2001
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010
15 Ekim 2006/23.Cüz'den
Sûre-i Sad , TERTİL III Serisi içinde bizi Ramazana bağlayan
Okumalarmız arasında yer aldı. Qıssa-ı Dâwûdun
Müfessirûnu
uğraştırmış Enstantanelerinden birini okuyoruz. Bizi
Mânâya Nufuz ettirici İpucu Kelimelerin peşlerine takılarak.. Zeytûn Dağında Oğlu Süleymân ile Yükseltilen
Duvarların Mescidinde Korunaklı bir Hücredir Mihrâb.. Sûre-i Meryemde
Mihrabda iken buluruz Zekeriyyâyı.. İkisinin de Konukları
vardır.. Konuklardan bahsedince
Zihninizin Ataları İbrâhîme
dek geriye uzanmasına da İzin verin. Müjdeli Haberi almada İbrâhîm ile Zekeriyya Ortaktır. Konuklarla Meydana gelen Korkuda Dâwûd ve Lût.. Konuklar Dâwûdu
da, Lûtu da Meryemi de Teskin ederler.
Ne Dâwûd,
ne de Süleymânın Meselleri, Krallar Babında okunacak cinsten
değildir. Onların Mülkünde ancak Şeyâtin küfreder, onların Mülkünde Güvendedir Wadi-l-Neml.
Onların Cunudu bir Beldeye
girmişse, İşgal değil, Feth vardır, Ekin ve Nesl Güvendedir. Arz, Selâm
Yurdudur çünkü.. 99 Koyun, 1 i de aralarına katıp götürmez, her
40 Koyundan 1i ayrılır, Sâhibine kavuşturulur. Dâwûd, Denemeden geçirildiğini
sanmakta Haqlıydı. Demirin
bile Elinde yumuşadığı bir Çelik İrâdenin Mülkü Qârunların Quruu, Qaryesi
olamayacağını kanıtladı.
Alıntı:
Sana o Hasımların*
Haberi* geldi mi? /Hani Onlar Qudüsteki Mescidde Mihrâba* tırmanmışlardı.
/Dâwûdun yanına*
girdiklerinde, O, Onlardan ürkmüştü*. /Onlar dediler ki: "Korkma, iki Hasımız, birimiz
diğerimize Haqsızlıkta* bulundu. Şimdi Sen aramızda
Haqq* ile hükmet*, Qararında* zulmetme* ve Bizi tam Doğruyola* ilet. /"Bu Benim Kardeşimdir*,
Doksandokuz* Koyunu* vardır, benimse bir Tek* Koyunun var. /Buna rağmen -Onu da benim
Payıma* kat-, dedi. Ve Bana
Konuşmada* Üstün* geldi."
/Dâwud: "Andolsun Senin Koyununu, kendi Koyunlarına katmak istemekle Sana
zulmetmiştir*. Doğrusu Mallarını
Birleştirip-Katanlardan* çoğu,
birbirlerine karşı Tecâwüz* ederler. /Ancak İnanıp Salih
Çalışmalarda* bulunanlar başka. Onlar da ne kadar Azdır" dedi. /Dâwûd, gerçekten bizim Onu Denemeden* geçirdiğimizi
sandı, böylece Rabb'inden Bağışlanma* diledi ve Ruqu*
ederek yere kapandı ve Rabbine
yöneldi*. /Böylece O'nu bağışladık*. Elbette Bizim katımızda gerçekten bir
Yakınlığı* ve Varacağı Güzel bir Yeri*
vardır. /"Ey Dâwud,
gerçek şu ki, Biz Seni Arzda* bir Halife* kıldık. Öyleyse
İnsanlar arasında Haqq* ile hükmet, Hewaya* uyma*. Sonra Seni
Allah'ın Yolundan* saptırır. Elbette Allah'ın Yolundan*
sapanlar, Hesap Günü'nü* unutmalarından* dolayı Onlar için
Şiddetli bir Aza*b vardır" dedik.
/Biz, Gökyüzünü*, Yeryüzünü* ve ikisi arasında bulunan Şeyleri
Bâtıl* olarak yaratmadık. Bu, İnkarcıların
Zannıdır*. Girecekleri
Ateş* nedeniyle Way o İnkarcılara.
/Yoksa Biz, İnanıp* Sâlih Çalışmalarda bulunanları
Arzda Fesâd çıkaranlarla* bir mi tutacağız? /Ya da
Muttaqîleri* Fâcîrlerle* bir mi tutacağız?" /Bu Âyetlerini*, iyiden iyiye
düşünsünler ve Ulul-Elbâb* Öğüt alsınlar* diye Sana
indirdiğimiz Mübârek* bir Kitâp'tır*. (Sad/ 21-29)