I İlahi Melekut: 1-14
067.01- Mülk
Elinde olan ne Yüce'dir. O, Herşeye Güçyetiren'dir.
067.02- O, Çalışma (davranış,eylem) bakımından
hanginizin daha İyi olacağını denemek için Ölümü ve
Hayatı yarattı. O Aziz'dir,
Gafur'dur.
067.03- O,
biri diğeriyle tam bir Uyum içinde Yedi Gök yaratmış
olandır. Rahman'ın Yaratmasında hiçbir Çelişki ve
Uygunsuzluk ( tefavüt) göremezsin. İşte Gözü çevirip gezdir,
Herhangi bir Çatlaklık/bozukluk görüyor musun.
067.04- Sonra
Gözünü iki kere daha çevirip bak, o Göz Umudunu kesmiş bir halde Bitkin
olarak Sana dönecektir.
067.05- Andolsun,
Biz en Yakın olan Göğü Kandillerle süsleyip donattık ve
bunları, Şeytanlar için
Rucum (taşlama birimleri) kıldık. Onlar için Saıyr
(çılgınca yanan) Azabı hazırladık.
067.06- Rabb'lerine
küfretmekte olanlar için Cehennem Azabı vardır. Ne Kötü Dönüş
Yeridir O.
067.07- İçine
atılıp bıratıldıkları zaman, o kaynayıp,
Feveran ederken Onun Korkunç Homurtusunu işitirler.
067.08- Öfkesinden-şiddetinden
neredeyse patlayıp çatlayacak. Her bir Gurup içine
atıldığında Bekçileri Onlara sorar: "Size
Uyarıcı gelmedi mi?"
067.09- Onlar:
"Evet, Bize gerçekten bir Uyarıcı geldi. Fakat Biz
yalanladık ve Allah hiçbir Şey indirmedi, Siz Yalnızca Büyük bir
Şaşkınlık içindesiniz, dedik."
067.10- Ve
derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da aqıl
etmiş olsaydık, şu Çılgınca Yanan Ateşin
Halkı arasında olmayacaktık.
067.11- Böylece
kendi Günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca Yanan'nın
Halkına uzaklık olsun.
067.12- Gerçek
şu ki, Rabblerinden Gayb ile İçleri titreyenlere gelince, Onlar
için bir Mağfiret ve Kerim bir Ecir vardır.
067.13- Sözünüzü
ister gizleyin, ister Onu açığa vurun. Elbette O, Sinelerin Özünde
saklı duranı Bilen'dir.
067.14- O,
yarattığını bilmez mi? O,
Latif'tir, Haberdar'dır.
II İnanmayanların Akıbeti
: 15-30
067.15- Sizin
için, Arza boyun eğdiren O'dur. O halde onun Omuzlarında yürüyün ve
O'nun Rızqından yiyin. Sonunda Gidiş onadır.
067.16- Gökte
olanların sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir
bakmışsınız ki, o sallanıp çalkalanmaktadır.
067.17- Yoksa,
Gökte olanların üzerinize Taş yağdıran bir Rüzgar
(hasıb) göndermeyeceğinden
emin misiniz? Siz o taktirde benim Uyarmam nasılmış
bileceksiniz.
067.18- Andolsun,
kendilerinden Öncekiler de yalanladı. Fakat Beni İnkar
nasılmış?
067.19- Onlar,
üstlerinde Dizi Dizi Kanat açıp kapayarak uçan Kuşları
görmüyorlar mı? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor.
Şüphesiz O, Herşeyi hakkıyla Gören'dir.
067.20- Rahman'a
karşı Size Yardım edecek olan kimmiş? Şu Sizin
Ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir Gurur içindedirler.
067.21- Eğer
O, Rızqını tutup kesecek olsa, Sizin
Rızqınızı verecek olan kimmiş? Hayır, Onlar, bir
Azgınlık ve Nefret içinde İnatla direnmektedirler.
067.22- O
halde yüzükoyun sürünenin mi daha çok Hidayete erer, yoksa Dosdoğru Yol
üzerinde yürümekte olan mı?
067.23- De
ki: "Sizi İnşa edip yaratan, Size Kulak, Gözler ve Gönüller
veren O'dur. Ne kadar az
şükrediyorsunuz?
067.24- De
ki: "Size Arzda üretip türeten O'dur. Siz O'na toplanıp
götürüleceksiniz."
067.25- Derler
ki:"Eğer Siz Doğrusözlüler iseniz, şu Waad ettiğin ne
zamanmış?"
067.26- De
ki: "Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak Apaçık
olan bir Uyarıcı'yım."
067.27- Sonunda
Onu pek yakında gördüklerinde, o, Küfretmekte olanların Yüzleri
kötüleşip karardı. Ve: "İşte bu, Sizin öne sürüp
durduğunuz Şeydir." denildi.
067.28- De
ki:"Haber verir misiniz, eğer Allah, Beni ve Benimle birlikte
olanları yıkıma uğratır ya da Bizi esirgerse, bu durumda Kafirleri Acıklı bir
Azabtan kurtaracak olan kimdir?"
067.29- De
ki:"O Rahman'dır, Biz O'na inandık ve O'na tewekkül ettik.
Artık Siz kimin Açıkca bir Sapıklık içinde olduğunuzu
pek yakında bileceksiniz."
067.30- De
ki:" Haber verin, eğer Suyunuz Yerin Dibine göçüverecek olursa, bu
durumda kim Size bir Akarsu Kaynağı getirebilir:"
I Büyük Hakikat: 1-37
069.01- Gerçekleşecek
Olan.
069.02- Nedir
Gerçekleşecek Olan?
069.03- Gerçekleşecek
Olan'ın ne olduğunu idrak ettin mi?
069.04- Semud ve Ad Qaria'yı yalanladılar.
069.05- Böylece
Semud, Korkunç bir Sesle
yıkıma uğratıldı.
069.06- Ad'a gelince, Onlar da Uğultu
Yüklü, Azgın bir Kasırga ile yıkıldılar.
069.07- Onu,
Yedi Gece Sekiz Gün, aralıksız Onların üzerine Musallat etti.
Öyle ki, o Qawmi, orada sanki içi kof Hurma Kütükleriymiş gibi
Onların çarpılıp yere yıkıldığını
görürsün.
069.08- Şimdi
Onlardan Artakalan görüyor musun?
069.09- Fir'awn, Ondan Öncekiler ve Yerle bir
olan Kentler o Hata ile geldiler.
069.10- Böylece
Rabb'lerinin Elçisi'ne İsyan ettiler. Bu yüzden Onları, Şiddeti
gittikce artan bir Yakalayışla yakaladı.
069.11- Gerçek
şu ki, Su taştığı zaman, o Gemide Biz Sizi
taşıdık.
069.12- Öyle
ki, Onu Size bir ibret kılalım. Gerçeği kavrayabilen Kullar Onu
kavrasınlar.
069.13- Artık
Sur'a tek bir Üfürüşle üfürüleceği,
069.14- Arz
ve Dağlar Yerlerinden oynatılıp
kaldırılacağı, ardından da Tek bir Çarpma ile
birbirlerine çarpılıp parçalanacağı zaman,
069.15- İşte
o Gün, Waqıa artık wuqu bulmuştur.
