X.Cüz

 


2001 2002 2003  2004 2005 2006  2007 2008 2009 2010 

2011


21 Eylül  2007/10.Cüz'den

 

cuz10-2007                         Sûre-i Tewbe Bünyesi’nde Medine’nin Son Yılları’nda Nâzil olan Wahyler’i barındırıyor. Medine Semâwî Medeniyet’in (Gökler’in Melekût’u) yazdığı Qalem’de Verimli bir Toprağa ekilmiş bir Nüwe’ydi. İnsanlık için Wasat bir Ümmet bunun için çıkarılmıştı. Tebük Savaşı’na Mü’minler’i Teşwik eden Aşağı’daki Âyetler Muhâtabları’nı-Medine nasıl ve niçin varedilmişti Sorusu’yla karşı karşıya getirir. Onlar bu Proje’nin içinde olurlarsa kendi Yararları’na olacaktır, Geri kalırlarsa Allâh getireceği Yeni bir Qawim’le yürümeye (esra) Dewâm edecektir.

         Sewr Mağarası’nı hatırlayın. Beşerî Plan’daki Tüm Tedbirler’in çöktüğü bir Dem’de beliren Ankebût’u.. Ankebût ki Mekke’de bıraktıkları Evleri’ni Sembolize ediyordu, Önlerinde Medine’nin Nûr Evler’i vardı. Mağara Kapısı’nda belirenler İlâhi İrâde’yi Geçersiz kılabilirler miydi, hatırlayın. Arkadaşı’na Güven aşılayan Elçi’yi hatırlayın. 2 Kişi de kalsa Üçüncüsü Allâh olan’a Allâh’ın wadettiğini kim engelleyebilir? Hatırlayın, Sûre-i Enfâl’de Bedir’in Akışı’nı değiştiren Serpilmiş Topraklar’ı.. Çabalarınız Kâfi gelmezse; olacak olanlar, olması gerekenlerse, olacaktır yine de.. Bu Ders’i almışlar’a Zorluk Günü’nde Yol’a Dewam demektedir Tewbe Sûre’si..

             Dewr-i Fetret’i izleyecek Arz’da Mustaz’aflar’ın Wâris kılınacağı Gün’e dek, Reel-Politiğe rağmen İnançları’nı yitirmemişlerle Yürüyüşümüz sürecektir. Dökülenler Döküntüler’dir, Bünye, Mersûs bir Kararlılık’la Allâh’ın Qawm’ı olarak Mal’ı, Canı’yla Mücâhedesi’ni sürdürecek, kendilerini Tehlike’ye atmayarak Helak etmeyecektir.

            21 Eylül 622’de Tulu eden Bedr’in Günler’i yaklaşıyor. 21 Eylül Yûnus’un Kenti’ne tekrar Dönüş’ü belki.. Çürük Evler’den Sıyrılış, Zilzâl’e dayanamasa da Dayanıklı bir Ev için Sağlam Kaya’ya Tutunuş. Beldesi’nin Tayyib’i Rahmet Günleri’nin Mağfiret Günleri’ne Tahwil olunduğu bir Kesit’te ‘İslâmcı bir Hizb’ olmayı kendine Hakaret sayarak, Müstakbel Fir’awne’yle Âile Boyu Musafaha etmeye Tayr eyledi. Allâh Tenwirimiz’i Hayr eyleye.

 

Alıntı:

 

9-039‘Ey İnananlar*, ne oldu ki size,  ‘Allâh'ın Yolu’nda* Savaş’ın*’ denildiği zaman, Yer’de ağırlaşıp* kaldınız? Âhiret'te* değil Dünya Hayâtı’na* mı Râzı* oldunuz? Ama Âhiret'e göre Dünyâ Hayâtı’nın Yararı pek az’dır. /Eğer Savaş’a çıkmazsanız O sizi Pek Elîm bir Azâp’la* azaplandıracak ve yerinize bir başka  Qawm’i* getirip değiştirecektir. Siz O'na hiç bir Şey’le Zarar* veremezsiniz. Allâh Herşey’e Qâdir'dir*. / Onun Peygamber’ine Yardım etmezseniz* Allâh O'na Yardım edecektir. /Hani Kâfirler* İki Kişi’den Bir’i olarak O'nu çıkarmışlardı ikisi Mağara’da* olduklarında Arkadaşı’na* şöyle diyordu: "Hüznünlenme*, elbette Allâh Bizim’le beraberdir." / Böylece Allâh O’na Güvenlik* Duygusu’nu indirmişti, O'nu Sizin görmediğiniz Ordular’la* desteklemiş* Küfredenler’in* de Kelimesi’ni* alçaltmıştı*. Oysa Allâh'ın Kelime’si Yüce'dir*. Allâh Azîz'dir*, Hakîm'dir.* Hafif ve Ağır Savaş’a kuşanıp çıkın* ve Allâh Yolu’nda Mallarınız’la* ve Canlarınız’la* Cihâd* edin. Eğer bilirseniz, bu Sizler için daha Hayırlı’dır.* /Eğer Yakın bir Yarar* ve Orta bir Sefer* olsaydı Onlar elbette  Seni izlerlerdi. Ama Zorluk* Onlar’a Uzak geldi. "Eğer Güç yetirseydik* elbette  Seninle birlikte çıkardık" diye Sana Allâh Adı’na Yemin* de edecekler. Kendi Nefisleri’ni* Helak’a sürüklüyorlar*. Allâh Onlar’ın gerçekten Yalan* söylemekte olduklarını bilmektedir.’ ( et-Tewbe/038-042)

