Mekkî Wahy

610-622

 

 

055.010/YUNUS

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I           Wahyin Doğruluğu :1-10

 

010.01-      Elif Lam Ra. Bunlar Hakim Kitab'ın Ayetleri’dir.

010.02-      İçlerinden olan bir Adam’a: "İnsanlar’ı uyar ve İnananlar’a, elbette kendileri için Rabb'leri katında Sıdk Maqamı olduğunu müjdele" diye wahyetmemiz, İnsanlar’a Şaşırtıcı mı geldi? Küfredenler: "Gerçek şu ki bu, Açıkca bir Büyü’dür" dediler.

010.03-      Elbette Sizin Rabb'iniz, Altı Gün’de Gökler’i ve Yer’i yaratan, sonra da Arş’a istiwa eden İşler’i çeviren Allah'tır. Onun İzn’’i olmaksızın, hiç kimse Şefaatci olamaz. İşte Rabb'iniz olan Allah bu’dur, öyleyse O'na kulluk edin. Hala tezekkür etmeyecek misiniz?

010.04-      Sizin Tümünüzün Dönüş’ü O'nadır. Allah'ın Waadi bir Gerçek’tir. İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlara, Adalet’le Karşılık vermek için Yaratma’yı başlatan sonra O’nu iade edecek olan O'dur. Küfredenler ise, küfretmeleri dolayısıyla, Onlar için Kaynar Su’dan bir İçki ve Elîm bir Azab vardır.

010.05-      Güneş’i bir Aydınlık, Ay’ı da bir Nur kılan ve Yıllar’ın Sayısı’nı ve Hesabı bilmeniz için O’na Duraklar tesbit eden O'dur. Allah, bunları ancak Haqq ile yaratmıştır. O, bir Topluluk için Ayetleri’ni böyle birer birer açıklamaktadır.

010.06-      Gerçekten Gece ile Gündüz’ün ardarda gelişinde ve Allah'ın Gökler’de ve Yer’de yarattığı Şeyler’de İttiqa eden bir Topluluk için elbette Ayetler var’dır.

010.07-   Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, Dünya Hayatı’na Razı olanlar ve bununla Tatmin olanlar ve bizim Ayetlerimiz’den Habersiz olanlar,          

010.08-      İşte bunların, kazanmakta olduklarından dolayı Barınma Yerleri Ateş'tir.

010.09-      İnananlar ve Salih Çalışmalar’da bulunanları da, Rabb'leri Onlar’ı, İmanlar’ı dolayısıyla içinden Irmaklar akan Nimetler’le donatılmış Bahçeler'e yöneltir.

010.10-      Oradaki Dualar’ı: "Allah'ım, Sen ne Yüce’sin"dir ve ordaki Dirlik Temennileri: "Selam"dır,  Duaları’nın Sonu da: "Gerçek, Hamd Alemler’in Rabb'i olan Allah'ındır."

 

II          Qur'an'ın Doğruluğu :11-20

 

010.11-      Eğer Allah, Onlar’ın Hayr’a ulaşmak için Çarçabuk Davrandıkları gibi ,İnsanlar’a Şerr’i de çabuklaştırsaydı, elbette Ecelleri’nde Hüküm verilirdi. İşte Bize Kavuşma’yı ummayanlar’ı Biz böylece Tuğyanlar’ı içinda Şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız.

010.12-      İnsan’a bir Zarar dokunduğunda Yan yatarken, otururken ya da Ayakta’yken Bize dua eder, Zarar’ı üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine    dokunan Zarar’a Bizi hiç çağırmamış gibi döner.  İşte Ölçü’yü Taşıranlar’a  yapmakta oldukları böyle süslenmiştir.

010.13-      Andolsun, Siz’den önceki Kuşaklar’ı, Elçiler’i kendilerine Apaçık Belgeler getirdiği halde , Zulme saptıkları ve İman etmeyecek oldukları için Yıkım’a uğrattık.İşte Biz Suçlu bir Topluluğu böyle cezalandırırız.

