Medenî Wahiy

622-632

 

 

093-001/el-BAQARA

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

I    1-7      

     1a   1-5 Felah Bulan Mü'minler

     1b   6-7 Küfürde Zirve

 

a    (Bak: Lukman 1-5)

 

002.01-  E.L.M.

002.02-Bu, kendisinde Şüphe olmayan, Muttaqiler  için Klavuz olan bir Kitap'tır.

002.03- Ki onlar, Gayb’a inanırlar, Salat’ı ikame ederler  ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden İnfak ederler.

002.04- Ve onlar, Sana indirilene, Sen’den önce İndirilenler’e inanırlar ve Ahiret'e de Yakîn Sahibi’dirler.

002.05- İşte bunlar, Rabb'lerinden bir Hidayet üzeredirler ve Felah’a erenler de bunlardır.

b

002.06- Öyle, Küfredenler’i uyarsan da uyarmasan da Onlar için birdir; inanmazlar

002.07- Allah, onların Qalpler’ini ve Kulaklar’ını damgaladı; Gözler’inin üzerinde de Perdeler vardır. Ve Onlaradır Büyük Azab.

 

II   8-20     

     2a   8-16 İnsanlardan Bazıları Dilleriyle inanırlar

     2b   17-20 Onlar Şuna Benzer

 

a 

002.08- İnsanlar’dan öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve Songün'e inandık" derler. Oysa Onlar inanmış değiller.

002.09- Sözde/güya Allah'ı ve ve İnananlar’ı aldatırlar. Oysa Onlar, yalnızca kendilerini aldatmaktadırlar da bunun Şuurunda değiller.

002.10- Kalpler’inde Hastalık vardır. Allah da Hastalıklar’ını arttırdı. Yalanladıklarından dolayı, Onlar için Acıklı bir Azab var.

002.11- Onlar’a: "Arz’da Fesat çıkarmayın/saçmayın" denildiğinde:"Biz Islah Ediciler’iz" derler.

002.12- Dikkat et, asıl Fesatcılar Onlar’dır, ama şuurunda değiller.

002.13- Ve yine Onlar’a: "İnsanlar’ın inandığı gibi Siz de inanın" denildiğin de: "Sefihler’in inandığı gibi mi inanalım /Sefihlerin /Avanakların inandığı gibi mi inanıyoruz?" derler. Dikkat et, gerçekte Sefih olanlar Onlar’dır. Ama bilmezler.

002.14- İnananlar’la karşılaştıkları/buluştukları zaman: "İnandık" derler, Şeytanları ile başbaşa kaldıklarında      ise derler ki "Elbette Biz Sizinle beraberiz. Biz yalnızca Alay ediciler’iz/İstihza edicileriz"

002.15- Allah da Onlar’la Alay eder ve  Taşkınlıkları/Tuğyanları içinde şaşkınca dolaşmalarına belli bir Müddet verir.

002.16- İşte bunlar Hidayet’e Karşılık Sapıklığı satın almışlardır. Fakat bu Ticaretler’i bir yarar sağlamamış, Hidayet üzerede de olamamışlardır.

b

002.17- Bunların Misal’i Ateş yakanın Örneğine benzer ki  Çevre’sini ziyalandırdığı zaman Allah onların Aydınlığını giderdi ve Onları göremez bir Şekilde Karanlıklar içinde bıraktı.

002.18- Onlar Sağır’dırlar, Dilsiz’dirler, Kör’dürler, artık dönmezler.

002.19- Ya da  Karanlıklar, Gökgürültüsü ve Şimşekler’le Yüklü Gök’ten Şiddetli bir Yağmur Fırtınası’na tutulmuş gibidirler ki Yıldırımlar’ın saldığı Dehşetli Ölüm Korkusu’ndan (Hazerel-Mevt) Parmaklar’ı ile Kulaklar’ını tıkarlar. Ama Allah Kafirler’i Çepeçevre Kuşatıcı’dır.

002.20- Şimşeğin çakması neredeyse Gözler’ini kapıverecek/ Şimşek neredeyse Gözler’ini kör edecek, önlerini her ziyalandırdığında bunda biraz yürürler. Üzerlerine Karanlık basıverince de kalakalırlar /durakalırlar. Allah dileseydi işitmelerini de, görmelerini de gideriverdi. Elbette Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

 

III  21-29    

          3a   21-24 Yaratan Rabbin İnsanlara Seslenişi

          3b   25        Cennet

          3c   26-27 Allah'ın Misali İle Eğlenenler

          3d   28-29 Allah'ın Yaratışı

a

002.21- Ey İnsanlar! Sizi ve Siz’den öncekileri yaratan Rabb'inize Kulluk ediniz ki sakınasınız.

002.22- O sizin için Arz’ı bir Döşek, Gökyüzünü bir Bina kıldı ve Gök’ten Su indirdi, bununla sizin için  Ürünler’den Rızıq çıkardı. Öyleyse  bile bile Allah'a Eşler koşmayın.

002.23- Eğer Kulumuz’a indirdiğimizden kuşkuda iseniz ,eğer Sadıklar’dansanız bu durumda Siz de benzeri bir Sure getirin. Allah'tan başka Şahidler’inizi de çağırın.

002.24- Eğer yapamazsanız ki kesinlikle yapamayacaksınız,artık Kafirler için hazırlanmış ve Yakıtı İnsanlar ve Taşlar olan  Ateş'ten sakının.

b

002.25- İnanan ve Salih Eylemler’de bulunanları müjdele. Gerçekten Onlar’a içlerinden Irmaklar akan Bahçeler vardır. Kendileri  bu Ürünler’den her rızıqlandıklarında   "Bu daha önce de rızıqlandığımız Şey" derler. Bu birbirinin benzeri olarak Onlar’a sunuldu/verildi. Onda Onlar için Mutahhar Eşler vardır ve Onlar orada Kalıcı’dırlar.

c

002.26- Elbette Allah  bir Sivrisineği  Misal vermekten çekinmez, onun Fevkinde olanı  da. Böylece İnananlar bunun Rabb'lerinden bir Gerçek olduğunu bilirler. Küfredenler ise "Allah bu Örnekle/Meselle neyi amaçlamıştır/ irade etmiştir" derler. Oysa bununla bir çoğunu saptırır/şaşırtır bir çoğunu da Hidayet’e ulaştırır. Bununla  Fasıqlarlar’dan başkasını saptırmaz.

002.27- Ki bunlar Allah'ın Ahd’ini, onayladıktan /Misak’ından sonra bozarlar/ nakzederler. Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini/Vasl’ını emrettiği şeyi keserler ve Arz’da Fesad çıkarlar. İşte onlar Kaybebenler’dir/Hüsran’a uğrayanlar.

d

002.28- Nasıl oluyor da Allah'a küfrediyorsunuz? Oysa Ölüler iken sizi o diriltti/ Hayat verdi. Sonra yine Sizi öldürecek yine Hayat verecektir/ diriltecektir ve sonra yalnızca O’na döndürülüceksiniz.

002.29- Yerde ne varsa Tümünü/hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra Göğe yönelip/İstiva edip de onları Yedi Gök olarak düzenleyen/ Tesviye eden de O’dur. O Herşey’i Bilen'dir.

 

IV   30-39     İnsanın Büyük Kabiliyeti

    

   (Araf 10-25,      Kehf 50 , İsra 61-65,     Taha 115-126,  Sad 71-85)

 

002.30- Hani Rabb'in Melekler’e "Elbette Ben Arz’da bir Halife  yaratacağım" demişti. Onlar da "Biz Sana Hamd’inle Tesbih ederek ve Sürekli Taqdis edip dururken orada Fesad çıkaracak ve orada Kanlar akıtacak/ dökecek birini mi varedeceksin" dediler. " Elbette Ben sizin bilmediğini bilirim " dedi.

002.31- Ve Adem'e İsimler’in Hepsini öğretti. Sonra onları Melekler’e yöneltip/arz edip "eğer  Sadıklar iseniz bunları Bana İsimleri ile aktarınız. "dedi.

002.32- Dediler ki "Sen Subhan'sın. Bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir İlmimiz yoktur.  Elbette Sen Bilen'sin, Hakim'sin."

002.33- Allah: "Ey Adem, bunları Onlar’a İsimleri ile aktar" dedi. O da bunları Onlar’a İsimleri ile aktarınca (Allah) dedi ki: "Size demedim mi Gökler’in ve Yer’in Gayb2ını gerçekten Ben bilirim. Açığa vurduğunuzu da (bedea), ketmettiğinizi de Ben bilirim."

002.34- Hani Melekler’e: "Adem'e Secde edin" dedik de İblis'ten başka hepsi Secde ettiler. O ise dayattı/eba ve İstikbar etti ve Kafirler’den oldu.

002.35- Ve dedik ki "Ey Adem, Sen ve in Bahçe'ye yerleşin de onun neresinden dilerseniz bol bol yiyin, ama Şu Ağaç’a yaklaşmayın. Yoksa Zalimler’den olursunuz."

002.36- Fakat Şeytan ikisini oradan  kaydırdı ve böylece Onları  bulundukları  Hal’den çıkardı. Biz de "kiminiz kiminize Düşman olarak inin(ihbut), sizin için Arz’da belli bir Vaqt’e kadar yerleşim/Müsteqar ve Meta vardır" dedik.

002.37- Ve derken Adem Rabb'inden bir Takım Kelimeler aldı/Telaqqi etti. Bunun üzerine (Allah) Tevbe’sini Kabul etti. Elbette o Tevbekabuleden'dir, Rahim'dir.

002.38- Dedik ki "Oradan tümünüz inin(ihbut), artık Me Zaman size Ben’den bir Hidayet gelir de kim Benim Hidayet’ine izlerse Onlar için      Korku yoktur, ve Onlar hüzünlenmeyecekler de."

002.39- Küfreden ve Ayetlerimiz’i yalanlayanlarsa, Onlar Ateş Halkı'dırlar ve orada  Kalıcı'dırlar.

 

V    40-46     İsrailoğullarının Ahdi

 

002.40- "Ey İsrailoğulları! Size bağışladığım/İn'am ettiğim Ni’met’imi anın ve Ahd’ime bağlı kalın/Vefa edin ki Ben de Ahd’ime bağlı kalayım ve yalnızca Bana karşı gelmeyin.

002.41- Yanınızda olan Tevrat'ı Doğrulayıcı/Tasdiq edici olarak indirdiğime inanın, onu Tekfir edenlerin ilki Siz olmayın ve Ayetler’imi de az bir Değer’e değişmeyin  ve yalnızca/ancak Ben’den sakının."

002.42- Haqq’ı Batıl ile Telbis etmeyin ve Sizce de bilinirken Gerçegi gizlemeyin/ketmetmeyin/saklamayın.

002.43- Salat’ı ikame edin, Zekat’ı verin ve  Ruku-edenler’le birlikte Siz de Ruku edin.

002.44- Siz İnsanlar’a Birr'i emrediyorken kendinizi mi unutuyorsunuz/ unutur musunuz?. Oysa Siz Kitab'ı Tilavet ediyorsunuz yine de aqletmeyecek misiniz?

002.45- Sabır ve Salat’la  İstiane edin. Elbette bu İçi Saygı ile ürperenler/ Huşu duyanlar dışında kalanlar’a bir Ağırlık’tır.

002.46- Onlar elbette Rabb'leri ile karşılaşacaklarını ve elbette O'na döneceklerini bilirler.

 

VI   47-59     İsrail Oğullarına ihsan olunan nimetler

 

002.47- Ey İsrailoğulları! Size bağışladığım/İn'am ettiğim Ni’met’ini ve    Sizi bir zamanlar Alemler’e /Tafdil ettiğimi hatırlayın.

002.48- Ve Öyle bir Gün’den sakının ki Hiçkimse, Hiçkimse’ye  birşey ödeyemez ve Kimse’den bir Şefaat kabul edilmez ve Kimse’den bir Fidye alınmaz ve Yardım görülmez.

 

002.49- Sizi en dayanılmaz/Ağır İşkenceler’e uğrattıklarında Fir'avun Ailesi'den   kurtardığımızı anın. Onlar Kadınlar’ınızı Diri/Sağ bırakıyorken Oğullar’ınızı boğazlıyorlardı. Bunda Sizin için Rabb'inizden Büyük/Ağır bir Sınav/Bela vardı.

002.50- Ve  hani Sizin için Deniz’i  yarıp, Sizi kurtarmıştık ve Fir'avun Ailesi’ni Siz seyrederken boğdmuştuk/ batırmıştık/ garketmiştik.

002.51- Hani Musa'ya Kırk Gece vaid vermiştik ama Siz onun arkasından Buzağı’yı  edinmiş/ tapınmış böylece Zalimler olmuştunuz.

002.52- Bundan sonra  şükredesiniz diye sizi affettik.

2.53- Ve yine Hidayet’e eresiniz diye Musa'ya Kitab'ı ve Furqan'ı verdik.

002.54- Hani Musa, Qavm’ine demişdi:" Ey Qavmim! Siz Buzağı’yı (ilah) edinmekle kendinize zulmettiniz/yazık ettiniz. Hemen Yaratan’ınıza/(Bariukum)Tevbe edip kendinizi öldürün/ temizleyin. Bu, Bari'niz katında Sizin için daha Hayırlı’dır. Bunun üzerine Tevbeler’inizi kabul etti. Elbette o Tevbekabuleden'dir, Esirgeyen'dir.

002.55- Ve hani demiştiniz:" Ey Musa! Biz Allah'ı Apaçık/Cehren görünceye kadar Sana inanmayacağız." Bunun üzerine Siz bakınırken/ seyrederken Sizi Yıldırım çarpmıştı.

002.56- Sonra şükredesiniz diye, sizi Ölüm’ünüzden sonra dirilttik.

002.57- Sizi üzerinizdeki Bulutlar’la gölgelendirdik ve Size Kurdet-Helvası ve Bıldırcın  indirdik. Size Rızıq olarak verdiklerimizin Tayyib'inden yiyin." Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendilerine zulmettiler.

002.58- Ve Hani, demiştik ki:"Şu Kent’e/Qarye’ye girin ve orada istediğiniz yerde /dilediğiniz gibi bol bol yiyin, yalnızca Secde ederek Kapı’sından girerken " bağışla/hıtta" deyin. Hatalar’ınızı bağışlayalım. Muhsinler için artıracağız.

002.59- Ama zulmedenler kendilerine söylenen Söz’ü bir başkası ile değiştirdiler. Biz de o Zulmedenler’in Fesad yapmalarına karşılık, üzerlerine Gök’ten İğrençlik/ Ricz indirdik.

 

VI   60-61     İsrailoğullarının inadı

 

002.60- Hani Musa Qavmi için Su aramıştı,o zaman Biz O'na: "Asa’nı Taş’a vur" demiştik de ondan Oniki Pınar fışkırmıştı/akmıştı, böylece herkes İçeceği-Yer’i bilmişti. "Allah’ın verdiği Rızıq’tan yiyin, için de Arz’da Müfsid olarak Karışıklık çıkarmayın."

002.61- Hani demiştiniz ki: "Ey Musa! Biz bir Çeşit/Türlü Yemeğe katlanamayacağız/ sabredemeyeceğiz, Rabb'ine yalvar/dua et de, Bize Yer’in bitirdiklerinden/ yetiştirdiklerinden Bakla(Hıyar), Acur (Sebze), Sarmısak, Mercimek ve Soğan çıkarsın." "Hayırlı olan’ı, şu Değersiz Şey’le mi değiştirmek istiyorsunuz? Mısır'a inin, çünkü orada kendiniz için istediğiniz vardır." demişti. Onların üzerine Horluk/Alçaklık ve Yoksulluk Damgası vuruldu ve Allah'tan bir Gazab’a uğradılar. Bu Elbette Allah'ın Ayetleri’ni Tekfir etmeleri ve Nebiler’i Haqsız yere öldürmelerindendi. Bu İsyan etmelerinden ve Sınır’ı çiğnemelerindendi.

 

VII  62-71     İsrailin Tereddisi

 

002.62- Elbette  İnananlar’la Yahudiler, Hrıstiyanlar ve Sabiiler (den kim) Allah'a ve Son Gün'e inanır, Salih Eylemler’de bulursa, artık onların Allah katında Ecirler’i vardır. Ve onlar için Korku yoktur ,Onlar hüzünlenmeyeceklerdir de.

002.63- Hani Siz’den Misak/Kesinsöz almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik: "Size verdiğimize Sımsıkı yapışın /Quvvetle tutun ve onda olanı hatırlayın. Umulur ki sakınırsınız. /Böylece sakınmış olursunuz."

002.64- Siz de, bundan sonra da döndünüz/tevella ettiniz. Eğer Allah'ın üzerindeki Fazl’ı ve Rahmet’i olmasaydı, siz gerçekten Hüsran’a uğrayanlardan olurdunuz.

002.65- Andolsun, Siz’den Yedincigün Haddi-aşanlar’ı elbette biliyoruz. İşte Biz, onlara" "Aşağılık/Zelil Maymunlar olunuz" dedik.

002.66- Bunu, hem Çağdaşlar’ına, hem  Halefler’ine/gelecek olanlara bir Nekal (İbretlik), Muttaqiler’e de bir Mev'ıza (Öğüt) kıldık.

002.67- Hani Musa Qavm’ine: "Allah, Elbette Sizin bir Sığır kesmenizi  emrediyor" demişti. Onlar:"Bizi Alay’a mı alıyorsun/İstihza mı ediyorsun?" demişlerdi. "Cahiller’den olmaktan Allah'a sığınırım" demişti.

002.68- "Rabb'ine Ad’ımıza dua et de, bize Niteliklerini/nasıl olduğunu açıklasın/beyan etsin." demişlerdi. Demişti    ki: "Kesinlikle Allah diyor ki: "O ne pek Geçkin/ Yaşlı, ne de pek Genç, ikisi arası Dinçlik’tedir. Artık emrolunduğunuz Şey’i yapın ."

002.69- Demişlerdi ki: "Rabb'ine Adımıza dua et de, Bize Reng’ini beyan etsin." O da diyor ki: "O, bakanların (n-z-r) içine surur verecek Sarı bir Sığır’dır." demişti.

002.70- "Rabb'ine Ad’ımıza dua et de, Bize onun Niteliklerini/mahiyetini açıklasın/ beyan etsin. Çünkü bizce Sığır(lar) birbirinin benzeridir. İnşaallah Biz Hidayet’e erişiriz." demişlerdi.

002.71- Dedi ki:" O diyor ki: O, Yer’i sürmek ve Ekin’i/Tarla’yı sulamak için Boyunduruğa alınmayan, Salma ve onda Alaca olmayan bir Sığır’dır." "Şimdi Gerçeği getirdin." dediler. Böylece Sığır’ı kestiler, ama neredeyse/ az kalsın yapmayacaklardı.

 

VIII 72-82     İsrailoğulları’nın Katı Yürekliliği

 

002.72- Hani Siz birini öldürmüştünüz de bunda birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, sizin gizlediklerinizi Çıkaran'dır.

002.73- Bunun için de:" Ona, onun bir Parça’sıyla vurun" demiştik. İşte böyle Allah Ölüleri diriltir ve Size Ayetlerimiz’i gösterir; aqledesiniz diye.

002.74- Sonra Qalpler’iniz yine katılaştı; Taş gibi, hatta daha katı. Çünkü Taşlar’dan öyleleri vardır ki onlardan Nehirler doğar/kaynar öyleleri vardır ki yarılır, ondan Sular çıkar, öyleleri vardır ki Allah Korkusu’yla yuvarlanır/ düşer (ihbut). Allah yaptıklarınızdan  Gafil değildir.

002.75- Artık, onların size inanacaklarını umar mısınız? Oysa onlardan bir Fırqa, Allah'ın Kelamı’nı dinliyor, Aqıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı.

002.76- İnananlar’la karşılaştıklarında "İnandık" derler; birbiriyle yalnız kaldıklarında/Halvet’te ise, derler ki: "Allah'ın Size açtıklarını, Rabb'iniz katında Size karşı  onunla çıksınlar diye mi Onlar’la söyleşiyorsunuz (Tahdis)?  Hala aqıllanmayacak mısınız?"

002.77- Onlar, Allah'ın gizlediklerini/sırladıklarını da, alenilediklerini de  bildiğini bilmiyorlar mı?

002.78- Ve Onlardan  Ümmi'ler... Kitab'ı bilmezler; ancak bir sürü Emaniyye/ Kuruntu ; onlar ancak zannederler.

002.79- Artık Veyl onlara; ki Kitab'ı kendi Eller’iyle yazdılar, sonra da az bir Değer/Semen karşılığında satmak için:     "Bu Allah katındandır" dediler. Artık Veyl onlara ,Eller’iyle yazdıklarından dolayı; Veyl onlara  kazandıklarından dolayı.

002.80- Derler ki:"Sayılı Günler’in dışında, Ateş Bize değmeyecektir/ Temas etmeyecektir. "De ki: "Allah katından bir Ahid mi aldınız? -Ki Allah asla Va'd’inden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediklerinizi mi söylüyorsunuz?"

002.81- Hayır; kim bir Kötülük/Seyyie kazanır da  Hata’sı onu kuşatırsa/ İhata ederse, Onlar, Ateş Ashabı'dırlar, orada Kalıcı'dırlar.

2.82- İnanan ve  Salih Eylemler’de bulunanlar, Onlar da Bahçe Ashabı'dırlar, orada  Kalıcı'dırlar.

 

X    83-86     Sözünde durmamak

 

002.83- Hani İsrailoğulları’ndan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, Anne-baba’ya, Yakınlar’a/Akraba’ya, Yetimler’e ve Yoksullar’a iyi davranın, İnsanlar’a Güzellik’le söyleyin, Salat’ı iqame edin ve Zekat’ı verin" diye Kesinsöz/Misak almıştık. Sonra Siz, azınız dışında yüzçevirdiniz ve (hala) çevirmektesiniz/ dönmektesiniz  de.

002.84- Hani Siz’den " Kanlar’ınızı dökmeyin, birbirinizi Yurtlar’ınızdan çıkarmayın" diye Misak almıştık. Sonra Sizler bunu onaylamıştınız/ iqrar etmiştiniz, hala da Şahitsiniz.

002.85- Sonra Siz, yine birbirinizi öldürüyor, bir Bölümünüzü Yurtlar’ından sürüyor ve Günah/İsm ve Düşmanlık’ta aleyhlerinde arka çıkıyorsunuz ve Size Esir olarak geldiklerinde de onlar’la fidyeleşiyorsunuz. Oysa Onları çıkarmak, size Haram kılınmıştı. Yoksa Siz, Kitab'ın bir Bölümü’ne inanıp da bir Bölümü’nü tekfir mi ediyor sunuz? Artık Siz’den böyle yapanların Cezası, Dünya Hayatı’nda Aşağılık/ Hizyun/Hor olmaktan başkası değildir; Qıyamet Günü'nde de Azab’ın en Şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan Gafil değildir.

002.86- İşte bunlar, Ahiret'e karşılık Dünya Hayatı’nı satın alanlardır. Bundan dolayı Azab Onlar’dan hafifletilmez ve Onlar’a Yardım da edilmez.

002.87- Andolsun, Biz  Musa'ya Kitab verdik ve  O'nun ardından peşpeşe Elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da Apaçık Belgeler/ Deliller/Beyyinat verdik ve O’nu Ruhu'l-Qudüs'le teyid ettik/destekledik. Fakat ,Size ne zaman bir Elçi Nefs’ininin hoşlanmayacağı bir Şey’le gelse, büyüklüklenerek/istikbar ederek bir kısmınız O’nu yalanlayacak bir kısmınız da O’nu öldürecek misiniz?

002.88- Dediler ki:" Bizim Qalpler’imiz Örtülü’dür/Qılıflı’dır." Hayır; Allah Küfürlerinden dolayı Onlar’ı la’netlemiştir. Bundan dolayı onların pek azı inanır.

002.89- Allah katından/tarafından yanlarındakini/onlar’la olanı Doğrulayıcı/ Tasdik edici bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan önce Küfredenler’e karşı Fetih istiyorlardı - işte irfan ettikleri(bilip tanıdıkları) gelince, O’nu tekfir ettiler. Artık Allah'ın La’net’i Kafirler’in üzerinedir.

002.90- Allah'ın Kulları’ndan, dilediğine kendi Fadl’ından indirmesine bağyederek Allah'ın İndirdikleri’ni Tekfir etmekle, kendilerini ne Kötü Şey’e Karşılık sattılar. Böylelikle Gazap üzerine Gazab’a uğradılar. Kafirler için Alçaltıcı bir Azab vardır.

002.91- Onlar’a: "Allah'ın İndirdiği’ne inanın" denildiğinde: "Biz, Bize indirilene inanırız" derler ve O'ndan sonra Olan'ı tekfir ederler. Oysa O, yanlarındakini Doğrulayan bir Gerçek'tir. De ki: "Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah'ın Nebileri’ni öldürüyordunuz?"

002.92- Andolsun, Musa Size  Belgelerle/Beyyinat’la geldi. Sonra siz O'nun arkasından Buzağı’nı (Tanrı) edindiniz. Ve Siz Zalimler’siniz.

002.93- Hani Siz’den Misaq almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik/ kaldırmıştık: "Size verdiğimize Sımsıkı/ Quvvetle yapışın/tutun   ve dinleyin." Demişlerdi ki: "Dinledik ve isyan ettik." Küfürleri yüzünden Buzağı Qalpler’ine sindirilmişti.  De ki: "İnanıyorsanız, inancınız Size ne Kötü Şey’i emrediyor?"

002.94- De ki: " Eğer Allah katında Son-Yurd, başka İnsanlar’ın değil de, yalnızca Sizin ise, doğruysanız/sadıksanız , hemen Ölüm’ü dileyin/ isteyin."

002.95- Oysa Onlar, önceden Eller’inin taqdim ettiklerinden dolayı onu Ebediyen temenni etmeyecekler/ dileyemeyeceklerdir. Allah Zalimler’i Bilen'dir.

002.96- Ve Onları Hayat’a karşı İnsanlar içinde Şirk- koşanlar’dan daha Tutkun/Haris bulursun. Her biri Bin Sene yaşatılsın ister. Oysa onun bunca yaşaması, O’nu Azab’tan kurtarmaz. Allah onların yapmakta olduklarını Gören'dir.

 

XI11 87-96     Yahudiler ve Hz.Muhammed

12   97-103 Yahudilerin Peygambere düşmanlıkları

 

002.97- De ki: "Kim Cibril'e Düşman ise, gerçekten o Kitab'ı, Allah'ın İzni’yle kendinden öncekileri Doğrulayıcı/ Tasdiq-edici ve Mü'minler için bir Hidayet ve Müjdeci   olarak Senin Qalb’ine indiren O'dur."

002.98- Her kim Allah'a, Meleklerine, Elçiler'ine, Cibril'e ve Mikail'e Düşman ise, artık şüphesiz Allah'da Kafirler’in Düşmanı’dır.

002.99- Andolsun, Biz Sana Apaçık/Beyyinat Ayetler indirdik. Onları Fasıqlar’dan başkası tekfir etmez.

