Medenî
Wahiy
622-632
102.059/el-HAŞR
Bismillahirrahmanirrahim
I Sürülen Yahudiler 1-10
059.01- Gökler’de ve Yer’de Olanlar’ın Tümü Allah'ı
tesbih etmiştir. O Aziz'dir, Hakim'dir.
059.02- Kitap Ehli'nden küfredenler’i İlk Sürgün’de
Yurtları’ndan çıkaran O'dur. Onların çıkacaklarını Siz sanmamıştınız, Onlar da
Kaleleri’nin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Böylece Allah da,
Onlara Hesab’a katmadıkları bir yönden geldi. Yürekleri’ne Korku salıverdi,
öyle ki Evleri’ni Elleri’yle tahrip ediyorlardı. Artık ey Basiret Sahipleri
ibret alın.
059.03- Eğer Allah, Onlara Sürgün’ü yazmamış olsaydı,
elbette Onları (yine)Dünya’da azablandırırdı. Ahiret'te ise Onlar için Ateş Azabı var’dır.
059.04- Bu, Onlar’ın Allah'a ve O'nun Elçisi'ne karşı başkaldırmaları
nedeniyledir. Kim Allah'a karşı başkaldırırsa Allah Iqab’ı (sonuçlandırması)
Şiddetli olan’dır.
059.05- Hurma Ağaçları’ndan her neyi kesmişseniz veya
Kökler’i üzerinde Dimdik neyi bırakmışsanız Allah'ın İzni’yledir ve Fâsıqlar’ı
aldatması içindir.
059.06- Onlar’dan Allah'ın Elçisi'ne verdiği Fey'e gelince, ki Siz bunu karşı ne At, ne Deve
sürdünüz. Ancak Allah, kendi Elçileri’ni dilediklerinin üstüne Musallat kılar.
Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.
059.07- Allah'ın o Qarye Halkı’ndan Elçisi'ne verdiği Fey, Allah'a, Elçisi'ne, Yakın Aqrabalığı olanlar’a
ve Yol’da kalmışlara ait’tir. Öyle ki Siz’den Zengin olanlar arasında dolaşan
bir Devlet olmasın. Elçi Size ne
verdiyse alın, Sizi neden sakındırırsa artık Ondan sakının ve Allah'tan ittiqa
edin. Elbette Allah Azab’la sonuçlandınrması pek Şiddetli olan’dır.
059.08- Hicret eden Faqirler ki, Onlar, Allah'tan bir Fadl
arayıp, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne
Yardım ederlerken Yurtları’ndan ve Malları’ndan çıkarılmışlardır. İşte bunlar
Sâdıq olanlar bunlardır.
059.09- Kendilerinden önce o Yurd’u hazırlayıp İman’ı
yerleştirenler ise, kendilerine Hicret edenleri severler ve Onlara verilen
Şeyler’den dolayı da içlerinde bir İhtiyaç duymazlar. Kendilerinde bir Açıklık
olsa bile kendilerine tercih ederler. Kim Nefsi’nin Tuttuları’ndan korunmuşsa,
işte Onlar Felah bulanlar’dır.
059.10- Bir de Onlar’dan sonra gelenler, derler ki:
"Rabb'imiz, Bizi ve İman ile daha önce Bizi geçmiş olan Kardeşler’imizi
bağışla ve Qalplerimiz’de İnananlar’a karşı bir Kin bırakma. Rabb'imiz,
gerçekten Sen, Rauf'sun, Rahim'sin."
II Münâfıqlar ve Yahudiler 11-17
059.11- Münâfıqlık etmekte olanlar’ı görmüyor musun ki,
Onlar Kitap Ehli'nden küfreden Kardeşleri’ne derler ki: "Andolsun, eğer
Siz çıkarılacak olursanız, Biz de Sizler’le birlikte elbette çıkarız ve Size karşı olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat
etmeyiz." Eğer Size karşı savaşılırsa elbette Size Yardım ederiz."
Oysa Allah şahidlik etmektedir ki, Onlar,
gerçekten Yalancı’dırlar.
059.12- Andolsun, Onlar çıkarılacak olurlarsa,
kendileri Onlar’la birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşırlarsa da kendilerine
Yardım’da bulunmazlar, Yardım etseler bile dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine
Yardım edilmez.
059.13- Herhalde Onların içlerinde Dehşet ve Yılgınlık
bakımından Siz Allah'tan daha çetinsiniz. Bu, gerçekten Onların Derin bir
Kavrayış’a Sahip olmamaları dolayısıyla böyledir.
059.14- Onlar iyice korunmuş Şehirler’de veya Duvar
Arkası’nda olmaksızın Sizinle Toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki
Çarpışmaları ise pek Şiddetli’dir. Sen Onları Birlik sanırsın, oysa Qalpler’i
paramparça’dır. Bu, gerçekten Onların aqletmeyen bir Qawim olmalarındandır.
059.15- Kendilerinden önce Yakın geçmişte olanlar’ın
durumu gibi, Onlar, yaptıklarının Sonucu’nu tadmışlardır. Onlar için Elîm bir
Azab var’dır.
059.16- Şeyt’an'ın
da durumu gibi, çünkü İnsan’a "Küfret" dedi, o da küfredince:
"Gerçek şu ki, Ben Sen’den Uzağım. Doğrusu Ben, Alemler’in Rabb'i
Allah'tan korkarım." dedi.
059.17- Sonunda
Onların Aqıbetler’i, elbette Ateş'te ikisinin de Halid olması’dır. İşte
Zalimlerin Cezası budur.
III Bir Nasihat
18-24
059.18- Ey inananlar, Allah'tan ittiqa edin. Herkes
Yarın için neyi taqdim edip gönderdiğine bir baksın. Allah'tan ittiqa edin.
Elbette Allah, yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
059.19- Ve kendileri Allah'ı unutmuş, böylece O da
Onlar’a kendilerin unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte Onlar Fâsıqlar’dır.
059.20- Ateş Ashabı ile Bahçe Ashabı bir olmaz. Bahçe
Ashabı umduklarına kavuşup Mutluluk içinde olanlar’dır.
059.21- Eğer Biz bu Qur'an'ı bir Dağ’ın üzerine
indirmiş olsaydık, andolsun O’nu Allah Korkusu’ndan Saygı ile baş eğmiş, Parça parça
olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, İnsanlar’a Örnekleri böyle
vermekteyiz.
059.22- O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Gayb’ı da,
Müşahede edilen’i de Bilen'dir. Rahman,
Rahim O'dur.
059.23- O Allah ki, O'ndan başma İlah yok’tur. Melik'tir,
Quddus'tür, Selam'dır, Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır,
Mütekebbir' dir. Allah Şirk koştuklarından çok Yüce’dir.
059.24- O Allah ki, Yaratan'dır, Kusursuzca-vardendir,
Suretveren' dir, En Güzel İsimler O'nundur. Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın tümü
O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz'dir, Hakim'dir.