010.14-      Sonra, nasıl davranacaksınız diye Sizleri gözlemek için, Onlar’ın ardından Sizi Arz’da Halifeler kıldık.

010.15-      Onlar’a Ayetlerimiz Apaçık Belgeler olarak okunduğunda, Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki  "Bundan başka bir Qur'an getir veya O’nu değiştir." De ki: "Benim O’nu kendimin bir Öngörmesi olarak değiştirmem , benim için olamaz. Ben yalnızca Bana wahyolunan’a uyarım. Eğer Rabb'ime isyan edersem,  kuşkusuz Ben, Büyük Gün’ün Azabı’ndan korkarım."

010.16-      De ki: "Eğer Allah dileseydi, onu Size okumazdım ve onu Size bildirmezdi. Ben O’ndan önce Sizin içinizde bir Ömür sürdüm. Siz yine de aqletmeyecek misiniz?"

010.17-      Allah'a karşı Yalan yere İftira düzen’den ve O'nun Ayetleri’ni yalanlayandan daha Zalim kim’dir? Şüphesiz O, Suçlular’ı Felah’a erdirmez.

010.18-      Allah'ı bırakıp kendilerine Zarar vermeyecek, Yararlar’ı da dokunmayacak Şeyler’e Kulluk ederler ve :"Bunlar Allah katında bizim Şefaatcilerimiz’dir" derler. De ki: "Siz, Allah'a, Gökler’de ve Yer’de bilmediği bir Şey mi Haber veriyorsunuz? O, Sizin Şirk katmakta olduklarınızdan Uzak’tır."

010.19-      İnsanlar, Tek bir Ümmet’ten başka değillerdi, sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabb'inden geçmiş bir Söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri Şey konusunda elbette  aralarında Hüküm verilmiş olurdu.

010.20-      Bir de derler ki: "Rabb'inden üzerine bir Ayet indirilse ya!" De ki: "Gayb, yalnızca Allah'ındır, bekleyedurun, Ben de Sizler’le birlikte Bekleyenler’denim."

 

III            Allah’ın Rahmeti: 21-30

 

010.21-      İnsanlar’a, Şiddetli bir Sıkıntı dokunduktan sonra, bir Rahmet dokundurduğumuz zaman, Ayetlerimiz konusunda Hileli bir Düzen kurmak onlar için ( bir alışkanlık) dır. De ki: "Planlama da  Allah daha Hızlı’dır. Elbette, Bizim Elçilerimiz, Sizin geliştirmekte olduğunuz Düzenler’i yazmaktadırlar."

010.22-      Kara’da ve Deniz’de Sizi gezdiren O'dur. Öyleki Siz Gemi’de bulunduğunuz zaman, Onlar da Güzel bir Rüzgar’la O’nu yüzdürürlerken ve bununla sevinmektelerken, O’na Çılgınca bir Rüzgar gelip çatar ve her yan’dan Dalgalar Onlar’ı kuşatıverir, Onlar artık bunlarla gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, Din’de Muhlisler olarak Allah'a dua etmeye başlarlar: "Andolsun eğer bundan Bizi kurtaracak olursan, elbette Sana Şükredenler’den olacağız."

010.23-      Ama Onlar’ı kurtarınca onlar hemen Haqsız yere, Arz’da Taşkınlığa koyulurlar. Ey İnsanlar, Sizin Taşkınlığınız ancak kendiniz aleyhinedir. Bu, Dünya Hayatı’nın Geçici Metaı’dır. Sonra Sizin dönüşünüz Bize'dir,  Biz de yapmakta olduklarınızı Size haber vereceğiz.