002.100-Onlar ne zaman bir Ahid’de bulunmuşlarsa, içlerinden bir Bölüm’ü onu atıp bozmadı(n-b-z) mı? Hayır, Onların çoğu inanmazlar .

002.101-Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan/ Tasdik-eden bir Elçi gelse, kendilerine Kitab verilenler’den bir Fırqa, sanki kendileri hiç bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitab'ını arkalarına attılar.

002.102-Ve Süleyman'ın Mülkü aleyhinde Şeytanlar’ın Uydurdukları’na uydular. Süleyman ise küfretmedi, ancak Şeytanlar küfretti. Onlar İnsanlar’a Sihr’i öğretiyorlardı. Babil'deki İki Meleğe Harut'a ve Marut'a birşey indirilmedi. Ve ikisi kimseye birşey öğretmezlerdi: "Biz, yalnızca bir Fitne’yiz, sakın küfretme" demedikce. Fakat (güya) onlardan (ikisinden) (şeytanlar) Koca ile Karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın İzni olmadıkca onunla Hiçkimse’ye zarar veremezlerdi. Onlar ise, kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak Şey’i öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın , Ahiret’ten hiçbir Pay’ı olmadığıını bildiler. Kendilerini karşılığında sattıkları Şey ne kadar Kötü, bir bilselerdi.

002.103-Ve eğer onlar, inansalar ve sakınsalardı, Sevab Allah katında gerçekten daha Hayırlı olurdu, bir bilselerdi.

 

XII13 104-112   Eski Kitapların Neshi

 

002.104-Ey inananlar! "Raina/ Bizi güt/ bizi gözet /bize bak" demeyin. "Unzurna/ bizi gözet/ bize bak /bize bakar mısın" deyin ve dinleyin. Kafirler için Acıklı/ Elim bir Azab vardır.

002.105- Kitap Ehli'nden küfredenler ve  Müşrikler, Rabb'inizden üzerinize bir Hayr’ın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine Rahmet’ini tahsis eder. Allah Büyük Fadl-sahibi’dir.

002.106-Biz, ondan daha Hayırlı’sını veya bir benzerini getirinceye dek hiç bir Ayet’i neshetmez veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten Herşey’e Güçyetiren'dir.

2.107- Bilmez misin ki, gerçekten Gökler’in ve Yer’in Mülkü Allah'ındır. Ve sizin Allah'tan başka Veliniz/ Koruyucunuz da Yardımcınız da yoktur.

002.108-Yoksa daha önce Musa'nın sorguya çekildiği gibi, siz de Elçi’nizi sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim İman’ı Küfr’e değişirse, artık o Düz-yol’dan sapmış olur.

002.109-Kitap Ehli'nden çoğu, kendilerine Gerçek Apaçık Belli olduktan sonra, kendilerini (kuşatan) Kıskançlık’tan/ Hased’den dolayı, İman’ınızdan sonra sizi Küfr’e döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah'ın  emri gelinceye kadar onları bırakın/ afvedin ve ilişmeyin/. Elbette Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.

002.110-Salat’ı iqame edin, Zekat’ı verin. Önceden kendiniz için Hayır olarak neyi taqdim ederseniz, onu Allah katında bulacaksınız. Elbette Allah, yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

002.111-Dediler ki: "Yahudi veya Hrıstiyan olmadıkca ,kimse Bahçe'ye giremez. "Bu onların  Kuruntular’ıdır/ Emaniyye. De ki: "Eğer Doğru’ysanız/Sadıq’sanız Burhan’ınızı getirin."

002.112-Aksine, kim İyilikyapıcı/Muhsin olarak Yüz’ünü Allah'a teslim ederse, artık onun Rabb'i katında Ecr’i vardır. Onlar için Korku yoktur ve onlar hüzünlenmeyeceklerdir.

 

XIII14    113-121   İslamiyetin Mükemmel rehberliği

 

002.113-Yahudiler dedi ki:"Hristiyanlar bir Şey üzerinde değillerdir.", Hristiyanlar da: "Yahudiler bir Şey üzerinde değillerdir." dediler. Oysa onlar, Kitab'ı tilavet ediyorlar. Bilmeyenler de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, Qıyamet Günü anlaşmazlığa düştükleri/ihtilaf ettikleri Şey’de aralarında hüküm verecektir.

002.114-Allah'ın Mescidleri'nde O'nun İsm’inin anılmasını engelleyen ve onların Harab’ına çabalayan/ sa’yeden’den daha Zalim   kimdir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için Dünya’da bir Aşağılanma/Hizyun, Ahiret'te de Büyük bir Azab vardır.

002.115-Doğu da, Batı da Allah'ındır. Her nereye dönerseniz/yönelirseniz Allah'ın Yüz’ü oradadır. Elbette Allah, Kuşatan'dır/ Geniş'dir ve Bilen'dir.

002.116-Dediler ki: "Allah Veled edindi." O, Subhan'dır'. Aksine, Gökler’de ve Yer’de her ne varsa O'nundur, Tümü/hepsi O'na gönülden boyun eğmişlerdir.

002.117-Gökler’i ve Yer’i  Yaratan'dır (b-d-a). O, bir İş’in olması   belirleyince , ona yalnızca "ol" der, o da oluverir.

002.118-Bilgisizler, dediler ki: "Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir Ayet gelmeli değil miydi?" Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Qalpler’i birbirine benzeşti. Biz, yaqînen-inanan bir Qavm’e Ayetler’i Apaçık beyan ettik.

002.119-Elbette Biz Seni bir Müjdeci ve bir Uyaran olarak Haqq ile gönderdik. Sen Cahim Ashabı'ndan Sorumlu değilsin.

002.120-Sen onların Milletlerine uymadıkca, Yahudi ve Hristiyanlar Sen’den Kesinlikle Hoşnut olmazlar. De ki: "Elbette Hidayet/hüda, Allah'ın Hidayeti'dir." Eğer sana gelen bunca İlim’den sonra onların Hevalar’ına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir Veliy/ Koruyan vardır ne de bir Yardımcı vardır.

002.121-Kendilerine verdiğimiz Kitab'ı Haqq bir Tilavet’le tilavet edenler, işte O'na inananlar bunlardır. Kim de O'nu tekfir ederse, artık onlar kaybedenlerdir.

 

XIV15 122-129   İbrahim'in sözleşmesi

 

002.122-Ey İsrailoğulları! Size bağışladığım/en'am ettiğim Ni’met’imi ve sizi Alemler’e  elbette tafdil ettiğimi anın/ hatırlayın.

002.123-Ve Hiçkimse’nin Hiçkimse’ye bir Şey ödeyemeyeceği, Hiçkimse’den bir Fidye alınmayacağı ve Hiçkimse’den bir Şefaat’ın qabul edilmeyeceği ve Yardım görülmeyeceği bir Gün’den sakının.

 

002.124-Hani Rabb'i, İbrahim'i birtakım Kelimeler’le denemişti. O da bunları  yerine getirmişti. "Seni elbette İnsanlar’a İmam kılacağım" demişti. "Ya Zürriyet’imden olanlar?" deyince "Zalimler benim Ahd’ime erişemez /nail olamaz" demişti.

002.125-Hani Biz Ev'i İnsanlar için bir Toplanma/Mesabe ve Güvenlik/Eminlik kıldık. "İbrahim'in Maqamı'nı Musalla edinin",İbrahim ve İsmail'e de, "Evi'mi tavaf edenler, itikaf’a çekilenler ve Ruqu ve Secde edenler için temizleyin/tathir" diye Ahid verdik.

002.126-Hani İbrahim: "Rabb'im, bu Belde'yi bir Güvenlik-yeri kıl ve Ehli'nden Allah'a ve Son Gün’e inananları Ürünler’le rızıqlandır" demişti de "Küfredeni de az bir Süre yararlandırır, sonra onu Ateş Azabı’na uğratırım. O ne Kötü bir Aqıbet/Dönüş’tür." demişti.

002.127-İbrahim, İsmail'le birlikte Ev'in Sutunları’nı yükselttiğinde  (demiştilerdi ki) "Rabb'imiz! Bizden qabul et, Elbette Sen İşiten'sin ve Bilen'sin."

002.128-"Rabb'imiz! İkimizi sana teslim olmuş kıl ve Zürriyet’imizden da sana teslim olmuş bir Ümmet. Bize Menasıq’ı göster ve Tevbe’mizi qabul et. Elbette Sen Tevbekabuleden'sin ve Esirgeyen'sin."

002.129-"Rabb'imiz! İçlerinden onlara bir Elçi ba'set, onlara Ayetler’ini tilavet etsin, Kitab'ı ve Hikmet'i öğretsin ve onları arındırsın. Elbette Sen Aziz'sin, Hakim'sin."

 

XV16 130-141   İbrahim'in Dini

 

002.130-Kendini Aşağılık/Sefih kılandan başka, İbrahim'in Milleti'nden kim yüz çevirir(r-g-b)? Andolsun, Biz O'nu Dünya’da seçtik (istafa), gerçekten O Ahiret'e de Salihler’dendir.

002.131-Rabb'i O'na: "Teslim ol" deyince "Alemler’in Rabb'ine teslim oldum" demişti.

002.132-Bunu İbrahim, Oğullar’ına vasiyet etti, Ya’qub da: " Ey Oğullarım! Elbette Allah sizlere bu Din’i seçti (İstefa), siz de ancak Müslüman olarak ölün" (demişti.)

002.133-Yoksa siz, Ölüm Ya’qub'a hazırlandığında, orada Şahidler miydiniz? O, Oğullar’ına: "Ben’den sonra kime kulluk edeceksiniz?" demişti de, onlar: "Senin İlah'ına ve Babaların İbrahim, İsmail ve İshaq'ın İlah'ı olan Tek bir İlah'a kulluk edeceğiz, bizler ona teslim olmuşlarız" demişlerdi.

002.134-Onlar bir Ümmet’ti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınızda sizedir. Siz, onların yaptıklarından Sorumlu tutulmayacaksınız. "

 

002.135-Dediler ki: "Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayet’e eresiniz." De ki: "Aksine, Hanif İbrahim'in Millet’i üzerindeyiz. O Müşrikler'den değildi.

002.136-Deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshaq, Ya’qub ve Torunlar’ına  indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile Nebiler'e Rabb'lerinden verilene inandık. Onlardan hiçbiri’ni diğerinden ayırmayız ve biz O'na teslim olmuşlarız."

002.137-     Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, elbette ihtida etmiş olurlar, yok eğer yüz çevirirlerse ,onlar elbette bir Ayrılık/Şikak içindedirler.  Onlara karşı Allah  sana yeter. O İşiten'dir, Bilen'dir.

002.138-Allah'ın Boyası. Allah'tan daha Güzel Boyası olan kim? Biz O'na kulluk edenleriz.

002.139-De ki: "O bizim de Rabb'imiz ,sizin de Rabb'iniz iken bizimle Allah hakkında tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim Eylemlerimiz bizim, sizin Eylemleriniz de sizindir. Biz, O'na Muhlis olanlarız."

002.140-Yoksa siz, gerçekten İbrahim'in, İsmail'in, İshaq'ın, Ya’qub'un ve Torunlar’ının  Yahudi veya Hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz: De ki: "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah'tan kendisinde olan bir Şehadet’i ketmedenden daha Zalim olan kimdir? Allah yaptıklarınızdan  Gafil değildir.

002.141-Onlar bir Ümmet’ti, gelip geçti. Kazandıkları onların, kazandıklarınız da sizindir. Siz, onların yaptıklarından Sorumlu değilsiniz.

 

XVI17 142-147   Kabenin Kıble Oluşu

 

002.142-İnsanlar’dan Bazı Sefihler:" Onları daha önce üzerinde bulundukları Qıbleler’inden  çeviren nedir?”  diyecekler. De ki: "Doğu'da, Batı'da Allah'ındır. Kimi dilerse Müstaqim Yol’a iletir.

002.143-Böylece Biz sizi, İnsanlar’a Şahid olmanız için Vasat/ Uygun bir Ümmet kıldık. Elçi'de üzerinize bir Şahid olsun. Senin üzerinde -bulunduğunu Qıble yapmamız, Elçi'ye uyanları, İki Topuğu üzerinde gerisin geri Dönenler’den ayırtetmek içindir. Doğrusu/ Gerçi bu Allah'ın Hidayet’e ulaştırdıklarının  dışında kalanlar için Büyük’tür. Allah, İman’ınızı boşa çıkaracak değildir. Elbette Allah, İnsanlar’a Şefkatli'dir, Esirgeyen'dir.

002.144-Biz, Senin Yüzünü çok defa Sema’ya doğru çevirdiğini görüyoruz. Şimdi elbette Seni Hoşnud olacağın Qıble’ye çeviriyoruz. Artık Yüz’ünü Mescid-i Haram Yönü’ne çevir. Her nerede bulunursanız, Yüz’ünüzü onun Yön’üne çevirin. Elbette kendilerine Kitab verilenler bunun Rabb'lerinden bir Gerçek olduğunu  bilirler. Allah yaptıklarınızdan  Gafil değildir.

002.145-Andolsun, Sen kendilerine Kitap-verilenler’e her Ayet’i getirsen, yine de Onlar senin Qıble’ne uymaz, Sen de Onların Qıbleler’ine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı, bir kısmının Qıble’sine de uymaz. Andolsun, eğer Sana gelen bunca İlim’den sonra Onların Heva’larına uyacak olursan, elbette Sen de Zalimler’den olursun.

002.146-Kendilerine Kitap verdiklerimiz, O'nu, Oğullar’ını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir Fırqa bildikleri halde elbette Gerçeği ketmederler.

002.147-Haqq Rabb'indendir. O halde Sakın Kuşkulananlar’dan (mümterin) olma.

 

XVII18    148-152   Kabenin Kudsiyeti

 

002.148-Herkesin Yüz’ünü kendisine doğru çevirdiği bir Yön/Viche vardır. Öyleyse Hayırlar’da birbirinizle yarışınız/ koşuşunuz. Her nerede olursanız, Allah sizleri bir araya getirecektir .Elbette Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.

002.149-Her nereden çıkarsan, Yüz’ünü Mescid-i Haram Yönü’ne çevir. Elbette bu Rabb'inden olan bir Haqq'tır. Allah yaptıklarınızdan Gafil değildir.

002.150-Her nereden çıkarsan, Yüz’ünü Mescidi Haram Yönü’ne çevir. Her nerede olursanız Yüz’ünüzü onun Yönüne çevirin/döndürün. Öyleki, onlardan Zulmedenler’in dışında  İnsanlar’ın size karşı Huccetler’i olmasın. Onlardan korkmayın(h-ş-y), Ben’den korkun, üzerinizdeki Ni’met’imi tamamlayayım, hidayet’e erersiniz diye.

 

002.151-Öyleki içinizden kendinizden size Ayetler’imizi tilavet edecek, Sizi arındıracak, Size Kitab ve Hikmet'i öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek/ belletecek bir Elçi göndendik.

002.152-Öyleyse Beni anın/zikredin, Ben de Sizi anayım  ve Bana şükredin ve küfretmeyin.

 

XVIII19   153-163   Katlanılacak Zahmetler

 

002.153-Ey İnananlar! Sabır’la ve Salat’la Yardım dileyin. Gerçekten Allah, Sabredenler’le beraberdir.

002.154-Ve sakın Allah Yolu’nda öldürülenlere "Ölüler" demeyin. Aksine Onlar Diri’dirler. Fakat Siz bunu şuuredemezsiniz.

002.155-Andolsun Biz Sizi bir Parça Korku, Açlık ve bir Parça Mallar’dan, Canlar’dan ve Ürünler’den eksiltmekle İmtihan edeceğiz. Sabeedenler’e müjdele.

002.156-Onlara bir Musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a aidiz ve Elbette  O'na Dönücüler’iz"

002.157-Rabb’lerinden Bağışlanma ve Rahmet bunların üzerinedir ve Hidayet’e erenler de bunlardır.

 

002.158-Şüphesiz, Safa ile Merve Allah'ın İşaretleri’ndendir. Böylece kim Ev'i hacceder veya Umre yaparsa, artık bu ikisini Tavaf etmesinde kendisi için bir Sakınca yoktur. Kim de Gönül’den bir Hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, Şükr’ün Karşılığını verendir, Bilen'dir.

002.159-Gerçek, apaçık Belgeler’den indirdiklerimizi ve İnsanlar için Kitap'ta açıkladığımız Hidayet’i gizlemekte olanlar, işte Onlar’a, hem Allah la’net eder, hem de La’net ediciler la’net eder.

002.160-Ancak Tevbe edenler, (kendilerini) düzeltenler ve O’nu  açıklayanlar, artık onların Tevbeler’ini qabul ederim. Ben, Tevbeler’i qabul ederim, Rahim'im.

002.161-Elbette, küfredip Kafir olarak ölenler, Allah'ın, Melekler’in ve bütün İnsanlar’ın La’net’i bunların üzerinedir.

002.162-Onda Temelli Kalıcı’dırlar, Onlar’dan Azab hafifletilmez ve Onlar gözetilmezler de.

002.163-Sizin İlah'ınız Tek bir İlah'tır. O'ndan başka hiçbir İlah yoktur.O, Rahman'dır, Rahim'dir.

 

XIX20 164-167   Vahdaniyetin galebesi

 

002.164-Gerçek şu ki, Gökler’in ve Yer’in yaratılmasında Gece ile Gündüz’ün ardarda  gelmesinde, İnsanlar’a Yararlı Şeyler’le Deniz’de yüzen /süzülen Gemiler’de, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle Ölüm’ünden sonra Arz’ı dirilttiği Su’da , orada yaydığı debelenen Her Canlı’da, Rüzgarlar’ı estirmesinde, Gök’le Yer arasında Boyun eğdirilmiş Bulutlar’ı evirip çevirmesinde/döndürmesinde düşünen bir Topluluk için gerçekten Ayetler vardır.

002.165-İnsanlar içinde/arasında Allah'tan başkasını Endad tutanlar vardır. Onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenler’in Allah'a olan Sevgi’si ise, daha Güçlü’dür. O zulmedenler, Azab’a uğrayacakları zaman, hiç tartışmasız Bütün Quvvet’in Tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği Azab’ın gerçekten Şiddetli olduğunu bir bilselerdi.

002.166-Öyle ki (o gün) kendilerine Uyulanlar, kendilerine Uyanlar’dan kaçmışlardır. Onlar Azab’ı görmüşlerdir ve aralarındaki Bütün Bağlar kopmuştur.

2.167- Uyanlar derler ki: "Eğer bize bir kere (dönme) Fırsat’ı verilseydi  elbette, onların Biz’den uzaklaştıkları gibi, Biz de onlar’dan uzaklaşsaydık. "Böylece Allah, onlar’a bütün yaptıklarını Kahırlı Özlemler’le/ Pişmanlık’la gösterecektir. Ve Onlar Ateş’ten de çıkacak değillerdir.

 

XX21 168-176   Haram Olan Yiyecekler

 

002.168-Ey İnsanlar, Yer’de olan Şeyleri Helal ve Temiz olarak yiyin ve Şeytan’ın Adımları’nı izlemeyin. Gerçekte o Sizin için Apaçık bir Düşman’dır.

002.169-O, size yalnızca Kötülüğü, Fahşa’yı ve Allah'a karşı bilmediğiniz Şey’i söylemenizi emreder.

002.170-Ne zaman Onlar’a: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar:" Hayır, Biz Atalar’ımızı üzerinde bulduğumuz Şey’e uyarız." derler. Ya Atalar’ınız düşenememiş ve Doğru Yolu da bulamamışlarsa da mı?

002.171-Küfredenler’i (Davet edeni)n Örneği;  Haykıran’ın/Çoban’ın Örneği gibidir. Çağırma ve Bağırma’dan başka bir Şey’i duymazlar. Onlar, Sağır’dırlar, Dilsiz’dirler, Kör’dürler. Bundan dolayı aqıl erdiremezler.

002.172-Ey İman edenler, Size Rızıq olarak verdiklerimizin Temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, Allah'a şükredin.

002.173-O, size Ölü’yü ,Kan’ı, Domuz Eti’ni ve Allah'tan başkası Adına kesilmiş olan’ı kesin olarak Haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak Muhtaç kalırsa, Taşkınlık yapmamak ve Hadd’i aşmamak şartıyla O’na bir Günah yoktur. Gerçekten Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

002.174-Allah'ın indirdiği Kitap'tan bir Şey’i gözardı edip saklayanlar ve onunla Değer’i az bir Şey’i satın alanlar, onların yedikleri, Karınlar’ında Ateş’ten başkası değildir. Allah da Qıyamet Günü Onlar’la konuşmaz ve Onlar’ı arındırmaz. Ve Onlar için Elim bir Azab da  vardır.

002.175-Onlar, Hidayet’e Karşılık Dalalet’i, Bağışlanma’ya Karşılık Azab’ı satın almışlardır. Ateş’e Karşı ne kadar Dayanıklı’dırlar.

002.176-Bu, Allah'ın  Kitab’ı  Elbette Haqq olarak indirmesindendir. Kitap Konusu’nda anlaşmazlığa düşenler ise Uzak bir Ayrılık (Şikak) içindedirler.

 

XXI22 177-182   Kısas ve Vasiyet

 

002.177-Yüzler’inizi Doğu’dan ve Batı’dan yana çevirmeniz Birr değildir. Ama Birr, Allah'a, Ahiret Günü'ne, Melekler’e, Kitab'a ve Nebiler’e iman eden, ona olan Sevgiler’ine rağmen, Mal’ı Yakınlar’a, Yetimler’e, Yoksullar’a , Yoloğlu’na, Dilenen’e ve Köleler’e veren, Salat’ı kılan, Zekat’ı veren ve ahidleştiklerinde Ahidler’ine Vefa gösterenler ile Zor’da, Hastalık’ta ve Savaş’ın kızıştığı Zamanlar’da Sabredenler (inkidir). İşte bunlar Sadıqlar’dır ve bunlardır Müttaqî olanlar.

 

002.178-Ey İman edenler, Öldürülenler Konusunda  Size Qısas yazıldı. Hürr'e karşı Hürr, Köle’ye karşı Köle, Dişi’ye karşı Dişi. Fakat kimin Leh’inde Kardeş’i  tarafından (Suçunun bir kısmı) bağışlanırsa, artık Örf’e uymak ona Güzellikle (Diyet) ödemek düşer. Bu Rabb’inizden bir Hafifletme ve bir Rahmet’tir. Artık kim de bundan sonra Tecavüz’de bulunursa, onun için Elem Verici bir Azab vardır.

002.179-Ey Ulu’l-Elbab, Qısas’ta Sizin için Hayat vardır, Umulur ki sakınırsınız.

 

002.180-Siz’den birine Ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir Hayır bırakmışsa, Ana’ya, Baba’ya ve Yakın Aqraba’ya bilinen bir tarzda Vasiyet’te bulunması -Allah'a karşı gelmekten Sakınanlar’a bir Haqq olarak; Size yazıldı.

2.181- Bundan böyle kim onu işittikten sonra değiştirirse, Günah’ı elbette onu değiştirenin üzerinedir. Elbette Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

002.182-Bunun yanında, kim, Vasiyet edenin Haqsızlığa Eğilim göstereceğinden ya da Günah’a gireceğinden korkup da ikisinin arasını düzeltirse, artık ona da Günah yoktur. Gerçekten Allah, Gafur’dur, Rahim’dir.

 

XXIII 183-188   Oruc

 

002.183-Ey İman edenler, Siz’den öncekilere yazıldığı gibi, Oruç Size de yazıldı. Umulur ki sakınırsınız.

002.184-Sayılı Günler’dedir. Artık Siz’den kim Hasta ya da Yolculuk’ta olursa tutamadığı Günler sayısınca başka Günler’de. Ona dayanabilenlerin üzerine de bir Yoksul Doyumu Fidye. Kim Gönül’den bir Hayır yaparsa bu da kendisi için Hayırlı’dır. Oruç tutmanız eğer bilirseniz Sizin için Daha Hayırlı’dır.

002.185-Şehr-u Ramazan. İnsanlar için Hidayet olan ve Doğru Yolu ve Haqq ile Batıl’ı birbirinden ayıran Apaçık Belgeleri kapsayan Qur'an onda indirilmiştir. Öyleyse Siz’den kim bu Ay’a (Şehr) Şahid olursa onu tutsun. Kim de Hasta veya Yolculuk’ta olursa, tutamadığı Günler Sayı’sınca diğer Günler’de. Allah Size Kolaylık diler, Size Zorluk dilemez. Bu Sayı’yı tamamlamanız ve Sizi Hidayet’e ulaştırmasına karşılık Allah'ı Büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.

002.186-Kullarım Beni Sana soracak olursa, işte Ben pek Yakın’ım. Bana dua ettiği zaman dua eden’in Dua’sına Cevap veririm. Öyleyse, Onlar da Benim Çağrım’a Cevap versinler ve Bana İman etsinler. Umulur ki irşad olurlar.

002.187-Oruç Gecesi’nde Kadınlar’ınıza yaklaşmak Size Helal kılındı. Onlar, Sizin Örtüler’iniz, Siz de onların Örtü’süsünüz. Allah, gerçekten Sizin, Nefisler’inize İhanet etmekte olduğunuzu bildi ,Tevbe’nizi qabul etti ve Sizi bağışladı. Artık onlar’a yaklaşın ve Allah'ın Sizin için yazdıklarını dileyin. Fecr Vakti, sizce Beyaz İplik Siyah İplik’ten ayırdedilinceye kadar yiyin, için. Sonra Gece’ye kadar Oruc’u tamamlayın. Mescidler’de İtikaf’ta olduğunuz zamanlarda da Onlar’a yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın Sınırları’dır. Onlara yanaşmayın. İşte Allah, İnsanlar’a Ayetler’ini böylece açıklar, umulur ki sakınırlar.

 

002.188-     Mallar’ınızı Haqsızlık’la aranızda yemeyin ve Siz bile bile Günah’la İnsanlar’ın Malları’ndan bir Bölümü’nü yemeniz için onları Hakimler’e aktarmayın.

 

XXIII24   189-196   Müdafaa harbi

 

002.189-Sana, Hilaller’i sorarlar. De ki:" O, İnsanlar ve Hacc için belirlenmiş Vakitler’dir.  Birr, Evler’e arkalarından gelmeniz değildir, ama Birr sakınanlar’ınkidir. Evler’e Kapıları’ndan girin. Allah'tan sakının, umulur ki Kurtuluş’a erersiniz.

 

002.190-Sizin’le Savaşanlar’a karşı Allah Yolu’nda savaşın, aşırı gitmeyin. Elbette Allah Aşırı-gidenler’i sevmez.

2.191- Onları, (Savaş’ta) bulduğunuz Yer’de öldürün ve Sizi çıkardıkları Yer’den Siz de Onlar’ı çıkarın. Fitne, Öldürme’den Beter’dir. Onlar Size karşı savaşıncaya kadar Siz, Mescid-i Haram yanında orada onlar’la savaşmayın. Sizin’le savaşırlarsa Siz de Onlar’la savaşın. Kafirler’in Ceza’sı işte böyledir.