069.16- Gök
de yarılıp çatlamıştır. Artık o Gün
sarkmıştır.
069.17- Melek
ise, Onun Çevresi üzerindedir. O Gün Rabb'inin Arşını
Onların da üstünde Sekizi
taşır.
069.18- Siz
o Gün arzolunursunuz. Sizden yana hiçbir Gizli, gizli kalmaz.
069.19- Artık
Kitabı Sağeline verilen der ki: "Alın Kitabımı
okuyun."
069.20- "Çünkü
Ben, gerçekten Hesabıma kavuşacağımı
sanmıştım."
069.21- Artık
O oldukca Hoşnut bir Yaşama içindedir.
069.22- Yüksek
bir Bahçe'de.
069.23- Devşirecekleri
de pek Yakındır.
069.24- "Geride
kalan Günlerde Peşinlerinize karşılık Afiyetle yiyin ve
için.
069.25- Kitabı
Soleline verilen ise, O da der ki: "Bana keşke Kitabım
verilmeseydi.
069.26- "Hesabımı
da hiç bilmeseydim."
069.27- "Keşke
O kesip bitirseydi."
069.28- "Malım
Bana hiçbir Yarar sağlamadı."
069.29- "Gücüm
de Benden gitti."
069.30- (denir:)"Onu
tutuklayın, hemen bağlayın."
069.31- "Sonra
Onu Cahim'e atın."
069.32- "Daha
sonra Onu, Uzunluğu Yetmiş Arşın olan bir Zincire vurarak
gönderin."
069.33- "Çünkü
o, Büyük olan Allah'a iman etmiyordu."
069.34- Yoksula
Yemeği desteklemezdi."
069.35- "Bu
nedenle Bugün, kendisine hiçbir Sıcak Dost yoktur."
069.36- "İrinliden başka Yemek yoktur."
069.37- "Bunu
da Hata edenlerden başkası yemez."
II İftiralara red :38-52
069.38- Hayır,
Gördüklerinize Yemin ederim.
069.39- Görmediklerinize
de.
069.40- Elbette
O, oldukca Şerefli bir Elçi'nin Kesin Sözüdür.
069.41- O,
bir Şairin Sözü değildir. Ne kadar az Öğüt alıyorsunuz.
069.42- Bir
Kahinin Sözü de değildir.
069.43- Alemlerin
Rabb'inden bir İndirilmedir.
069.44- Eğer
O, Bize Karşı bazı Sözleri düzseydi,
069.45- Elbette
Onun Sağelini çekip alırdık.
069.46- Sonra
O'nun Şahdamarını keserdik.
069.47- O
zaman, Sizden hiçbiriniz araya girerek bunu kendisinden engelleyemezdi.
069.48- Çünkü
O Muttaqiler için Kesin bir Öğüttür.
069.49- Elbette
Biz, içinizde Yalanlayanların bulunduğunu elbette biliyoruz.
069.50- Gerçekten
O, Kafirler için bir Hasrettir.
069.51- Ve
elbette O, Kesin bir Gerçektir.
069.52- Öyleyse,
Büyük Rabb'ini İsmiyle tesbih et.
I Allah'a Yükselmenin yolları: 1-35
070.01- İsteyen
biri Wuwu bulacak Azabı istedi.
070.02- Kafirler
için olan bunu geri çevirecek Kimse yoktur.
070.03- Yüce
Maqamlar Sahibi olan Allah'tandır.
070.04- Melekler
ve Ruh, O'na Süresi Ellibin Yıl olan bir Günde çıkarlar.
070.05- Şu
halde, Güzel bir Sabırla sabret.
070.06- Çünkü
gerçekten Onlar, bunu oldukca Uzak görmektedirler.
070.07- Biz
ise, Onu pek Yakın görmekteyiz.
070.08- Göğün
Erimiş Maden gibi olacağı Gün,
070.09- Dağlar
da Rengarenk bir Yün gibi olacak.
070.10- Hiçbir
Yakındost bir Yakındostu sormaz.
070.11- Onlar
birbirlerine gösterilirler. Bir Suçlu, o
Günün Azabına karşılık olmak üzere,
Oğullarını Fidye olarak
vermek ister.
070.12- Kendi
Eşini ve Kardeşini,
070.13- Ve Onu
barındıran Aşiretini de.
070.14- Arzda
olanların Tümünü verse sonra bir kurtulsa.
070.15- Hayır,
Doğrusu o Cayır cayır yanandır.
070.16- Başderisini
yüzüp soyar.
070.17- Yüzçevirip
arka döneni çağırır.
070.18- Toplayıp
bir Yerde yığmakta olanı.
070.19- Gerçek
şu ki, İnsan Haris olarak yaratıldı.
070.20- Kendisine
bir Şerr dokunduğu zaman Feryad eder.
070.21- Ona
bir Hayr dokunduğunda Engelleyici olur.
070.22- Ancak
Salat kılanlar haric.
070.23- Ki
Onlar Salatlarında Süreklidirler.
070.24- Ve
Onların Mallarında belirli bir Haqq vardır.
070.25- Yoksul
ve Yoksunlar için.
070.26- Onlar
Din Günü'nü de tasdiq ederler.
070.27- Onlar
Rabb'lerinin Azabına karşı bir Korku duyarlar.
070.28- Elbette
Rabb'lerinin Azabından Emin olunamaz.
070.29- Ve
Onlar Irzlarını korurlar.
070.30- Ancak
kendi Eşleri ya da Sağellerinin Malik olduğu başka. Çünkü
Onlar kınanmazlar.
070.31- Fakat
bunun ötesini arayanlar, artık Onlar Sınırı
çiğneyenlerdir.
070.32- Onlar,
kendilerine verilen Emanete ve verdikleri Ahde riayet edenlerdir.
070.33- Şahidliklerinde
de Doğru davrananlardır.
070.34- Salatlarını
koruyanlardır.
070.35- İşte
Onlar, Bahçeler içinde ağırlananlardır.
II Yeni Bir ümmet doğuyor : 36-44
070.36- Şimdi
Küfretmekte olanlara ne oluyor da, Boyunlarını Sana uzatıp
koşuyorlar.
070.37- Sağ
yandan ve Sol yandan Bölükler halinde.
070.38- Onlardan
her biri, Nimetlerle donatılmış Bahçe'ye gireceğini mi
umuyor?
070.39- Hayır,
doğrusu Biz Onları bildikleri Şeyden yarattık.
070.40- Artık,
Doğuların ve Batıların Rabb'ine Yemin ederim, Biz gerçekten
Güçyetirenleriz.
070.41- Onların
yerine kendilerinden daha Hayırlılarını getirmeye. Üstelik
Bizim önümüze geçilemez.
070.42- Şu
halde Sen, kendilerine Waadedilen Günlerine kavuşuncaya kadar Onları
bırak. Oynayıp
oyalansınlar.
070.43- Qabirlerden
koşarcasına çıkacakları Gün, sanki Onlar Dikili
birşeye yönelmişler gibidirler.
070.44- Gözleri
Dehşetten düşmüş, Yüzlerini de Zillet
kaplamıştır. İşte bu, kendilerine Waadedilen Gün'dür.