010.24-      Dünya Hayatı’nın Örneği, ancak Gök’ten indirdiğimiz, onunla İnsanlar’ın ve Hayvanlar’ın yediği Arz’ın Bitkisi karışmış olan bir Su gibidir. Öyleki Arz, Güzelliğini takınıp süslendiği ve Ahalisi de gerçekten ona Güç yetirdiklerini sanmışlarken Gece veya Gündüz O’na Emrimiz gelmiştir de, Dün sanki hiç Zenginliği yokmuş gibi, O’nu Kökü’nden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir Qawm için Ayetlerimiz’i böyle birer birer açıklarız.

010.25-      Allah Selam Yurdu’na çağırır ve kimi dilerse Mustaqim Sırat’a iletir.

010.26-      Güzellik yapanlar’a daha Güzel’i ve Fazlası var’dır. Onlar’ın Yüzleri’ni ne bir Karartı sarar, ne de bir Zillet, işte Onlar Cennet’in Halkı’dırlar, onda Ebedi olarak kalacaklardır.

010.27-      Kötülükler kazanmış olanlar ise, her bir Kötülüğün karşılığı, kendi Misli’yledir. Bunları bir Zillet sarıp kaplar. Onları Allah'tan hiçbir Koruyucu da      yok.  Onlar’ın Yüzler’i, sanki bir Karanlık Gece’nin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar Ateş Ashabı’dırlar, onda Ebedi olarak kalacaklardır.

010.28-      O Gün, Onlar’ın Tümü’nü bir arada toplayacağız, sonra Şirk katanlar’a "Yerinizden ayrılmayınız, Siz de, Şirk koştuklarınız da" diyeceğiz. Artık Onlar’ın arasını açmışızdır. Şirk koştukları derler: "Siz Bize ibadet ediyor değildiniz."

010.29-      "Bizim ile Sizin aranızda Şahid olarak Allah yeter. Gerçekten Biz, Sizin İbadetiniz’den Habersizlerdik."

010.30-      İşte orada, her Kişi önceden yaptıklarıyla İmtihan’a çekilmiş olacak ve Onlar asıl Mewla’ları olan Allah'a döndürüleceklerdir. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.

 

IV           İlahi İhsanlar :31-40

 

010.31-      De ki: "Gökler’den ve Yer’den Sizler’e Rızıq veren kim’dir?

               Kulaklar’a ve Gözler’e Malik olan kim’dir?

               Diri’yi Ölü’den çıkaran ve Ölü’yü Diri’den çıkaran kimdir?

               Ve İşler’i çeviren kimdir?                               

               Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki Siz yine de ittiqa etmeyecek misiniz?"

010.32-      İşte bu, Sizin Gerçek Rabb'iniz olan Allah'tır. Öyleyse Haq’tan sonra Sapıklık’tan başka ne var? Peki, nasıl hala çevriliyorsunuz?

010.33-      Böylece Rabb'inin Söz’ü   o Fısqedenler üzerinde gerçekleşmiştir ki: "Onlar Gerçekten inanmazlar .     

010.34-      De ki: "Sizin Şirk koştuklarınızdan Yaratma’yı başlatacak, sonra O’nu iade edecek olan var mı?"

               De ki "Allah Yaratma’yı başlatır, sonra O’nu iade eder. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?"

010.35-      De ki: "Sizin Şirk koştuklarınızdan Haqq’a ulaştırabilecek var mıdır?"

            De ki: "Haqq’a  ulaştıracak Allah'tır. Öyleyse, Haqq’a ulaştıran mı uyulmaya daha Haq Sahibi’dir, yoksa Doğru Yol’a ulaştırılmadıkca kendisi Hidayet’e ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?"

010.36-      Onlar’ın Çoğunluğu Zan’dan başkasına uymaz. Gerçekten Zan ise, Haq’tan hiç bir şeyi sağlayamaz,  Elbette Allah, Onlar’ın işlemekte olduklarını Bilen'dir.

 

010.37-      Bu Qur'an, Allah'tan başkası tarafından Yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak o, önündekileri doğrulayan ve Kitab'ı Ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda Şüphe yok’tur, Alemler’in Rabbi’ndendir.