002.192-Onlar, son verirlerse ( Siz de son verin).Şüphesiz Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

002.193-Fitne kalmayıncaya ve Din Allah'ın oluncaya kadar onlar’la savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık Zulum yapanlardan başkasına Düşmanlık yoktur.

002.194-Haram Ay, Haram Ay’a Karşılık’tır. Hürmetler Karşılıklı’dır. Öyleyse  kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki kesinlikle Allah, Muttaqiler’le beraber’dir.

 

002.195-Allah Yolu’nda infaq edin ve kendinizi kendi El’inizle Tehlike’ye atmayın. İhsan edin. Elbet  Allah Muhsinler’i sever.

 

XXIV25    197-210   Hac

 

002.196-Hacc’ı da, Umre’yi de Allah için tamamlayın. Eğer kuşatılırsanız, artık Size Kolay gelen Hedy’i (gönderin). Qurban Yeri’ne varıncaya kadar Başlar’ınızı Traş etmeyin. Kim Siz’den Hasta ise ya da Baş’ından Şikayet’i varsa, onun ya Oruç ya Sadaqa veya Hedy olarak Fidye (vermeli). Güvenliğe kavuşursanız, Hacc’a kadar Umre ile yararlanmak isteyene, kolayına gelen bir Hedy. Bulamayana da, Hacc’da üç Gün, döndüğünüzde de yedi olmak üzere, bunlar tamı tamına On Oruç var’dır. Bu Ailesi Mescid-i Haram'da olmayanlar için’dir. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah,  Cezası kesinlikle pek Çetin-olan’dır.

002.197-Hacc, Bilinen Aylar’dır. Böylelikle kim onlarda Hacc’ı farzederse, Hacc’da Kadın’a yaklaşmak, Fısq yapmak ve Kavga’ya girişmek yok’tur. Siz, Hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, kuşkusuz, Azığın en Hayırlısı Taqwa’dır. Ey Ulu’l-Elbab, Ben’den ittiqa edin.

002.198-Rabb’inizden bir Fazl istemenizde size Sakınca yoktur. Arafat'tan  hep birlikte indiğinizde Allah'ı, Meş'ar'ı Haram'da anın. O Sizi nasıl Doğru Yol’a hidayet etmişse, Siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan önce Dalalet’te olanlardandınız.

002.199-Sonra insanlar’ın akın ettiği Yer’den Siz de akın edin ve Allah'tan Bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah Gafur'dur. Rahim'dir.

002.200-İbadetler’inizi bitirdiğinizde, artık Atalar’ınızı andığınız gibi hatta ondan da Quvvetli bir Anma ile Allah'ı anın. İnsanlar’dan öylesi vardır ki: "Rabb'imiz bize Dünya’da ver" der, onun Ahiret’te Nasib’i yok’tur.

002.201-Onlar’dan öylesi de vardır ki: "Rabb'imiz, bize Dünya’da da Hasene ver, Ahiret'te de Hasene. Ve bizi Ateş’in Azabı’ndan koru." der.

002.202-İşte bunların kazandıklarına Karşılık Nasibler’i var’dır. Allah, Hesab’ı pek Seri Gören’dir. 

002.203-Sayılı Günler’de Allah'ı anın. İki Gün’de Elini Çabuk tutana Günah Yok’tur, Geri kalan’a da Günah yok’tur.(Bu) sakınan için. Allah'tan ittiqa edin ve gerçekten bilin ki, Siz O'na döndürüleceksiniz.

 

002.204-İnsanlar’dan öylesi vardır ki, Dünya Hayatı’na ilişkin Sözler’i Senin hoş’una gider  ve Qalb’indekine rağmen Allah'ı Şahid getirir; oysa o Azılı bir Düşman’dır.

002.205-O, İş Başı’na geçti mi Arz’da fesat çıkarmaya, Ekin’i ve Nesli Helak etmeye çabalar. Allah ise Fesad’ı sevmez.

002.206-O’na: "Allah'tan kork" denildiği zaman, O’nu Büyüklük Gururu Günah’a sürükleyerek kuşatır. Böylesine Cehennem yeter; ne kötü Yatak’tır o.

002.207-İnsanlar’dan öylesi de vardır ki, Allah'ın Rızası’nı aramak  için Nefs’ini Satın alır. Allah Kullar’ına karşı Şefkatli olan’dır.

002.208-Ey İman edenler, hepiniz Topluca Silm'e girin ve Şeytan’ın Adımları’nı izlemeyin. Çünkü o, Size Apacık bir Düşman’dır.

002.209-Size, apaçık Ayetler geldikten sonra yine Ayağınız kayarsa, bilin ki Allah, Aziz'dir, Hakim'dir.

002.210-Onlar, Bulut Gölgeleri içinde Allah'ın  Melekler’le Onlar’a gelmesini ve İş’in bitirilmesini mi gözlüyorlar?  Oysa İşler Allah'a döner.

 

XXV26 211-216   Mü'minlerin Uğradıkları Mihnetler

 

002.211-İsrailoğulları’na sor, Onlar’a nice Açık Ayet verdik. Kendilerine geldikten sonra kim Allah'ın Ni’meti’ni değiştirirse, elbette Allah, Ceza’sı pek Şiddetli olan’dır.

002.212-İnkar edenler’e Dünya Hayatı Çekici kılındı. Onlar, İman edenler’den kimileriyle alay ederler. Oysa Mutteqîler, Qıyamet Günü onlar’ın üstündedirler. Allah, dilediğine Hesapsız Rızıq verir.

002.213-İnsanlar Tek bir Ümmet’ti. Allah, Müjdeciler ve Uyarıcılar olarak Nebiler gönderdi ve beraberlerinde İnsanlar’ın anlaşmazlığa düştükleri Şeyler Konusunda, aralarında Hüküm vermek üzere Haqq Kitaplar indirdi. Oysa kendilerine Apaçık Ayetler geldikten sonra , birbirlerine karşı olan Bağy yüzünden Anlaşmazlığa düşenler, o verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, İman edenleri, hakkında Ayrılığa düştükleri Gerçeğe kendi İzniyle eriştirdi. Allah kimi dilerse onu Doğru’ya iletir.

002.214-Yoksa Siz’den önce gelip geçenlerin Hal’i, başına gelmeden Bahçe'ye gireceğinizi mi sandınız? Onlar’a öyle bir Yoksulluk, öyle dayanılmaz bir Zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda Elçi ve beraberindeki Mü'minler’le: " Allah'ın Yardım’ı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Elbette Allah'ın Yardım’ı pek Yakın’dır.

 

002.215-Sana neyi İnfaq edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak İnfaq edeceğiniz şey, Anne-baba’ya, Yakınlar’a, Yetimler’e, Yoksullar’a ve Yoloğlu’nadır. Hayır olarak her ne yaparsanız; Allah onu  elbette bilir."

 

002.216-Savaş ,hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı. Olurki hoşunuza gitmeyen bir Şey, Sizin için Hayırlı’dır ve olur ki, sevdiğiniz Şey      de Sizin için bir Şerr’dir. Allah bilir de Siz bilmezsiniz.

 

XXVVII27  217-221   Çeşitli Meseleler

 

002.217-Sana Haram olan Ay’ı, onda Savaşma’yı sorarlar. De ki:" Onda savaşmak Büyük (bir şey). Allah katında ise, Allah'ın Yolu’ndan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram'a engel olmak ve Halq’ını oradan çıkarmak daha Büyük. Fitne ise, Qatil’den Beter’dir." Eğer güç yetirirlerse, Sizi Din’inizden geri çevirinceye kadar sizin’le Savaşma’yı sürdürürler. Siz’den kim Dininden geri döner ve Kafir olarak ölürse, artık Onların bütün Çalışmaları Dünya’da da Ahiret'te de boş’a çıkmıştır ve Onlar Ateş’in Halkı’dırlar, onda Sürekli kalacaklardır.

002.218-Elbette İman edenler, Hicret edenler ve Allah Yolu’nda Cihad edenler, işte onlar, Allah'ın Rahmeti’ni umabilirler. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

002.219-Sana Hamr’ı ve Kumar’ı sorarlar. De ki: "Onlarda hem Büyük Günah, hem İnsanlar için Yararlar var’dır. Ama Günahlar’ı Yararları’ndan daha Büyük’tür. Ve Sana neyi infaq edeceklerini sorarlar. De ki: "( İhtiyaç’tan ) Artakalan’ı." Böylece Allah, size Ayetler’ini açıklar, umulur ki düşünürsünüz.

002.220-Hem Dünya’da hem Ahiret'de. De ki: " Onları ıslah etmek Hayırlı’dır. Eğer Onlar’ı aranıza katarsanız, artık onlar Sizin Kardeşleriniz’dir. Allah fesat çıkaranı Islah edici’den bilir. Eğer Allah dileseydi Size Güçlük çıkarırdı. Elbette Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

 

XXVIII28  222-228   Kadınların Özel Halleri ve İddet

 

002.221-Müşrikeler’i İman edene dek niqahlamayın; Mü’mine bir Emeh  hoş’unuza gitse de Müşrike’den Hayırlı’dır. Müşrikler’i de nikahlamayın ta İman edene dek. Mü'min bir Abd (Köle) hoş’unuza gitse de Müşrik’ten daha Hayırlı’dır. Onlar Ateş'e çağırırlar, Allah ise kendi İzni’yle Bahçe'ye ve Mağfiret’e çağırır. O iİnsanlar’a Ayetler’ini açıklar. Umulur ki Öğüt alırlar.

002.222-Sana  Mehiz'i (ayhali) sorarlar. De ki: "O bir Eza’dır/ Rahatsızlık’tır. Ayhali’nde Kadınlar’dan ayrılın ve temizleninceye kadar /ondan kurtulana dek onlar’a yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah'ın Size emrettiği Mahal’den Onlar’a gidin/ varın. Elbette Allah, Tevbe edenler’i sever, Temizlenenler’i de /Arınanlar’ı da sever.

002.223-Kadınlar’ınız  Hars’dır size. Hars’nıza dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (bir şeyler) taqdim edin. Allah'tan da ittiqa edin ve bilin ki elbette O'na kavuşacaksınız. Mü'minler’i müjdele.

 

002.224-Bir de İyilik yapmanız, sakınmanız ve İnsanlar’ın arasını düzeltmeniz için Allah'ı Yeminler’inize Siper kılmayın. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

002.225-Allah Sizi, Yeminler’inizdeki Lağv'den dolayı sorumlu tutmaz, fakat Sizi Qalpler’inizin kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah Gafur'dur, Halim'dir (yumuşak davranandır.)

 

XXIX 29   229-231   Talak

 

002.226-Kadınlar’ından uzaklaşmaya Yemin edenler için Dört Ay Bekleme Süresi var’dır. Eğer (yeminlerinden) dönerlerse, Elbette Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

002.227-Eğer Boşama’da kararlı davranırsa (boşanırlar.)  Elbette Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

002.228-Boşanmış(kadın)lar kendi kendilerine Üç Quru' beklerler. Eğer Allah'a ve Son Gün’e inanırlarsa Allah'ın Rahimler’inde yarattığını saklamaları onlara Helal olmaz. Kocalar’ı, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada daha çok Haqq Sahibi’dirler. Onlar’ın lehine de ,aleyhlerinde ki Ma’ruf Haqq’a Denk bir Haqq var’dır. Yalnız Erkekler için Onlar üzerinde Derece (var). Allah Aziz'dir, Hakimdir.

 

XXX



002.229-Talaq İki defa’dır.(sonrası) ya Ma’ruf’la tutmak ya da İhsan’la bırakmak. Onlar’a verdiğiniz bir Şeyi geri almanız Sizin için Helal olmaz, ancak ikisinin Allah'ın Sınırları’nı Ayakta tutmayacaklarından korkmuş olmaları (başka). Eğer ikisinin Allah'ın Sınırları’nı ayakta tutamıyacaklarından korkarsanız, bu durumda (Kadının) Fidye vermesinde ikisi için de Günah yok’tur. İşte bunlar, Allah'ın Sınırları’dır, onlara Tecavüz etmeyin. Kim Allah'ın Sınırları’na Tecavüz ederse, Onlar Zalimler’in ta kendileridir.

002.230-Yine O’nu boşarsa, (Kadın) O’nun dışında bir başka Eş’le nikahlanmadıkca O’na Helal olmaz. Eğer (yeni eşi) O’nu boşarsa, Onlar (ilk Kocası ile kendisi) Allah'ın Sınırları’nı ayakta tutacaklarını sanıyorlarsa, tekrar birbirlerine dönmelerinde ikisi için de Günah yok’tur. İşte bunlar, Allah'ın Sınırları’dır, bilen bir Topluluk için bunları açıklar.

002.231-Kadınlar’ı boşadığınızda, Bekleme Süreleri’ni tamamlamışlarsa, Onlar’ı ya güzellik’le tutun ya da güzellik’le bırakın. Fakat Sınırları çiğnemeniz için Zararlarına olmak üzere Onlar’ı tutmayın. Kim böyle yaparsa artık O, kendi Nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın Ayetleri’ni Oyun edinmeyin ve Allah'ın size verdiği, Ni’met’i ve Size Öğüt olsun diye indirdiği Kitab'ı ve Hikmet'i anın. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki Allah Herşey’i Bilen'dir.

 

XXXI30    232-235   Dul ve Boşanan kadınlar

 

002.232-Kadınlar’ı boşadığınızda, Bekleme Süreleri’ni de tamamlamışlarsa birbirleriyle Ma’ruf’ca anlaşırlarsa Onlar’a, kendilerini Kocalar’ına nikahlamalarına Engel çıkarmayın. İşte, içinizde Allah'a ve Son- Gün’e İman edenler’e bununla Öğüt verilir. Bu Sizin için daha Hayırlı ve daha Temiz’dir. Allah bilir de Siz bilmezsiniz.

002.233-Emzirme’yi tamamlamak isteyenler için Anneler Çocuklar’ını İki tam Yıl emzirirler. O(anne)lerin Yiyeceği, Giyeceği Örf’e uygun olarak, Çocuk kendisinin olana ait’tir. Kimseye güç yetireceğinin dışında teklif edilmez. Anne, Çocuğu, Çocuk kendisinin olan Baba da, Çocuğu dolayısıyla Zzrar’a uğratılmasın. Mirascı üzerindeki Sorumluluk da bunun gibidir. Eğer aralarında Rıza ile ve danışarak Süt’ten ayırmayı isterlerse, ikisi için de bir Güçlük yoktur.Ve eğer Çocuklarınızı (Sütanne’ye) emzirtmek isterseniz, Örf’e uygun vereceğinizi ödedikten sonra Size bir Sorumluluk yok’tur. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki, Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

002.234-İçinizden Ölenler’in bıraktığı Eşler, kendi kendilerine Dört Ay On Gün beklerler. Bu Bekleme Süresi dolduğundan, artık Onlar’ın kendi haklarında Ma’ruf bir şekilde yaptıklarından dolayı Size Sorumluluk yok’tur. Allah işlediklerinizden Haberdar'dır.

002.235-(İddet bekleyen) Kadınlar’ı nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle bir İsteği Gönlünüzde saklamanızda Sizin için bir Sakınca yok’tur. Gerçekte Allah, Sizin Onlar’ı anacağınızı bilmiştir. Sakın bilinen Sözler dışında Onlar’la gizlice vaidleşmeyin, Bekleme Süresi tamamlanıncaya kadar Nikah Bağı’nı bağlamaya kesin karar vermeyin. Ve bilin ki, elbette Allah Qalb’inizden geçeni bilmektedir. Artık ondan kaçının. Ve bilin ki şüphesiz Allah Gafur'dur, Halim'dir.

 

XXXI31    236-242   Kadınların Nafakaları

 

002.236-Kendilerine El sürmediğiniz, Mehirler’ini de tesbit etmediğiniz Kadınlar’ı boşamanızda Sizin için bir Sakınca yok’tur. Onlar’ı yararlandırın, Zengin olan kendi Gücü, Dar’da olan da kendi Gücü oranında, Ma’ruf bir şekilde yararlandırılmalı. (Bu), Muhsinler üzerinde bir Haq’tır.

002.237-Eğer onlara Mehir tespit eder de, El sürmeden boşarsanız, bu durumda kendileri ya da Nikah Bağı Elinde olanın Bağışlaması hariç tespit ettiğinizin yarısı onların’dır . Sizin bağışlamanız Taqwa’ya daha Yakın’dır. Üstünlüğü de unutmayın. Elbette Allah, yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

 

002.238-Salatlar’ı ve  Salat-ı Wusta’yı koruyun ve Allah'a gönülden boyun Eğiciler olarak durun.

002.239-Eğer korkarsanız Yaya veya Binek’te iken kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah'ı, Size bilmediklerinizi nasıl öğrettiyse öyle anın.

 

002.240-İçinizde ölüp de Eşler bırakmakta olanlar, (evlerinden) çıkarılmaksızın Sene’sine kadar yararlanmaları için Eşler’ine Vasiyet bıraksınlar. Ama Onlar çıkarlarsa, artık onların Ma’ruf olarak kendileri için yaptıklarından dolayı size Sorumluluk yoktur. Allah Aziz'dir, Hakimdir.

002.241-Boşanmış (Kadın)ların Ma’ruf bir tarz’da yararlanmaları var’dır. Bu Muttaqiler üzerine bir Haqq’tır.

002.242-İşte Allah, Size Ayetler’ini böyle açıklar. Umulur ki aqledersiniz.

 

XXXII 243-248   Harp Zarureti

 

002.243-Binlerce kişi’nin Ölüm korkusu’yla Yurtlar’ından çıktığını görmedin mi? Allah Onlar’a "Ölün" dedi, sonra da onları diriltti. Şüphesiz Allah, İnsanlar’a karşı Fazl Sahibi’dir. Ancak İnsanlar’ın çoğu şükretmez.

 

002.244-Allah Yolu’nda savaşın ve bilin ki, elbette Allah Semi’dir, Alim'dir.

 

002.245-Allah'ın Karşılığı’nı çok Artırma ile kat kat arttıracağı Güzel bir Borc’u verecek olan kim’dir? Allah, daraltır ve genişletir ve Siz O'na döndürüleceksiniz.

 

002.246-Musa'dan sonra İsrailoğulları’nın önde gelenlerini görmedin mi? Hani Nebiler’inden birine: "Bize bir Melik gönder de Allah Yolu’nda savaşalım" demişlerdi. O: "Ya üzerinize Savaş yazıldığı halde, savaşmayacak olursanız?" demişti. "Bize ne oluyor ki Allah Yolu’nda savaşmayalım? Ki biz Yurd’umuzdan çıkarıldık ve Çocuklar’ımızdan (uzaklaştırıldık)" demişlerdi. Ama Onlar’a Savaş yazıldığı zaman, az bir kısmı dışında yüz çevirdiler. Allah Zalimler’i bilir.

002.247-Onlar’a Nebiler’i dedi ki: "Allah Size Talut'u gönderdi. "Onlar: "Biz Melikliğe, O’na göre daha çok hak Sahibiyken ve O’na bir Mal Bolluğu verilmemişken, nasıl bizi yönetecek Mülk O’nun olabilir? demişlerdi. O demişti: "Doğrusu Allah Size O'nu seçti ve O’nun Bilgi ve Vucut Gelişimi’ni artırdı. Allah kime dilerse Mülk’ünü verir.  Allah Vasi'dir, Bilen'dir.

002.248-Nebiler’i ,Onlar’a dedi: "Onun Meliliği’nin Belgesi, Size Tabut'un gelmesi. Onda Rabb'inizden bir Sekine ile Musa Ailesi'nin ve Harun Ailesi'nin Artakalanlar’ı var.  Onu Melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız ,bunda elbette Sizin için bir Delil var’dır."

 

XXXIII33  249-253   Hak Davası ığruna savaşın zarureti

 

002.249-Talut, Ordu’suya birlikte ayrıldığında dedi ki: "Doğrusu Allah Sizi bir Irmak’la İmtihan edecektir. Kim bundan içerse ,artık o Ben’den değildir ve kim de El’iyle bir Avuç hariç avuçlarsa o Ben’dendir. Onlar’dan az bir Bölümü dışında ondan içtiler. O, kendisiyle beraber İman edenler’le onu geçince Onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve Ordu’suna karşı gücümüz yok" dediler. Elbette Allah'a kavuşacaklarını umanlar şöyle dediler: "Nice az bir Topluluk daha çok olan bir Topluluğa Allah'ın İzni’yle Galip gelmiştir. Allah Sabredenler’le beraber’dir.

002.250-Onlar, Calut ve Askerler’ine karşı meydana çıktıklarında, dediler ki: "Rabb’imiz, üzerimize Sabır yağdır, Adımlarımızı Sabit kıl ve Kafirler Topluluğu’na karşı Bize Yardım et."

002.251-Böylece Onlar’ı, Allah'ın İzni’yle Yenilgi’ye uğrattılar. Davud, Calut'u öldürdü. Allah da O’na Mülk ve Hikmet verdi. O’na dilediğinden öğretti. Eğer Allah'ın, İnsanlar’ın bir kısmı ile bir kısmını def'i olmasaydı, Arz kesinlikle Fesad’a uğrardı. Ancak Allah, Alemler’e karşı büyük Fazl Sahibi’dir.

002.252-İşte bunlar, Allah'ın Ayetleri’dir. Onlar’ı Sana Haqq olarak tilavet ediyoruz. Sen de Gönderilen Elçiler’densin.

 

002.253-İşte bu Elçiler;  bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlar’dan, Allah'ın kendisiyle konuştuğu ve Dereceler’le yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık Belgeler verdik ve O’nu Ruhu'l-Qudus ile destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine Apaçık Belgeler geldikten sonra, onlar’ın peşinden gelenler, birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak ihtilaf’a düştüler. Onlar’dan kimi inandı, kimi de küfretti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.

 

XXXIV34   254-257   Allahın Azamet ve Kudreti

 

002.254-Ey İman edenler, onda hiç bir Alış Verişin, hiç bir Dostluğun ve hiçbir Şefaat’ın olmadığı Gün gelmezden önce, size Rızıq olarak verdiklerimizden infaq edin. Kafirler, Onlar Zulmedenler’dir.

002.255-Allah. O'ndan başka İlah yoktur. Diri’dir, Qaim’dir. O'nu Uyuklama ve Uyku tutmaz. Göklerde de, Yer’de de ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun  katında Şefaat’te bulunacak kimdir? O önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Dilediği kadarının dışında, O'nun İlm’inden Hiçbir Şey’i kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun Kürsü’sü, bütün Gökler’i ve Yer’i kaplamıştır. Onların Korunması O'na güç-gelmez. O, pek Yüce'dir, pek Büyük'tür.

002.256-Dinde Zorlama yoktur. Gerçek şu ki, Rüşd Sapıklık’tan Apacık ayrışmıştır. Artık kim Tağut’u tekfir edip Allah'a inanırsa, o Sapasağlam bir Kulp’a yapışmıştır; bunun Kopması yoktur. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

002.257-Allah, iman edenlerin Weli’sidir. Onları Karanlıklar’dan Nur’a çıkarır. Küfredenlerin Weliler’i ise Tağut’tur. Onları Nur’dan Karanlıklar’a çıkarırlar. İşte onlar, Ateş’in Ashabı’dır, onda Sürekli kalacaklardır.

 

XXXV35    258-260   Ölüler Diriliyor

 

002.258-Allah, kendisine Mülk verdi diye Rabb'i Konusunda İbrahim'le tartışmaya gireni  görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabb'im diriltir ve öldürür" demişti. O da "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. İbrahim: "Şüphesiz Allah Güneş’i Doğu’dan getirir, Sen de onu Batı’dan getir" deyince, o küfreden böylece afallayıp kalmıştı. Allah, Zalimler Topluluğu’nu Hidayet’e erdirmez.

002.259-Ya da Altı-üstüne-gelmiş, Ipıssız duran bir Şehr’e uğrayan gibisini. Demişti ki: "Allah, burasını Ölüm’ünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu Yüz Yıl Ölü bıraktı, sonra onu diriltti. Demişti ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir Gün veya bir Gün’den az kaldım" demişti."Hayır, Yüz Yıl kaldın, böyleyken Yiyeceğine bak, henüz bozulmamış, Eşeğine de bir bak. Seni İnsanlar’a Belge kılmamız için. Kemikler’e de bir bak nasıl bir araya getiriyoruz, sonra da Onlar’a Et giydiriyoruz?" demişti. O, kendisine Apaçık Belli olduktan sonra demişti ki: "Artık öğreniyorum ki gerçekten Allah, her Şey’e Güçyetiren'dir.

002.260-Hani İbrahim: "Rabb'im, bana Ölüler’i nasıl dirilttiğini göster." demişti. "İnanmıyor musun?" deyince "Hayır, ancak Qalb’imin tatmin olması için." demişti. Öyleyse, Dört Kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra Onlar’ı her bir Parçasını bir Dağ’ın üzerine bırak, sonra da Onlar’ı çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, Elbette Allah Aziz'dir. Hakim'dir.

 

XXXVI 36  261-266   Hak yolunda mali fedakarlık

 

002.261-Mallar’ını Allah Yolu’nda infak edenlerin Örneği Yedi Başak bitiren , her bir Başak’ta Yüz Tane bulunan bir Tek Tane’nin Örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah  Genişolan'dır, Bilen'dir.

002.262-Mallar’ını Allah Yolu’nda infak edenler, sonra infak ettikleri Şey’in peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin Ecirler’i Rableri katındadır, Onlar için Korku yoktur, onlar Mahzun da olmayacaklardır.

002.263-Güzel bir Söz ve Bağışlama, peşinden Eziyet gelen bir Sadaqa’dan daha Hayırlı’dır. Allah hiç bir Şey’e İhtiyac’ı Olmayan'dır, Halimdir.

002.264-Ey İman edenler, Allah'a ve Son-Gün’e inanmayıp, İnsanlar’a karşı Gösteriş olsun diye Mal’ını infak eden gibi Minnet ve Eziyet ederek Sadaqalar’ını Geçersiz kılmayın. Böylesi, üzerinde Toprak bulunan bir Kaya’ya benzer. Ona Sağanak bir Yağmur düştü mü, onu Çırılçıplak bırakır. Onlar kazandıklarından hiçbir Şey’e Güç yetiremezler. Allah Kafirler Topluluğu’na Hidayet etmez.

002.265-Yalnızca Allah'ın Rızası’nı istemek ve kendilerinde olanı kökleştirmek için Mallar’ını infaq edenler’in Örneği, yüksekçe bir Tepe’de bulunan, Sağnak Yağmur aldığında Ürünler’ini iki Kat veren bir Bahçe’nin Örneği’ne benzer ki ona Sağnak Yağmur isabet etmese de bir Çizintisi vardır. Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

002.266-Hangi biriniz ister ki ,altından Irmaklar akan Hurmalar’dan, Üzümler’den bir Bahçesi olsun, içinde kendisinin olan Bütün Ürünler de bulunsun, fakat kendisinde İhtiyarlık gelip çatsın, zayıf ve küçük Çocuklar’ı olsun, ona Ateşli bir Kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah ,Size Ayetler’ini böyle açıklar,umulur ki düşünürsünüz.

