XXIII.Cüz

 

 

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010

2011

 

17 Kasım 2003/23.Cüz'den

 

cuz23-2003            Nûh’un bir Kolu’ndandır  İbrâhîm. Nûh’un Bütün İnsanlar için ‘İkinci Âdem’ Oluş’u Meşkuk’sa da, ‘Mustasfa İbrâhimî Elçiler’ için bir Kök Oluş’u Kesin…

            ‘Halîm bir Çocuk’tan ‘Sâlih bir Nebî’ye kadar İki Ayrı ‘Raham’a ‘Ab’ Oluş’a dek geçen Kesit’te yaşanır yaşananlar.. ‘Halîm Çocuk’un Boğazı’na giden Bıçak’la ‘Boğaz’ı arasında ‘Perde’ olan, Mûsâ’nın ‘Sâlih Kul’u değil de, ne? ‘Perde’ aralansa İbrâhîm’in Taaccub’u Mûsâ’dan Geri mi olurdu? Eşya’yı ‘Zaman Boyut’u içinde bir Okuyuş Yetisi’ne Sahip olan ‘Sâlih Kul’ bu kez ‘Öldürme’de değil, ‘Qurban’a Engel oluş da Dewre’dedir.. Bunlar ‘Rabbimiz’in hiç de ‘Acîb İşler’inden değildir. ‘Sâlih Kul’un Rabb’i, ‘Kurtarış’ın ‘Anlamı’nı ‘Sebatkâr’ ‘Selim Qalbli’ İbrâhîm’e İfşâ eder: ‘Hayır’, öyle olmayacak ‘Zibh’; ‘böyle’ olacak… İsmâil’in Âli’n’den, Muhammed’in Âli’ne kurulan Köprü’den ne Qurbanlar geçecek, ne Qurbanlar.. ‘Azâmet’  budur.

            Selim Qalbli İbrâhîm’in Sağeli’nin ‘Taştan Putlar’a karşı başardığını ‘Et’ten Boğaz’a karşı başartmayan ‘İrâde’;  Ateş’e atılmayı ‘Boşa Çıkaran’ İrâde’dir. Halim Çocuk ha İsmâil olmuş ha Sâlih Nebi İshâq, Haqiqat Terazisi’nde ne Farq eder? Hepsi de Saffât’ın Safı’nda Yeri’ni almıştır.

 

Alıntı:

 

            37-104‘Biz de Onu Halim* bir Çocuk’la* müjdeledik. Böylece O’nun yanında koşabilecek  Çağ’a* erişince "Oğlum"* dedi."Gerçekten Ben Seni Rü’yam’da* boğazlıyorken* gördüm. Bir de bak Sen ne görüyorsun?" /Halim Çocuk : "Babacığım* emrolunduğun* Şey’i yap. İnşâllah Beni Sabredenler’den* bulacaksın" dedi. /Sonunda ikisi de Teslim* oldular, O’nu Aln’ı* üzerine yatırdı. /Biz O’na "Ey İbrâhim*" diye seslendik*. "Gerçekten Sen Rü’ya’yı* doğruladın*. Kuşkusuz Biz İhsan’da bulunanlar’ı*  böyle ödüllendiririz*. /Doğrusu bu Apaçık bir İmtihan* idi.’’ Ve O’na Büyük bir  Zibh’i* Fidye* olarak verdik. /Sonra gelenler arasında O’na Şan bıraktık. /İbrâhim'e Selâm* olsun. Biz İhsan’da bulunanlar’ı* böyle ödüllendiririz. /Kuşkusuz O Bizim Mü'min Kullarımız’dandı*. /Biz Ona Salihler’den* bir Nebi* olarak İshâq'ı* müjdeledik. O'na da İshâq'a da Bereketler* verdik. İkisinin Soyu’unda*n İhsan’da bulunan da var, açıkça Nefsi’ne* zulmetmekte* olan da.’ (es-Saffât /101-113)

 

 

          TERTİL III

  TERTİL IX