2001
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010
04
Aralık 2001/ 19.Cüz
19.Cüz Furqân Sûresi'nin 21-77 Âyetleri ile
Dewâm ediyor. Ramazan Ayında bir Furqân olarak İnzâl olunan
Wahyin 25.Sûrenin İlk Âyeti
Nedeni ile bu Sûreye Ad olması,
Kelimenin Müslüman Hâfızasındaki Köklü Yerini bir kez daha
perçinliyor. Kuluna
Âlemler için Nezir olarak Furqân'ı indiren Tebârek Allâh.. Qur'ân'
Şuâra Sûresi,
Qurânın Uzun, çok Âyetli ama Kısa Vurucu Âyetlerden oluşan,
Mushafın Orta Dilimlerinde Yer alan Sayılı Bölümlerinden
biridir.
Cüz Neml Sûresi'nin 55.Âyetine dek
sürüyor. Sûreye İsim olan Neml
Qıssası Alıntılarda okunabilir. Hz.Rasûl'e Mekke Yıllarında okunan bu
Pasajlar'ın Medine
Wasatında Bizans Qayzerinden, İran Kisrasına
dek gönderilen Mektuplarla nasıl
Aktualize edildiğini biliyoruz. 1989
Denemesinin Târihsel Kesitte yaptığı
Canlandırışını önemsiyorum. Dârul-İslâmsız
bir Gelecek'in Dünyâsında Neml Sûresi
Okuyucusu âdeta Mekke Okuyucusuna dönüyor
gibi! Bu Cümleyi bir İroni olarak anlayın. Süleymânın Dilini anlamak için Mantıqu-Tayrı
anlamak gerek.
Alıntılar:
"Andolsun,
Biz Dâwûd'a* ve Süleymân'a* bir İlim* verdik: "Bizi inanmış
Kullarından* bir Çoğuna göre Üstün kılan* Allâh'a
hamdolsun*" dediler. / Süleymân, Dâwûd'a Mirascı*
oldu ve şöyle dedi : "Ey
İnsanlar, bize Kuşların* Nutqu* öğretildi* ve bize her
Şeyden* verildi. Kuşkusuz bu, Apaçık olan bir
Üstünlüktür*" / Süleymân'a* Cinlerden*, İnsanlardan* ve
Kuşlardan* Orduları* toplandı* ve bunlar Bölükler* hâlinde
dağıtıldı*. /Nihâyet Neml Wâdisi'ne* geldiklerinde,
bir Dişi-Neml* şöyle dedi:
"Ey Neml Topluluğu*, Meskenlerinize* girin, sizi Süleymân
ve Orduları* kırıp geçirmesin." /O'nun bu Sözü*
üzerine Süleymân
Tebessüm-etti* ve dedi ki: "Rabb'im,
bana, Anne ve Babama* verdiğin Nimete* şükretmemi* ve Hoşnut
olacağın Sâlih bir Çalışmada* bulunmamı bana
İlham et* ve beni Rahmetinle* Sâlih Kullarının* arasına
kat." /Tayr'ı denetledikten sonra: "Hüdhüd'ü* göremiyorum, yoksa Gaybolanlar'dan* mı oldu?" dedi.
/"Onu gerçekten Şiddetli bir Azâbla*
azablandıracağım, ya da onu boğazlayacağım* veya
o, bana Apaçık olan bir İspatlayıcı Delil* getirmelidir"
diye ekledi.
/Derken uzun zaman geçmeden Hüdhüd
geldi ve dedi ki:
"Senin
İhâta* edemediğin Şeyi ben İhâta ettim. Ve sana Sebe'den*
Kesin bir Haberle* geldim. / Gerçekten ben, onlara hükmetmekte* olan bir Kadın* buldum ki, ona
Herşeyden verilmiş. Ve Büyük bir Arşı* var. /O'nu ve
Qawmini, Allâh'ı bırakıp da Güneşe* Secde* eder buldum,
onlara Şeytân* yapmakta
olduklarını süslemiştir*. /Böylece onları Haq Yoldan*
alıkoymuştur. Bundan dolayı onlar Hidâyet* bulamıyorlar.
/Ki onlar, Göklerde* ve Yerde* saklıyı ortaya çıkaran* ve
sizin gizlediklerinizi* de açığa vurduklarınızı* da
bilmekte olan Allâh'a Secde etmesinler diye."
/" O Allâh, "O'ndan başka bir İlâh* yoktur, Büyük
Arş'ın da Rabb'idir." / Süleymân
"Durup bekleyeceğiz,
Doğruyu mu söyledin*, yoksa Yalancılardan* mı oldun?" dedi.
"/Bu Mektubumla* git, onu kendisine
bırak, sonra onlardan uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye
başvuracaklar?" / Mektubu alan Melike:
"Ey Önde gelenler, gerçekten bana
oldukça Önemli bir Mektub bırakıldı. Gerçek şu ki bu Süleymân'dandır
ve kuşkusuz Rahmân ve Rahîm Allâh'ın Adıyla* başlamaktadır"
dedi. "Bana karşı Büyüklük
taslamayın* ve ve bana Teslim olmuş* olarak gelin."
(en-Neml/015-031)