010.38-      Yoksa: "Bunu kendisi Yalan olarak uydurdu" mu diyorlar?  De ki: "Bunun benzeri olan bir Sure getirin ve eğer gerçekten Doğru Sözlüler iseniz. Allah'tan başka bütün Güç yetirdiklerinizi de çağırın."

010.39-      Hayır, Onlar İlm’ini kuşatamadıkları ve henüz kendilerine de Te'wil’i gelmemiş bir Şey’i yalanladılar. Onlar’dan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulmedenler’in nasıl bir Aqıbet’e uğratıklarına bir bak!

010.40-      Onlar’dan O’na inanlar vardır ve Onlar’dan O’na inanmayanlar da vardır. Rabb'in Fesad çıkaranları daha İyi bilir.

 

V          Suçlular’ın Cezası: 41-53

 

010.41-      Eğer Sen’i yalanlarlarsa, Onlar’a de ki: "Benim yaptıklarım benim, Sizin de yaptıklarınız Sizindir. Siz benim yaptıklarımdan Uzak’sınız ve Ben de Sizin yaptıklarınızdan Uzağım."

010.42-      Onlar’dan Seni dinleyecekler vardır. Ama Hiç duymayanlar’a üstelik hiç aqılları ermiyorsa Sen mi duyuracaksın?

010.43-      Ve Onlar’dan Sana bakacak olanlar vardır. Ama Kör olanlar’ı üstelik hiç görmüyorlarsa Sen mi Doğru Yol’a ulaştıracaksın?

 

010.44-      Gerçek şu ki Allah, İnsanlar’a hiçbir Şey’le zulmetmez. Ancak İnsanlar, kendi kendilerine zulmediyorlar.

010.45-      Gündüz’ün bir Saat’inden başka hiç Ömür sürmemişler gibi Onlar’ı bir arada toplayacağı Gün, Onlar birbirlerini tanımış olacaklar Allah'a kavuşmayı /karşılaşaçaklarını yalanlayanlar gerçekten Hüsran’a uğramışlardır. Onlar Hidayet’e ermişler de değillerdi.

010.46-      Onlar’a wadettiğimizin bir kısmını Sana gösteririz veya Senin Hayatı’na son veririz. Onlar’ın Dönüşler’i Bize’dir, sonra Allah işlemekte olduklarına Şahid'dir.

010.47-      Her Ümmet’in bir Elçisi var’dır. Onlar’a Elçiler’i geldiği zaman, aralarında Adalet’le hükmedilir ve Onlar’a zulmedilmez.   

010.48-      Derler ki: "Eğer Doğrusözlüler iseniz bu Waad ne zamanmış?"

010.49-      De ki: "Allah'ın Dilemesi dışında, kendim için Zarar’dan ve Yarar’dan (bir şeye) Mâlik değilim. Her Ümmet’in bir Ecel’i var’dır. Onlar’ın Eceller’i gelince, artık ne bir Saat ertelenebilir, ne öne alınabilirler."

010.50-      De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer O'nun Azab’ı Size Gece veya Gündüz gelirse Suçlu olanlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?"

010.51-      Gerçekleştikten sonra mı O'na inanacaksınız? Hemen şimdi mi? Oysa Siz, onun erkence gelmesini istiyordunuz.

010.52-      Sonra o Zulmedenler’e: "Sürekli Azab’ı tadın" denilecek. Kazanmakta olduklarınız dışında bir başka Şey’le mi cezalandırılacaksınız?"

010.53-      "Bu bir Gerçek mi?" diye Sen’den haber soracaklar.

               De ki: "Hem de , Rabb'ime andolsun ki, Elbette Gerçek’tir ve Sizler aciz bırakacak olanlar da değilsiniz."

 

VI           Rahmet :54-60

 

010.54-      Zulmeden her Kişi, Arz’dakilerin Tümü’ne Sahip olsa bunu elbette Fidye olarak verirdi. Onlar Azab’ı görünce Pişmanlıkları’nı gizlerler, oysa Onlar Haqsızlığa uğratılmadan aralarında Adalet’le hükmedilmiştir.