 

XXXVII    267-273   İyiliklerin faydası

 

002.267-Ey iman edenler ,kazandıklarınızın İyi olanı’ndan ve Sizin için Yer’den bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız Bayağı Şeyler’i vermeye kalkışmayın ve bilin ki, elbette Allah, Hiçbir Şey’e İhtiyac’ı olmayan'dır, Hamid' dir.

002.268-Şeytan, Sizi Faqirlik’le korkutur ve Size Fahşa’yı emreder. Allah ise, Size kendisinden bir Bağışlama ve bol İhsan vadediyor. Allah Vasıy'dir, Bilen'dir.

002.269-Kime dilerse Hikmet'i O’na verir. Elbette kendisine Hikmet verilene büyük bir Hayır da verilmiştir.  Ulu’l-Elbab’dan başkası tezekkür etmez.

002.270-Nafaqa’dan her ne infak eder veya Adak’tan her ne adarsanız, elbette Allah onu bilir. Zulmedenler’in Yardımcılar’ı yoktur.

002.271-Sadaqalar’ı açıkta verirseniz o ne İyi ,fakat gizleyip de Faqirler’e verirseniz bu Sizin için daha Hayırlı’dır. O, Günahlar’ınızdan bir kısmını bağışlar. Allah yaptıklarınızdan Haberdar’dır.

002.272-Onlar’ın Hidayet’e ermesi Senin üzerinde değildir. Ancak Allah, dilediğini Hidayet’e eriştirir. Hayır olarak her ne infak ederseniz, kendiniz içindir. Zaten Siz, ancak Allah'ın Hoşnutluğu’nu istemekten başka infak etmezsiniz. Hayır’dan her ne infak ederseniz Haqsızlığa uğratılmaksızın Size eksiksizce ödenecektir.

002.273-Kendilerini Allah Yolu’nda adayan Faqirler içindir ki, Onlar, Arz’da dolaşmaya Güç yetiremezler. İffetleri’nden dolayı Cahil olan, Onlar’ı Zengin sanır. Sen Onlar’ı Yüzler’inden tanırsın. Yüzsüzlük ederek İnsanlar’dan istemezler. Hayır’dan her ne infaq ederseniz, elbette Allah onu bilir.

002.274-Onlar ki Mallar’ını Gece, Gündüz, Gizli ve Açık İnfaq ederler . Artık bunların Ecirler’i Rabb'leri katındadır. Onlar için Korku yoktur, onlar Mahzun da olmayacaklardır.

 

XXXVIII   274-281   Faizin Haram Oluşu

 

002.275-Riba yiyenler, ancak kendisini Şeytan çarpmış olanın Kalkış’ı gibi, çarpılmış olmaktan başka kalkmazlar. Bu, Onların: Alım Satım da ancak Riba gibi’dir." demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, Alış Veriş’i Helal, Riba’yı ise Haram kıldı. Kime Rabb'inden bir Öğüt gelir de son verirse, artık Geçmiş’i kendisine, İş’i de Allah'a aittir. Kim de geri dönerse, artık Onlar Ateş’in Halkı’dır, orada onlar Sürekli kalacaklardır.

002.276-Allah, Riba’yı yokeder de Sadaqalar’ı artırır. Allah, Günahkar olan Kafirler’in hiçbirini sevmez.

002.277-Elbette İman edip de Güzel Çalışmalar’da bulunanlar, Salat’ı kılanlar ve Zekat’ı verenler, Onların Ecirler’i Rab'lerinin katındadır. Onlara Korku yoktur, Onlar Mahzun da olmayacaklardır.

002.278-Ey İman edenler ,Allah'tan ittiqa edin ve eğer inanmışsanız, Riba’dan Artakalan’ı bırakın.

002.279-Şayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Elçisi’ne karşı Savaş açtığınızı bilin, Eğer Tewbe ederseniz, artık Mallar’ınınızın Anası Sizindir. Ne zulmetmiş olursunuz, ne de Zulm’e uğrarsınız.

002.280-Eğer Zorluk içindeyse, O’na Elverişli bir Zaman’a kadar süre (verin). Sadaqa olarak bağışlamanız ise, Sizin için daha Hayırlı’dır, eğer bilirseniz.

002.281-Allah'a döneceğiniz Gün’den ittiqa edin. Sonra Herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve Onlar’a Haqsızlık da yapılmayacaktır.

 

XXXIX39   282-283   Akitler, senetler

 

002.282-Ey İman edenler, belirli bir Süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir Yazıcı Doğru olarak yazsın. Yazıcı Allah'ın kendisine öğrettiği gibi  yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde Haqq olan da yazdırsın ve Rabb'i olan Allah'tan İttiqa etsin, ondan hiçbir Şey’i eksiltmesin. Eğer üzerinde Haq olan düşük akıllı ya da Za'f Sahibi veya kendisi yazmaya Güç yetiremeyecekse, Welisi dosdoğru yazdırsın. Erkekler’inizden de iki Şahid tutun, eğer iki Erkek yoksa, Şahidler’den Rıza göstereceğiniz bir Erkek ve biri şaşırdığında diğeri hatırlatacak iki Kadın. Şahidler çağrıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu az olsun çok olsun Süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah'ın katında en Adil, Şahidlik için en Sağlam olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve Peşin olarak yaptığınız Ticaret başka, bunu yazmamanızda Sizin için bir Sakınca yok’tur. Alış-veriş ettiğinizde Şahid tutun. Yazan’a da ,Şahid’e de Zarar verilmesin. (Aksini) yaparsanız, o, kendiniz için Fısq’tır. Allah'tan İttiqa edin. Allah Size öğretiyor. Allah Herşey’i Bilen'dir.

002.283-Eğer Yolculuk’ta iseniz ve Yazıcı da bulamazsanız, bu durumda alınan Rehin yeter. Şu durumda eğer birbirinize güveniyorsanız, kendisine Güven duyulan, Rabb'i olan Allah'tan İttiqa eden de Emanetini ödesin. Şahidliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse, artık elbette, onun Qalbi Günahkar’dır. Allah, yapmakta olduklarınızı Bilen' dir.

 

XL   284-286   İslamın Zaferi

 

002.284-Gökler’de ve Yer’de ne varsa Allah'ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah Sizi onunla Sorgu’ya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azablandırır. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

002.285-Elçi, kendisine Rabb'inden indirilene iman etti, Mü'minler de. Tümü, Allah'a, Melekler’ine, Kitaplar’ına ve Elçiler’ine inandı. O'nun Elçiler’inden hiçbirini ayırtetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışla, Varış ancak Sana'dır.

002.286-Allah, Hiçkimse’ye Güç yetireceğinden (vusat/kapasite) başkasını yüklemez. Kazandığı lehine, kazandıklarıda aleyhinedir. Rabb'imiz, unuttuklarımızdan ya da yanıldıklarımızdan dolayı Bizi Sorumlu tutma. Rabb'imiz, Biz’den öncekilere yüklediğin gibi Bize de Ağır yükleme.  Rabb'imiz, kendisine Güç yetiremeyeceğimiz/ güçümüzü aşan( takat) şey’i Bize taşıtma/ yükleme. Bizi affet, Bizi bağışla, Bizi esirge. Sen Bizim Mevlamızsın. Kafirler Topluluğu’na karşı da Bize Yardım et."                                                                                                                                                                                                                                                                      

 


 

 

094-008/el-ENFAL

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

I1   1-10      Bedir savaşı

 

008.01- Sana Enfal'den sorarlar. De ki: "Enfal Allah'ın ve Elçisi'nindir. Buna göre eğer inanıyorsanız Allah'tan ittiqa edin, aranızı düzeltin. Ve Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin."

008.02- Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman Yürekleri ürperir, O'nun Ayetler’i okunduğu zaman İmanlar’ını artırır ve yalnızca Rabb'lerine Tewekkül ederler.

008.03- Onlar Salat’ı kılarlar ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden infak ederler.

008.04- İşte gerçek Mü'minler bunlardır. Rabb'leri katında onlar için Dereceler, Bağışlanma, ve üstün bir Rızıq vardır.

 

008.05- Rabb'in Seni Ev’inden Haqq uğruna çıkardığında Mü'minler’den bir Gurup isteksizdi.

008.06- Artık açıkca ortaya çıktıktan sonra bile, sanki kendileri, göz göre göre Ölüm’e sürükleniyorlarmış gibi, Sen’inle Haq konusunda tartışıyorlardı.

008.07- Hani Allah, İki Topluluk’tan birinin elbette Sizin olacağını vadetmişti. Siz de Görkemsiz olan’ın Sizin olmasını istemiyordunuz. Oysa Allah, Sözler’iyle Haqq’ın gerçekleşmesini sağlamak Küfredenler’in arkasını kesmek istiyordu.

008.08- O, Suçlular istemese de Haqq’ı gerçekleştirmek ve Batıl’ı geçersiz kılmak için.

 

008.09- Siz Rabb'inizden Yardım taleb ediyordunuz, O da: "Elbette Ben Size birbiri ardınca Bin Melek ile Yardım ediciyim" diye cevap vermişti.

008.10- Allah, bunu, yalnızca bir Müjde ve Qalpler’inizin tatmin bulması için yapmıştı. (Yoksa) Allah'ın katından başkasına Nusret yoktur. Elbette Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

 

II2  11-19     Bedir Savaşı

 

008.11- Hani kendisinden bir Güvenlik olarak Sizi bir Uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle Tertemiz kılmak, Siz’den Şeytan’ın Pisliği’ni gidermek, Qalpler’inizin üstünde pekiştirmek ve bununla Ayaklar’ınızı sağlamlaştırmak için Size Gök’ten Su indiriyordu.

008.12- Rabb'in Melekler’e wahyetmişti ki:"Elbette Ben Sizinleyim. İnananlar’a Sağlamlık katın, Küfredenler’in Qalbler’ine amansız bir Korku salacağım. Öyleyse vurun Boyunlar’ının üstüne, vurun Onların Bütün Parmaklar’ına."

008.13- Bu, tartışmasız, onların Allah'a ve Elçisi'ne baş kaldırmaları dolayısıyladır. Kim Allah'a ve Elçisi’ne baş kaldırırlarsa, elbette Allah Sonuçlandırması Pek Şiddetli olan’dır.

008.14- İşte bu, Sizin,  artık tadın bunu. Küfredenler için bir de Ateş Azabı vardır.

 

008.15- Ey İnananlar, Toplu olarak Kafirler’le karşılaştığınız zaman, Onlar’a arka çevirmeyin.

008.16- Kim Onlar’a böyle bir Gün’de yine savaşmak için bir yana çekilen ya da bir başka Bölüğe katılmak için Yer tutan’ın dışında arkasını çevirirse, gerçekten o, Allah'tan bir Gazab’a uğramıştır ve onun Barınma Yeri Cehennem’dir. Ne Kötü bir Yatak’tır o.

 

008.17- Onlar’ı Siz öldürmediniz, ama Onlar’ı Allah öldürdü. Attığın zaman da Sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minler’i kendinden güzel bir İmtihan’la imtihan etmek için. Şüphesiz Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

008.18- İşte Size böyle... Gerçekten Allah, Kafirler’in Düzenlerini boşa çıkarmıştır.

 

008.19- Eğer Fetih istiyorduysanız, işte Size Fetih. Ama eğer vazgeçiyorsanız bu Sizin için daha Hayırlı’dır. Yok eğer geri dönerseniz Biz de döneriz. Topluluğunuz çok da olsa, Size bir Şey sağlayamaz. Çünkü Allah Mü'minler’le beraber’dir.

 

III3 20-28     Başarı Yolu

 

008.20- Ey İman edenler, Allah'a ve Elçisi’ne itaat edin. Siz de işitiyorken, ondan yüz çevirmeyin.

008.21- Ve: "Biz işittik" dedikleri halde, gerçekte işitmeyenler -kulak asmayanlar-  gibi olmayın.

008.22- Gerçek şu ki, Allah katında Yer’de Debelenenler’in en Kötüsü, aqletmez olan Sağırlar ve Dilsizler’dir.

008.23- Eğer Allah, Onlar’dan bir Hayır görseydi elbette Onlar’a işittirirdi. İşittirseydi bile, arka çevirenler olarak yüz çevirirlerdi.

008.24- Ey inananlar, Size Hayat verecek Şeyler’e Sizi çağırdığı zaman, Allah'a ve Elçisi'ne icabet edin. Ve bilin ki elbette Allah, Kişi ile Qalb’i arasına girer ve Siz gerçekten O'a döndürülüp toplanacaksınız.

008.25- Ve Sizler’den yalnızca Zulmedenler’e isabet etmekle kalmayan bir Fitne’den ittiqa edin. Bilin ki gerçekten Allah, Sonuçlandırması pek Şiddetli olan’dır.

 

008.26- Hatırlayın, hani Sizler sayıca Az’dınız ve Arz’da zayıf bırakılmışlardınız,  İnsanlar’ın Sizi yakalayıvermelerinden korkuyordunuz. İşte O, Sizi barındırandı, Sizi Yardım’ıyla destekledi ve Size Tertemiz Rızıqlar verdi. Umulur ki şükredersiniz.

008.27- Ey İnananlar, Allah'a ve Elçi’sine ihanet etmeyin, Siz de biliyorken Emanetler’inize de ihanet etmeyin.

008.28- Bilin ki, Sizin Mallar’ınız ve Çocuklar’ınız ancak bir Deneme’dir. Elbette Allah  Büyük Fadl Sahibi’dir.

 

IV4  29-38     Müslümanlar ve Kabenin Yönetimi

 

008.29- Ey İnananlar, Allah'tan ittiqa ederseniz, Size Furqan’ı (doğruyu yanlıştan ayıran’ı) verir, Allah ise, elbette  Büyük Karşılık katında olandır.

 

008.30- Hani o Küfredenler, Seni tutuklamak ya da öldürmek veya Seni Sürgün etmek amacıyla, Sana tuzak kuruyorlardı. Onlar bu Tuzağı tasarlıyorken, Allah da bir Düzen kuruyordu. Allah, Düzen kuranlar’ın Hayırlı’sıdır.

008.31- Ayetlerimiz Onlar’a okunduğu zaman: "İşittik" dediler," İstesek, Biz de bunun bir Benzerini söyleyebiliriz. Bu, Eskiler’in Masalları’ndan başka değil’dir."

008.32- Bir de: " Ey Allah'ımız, eğer bu bir Gerçek olarak Senin katından ise, Gök’ten üzerimize Taş yağdır veya Acıklı bir Azab getir." demişlerdi.

008.33- Oysa Sen, içlerinde bulunduğun sürece, Allah Onlar’ı azablandıracak değildir. Ve onlar, Bağışlanma dilemektelerken de Allah Onlar’ı azablandıracak değildir."

008.34- Onlar Mescid-i Haram'dan alıkoyarlarken (yesuddune) ve onun Koruyucuları değilken Allah, ne diye Onlar’ı azablandınmasın? Onun Koruyucular’ı yalnızca İttiqa edenler’dir. Ancak Onlar’ın çoğu   bilmezler.

008.35- Onların Beyt'in önündeki Salat’ları, Islık  çalmaktan/ mukaen ve El çırpmaktan/tesdiyetün Kandırma ve İnkar) başkası değildir. Artık Küfrettikleriniz nedeniyle Azab'ı tadın.

008.36- Gerçek şu ki, Küfredenler Allah'ın Yolu’ndan engellemek için Mallar’ını harcarlar, bundan böyle de harcayacaklardır. Sonra bu, Onların Kahırlı Özlemler’ini olacaklardır, sonra da Bozgun’a uğrayacaklardır. Küfredenler sonunda Cehennem’e sevkolunacaktır.

008.37- Bu, Allah'ın Murdar’ı Temiz’den ayırdetmesi, Murdar’ı, bir kısmını bir kısmı üzerinde kılıp Tümünü biriktirerek Cehennem’e atması içindir. İşte bunlar Hüsran’a uğrayanlar’dır.

008.38- O Küfredenler’e de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişteki Şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki Sünnet elbette geçmiş olacaktır."

 

V5   39-44     Bedir ve Muhammed a.ın Peygamberliği

 

008.39- Fitne kalmayıncaya ve Din’in hepsi Allah'ın oluncaya kadar Onlar’la savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa,  elbette Allah, yapmakta olduklarını Gören'dir.

008.40- Yüz çevirirlerse, bilin ki gerçekten Allah Sizin Mevla'nızdır. O ne güzel Mevla'dır ve ne de güzel Yardımcı'dır.

 

008.41- Bilin ki, Ganimet olarak ele geçirdiğiniz Şeyler’in Beştebir’i, elbette Allah'ın, Elçisi'nin, Yakınlar’ın, Yetimler’in, Yoksullar’ın ve Yolcu’nundur. Eğer Allah'a, Haqq ile Batıl’ın birbirinden ayrıldığı Gün, İki Ordu’nun karşı karşıya geldiği Gün’de Kul’umuza indirdiğimize iman ediyorsanız Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

008.42- Hani Siz Wadi’nin yakın Kenarı’nda, onlar da Uzak Yamacı’ndayken, Kervan ise Siz’den daha aşağı’daydı. Eğer sözleşseydiniz kaçınılmaz olarak Sözleşme Yeri Konusunda  Anlaşmazlığa düşerdiniz, ancak Allah olacağı olan (yapılmasını irade buyurduğu) işi gerçekleştirmek için. Helak olan Apaçık Delil’le Helak olsun yaşayan da  Beyyine ile yaşasın diye. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

008.43- Hani Allah, Onlar’ı Sana Uyku’nda Az gösteriyordu, eğer Sana çok gösterseydi gerçekten Yılgınlığa kapılacaktınız ve İş (tutulacak yol) n Konusunda gerçekten Çekişme’ye düşecektiniz. Ancak Allah Esenlik bağışladı. Çünkü o, elbette Sineler’in Özü’nde saklı-duran’ı Bilen'dir.

008.44- Karşı karşıya geldiğinizde Allah olacağı olan İş’i gerçekleştirmek için Onlar’ı Gözlerinize Az gösteriyordu. Sizi de Onların Göz’ünde azaltıyordu. Ve İşler Allah'a döndürülür.

 

VI6  45-48     Zafer ve Çokluk

 

008.45- Ey İnananlar, bir Topluluk’la karşı karşıya geldiğiniz zaman, Dayanıklılık gösterin ve Allah'ı çokca zikredin. Umulur ki Felah bulursunuz.

008.46- Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin. Çözülüp yılgınlaşırsanız, Güc’ünüz gider. Sabredin. Elbette Allah, Sabredenler’le beraber’dir.

008.47- Bir de Yurtlar’ından Refah’tan şımarıp azıtarak, İnsanlar’a gösteriş yaparak çıkanlar ve Allah'ın Yolu’ndan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, Onlar’ın yapmakta olduklarını Çepeçevre Kuşatan’dır.

008.48- O zaman Şeytan Onlar’a Ameller’ini Çekici göstermiş ve Onlar’a: "Bugün Sizi İnsanlar’dan Bozgun’a uğratacak Kimse yok’tur ve Ben de Sizin Yardımcı’nızım." demişti. Ne   zaman ki, İki Topluluk birbirini görür gibi oldu o, İki Topuğu üstünde geri döndü ve : "Elbette Ben Siz’den Uzağım. Çünkü Ben Sizin görmediğinizi görmekteyim, Ben Allah'tan da korkmaktayım." dedi. Allah, Sonuçlandırması pek Şiddetli olan’dır.

 

VII7 49-58     Düşman Kuvvetin Za'fı

 

008.49- Münafıqlar ve Qalpler’inde Hastalık bulunanlar şöyle diyorlardı:      "Bunları Dinler’i aldattı. Oysa kim Allah'a Tewekkül ederse, elbette Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

008.50- Melekler’i, Onlar’ın Yüzler’ine ve Arkalar’ına vurarak: "Yakıcı Azab’ı tadın" diye o Küfredenler’in Canları’nı alırken görmelisin."

008.51- Bu Eller’inizin önceden taqdim etmesi ve Allah'ın gerçekten Kullar’a Zulmedici olmamasındandır.

008.52- Fir'awn Ailesi’nin ve Onlar’dan Öncekiler’in Gidiş’i gibi. Allah'ın Ayetleri’ne küfrettiler de , Allah Onlar’ı Günahlar’ından dolayı yakaladı. Elbette Allah Büyük Quvvet Sahibi’dir, Sonuçlandırma’sı Şiddetli-olan’dır.

008.53- Nedeni şu: Bir Qawim, kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah, O’na Nimet olarak bağışladığını değiştirecek değildir. Allah Elbette İşiten'dir, Bilen'dir.

008.54- Fir'awn Aile'sinin ve Onlar’dan Öncekiler’in Gidiş’i gibi. Onlar Rabb'lerinin Ayetlerini yalanladılar, Biz de günahlar’ı dolayısıyla onlar’ı yıkıma uğrattık. Fir'awn Ordusu’nu Su’da boğduk. Onlar’ın tümü zulmedenler’di.

008.55- Allah katında yer’de debelenenler’in en kötüsü, şüphesiz küfredenler’dir, Artık onlar inanmazlar.

008.56-Bunlar içlerinden Anlaşma yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında Ahidler’ini bozarlar. Onlar ittiqa etmezler.

008.57- Bundan dolayı Savaş’ta onlar’ı yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlar’la arkalarından gelecek olanlar  Umulur ki ibret alırlar.  

008.58- Eğer bir Qavm’in ihanet edeceğinden korkarsan, Sen de Açık ve Adil bir tutumla at. Gerçekten Allah, İhanet edenler’i sevmez.

 

IX   59-64     Sulh ve Kuvvet

 

008.59- Küfredenler, kaçıp kurtulacaklarını sanmasınlar, gerçek şu ki, Onlar (bizi) Aciz bırakamazlardı.

008.60- Onlar’a karşı Güc’ünüzün yettiği kadar Quvvet ve Besili Atlar hazırlayın. Bununla Allah'ın Düşman’ı ve Sizin Düşmanınız’ı ve bunların dışında Sizin bilmediğiniz Allah'ın bildiği diğerlerini korkutup caydırınız. Allah Yolu’nda her ne infaq ederseniz Size Eksiksiz ödenir ve Siz Haqsızlığa uğratılmazsınız.

 

008.61- Eğer Onlar Barış’a eğilim gösterirlerse Sen de ona eğilim göster ve Allah'a tewekkül et. Çünkü O, İşiten'dir, Bilen'dir.

008.62- Onlar, Seni aldatmak isterlerse, elbette Allah Sana yeter. O, Seni Yardım’ıyla ve Mü'minler’le destekledi.

008.63- Ve onların Qalbler’ini uzlaştırdı. Sen, Arzdakiler’in tümünü/ Arz’da ne varsa harcasaydın bile, Onlar’ın Qalbler’ini uzlaştıramazdın. Ama Allah, onların Aralarını uzlaştırdı. Çünkü  Aziz'dir, Hakim'dir.

008.64- Ey Nebi, Sana ve Seni izleyen Mü'minler’e Allah yeter.

 

9    65-75     Müslümanlar ve üstünlükleri

 

008.65- Ey Nebi, Mü'minler’i Savaş’a teşvik et. Eğer içinizde sabreden Yirmi Kişi bulunursa, İkiyüz’ü mağlup eder. Ve eğer içinizde Yüz’ü bulunursa, bunlar da Kafirler’den Bin’ini yener. Çünkü Onlar kavramayan bir Qawm’dir.

008.66-Şimdi Allah Siz’den hafifletti ve Siz’de bir Zaaf olduğunu da bildi. Siz’den Yüz Sabırlı bulunursa İkiyüz’ünü Bozgun’a uğratır. Eğer Siz’den Bin olursa İkibin’ini yener. Allah Sabredenler’le beraberdir.

008.67- Hiç bir Nebi'ye Yeryüzü’nde kesin bir Zafer kazanıncaya kadar Esir alması yakışmaz. Siz Dünya’nın Geçici Yararı’nı istiyorsunuz. Oysa Allah Ahiret'i istemektedir. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

008.68- Eğer Allah'ın Geçmiş’te bir Yazması olmasaydı aldıklarınıza karşılık Size gerçekten büyük bir Azab dokunurdu.

008.69- Artık Ganimet olarak elde ettiklerinizden  Helal ve Temiz olarak yiyin ve Allah'tan korkup-sakının. Hiç şüphesiz Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

008.70- Ey Nebi! Eller’inizdeki Esirler’e de ki: "Eğer Allah Sizin Qalpler’inizde bir Hayır olduğunu bilirse Size Siz’den alınandan daha Hayırlı’sını verir ve Sizi bağışlar. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

008.71- Eğer Sana ihanet etmek isterlerse Onlar daha önce Allah'a da ihanet etmişlerdi böylece o da Onlar’ın Bozgun’a uğramaları için Sana imkan vermişti. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

 

008.72- Gerçek şu ki İnananlar, Hicret edenler, ve Allah Yolu’nda Mallarıyla ve Canlarıyla Cihad edenler ile Barındıranlar ve Yardım edenler işte birbirlerinin Welisi olanlar bunlardır. İman edip Hicret etmeyenler Onlar Hicret edinceye kadar Sizin Onlar’a hiç bir Şey’le Velayetiniz Sözkonusu değil’dir, yoktur. Ama Din konusunda Siz’den Yardım isterlerse Yardım üzerinizde bir Yükümlülük’tür. Ancak Sizler’le Onlar arasında Anlaşma bulunan bir Qawn’in aleyhine değil. Allah yaptıklarınızı Gören'dir.

008.73- Küfredenler birbirlerinin Welileri’dirler. Eğer Siz bunu yapmazsanız Yeryüzü’nde bir Fitne ve Büyük bir Fesat olur.

008.74- İnananlar, Hicret edenler ve Allah Yolu’nda Cihad edenler ile Barındıranlar ve Yardım edenler işte gerçek Mü'min-olan bunlar’dır. Onlar için bir Bağışlanma ve Üstün bir Rızıq var’dır.

008.75- Bundan sonra İnanan ve Hicret edenler ve Sizinle birlikte Cihad edenler, işte Onlar da Siz’dendir. Aqrabalar Allah'ın Kitab'ına göre birbirlerine Öncelikli’dir. Doğrusu Allah herşeyi Bilen'dir.

 


 

 

095.003/ALİ İMRAN

Bismillahirrahmanirrahim

 

I1   1-9       Kitap ile tefsiri

 

003.01- E.L.M.

003.02- Allah, O'ndan başka İlah yok’tur. Diri'dir, Qaim'dir.

003.03- O Sana Kitab’ı Haqq ve kendinden öncekileri Doğrulayıcı olarak indirdi. O Tewrat'ı ve İncil'i de indirdi.

003.04- Ki Onlar bundan önce İnsanlar için bir Hidayet’ti. Doğru’yu Yanlış’tan ayıran Furqan'ı da indirdi. Gerçek şu     ki Allah'ın Ayetleri’ni İnkar edenler için şiddetli bir Azab var’dır. Allah Aziz'dir, İnktikam-alıcı’dır.

003.05- Şüphesiz Yer’de de Gök’te de Allah'a Hiçbir Şey gizli kalmaz.

003.06- Rahimlerde Size dilediği gibi Suret-veren odur. O’ndan başka İlah yoktur. Aziz'dir, Hakim'dir.

