2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010
18
Kasım 2002/13.Cüz'den
Mekkeliler Yûsuf Sûresini okuduğu
Yıllarda, Kerim Elçiye verdikleri Muhammedul-Emîn
Sıfatını Geri almış değillerdi. Âhiret Konusunda verdiği Nebeler,
Onu Nebî olarak görmelerini sağlamasa da, Mekkenin Güvenilir Kasası oluşundan
Kuşku duymuş değillerdi. Kenz* ettikleri Roma Dinarları, Sasanî Dirhemleri Weylolsun
Mutaffifine[1] Wahyinden sonra gerçekleşen Hicret
Sırasında Ali tarafından kendilerine Eksiksiz
İâde edilecektir. Nebilikten wazgeçip Hanif
kalması Koşulu ile Tüm Mekkenin
İdâresi bile kendisine Teklif edilmişti, malum. Yeterki İlâhlarına
sövmesin, övmese de.. Hatta Dönüşümlü
Milk bile önerilmiştir. Qalem Sûresi Bütün bu Müdâhanenin Sonuçsuz
Sonu haqqında Onu uyaracaktır.[2]
Mekke Wasatının
Okurlarında Mısır Mülkünün
Hazinelerinin Başına getirilen Kardeşleri Yûsufun
Qıssası neler çağrıştırmaktaydı? Bu
Satırların yazıldığı Coğrafya ve Zaman
Kesitinde Bir Allahkulunun Müslüman Demokrat Partisinin
Laik Kimlikle İqtidarı devralmasının Anlamı
ne? 11 Eylul Sonrası İslâmı Resmî Din
olarak benimseyen Küresel Sistemin
Doğu Yakasını Ehlileştirme Sürecinin Arefesinde
miyiz? Bu Ev, Beyt-i Atik
değil artık. White Haus.
Katolik Nikahıyla verilen bir Ahd-i Cedid.
Alıntı:
Melik* dedi ki: "O'nu bana getirin." Ona Elçi*
geldiğinde Yûsuf "Rabbi/Efendine* dön ve ona
soruver. Ellerini* kesen o Kadınların* Durumu neydi? Doğrusu
benim Rabb'im* onların Düzenlerini* gerçekten Bilen'dir*" dedi. /Efendisi
kadınlara "Yûsuf'un*
Nefsiinden* Murâd* almak istediğinizde sizin Durumunuz neydi?"
dedi. /Onlar "Allâh için
Hâşâ* dediler. Biz ondan hiçbir Kötülük* görmedik." / Aziz'in* Karısı*
dedi ki: "İşte artık Gerçek* ortaya çıktı. O'nun
Nefsinden ben Murâd almak istemiştim. O ise Doğruyu
söyleyenlerdendir."
/Bu, Efendisinin yokluğunda gerçekten kendisinin
İhânet* etmediği ve gerçekten Allâh'ın İhânet edenlerin
Düzenlerini boşa çıkardığını bilip
öğrenmesi içindi. "Ben kendimi temize* çıkarmam. Çünkü
gerçekten Nefs* Rabb'imin kendisi
esirgediği dışında Kötülüğü* emredendir*.
Kuşkusuz benim Rabb'im Gafûr'dur*, Rahîm'dir*." dedi Yûsuf. /Melik :
"O'nu bana getirin. Onu kendime
bağlı* kılayım" dedi. /Onunla
konuştuğunda da: "Sen
Bugün bizim yanımızda Önemli bir Yere* Sâhibsin,
Güvenilirsin*" dedi. / Yûsuf da : "Beni
bu Yerin (Ülkenin) Hazineleri* üzerine Sorumlu kıl. Çünkü ben iyi
Koruyucuyum*, Bilenim*"
dedi. /İşte böylece Arzda Yûsuf'a
İmkân* verdik. Öyle ki onda dilediği yere konakladı. Biz kime dilersek Rahmetimizi Nasip ederiz
ve İyilik yapanların** Ecrini* kaybetmeyiz. Âhiretin*
Karşılığı ise İmân edenler* ve Taqwada*
bulunanlar için daha Hayırlı*dır. (Yûsuf/050-057)