010.55-      Haberin olsun; Göktekiler’in ve Yerdekiler’in Tümü gerçekten Allah'ındır. Haberin olsun, elbette Allah'ın Waadi Haq’tır, ancak Onlar’ın çoğu bilmezler.

010.56-      O, diriltir ve öldürür. Ve, O'na döndürüleceksiniz.

010.57-      Ey İnsanlar, Rabb'inizden Size bir Öğüt, Göğüsler’de olana bir Şifa ve Mü'minler için bir Hidayet ve Rahmet geldi.

010.58-      De ki: "Allah'ın Fadlı’yla ve Rahmeti’yle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, Onlar’ın toplayıp yığmakta olduklarından Hayırlı’dır."

010.59-      De ki: "Allah'ın Sizin için indirdiği Sizin bir kısmını Haram ve Helal kıldığınız Rızıq’tan, Haber var mı? Söyler misiniz?"  De ki: "Allah mı Size İzin verdi, yoksa Allah'a karşı Yalan yere iftira mı uyduruyorsunuz?"

010.60-      Allah'a karşı Yalan yere İftira uyduranların Qıyamet Günü Zanlar’ı nedir? Elbette Allah, İnsanlar’a karşı Büyük Fadl Sahibi’dir, ancak Onlar’ın çoğu şükretmezler.

 

VII          Mü'minleri’n Himayesi: 61-70

 

010.61-      Senin içinde olduğun Herhangi bir durum, O’nun hakkında Qur'an'dan okuduğun herhangi bir Şey ve Sizin işlediğiniz Herhangi bir Şey yoktur ki, O’na daldığınızda, Biz Sizin üzerinizde Şahidler durmuş olmayalım. Yer’de de Gök’de de ağırlığınca hiç bir Şey Rabb'inden uzakta kalmaz. Bunun daha Küçüğü de, daha Büyüğü de yoktur ki, Apaçık bir Kitap'da olmasın.

010.62-      Haberiniz olsun, Allah'ın Welileri, Onlar için Korku yok’tur, Onlar Mahzun olacak değillerdir.

010.63-      Onlar, İnananlar ve İttiqa edenler’dir.

10.64-       Müjde, Dünya Hayatı’nda ve Ahiret'te Onlarındır. Allah'ın Sözleri için Değişiklik yoktur. İşte büyük Feyz bu’dur.

010.65-      Onlar’ın söylemeleri Seni üzmesin. Şüphesiz İzzet'in Tümü Allah'ındır. O İşiten'dir, Bilen'dir.

010.66-      Haberiniz olsun, elbette Gökler’de kim var, Yer’de kim var tümü Allah'ındır. Allah'tan başkasına dua edenler bile, Şirk koştukları Varlıklar’a ve Güçler’e uymazlar. Onlar yalnızca bir Zann’a uyarlar ve Onlar ancak Zann’da bulunarak Yalan söylemektedirler.

010.67-      O, dinlenmeniz için Gece’yi, Gündüz’ü de Aydınlatıcı (Mubsir) olarak Sizin için yaratmıştır. Elbette işitebilen bir Topluluk için bunda gerçekten Ayetler var’dır.

010.68-      "Allah, Çocuk edindi" dediler. O, Yüce'dir. O, hiç bir Şey’e İhtiyac’ı olmayandır. Gökler’de ve Yer’de ne varsa O'nundur. Kendinizde buna İlişkin İspatlayıcı bir Delil de yok’tur. Allah'a karşı bilmeyeceğiniz Şey’i mi söylüyorsunuz?"

010.69-      De ki: "Allah'a karşı Yalan yere İftira uyduranlar, Kurtuluş’a ermezler."

010.70-      Dünya’da Geçici bir Meta. Sonra Dönüşler’i Bize'dir, sonra da küfretmeleri nedeniyle Onlar’a Şiddetli Azab’ı taddıracağız."