 

003.07- Sana Kitabı indiren O'dur. Ondan Kitab’ın Anası olan bir Kısım Ayetler Muhkem’dir. Diğerleri de Benzeşenler’dir. Qalpler’inde bir Kayma olanlar fitne çıkarmak ve onun Te'vil’ini yapmak için ondan Müteşabih’e uyarlar. Oysa onun Te’vil’ini Allah'tan      başkası bilmez. İlim’de Derinleşenler ise "Biz ona inandık onun tümü Rabb'mizin katındadır" derler. Ulu’l-Elbab’dan başkası Öğüt almaz.

003.08- "Rabb'imiz Bizi Hidayet’e erdirdikten sonra Qalpler’imizi kaydırma ve yanından Bize bir Rahmet bağışla. Şüphesiz Bağışı en çok olan Sen'sin Sen."

003.09- "Rabb'imiz kendisinde Şüphe olmayan bir Gün’de İnsanlar’ı elbette Sen toplayacaksın .Doğrusu Allah Va’d’inden caymaz."

 

II2  10-20     Tevhid Bütün Dinlerin esasıdır

 

003.10- Elbette Küfredenler, Onların Mallar’ı da  Çocuklar’ı da kendilerine Allah'tan Hiçbir Şey kazandırmaz ve Ateş'in Yakıtı olan bunlar’dır.

003.11- Tıpkı Fir'avun Ailesi ve Onlar’dan öncekilerin Gidiş Tarzı gibi. Ayetler’imizi yalanladılar. Böylece Allah Günahlar’ı nedeniyle Onlar’ı yakalayıverdi. Allah Ceza’yla Sonuçlandırması Pek-Şiddetli olan’dır.

003.12- Küfredenler’e de ki:" Yakında Yenilgi’ye uğratılacaksınız. Ve toplanıp Cehenmem’e sürüleceksiniz. Ne kötü Yatak’tır o.

 

003.13- Karşı karışaya gelen iki Topluluk’ta Sizin için andolsun bir Ayet var’dır. Bir Topluluk Allah Yolu’nda vuruşuyordu, diğeri ise Kafir’di ki Göz görmesi ile karşılarındakini kendilerinin İki Katı görüyorlardı. İşte Allah dilediğini Yardım’ıyla destekler. Süphesiz      bunda Basiret Sahipleri için gerçekten İbret  var’dır.

003.14- Kadınlar’a, Oğullar’a, Kantar Kantar yığılmış Altın ve Gümüş’e, Salma Güzel Atlar’a, Hayvanlar’a ve Ekinler’e duyulan Şehvet Tutkusu İnsanlar için süslendi. Bunlar  Dünya Hayatı’nın Metaı’dır.  Allah ise, varılacak olanın Güzel olanı katında olandır.

003.15- De ki: "Size bundan daha Hayırlı olanı bildireyim mi? İttiqa edenler için Rabb'lerinin katında içinde Temelli kalacakları altından Irmaklar akan Bahçeler, Tertemiz Eşler ve Allah'tan da bir Rıza var’dır. Allah Kulları Hakkıyla Gören'dir."

003.16- Ki onlar: "Rabb'imiz elbette Biz inandık. Artık Bizim Günahlar’ımı bağışla ve Bizi Ateş'in Azabı’ndan koru" diyenler,

003.17- Sabrenler, Doğru olanlar, Gönül’den Boyun eğenler, İnfaq edenler ve Seherler’de Bağışlanma dileyenler’dir.

003.18- Allah Adalet’i ayakta tutarak gerçekten kendisinden başka İlah olmadığına Şehadet etti. Melekler ve İlim Sahipleri de. Aziz ve Hakim olan O’ndan başka İlah yok’tur.

003.19- Elbette Din, Allah katında İslam’dır. Kendilerine Kitap verilenler ancak kendilerine İlim geldikten sonra aralarındaki Kıskançlık /Bağy yüzünden Ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın Ayetleri’ne küfrederse gerçekten Allah Hesab’ı çabuk-Gören'dir.

003.20- Eğer Seninle tartışırlarsa de ki: "Ben Bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a teslim ettim. Ve kendilerine Kitap verilenler’le Ümmiler’e de ki:" Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer Teslim olurlarsa gerçekten Hidayet’e ermişlerdir. Fakat yüz çevirirlerse artık yalnızca Sana düşen Tebliğ’dir. Allah Kullar’ı Hakkıyla Gören'dir.

 

III3 21-30     Allahın Yeryüzündeki Azamet ve Adaleti

 

003.21- Allah'ın Ayetleri’ne küfredenler, Peygamberler’i Haqsızca öldürenler ve İnsanlar’dan Adalet’i emredenleri öldürenler, işte onlar’a Acıklı bir Azab'ı müjdele.

003.22- Onlar yaptıkları Dünya’da ve Ahiret'te boşa gidenlerdir ve Onlar’ın Yardımcılar’ı yok’tur.

 

003.23- Kendilerini Kitap’tan bir Pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah'ın Kitab'ı hükmetsin diye çağrılıyorlar da Onlar’dan bir Bölüm’ü çevriliyor: İşte Onlar böyle arka-dönenler’dir.

003.24- Bu Onlar’ın "Ateş Bize Sayılı Günler dışında Kesinlikle dokunmayacak" demelerindendir. Onlar’ın bu İftiralar’ı Dinler’i konusunda kendilerini Yanılgı’ya düşürmüştür.

003.25- Artık Onlar’ı kendisinde Şüphe olmayan bir Gün’de topladığımız ve her bir Nefs’e kendileri Haqsızlığa uğratılmaksızın kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?

003.26- De ki: "Ey Mülk’ün  Sahibi Allah'ım, dilediğine Mülk’ü verirsin ve dilediğinden de Mülk’ü çekip alırsın. Dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın. Hayır Senin El’indedir ve gerçekten Sen  herşey’e Güçyetiren'sin.

003.27- Gece’yi Gündüz’e katarsın, Gündüz’ü de Gece’ye katarsın. Diri’yi Ölü’den çıkarır, Ölü’yü de Diri’den çıkarırsın. Sen dilediğine Hesapsız Rızıq verirsin.

 

003.28- Mü'minler Mü'minler’i bırakıp da Kafirler’i Weliler edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah'tan Hiçbir Şey yok’tur. Ancak Onlar’dan Korunma gayesi ile sakınmanız başka. Allah Sizi kendisiyle sakındırır, Varış Allah'adır.

003.29- De ki: "Sineler’de olanı gizleseniz de açığa vursanız da, Allah O’nu bilir. Ve Gökler’de olan’ı da Yer’de olan’ı da bilir. Allah herşey’e Güçyetiren'dir.

003.30- Her bir Nefs’in Hayır’dan yaptıklarını Hazır bulduğu ve her ne Kötülük işlediği ise onunla kendisi arasında Uzak bir Mesafe olmasını istediği o Gün’ü düşünün. Allah sizi kendisi ile sakındırır. Allah Kullar’ına karşı Şefkatli olan’dır.

 

IV4  31-41     Bir Milletin Son Güzideleri

 

003.31- De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız Bana uyun Allah da Sizi sevsin ve Günahlar’ını bağışlasın. " Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

003.32- De ki:" Allah'a ve Elçisi’ne iİtaat edin, eğer yüz çevrirlerse şüphesiz Allah Kafirler’i sevmez."

 

003.33- Gerçek şu ki Allah  Adem'i Nuh'u İbrahim Ailesi ve İmran Ailesi'ni Alemler üzerine seçti.

003.34- Onlar birbirlerinden türeme Tek bir Zürriyet’tir. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

003.35- Hani İmran'ın Hanım’ı: "Rabb'im Karnım’da olanı her türlü Bağımlık’tan Özgürlüğe kavuşturulmuş olarak Sana adadım , Ben’den qabul et, elbette İşiten, Bilen Sensin Sen" demişti.

003.36- Fakat O'nu doğurduğunda Allah O'nun ne doğurduğunu daha İyi bilirken dedi ki: "Rabb'im O'nu doğrusu bir Kız doğurdum. Erkek ise Kız gibi değildir. O'na Meryem Ad’ını koydum, ben O'nu ve Soyunu o Taşlanmış Şeytan’dan Sana sığındırırım."

003.37- Bunun üzerine Rabb'i O'nu Güzel bir Qabul’le qabul etti ve O'nu Güzel bir Bitki gibi yetiştirdi. Zerekiya'yı da     O'na Sorumlu kıldı. Zekeriya ne zaman Mihrab’a girdi ise yanında bir Yiyecek buldu. "Meryem Sana nerden bu?" deyince "Bu Allah'ın katı’ndandır, elbette Allah dilediğine Hesapsız  Rızık-Veren'dir" dedi.

003.38- Orada Zekeriya Rabb'ine Dua etti. "Rabb'im, Bana katından Tertemiz bir Soy Armağan et. Doğrusu Sen Duaları İşiten'sin’ dedi.

003.39- O Mihrab’ta Salat kılmakta ikan Melekler O'na seslendi. "Allah Sana Yahya'yı müjdeler, O Allah’tan olan Kelime'yi Doğrulayan , Efendi, İffetli ve Salihler’den bir Nebi'dir."

003.40- Dedi: "Rabb'im, Bana gerçekten İhtiyarlık ulaşmışken ve Karım da Kısır’ken nasıl Benim bir Oğlum olabilir? "Böyledir" dedi. Allah dilediğini yapar.

003.41- Zekeriya dedi ki:" Rabb'im Bana bir Ayet ver." "Belgen, İşaretler dışında İnsanlar’la üç Gün konuşmamandır. Rabb'ini çokca zikret ve Akşam Sabah O’nu zikret" dedi.

 

V5   42-54     İsa'nın doğması ve Peygamber olması

 

003.42- Hani Melekler de "Meryem, şüphesiz Allah Seni Seçkin kıldı, Seni arındırdı ve Alemler’in Kadınları üzerine seçti " demişti.

003.43- "Meryem, Rabb'ine Gönül’den itaatte bulun, Secde et ve Ruqu edenler’le birlikte ruqu et."

003.44- Bunlar, Gayb Haberleri’ndendir. Bunları Sana vahyediyoruz. Onlar’dan hangisi Meryem'i Sorumluluğu’na alacak diye Qalemler’iyle Kura atarlarken Sen yanlarında değildin, çekişirlerken de yanlarında değildin.

003.45- Hani Melekler, demişti ki: "Meryem, doğrusu Allah, kendinden bir Kelime'yi Sana müjdelemektedir. O'nun adı Meryem Oğlu İsa Mesih'tir. O, Dünya’da da, Ahiret'te de Onurlu ve Muqarrebler'dendir.

003.46- "Beşikte de, Yetişkinliğinde de İnsanlar’la konuşacaktır. Ve O Salihler'dendir."

003.47- "Rabbim, Bana bir Beşer dokunmamışken, nasıl Bana bir Çocuk olabilir?" dedi. Allah neyi dilerse yaratır. Bir İş’in olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol "der, o da hemen oluverir."

003.48- "O'na Kitab'ı, Hikmet'i, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek."

003.49- İsrailoğulları'na Elçi kılacak."Gerçek şu ki, Ben Size Rabb'inizden bir Ayet’le geldim. Ben Size Çamur’dan Kuş biçiminde bir Şey oluşturur, içine üflerim, o da hemencecik Allah'ın İzni’yle Kuş oluverir. Ve Allah'ın izni’yle Doğuş’tan Kör olanı, Alaca Hastalığına tutulan’ı iyileştirir ve Ölü’yü diriltirim. Yediklerinizi ve sakladıklarınızı Size Haber veririm. Şüphesiz eğer inanmışsanız Sizin için kesin bir Ayet var’dır."

003.50- "Tewrat'tan önümde bulunanı Doğrulamak ve Size Haram kılınan bazı Şeyler’i Size Helal kılmak üzere, Size Rabb'inizden bir Ayet’le geldim. Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."

003.51- "Gerçekten Allah, Benim de Rabb'im, Sizin de Rabb'inizdir. Öyleyse O'na İbadet edin. Mustaqim Sırat budur."

003.52- Nitekim İsa, Onlar’dan Küfr’ü sezince, dedi ki: "Allah için Bana Yardımedici'ler kimdir?" Hawariler: "Allah'ın Yardımcıları Biz’iz. Biz Allah'a inandık. Bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza Şahid ol." dedi.

003.53- "Rabb'imiz, Biz indirdiğine inandık ve Elçi’ne tabi olduk. Böylece Bizi Şahidler’le beraber yaz."

003.54- Onlar bir Düzen kurdular. Allah da bir Düzen kurdu. Allah Düzen Kurucular’ın en Hayırlı’sıdır.

 

VI6  55-63 İsa aleyhindeki iftiraları reddediyor

 

003.55- Hani Allah İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu Senin Hayat’ına Ben son-vereceğim. Seni Kendime yükselteceğim, Seni Küfredenler’den temizleyeceğim ve Sana Tabi olanlar’ı Qıyamet'e kadar Küfredenler’in üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Bana'dır. Hakkında Anlaşmazlığa düştüğünüz Şey’de aranızda Ben hükmedeceğim.

003.56- "Küfredenleri ise, Dünya’da ve Ahiret'te Şiddetli bir Azab’la azablandıracağım. Onların hiç Yardımcılar’ı yoktur."

003.57- "İman edip Salih Çalışmalar’da bulunanların Ecirler’i Eksiksiz ödenecektir. Allah Zalimler’i sevmez."

003.58- Bunları Biz Sana Ayetler’den ve Hikmet'li Zikr'den okuyoruz."

003.59- Elbette Allah katında İsa'nın Durumu, Adem'in Durumu gibidir. O'nu Toprak’tan yarattı, sonra O’na "ol" demesiyle o da hemen oluverdi.

003.60- Gerçek, Rabbindendir.  Öyleyse Kuşku’ya kapılanlar’dan olma.

003.61- Artık Sana gelen bunca İlim’den sonra, O'nun hakkında Seninle Tartışmalar’a girişirlerse de ki. "Gelin, Oğullarımız’ı ve Oğullarınız’ı, Kadınlarımız’ı ve Kadınlarınız’ı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra Karşılıklı-lanetleşelim de Allah'ın La’neti’ni Yalanlayanlar’ın üstüne kılalım."

003.62-Elbette bu, gerçek olan bir Haber’dir. Allah'tan başka İlah yoktur. Ve elbette Allah Aziz ve Hakim'dir.

003.63- Eğer yüz çevirirlerse, elbette Allah, Fesatcılar’ı bilir.

 

VII  64-71     Ortak iddialar

 

003.64- De ki: "Ey Kitap Ehli, Bizimle Sizin aranızda Ortak bir Kelime’ye gelin: Allah'tan başkasına Kulluk etmeyelim, O'na hiçbir Şey’i Ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabbler edinmeyelim. "Eğer yine de yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, Biz gerçekten Müslümanlar’ız."

003.65- "Ey Kitap Ehli, İbrahim konusunda ne diye tartışıyorsunuz? Tewrat'da, İncil'de ancak O’ndan sonra indirilmiştir. Yine de aqletmeyecek misiniz?"

003.66- İşte Sizler böylesiniz. Hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hakkında hiç Bilginiz olmayan Şey’de ne diye tartışıyorsunuz? Oysa Allah Bilir, Sizler bilmezsiniz.

003.67- İbrahim, ne Yahudi, ne de Hrıstiyan’dı. Ancak O, Hanif bir Müslüman’dı, Müşrikler’den değildi.

003.68- Doğrusu, İnsanlar’ın İbrahim'e en yakın olan’ı, O'na uyanlar ve Peygamber’le İman edenler’dir. Allah Mü'minler’in Welisi’dir.

003.69- Kitap Ehli'nden bir Bölük Sizi saptırmayı arzuladı. Fakat Onlar ancak kendilerini saptırdılar da Şuuruna varmazlar.

003.70- Ey Kitap Ehli, Siz Şahid olurken, ne diye Allah'ın Ayetleri’ni inkar ediyorsunuz?

003.71- Ey Kitah Ehli, neden Haqq’ı Batıl ile örtüyor ve Siz de bildiğiniz halde Haqq’ı gizliyorsunuz?

 

VIII 72-80     Müslümanlar aleyhindeki suikastlar

 

003.72- Kitap Ehli'nden bir Bölümü, dedi ki: "İman edenler’in üzerine inene, Gündüz’ün Başlangıcı’nda inanın, Bitim’inde ise inkar edin. Belki Onlar da dönerler."

003.73- "Ve Sizin Dininiz’e uyanlardan başkasına inanmayın." De ki: "Hiç Tartışmasız Doğru Yol Allah'ın Doğruyolu'dur. Size verilenin bir benzeri Biri'ne veriliyor ya da Rabb'inizin katında Onlar size karşı Deliller getiriyorlar, diye mi? "De ki: "Şüphesiz Fadl Allah'ın Eli'ndedir. Onu dilediğine verir. Allah Vasiy (Geniş-olan) dır, Bilen'dir."

003.74- O, kime dilerse Rahmetini tahsis eder, Allah büyük Fadl Sahibi’dir.

003.75- Kitap Ehli'nden öylesi vardır ki, O’na bir Kantar Emanet bıraksan O’nu Sana öder. Onlar’dan öylesi de var’dır ki, O’na bir Dinar Emanet bıraksan, Sen, O’nun Tepesine dikilip durmadıkca O’nu Sana ödemez. Bu Onlar’ın Ümmiler konusunda üzerimize bir Yol yok’tur" demelerindendir. Oysa Onlar kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı Yalan söylemektedirler.

003.76- Hayır, kim Ahd’ine wefa eder ve sakınırsa elbette Allah da Muttaqiler’i sever.

003.77- Allah'ın Ahdi’ni ve Yeminler’ini az bir Değer’e karşılık satanlar, işte Onlar, Ahiret'te Onlar için Hiçbir Pay yok’tur. Qıyamet Günü'nde Allah Onlar’la konuşmaz, Onlar’ı gözetmez ve Onlar’ı arındırmaz. Ve Onlar için Acıklı bir Azab vardır.

003.78- Onlar'dan öyleleri de vardır ki, Dillerini Kitab'a doğru bükerler, Siz onu Kitap'tan sanasınız diye. Oysa o Kitap'tan değildir." Bu Allah katındandır" derler. Oysa o, Allah katından değildir. Ve onlar, kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı yalan söylerler.

003.79- Beşer’den Hiçkimse’nin, Allah kendisine Kitab'ı, Hükm’ü ve Nübüvvet’i versin de, sonra o, İnsanlar’a: "Allah'ı bırakıp Bana kulluk edin" demesi yoktur. Fakat o, "Öğretmekte olduğunuz ve Ders yaptığınız Kitab'a göre Rabbani'ler olunuz (der).

003.80- O, Melekler’i ve Nebiler’i Sizin Rabbler edinmenizi de emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra, Size Küfr’ü mü emredecek?

 

IX   81-91 Eski Peygamberler ve Müslümanlar

 

003.81- Hani Allah Nebiler’den Misaq almıştı: "Andolsun Size Kitap ve Hikmet'ten verip sonra Size beraberinizdekini Doğrulayan bir Elçi geldiğinde, O'na kesin olarak İman edecek ve O'na Yardım’da bulunacaksınız. "Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu Ağır Yüküm’ü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse Şahid olun, Ben de Sizinle birlikte Şahid olanlar’danım." demişti.

003.82- Artık kim bundan sonra sırt çevirirse, Onlar Fasıqlar’dır.

003.83- Peki Onlar, Allah'ın Dini’nden başka bir Din mi arıyorlar? Oysa Gökler’de ve Yer’de ne varsa istese de istemese de O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler.

003.84- De ki: "Biz Allah'a, Bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshaq, Ya’qup ve Torunları’na indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve Nebi’lerine Rabb'lerinden verilenlere iman ettik. Onlar’dan Hiçbiri arasında farq görmeyiz. Ve Biz O'na Teslim olmuşlarız."

003.85- Kim İslam'dan başka bir Din ararsa asla O’ndan qabul edilmez. O, Ahiret'te de qayb’a uğrayanlar’dandır.

003.86- Kendilerine Apaçık Belgeler geldiği ve Elçi'nin Haq olduğuna Şahid oldukları halde, İmanlar’ından sonra Küfreden bir Qawmi Allah nasıl Hidayet’e eriştirir? Allah zulmeden bir Qawm’i Hidayet’e eriştirmez.

003.87- İşte bunların Cezası, Allah'ın Melekler’in ve Bütün İnsanlar’ın Lanetleri’nin üzerine olmasıdır.

003.88- İçinde Temelli Kalıcı’dırlar. Onlar’ın Azabı hafifletilmez ve Onlar gözetilmezler.

003.89- Ancak bundan sonra Tewbe edenler, Salih olanlar başka. Çünkü Allah gerçekten Gafur'dur, Rahim'dir.

003.90- Doğrusu, İmanlar’ından sonra Küfredenler, sonra da Küfürler’ini arttıranlar, bunların Tewbeler’i kesinlikle qabul edilmez. İşte bunlar Sapıklar’dır.

003.91- Elbette küfredip Kafir olarak ölenler, bunların Hiçbirisi’nin Arz Dolusu Altın’ı olsa, bunu Fidye olarak verse de kesin olarak qabul edilmez. Onlar için Acıklı bir Azab var’dır ve Onlar’ın Yardımcıları yok’tur.

 

X    92-101          Kabe İslamın Merkezi

 

003.92- Sevdiğiniz Şeyler’den infaq edinceye kadar asla Birr'e erişemezsiniz. Her ne infaq ederseniz, elbette Allah O'nu bilir.

003.93- Tewrat indirilmeden önce, İsrail'in kendine Haram kıldıklarından başka, İsrailoğulları’na Bütün Yiyecekler Helal idi. De ki: "Şu halde eğer Doğru’ysanız, Tewrat'ı getirin de O'nu okuyun."

003.94- Artık bundan sonra kim Allah'a karşı yalan uydurursa işte onlar Zalim olanlar’dır.

003.95- De ki: "Allah Doğru’yu söyledi. O halde Haqq’!a yönelmiş olarak İbrahim'in Milleti’ne uyun. Zira O Müşrikler’den değildi.

 

003.96- De ki: "Gerçek şu ki, İnsanlar için İlk kurulan Ev, Bekke'de, o Kutlu ve Bütün İnsanlar için Hidayet olan’dır.

003.97- Orada Apaçık Ayetler ve İbrahim'in Maqamı vardır. Kim oraya girerse o Güvenlik’tedir. Ona bir Yol bulup Güçyetirenler’in Ev'i haccetmesi Allah'ın İnsanlar üzerindeki Haqq’ıdır. Kim de Küfrederse elbette , Allah Alemler’e karşı Ganiy'dir.

 

003.98- De ki: "Ey Kitap Ehli, Allah yapmakta olduklarınıza Şahid iken, ne diye Allah'ın Ayetleri’ne küfrediyorsunuz?"

003.99- De ki: "Ey Kitap Ehli, Sizler Şahidler olduğunuz halde, ne diye İman edenleri Allah Yolu’ndan onda bir Çarpıklık bulmaya yeltenerek çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yapmakta olduklarınızdan Gafil değildir."

003.100-Ey İman edenler, eğer kendilerine Kitap verilenler’den herhangi bir Guruba/Takıma boyun eğecek olunsanız, Sizi İman’ınızdan sonra Kafirler yapmış olarak geri çevirirler/ tekrar Küfr’e döndürülürler.

003.101-Allah'ın Ayetleri Size tilavet olunuyorken ve O'nun Elçi’si içinizdeyken nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz? Kim Allah'a Sımsıkı tutunursa, artık elbette o, Dosdoğru olan bir Yol’a yöneltilmiştir.

 

XI11 102-109   Muvaffakiyet Yolu

 

003.102-Ey İman edenler, Allah'tan nasıl ittiqa etmek gerekiyorsa öylece ittiqa edin ve Siz ancak Müslüman olmaktan başka-şekilde ölmeyin.

003.103-Allah'ın İpi’ne hepiniz Sımsıkı yapışın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın Sizin üzerinizdeki Ni’met’ini hatırlayın. Hani Siz Düşmanlar idiniz. O, Qalpler’inizin arasını uzlaştırdı. Ve Siz O'nun Ni’met’iyle Kardeşler olarak sabahlardınız. Yine Siz, tam bir Ateş Çukuru’nun kıyısındayken, oradan Sizi kurtardı. Umulur ki Hidayet’e erersiniz diye Allah, Size Ayetler’ini işte böyle açıklar.

003.104-Sizden, Hayr’a çağıran Ma'ruf’u emreden ve Münker’den sakındıran bir Ümmet bulunsun.  Kurtuluş’a erenler işte bunlardır.

003.105-Kendilerine Apaçık Belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve Anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın. İşte Onlar için Büyük bir Azab var’dır.

 

003.106-Bazı Yüzler’in ağaracağı, bazı Yüzler’in kararacağı Gün. Yüzler’i karacak olanlar’a: "İman’ınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkar etmenize Karşılık olarak Azab’ı tadın."

003.107-Yüzler’i ağaranlar ise, artık onlar Allah'ın Rahmet’i içindedirler. İçinde de Temelli kalacaklardır.

003.108-Bunlar Sana Haqq olarak  tiavet ettiğimiz Allah'ın Ayetleri’dir. Allah, Alemler’e Zulum isteyen değildir.

003.109-Gökler’de olanlar da, Yer’de olanlar da Allah'ındır ve İşler Allah'a döndürülür.

 

XII12 110-120   Yahudilerle ilişkiler

003.110-Siz, İnsanlar için çıkarılmış Hayırlı bir Ümmet’siniz, Ma'ruf olan’ı emreder, Münker olan’dan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı elbette kendileri için Hayırlı olurdu. İçlerinden İman edenler var’dır, fakat çoğunluğu Fısqedenler’dir.

003.111-Onlar Size Eza’dan başka Kesinlikle bir zarar veremezler. Eğer Sizinle savaşırlarsa Size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine Yardım da edilmez.

003.112-Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın İpi'ne ve İnsanlar’ın İpi’ne sığınanlar başka, Onlar’a Zillet vurulmuştur. Onlar, Allah'tan bir Gazab’a uğradılar da üzerlerine Aşağılanma vuruldu (Miskinliğe mahkum edildiler). Bu, Allah'ın Ayetleri’ni inkar etmeleri ve Nebiler’i Haqqsız yere öldürmeleri nedeniyledir. Bu,İsyan etmeleri ve Haddi aşmaları dolayısıyladır.

003.113-Onların tümü bir değil’dir. Kitap Ehli'nden Ayakta duran bir Ümmet vardır ki, Gece Vakitleri’nde Secde’ye kapanarak Allah'ın Ayetleri’ni okurlar.

003.114-Bunlar, Allah'a ve Ahiret Günü'ne İman eder, Ma'ruf’u emreder, Münker’den sakındırır ve Hayırlar’da yarışırlar. İşte bunlar Salih olanlar’dır.

003.115-Onlar Hayır’dan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, Muttaqiler’i Bilen'dir.