I Büyük Haber: 1-30
078.01- Birbirlerine
(bu kadar sık) hangi Şeyi/neyi soruyorlar?
078.02- O
Büyük (müthiş yeniden dirilme) Haberi mi?
078.03- Ki
kendileri onda Anlaşmazlık içindedirler.
078.04- Hayır,
yakında bileceklerdir.
078.05- Yine
Hayır, yakında bileceklerdir.
078.06- Biz,
Arzı bir Döşek kılmadık mı?
078.07- Dağları
da birer Kazık?
078.08- Sizi
Çift Çift yarattık,
078.09- Uykunuzu
bir Dinlerme yaptık.
078.10- Geceyi
bir Örtü yaptık.
078.11- Gündüzü
bir Geçimlik yaptık.
078.12- Sizin
üstünüze de Sapasağlam Yedi Gök Bina etttik.
078.13- Parıldayan
bir Kandil kıldık.
078.14- Sıkıp-suyu-çıkaranlardan
da Sağnak bir Su indirdik.
078.15- Bununla
Tanaler ve Bitkiler bitirelim diye.
078.16- Ve
birbirine Sarmaş dolaş Bahçeleri de.
078.17- Elbette
O (Doğru ile yanlış arasında) Fasl Günü, belirlenmiş bir Wakittir.
078.18- Sur'a
üfürüleceği Gün ,artık Siz Dalga dalga geleceksiniz.
078.19- O
sırada Gök Açılmış ve Kapı kapı olmuştur.
078.20- Dağlar
yürütülmüş,artık bir Serab olmuştur.
078.21- Gerçekten
Cehennem, bir Gözetleme Yeridir.
078.22- Taşkınlık
edenler için Son Varış yeridir.
078.23- Bütün
zamanlar boyunca içinde
kalacaklardır.
078.24- Orada
ne Serinlik tadacaklar, ne de bir İçecek.
078.25- Kaynarsu'dan
ve İrinden başka.
078.26- (Günahlarına)
Uygun bir Ceza olarak.
078.27- Doğru
olanlar Hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.
078.28- Bizim
Ayetlerimizi de yalanlayabildikce yalanlıyorlardı.
078.29- Oysa
Biz, herşeyi yazmışızdır.
078.30- Şimdi
tadın. Size artık Azabtan başkasını
artırmayacağız.
II Mü'minlerin mükafatı: 31-40
078.31- Gerçek
şu ki Muttaqiler için bir Kurtuluş vardır.
078.32- Nice Bağlar ve Üzüm Bağları..
078.33- Kewaib
Yaşıt Kızlar.
078.34- Dopdolu
(mutluluk) Kadehler(i).
078.35- İçinde
ne Boş Söz işitirler ne Yalan.
078.36- Rabb'inden
bir Karşılık olmak üzere Yeterli bir Bağış.
078.37- Göklerin,
Yerin ve bu ikisi arasında bulunanların Rabb'i Rahman'a. Ona Hitap
etmeye güçleri yetmez.
078.38- Ruh
ve Meleklerin Saflar halinde duracakları Gün, Rahman'ın kendilerine
İzin verdikleri dışında konuşmazlar. (Konuşanlar
da) Doğruyu söyleceklerdir.
078.39- İşte
bu, Haqq olan Gün'dür. O halde dileyen Rabb'ine bir Dönüşyolu edinsin.
078.40- Gerçekten
Biz Sizi Yakın bir Azab ile uyardık. Kişinin kendi Ellerinin
önceden Taqdim ettiklerine bakacağı Gün, Kafir de: "Keşke
Ben bir Toprak olsaydım." diyecek.
I Büyük Sarsıntı: 1-26
079.01- Derinden
sökerek Çıkaranlara andolsun
079.02- Yumuşakca
çekip alanlara,
079.03- Yüzdükce
yüzenler,
079.04- Öncü
olarak yarışıp geçenlere,
079.05- Derken
işi bir düzen içinde evrip çevirenlere,
079.06- O
sarsıntının sarsacağı Gün,
079.07- Ardından
onu diğer bir Sarsıntı izleyecek.
079.08- O
Gün Yürekler hoplayacak.
079.09- Gözler
de Zillet içinde düşecek.
079.10- Kendileri
derler ki: "Biz Çukurda iken, gerçekten Biz mi yeniden
döndürüleceğiz?"
079.11- "Biz
çürüyüp Dağılmış Kemikler olduğumuzda mı?"
079.12- Dediler
ki: "Şu durumda, Zararına bir Dönüştür bu."
079.13- Oysa
bu, yalnızca tek bir
Haykırıştır.
079.14- Bir
de bakarsın ki Onlar Yerin üstündedirler.
079.15- Musa'nın Haberi Sana geldi mi?
079.16- Hani
Rabb'i O'na Mukaddes Wadi Tuwa'da seslenmişti:
079.17- "Fir'awn'a git, çünkü O azdı."
079.18- Ona
deki: "Temizlenme isteğin var mı?"
079.19- "Seni
Rabb'ine yönelteyim, böylece Haşyet duyarsın."
079.20- Ona
Büyük Ayet'i gösterdi.
079.21- Fakat
O, yalanladı ve İsyan etti.
079.22- Sonra
da çabalayarak Sırtını döndü.
079.23- Sonunda
topladı, seslendi:
079.24- Dedi
ki: "Sizin en Yüce Rabb'iniz Benim."
079.25- Böylelikle
Allah Onu, Ahiret ve Dünya Azabıyla yakaladı.
079.26- Gerçekten
bundan Haşyet duyan kimse için elbette bir İbret vardır.
II Büyük Felaket:27-45
079.27- Yaratmak
bakımından Siz mi daha Güçsünüz yoksa Gök mü? Onu Bina etti.
079.28- Onun
Boyunu yükseltti, Ona belli bir Düzen verdi.
079.29- Gecesini
kararttı, Kuşluğunu ağarttı.
079.30- Bundan
sonra Arzı yuvarlattı (serip
döşedi./düzenleyip yaydı)
079.31- Ondan
da Suyunu ve Otlağını çıkardı.
079.32- Dağlarını
dikti.(sağlam şekilde yetleştirdi)
079.33- Size
ve Hayvanlarınıza bir Meta olmak üzere.
079.34- Ancak
O Büyük Felaket geldiği zaman,
079.35- O
Gün, İnsan neye çabaladığını anlar.
079.36- Görebilenler
için Cehennem de sergilenmiştir.
079.37- Artık
kim Taşkınlık ederse,
079.38- Ve
Dünya Hayatını seçerse,
079.39- Şüphesiz
Cahim bir Barınma yeri (ona.)
079.40- Kim
de Rabb'inin Makamından korkar ve kendini de Hevadan
sakındırırsa,
079.41- Artık
şüphesiz Cennet/Bahçe (ona) bir Barınma Yeri.
079.42- "O
ne zaman Demir atacak?" diye, Sana (son)Saat'i soruyorlar.
079.43- Onunla
ilgili Sende ne Bilgi var ki..
079.44- En
sonunda o Rabb'ine aittir.
