XXIII.Cüz

 

 

2001 2002 2003 2004 2005 2006  2007 2008 2009 2010

2011

 

         22 Eylül 2008/23.Cüz'den

 

cuz23-2008    Gül Başkan’a Emânet 15 Dakikalığı’na Bugün Birleşmiş Milletler Kürsü’sü. Geçici Güvenlik Konseyi’ne Ülkesi’nin Üyeliği için Kulüsler’de. Bayram’a kadar orada. Gülen Harekâtı’nın İftarı’nda Zimbabwe Başkan’ı dâhil 8 Başkan’la bir araya geliyor, Clintonlar’ın Mesajı’nı alkışlıyor. Cuma Günü Borsa’nın Gongu’nu çalacak. Ahmedinejat’ın İsrâil ve Amerika Eleştirileri’ni dinleyen Muhâtap Sandalyeler boş.

22 ve 23.Cüzler’e dağılmış olan YâSîn Sûresi’ni Muhtemel Âl-i Ramazan’ın Leyle-i Qadr Akşamları’nda okuyoruz. ‘Mübarek Fâtihalar ve YâSînler’i , ‘Hû Hûlar’a karışan Âminler’e çağırdığımız Mübârek Akşamlar..  Perwazlar’a Güvercinler konmalı artık. Sahur Sonrası Cüz Okuması’nı Müteakip Yakaza Hali’nde yakalıyor ‘Yakalayan Düşünceler’, Qaf  Dağı’na, Mübârek bir Sefer’e Niyetli Anka Kuşu’nu. Rahmânî Üfürümler, bir Selâm Söz’ü olarak Okuma Niyeti’ndeyim. ‘Cürmler’den Teberri edenler Mücrimler’den Beri olma İmtiyâzı’nı elde edecekler Sûr Sonra’sı.. ‘İnsanlar Uyku’da, ölünce uyanırlar’ buyuruyor Kerim Elçi. ‘Her Sabah Taze bir Başlangıç olabilir‘ İnsan’a.. Yatakları’ndan sıyrılınca Bedenler, Rabb’e gidecek Şeyler için Adımları’nı atmalı. ‘Eyvâh’ demeden ‘Allâh’ diyebilmek için. Râhmân’ın wâd’ettiğini Haqq Yönü’nden değil, Tamah Yönü’nden bulabilmek için. Mânewî Şehwet’in Doyum’u için. Yakaza Hali’nin bir Tek Nefhâsı’nı , Rûh’u dirilten bir Sayha’ya dönüştürebilmek için. Zulm’le değil, yaptıklarımız’la karşılaşacağımız Gün’e karşılaşılabilecek bir Şeyler yapmak için.. ‘Gir Cennetim’e Hitâbı’na Mazhâr olabilmek için ‘Kulları’nın arasına girebilmeli. Rabbî’r-Rahîm’in Gölgeliği, Tahtlar’ı, Yaşam Armağan eden İkrâmlar’ı.. O Yurd’a Eş eyle bizi ya Rabb!. Seküler Dünyâ’nın Arşları’nı zir-u Zeber eden bir Yol’a Müntesib olmak, Ehl-i Beyt’e Eş olmak.

 

           

         Alıntı:

 

            ‘Sûr’a* üfürülmüştür, Qabirleri’nden* kalkıp Rabb'lerine doğru giderler. /Derler ki: "Eyvah Bize, uyuduğumuz* Yer’den Bizi kim kaldırdı?*  Bu Rahmân'ın* waadettiği. Meğer Gönderilenler*  doğru söylemiş." /Yalnızca bir Tek Çığlık*. Sonra  Hepsi 36-061toplanıp Huzurumuz’a* getirilirler. /Bugün  Hiçbir şekilde kimseye zulmedilmez*. Gördüğünüz Karşılık* yaptığınızdan başkası değildir. / Bugün Cennet Ashâb’ı* Sevinçli’dir,* Mutlu’dur*. / Kendileri ve Eşler’i* Gölgelikler’de* Tahtlar’a* yaslanırlar. /Taptaze Meyveler*  ve arzuladıkları Herşey* Onlar’ındır. /Onlar’a Esirgeyen* Rabb'dan  bir Selâm*/Barış sözü. /"Ey Suçlular* Bugün Sizler bir yana çekilin*."(denilir) ‘ (YâSîn/ 51-59)

 

 

          TERTİL III

  TERTİL IX

 

 

