri Gözlü Hurilerle eşleştirmişizdir.
052.21- İnananlar
ve Soyları da kendilerini İmanda izleyenler; Biz Onların
Soylarınıda kendilerine katmışızdır.
Onların Çalışmalarından Hiçbirşey i eksiltmedik.
Herkes kendi kazanmakta olduğunu Karşılık bir Rehindir.
052.22- Onlara,
istek duyup arzuladıkları Meyvelerden ve Etten bol bol verdik.
052.23- Orada
bir Kadeh kapışıp çekişirler ki, onda ne Boş bir Söz,
ne de bir Günaha sokma yok.
052.24- Kendileri
için Civanlar, etrafında dolaşırlar, sanki Sedefte Saklı
İnci gibi Tertemiz, Pırıl pırıl.
052.25- Kimi
kimine dönüp sorarlar.
052.26- Dediler
ki: "Biz doğrusu daha önce Ailemiz içinde endişelenirdik."
052.27- "Şimdi
Allah lutfetti ve İliklere işleyen Kavurucu Azabtan bizi korudu.
052.28- "Elbette,
Biz bundan önce O'na aua ederdik. Gerçekten O,
İyiliği Bol ve Rahim olandır."
II Muhalifler hüsrana uğrayacaklar
:29-49
052.29- O
halde Sen, öğüt ver. Çünkü Sen, Rabb'nin Nimetiyle ne bir Kahinsin ne
de bir Mecnun.
052.30- Yoksa
Onlar: "Bir Şairdir, Biz Ona zamanın Felaketlerini
gözlüyoruz" mu diyorlar?
052.31- De
ki: "Siz gözetleyip durun. Çünkü Ben de Sizinle birlikte
gözetleyenlerdenim."
052.32- Yoksa
bunu Onlara Saçma aqılları mı emrediyor? Yoksa kendileri
Taşkın bir Qawim mi?
052.33- Yoksa:"
Onu, kendisi söyledi" mi diyorlar?
052.34- O
halde, eğer Doğrusözlüler iseler, O'nun benzeri bir Söz getirsinler.
052.35- Yoksa
Onlar, hiçbir şey olmaksızın mı yaratıldılar?
Yoksa Yaratıcılar kendileri mi?
052.36- Yoksa
Gökleri ve Yeri Onlar mı yarattılar? Hayır, Onlar, Kesin bir
Bilgiyle inanmıyorlar.
052.37- Yoksa
Senin Rabb'inin Hazineleri Onların yanında mıdır? Yoksa
Üstün Güç Sahipleri kendileri mi dirler?
052.38- Yoksa
Onların bir Merdivenleri mi var, Onunla dinliyorlar? Öyleyse, dinleyeni
İspatlı bir Delil getirsin.
052.39- Yoksa
Kızlar O'nun da, Oğlanlar Sizin mi?
052.40- Yoksa
Sen Onlardan bir Ücret mi istiyorsun ki, Haqqsız bir Borçtan dolayı
Onlar, Ağır bir Yük altındadırlar?
052.41- Yoksa
Gayb Onların katında mıdır, böylece Onlar yazıyorlar.
052.42- Yoksa
Hileli bir Düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenler, kendileri Hileli
Düzene düşücek olanlardır.
052.43- Yoksa
Onların, Allah'ın dışında başka
İlahları mı var? Allah, Onların Şirk koşmakta
olduklarından Yücedir.
052.44- Eğer
Gökten bir Parçanın düşmekte olduğunu görseler bile:
"Üstüste bir Bulut" derler.
052.45- Öyleyse
Sen Onları kendisinde çarpılacakları kendi Günlerine
kavuşuncaya kadar bırak.
052.46- O
Gün, ne Düzenleri kendilerine Herhangi bir Şeyle yarar sağlayacak, ne
de kendileri Yardım görecekler.
052.47- Elbette,
zulmetmekte olanlara, bundan önce de Azab vardır, ancak Onların çoğu bilmezler.
052.48- Artık
Sen, Rabb'inin Hükmüne sabret. Çünkü gerçekten Sen, bizim Gözlerimizin
önündesin. Ve Her Kalkışında da Rabbi'ni Hamd ile tesbih et.
052.49- Gecenin
bir Bölümünde ve Yıldızların Batışının
ardında da O'nu tesbih et.
Tertil I Tertil II Tertil III Tertil IV Tertil V
Tertil VI Tertil VII Tertil VIII Tertil IX Tertil X
Tertil XI Tertil XII Tertil XIII
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)