079.45- Sen,
yalnızca Ondan Haşyet duyanlar için bir Uyarıcı'sın.
079.46- Kendileri
Onu gördükleri Gün, sanki Onlar bir Akşam veya Kuşluk vaktinden
başkasını yaşamadılar gibi.
I Gök çatladığında:
1-19
082.01- Gök
çatlayıp yarıldığıı zaman,
082.02- Yıldızlar
dağılıp yayıldığı zaman,
082.03- Denizler
fıştırılıp taşırıldığı
zaman,
082.04- Ve
Qabirlerin içi dışa atıldığı zaman
082.05- Her
Nefs, önceden Taqdim ettiklerini ve ertelediklerini bilmiştir.
082.06- Ey İnsan, Kerem Sahibi olan Rabb'ine
karşı Seni aldatan ne?
082.07- Ki O
Seni yarattı, Sana biçim verdi ve Seni bir İtidal üzere
kıldı.
082.08- Dilediği
surette Seni Tertip etti.
082.09- Asla,
Hayır, Siz Dini yalanlıyorsunuz.
082.10- Oysa,
gerçekten Sizin üzerinizde koruyucular var.
082.11- Kerim
Katipler,
082.12- Her
yapmakta olduklarınızı biliyorlar.
082.13- Şüphesiz
Ebrar olanlar elbertte Nimetler içindedirler.
082.14- Şüphesiz
Facir olanlarda elbette Cahim içindedirler.
082.15- Onlar,
Din Günü oraya yollanırlar.
082.16- Ve
kendileri Ondan ayrılıp kaybolacak değillerdir.
082.17- Din
Günü'nün ne olduğunu İdrak ediyor musun?
082.18- Ve
yine Din Günü'nün ne olduğunu İdrak ediyor musun?
082.19- Hiçbir
kişinin başka bir Kişiye Güç yetiremeyeceği Gün'dür. Ve o Gün Emr yalnızca
Allah'ındır.
I Gök yarıldığında: 1-3
084.01- Gök
yarıldığı,
084.02- Ve
Yaradılış gereğince Rabb'ine Boyun eğdiğinde,
084.03- Yer,
düzlendiği,
084.04- İçinde
olanları dışa atıp boşaltıldığı,
084.05- Ve
kendi Yaratılış gereğince Rabb'ine Boyun eğdiği
zaman,
084.06- Ey
İnsan, gerçekten Sen durmaksızın Rabb'ine doğru çabalayıp durmaktasın, sonun
da O'na varacaksın.
084.07- Artık
kimin Kitabı Sağından
verilirse,
084.08- O,
Kolay bir Hesap ile Sorguya çekilecek.
084.09- Ve
kendi yakınlarına da Sevinçle
dönecekler.
084.10- Kimin
de Kitabı kendi ardından verilirse,
084.11- O
da, Helakı çağıracak.
084.12- Çılgın
Alev'e/tam yakıcı Ateş girecek/atılacak.
084.13- Çünkü
O, kendi Yakınları arasında sevinçliydi.
084.14- Doğrusu
O, bir daha dönmeyeğini
sanmıştı.
084.15- Hayır,
gerçekten O'nun Rabb'i, kendisini çok İyi görendir.
084.16- Yoo,
Şafağa yemin ederim.
084.17- Gece!ye
ve taşıdığı şeylere,
084.18- Dolunay
haline girdiği zaman Aya,
084.19- Siz,
gerçekten Tabakadan Tabakaya bineceksiniz.
084.20- O halde
Onlara ne oluyor ki (ahirete) inan mıyorlar?
084.21- Kendilerine
Qur'an okunduğu zaman Secde etmiyorlar?
084.22- Tersine,
Küfretmekte olanlar, yalanlıyorlar.
084.23- Oysa
Allah, Onların içlerinde saklı tuttuklarını daha iyi
Bilen'dir.
084.24- Bu
durumda Sen, Onlara acıklı bir Azab ile Müjde ver.
084.25- Ancak
İnanan ve Salih Çalışmalar da bulunanlar başka, Onlar için
kesintisiz bir Ecr vardır.
I İki İhbar: 1-10
030.01- Eilf
Lam Mim
030.02- Romalılar yenildi.
030.03- Yakın
bir Yerde. Ama Onlar, Yenilgilerinden sonra yeneceklerdir.
030.04- Birkaç
Yıl içinde. Bundan önce de, bundan sonra da Emir Allah'ındır. Ve
o Gün Mü'minler sevineceklerdir.
030.05- Allah'ın
Yardımıyla. O, dilediğine Yardım eder. O, Aziz'dir,
Rahim'dir.
030.06- Allah'ın
Waadi. Allah Waadinden geri dönmez. Ancak İnsanların çoğu
bilmezler.
030.07- Onlar,
Dünya Hayatından dışta olanı bilirler. Ahiret'ten ise
Gafil olanlardır.
030.08- Kendi
Nefisleri Konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, Gökleri, Yeri ve bu
ikisi arasında olanları ancak Haqq ile ve belirlenmiş bir
Süre/Ecel olarak yaratmıştır. Gerçekten, İnsanlardan
çoğu Rabb'lerine Kavuşmayı inkar etmektedirler.
030.09- Yeryüzünde
gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin
nasıl bir Sona uğradıklarını görsünler. Onlar, Güç
bakımından kendilerinden daha Üstün idiler, Toprağı Alt üst etmişler ve
Onu, kendilerinin imar ettiğinden daha Çok imar etmişlerdi.
Elçileri de Onlara zulmetmiyordu, ancak Onlar kendilerine
zulmediyorlardı.
030.10- Sonra
Kötülük yapanların uğradıkları Son, Allah'ın
Ayetlerini Yalan saymaları ve Onları Alay konusu edinmeleri dolayısıyla
çok Kötü oldu.
II İki fıkra: 11-19
030.11- Allah,
Yaratmayı başlatır/başlar, sonra Onu iade eder/tekrar
eder, sonra da Siz O'na döndürülürsünüz.
030.12- Saat'in
kopacağı Gün Suçlular Umutsuzca yıkılırlar.
030.13- Ortaklarından
kendilerine Şefaatcı olan yoktur, Onlar, Ortaklarını da
inkar etmektedirler.
030.14- Saatin
kopacağı Gün ayrılırlar.
030.15- Böylece
İnanan ve Salih Eylemlerde bulunanlar, artık Onlar bir Ravde'de
ağırlanırlar.
030.16- Ancak
küfredip Ayetlerimizi ve Ahiret'e Kavuşmayı yalanlayanlar ise,
artık Onlar da Azab için Hazır bulundurulurlar.
030.17- Öyleyse
Akşama girdiğiniz vakit de, Sabaha erdiğiniz vakit de
Allah'ı tesbih edin.
030.18- Hamd
O'nadır. Göklerde de, Yerde de, Günün Sonunda da ve Öğleye
erdiğinizde de.
030.19- O
Ölüden Diriyi çıkarır ve Diriden de Ölüyü çıkarır,
Ölümünden sonra da Yeri diriltir. İşte Siz de böyle
çıkarılacaksınız.