003.116-Gerçekten Küfredenler’in ise, ne Mallar’ı ne Çocuklar’ı, Onlar’a Allah'tan yana birşey sağlayamaz. İşte Onlar, Ateş'in Halkı’dırlar. Onda Temelli kalacaklardır.

003.117-Onlar’ın bu Dünya Hayatı’ndaki harcamalarının Misal’i, kendilerine zulmetmiş olan bir Qawm’in Ekini’ne İsabet eden Kavurucu Soğukluk’taki bir Rüzgar’ın Misali gibidir ki onu Helak etmiştir. Allah, Onlar’a zulmetmedi, fakat kendi kendilerine zulmettiler.

 

003.118-Ey İman edenler, kendinizden olmayanı Sırdaş edinmeyin. Onlar Size Kötülük ve Zarar vermekte kusur etmezler, Size Zorlu bir Sıkıntı verecek Şey’den hoşlanırlar. Buğz Ağızlar’ından dışa vurmuştur. Sineler’inin Gizli tuttukları ise daha Büyük’tür. Size Ayetlerimizi açıkladık. Belki aqledersiniz.

003.119-Sizler, işte böylesiniz, oysa Onlar Sizi sevmezler. Siz Kitab'ın Tümü’ne inanırsınız, Onlar Sizinle karşılaştıklarında (inandık) derler. Kendi başlarına kaldıklarında ise, Size karşı olan Kin ve Öfkeler’inden dolayı Parmak Uçları’nı ısırırlar. De ki: "Kin ve Öfkenizle ölün." Şüphesiz Allah, Sineler’in Özü’nde olanı     Bilen'dir."

003.120-Size bir İyilik dokununca Onlar’ı tasalandırır, Size bir Kötülük isabet edince ise onunla sevinirler. Eğer Siz sabreder ve sakınırsanız, onlar’ın Hileli Düzenler’i Size hiç bir Şey’le zarar veremez. Elbette Allah yapmakta olduklarını Kuşatan'dır.

 

XIII13    121-129   Uhud Savaşı

 

003.121-Hani Sen, Mü’minler’i savaşmak için elverişli Yerler’e yerleştirmek için Ev’inden erkenden ayrılmıştın. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

003.122-O zaman da Siz’den İki Bölük, neredeyse geri çekilmek istemişti. Oysa Allah Onlar’ın Yardımcısı’ydı. Artık Mü'minler yalnızca Allah'a Tewekkül etmelidirler.

003.123-Andolsun, Siz Güçsüz iken Allah Size Bedir'de Yardım’ıyla Zafer verdi. Şu halde Allah'tan ittiqa edin ki O'na şükredebilesiniz.

003.124-Sen Mü'minler’e: "Rabb'inizin size Melekler’den indirilmiş Üçbin Kişi’yle Yardım etmesi Size yetmez mi?" diyordun.

003.125-Evet, eğer sabrederseniz, ittiqa ederseniz ve Onlar da aniden üstünüze çullanırlarsa, Rabb'iniz Size Melekler’den Nişanlı Beşbin Kişi’yle Yardım ulaştırıcaktır.

003.126-Allah bunu Size ancak bir Müjde olsun ve Qalpler’iniz bununla tatmin bulsun diye yaptı, Nusret ancak Azim ve Hakim olan Allah katında’dır.

003.127-(bununla) Küfredenler’in İleri Gelenleri’ni kessin ya da Umutlar’ı Suya düşmüşler olarak onları Tepesi aşağı getirsin de geri dönüp gitsinler.

003.128-(O'nun) Onlar’ın Tewbeler’ini qabul etmesi veya Zalimler olduklarından dolayı azablandırması işinden Sana bir şey yoktur.

003.129-     Gökler’de ve Yer’de olanların tümü Allah'ındır. Kimi dilerse bağışlar, kimi dilerse azablandırır. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

XIV  130-143   Zafer Nasıl Kazanılır

 

003.130-Ey İman edenler, kat kat artırılmış Riba’yı yemeyin. Ve Allah'tan ittiqa edin, umulur ki kurtulursunuz.

003.131-Ve Kafirler için hazırlanmış olan Ateş'ten sakının.

003.132-Allah'a ve Elçisi’ne itaat edin, umulur ki Rahmet’e kavuşturulursunuz.

003.133-Rabb'inizden olan Mağfiret’e ve En’i Gökler’le Yer kadar olan Bahçe için yarışın. O, Muttaqiler için hazırlanmıştır.

003.134-Onlar, Bolluk’ta da, Darlık’ta da infaq edenler, Öfkeler’ini yenenler ve İnsanlar’dan Bağışlanma ile geçenlerdir. Allah, Muhsinler’i sever.

003.135-Ve Fahşa işledikleri ya da kendilerine Zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen Günah’ınızdan dolayı Bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka Günahlar’ı bağışlayan kim’dir? Bir de Onlar yaptıkları üzerinde bildikleri halde Israrla durmayanlardır.

003.136-İşte bunların Karşılığı, Rabb'lerinden Bağışlanma ve ebedi kalacakları içinden Irmaklar akan Bahçeler’dir. Böyle yapanlara ne Güzel Ecr var.

003.137-Gerçek şu ki Siz’den önce nice Sünnetler geçti. Bundan dolayı Arz’da gezin de Yalanlayanlar’ın uğradıkları Sonuç nasıl oldu bir görün.

003.138-Bu, İnsanlar için bir Beyan, Muttaqiler için de bir Hidayet ve Öğüt’tür.

003.139-Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer iman etmişseniz En Üstün olan Sizlersiniz.

003.140-Eğer bir Yara aldıysanız, o Qawm’a de benzeri bir Yara değmiştir. O Günler’i Biz İnsanlar arasında devredip dururuz. Bu Allah'ın İman edenler’i ayırması ve Siz’den Şahidler edinmesi içindir. Allah Zulmedenler’i sevmez.

003.141-(bu) Allah'ın İman edenler’i arındırması ve Küfredenler’i yok etmesi içindir.

003.142-Yoksa Siz, Allah, içinizden Cihad Edenler’i ayırdetmeden ve Sabredenler’i de  ayırdetmeden Bahçe'ye gireceğinizi mi sandınız?

003.143-Andolsun, Siz onunla karşılaşmadan önce Ölüm’ü temenni ediyordunuz. İşte Siz bakıp dururken onu gördünüz de.

 

XV   144-148   Bozgunluk anında sebat

 

003.144-Muhammed, yalnızca bir Elçi'dir. Ondan önce de nice Elçiler geçti. Şimdi O ölürse ya da öldürülürse, Siz Topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki Topuğu üzerinde gerisin geri dönen Kimse, Allah'a kesinlikle Zarar veremez. Allah, Şükredenler’i pek yakında ödüllendirecektir.

003.145-Allah'ın İzni olmaksızın hiç bir Nefis ölmez. O, Süresi belirtilmiş bir Yazı’dır. Kim Dünya’nın Yararı’nı isterse O’na ondan veririz, kim de Ahiret Sevabı’nı isterse O’na da ondan veririz. Biz Şükredenler’i pek yakında ödüllendireceğiz.

003.146-Nice Nebiler’le birlikte birçok Rabbaniler Savaş’a girdiler de, Allah Yolu’nda kendilerine isabet edenden dolayı ne Gevşeklik gösterdiler, ne de boyun eğdiler. Allah Sabredenler’i sever.

003.147-Onlar’ın söyledikleri: "Rabb'imiz, Günahlar’ımızı ve işimizdeki Aşırılıklar’ımızı bağışla, Ayaklar’ımızı sağlamlaştır ve Bize Kafirler Topluluğu’na karşı Yardım et." demelerinden başka bir Şey değil’dir.

003.148-Böylece Allah, Dünya Sevabı’nı da Ahiret Sevabı’nın Güzelliğini de Onlar’a verdi. Allah Muhsinler’i sever.

 

XVI16 149-155   Uhud bozgunu

 

003.149-Ey İman edenler, eğer Küfredenler’e itaat ederseniz, Sizi Topuklarınız üzerinde geri çevrilirler, böylece Büyük Hüsran’a uğrayanlar’a dönersiniz.

003.150-Hayır, Sizin Mevlanız Allah'tır. O, Yardım edenler’in en Hayırlısı’dır.

003.151-Kendisi hakkında Hiçbir İspatlı Delil indirmediği Şey’i Allah'a Ortak koştuklarından dolayı Küfredenler’in Qalpler’ine Korku salacağız. Onlar’ın Barınma Yerleri Ateş'tir. Zalimler’in Konaklama Yeri ne Kötü’dür.

003.152-Andolsun, Allah Size verdiği Söz’ünde Sadıq kaldı. Siz O'nun İzni’yle Onlar’ı kırıp geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiğinizi Size gösterdikten sonra, Siz Yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve Emir konusunda çekiştiniz. Siz’den kiminiz Dünya’yı istiyor, kiminiz de Ahiret'i istiyordu. Sonra denemek için Sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) Sizi bağışladı. Allah Mü'minler’e karşı Fadl-Sahibi’dir.

003.153-Siz o zaman durmaksızın uzaklaşıyor, kimseye dönüp bakmıyordunuz. Elçi de Sürekli Sizi arkadan çağırıyordu. El’inizden kaçırdıklarınıza ve Size İsabet eden’e üzülmemeniz için Sizi Keder’den Keder’e uğrattı. Allah, yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

003.154-Sonra Keder’in ardından üzerinize bir Güvenlik Duygusu indirdi, bu Uyuklama ki, içinizden bir Bölük’ü sarıveriyordu. Bir Bölük de, Canları Derdine düşmüştü. Allah'a karşı Haqsız yere Cahiliye Zannı’yla Zanlar’a     kapılarak: "Bu İş’ten Bize ne var? " diyorlardı. De ki: "Elbette İş’in tümü Allah'ındır." Onlar, Sana açıklamadıkları Şey’i içlerinde gizliyorlar, bu İş’ten bize bir Şey olsaydı, Biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Eğer Evler’inizde olsaydınız, üzerinize öldürülmesi Yazılmış olanlar, yine devrilecekleri Yerler’e gidecekti. Allah Sineler’inizdekini denemek ve Qalpler’inizdekini arındırmak için yaptı. Allah Sineler’de saklanan’ı Bilen'dir.

003.155-İki Topluluğun karşı karşıya geldikleri Gün, Siz’den Geri dönenleri, kazandıkları bazı Şeyler dolayısıyla Şeytan Onların Ayağı’nı kaydırmak istemişti. Ama andolsun ki, Allah Onlar’ı affetti. Elbette Allah, Gafur'dur, Halim'dir.

 

XVII17    156-171   Müminlerin ayırdedilmesi

 

003.156-Ey İman edenler, Küfredenler ile Arz’da gezerken veya Savaş’ta bulundukları sırada (ölen)Kardeşleri için: "Yanımızda olsalardı, ölmezlerdi" diyenler gibi olmayın. Allah, bunu Onların Qalpler’inde Kahırlı bir Özlem olarak kıldı. Dirilten ve Öldüren Allah'tır. Allah, yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

003.157-Andolsun, eğer Allah Yolu’nda öldürülür ya da ölürseniz, Allah'tan olan bir Bağışlanma ve Rahmet, Onların bütün Toplamakta olduklarından daha Hayırlı’dır.

003.158-Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de elobette Allah'a toplanacaksınız.

003.159-Allah'tan bir Rahmet dolayısıyla, Onlar’a Yumuşak davrandın. Eğer Kaba, Katı Yürekli olsaydın Onlar Çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse Onlar’ı bağışla, Onlar için bağışlanma dile ve İş Konusunda onlar’la Müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a Tewekkül et. Elbette Allah, Tewekkül edenler’i sever.

003.160-Eğer Allah Size Yardım ederse, artık Sizi Yenilgi’ye uğratacak yoktur ve eğer Sizi yalnız bırakacak olursa, ondan sonra Size Yardım edecek kim’dir? Öyleyse Mü'minler, yalnızca Allah'a Tewekkül etsinler.

003.161-Hiçbir Nebi'ye Emanet’e İhanet yaraşmaz. Sonra Her Nefs ne kazandıysa Eksiksiz olarak ödenir. Onlar Haqsızlığa da uğratılmazlar.

003.162-Allah'ın Rızası’na uyan Kişi, Allah'tan bir Gazab’a uğrayan kişi gibi midir? Ne kötü Barınak’tır o?

003.163-Allah katında Onlar derece derece’dir. Allah yapmakta olduklarını Gören'dir.

003.164-Andolsun ki Allah Mü'minler’e, içlerinde kendilerinden Onlar’a bir Elçi göndermekle Lutuf’ta bulunmuştur. Onlar’a Ayetler’ini okuyor ,Onlar’ı arındırıyor ve Onlar’a Kitab'ı ve Hikmet'i öğretiyor. Ondan önce ise Onlar apaçık bir Sapıklık içindeydiler.

003.165-İki Misline uğrattığınız bir Musibet Size isabet edince mi: "Bu nereden?" dediniz. De ki: " O, Sizin kendinizdendir. "Şüphesiz Allah , Herşey’e Güçyetiren'dir.

003.166-İki Topluluğun karşı karşıya geldiği Gün, Size isabet eden ancak Allah'ın İzni’yle idi. (Bu Allah’ın) Mü'minler’i ayırdetmesi içindi.

003.167-Münafıklık yapanları da Belirtmesi içindi. Onlar’a: "Gelin, Allah'ın Yolu’nda savaşın ya da Savunma yapın" denildiğinde, "Biz Savaşma’yı bilseydik elbette Sizi izlerdik" dediler. O Gün Onlar, İman’dan çok Küfr’e daha yakın’dılar. Qalpler’inde olmayanı Ağızlar’ıyla söylüyorlardı. Allah, Onların gizledikleinizi daha iyi bilir.

003.168-Onlar, kendileri oturup Kardeşler’i için: "Eğer Bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi" diyenlerdir. De ki: "Eğer Doğrusözlüler iseniz Ölüm’ü kendinizden savın öyleyse."

003.169-Allah Yolu’nda öldürülenleri sakın Ölüler sanmayın. Hayır, Onlar, Rabb'leri katında Diri’dirler, rızıqlanmaktadırlar.

003.170-Allah'ın kendi Fadl’ından Onlar’a verdikleriyle Sevinç içindedirler. Onlar’a arkalarından henüz ulaşmayanlara Müjdeler vermektedirler ki Onlar’a hiç bir Korku yok’tur, Mahzun da olacak değillerdir.

003.171-Onlar, Allah'tan bir Ni’met’i, bir Fadl’ı ve gerçekten Allah'ın Mü'minler’in Ecri’ni boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler.

 

XVIII18   172-180   Düşmanın hüsranı

 

003.172-Kendilerine Yara isabet ettikten sonra Allah ve Elçisi’nin Çağrı’sına İcabet edenler, içlerinden İyilik yapanlar ve Sakınanlar için Büyük bir Ecr var’dır.

003.173-Onlar, kendilerine İnsanlar: "Size karşı İnsanlar topladılar, artık Onlar’dan korkun." dedikleri halde, İmanlar’ı artanlar ve: "Allah Bize yeter, O ne Güzel Wekil’dir" diyenlerdir.

003.174-Bundan dolayı, kendilerine hiçbir Kötülük dokunmadan bir Fadl ve Allah'tan bir Ni’met’le geri döndüler. Onlar, Allah'ın Rızası’na uydular. Allah Büyük Fadl Sahibi’dir.

003.175-İşte bu Şeytan, ancak kendi Dostlar’ını korkutur. Siz Onlar’dan korkmayın , eğer Mü'minler’seniz Ben'den korkun.

003.176-Küfür’de çabalayanlar Seni üzmesin. Çünkü Onlar, Allah'a hiçbir Şey’le Zarar veremezler. Allah, Onlar’ı Ahiret’te Pay Sahibi kılmamayı ister. Onlar için Büyük  bir Azab var’dır.

003.177- Onlar İman’a karşı Küfrü Satın alanlardır. Onlar, Allah'a karşı hiçbir Şey’le Zarar veremezler. Onlar için Acıklı bir Azab vardır.

003.178-O Küfredenler, kendilerine tanıdığımız Süre’yi sakın kendileri için Hayırlı sanmasınlar, Biz Onlar’a, ancak Günahları daha da artsın diye Süre vermekteyiz. Onlar için Alçaltıcı bir Azab var’dır.

003.179-Allah, Murdar’ı Temiz’dern ayırt edinceye kadar Mü'minler’i, Sizin üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah Sizi Gayb üzerine Muttali kılacak da değildir. Ama Allah Elçiler’inden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah'a ve Elçisi’ne İman edin. Eğer İman eder ve İttiqa ederseniz, Sizin için Büyük bir Ecr var’dır.

003.180-Allah'ın Bol İhsan’ından kendilerine verdiği Şeyler’de Cimrilik edenler, bunun kendileri için Hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır, bu, Onlar için Şerr’dir. Qıyamet Günü Cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaktır. Gökler’in ve Yer’in Mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

 

XIX19 181-189   Düşmanların alayları

 

003.181-     Andolsun, "Gerçek, Allah Faqir’dir, Biz ise Zenginler’iz" diyenlerin Sözler’ini Allah işitmiştir. Onlar’ın bu Sözlerini ve Nebiler’ini Haqsız yere öldürmelerini yazacağız ve: "Yakıcı olan Azab'ı tadın" diyeceğiz.

003.182-Bu, Sizin ellerinizin önden sunduklarıdır. Allah, gerçekten Kullar’a Zulmedici değildir.

003.183-"Bize, Ateş'in Yiyeceği bir Kurban getirinceye kadar, hiçbir Elçi’ye inanmamamızı Allah elbette Bize Söz vermiştir." diyenlere de ki: "Elbette, Ben’den önce nice Elçiler, Apaçık Belgeler ve söylediklerimizle geldi. Eğer Siz Doğrusözlü idiyseniz şu halde Onlar’ı ne diye öldürdünüz?"

003.184-Eğer Seni yalanlarlarsa, Sen’den önce Apaçık Belgeler, Zeburlar ve Aydınlık Kitap'la gelen Elçileri de yalanladılar.

003.185-Her Nefs Ölüm’ü Tadıcı’dır. Qıyamet Günü elbette Ecirleriniz Eksiksizce ödenecektir. Kim Ateş'ten uzaklaştırılır ve Bahçe'ye sokulursa, artık o gerçekten Kurtuluş’a ermiştir. Dünya Hayatı, Aldatıcı Meta’dan başka birşey değil’dir.

003.186-Andolsun, Mallar’ınızla ve Canlar’ınızla imtihan edileceksiniz ve Siz’den önce kendilerine Kitap verilenler’den ve Müşrikler’den elbette çok Eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve ittiqa ederseniz bu Emirler’e olan Azim’dendir.

003.187-Hani kendilerine Kitap verilenler’den: "O'nu elbette İnsanlar’a açıklayacaksınız ve O'nu gizlemeyeceksiniz" diye Kesin Söz almıştı. Fakat Onlar, bunu arkalarına attılar ve ona Karşılık Az bir Değer’i satın aldılar. O aldıkları Şeyse ne kötü’dür.

003.188-Getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları Şeyler nedeniyle Övülme’den hoşlananları (kazançlı) sayma. Onlar’ı Azap’tan Kurtulmuş olarak da sayma. Onlar için Acıklı bir Azab vardır.

 

XX   190-200   Müminlerin zaferi

 

003.189-Gökler’in ve Yer’in Mülkü Allah'ındır. Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.

003.190-Elbette Gökler’in ve Yer’in Yaratılışı’nda, Gece ile Gündüz’ün ardarda Gelişi’nde Ulu’l-Elbab için gerçekten Ayetler var’dır.

003.191-Onlar, Ayak’ta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve Gökler’in ve Yer’in Yaratılışı’nı düşünürler. "Rabbimiz, Sen bunu boşa yaratmadın. Sen Yüce’sin, Bizi Ateş'in Azabı’ndan koru."

003.192-"Rabb'imiz, şüphesiz Sen kimi Ateş'e sokarsan, artık O’nu Aşağılık kılmışındır. Zulmedenler’in Yardımcıları yok’tur."

003.193-"Rabb'imiz Biz "Rabb’inize iman edin" diye İman’a Çağrı’da bulunan bir Çağrıcı’yı işittik, hemen İman ettik. Rabb'imiz, Bizim Günahlar’ımızı bağışla, Kötülükler’imizi ört ve Bizi Ebrar’la öldür."

003.194-"Rabb'imiz , Elçiler’ine vadettiklerini Bize ver, Qıyamet Günü'nde de Bizi Aşağılık kılma.  Elbette Sen Wa’dine hulfetmezsin."

003.195-Nitekim Rabb'leri Onlar’a Cevap verdi: "Elbette Ben Erkek, Kadın, Siz’den  bir İş’te bulunanın İş’ini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte Hicret edenler’in , Yurtlar’ından çıkarılanların ve Yol’umda İşkence görenler’in , çarpışıp Öldürülenler’in elbette  Seyyieler’ini örteceğim ve Onlar’ı içlerinden Irmaklar akan Bahçeler’e koyacağım. Allah katından bir Sevab. Allah, Karşılığın en Güzeli O'nun katındadır.

 

003.196-Küfredenler’in Ülke Ülke dolaşmaları Seni aldatmasın.

003.197-(bu)Az bir Yarar. Sonra bunların Barınma Yerleri Cehennem'dir. O ne Kötü bir Yatak’tır.

003.198-Ama Rabb'lerinden İttiqa edenler, Onlar için Allah katında bir Şölen olarak içlerinden Irmaklar akan ebedi kalacakları Bahçeler var’dır. Ebrar için Allah'ın katında olanlar daha Hayırlı’dır.

003.199-Elbette, Kitap Ehli'nden de Allah'a, Size indirilene ve kendilerine indirilene Allah'a Derin Saygı gösterenler olarak inananlar vardır. Onlar, Allah'ın Ayetleri’ne Karşılık olarak Az bir Değer’i satın almazlar. İşte bunların Rabb'leri katında Ecirleri var’dır. Şüphesiz Allah, Hesab’ı çabuk-Gören'dir.

003.200-Ey İman edenler, sabredin ve Sabır’da yarışın, Ribat-edin. Allah'tan ittiqa edin. Umulur ki Felah’a erersiniz.


 

 

096.033/el-AHZAB

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

I1   1-8       Mü'minlerin Peygambere yakınlıkları

 

033.01- Ey Nebi Allah'tan ittiqa et, Kafirler’e ve Münafıklar’a itaat etme. Elbette Allah, Bilen'dir, Hakim'dir.

033.02- Ve Sana Rabb'inden wahyedilene uy. Elbette Allah yaptıklqarınızdan Haber-alan’dır.

033.03- Allah'a tewekkül et, Wekil olarak Allah yeter.

 

033.04- Allah bir Adam’ın Cevni’nde  İki Qalb kılmadı ve kendilerini Anneler’inize benzeterek Yemin konusu yaptığınız Eşler’inizi de Sizin Anneler’iniz yapmadı. Evlatlıklar’ınızı da Sizin Çocuklarınız saymadı. Bu Sizin Ağzınız’la söylemenizdir. Allah ise Haqq’ı söyler ve Yol’a yöneltip-iletir.

033.05- Onlar’ı Babalar’ına Nisbet ederek çağırın. Bu Allah katında daha Adil’dir. Eğer Babalar’ını bilmiyorsanız artık Onlar Din’de Sizin Kardeşler’iniz ve Dostlar’ınızdır. Hata olarak yaptıklarınız da ise Sizin için bir Sakınca yok’tur. Ancak Qalpler’inizin qastederek yaptıklarınızda var’dır. Allah Bağışlayan'dır, Rahim'dir.

033.06- Nebi, Mü'minler için kendi Nefisler’inden daha Evla’dır. Ve O'nun Zewceler’i de Onlar’ın Anneler’idir. Rahim Sahipleri Allah'ın Kitab'ında Mü'minler’den ve Muhacirler’den bir kısmı bir kısına göre daha Önde’dir. Ancak Dostlar’ınıza Ma'ruf üzerine yapacağınız başka. Bunlar Kitap'ta yazılmıştır.

 

033.07- Hani Biz Nebiler’den Kesin Sözler’ini almıştık, Sen’den Nuh'dan,İbrahim'den Musa'dan ve Meryemoğlu İsa'dan. Biz Onlar’dan Sapasağlam bir Söz almıştık.

033.08- Doğru olanlar’a Doğruluklar’ını sorması için Kafirler’e ise Acıklı bir Azab hazırlamıştır.

 

II2  9-20      Müttefiklerin Medineye Hucumu

 

033.09- Ey İnananlar! Allah'ın Sizin üzerinizdeki Ni’met’ini hatırlayın. Hani Size Ordular gelmişti, böylece Biz de Onlar’ın üzerine bir Rüzgar ve Sizin görmediğiniz Ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızıGören'dir.

033.10- Hani Onlar Size hem üstünüzden hem altınızdan gelmişlerdi. Gözler de kaymış Yürekler Hançere’ye gelip dayanmıştı ve siz Allah katında Zanlar’da bulunuyordunuz.

033.11- İşte Orada İnananlar Deneme’den geçirilmiş ve Şiddetli bir Sarsıntı ile Sarsıntı’ya uğratılmışlardı.

033.12- Hani Münafıklar ve Qalpler’inde Hastalık bulunanlar "Allah'ın Elçisi Bize Boş bir Aldanış’tan başka bir Şey waadetmedi" diyorlardı.

033.13- Onlar’dan bir Bölük de hani şöyle demişti."Ey Yesrib Halkı! Artık Sizin için kalacak yer yok. Şu halde dönün." Onlar’dan bir Topluluk da "Gerçekten Evler’imiz Açık’tır" diye Nebi'den izin istiyordu. Oysa Onlar Açık değildi, Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı.

033.14- Eğer Onlar’a yanından girilseydi sonra da kendilerinden Fitne istenmiş olsaydı  elbette bunu yanaşır ve bunda pek azı dışında kalmazlardı.

033.15- Oysa Andolsun Onlar daha önce Arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a Söz vermişlerdi. Allah'a verilen Söz ise Sorumluluk’tur.

033.16- De ki: "Eğer Ölüm’den veya Öldürülmekten kaçıyorsanız kaçış Size Kesin olarak bir Yarar sağlamaz. Böyle olsa bile pek az dışında metalanıp yararlandırılmazsınız."

033.17- De ki: " Size bir Kötülük isteyecek olsa Sizi Allah'tan koruyucak ve Size bir Rahmet isteyecek olsa ( kim engeller). Onlar kendileri için Allah'ın dışında ne bir Weli ne de bir Yardımcı bulamazlar.

033.18- Gerçekten Allah içinizden alıkoyanlar’ı ve Kardeşler’ine "Bize gelin" diyenleri bilmektedir. Bunlar pek azı dışında Zorlu Savaşlar’a gelmezler.

033.19- Size karşı oldukca Cimri ve Bencil’dirler. Şayet Korku gelecek olsa Ölüm’den dolayı üstüne Baygınlık çökmüş kimseler gibi Gözler’i dönerek Onlar’ın Sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince de Hayr’a karşı oldukca Düşkünlük göstererek Sizi Keskin Diller’i ile karşılarlar. İşte Onlar inanmamışlardır. Böylece Allah Onlar’ın yapmakta olduklarını Boşa çıkarmıştır. Bu ise Allah'a göre pek Kolay’dır.

