2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010
15 Ekim 2005/12.Cüz'den
İlkin A’râf Sûre’si’nde Ayrıntılı Qıssa’sı
ile karşılaştığımız Nûh a.ı, Mushaf Dizimi’nde
2.kez Kısa bir Değini ile Hûd Sûre’si’nde okuruz. A’raf Sûre’si, Nûh’u önceleyen bir Âdem Qıssası’na da Sâhip’tir. Sûre-i Hûd ise Hûd a.ın öncesine İki Bölüm’e ayrılabilecek Uzun bir Nûh Qıssa’sı yerleştirir.
Aşağıya
alıntıladığım 2.Bölüm’ün en Dramatik Sahne’si Nebi’nin İsimsiz Oğlu
ile Tufan’a Ramah kalmış Saatler’de
gerçekleştirdiği Diyaloglar’dır. Can’ından Can kattığı Ewlâdı’nı Kâfirler
arasından koparmak için boşuna uğraşır Nûh
Nebi. Onun güvendiği Dağlar vardır. Dağlar, Gemiler’in üzerinde yüzeceği
Sular’dan Yüksek’tir, Koruyucu’dur, bu Şeytanî
İstidlal’e göre. Rahîm olan Allâh’ın
Emri’nden başka Korurucu vardır! Belki de Gözyaşları içinde Rabb’ine
yakarıyordu Allâh’ın Peygamber’i Cudi’ye
oturacak olan Gemi’sinden: ‘O benim Ehlim’den yâ Rab!’
Ehl-i Beyt… Hûd Sûresi’nin Hûd’dan sonra Hikâye edeceği Lût’un Qıssası’nda bu Kavram’la tekrar
karşılaşacağız. Bu kez Beyt’in Halqı’ndan dökülenler
arasına Lut’un Hanım’ı da
katılacaktır. Bir yandan da İbrâhim İshâq’ın Müjdesi’ni almakta, Ehli’nin
Mânâ Âlemi’nde İnşâsı’nı duymaktadır.
Bugün Küresel Dağlar’a Sığınanlar’a, Güç’le birlikte Yol almaya
Çağıranlar’a karşı ; Nice Göz’ü Yaşlı, ama kendisi Genç İhtiyar, Sessizce bir Yerler’de Gemisi’ni
dokuyor. Medine Yolcular’ı arasında Zâlimler’in,
Ahd’e eremeyeceklerin bulunmayacağını biliyoruz. Âl-i Muhammed’in Sefine’si Doğu’ya, Batı’ya Nisbet
edilemeyecek Mübârek Zeytin Dağı Meridyeni’ndeki bir Rota ile Sancak salacak, ‘Bismi’llâhi mercihâ..’Duâ’sı ile
İskelesi’ne varacaktır.
Alıntı:
"Nûh'a* wahyedildi*: "Gerçekten İmân
edenler’in dışında, Kesinlikle kimse inanmayacak*. Şu halde Onlar’ın
işlediklerinden dolayı üzülme*." /"Bizim gözetimimiz* altında ve
Wahyimiz’le* Gemi’yi* Îmal et*. Zulmedenler* konusunda da Bana Hitap’da*
bulunma. Çünkü Onlar boğulacaklardır*." / Gemi’yi yapmaktaydı. Qawmi’nin Önde gelenleri* kendisine
her uğradığında onunla Alay* ediyordu. O:
"Eğer Bizim’le Alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi Biz de Sizler’le Alay
edeceğiz" dedi. "Artık Siz,
ilerde bileceksiniz. Aşağılatıcı Azâb* kime gelecek ve Sürekli* Azâb kimin
üstüne çökecek." /Sonunda Emrimiz geldiğinde ve Tandır* da Feweran*
ettiği zaman, dedik ki: "Her birinden İkişer Çift* ile aleyhlerinde Söz
geçmiş olanlar dışında, Âile’ni* ve
İnananlar’ı* O’na yükle*." Zaten O’nunla birlikte çok azından başkası
inanmamıştı. /Dedi ki: "O'na binin*.
O'nun Yüzmesi* de, Demir atması* da Allâh'ın Adı’yladır*. Kuşkusuz Benim
Rabb'im Gâfûr'dur*, Rahîm'dir*."
/Gemi Onlar’
/Bunlar, Sana wahyettiğimiz Gayb
Haberleri’ndendir*. Bunları Sen ve Qawm’in bundan önce bilmiyordun. Şu halde
sabret*. Kuşkusuz Âqıbet* Muttaqîler’indir*. ‘ (Hûd /036-049)