 

Muqâbele Edenler:

 

(M.Özenoğlu/10 Ramazan 1431 : Çakılıp kalınan Yer: Dünyâ… Kahrolası, Sinir Bozucu Yer… Çakılıp kalmamak Duamız’dır.  Dünyâ Hayatı’nı Âhiret Hayatı’na Tercih etmeyecektir Habil’in Halefler’i… Biz Onlar’dan olmak isteriz. Onlardan olduğumuza inanırız hep… Savaş her dâim sürmekte. Başta Habil’in içindeki Kabil’le… Savaş sürmekte, Irak’ta, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Filistin’de, Keşmir’de, Darfur’da, Açe’de, Somali’de, Sudan’da, Pakistan’da, Ülkem’de ve bir Müslüman’ın AH! Dediği her Yer’de… Mekke, Medine de İşgal altında… Gönlümüz, Yüreğimiz de. Savaş’a nasıl çıkılır?  Tankı, Uçağı, Bomba’sı olan Kabil’in Ardılları’yla Tank, Tüfek, Uçak Yarışı’na girsek yetişebilir miyiz acaba? Asla! Ne de güzel söylemiş İstiklal Şâirimiz:

 Girmeden Tefrika bir Millet’e Düşman giremez,

         Toplu vurdukça Yürekler onu Top sindiremez.  

                Tefrika Millet’in arasında… Önce İmanımız’la bizim aramıza girdi, Qalbimiz bizden ayrı düştü. Ayrı olan Qalp Wücud’a Uyum sağlayamadığı gibi Toplum da kendini qatl’etti. Bize ne oldu Dostlar? İblis İblisliğini yaparken, ya biz? Toplu vurdukça Yürekler onu Top, Tüfek, Tank, Uçak sindiremezken, biz Toplumumuz’u sindirdik, kendimizi… Bizden başka bir Qavim’e gerek kalmadan biz bize dönmeliyiz? Yâ Rabbi nasip eyle! Nerede ikinin ikincileri… Orta Yer’deler… Tarafsız… Taraf olmayan Bertaraf olur, bundan da Habersiz. Kalabalıklar, neden Deneme Tahta’sı sizsiniz, şimdi daha iyi anlıyorum. Suya Sabun’a dokunmayan Tıynetsizler! Dünyalığım gider diye Ahlâq satan Haysiyetsizler! ‘Dostlar Çarşı’da görsün’ diye Dindarlık Kadehi’ni tokuşturan Dinozorlar! Kendini Haqiqat sayan, Pespaye Tipler! Ahlâq’ın Ahlâqsızlığı’nı yapan Ahlâqsızlar! İki Dakikalık Keyif için, Mal-Mülk-Makam, Para, Kadın için; bir Ateist kadar sarıldıkları Dünyâ için Domuz’dan Qurban kesmeye kalkan, Cenâbetler’le hemhal olan, İzzet’i Kâbil’in Ardılları’nda arayan Şeref’ten Yoksun Mahlûqlar! Size sesleniyorum Ümmet’te i’râb’ı olmayan ne idüğü Belirsizler! Kimsiniz? Siz ettiniz Rüyalarımız’ın içine… Batırdınız Gençliği… Nerede Sokaklarım, Evlerim, Medinem… Nerede Özlemi’ni çektiğim Kandil Geceler’i Buhur kokan Sokaklarım… Şâir’in dediği gibi mi yapmalı? Öç mü almalı… Yaşam’ı bir Sanrı’dan İbâret saymayıp, dört elle sarılmak Kitab’ın kaçıncı Sayfası’nda? Lanet mi okumalı… Yok, hayır… Yapamayız bunu… Yapmamalıyız…Elbet verecektir Rabbim bize Fırsat… Elbet Hatanız’ı, Günahlarınız’ı anlayacaksınız… Elbet “vay benim Yaşmağı’na Kutsallık atfettiğim Kadınlarım, Herşey’e Qadir zannettiğim Paralarım, Ebedilik Ağacı’nı yediğimi zannettiğim Maqam’ın, Mewkiim…” diyeceksiniz… Bunu görmeniz vePpişman olmanız ne de Güzel olacaktır. İsyân ediyorum! İsyânım Lâ İlâhe’dendir… Teslim oluyorum… Teslimiyet’im İlla’llâh’adır. Korkun Ey Kâfirler! Bize Güç ver Rabbim… Senin Kılıc’ın olma Şerefi’ni bir Avuç Müslüman’a Nasip eyle! Biliyorum bize Sükûnet’i, Sekinet’i indireceksin. Biliyorum bizi yine yalnız, bir Başımız’a bırakmayacaksın! Bizi affet! Sen Mewlâ’mızsın…