(Simon) Petrus b.Yuhanna
MS ö.064
Gr.
Simon. (İbr.Şimeon ) İsa’nın
en Büyük Havarisi..
Katolik
Kilisesi’ne göre İlk Papa.. İlk Hristiyan Kilisesi O’nun
Temelleri Üstünde kuruldu ve İsa
tarafından O’na Emanet edildi. Petrus
Taş/Kaya
Anlamına gelir,
İsa
O’na ‘Sen Taş’sın ve Ben Kilisemi bu Kaya’nın üstüne kuracağım’
demiştir.
Pavlus’a karşı
bir Anlayış’la Petrus, Musa
Geleneği’ne sıkıca Bağlı’dır. Örneğin Sünnet olunmasını Şart
koşar, Pavlus Hitan Sünneti’ni
kaldırdı. Bu Anlaşmazlık, Özellikle
Pavlus’un Galatialılar’a Mektup’unda
anlatılır.
Kilise İnancı’na göre
İsadirildiğinde O’na
görünmüş. Hristiyanlık Açısından
Pavlus’la Petrus,
İsa’dan sonra en Önemli iki Düşünür’dür. Petrus
Yahudi Geleneği’ni sürdürdü. Pavlus’sa
Yeni bir Din olarak Hristiyanlığı biçimlendirdi.
Yeni Ahid’deki Kıssa’ya göre
İsanın verdiği Kephas
(Gr.Petros) Petra (Kaya) dan gelir. Katolik
Kilisesi Takvimi’nde Petrus’la ilgili 5 Ayrı Yortu Yer
alır.
İlk 3 İncil’de ve Pavlus’un
Korinthoslular’a I. Mektubu’nda (9/5)
Yuhanna’nın Oğlu Sıfatıyla
anılır. Dolaylı olarak Evli olduğu anlaşılır. Aile’sinin
Beytsayda’dan geldiği (Yuhanna 1/44) , ama Petrus’un
İsa’nın Peygamberliği
Dönemi’nde Taberiye Gölü’nün Kuzeydoğu Ucu’ndaki Kefernahum’da
yaşadığı sanılmaktadır. Burada Kardeşi Andreas ve
Zebedi’nin Oğulları Yakup ve
Yuhanna ile birlikte
Balıkçılık’la geçindiği belirtilir. Yeni Ahit’te ayrıca
Petrus’un Yahudi Şeratı üzerine Eğitimi olmadığından ve
muhtemelen Gerkçe bilmediğinden Söz edilir. Bu Bilgiler’i
zamanla edinmiş, sık sık Yanlışlar’a düşmüş, ama Sorumluluk
üstlendiğinde Olgun ve Yetenekli olduğunu göstermiştir.
İnciller’deki Öyküler Petrus’un daha
İsa’nın Peygamberliğe
başladığı Dönem’de Havariler’e katıldığında birleşir, ama
bunun Yeri ve Zamanı Konusunda Farklı Bilgiler verir. İlk 3
İncil’in, Petrus’un Celile’de
İsa’nın Çağrısı’na
uyduğu yönünde verdiği Bilgi muhtemelen Doğru’dur. Bu İnciller
Petrus’un Havariler arasındaki Önderliğini vurgulamakta
da Büyük Ölçüde birleşir. Bazı Küçük Farklar’la, Petrus’un
Havariler’in Sözcüsü olarak davrandığı ve Ötekiler’e göre bir
Öncelik taşıdığı Konusunda yine Görüş Birliği vardır.
İnciller’de birkaç kez Petrus’un Adı tek Başına anılır
ve Öteki Havariler’den onun ‘Yanındakiler’ Biçiminde Söz
edilir. (Markos 1/36, Luka 8/45).
İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğunu
İlk kavrayan ve bunu ilk Dile getiren Petrus’dur. (Matta
16-15, Markos 8/29, Luka 9/20). Diğer yandan en
Güçlüler’in bile Olgunlukla kendi Gücünü toplar ve onların da
güçlenmesine Yardımcı olur (Luka 22/31-32 ). Sonunda
İsa’nın Dirilişi’ne yine
ilk kez Petrus Tanık olur (Luka 24/34).
Yuhanna İncili’nde bile,
Yuhanna ile
İsa arasındaki Yakınlığın
vurgulanmasına Karşın, Petrus’un Temsilcilik ve
Sözcülük Konumu değişmez. İsa’nın
Petrus’a Kephas adını ne Zaman verdiği
Tartışmalı olmakla birlikte, bu Ad’ın
İsa tarafından verildiği
Kesin sayılabilir.
