XXVIII.Cüz

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010

2011

20 Ekim 2006/28.Cüz'den

‘Sebbeha lillâhi ma fi’s-Semâwâti ve ma fi’l-Ard, we huwe’l-Azîzu’l-Hakîm’ Tesbih’i ile başlayan 28.Cüz’ün ilk Tesbih Başlangıçlı Sûre’si olan Haşr’ın Son Âyet’i de ‘ Yüsebbihu lehu mâ fi’s-Semâwâti ve’l-Ardi we huwe’l-Azîzu’l-Hakîm’ ile sonlanır. Qadir Geceler’i Salât-ı Tesbih’in, Musallisi’ni en çok bulduğu Zaman Dilimleri’dir.. Azîz İsm’i Cüz’ün İlk Sûre’si Mücâdile’nin 21.Âyeti’nde Qawiy Esmâ’sı ile, diğer Sûreler’de hep Hakîm ile birlikte yer almaktadır. Azîzu’l-Hakîm 63,65,66. Sûreler’de yer almaz. 66.Sûre’de Hakîm Tek başına yer alır. 64.Sûre’nin ise Girişi’nde değil, 18.(Son) Âyeti’ndedir. 62.Sûre’de iki kez yer alır.

Ramazan’ın Son Cuması’ndayız. İftar’la Şabat Günü’ne erdi ‘Biz Yahudiyiz’ diyenler. Yüzbinlerce Müslümanın Tesbihler’i ile çınladı Qadir Gece’si Mescid-i Aqsa, Qubbetu’s-Sahra.. Quds-i Şerif’in Milyonluk Nufus’u içinde Humus’a düşürülmüş Sayımız. Şaron Can çekişiyor, Moshev Katsav Cumhuru’na Tecâwüz’den yargılanıyor. Esfâr Taşıyanlar Sıfırları’ya Savaş’ta Kadınlar’ın, Çocuklar’ın Qatli’ni Tecwiz ediyorlar.

Alıntı:

‘Gökler’de* ve Yer’de* Olanlar’ın Tümü, Melîk*, Quddûs*, Azîz*, Hakîm* Allâh'ı Tesbih* etmektedir. /O, Ümmîler* içinde, kendilerinden olan ve Onlara Âyetleri’ni* okuyan*, Onları arındıran* ve Onlara Kitap* ve Hikmet'i* öğreten* bir Elçi'yi* ba's* edendir. /Oysa Onlar, bundan önce kuşkusuz Açıkca bir Dalalet* içindeydiler. Ve Onların henüz kendilerine katılmamış* bulunan diğerlerine de. O, Azîz'dir*, Hakîm'dir*. /Bu, Allâh'ın dilediğine* verdiği bir Fadlı’dır*. Allâh Büyük Fadl Sahibi’dir*. /Kendilerine Tewrat* yükletilip de sonra Onu yüklenmemiş* olanlar’ın durumu, Koskoca Kitap Yükü* taşıyan Eşeğin* durumu gibidir. Allah'ın Ayetleri’ni yalanlayan bir Qawm’in durumu ne Kötü’dür. /Allâh Zâlim* Qawm’e Hidâyet’e* erdirmez. /De ki: "Ey Yahudiler*, eğer Siz, İnsanlar’dan* ayrı olarak yalnızca Sizler’in gerçekten Allah'ın* Weliler’i* olduğunu öne sürüyorsanız*, şu halde Ölüm’ü* Temenni* edin, eğer Sâdıqsanız*. / Oysa Onlar, Elleri’nin öne Taqdim* ettikleri dolayısıyla bunu hiçbir zaman Temenni* edemezler. Allâh* Zâlimler’i* Bilen'dir*. /De ki: "Hiç tartışmasız Sizin kendisinden kaçmakta bulunduğunuz Ölüm*, elbette Sizinle buluşacaktır. Sonra Gayb’ı* da, Müşâhade* edileni de Bilen’e* döndürüleceksiniz*. O da Size yaptıklarınızı* Haber* verecektir.".(el-Cuma/001-008)