XV.Cüz

 


2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010

2011

 

09 Kasım 2003/15.Cüz'den

 

cuz15-2003            15.Cüz’ün, İsrâ Sûresi’nin Tümü’nü içeren Bölümü’nü 74.Âyet’e kadar 74.Nuzul Sırası’na yerleştirdiğim Kehf Sûre’si Tâkip ediyor. ‘Gâr-ı Hirâ’dan, ‘Gâr-ı Sewr’e,  her ikisi de İki Köklü Mücâdele’nin Başlangıcı’na İşâret eden Sembolizm...  Kehf Ashâbı’nın İsâ-Muhammed (Selâm onlara) arası Köprüsü’ne,  ‘Anlamlı’ bir Tewâfuk’la, ‘İsrâ Sûre’si ’ ardından 18.Sure’de Temas ediliyor.

Mağara koruyor; Mağara, kokuşan 300 Yıl’ın Günâhı’ndan beri tutuyor Onları... Uyandıklar’ında ‘Zamandaş’ bulamıyorlar... ‘Zaman’ı Kokutanlar’ca artık ‘Anakronik’ bulunurlar... İsewî Mesaj’ın, güya ‘evrilmiş’ ‘Teslisi’ne Yabancı’dırlar...  Geldikleri Yer’e dönerler, Qıyâmet Günü’ne dek sürecek Uykuları’na dalarlar... 

Mağara’dan çıkanlar ‘İstiâre’yi çözen, Işık’ı görenler’dir.. O Işık, Hirâ’da, Sewr’de yeniden döner Hayât’a.. ‘Uyurlar’ın ‘Uyku’ya Dalış Hikâyesi’ni uyandırır ve anlatır Kulak verenler’ine... Kulak Verenler için hala ‘Hazret’tir ‘Uyuyanlar’... ‘Gaflet’te olanlar için ‘Gaybet’tir. Belki Samarra’da belki ‘Hirâ’da ‘Qıyâm’ için ‘Suru’nu beklemektedir.. Kuşcu, ‘Kuşları’nı çağırdığında,  ‘Maqâm-ı İbrâhim’ Inqılâbı’na ‘Kun’ diyecektir..

Alıntı:

 

"Sen, yoksa Kehf*  ve Raqîm* Ehli’ni Bizim şaşılası Âyetlerimiz’den* mi sandın? O Gençler*, Mağara’ya* sığındıklarında*, demişlerdi ki: "Rabb'imiz, katından Bize bir Rahmet* ver ve İşimiz’de* Bize Doğru’yu kolaylaştır*." / Böylelikle Mağara’da Yıllar Yılı Onlar’ın Kulakları’na* Uyku vurduk. Sonra İki Bölük’ten* hangisinin kaldıkları Süre’yi daha iyi Hesap ettiğini* belirtmek için onları uyandırdık*.

/Biz sana onların Haberleri’ni* bir Gerçek* olarak  aktarmaktayız*. /Gerçekten onlar, Rabb’lerine İmân* etmiş Gençler’di* ve biz de onların Hidâyetleri’ni* artırmıştık. Onların Qalpleri’ni rabtetmiştik*. /Qıyâm* ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim Rabb'imiz, Gökler’in* ve Yer’in* Rabb'idir. İlâh* olarak biz O'ndan başkasına tapmayız. (Böyle) söylersek andolsun Gerçeğin dışına çıkarız. /"Şunlar, bizim Qawmimiz’dir*. O'ndan başkasını İlâhlar edindiler, onlara karşı Apaçık olan İspatlayıcı bir Delil*  getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allâh'a karşı Yalan uydurandan daha Zâlim* kimdir?" / "Madem mi siz onlardan ve Allâh'tan başka taptıklarınızdan ayrıldınız, o halde Mağara’ya sığının da Rabb'leriniz size Rahmeti’nden yaygınlaştırsın ve İşiniz’den size Yarar kolaylaştırsın."  /Onlara baktığında Görürsün ki, Güneş* doğduğunda onların Mağaraları’na Sağ* yandan yönelir, battığında, onları Sol* yandan geçerdi ve onlar da onun Geniş Boşluğu’ndalardı*. Bu, Allâh'ın Âyetleri’ndendir*. /Allâh, kime Hidâyet* verirse, işte Hidâyet bulan odur, kimi de saptırırsa *onun için asla Doğru-yolu gösterici bir Weli* bulamazsın.

/Sen onları Uyanık* sanırsın, oysa onlar uyumuşlardır. Biz onları Sağ yana ve Sol yana çeviriyorduk. Onların 18-011Köpekler’i* de iki Kolu’nu* uzatmış yatmaktaydı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın*, onlardan içini Korku* kaplardı. /Böylece aralarında bir Sorgulama* yapsınlar, diye onları dirilttik*. /İçlerinden bir Sözcü* dedi ki: "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir Gün veya Gün’ün bir kısmı kadar kaldık." /Dediler ki:" Ne kadar kaldığınızı Rabb'iniz daha iyi bilir, şimdi birinizi, hangi Yiyecek Temizse* baksın, size ondan bir Rızıq* getirsin, ancak oldukca Nâzik* davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin." /"Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar* veya Dinleri’ne* geri çevirirler, bu durumda Ebediyen kurtulamazsınız*." / Böylece, Allâh'ın Waad’inin Haqq* olduğunu ve gerçekten Qıyâmet'in*, kendisinde kuşku bulunmadığını bilmeleri için onları buldurmuş olduk. /Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı*. Biri dedi ki: "Onların üstünde bir Bina İnşâ* edin, Rabb'leri onları daha iyi bilir." Onların İşi’ne galip gelenler* ise:"Üstlerine mutlaka bir Mescid* yapmalıyız" dediler. / Diyecekler ki: "Üç’tüler, onların dördüncüsü de Köpek’leridir*." /Ve: "Beş’tiler,  onların altıncısı Köpekleri’dir" diyecekler. / Gayb’ı taşlamak*. "Yedi’dir, onların sekizincisi de Köpek’leridir" diyecekler.  /De ki: "Rabb'im, onların Sayısı’nı* daha iyi bilir, onları pek azı dışında da kimse bilmez."  Öyleyse onlar Konusu’nda açıkta olan bir Tartışma’dan * başka Tartışma ve onlar hakkında bunlardan hiç kimseye bir Şey sorma*. Hiçbir Şey hakkında ben bunu Yarın elbette yapacağım* deme. ‘

/Ancak Allâh dilerse*. Unuttuğun zaman Rabb'ini zikret* ve de ki: "Umulur ki Rabb'im Beni bundan daha Yakın bir Başarı’ya* iletir." de. /Onlar Mağara’larında Üçyüz * Yıl kaldılar ve Dokuz* daha kattılar.  /De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allâh daha iyi bilir. Gökler’in ve Yer’in Gayb’ı* O’nundur. O ne Güzel görmekte* ve ne Güzel işitmekte’dir*. Onun dışında Onlar’ın bir Weli’si* yok’tur. Kendi Hükmü’nde Hiçkimseyi ortak* kılmaz." (el-Kehf /009-026)

 TERTİL VII

  TERTİL XI