İsa’nın
Dirilişi’nden sonraki Yaklaşık 15 Yıl Boyunca Petrus
Hristiyan Toplumu’nun Önderliği’ni Elinde tuttu (Rasullerin
İşleri 14-39, 4/5-22). Akdeniz Kıyısı Boyunca Kuzey’e doğru
giderek Caesarea’da Yahudi olmayanlar’ın da Hristiyanlığa
kazanılmasına Öncülük etti. Büyük ihtimalle Yahudi Kökenli
Hıristiyanlar’ın Tepkisi Nedeniyle Kudüs’de hapsedildi. ‘Bir
Meleğin Yardımı’yla Hapis’ten kaçtıktan sonra Petrus’un
Kilise içindeki Önderliği, İsa’nın
‘Kardeşi’ olarak anılan Havari Yakub’a geçti. Kudüs’de
49-50’de bir araya gelen Havariler’in Toplantısı’nda Petrus
Yahudiler arasında Hristiyanlığı yaymakla görevlendirildi.
Pavlus’un
Korinthoslular’a I.Mektup’ta (1/12) ‘Kephas’ın
Yandaşları’ndan Söz etmesi Korinthos Kilisesi’ndeki bir
Grup’un Petrus’a Bağlı olduğu, hatta Petrus’un
bir Süre Korinthos’ta bulunduğu Biçiminde yorumlanır. Aynı
Mektup’da (9/5) Pavlus ayrıca
Petrus’un Hanımı ile birlikte dolaşarak Hristiyanlığı
yaydığından Söz eder. I.Mektup Başlıklı Metin de (1/1)
Petrus’un Anadolu’da bir Misyonerlik Yolculuğu’na çıktığı
Biçiminde yorumlanabilir. Bu Metnin Yazarının gerçekten
Petrus olduğu varsayılırsa, Petrus’un en azından
bir Süre Roma’da kaldığı Tezi güçlenir. Buna Karşılık Mektub’un
Yazarı Petrus değilse, 7.Saat’in Sonları’ndan ya da
100lü Yıllar’ın başlarından beri, Petrus’un Roma’da
bulunduğu yönünde bir İnanış’ın yerleşmiş olduğu Sonucunu
çıkarmak gerekir. Ama Roma Kilisesi’nin Petrus
Tarafından kurulduğu ya da Petrus’un bu Kilise’nin İlk
Piskoposu olduğu Tezleri tartışmalıdır. En Erken 100ler’in
Ortalarında ortaya çıkmış Veriler’e dayanır. Petrus’un
Roma’da öldürüldüğüne İlişkin en Güçlü Kanıt ise I.Clemens’in
Korinthos Kilisesi’ne Mektup Adlı Metninde ( y.96) Yer alır.
Bu Metin’le birlikte daha sonraki Bazı Kaynaklar, Bilim
Adamlarını Petrus’un Roma’da İmp.Neron Dönemi’nde
İnançları yüzünden öldürüldüğü Sonucuna yöneltmiştir. Bazı
Araştırmacılar Papa Damasus’un (hd 366-384) bir
Yazıtına dayanarak, Petrus’un Appia Yolu (Via Appia)
üzerinde, S.Sebastiano’daki ‘Katakomplar’da’ (Ad
Catacumbus) Gömülü olduğunu savunurlar. Daha Sonraki Yazılı
Kaynaklar’ın Tümü Petrus’un Mezarı’nın Vatikan Tepesi’nde
olduğunu belirtir. Vatikan Tepesi’nde Petrus’un Gömülü
olduğu varsayılan Bugünkü San Pietro Bazilikası’nın
Yüksek Atları’nın oldukça altındaki Edikula’nın Temeli’nde
1939’da başlatılan Kazılar Doyurucu Sonuç vermemiştir.
Petrus’un Mektupları :
Yeni Ahid’de, İsa’nın
12 Havarisi’nin Önderi Petrus’a dayandırılan 2 Metin.
100ler’in Başlarında yazıldığı sanılmaktadır.
Anadolu’nun 5 Bölgesi’nde Zulme uğrayan
Hristiyanlar’a seslenen I.Mektup Okurlar’a , çektiği Acılar’dan
ve Ölümünden sonra Tanrı Katına yükselen
İsa’yı unutmamalarını öğütler.