III İlahi Kudretin İşaretleri: 20-27
030.20- Sizi
Topraktan yaratmış bulunması, O'nun Ayetlerindendir. Sonra Siz
yayılmakta olan bir Beşer oldunuz.
030.21- Onda
Sukun bulmanız için Size kendi Nefislerinizden Eşler yaratması
ve aranızda Sevgi kılması da O'nun Ayetlerindendir. Elbette
bunda, düşünebilecek bir Qawm için gerçekten Ayetler vardır.
030.22- Göklerin
ve Yerin yaratılması ile Dillerinizin ve Renklerinizin ayrı
olması da, O'nun Ayetlerindendir. Elbette bunda, Alimler için gerçekten
Ayetler vardır.
030.23- Geceleyin
de, Gündüzün uyumanız ile O'nun Fadlından aramanız, O'nun
Ayetlerindendir. Elbette işitebilmekte olan bir Qawim için gerçekten
Ayetler vardır.
030.24- Size
bir Korku ve Umut olarak Şimşeği göstermesi ile Gökten Su
indirmek suretiyle Ölümünden sonra Yeri Onunla diriltmesi de, O'nun
Ayetlerindendir. Elbette bunda aqleden bir Qawim için gerçekten Ayetler
vardır.
030.25- Göğün
ve Yerin O'nun Emriyle durması da, O'nun Ayetlerindendir. sonra Sizi
Yerden bir Çağırma ile çağırdığı zaman
hemencecik Siz çıkarılmışsınızdır.
030.26- Göklerde
ve Yerde bulunanlar O'nundur. Hepsi O'na Gönülden Boyun eğmiştir.
030.27- Yaratmayı
başlatan, sonra Onu iade edecek olan O'dur. Bu, O'na göre pek
Kolaydır. Göklerde ve Yerde en Yüce Misal O'nundur. O, Aziz'dir,
Hakim'dir.
IV İnsanın Fıtri dini: 28-40
030.28- İşte
Biz aqleden bir Qawim için Ayetleri böyle açıklıyoruz.
030.29- Hayır,
zulmetmekte olanlar, Hiçbir Bilgiye dayanmaksızın kendi
Hewalarına uymuşlardır. Allah'ın
saptırdığını kim Hidayete erdirebilir? Onların
hiçbir Yardımcıları yoktur.
030.30- Öyleyse
Sen Yüzünü Allahı birleyen/Hanif olarak Dine, Allah'ın o
Fıtratına çevir, ki İnsanları bunun üzerine
yaratmıştır. Allah'ın Yaratışı için hiçbir Değiştirme yoktur.
İşte Dimdik Ayakta duran Din budur. Ancak İnsanların
çoğu bilmezler.
030.31- Gönülden
katıksız Bağlılar olarak, O'na yönelin ve O'ndan
sakının, dosdoğru Salatı İqame edin ve
Müşriklerden olmayın.
030.32- Kendi
Dinlerini Fırqalara ayıran ve kendilerini de Parça parça
olmuşlardır, ki her Bölük kendi Elindekiyle övünüp Sevinç
duymaktadır
030.33- İnsanlara
bir Zarar dokunduğu zaman, gönülden katıksız Bağlılar
olarak, Rabb'lerine dua ederler, sonra kendinden Onlara bir Rahmet
taddırınca hemencecik Onlardan bir Bölük Rabb'lerine şirk
koşarlar.
030.34- Kendilerine
verdiklerimize Nankörlük etsinler diye. Öyleyse metalanın artık
Yakında bileceksiniz.
030.35- Yoksa
Biz, Onlara İspatlı bir Delil indirdik de, o mu O'na ortak
koşmalarını söylüyor?
030.36- Biz
İnsanlara bir Rahmet taddırdığımız zaman,
Onunla sevinirler, kendi Ellerinin taqdim ettiği dolayısıyla
Onlara bir Kötülük isabet ettiğinde de, hemen Umutsuzluğa
kapılıverirler.
030.37- Onlar,
görmüyorlar mı ki, Allah, dilediğine Rızqı yayıp
genişletir ve kısar da. Elbette bunda, inanmakta olan bir Qavim için
gerçekten Ayetler vardır.
030.38- Öyleyse
Yakınlara Haqqını ver, Yoksula da, Yolcuya da. Allah'ın
Yüzünü istemekte olanlar için bu daha Hayırlıdır ve Felaha
erenler de Onlardır.
030.39- İnsanların
Mallarında artsın diye vermekte olduğunuz Riba Allah
katında artmaz. Ama Allah'ın Yüzünü isteyerek vermekte
olduğunuz Zekat ise kat kat arttıranlar Onlardır.
V Inkılap: 41-53
030.40- Allah,
Sizi yarattı, sonra Size Rızıq verdi, sonra da Sizi öldürmekte,
daha sonra da Sizi diriltlmektedir. Ortaklarınızdan bunlardan
herhangi birini yapacak var mı? O, Şirk koşmakta
olduklarından Münezzeh ve Yüce'dir.
030.41- İnsanların
kendi Ellerinin kazandığı dolayısıyla, Karada ve
Denizde Fesad ortaya çıktı. Umulur ki, dönerler diye Onlara
yapmakta olduklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır.
030.42- De
ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın, böylece daha Öncekilerin
nasıl bir Sona uğradıklarını görün. Onların
çoğu Müşrik olanlardı."
030.43- Öyleyse
Sen, Allah'tan geri çevrilmesi mümkün olmayan Gün gelmeden önce, Yüzünü Dimdik
ayakta duran Dine çevir. O Gün Onlar Parça parça bölüneceklerdir.
030.44- Kim
küfrederse, artık Onun Küfrü kendi aleyhinedir, kim de Salih bir
Eylemde bulunursa, artık Onlar da kendi Lehlerine olarak döşeyip
hazırlamaktadırlar.
030.45- Kendi
Fadlından olarak İnanan ve Salih Amellerde bulunanları
ödüllendirmesi içindir. Elbette O, Kafirleri sevmez.
030.46- Size
kendi Rahmetinden taddırması, Emriyle Gemileri yürütmesi ve O'nun
Fadlından aramanız ile umulur ki şükretmeniz için,
Rüzgarları Müjdeciler olarak göndermesi O'nun Ayetlerindendir.
030.47- Andolsun,
Biz Senden önce kendi Qawimlerine Elçiler gönderdik de Onlara Apaçık
Belgeler getirdiler, böylece Biz de Mücrimlerden intikam aldık.
İnananlara Yardım etmek ise, Bizim üzerimize bir Haqqtır.
030.48- Allah,
Rüzgarları gönderir, böylece bir
Bulut kaldırır da Onu nasıl dilerse Gökte yayıp
dağıtır ve Onu parça parça kılar, nihayet Onun
arasından Yağmurun akıp çıktığını
görürsün. Sonunda kendi Kullarından dilediğine verince, hemen
sevince kapılıverirler.
030.49- Oysa
Onlar, bundan önce üzerlerine inmesinden Ewwel Umutlarını
kesmemişlerdi.
030.50- Şimdi
Allah'ın Rahmetinin Eserlerine bak, Ölümünden sonra Yeryüzünü
nasıl diriltmektedir? Elbette O, Ölüleri de gerçekten diriltecektir. O,
Herşeye Güçyetiren'dir.
