XX.Cüz

 

 

 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010

2011

 

14 Kasım 2003/20.Cüz'den

 

            Anqebût Sûresi’nde Uzun Ömürlü Nûh a.a Kısa bir atfın ardından İbrâhîm a.ın Qawmi’nin Eli’nden Kurtuluş Qıssa’sı yerleştirilir. İki Qıssa arasında Bağlaç ‘Su’dur..  ‘Su’ Nûh’un Qawm’i için ‘Tufan’ olarak belirip onların Helakları’nı gerçekleştirirken, İbrâhim için ‘Ateş’i söndüren ‘Wesile’ Kurtarıcı’dır ‘Su’.. ‘Ateş’ ise Onlar için bir ‘Yardımcı’nın bulunamayacağı ‘Gün’de Küfredenler’i sarıp sarmalayacaktır. İbrâhîm, ‘Rabb’ine Hicret ederek kendisine inanan’ Lût ve Allâh’ın  Armağan’ı İshâq ve Oğlu Ya’qûb’la Yolu’na Dewam edecektir.. ‘Âhiret’  kendilerine Nübüwwet ve Kitâp verilmiş ‘Sâlihler’ içindir.

 

Alıntı:

 

29-016"Andolsun, Biz Nûh'u* kendi Qawmi’ne* gönderdik O da içlerinde Elli Yıl’ı* eksik Bin Sene* yaşadı. /Sonunda Onlar Zulm’e* Dewam ederlerken Tûfan* kendilerini yakaladı. Böylece Biz O’nu da, Gemi* Halqı’nı da kurtardık* ve bunu Âlemler’e bir Âyet* kıldık.

/İbrâhim* de, hani Qawmi’ne* demişti ki:" Allâh'a* kulluk* edin ve O'ndan sakının*, eğer bilirseniz bu Sizin için daha Hayırlı’dır*. /Siz yalnızca Allâh’a değil ondan başka birtakım Putlar’a* tapmakta* ve bir takım Yalanlar* uydurmaktasınız. / Gerçek şu ki, Sizin Allâh'tan başka taptıklarınız, Size Rızıq* vermeye Güç yetiremezler. Öyleyse Rızq’ı Allâh'ın katında arayın. O'na Kulluk edin ve O'na şükredin*. Siz O'na döndürüleceksiniz*. /"Eğer yalanlarsanız, Siz’den önceki Ümmetler* de yalanlamışlardır. Elçi'ye* düşen ise Apaçık bir Tebliğ’dir*.’’ / Onlar görmediler mi ki, Allâh Yaratma’ya* nasıl başlıyor, sonra O’nu iâde* ediyor? Kuşkusuz bu Allâh'a* göre Kolay’dır*.

/De ki: "Yeryüzü’nde* dolaşın* da, böylelikle Yaratma’ya* nasıl başladığına bir bakın. /Sonra Allâh Ahiret* Yaratması’nı da İnşa* edecektir. Kuşkusuz Allâh, Herşey’e Güçyetiren'dir*. Dilediğini azablandırır*, dilediğine Merhamet* eder. O'na götürüleceksiniz*. /Siz Yer’de* de, Gök’te* onu Aciz* bırakamazsınız. Sizin Allâh'ın dışında Weliniz* yok’tur, Yardım* edeniniz de yoktur.

/Allâh'ın Âyetler’i* ve O'na kavuşmayı yok sayarak küfredenler, işte Onlar, Benim Rahmetim’den* Umut kesmişlerdir* ve işte Onlar, Acıklı Azâb* da onlar’ındır.

/Bunun üzerine kendi Qawmi’nin Cewâb’ı* yalnızca: "O’nu öldürün* ya da yakın*" demek oldu. Böylece Allâh da O’nu Ateş'ten* kurtardı. Kuşkusuz bunda, inanan bir Qawim için Âyetler vardır. /Dedi ki: "Siz gerçekten, Allâh'ı bırakıp Dünyâ Hayatı’nda aranızda bir Sevgi bağı* olarak Putlar’ı İlâh edindiniz. Sonra Qıyâmet Günü*, bir kısmınız bir kısmınızı İnkar edip tanımayacak* ve bir kısmınız bir kısmınıza Lânet* edeceksiniz. Sizin Barınma Yeriniz Ateş'tir* ve hiç bir Yardımcınız* da yoktur."

/Bunun üzerine Lût* O’na inandı* ve dedi ki: "Gerçekten ben, Rabb'ime Hicret* edeceğim.  Çünkü kuşkusuz O, Azîz'dir*, Hakîm'dir*." /Biz O’na İshâq'ı* ve Ya’qûb'u* Armağan ettik ve onun Soyu’na* da Nübüwwet’i* ve Kitâb'ı* Muhkem kıldık, Ecri’ni* de Dünyâ’da* verdik. Kuşkusuz O, Âhiret'te* Sâlih* olanlar’dandır.’’ (el-Ankebût /014-027)

 

 

 

 TERTİL VI

TERTİL XIII