 

VIII         Nuh ve Musa: 71-82

 

010.71-      Onlar’a Nuh'un Haberi’ni oku. Hani Qawm’ine demişti ki :"Ey Qawmim, benim Maqam’ım ve Allah'ın Ayetleri’yle hatırlatmalarım eğer Size ağır geliyorsa Ben, elbette Allah'a Tewekkül etmişim. Artık Siz Ortaklarınız’la toplanıp yapacağınız İş’i Karar’a bağlayın da İş’iniz Size Örtülü kalmasın. Sonra hakkımdaki Hükmünüz’ü Bana süre tanımaksızın verin.

010.72-      Eğer yüzçevirecek olursanız, Ben Siz’den bir Karşılık istemedim. Benim Ecr’im, yalnızca Allah'a aiddir.  Ve Ben Müslümanlar’dan olmakla emrolundum."

010.73-      Fakat O’nu yalanladılar, Biz de O’nu ve Gemi’de olanlar’ı onunla birlikte olanları kurtardık ve Onlar’ı Halifeler kıldık. Ayetlerimiz’i Yalanlayanlar’ı da Su’da boğduk. İnzar edilenler’in nasıl bir Aqıbet’e uğratıldıklarına bak!

010.74-      Sonra O’nun ardından kendi Qawimler’ine Elçiler gönderdik. Onlar’a Apaçık Belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce O’nu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte Biz, Haddi Aşanlar’ın Qalbler’ini böyle damgalarız.

 

010.75-      Sonra bunların ardından Fir'awn'a ve o'nun Önde gelen çevresi’ne Musa'yı ve Harun'u Ayetlerimiz’le gönderdik. Fakat Onlar büyüklendiler. Onlar Suçlu bir Qawm’di.

010.76-      Onlar’a katımızdan Haqq geldiği zaman, dediler ki: "Bu elbette Apaçık bir Büyü’dür."

010.77-      Musa: "Size Haqq geldiğinde böyle mi söylersiniz? Bu bir Büyü müdür? Oysa Büyücüler Kurtuluş’a ermezler." dedi.

010.78-      Onlar:" Siz İkiniz, Bizi Atalarımız’ı üzerinde bulduğumuzdan çevirmek ve Arz’da Büyüklük Sizin olsun diye mi Bize geldiniz? Biz, Sizin ikinize inanacak değiliz" dediler.

010.79-      Fir'awn: "Bana bütün Bilgin Büyücüler’i getirin" dedi.

010.80-      Büyücüler geldiğinde Musa Onlar’a: "Atacak olacağınız Şeyler’i atın" dedi.           

010.81-      Onlar atılınca, Musa dedi ki: "Sizler’in getirdiğiniz Büyü’dür. Doğrusu Allah O’nu geçersiz kılacaktır. Elbette Allah, Fesat çıkaranlar’ın İş’ini düzeltmez."

010.82-      Allah, Suçlular istemese de, Haqq’ı kendi Kelimeler’iyle gerçekleştirecektir.

 

IX           Musa ve Fir'awn: 83-92

 

010.83-      Sonunda Musa'ya kendi Qawmi’nin bir Zürriyeti’nden başka Fir'awn ve Önde gelen çevresi’nin kendilerini Belalar’a çarptırmaları Korku’suyla inanan olmadı. Çünkü Fir'awn gerçekten Arz’da büyüklenen bir Zorba ve gerçekten Ölçü’yü taşıranlar’dandı.

010.84-      Musa dedi ki: "Ey Qawm’im, eğer Siz Allah'a İman etmizşeniz ve Müslüman olmuşsanız artık yalnızca O'na Tewekkül edin."

010.85-      Onlar dediler ki: "Biz Allah'a Tewekkül ettik. Rabb'imiz, Bizi zulmeden bir Qawm için bir Fitne kılma."

010.86-      "Ve bizi, Kafirler Topluluğu’ndan Rahmet’inle kurtar."