033.20- Onlar Düşman Birlikleri’nin gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer Birlikler gelecek olsa, Çöl’de Bedewiler arasında olup da Sizin Haberler’inizi sormayı cidden Arzu ediyorlardı. Fakat içinizde olsalardı ancak pek az savaşırlardı.

 

III3 21-27     Düşmanın Mağlubiyeti

 

033.21- Andolsun Sizin için Allah’ı ve Son Gün’ü umanlar ve Allah'ı çokca zikredenler için Allahın Elçi'sinde Güzel bir Örnek var’dır.

033.22- Mü'minler Düşman Birlikleri’ni gördükleri zaman ise dediler ki:"Bu Allah'ın ve Elçi'sinin Bize Waadettiği Şey’dir. Allah ve Elçisi Doğru söylemiştir ve yalnızca Onlar’ın İmanlar’ını ve Teslimiyetler’ini artırmış oldu.

033.23- Mü'minler’den öyle  Adamlar vardır ki üzerinde Allah ile yaptıkları Ahid’e Sadaqat gösterdiler ve böylece Onlar’dan kimi Adağını gerçekleştirdi kimi de beklemektedir. Onlar hiçbir Değiştirme ile değiştirmediler.

033.24- Çünkü Allah Sadıqlar’ı Sadaqatler’inden dolayı mükafatlandıracak, Münafıqlar’ı da dilerse azablandıracak veya Tewbeler’ini qabul edecektir. Elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

033.25- Allah Küfredenler’i Kin ve Öfkeler’i ile geri çevirdi. Onlar hiçbir Hayr’a varamadılar. Savaş’ta Allah Mü'minler’e yetti. Allah Aziz'dir, ve Galip-olan’dır,

033.26- Kitap Ehli'nden Onlar’a Arka çıkanlar’ı da Kaleler’inden indirdi ve Onlar’ın Qalpler’ine Korku düşürdü. Siz bir kısmını öldürüyordunuz bir ksmını ise Esir alıyordunuz,

033.27- Ve Sizi Onlar’ın Topraklar’ına Yurtlar’ına Mallar’ına ve daha Ayak basmadığınız bir Yer’de de Mirascı kıldı. Allah’ın  Herşey’e Gücü yeter.

 

IV4  28-34     Peygamberin aile hayatı

 

033.28- Ey Nebi, Eşler’ine söyle. "Eğer Siz Dünya Hayatı’nı ve O’nun Süslü Çekiciliğini istiyorsanız gelin Sizi yararlandırayım ve Güzel bir Salma ile Sizi salayım."

033.29- Eğer siz Allah'ı, Elçi'sini ve Ahiret Yurdu’nu istiyorsanız artık elbette Allah içinizden Güzellikte bulunanlar için Büyük bir Ecir hazırlamıştır.

033.30- Ey Nebi Eşleri! Kim Siz’den Açık bir Utanmazlıkta bulursa O’nun Azab'ı iki Kat olarak artırılır. Bu da Allah'a pek Kolay’dır.

033.31- Ama Kim’de Siz’den Allah'a ve Elçi'sine Gönül’den itaat eder ve Salih bir Eylem’de bulunursa O’na da Ecr’ini iki kere veririz ve Biz O’na Üstün bir Rızıq da hazırlamışızdır.

033.32- Ey Nebi'nin Eşleri! Siz Kadınlar’dan herhangi biri değilsiniz, eğer sakınıyorsanız artık Söz’ü Çekicilikle söylemeyin ki sonra Qalpler’inde Hastalık bulunan Kişi tamah eder. Sözü Ma'ruf bir tarz’da söyleyin.

033.33- Evler’inizde Wakar’la oturun, İlk Cahiliye’nin Süsleri’ni açığa vurması gibi, Siz de Süsler’inizi açığa vurmayın. Salat’ı kılın, Zekat’ı verin, Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin. Ey Ev Halkı, gerçekten Allah Siz’den Kir’i gidermek ve Sizi tertemiz kılmak ister.

033.34- Evlerinizde okunmakta olan Allah'ın Ayetleri’ni ve Hikmet'i hatırlayın. Elbette Allah Latif'tir, Haberdar'dır.

 

V5   35-40     Peygamber’in Zeyneb’le evliliği

 

033.35- Elbette Müslimler ve Müslimeler, Müminler ve Mümineler , Gönülden İtaat eden-erkekler ve Gönül’den İtaat eden-kadınlar, Sadıq-erkekler ve Sadıq-kadınlar, Sabreden-  erkekler ve Sabreden-kadınlar, Saygı ile korkan-erkekler ve Saygı ile korkan-kadınlar, Sadaqa veren erkekler ve Sadaqa veren-kadınlar, Oruç tutan-erkekler ve Oruç tutan-kadınlar,Irzlarını koruyan-erkekler ve      Koruyan-kadınlar, Allah'ı çokca anan-erkekler ile Zikreden-kadınlar. Bunlar için Allah bir Bağışlanma ve Büyük bir Ecir hazırlamıştır.

033.36- Allah ve Elçi'si bir İş’e hükmettiği zaman Mü’min ve Mü’mine için kendi İşler’inde Seçim Haqları yoktur. Kim Allah'a ve Elçi'sine isyan ederse artık gerçekten o Açık bir Sapıklık’la sapıtmıştır.

 

033.37- Hani Sen Allah'ın kendisine Ni’met verdiği ve Senin de kendisine Ni’met verdiğin Kişi’ye "Eşi’ni yanında tut ve Allah'tan ittiqa et," diyordun ve İinsanlar’dan da çekinerek Allah'ın açığa vurucağı Şey’i kendi Nefs’inde saklıyordun, oysa Allah kendisinden çekinmene çok   daha layıktı. Artık Zeyd O’nunla ilişkisini kesince Biz O'nu Senin’le evlendirmiş olduk. Böylelikle Evlatlıklar’ının kendilerinden ilişkilerini kestikleri zaman Onlar’la Evlenme konusunda Mü'minler üzerine bir güçlük olmasın. Allah'ın Emri yerine getirilmiştir.

033.38- Allah'ın kendisine Farz kıldığı bir Şey de Nebi  üzerine bir Güçlük yok’tur. Daha önce gelip geçenler’de de Allah'ın Sünneti’dir. Allah'ın Emri Taqdir edilmiş bir Qader’dir.

033.39- Ki Onlar Allah'ın Elçiliği’ni Tebliğ edenler, O’ndan Huşu duyanlar ve  Allah'ın dışında hiç kimse’den korkmayanlardır. Hesap görücü olarak Allah yeter.

033.40- Muhammed Siz’in  Adamlar’ınızdan hiçbirinizin Babası değil’dir. Ancak O Allah'ın Elçisi ve Nebiler’in Hatemi’dir. Allah Herşey’i Bilen'dir.

 

VI6  41-52     Peygamberin aile hayatı

 

033.41- Ey İnananlar, çokca anmak suretiyle Allah'ı anın.

033.42- Ve O’nu Sabah ve Akşam tesbih edin.

033.43- O'dur ki Sizi Karanlıklar’dan Nur’a çıkarmak için Sizin üzerinize Salat etmekte, Melekler’i de. O Müminler için Rahim'dir.

033.44- O’na kavuşacakları Gün Onlar’ın Dirlik temennileri "Selam" dır. Ve Onlar’a Kerim bir Ecir hazırlamıştır.

 

033.45- Ey Nebi, Biz Seni gerçekten bir Şahid, bir Müjdeci ve bir Uyarıcı olarak gönderdik.

033.46- Ve kendi İzniyle Allah'a çağıran ve Nur saçan bir Çerağ olarak.

033.47- Müminler’i müjdele. Gerçekten Onlar için Allah'tan Büyük bir Fadl var’dır.

033.48- Kafirler’e ve Münafıqlar’a itaat etme. Eziyetler’ine de aldırma ve Allah'a tewekkül et, Wekil olarak Allah yeter.

 

033.49- Ey İnananlar, Mü'mineler’i  nikahlayıp sonra Onlar’a dokunmadan boşarsanız bu durumda Sizin için üzerlerinize sayacağınız bir İddet yok’tur. Artık Onlar’ı yararlandırın ve Güzel bir salma ile Onlar’ı salın.

 

033.50- Ey Nebi, gerçekten Biz Sana Ücretler’ini verdiğin Eşler’ini ve Allah'ın Sana Ganimet olarak verdikleri’nden Sağel’inin Malik olduğu ile Seninle birlikte Hicret eden Amca’nın Kızları’nı, Hala’nın Kızları’nı, Dayı’nın Kızları’nı ve Teyze’nin Kızları’nı Helal kıldık ve bir de kendisini Nebi'ye Hibe eden ve kendisini Nebi'nin almak istediği Mü'mine’yi de Mü’minler için olmaksızın yalnızca Sana   Has olmak üzere. Biz kendi Eşler’i ve Sağeller’inin Malik olduğu konusunda Onlar üzerinde neyi Farz kıldığımızı bildik. Böylelikle   Senin için hiçbir Güçlük olmasın. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

033.51- Onlar’dan dilediğini geri bırakır dilediğini de yanına alıp barındırabilirsin. Ayrıldıklarından istek duyduklarına (dönmende) bir Sakınca yok’tur. Onlar’ın Gözlerinin aydınlanıp Hüzn’e kapılmamalarına ve   kendilerine verdiğinle hepsinin Hoşnut olmalarına en yakın olan bu’dur. Allah Qalpler’inizde olan’ı bilmektedir. Allah Bilen'dir, Halim'dir.

033.52- Bundan sonra Kadınlar ve bunları başka Eşler ile değiştirmek Güzellikleri Hoşuna gitse bile Helal olmaz. Ancak Sağel’inin Malik olduğu başka. Allah Herşey’i Gözetleyip-denetleyen’dir.

 

VII7 53-58     Münafıkların Tezviratı

 

033.53- Ey İnananlar, Nebi'nin Evleri’ne Yemek için İzin verilmeden ve Vaktine de bakmaksızın girmeyin. Ancak çağrılırsanız artık girin. Yemeği yediğinizde de dağılıverin. Söz ve Sohbet için de girmeyin. Gerçekten bu Nebi'ye Eziyet vermekte ve O da Siz’den utanmaktadır.    Oysa Allah Haqq’tan utanmaz. Onlar’dan bir Şey isteyeceğiniz zaman Perde arkası’ndan isteyin; bu      Sizin Qalpler’iniz için de, Onlar’ın Qalpler’i için de daha Temiz’dir. Allah'ın Elçi'sine Eziyet vermeniz ve O'ndan sonra Eşler’ini nikahlamanız Size Ebedi olarak olmaz. Çünkü böyle yapmanız Allah katında çok Büyük.

033.54- Bir Şey’i açığa vursanız da saklı tutsanız da elberre Allah Herşey’i bilir.

 

033.55- Onlar için Babalar’ı, Oğullar’ı, Kardeşler’i, Erkek Kardeşleri’nin Oğulları, Kızkardeşleri’nin Oğulları, Kadınlar’ı ve Sağeller’inin Malik olduğu hakkında bir Sakınca yok’tur. Allah'tan sakının, şüphesiz Allah     Herşey’e Şahid'dir.

 

033.56- Elbette Allah ve Melekler’i Nebi üzerine salat ederler, ey İnananlar Siz de O’nun üzerine salat edin. Tam bir Teslimiyet’le O'na Selam verin/ tam anlamıyla destekleyin.

033.57- Gerçek şu Allah'a ve Elçi'sine Eziyet edenler, Allah Onlar’a Dünya’da da Ahiret'te de Lanet etmiş ve Onlar için Aşağılayıcı bir Azab hazırlanmıştır.

 

033.58- Mü'minler’e ve Mü'mineler’e  İrtikab etmedikleri sebebiyle Eziyet edenler ise gerçekten bir İftira ve Açık bir Günah yüklenmişlerdir.

 

VIII8 59-66     İftiracıların akıbeti

 

033.59- Ey Nebi, Eşler’ine, Kızlar’ına, ve Mü'minler’in Kadınları’na Dışelbiseleri/Cilbabları üzerine giymelerine söyle. Onlar’ın tanınmaları ve Eziyet görmemeleri için en uygun olan’ı budur. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

033.60- Andolsun eğer Münafıqlar, Qalpler’inde Hastalık bulunanlar ve Şehir’de Kışkırtıcılık yapanlar bir son vermeyecek olurlarsa gerçekten Seni Onlar’a saldırtırız, sonra orada Seninle pek az Komşu kalabilirler.

033.61- Lanet’e uğratılmışlar olarak nerede ele geçirilseler yakalanırlar ve öldürüldükce öldürülürler.

033.62- Daha önceden gelip geçenler konusunda Allah'ın Sünneti’dir. Allah'ın Sünneti’nde Kesinlikle bir Değişiklik bulamazsın.

 

033.63- İnsanlar Sana Saat'i sorarlar. De ki: "O'nun Bilgisi yalnızca Allah'ın katındadır, ne bilirsin, belki Saat pek yakında olabilir.

033.64- Gerçekten Allah Kafirler’i lanetlemiş ve Onlar için Çılgın bir Ateş hazırlamıştır,

033.65-Orada Ebedî olarak Kalıcı’dırlar. Onlar ne bir Weli ne de bir Yardımcı bulamıyacaklardır.

033.66- Onlar’ın Yüzleri’nin Ateş'te evrilip çevrileceği Gün derler ki: "Eyvahlar Bize, keşke Allah'a İtaat etseydik ve Elçi'ye İtaat etseydik."

033.67- Ve dediler ki: "Rabb'imiz gerçekten Biz Efendiler’imize ve Büyükler’imizize İtaat ettik. Böylece Onlar Bizi Yol’dan saptırmış oldular."

033.68- "Rabb'imiz Onlar’ı Azab’tan iki katını ver ve Onlar’a Büyük bir Lanet’le lanet et."

 

IX9  67-73     Müslümanlara öğütler

 

033.69- Ey İnananlar Musa'ya Eziyet edenler gibi olmayın ki sonunda Allah O’nu denemekte olduklarından Temiz’e çıkırdı. O, Allah katında Seçkin’di.

033.70- Ey İnananlar, Allah'tan ittiqa edin ve Söz’ü doğru olarak söyleyin.

033.71- Ki o Ameller’ini ıslah etsin ve Size Günahlar’ınız bağışlasın. Kim Allah'a ve Elçi'sine itaat ederse artık O en Büyük Kurtuluş’la kurtulmuştur.

033.72- Gerçek şu ki Biz Emanetler’i Gökler’e, Yer’e ve Dağlar’a sunduk da Onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve O’ndan Korku’ya kapıldılar, O’nu İnsan yüklendi. Çünkü O çok Zalim, Çok-cahil’dir.

033.73- Şundan ki Allah Münafıqlar’ı ve Münafıqalar’i, Müşrikler’i ve Müşrikeler’i azablandıracak, Mü'minler’in ve Mü'mineler’in Tewbe’sini Kabul edecektir. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

097.060/el-MÜMTEHİNE

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

I    1-6       Müslümanların gayrileriyle ilişkileri

 

060.01-Ey İnananlar, Benim de Düşman’ım Sizin de Düşman’ınız olanlar’ı Weliler edinmeyin. Siz Onlara karşı Sevgi yöneltiyorsunuz, oysa Onlar Haqq’tan Size gelene küfretmişlerdir. Rabb'iniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı Elçi’si de, Sizi de çıkarıyorlardı. Eğer Siz, Benim Yol’umda cihad etmek ve Benim Rıza’mı aramak amacıyla çıkmışsanız, Onlara karşı hala Sevgi gizliyorsunuz? Ben, Sizin gizlemekte olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilirim. Kim Siz’den bunu yaparsa, artık O elbette Yolun-ortası’ndan sapmıştır.

060.02-Eğer Onlar Sizi ele geçirecek olurlarsa, Size Düşman kesilirler. Eller’ini ve Diller’ini Kötülük’le Size uzatırlar. Onlar Sizin Küfr’e sapmanızı içten arzu etmişlerdi.

060.03-Ne Yakın Aqrabalar’ınız, ne Çocuklar’ınız Qıyamet Günü Size bir Yarar sağlamaz. Sizin aranızı ayıracaktır. Allah yaptıklarınızı  Gören'dir.

 

060.04-İbrahim ve O'nunla birlikte olanlar’da Sizin için Güzel bir Örnek vardır. Hani Onlar kendi Qawimler’ine demişlerdi ki: "Biz, Sizler’den ve Allah'ın dışında tapmakta olduklarınızdan gerçekten Uzağız. Sizi inkar ettik. Sizinle aramızda, Siz Allah'a bir olarak inanıncaya kadar Ebedî bir Düşmanlık ve bir Kin başgöstermiştir." Ancak İbrahim'in Baba’sına: "Sana Bağışlanma dileyeceğim, Ama Allah'tan gelecek herhangi bir Şey’e karşı Senin için Gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabb'imiz, Biz Sana tewekkül ettik ve içten Sana yöneldik. Dönüş Sana’dır."

060.05-"Rabb'imiz, küfretmekte olanlar için Bizi Fitne kılma ve Bizi bağışla. Rabb'imiz. Şüphesiz Sen Aziz'sin, Hakim'sin."

060.06-Andolsun, Onlar’da Sizler için, Allah'ı ve Son Gün’e Umud etmekte olanlar için Güzel bir Örnek vardır. Kim yüzçevirecek olursa, artık elbette Allah, Ganî'dir, Hamid'dir.

 

II2  7-17      Müslümanların gayrileriyle ilişkileri

 

060.07-Belki Allah, Sizler’e Onlar’dan kendilerine karşı Düşmanlık beslemekte olduklarınız arasında bir Sevgi bağı kılar. Allah, Güçyetiren'dir, Hamid'dir.

060.08-Allah, Sizinle Din konusunda savaşmayan, Sizi Yurtlar’ınızdan çıkarmayanlara İyilik yapmanızdan ve Onlara Adalet’li davranmanızdan Sizi sakındırmaz. Çünkü Allah Adalet yapanları sever.

060.09-Allah, ancak Din konusunda Sizinle savaşanları, Sizi Yurtlar’ınızdan çıkaranları, ve çıkarılmanız için arka çıkanları tewelli etmenizden sakındırır. Kim Onları Weli edinirse, artık Onlar Zalimler’in ta kendisidir.

 

060.10-Ey İnananlar, Mü'mineler hicret ederek Size geldiklerinde, Onları imtihan edin. Allah, Onların İmanlar’ını daha iyi Bilen'dir. Şayet Onların Mü'mine olduklarını bilirseniz, artık sakın Onları Kafirler’e geri vermeyin. Ne bunlar Onlara Helal’dir, ne de Onlar bunlara Helal’dir. Onlara harcadıklarını verin. Onlara Ücretler’ini verdiğiniz taqdirde Onları nikahlamanızda Sizin için bir Güçlük yok’tur. Kafirler’in İsmetleri’ni tutmayın ve Harcadıklarınızı isteyin. Onlar da Harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın Hükmü’dür. Sizin aranızda hükmeder. Allah, Bilen'dir, Hakim'dir.

060.11-Ve eğer Eşler’inizden herhangi bir Şey Kafirler’e geçer, böylece Siz de Ganimet’e kavuşursanız, Eşler’i gidenlere Harcama yaptıklarının bir Mislini verin. Kendisine inandığınız Allah'tan ittiqa edin.

060.12-Ey Nebi, Mü'mineler Allah'a hiçbir Şey’i şirk koşmamak,  çalmamak, Zina etmemek, Çocuklar’ını öldürmemek, Eller’i ve Ayaklar’ı arasında bir İftira düzmemek, Ma'ruf konusunda Sana isyan etmemek üzere, Sana Biat etmeye geldikleri zaman, Onların Biatlar’ını qabul et ve Onlar için Allah'tan Mağfiret iste. Elbette Allah, Gafur'dur, Rahim' dir.

060.13-Ey İnananlar! Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir Qawm’i Weli edinmeyin, ki Onlar, Kafirler’in Qabir Halkı’ndan Umut kesmeleri gibi Ahiret'ten ye’s’e düşmüşlerdir.


 

 

098.004/en-NİSA

Bismillahirrahmanirrahim

 

                       

I1   1-10      Yetimler ve Vasileri

 

004.01-Ey İnsanlar, Sizi Tek bir Nefis’ten yaratan, ondan da Eş’ini yaratan ve her ikisinden bir çok Erkek Kadın türetip yayan Rabb'inizden sakının. Ve yine kendisiyle birbirinizle dilekleştiğiniz Allah'tan ve Aqrabalık’tan sakının. Elbette Allah Sizin üzerinde Gözetici'dir.

004.02-Yetimler’e Mallarını verin ve Murdar’a karşı Temiz olanı değiştirmeyin. Onların Mallar’ını Mallar’ınıza katarak yemeyin. Çünkü bu Büyük bir Suç’tur.

004.03-Eğer Yetim Kızlar Konusunda Adalet’i yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız bu durumda Size Helal olan Kadınlar’dan ikişer üçer dörder olmak üzere nikahlayın. Şayet Adalet yapamayacağınızdan korkarsanız o zaman biri ya da Sağ Eller’inizin Malik olduğu ile    yetinin. Bu sapmamanıza daha Yakın’dır.

004.04-Kadınlar’a Mehirler’ini Gönül’den isteyerek verin Fakat onlar Gönül Hoşluğu ile Size ondan bir Şey bağışlarlarsa onu da Afiyet’le yiyin.

004.05-Allah'ın Sizin için Qaim kıldığı Mallar’ınızı Sefihler’e vermeyin. Bunlar’la Onlar’ı rızıqlandırıp giydirin ve Onlar’a Güzel Söz söyleyin.

004.06-Yetimler’i Nikah’a erişecekleri An’a kadar deneyin. Şayet kendilerinde bir Olgunlaşma gördünüz mü hemen Onlar’a Mallar’ını verin. Büyüyecekler diye İsraf ile Çarçabuk yemeyin. Zengin olan İffetli olmaya çalışsın, Yoksul olan da Artık Ma'ruf bir şekilde yesin. Mallar’ını kendilerine verdiğiniz Zaman onlara karşı Şahidler bulundurun. Hesap-görücü olarak Allah yeter.

004.07-Ana Baba’nın ve Yakınlar’ın bıraktıklarından, Erkekler’e Hisse vardır. Ana baba’nın ve Yakınlar’ın bıraktıklarından Kadınlar’a da Hisse var’dır. Bunlar az veya çok Belli bir Hisse’dir.

004.08-Bölüşme sırasında  Yakınlar, Yetimler ve Yoksullar da hazır olursa Onlar’ı ondan rızıqlandırın ve Onlar’a Güzel Söz söyleyin.

004.09-Arkalarına bıraktıkları Zayıf Çocuklar’dan dolayı Onlar’a karşı korku duyanlar içleri Ürperti ile titresin. Allah'tan sakınsınlar ve Onlar’a Doğrusöz söylesinler.

004.10-Gerçek şu ki Yetimler’in Mallar’ını zulmederek yiyenler Karınlar’ına ancak Ateş yemiş olurlar. Onlar Çılgın-Ateş’e gireceklerdir.

 

II2  11-14     Miras hukuku

 

004.11-Çocuklar’ı konusunda Allah, Erkeğe İki Dişi’nin Hisse’si kadar tavsiye eder. Eğer Onlar İki’den çok Kadınlar iseler Ölü’nün geride bıraktığının üçteiki’si      Onlarındır. Kadın veya Kız bir Tek ise bu durumda   Yarısı O’nundur. Bir Çocuğu varsa geriye bıraktığından Anne ve Baba’dan her biri için Altıdabir, Çocuğu olmayıp da Anne ve Baba ona Mirascı ise bu durumda Annesi için Üçtebir var’dır. Onun Kardeşleri varsa o zaman da onunla yapacağı Vasiyet’ten ya da Borç’tan sonradır. Annesi için Altıdabir’dir. Babalarınız Oğullarınız Siz Onların hangilerinin Yarar bakımından Size daha Yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunlar Allah'tan bir Farz’dır  Elbette Allah Alim'dir, Hakim'dir.

004.12-Eşler’inizin eğer Çocukları yoksa geride bıraktıklarının Yarısı Sizindir. Şayet Çocuklar’ı varsa onunla yapacakları Vasiyet’ten ya da Borç’tan sonra bu durumda bıraktıklarının Dörttebir’i Sizin’dir. Sizin Çocuğunuz yoksa geriye bıraktıklarınızdan Dörttebir’i onlar’ındır. Eğer Sizin Çocuğunuz varsa yapacağınız Vasiyet’ten ya da Borç’tan sonra geriye bıraktıklarınızdan sekiz’de bir’i     onlar’ındır. Miras’ı arananan Erkek ya da Kadın Çocuğu ya da Babası olmayan bir Kimse olup da onun Erkek ya da Kızkardeşi bulunursa onlar’dan her biri için Altıdabir var’dır. Eğer bundan fazla iseler bu durumda kendisi ile yapılan Vasiyet’ten ya da Borç’dan sonra Üç’te bir de    Zarar’a uğratılmaksızın onlar Ortak’tırlar. Allah'tan bir Vasiyet’tir. Allah Alim'dir, Halim'dir.

004.13-Bunlar Allah'ın Sınırları’dır. Kim Allah'a ve Elçisi’ne itaat ederse onu içlerinden Irmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları Bahçeler'e sokar. İşte Büyük Fevz bu’dur.

004.14-Kim Allah'a ve Elçi’sine İsyan eder ve onun Sınırlarını aşarsa O’nu da içinde Ebedi kalacağı Ateş'e sokar. Onun için Alçaltıcı bir Azab var’dır.

 

 

III3 15-22     Kadınlara Muamele

 

004.15-Kadınlar’ınızdan Fuhuş yapanlar’a aleyhlerinde olmak üzere Dört Şahid tutun. Eğer Şehadet ederlerse Onlar’ı Ölüm alıp götürünceye veya Allah Onlar’a bir Yol kılıncaya kadar Evler’de tutun.

004.16- Sizler’den Fuhuş yapanlar’dan her ikisine eziyet edin. Eğer tewbe ederler ve ıslah olurlarsa artık Onlar’dan vaz geçin. Elbette Allah Tewbeler’i Kabuleden'dir, Rahim'dir

004.17-Allah'ın Kabulünü üzerine aldığı Tewbe ancak Cehalet nedeniyle Kötülük yapanlar’ın, sonra hemencecik Tewbe edenler’inkidir. İşte Allah böylelerinin Tewbeler’ini kabul eder. Allah Alim'dir, Hakim'dir.

004.18-Tewbe, ne Kötülükleri yapıp edip de Onlar’dan birine Ölüm gelince "Ben şimdi tewbe ettim" diyenler, ne de kendileri Kafirler olarak ölenler için değil. Böyleleri için Acıklı bir Azab hazırlamışızdır.

 

004.19-Ey İman edenler, Kadınlar’a Zorla Mirasçı olmaya kalkışmanız Size Helal değil’dir. Apaçık olan Çirkin bir Hayasızlık yapmadıkları sürece Onlar’a verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz için Onlar’a Baskı yapmanız da Helal değil’dir. Onlar’la Güzellik’le geçinin. Şayet Onlar’dan hoşlanmadınızsa belki bir Şey Hoşunuza gitmez ama Allah onda çok Hayır kılar.