Ayrıca Hristiyanlar’dan Kötülüğe İyilik’le Karşılık vermeleri,
birbirlerini sevmeleri, Haksızlığa uğradıklarını Herkes’in
görmesini sağlamak Amacıyla Yüksek Ahlaklı, İyi Yurttaşlar
olarak tanınmaya Çalışmaları istenir. Mektub’un Gerçek
Yazarı’nın Kim olduğu Konusunda Uzmanlar arasında Görüş Birliği
yoktur. II.Mektup,İsa’nın
2.Gelişi’nin Gecikmesini, Tanrı’nın Evrensel Kurtuluş için
Zaman tanıması Biçiminde yorumlar. Mektub’un Yazarı kendisini
Petrus Adıyla tanıtmakla birlikte, 200ler’den bu yana
Metnin Gerçek Yazarı Konusunda Kuşkular doğdu ve Sonraki
Araştırmalar’la da desdeklendi.
Petrus İncili :
100ler’in Ortaları’nda yazılmış, Hiçbir Kilisece
Kanonik Sayılmayan Hristiyan Metni. Bugüne ulaşan Parçalar’ında
İsa’nın Mahkum edilişi,
Çarmıh’a Gerilişi ve Dirilişi anlatılır.
İsa’nın Beden’nin Gerçek
değil Yalnızca bir Görüntü olduğu Görüşünü yansıttığı için,
Antiokheia Piskoposu Serapion Kitabın Heretik Doketizm
Akımı’na bağlı biri tarafından Kaleme alındığını öne sürdü
(y.190). Günümüzde ise Uzmanlar, Metin, Suriyeli bir
Hristiyan’ın yazmış olabileceğini söylüyorlar.
HAVARİLER
Rasuller olarak da bilinir.
İsa’nın seçtiği 12 Ensar,
Luka İncili’nde, İsa’nın
Öğrencileri arasından seçtiği 12 Kişi’ye bu Adı (Gr.
Apostolos ‘Gönderilen Kişi’ ) verdiği anlatılır. (6/13).
Markos İncili’nde ise, İsa’nın
Vaaz vermek ve Hastalar’ı iyileştirmekle görevlendirdiği 12
Kişi yine bu Ad’la anılır (6/30). Markos (3/16-19).
Matta (10/2-4) ve Luka (6/14-16) İnciller’inde Bazı
Farklar’la Havariler’in Adları şöyle sıralanır. Zebedi’nin
Oğulları Petrus, Yakup ve Yuhanna ile Andreas,
Filipus, Bartolomeus, Matta, Tomas, Alfeus’un Oğlu
Yakub, Yakub’un Oğlu Yahuda ya da
Taddeus, Gayyur Simun ve Yahuda İskariyot.
Havariler’in Ayrıcalığı, her Zaman
İsa’nın yanında olmaları ve
onun Özel Eğitimi’nden Yararlanmalarıydı. En az bir kez,
Tanrı’nın Krallığı’nın Yakında olduğunu duyurmak gibi çok Özel
bir Görev’le ikişer ikişer Halk arasına gönderilmişlerdi. (Markos
6, Matta 10, Luka 9). Petrus, Yakup
ve Yuhanna, İsa’nın
yakın çevresini oluşturuyordu. Yairus’un Kızı’nın
Dirilmesi (Markos 5/37, Luka 8/51),
İsa’nın Nur’a Bürünüşü (Markos
9, Matta 17, Luka 9) ve İsa’nın Getsemani
Bahçesi’nde Acı Çekmesi (Markos 14/33, Matta
26/37) gibi Olaylar’a yalnızca onların Tanık olmasına İzin
verilmişti.
Bazı Araştırmacılar 12 Sayısı’nın özel bir Önem
taşıdığı, bir İhtimalle İsrail’in 12 Kabilesi’nden
kaynaklandığı görüşündedir. İsa’yı
Ele veren Yahuda İskariyot’un ölmesinden sonra
doğan Boşluğu doldurmak üzere Mattias seçilmiştir (Rasullerin
İşleri 1). Rasuller’in İşleri’nde Havari adı
Mattias’ının da katıldığı 12 Kişi’yi belirtir.
Pavlus,
dirildikten sonra İsa’yı
gördüğü ve doğrudan onun tarafından görevlendirildiği için
kendisini de Havari olarak anar. Rasullerin İşleri’nde,
yeni seçilecek bir Havari’nin İsa’nın
Dirilişi’ni Gözüyle Tanıklık edebilmesi Şartnın Yer alması
Pavlus’un Tezi’yle çakışır. İlk
Hristiyan Yazarları’nın bazı Eserler’ine göre Yeni Ahid
Dönemi’nden sonra da Havari Adıyla anılanlar olmuş.