030.51- Andolsun,
Biz bir Rüzgar göndersek de Onu sararmış görseler, kesinlikle Onun
ardından Nankörlük ederler.
030.52- Şimdi
Sen, Ölülere duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden
Sağırlara da Çağrıyı duyuramazsın.
030.53- Ve
Sen kendi Sapıklıkları içinde Kör olanları da
Doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca Bizim Ayetlerimize
inanmakta olanlara duyurabilirsin ki Onlar Müslümanlardır.
VI Muhalefetin Mağlubiyeti :54-60
030.54- Allah,
Sizi bir Zaaftan yarattı, sonra Zaafın ardından bir Quwwet
kıldı, sonra da bu Quwwetin ardından da bir Zaaf ve
Yaşlılık verdi. Dilediğini
yaratmaktadır. O, Bilen'dir, Güçyetiren'dir.
030.55- Saat'in
İqame Günü, Suçlular, Tek bir
Saatin dışında yaşamadıklarına and içerler.
İşte Onlar böyle çevriliyorlardı.
030.56- Kendilerine
İlim ve İman verilenler ise, dediler ki: "Andolsun, Siz
Allah'ın Kitabında Diriliş Günü'ne kadar
yaşadınız, işte bu da Diriliş Günü'dir. Ancak Siz
bilmiyorsunuz."
030.57- Artık
o Gün, Zulmetmekte olanların ne Mazeretleri bir Yarar sağlayacak ve
ne de Hoşnutluk Dilekleri Kabul edilecektir.
030.58- Andolsun,
Biz bu Qur'an'da İnsanlar için her Örneği gösterdik.
Tartışmasız Sen Onlara bir Ayetle geldiğin zaman, o
Küfredenler, mutlaka: "Siz ancak
Mubtil olanlardan başkası değilsiniz" derler.
030.59- İşte
Allah, Bilmeyenlerin Qalblerini böyle damgalamaktadır.
030.60- Öyleyse
Sen sabret, elbette Allah'ın Waadi Haqqtır, Kesin Bilgiyle
inanmayanlardan da sakın Seni Telaşa kaptırıp
Hafifliğe sürüklemesinler.
I Mü'minlerin uğradıkları sıkıntılar:
1-13
029.01- Eilf
Lam Mim
029.02- İnsanlar
"İnandık" diyerek, Sınanmadan bırakılıvereceklerini
mi sandılar?
029.03- Andolsun,
Onlardan öncekileri Sınamadan geçirdik. Allah, gerçekten
Doğruları da bilmekte ve gerçekten Yalancıları da
bilmektedir.
029.04- Yoksa
Kötülükleri yapanlar, Bizi geçeceklerini mi sandılar? Ne Kötü hükmediyorlar?
029.05- Kim
Allah'a kavuşmayı umuyorsa elbette Allah'ın Süresi
yaklaşarak gelmektedir. O, İşiten'dir, Bilen'dir.
029.06- Kim
Cihad ederse, yalnızca kendi Nefsi için Cihad etmiş olur. Elbette
Allah, Alemlerden Müstağnidir.
029.07- İnanan
ve Salih Eylemlerde bulunanlar ise, Biz elbette Onların Kötülüklerini
örteceğiz ve elbette Onlara yapmakta olduklarının en
Güzeliyle Karşılık vereceğiz.
029.08- Biz,
İnsana, Anne ve Babasına Güzelliği tawsiye ettik. Eğer Onlar, hakkında Bilgin olmayan
şeyle Bana Ortak koşman için Sana karşı çaba harcayacak
olurlarsa, bu durumda, Onlara itaat etme. Dönüşünüz Bana'dır.
Artık yapmakta olduklarınızı Size Ben Haber vereceğim.
029.09- İnanan
ve Salih Eylemlerde bulunanlar ise, Biz
elbette Onları Salihlerin arasına katacağız.
029.10- İnsanlardan
öylesi vardır ki, "Allah'a inandık" der, fakat Allah
uğruna Eziyet gördüğü zaman, İnsanların Fitnesini
Allah'ın Azabıymış gibi sayar, ama Rabbinden bir
Yardım ve Zafer gelirse andolsun "Biz gerçekten Sizlerle birlikteydik"
demektedirler. Oysa Allah, Alemlerin Sinelerinde olanı daha iyi Bilen
değil midir?
029.11- Allah
elbette İnananları da bilmekte ve elbette Münafıqları da
bilmektedir.
029.12- Küfredenler
,İnananlara dedi ki: "Siz Bizim Yolumuzu izleyin, sizin
Hatalarınızı biz yüklenelim." Oysa kendileri, onların
Hatalarından Hiçbir Şeyi yüklenecek değiller. Gerçekten onlar,
elbette Yalancıdırlar.
029.13- Elbette
onlar, hem kendi Yüklerini, hem de kendi Yükleriyle birlikte başka
yükleri de yüklenecekler ve Kıyamet Günü, düzüp uydurmakta
olduklarına karşı sorguya çekileceklerdir.
II 14-22 Nuh ve İbrahim
029.14- Andolsun,
Biz Nuh'u kendi Qawmine gönderdik O
da içlerinde Elli Yılı eksik olmak üzere Bin Sene yaşadı.
Sonunda Onlar zulmetmekte dewam ederlerken Tufan kendilerini
yakalayıverdi.
029.15- Böylece
Biz Onu da, Gemi Halkını da kurtardık ve bunu Alemlere bir
Ayet kılmış olduk.
029.16- İbrahim de, hangi Qawmine
demişti ki:" Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının,
eğer bilirseniz bu Sizin için daha Hayırlıdır."
029.17- "Siz
yalnızca Allah'tan başka birtakım Putlara tapmakta ve bir
takım Yalanlar uydurmaktasınız. Gerçek şu ki, Sizin
Allah'tan başka tapmakta olduklarınız, Size Rızıq
vermeye Güç yetiremezler. Öyleyse Rızqı Allah'ın katında
arayın. O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz O'na
döndürüleceksiniz.
029.18- "Eğer
yalanlarsanız, Sizden önceki Ümmetler de yalanlamışlardır.
Elçi'ye düşen ise Apaçık bir Tebliğdir.
029.19- Onlar
görmediler mi ki, Allah Yaratmaya nasıl başlıyor, sonra Onu
iade ediyor? Elbette bu Allah'a göre Kolaydır.
029.20- De
ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle Yaratmaya
nasıl başladığına bir bakın. Sonra Allah Ahiret
Yaratmasını da inşa edecektir. Elbette Allah, Herşeye
Güçyetiren'dir.
029.21- Dilediğini
azablandırır, dilediğine merhamet eder. O'na çevrilip
götürüleceksiniz.
029.22- Siz
Yerde de, Gökte (onu) Aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'ın
dışında Weliniz yoktur, Yardım edeniniz de yoktur.
III İbrahim ve Lut :23-30
029.23- Allah'ın
Ayetlerini ve O'na Kavuşmayı yok sayıp Küfredenler, işte
Onlar, Benim Rahmetimden Umut kesmişlerdir ve işte Onlar,
Acıklı Azab da Onlarındır.