010.87-      Musa ve Kardeşi’ne wahyettik: "Mısır'da Qawm’iniz için Evler hazırlayın, Evleriniz’i Qıble edinin ve Salat’ı kılın. Mü'minler’i de müjdele."

010.88-      Musa dedi ki: "Rabb'imiz, elbette Sen, Fir'awn'a ve Önde gelen çevresi’ne Dünya Hayatı’nda bir Çekicilik ve Mallar verdin. Rabb'imiz, Senin Yolu’ndan saptırmaları için (mi?). Rabb'imiz, Malla’ı’nı Yer’in Dibine geçir ve Onlar’ın Qalbleri’nin üzerini Şiddetle bağla, Onlar Acıklı Azab’ı görecekleri zamana kadar inanmayacaklar."

010.89-      Dedi ki: "İkinizin Duası kabul olundu. Öyleyse Dosdoğru Yol’da devam edin ve Bilmeyenler’in Yolu’na uymayın.

010.90-      Biz, İsrailoğulları’nı Deniz’den geçirdik. Fir'awn ve Askerler’i Azgınlık’la ve Düşmanlık’la Peşlerine düştü. Sular O’nu boğacak düzeye erişince: "İsrailoğulları’nın kendisine inandığından başka İlah olmadığına inandım ve Ben de Müslümanlar’danım" dedi.

010.91-      Şimdi, öyle mi? Oysa Sen önceleri İsyan etmiştin ve Fesat çıkaranlar’dandın.

010.92-      Bugün ise, Sen’den sonrakiler’e bir Ayet olman için Seni yalnızca Bedeni’nle kurtaracağız. Gerçekten İnsanlar’dan çoğu, Bizim Ayetler’imizden Habersiz’dirler.

 

X            Yunus'un Qawmi: 93-103

 

010.93-      Andolsun Biz İsrailoğulları’nı, Hoşlar’ına gidecek Güzel bir Yer’de yerleştirdik ve Temiz Şeyler’den kendilerine Rızıq verdik. Kendilerine İlim gelinceye kadar Anlaşmazlığa düşmediler. Elbette Rabb'in, aralarında Anlaşmazlığa düştükleri Şey’de Qıyamet Günü hüküm verecektir.

 

010.94-      Sana indirdiğimizden eğer kuşkudaysan, Sen’den önce Kitab'ı okuyanlar’a sor. Andolsun, Rabb'inden Sana Gerçek gelmiştir, şu halde Kuşku’ya Kapılanlar’dan olma.

010.95-      Ve Allah'ın Ayetler’ini Yalanlayanlar’dan olma, yoksa Hüsran’a uğrayanlar’dan olursun.

010.96-      Gerçek şu ki, Rabb'inin Kelime’si üzerinde Haqq olanlar, Onlar inanmazlar

010.97-      Onlar’a her Ayet getirilse bile. Acıklı Azab’ı görünceye kadar.

 

               Yunus'un Kavmi

 

               (Bak:   02/Qalem 48-50

                          60/Saffat 139-148 )

 

010.98-      Ama inanıp İman’ı kendisine yarar sağlamış Yunus Qawmi’nin dışında  bir Ülke yok!  Onlar iman ettikleri zaman Dünya Hayatı’nda Onlar’dan Aşağılatıcı Azab’ı kaldırdık ve Onlar’ı belli bir zamana kadar da yararlandırdık.

 

010.99-      Eğer Rabb’in dileseydi, Arz’dakiler’in Tümü, Topluca inanırlardı. Öyleyse, Onlar Mü'min oluncaya kadar İnsanlar’ı Sen mi zorlayacaksın?

010.100-    Allah'ın İzni olmaksazın, Hiçkimse için inanma yok. O, Aqledemiyenler’in üzerine İğrenç bir Pislik kılar.

010.101-    De ki: Gökler’de ve Yer’de ne var? Bir bakıverin. "İnanmayan bir Topluluğa Apaçık Ayetler ve Uyarılarlar bir Şey sağlamaz.