            ‘Qadir Gecesi kılım kıpırdadı. Ramazan Öncesi Hilâl’in Evreler’i gözetlenirdi Çocukluğum’da. Kulak kesilirdik Arap Radyoları’na. Telefon açardık Büyüklerimiz’e ‘bir Haber var mı’ diye gizlice. Bayramlar bir Gün önce yapılırdı Çoğunluk’la. Gökyüzü ile İletişimimiz olurdu zaman zaman. Hassasiyetler mi kayboldu, Hassasiyetlerimiz mi değişti bilmiyorum. Ama bir başka Heyecan olurdu benim Çocukluğum’daki Ramazanlar...Hissemiz’e düşen 23.Cüz’den bana Kalanlar’ı sizlerle paylaşmak istedim. 23 Raqam’ı ilk bakışta Mekke ve Medine Hayatı’nın Total’i olarak dikkatimi çekti. Mekke Şehirler’in Qalb’i, Medine Medeniyet’in Qalb’i. 23.Cüz de Qur’ân’ın Qalbi’ni Bünyesi’nde barındırıyor. Türk Toplumu’nun Farqlı bir Değer verdiği, Anlam yüklediği, Mübârek Geceleri’ni süslediği, Sevinç ve Keder Günleri’nin Azığı olan YâSîn Sûre’si. Cüz’ün diğer Sûreler’i ise Saffât ve Sâd. Bu Gece Hamile Bulutlar ağladı. Her bir Melek Yağmur Taneleri’ni indirdi. Rahmet inip de indi. Hem Ramazan, hem Cuma ve hem de Qadir Gece’si. YâSîn Sûresi’nin 32.Âyeti’nde geçen Ölü Toprak, Su bekleyen Toprak bizlere bir Delil oldu. Ölü Toprağa Hayat verdi, Can verdi. Canlılar için Besin Kaynağı oldu. Belleri’ni doğrultuyor bir Damla Su’dan yaratılan İnsanlar’ın. YâSîn, Saffât ve Sâd Sûreler’i de diğerleri gibi Kişioğlu’na Can veriyor, Diri tutuyor. “Ol” Emr’i ile dirilt bizi diyerek şükretmekten öte ne yapılabilir ki. Saffât Sûre’si, Sâfiyet içerisinde olmayı mı Salık veriyor?… Ramazan’da Saflar’ı daha bir sık tutun mu diyor?… Şeytân’ın Zincir’e bağlandığı bir Ay’da sıra sıra Dizilişler’in sıklaştırılarak Azgın, İsyânkar ve kovulmuş Şeyâtın’e Fırsat vermeyin mi diyor?… Şeytân’ın Kırıntıları’na İtibar etmeyip onu taşlayın... Melekler’le beraber olun… Saf olun.. Saffet olun… Siz ey Şeyâtın! Bizi zaman zaman Yaldızlı Sözler’le kandırdınız. Kimi zaman Allâh’ın Adı’nı kullanarak, kimi zaman Gururumuz’u okşayarak bizlere Sağımız’dan usulca sokuldunuz. Zorlayıcı değildiniz ama biz kendimizi zorladık size uymak için. Sana uyanların Âqıbet’i çok Kötü oldu biliyoruz. (Selâm olsun Elçiler’e) Nûh, İbrâhim, İsmâil, İshaq, Mûsâ, Hârun, İlyâs, Lût, Yûnus gibi Elçiler’in Mesajları’nı onaylayan Nebi, Evrensel Mesaj’ı sizlere getirerek uyulması gereken Yol’u gösterdi Şeytân’a inat. İbrâhim’in Nesl’i Qurban oldu senin Yolu’na İsmaîlî Teslimiyet’i ile… Biz böyle sıra sıra dizilenlerdeniz işte… Kimi zaman Bina’nın Tuğlalar’ı oluruz, kimi zaman size/Şeytânlar’a bir Set, kimi zaman sindirilmeyen ve Saf Yürekler… Kimi zaman Kıl’dan ince Boyunlar…Sâd Sûre’si, Dâwûd, Oğlu Süleymân ve Eyyûb'un Qıssa’sı Mewcut... Kazıklı Firawunlar’a, Şer Çeteler’i (Lût Qawm’i) ve Eyke Qawmi’ne âit değil Hakimiyet. Gökler’in ve Yer’in Hükümrânlığı Allâh âittir. Senin Hükümrânlığı Güçlü Kul’un Dâwûd ile bir kez daha hatırlıyorum... Dâwûd Dâwası’nı halletti. Bizim Dâwâ sürüyor... Dâwûd’a  Eşlik eden Dağlar, Taşlar ve Kuşlar bize Eşlik etmiyor şimdi. Qalplerimiz Taş mı kesildi ne? Dalgıçlarımız dalmıyor Dehlizler’e.. Mimarlarımız naqş’etmiyor senin İsmi’ni... Süleymân’ın Armağanı’na Sâhip çıkamadık... Eyyûb’un Acısı’nı hissetmiyoruz... Sabır’la Göğüs geremiyoruz Zorluklar’a.. .Rabb'im, bizi bağışla ve Adaletli bir Yönetim’i bize Armağan et! Harun Konevi.