029.24- Bunun
üzerine kendi Qavminin Cewabı yalnızca: "Onu öldürün ya da
yakın" demek oldu. Böylece Allah da Onu Ateş'ten kurtardı. Elbette bunda, inanan bir Qawim için Ayetler
vardır.
029.25- Dedi
ki: "Siz gerçekten, Allah'ı bırakıp Dünya Hayatında
aranızda bir Sevgi bağı olarak Putları edindiniz. Sonra
Qıyamet Günü, bir kısmınız bir kısmınızı
İnkar edip tanımayacak ve bir kısmınız bir
kısmınıza Lanet edeceksiniz. Sizin Barınma Yeriniz
Ateş'tir ve Hiç bir Yardımcınız da yoktur."
029.26- Bunun
üzerine Lut Ona inandı ve dedi
ki:"Gerçekten Ben, Rabb'ime Hicret edeceğim. Çünkü elbete O, Aziz'dir,
Hakim'dir.
029.27- Biz
Ona İshaq'ı ve Yaqub'u Armağan ettik ve onun
Soyunda Nübuvveti ve Kitab'ı (muhkem) kıldık, Ecrini de
Dünyada verdik. Elbette O, Ahiret'te Salih olanlardandır.
029.28- Lut da, hani Qawmine demişti
ki:" Biz gerçekten, Sizden önce Alemlerden hiç kimsenin
yapmadığı Fuhşu mu yapıyorsunuz?
029.29- Allah'ın
dışında edindikleri Welilerin Örneği, bir Ev edinen
Dişi Örümceğin Örneğine benzer. Gerçek şu ki Evlerin en
güvensiz olanı Dişi Örümceğin Evidir, keşke bilselerdi.
029.30- Dedi
ki: "Rabb'im, fesat çıkarmak ta olan Qawme karşı Bana
yardım et."
IV 31-44 Lut vd. Peygamberler
029.31- Bizim
Elçilerimiz İbrahim'e bir Müjde ile geldikleri zaman, dediler ki:
"Gerçek şu ki, Biz bu Ülkenin Halkını yıkıma
uğratacağız. Çünkü Onun Halkı Zalim oldular."
029.32- Dedi
ki: "Onun içinde Lut da
vardır." Dediler ki: "Onun için içinde kimin olduğunu Biz
daha iyi bilmekteyiz. Kendi Karısı dışında, Onu da
Ailesini de elbette kurtaracağız. O arkada kalacak
olanlardandır."
029.33- Elçilerimiz
Lut'a geldikleri zaman, O, bunlar
dolayısıyla kötüleşti ve bunlar dolayısıyla İçi
daraldı. Dediler ki: "Korkuya düşme ve Hüzne kapılma.
Karın dışında, Seni de Aileni de elbette kurtaracağız.
O ise, arkada kalacak olanlardandır."
029.34- "Elbette
Biz, Fasıqlık yapmalarından dolayı, bu Ülke
Halkının üstüne Gökten İğrenç bir Azab
indireceğiz."
029.35- Andolsun,
Biz aqledebilecek bir Qawim için oradan Apaçık bir Ayet
bırakmışızdır.
029.36- Medyen'e de Kardeşleri Şuaybı. Böylece dedi ki:
"Ey Qawmim, Allah'a kulluk edin ve Ahiret Günü'nü umud edin ve Arzda
Bozguncular olarak Karışıklık çıkarmayın."
029.37- Ancak
Onu yalanladılar, bunun üzerine Onları amansız bir Titreme
yakalayıverdi. Böylece kendi
Yurdlarına Diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
029.38- Ad'ı ve Semud'u da. Gerçekten kendi oturdukları Yerlerden Size belli
olmaktadır. Kendi yapmakta olduklarını Şeytan Onlara süsledi. Böylece Onları Yoldan
alıkoydu. Oysa Onlar görebilen kimselerdi.
029.39- Qarun'u, Fir'awn'ı ve Haman'ı
da. Andolsun, Musa Onlara
Apaçık Delillerle gelmişti, ancak Onlar Yeryüzünde büyüklendiler.
Oysa Onlar geçecek değillerdi.
029.40- İşte
Biz, Onların herbirini kendi Günahıyla yakaladık. böylece
Onlardan kiminin üstüne Taş Fırtınası gönderdik, kimini
Şiddetli bir Çığlık sarıverdi. Kimini Yerin Dibine
geçirdik, kimini de Suda boğduk. Allah Onlara Zulmedici değildi,
ancak Onlar kendi Nefislerine zulmediyorlardı.
029.41- Allah'ın
dışında başka Weliler edinenlerin Örneği, kendine Ev
edinen Örümcek Örneğine benzer. Gerçekten Evlerin en
Dayanıksız olanı Örümcek Evidir, bir bilselerdi.
029.42- Allah,
kendi dışında Hangi Şeye tapmakta olduklarını
elbette bilmektedir. O, Aziz'dir, Hakim'dir.
029.43- İşte
bu Örnekler, Biz bunları İnsanlara vermekteyiz. Ancak Bilenler'den
başkası bunları aqletmez.
029.44- Allah,
Gökleri ve Yeri Haqq olarak yarattı. Elbette bunda inanmakta olanlar
için bir Ayet vardır.
V Kur'an insanları temizler ve yükseltir: 45-51
029.45- Sana
Kitap'tan wahyedileni oku ve Salatı kıl. Gerçekten Salat
Fahşadan ve Münkerden vazgeçirir. Allah'ı zikretmek ise en
Büyüktür. Allah yapmakta olduklarınızı bilmektedir.
029.46- İçlerinde
zulmetmekte olanlar hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en Güzel olan bir
tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize
indiriline de, Size indirilene de inandık, Bizim İlahımız
da Sizin İlahınız da Birdir ve Biz O'na teslim olduk."
029.47- İşte
Biz Sana böyle bir Kitap indirdik. Bundan dolayı kendilerine Kitap
verdiklerimiz Ona inanmaktadırlar.
Bunlar da Ona inanacaklar vardır. Küfredenlerden
başkası Bizim Ayetlerimizi inkar etmez.
029.48- Bundan
önce Sen hiç bir Kitab okuyan değildin ve Onu Sağelinle de
yazmıyordun. Böyle olsaydı, Batılda olanlar Kuşkuya kapılırlardı.
029.49- Hayır,
O, kendilerine İlim verilenlerin Göğüslerinde Apaçık olan
Ayetlerdir. Zulmedenlerden başkası Bizim Ayetlerimizi inkar etmez.
029.50- Dediler
ki: "Ona Rabb'inden Ayetler indirilmeli değil miydi?" De ki:
"Ayetler yalnızca Allah'ın katındadır. Ben ise, ancak
Apaçık bir Uyarıcı'yım."
029.51- Kendilerine
okunmakta olan Kitab'ı Sana indirmemiz Onlara yetmiyor mu? Elbette, bunda
inanacak bir Qawim için gerçekten bir Rahmet ve bir Zikr vardır.
VI Müşriklere İhtar, mü'minlere teselli: 52-63
029.52- De
ki: "Benimle Sizin aranızda Şahid olarak Allah yeter. O,
Göklerde ve Yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah'ı
inkar edip küfredenler ise, Onlar Hüsrana uğrayanlardır.