010.102-    Kendilerinden önce gelip Geçmişler’in bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: "Bekleyedurun. Elbette Ben de Sizler’le birlikte bekleyenler’denim."

010.103-    Sonra Biz, Elçilerimiz’i ve İnananlar’ı böyle kurtarırız, Mü'minler’i kurtarmamız da Bizim üzerimize bir Haq’tır.

 

XI           İlahi Hüküm: 104-109

 

010.104-    De ki: "Ey İnsanlar, eğer Benim Din’imden yana bir Kuşkudaysanız, Ben Sizin Allah'tan başka abdolduklarınıza abdolmuyorum, ancak Ben,  Sizin Hayat’ınıza son verecek olan Allah'a abdolurum. Ben Mü'minler’den olmakla emrolundum."

010.105-    Ve: "Bir Hanif olarak Yüzü’nü Din’e doğru yönelt ve sakın Müşrikler’den olma."

010.106-    "Sana Yarar’ı da, Zarar’ı da olmayan Allah'tan başkasına Dua etme. Eğer Sen yapacak olursan, bu durumda Zulmedenler’den olursun."

010.107-    Allah Sana bir Zarar dokunduracak olursa, O'ndan başka bunu Sen’den kaldıracak yoktur. Ve eğer Sana bir Hayır isterse, O'un Fadlı’nı geri çevirecek de yoktur. O, Gafur'dur, Rahim'dir.

010.108-    De ki: "Ey İnsanlar, elbette Size Rabb'inizden Haqq gelmiştir. Kim Hidayet’e ulaşırsa, O, ancak kendisi için Hidayet’e ulaşmıştır. Kim de saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben Sizin üzerinizde bir Wekil değilim."

010.109-    Sana wahyolunana uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O, Hakimler’in en Hayrlısı’dır.

 

Mekkî   Sureler  

Medenî   Sureler  

Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)

 

001 Fatiha

031 Luqman

061 Saf

091 Şems

002 Baqara

032 Secde

062 Cum'a

092 Leyl

003 Ali İmran

033 Ahzab

063 Münafiqun

093 Duha

004 Nisa

034 Sebe

064 Tegabun

094 İnşirah

005 Maide

035 Fatır

065 Talaq

095 Tin

006 En'am

036 YaSin

066 Tahrim

096 Alaq

007 A'raf

037 Saffat

067 Mülk

097 Qadr

008 Enfal

038 Sad

068 Qalem

098 Beyyine

009 Tewbe

039 Zümer

069 Haqqa

099 Zilzal

010 Yunus

040 Mü'min

070 Mearic

100 Adiyat

011 Hud

041 Fussilet

071 Nuh

101 Qaria

012 Yusuf

042 Şura

072 Cin

102 Tekasur

013 Ra'd

043 Zuhruf

073 Müzzemmil

103 Asr

014 İbrahim

044 Duhan

074 Müddessir

104 Hümeze

015 Hicr

045 Casiye

075 Qıyame

105 Fil

016 Nahl

046 Ahqaf

076 İnsan

106 Qureyş

017 İsra

047 Qıtal

077 Mürselat

107 Maun

018 Kehf

048 Fetih

078 Nebe

108 Kewser

019 Meryem

049 Hucurat

079 Naziat

109 Kafirun

020 TaHa

050 Qaf

080 Abese

111 Leheb

021 Enbiya

051 Zariat

081 Tekwir

111 Nasr

022 Hacc

052 Tur

082 İnfitar

112 İhlas

023 Mü'minun

053 Necm

083 Mutaffifin

113 Felaq

024 Nur

054 Qamer

084 İnşiqaq

114 Nas

025 Furqan

055 Rahman

085 Buruc

 

026 Şuara

056 Waqıa

086 Tarıq

 

027 Neml

057 Hadid

087 A'la

 

028 Qasas

058 Mücadile

088 Gaşiye

 

029 Ankebut

059 Haşr

089 Fecr

 

030 Rum

060 Mümtehine

090 Beled