029.53- Azab
Konusunda Senden Acele istiyorlar. Eğer Adı Konulmuş bir Ecel
olmasaydı, herhalde Onlara Azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri
şuurunda olmadan O, Onlara Kuşkusuz Apansızın gelecektir.
029.54- Azab
Konusunda senden acele istiyorlar. Oysa Cehennem, o küfredenleri gerçekten
Kuşatıp durandır.
029.55- Azabın
Onları kendi Üstlerinden ve Ayaklarının altından
kaplayacağı Gün "Yapmakta olduklarınızı
tadın" der.
029.56- Ey
inanan Kullarım, elbette Benim Arzım Geniştir, artık
yalnızca Bana ibadet edin.
029.57- Her
Nefis Ölümü Tadıcıdır. Sonra Bize döndürülüceksiniz.
029.58- İnanan
ve Salih Eylemlerde bulunanlar, Onları içinde Ebedî Kalıcılar
olarak, altından Irmaklar akan Bahçenin Yüksek Köşklerinde elbette
yerleştireceğiz. (Salih) Eylemlerde bulunanların Ecri ne
Güzeldir.
029.59- Ki
Onlar, sabrederler ve Rabb'lerine tewekkül ederler.
029.60- Kendi
Rızqını taşıyamayan nice Canlı vardır ki,
Onu da, Sizi de Allah rızıqlandırır. O,
İşiten'dir, Bilen'dir.
029.61- Andolsun,
Onlara: "Gökleri ve Yeri kim yarattı, Güneşi ve Ayı
kim Emre Amade kıldı?" diye soracak olursan, elbette: "
Allah" diyecekler. Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar?
029.62- Allah,
Kullarından dilediğine Rızqı yayıp genişletir,
Onu kısar da. Elbette Allah, Herşeyi Bilen'dir.
029.63- Andolsun
Onlara: "Gökten Su indirip de Ölümünden sonra Arzı dirilten
kimdir?" diye soracak olursan, elbette: "Allah"
diyecekler. De ki:"Hamd Allah'ındır." Hayır,
Onların çoğu aqletmiyorlar.
VII Mü'minlerin Zaferi : 64-69
029.64- Bu
Dünya Hayatı, yalnızca bir Oyun ve Tutkulu bir Oyalanmadır."
Gerçekten Ahiret Yurdu ise, asıl Hayat odur, bir bilselerdi.
029.65- Onlar
Gemiye bindikleri zaman, Dini yalnızca O'na Halis kılan Gönülden
Bağlılar olarak, Allah'a yalvarıp yakarırlar. Ama
Onları Karaya çıkarıp kurtarınca da, hemen Şirk
koşarlar.
029.66- Kendilerine
verdiğimize Nankörlük etsinler ve yararlanıp metalansınlar diye.
Ancak Onlar yakında bileceklerdir.
029.67- Görmediler
mi, çevrelerinde İnsanlar kapılıp Yağma edilirken biz
Haremi Emin/ güvenilir kıldık? Yine de Onlar, Batıla
inanıp Allah'ın Nimetlerine Nankörlük mü ediyorlar?
029.68- Allah'a
karşı Yalan düzüp uydurandan veya kendisine Haqq geldiği zaman
Onu Yalan sayandan daha Zalim kimdir? Küfredenlere Cehennem içinde bir
Konaklama Yeri mi yok?
029.69- Bizim
uğrumuzda Cihad edenlere, Biz elbette Onlara Yollarımızı
gösteririz. Gerçek şu ki Allah, İhsan edenlerle beraberdir.
I 1-36
Vay hile yapanlara
Kötülerin Kitabı "Siccin"
İyilerin Kitabı "İlliyyin"
Suçlular
083.01- Vay
haline Eksik ölçüp tartanların.
083.02- Ki
Onlar, İnsanlardan aldıklarında noksansız alırlar.
083.03- Onlar
tartıklarında ise eksiltirler.
083.04- Yoksa
Onlar, diriltileceklerini sanmıyorlar mı?
083.05- Büyük
bir Gün'de.
083.06- İnsanların,
Alemlerin Rabb'i için kalkacağı Gün'de.
083.07- Hayır,
Facir olanların Kitabı şüphesiz Siccin'dedir.
083.08- Siccin'in
ne olduğunu İdrak ettin mi?
083.09- Merkum
(yazılı) bir Kitaptır.
083.10- O
Gün, vay haline Yalanlayanların.
083.11- Ki
Onlar, Din Günü'nü yalanlamaktadırlar.
083.12- Oysa
O'nu Sınır tanımaz Saldırgan, oldukca Günahkar olandan
başkası yalanlamaz.
083.13- Ona
Ayetlerimiz okunduğu zaman, "Geçmişlerin Masalları "
dedi.
083.14- Asla;
hayır. Onların kazanmakta oldukları, Qalpleri üstünde Pas
tutmuştur.
083.15- Hayır,
gerçekten Onlar Rabb'lerinden perdelenmişlerdir.
083.16- Sonra
Onlar, kuşkusuz/kesinlikle Cahim'e
yollanacaklardır.
083.17- Sonra
Onlara, "İşte Sizin yalanlamakta olduğunuz budur." denir.
083.18- Hayır,
Ebrar'ın Kitabı İlliyin'dedir.
083.19- İlliyin'in
ne olduğunu İdrak ettin mi?
083.20- Merkum
bir Kitaptır.
083.21- Ona
Muqarreb olanlar Şahiddirler.
083.22- Gerçek
şu ki, Ebrar, elbette Nimetler içindedirler.
083.23- Tahtlar
üzerinde seyretmektedirler.
083.24- Nimetin
Parıltısını Sen Onların yüzlerinde
tanırsın.
083.25- Onlara
Mühürlü, Katıksız bir Şaraptan içirilir.
083.26- Ki
onun sonu Misktir. Öyleyse,
Değerli Şeylere ulaşmak için (can atanlar) bu (cennet içkisi)ni
hedeflesinler.
083.27- Onun
Karışımı Tesnim'dendir.
083.28- Bir
(nimetin) Kaynak ki, Muqarrebler Ondan içer.
083.29- Doğrusu,
Suç işleyenler kimi İnananlara gülüp geçerlerdi.
083.30- Ve
ne zaman yanlarından geçseler birbirlerine (istihza ile) göz kırparlar;
083.31- Kendi
Yakınlarına döndükleri zaman da Neşeyle dönerlerdi.
083.32- Onları
(inanaları) gördükleri zaman ise: " Bunlar kuşkusuz
Sapıklardır" derlerdi.
083.33- Oysa
kendileri Onların üzerine Gözcü olarak gönderilmişlerdi.
083.34- Artık
Bugün de, inananlar, Kafir olanlara gülmektedirler.
083.35- Tahtlar
üzerinde seyrederek.
083.36- Nasıl,
Kafir olanlar işlemekte olduklarının Feci
karşılığını gördüler mi?
Tertil I Tertil II Tertil III Tertil IV Tertil V
Tertil VI Tertil VII Tertil VIII Tertil IX Tertil X
Tertil XI Tertil XII Tertil XIII
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)