004.20-Bir Eş’i bırakıp yerine bir başka Eş’i almak isterseniz Onlar’dan birine Yükler’le vermişseniz bile Onlar’dan hiçbir Şey almayın. O’nu iftira olarak apaçık bir Günah’la alır mısınız?

004.21-Onu nasıl alırsınız ki birbirinize katılmıştınız. Onlar Siz’den Kesin bir Güvence de almışlardı.

 

004.22-Kadınlar’dan Babalar’ınızın nikahladığını nikahlamayın. Ancak Cahiliye’de geçen geçmiştir. Çünkü bu Çirkin bir Hayasız’lık ve Öfke duyulan bir İğrençlik’tir. Ne kötü bir Yol’du o.

 

IV4  23-25     Evlenilemeyen kadınlar

 

004.23-Sizler’e Anneleriniz, Kızlarınız, Kızkardeşleriniz, Halalarınız, Teyzeleriniz, Erkek Kardeşler’in Kızlar’ı, Kızkardeşler’in Kızlar’ı, Sizi emziren Anneleriniz, Süt Kızkardeşleriniz, Kadınlarınız’ın Anneler’i ve kendileri ile Gerdeğe girdiğiniz Kadınlar’ınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan Üvey Kızlarınız, onlarla Gerdeğe girmemişseniz Size bir Sakınca yoktur, Sizin Sulbunuz’den olan Oğullarınız’ın Eşler’i ve iki Kız Kardeş’i bir araya getirmeniz Size Haram kılındı. Ancak geçen geçmiştir. Elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

004.24-Sağeller’inizin Malik olduğu dışında Kadınlar’dan Evli ve Hür olanlar’la da evlenmeniz (haram). Bunlar Allah'ın üzerinize Yazdığı’dır. Bunların dışında kalan İffet’i koruyup Fuhuş’ta bulunmamak üzere Mallarınızla Evliliği aramanız Size Helal kılındı. Öyleyse Onlar’dan hangisi ile yararlandı iseniz Onlar’a Ücretler’ini tespit edildiği Miktar’ı ile ödeyin. Miktar’ın Tesbit’inden sonra Karşılıklı Hoşnut olduğunuz bir Şey konusunda üstünüze bir Sorumluluk yok’tur. Elbette Allah Alim'dir, Hakim'dir.

004.25-İçinizden Hür olan Kadınlar’ı nikahlayacak Genişliğe Güç yetiremeyenler o zaman Sağeller’inizin Malik olduğu inanmış Hizmetciler’inizden alsın. Allah Sizin İman’ınızı en iyi Bilen'dir. Öyleyse Onlar’ı Fuhuş’ta bulunmayan, İffetli ve Gizlice Dostlar edinmemişler olarak Veliler’inin İzni’yle nikahlayın. Onlar’a Ücretler’ini Ma'ruf bir şekilde verin. Evlendikten sonra Fuhuş yapacak olurlarsa Hür olan Kadınlar üzerindeki Ceza’nın (100 Celde) Yarısı’nı uygulayın, Bu Siz’den Günah’tan korkanlar içindir. Sabrederseniz Sizin için daha Hayırlı’dır. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

V5   26-33     Kadınların Tasarruf hakkı

 

004.26-Allah Siz’e açıklayarak anlatmak, Siz’i Siz’den öncekilerin Sünnetlerine iletmek ve Tewbeler’inizi kabul etmek ister. Allah Alim'dir, Hakim'dir.

004.27-Allah Tewbelerinizi kabul etmek ister. Şehwetler’i ardınca gidenler ise Sizin Büyük bir Sapma ile sapmanızı isterler.

004.28-Allah Siz’den hafifletmek ister. Çünkü İnsan Zayıf olarak yaratılmıştır.

 

004.29-Ey İman edenler, Mallar’ınızı Siz’den karşılıklı Anlaşma’dan doğan bir Ticaret’ten başka Haqsız neden ve Yollar’la yemeyin. Ve Nefisler’inizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah Sizi çok Esirgeyen'dir.

004.30-Kim Haddi aşarak ve zulmederek böyle yaparsa Biz O’nu Ateş'e göndeririz. Bu Allah için pek Kolay’dır.

004.31- Size Yasaklananlar’ın büyükleri’nden kaçınırsanız Sizin Kusurlarınızı örter ve Sizi Onurlu bir Maqam’a sokarız.

004.32- Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize Tafdil ettiği Şey’i Temenni etmeyin. Erkekler için kendi kazandıklarından bir Pay, Kadınlar için de kendi kazandıklarından bir Pay var’dır. Allah'tan onun Fadl’ını isteyin. Gerçekten Allah Herşey’i Bilen'dir.

 

004.33-Anne Baba’nın ve Yakınlar’ın geride bıraktıklarından her birine Mirascılar kıldık. Yeminler’inizin bağladığı Kimseler’e de kendi Paylar’ını verin. Elbette Allah Herşey’e Şahid'dir.

 

VI6  34-42     Karı Koca Arası ihtilaflar

 

004.34-Allah’ın bazısını bazısına tafdil etmesi, (her birine farklı yetenekler vermesi)  ve Onların kendi Mallar’ından harcaması nedeniyle Erkekler Kadınlar üzerinde Qavvam’dırlar (onları gözetlemekle yükümlüdürler bak:4/135 ve 5/8 gözeten, tam yerine getiren, ayakta tutan). İyi Kadınlar Gönül’den itaat edenler, Allah, nasıl koruduysa görülmeyeni/ Gayb’ı koruyanlar’dır. Nuşuz’larından korktuğunuz Kadınlar’a Öğüt verin. Yataklar’da yalnız      bırakın. Darbedin. İtaat ederlerse aleyhlerinde bir Yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür.

004.35-Aralarının açılmasından korkarsanız bu durumda Erkeğin Ailesi’nden bir Hakem, Kadın’ın da Ailesi’nden bir Hakem gönderin. Bunlar ıslah etmek isterlerse Allah da aralarında Başarı sağlar. Elbette Allah Alim'dir, Haberdar'dır.

 

004.36-Allah'a ibadet edin ve O’na hiçbir Şey’i şirk koşmayın. Anne-Baba’ya Yakın Aqraba’ya, Yetimler’e, Yoksullar’a, Yakın Komşu’ya, Uzak Komşu’ya yanınızdaki Arkadaş’a, Yol’da kalmış’a ve Sağeller’inizin Malik olduklarına Güzellik’le davranın. Allah Her Büyüklük taslayıp Böbürlenen’i sevmez.

004.37- Onlar Cimrilik’te bulunurlar. İnsanlar’a da Cimriliği emrederler ve Allah’ın Fadlı’ndan kendilerine verdiğini Gizli tutarlar. Biz o Kafirler’e Aşağılatıcı bir Azab hazırlamışızdır.

004.38- Ve Onlar Mallar’ını İnsanlar’a gösteriş olsun diye infaq ederler. Allah'a ve Son Gün'e de inanmazlar. Şeytan kime Arkadaş olursa, artık o ne Kötü bir Arkadaş’tır.

004.39-Allah'a ve Son Gün'e inanarak Allah'ın kendilerine verdiği Rızıq’dan infaq etselerdi aleyhlerine mi olurdu? Allah Onlar’ı İyi Bilen'dir.

004.40-Gerçek şu ki Allah Zerre Ağırlığı kadar Haqsızlık yapmaz. Bir İyilik olursa onu kat kat kılar ve kendi yanından pek büyük bir Ecr verir.

004.41-Her Ümmet’ten bir Şahid getirdiğimiz ve Onlar’ın da üzerine Seni Şahid olarak getirdiğiniz zaman nasıl olacak?

004.42-O Gün küfredip de Elçi'ye isyan edenler, yerle bir olmayı severek isteyecekler. Oysa Allah'tan hiçbir Söz’ü gizleyemezler.

 

VII7 43-50 Yahudilerin manevi gezilemesi

 

004.43-Ey İman edenler, Sarhoş iken ne dediğinizi bilinceye ve Cünüb iken de Yolculuk’ta olmanız hariç gusledinceye kadar Salat’a yaklaşmayın. Eğer Hasta veya Yolculuk’ta iseniz ya da biriniz Ayakyolu’ndan gelmişseniz yahud da Kadınlar’a dokunmuşta Su bulamamışsanız bu durunda Temiz bir Toprak’la teyemmüm edin. Yüzler’inize ve Eller’inize sürün. Şüphesiz Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

004.44-Kendilerine Kitap'tan bir Pay verilenler’in Sapıklığı satın aldıkları ve Sizin de Yol’u sapmasınızı istediklerini görmedin mi?

004.45-Allah Sizin Düşmanlar’ınızı daha İyi Bilen’dir. Bir Weli olarak Allah yeter. Bir Yardımcı olarak da Allah yeter.

004.46- Kimi Yahudiler Kelimeler’i kondukları Yer’den saptırırlar ve Diller’ini de eğip bükerek ve Din’e bir Kin ve Hınç besleyerek "Dinledik ve karşı geldik, işitmez olası (Raina: bizi güt, bize bak) " derler. Eğer onlar "işittik ve İtaat ettik, Sen de işit ve Bizi gözet" deselerdi elbette kendileri için daha Hayırlı ve daha Doğru olurdu. Fakat Allah Onlar’ı Küfürler’i dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece Onlar az bir Bölümü dışında inanmazlar.

004.47-Ey kendilerine Kitap verilenler, bir takım Yüzler’i silip de arkalarına çevirmeden  veya Sebt Adamları’nı lanetlediğimiz gbi Onlar’ı da lanetlemeden önce Yanınızdaki'ni Doğrulayıcı olarak indirdiğimize İman edin. Allah Emr’i yapılagelmiştir.

004.48-Gerçekten Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediğine bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa doğrusu Büyük bir Günah’la iftira etmiş olur.

004.49-Kendi Nefisler’ini Övgü ile arındıranlar’ı görmedin mi? Hayır Allah dilediğini arındırır. Onlar bir Fetil kadar bile Haqsızlığa uğratılmazlar.

004.50-Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar bir bak. Bu Apaçık bir Günah olarak yeter.

 

VIII8 51-59 Müslümanlara Verilen saltanat

 

004.51-Kendilerine Kitap'tan bir Pay verilenler’i görmedin mi? Onlar Tağut'a ve  Cibt'e inanıyorlar ve  diğer Küfredenler için "Bunlar İman edenler’den daha Doğru bir Yol’dadır" diyorlar.

004.52-İşte bunlar Allah'ın kendilerini lanetlediğidir. Allah'ın kendisini lanetlediğine hiçbir Yardımcı bulamazsın.

004.53-Yoksa Onlar’ın Mülk’ten bir Paylar’ımı var? Eğer böyle olsaydı İnsanlar’a Nekir bile vermezlerdi.

004.54-Yoksa Onlar Allah'ın kendi Fadl’ından İnsanlar’a verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğurusu Biz İbrahim Ailesi'ne Kitab'ı ve Hikmet'i verdik. Onlar’a Büyük bir Mülk de verdik.

004.55-Böylece Onlar’dan kimi O’na inandı kimi Sırt çevirdi. Çılgın Ateş olarak Cehennem yeter.

004.56-Ayetler’imize karşı Küfredenler’i Elbette Ateş'e sokacağız. Deriler’i yanıp döküldükce Azab’ı tadmaları için Onlar’ı başka Deriler’le değiştireceğiz. Gerçekten Allah  Aziz'dir ve Hakim'dir.

 

004.57-İnanan ve Salih Davranışlar’da bulunanları içlerinden Irmaklar akan, içinde Ebedi kalacakları Bahçeler'e sokacağız. Onlar için Tertemiz kılınmış Eşler var’dır. Ve Onlar’ı ne Sıcak ne Soğuk tam kararında Gölgeliğe sokacağız.

 

004.58-Hiç şüphesiz Allah Emanetler’i Ehl’ine Teslim etmenizi ve İnsanlar arasında hükmettiğiniz zaman Adalet’le hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah Size ne Güzel Emir veriyor. Doğrusu Allah İşiten'dir, Gören'dir.

004.59-Ey inananlar, Allah'a itaat edin, Elçi'ye itaat edin ve Siz’den olan Emr Sahipleri’ne de. Eğer bir Şey’de Anlaşmazlığa düşerseniz artık O’nu Allah'a ve Elçi'sine döndürün. Eğer Allah'a ve Son Gün'e iman ediyorsanız. Bu Hayırlı ve Te'vil bakımından daha Güzel’dir.

 

IX9  60-70 Münafıkların İtaatsızlığı

 

004.60-Sana indiriline ve Sen’den önce indirilene gerçekten inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Bunlar Tağut'unönünde Muhakeme olmayı istemektedirler. Oysa Onlar O’nu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da Onlar’ı Uzak bir Sapıklık’la sapıtmak ister.

004.61-Onlar’a "Allah'ın indirdiğine ve Elçi'ye gelin" denildiğinde, o Münafıklar’ın Sen'den kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.

004.62-Öyleyse nasıl olurda kendi Eller’inin sundukları sonucu Onlar’a bir Musibet isabet eder. Sonra Sana gelerek "Kuşkusuz Biz İyilik’ten ve Uzlaştırmak’tan başka bir Şey istemedik" diye Allah'a yemin ederler.

004.63-İşte bunların Allah Qalpler’inde olanı bilmektedir. O halde Sen Onlar’dan yüzçevir. Onlar’a Öğüt ver ve Onlar’a Nefisler’ine ilişkin Açık ve Etkileyici Söz söyle.

004.64-Biz  Hiçbir Elçi'yi  Allah'ın İzni’yle kendisine İtaat edilmesinden başka birşeyle göndermedik. Onlar kendi Nefisler’ine zulmettiklerin de şayet Sana gelip Allah'tan Bağışlanma dileselerdi ve Elçi'de Onlar için Bağışlama dileseydi elbette Allah'ı Tewbeler’i qabul eden, Rahim olarak bulurlardı.

004.65-Hayır öyle değil. Rabb'ine andolsun aralarında çekiştikleri Şeyler’de Seni Hakem kılıp sonra Senin verdiğin Hükm’e içlerinde Hiçbir Sıkıntı bulunmaksızın tam bir Teslimiyet’le teslim olmadıkca İman etmiş olmazlar.

004.66-Eğer gerçekten Biz Onlar’a "Kendinizi öldürün veya Yurtlar’ınızdan çıkın" diye yazmış olsaydık Onlar’dan Az bir Bölümü dışında bunu yapmazlardı. Onlar kendilerine verilen Öğüd’ü yerine getirselerdi bu şüphesiz Onlar için Hayırlı ve Sağlamlıkca daha Güçlü olurdu.

004.67-Biz de Onlar’a o zaman yanımızdan Büyük bir Ecir verirdik.

004.68-Ve Onlar’ı elbette Dosdoğru Yol’a iletirdik.

004.69-Allah ve Elçi'sine kim itaat ederse işte Onlar Allah'ın kendilerine Ni’met verdiği Rasuller, Doğrular ve Doğrulayanlar, Şehidler ve Salihler’le beraberdir. Ne İyi Arkadaş’tır Onlar.

004.70-Bu Fadl Allah'tandır. Bilen olarak Allah yeter.

 

X10  71-76     Müminlerin Müdafaa harbi

 

004.71-Tedbir’inizi alın da Savaş’a Bölük-bölük ya da Toplu çıkın.

004.72-Elbette Siz’den Ağır-davrananlar var’dır. Şayet Size bir Musibet isabet edecek olursa "Doğrusu Allah Bize Ni’met verdi, çünkü Onlar’la birlikte olmadım" der.

004.73-Eğer Size Allah'tan bir Fadl isabet ederse o zaman da sanki O’nunla aranızda hiçbir Yakınlık yokmuşcasına kuşkusuz şöyle der:"Keşke Onlar’la birlikte olsaydım.   Böylece Ben de Büyük Kurtuluş ve Mutluluğa erseydim."

004.74-Öyleyse Dünya Hayatı’na Karşılık Ahiret'i satın alanlar Allah Yolu’nda savaşsınlar. Kim Allah Yolu’nda savaşırken öldürülür veya Galip gelirse Ona büyük bir Ecir vereceğiz.

004.75-Size ne doluyor ki Allah Yolu’nda ve "Rabb'imiz Bizi Halkı Zalim olan bu Ülke’den çıkar Bize katından bir Weli gönder Bize katından bir Yardım yolla" diyen Erkekler Kadınlar ve Çocuklar’dan Zayıf olanlar uğruna Savaş mıyorsunuz?

004.76- İnananlar Allah Yolu’nda savaşınlar, Küfredenler de Tağut'un Yolu’nda savaşırlar. Öyleyse Şeytan’ın Dostları’yla savaşın. Şüphesiz Şeytan’ın Hileli Düzeni Pek Zayıf’tır.

 

XI11 77-87     Münafıkların Hali

 

004.77-Kendilerine     "Elinizi Savaş’tan çekin, Salat’ı kılın, Zekat’ı verin" denilenleri görmedin mi? Oysa Savaş üzerlerine yazıldığında Onlar’dan bir Gurup İnsanlar’dan Allah'tan korkar gibi hatta daha da Şiddetli bir Korku’yla ve "Rabb'imiz ne diye Savaş’ı üzerimize yazdın Bizi Yakın bir zamana kadar ertelemeli değil miydin" dediler. De ki : "O Dünya’nın Metaı az’dır. Ahiret ise Muttaqiler için daha Hayırlı’dır. Ve Siz bir Fetil kadar bile Haksızlığa uğratılmayacaksınız.

004.78- Her nerede olursanız Ölüm Sizi bulur. Yüksekçe Yerler’de  Tahkim edilmiş Şatolar’da olsanız bile. Onlar’a bir İyilik dokunsa "Bu Allah'tandır" derler. Onlar’a bir Kötülük dokunsa "Bu Sen’dendir" derler. De ki" Tümü      Allah'tandır." Fakat ne oluyor ki bu Topluluğa hiçbir Sözü anlamaya çalışmıyorlar.

004.79-Sana iyilik’ten her ne gelirse Allah'tandır. Kötülük’ten ne gelirse o da kendindendir. Biz Seni İnsanlar’a bir Elçi olarak gönderdik. Şahid olarak Allah yeter.

004.80-Kim Elçi'ye itaat ederse gerçekte Allah'a itaat etmiştir. Kim de yüzçevrirse Biz Seni Onlar’ın üzerine koruyucu göndermedik.

004.81-"Tamam kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman Onlar’dan bir Bölük Karanlıklar’da Senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah Karanlıklar’da kurduklarını yazıyor. Sen de Onlar’dan yüzçevir ve Allah'a tewekkül et. Wekil olarak Allah yeter.

 

004.82-Onlar hala Qur'an'ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer O Allah'tan başkasının katından olsaydı elbette içinde bir çok Çelişkiler bulacaklardı.

004.83-Kendilerine Güven ve Korku Haberi geldiğinde onu yayarlar. Oysa bunu Elçi'ye ve içlerinden olan Emir Sahipleri’ne götürselerdi Onlar’dan Sonuç çıkarabilenler O’nu bilirlerdi. Azınız hariç herhalde Şeytan’a uymuştunuz.

004.84-Artık Sen Allah Yolu’nda savaş. Kendinden başkası ile Yükümlü tutulmayacaksın. Mü'minler’i de hazırlayıp teşvik et. Umulur ki Allah Küfredenler’in Ağır Baskıları’nı geri püskürtür. Allah Kahredici Baskısı’yla daha Zorlu Acı Sonuçlandırması ile de daha Zorlu’dur.

004.85-Kim Güzel bir Aracılık’la şefaat’te bulursa O’ndan kendisine de bir Hisse varsa, kim de Kötü bir Aracılık’la Aracılıkta bulursa O’ndan da kendisine bir Pay var’dır. Allah Herşeyin üzerinde Koruyucu'dur.

004.86-Bir Selam ile selamlandığınızda Siz O’ndan daha Güzeli ile ya da aynı ile karşılık verin. Elbette Allah Herşey’in Hesab’ını tam olarak yapandır.

004.87- Allah, O'ndan başka İlah yoktur. Kendisinde hiçbir Kuşku olmayan Qıyamet Günü'nde Sizler’i elbette  toplayacaktır. Allah'tan daha Doğru Sözlü kim’dir?

 

XII12 88-91     Münafıklara karşı takip olunacah hareket

 

004.88-Şu halde Münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? Oysa Allah Onlar’ı kazandıkları dolayısıyla Tepetaklak etmiştir. Allah'ın saptırdığını Hidayet’e eriştirmek mi istiyorsunuz. Allah kimi saptırdı ise Sen artık ona kesin olarak bir Yol bulamazsın.

004.89- Onlar kendilerinin küfretmeleri gibi Siz de küfretmenizi istediler. Böylece bir olacaktınız. Öyleyse Onlar Allah Yolu’nda Hicret edinceye kadar Siz Onlar’dan Weliyler edinmeyin. Şayet Yüz çevirirlerse artık Onlar’ı tutun ve (savaşta) her nerede ele geçirirseniz Onlar’ı öldürün. Onlar’dan ne bir Weli edinin ne de bir Yardımcı.

004.90- Ancak Sizinle  kendileri arasında Anlaşma bulunan bir Qawm’e Sığınanlar ya da ne Sizin’le ne kendi Qawim’leriyle savaşmayan bu nedenle Göğüslerini bir Sıkıntı basıp Size gelenler dokunulmazdır. Allah dileseydi Onlar’ı da üstüne saldırtır böylece Sizinle çarpışırlardı. Eğer Siz’den uzak durur ve Sizinle savaşmaz ve Barış’ı Size bırakırlarsa artık Allah Sizin için Onlar’ın aleyhinde bir Yol kılmamıştır.

004.91- Diğerlerini de Siz’den ve kendi Qawimler’inden Güven’de olmayı istiyor bulacaksın. Fitne’ye her Geri çağrılışlarında içine başaşağı dalarlar. Şayet Siz’den uzak durmaz Barış’ı Size bırakmaz ve Ellerini çekmezlerse artık Onlar’ı her nerede bulursanız tutun ve Onlar’ı öldürün. İşte Size Onlar’ın aleyhinde Apaçık olan Destekleyici bir Delil kıldık.

 

XIII13    92-96     Müslümanın katli

 

004.92-Bir Mü'min’e Hata sonucu olması dışında bir başka Mü'min’i öldürmesi yakışmaz. Kim bir Mü'min’i Hata Sonucu öldürürse, Mü'min Köle’yi Özgürlüğüne kavuşturması ve Aile’sine teslim edilecek bir Diyet vermesi gerekir. Onlar’ın (bunu) Sadaqa olarak bağışlamaları başka. Eğer O, Mü'min olduğu halde Size Düşman olan bir Topluluk’tan ise, bu durumda da Mü'min bir Köle’yi Özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Şayet kendileriyle aranızda Anlaşma olan bir Topluluk’tan ise, bu durumda da Aile’sine bir Diyet ödemek ve bir Mü'min Köle’yi Özgürlüğüne kavuşturmak gerekir. Bulamayan ise, Kesintisiz olarak İki Ay Oruç tutmalıdır. Bu, Allah'tan bir Tewbe’dir. Allah, Alim'dir, Hakim'dir.

004.93-Kim de bir Mü'min’i Kasıtlı olarak öldürürse O’nun da Cezası, içinde Ebedi kalmak üzere Cehennem'dir. Allah O’na gazaplanmış, O’nu la’netlemiş ve O’na Büyük bir Azab hazırlamıştır.

004.94-Ey İman edenler, Allah Yolu’nda Adım attığınız zaman gerekli Araştırma’yı yapın ve Size Selam verene, Dünya Hayatı’nın Geçiciliği’ne istekli çıkarak: "Sen Mü'min değil’sin" demeyin. Asıl çok Ganimet, Allah katındadır, bundan önce Siz de böyle idiniz. Allah Size Lutufta bulundu. Öyleyse iyice Açıklık kazandırın. Elbette Allah, yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

 

004.95-Mü'minler’den, Özür olmaksızın Oturanlar ile, Allah Yolu’nda Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla Cihad edenler Eşit değil’dir. Allah, Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla Cihad edenler’i Oturanlar’a göre derece olarak tafdil etmiştir. Tümüne Hüsna'yı vadetmiştir. Ancak Allah, Cihad edenler’i Oturanlar’a göre Büyük bir Ecir’le üstün kılmıştır.

004.96-(onlara) Kendinden Dereceler, Bağışlanma ve Rahmet. Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

 

XIV14 97-100          Düşmanlar arasında müslümanlar

 

004.97-Melekler kendi kendilerine Zulmedenler’in Canları’nı alacakları zaman, derler ki: "Neyde idiniz?" Onlar: "Biz, Arz’da Zayıf bırakılmışlar idik." derler. "Onda Hicret etmeniz için Allah'ın Arz’ı Geniş değil miydi?" derler. İşte Onlar’ın Barınma Yerleri Cehennem'dir. Ne Kötü Yatak’tır o!

004.98-Ancak Erkekler’den, Kadınlar’dan ve Çocuklar’dan Mustez'aflar olup hiçbir Çare’ye Güç yetiremeyenler, bir Yol da bulamayanlar başka.

004.99-Umulur ki Allah bunları affeder. Allah Affedici'dir, Gafur'dur.

004.100-Allah Yolu’nda Hicret eden, Arz’da barınacak çok Yer de bulur, Genişlik de. Allah ve Elçisi'ne Hicret etmek üzere Ev’inden çıkan, sonra kendisine Ölüm gelen Kişi’nin Ecr’i elbette Allah'a düşmüştür. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

XV15 101-104  Savaşta Namaz

 

004.101-Arz’da Adım attığınızda, Kafirler’in Size bir Kötülük yapmalarından korkarsanız, Salat’ı kısaltmasında Sizin için bir Sakınca yok’tur. Elbette Kafirler, Sizin apaçık Düşmanlar’ınızdır.

004.102-İçlerinde olup Onlar’a Salat’ı kıldırdığında, Onlar’dan bir Bölük, Seninle birlikte dursun ve Silahlar’ını da alsın. Böylece Onlar Secde ettiklerinde, Arkalarında olsunlar. Salatlarını kılmayan diğer Bölük de gelip Seninle Salat kılsınlar, Onlar da Korunma Araçları’nı ve Silahlar’ını alsınlar. Küfredenler, Size Apansız bir Baskın      yapabilmek için, Sizin Silahlarınızdan ve Emtianızdan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir Güçlüğünüz varsa veya Hasta’ysanız, Silahlar’ınızı bırakmanızda Size bir Sorumluluk yok’tur. Korunma Tedbirleri’nizi alın. Şüphesiz Allah, Kafirler için Aşağılatıcı bir Azab hazırlamıştır.

004.103-Salat’ı bitirdiğinizde, Allah'ı Ayakta’yken de, Otururken de ve yan yatarken de zikredin. Artık Güvenliğe erince Salat’ı kılın. Çünkü Salat Mü'minler üzerinde Vakitlenmiş bir Farz’dır.

 

004.104-(Düşman) Topluluğa aramakta Gevşeklik göstermeyin. Siz Acı çekiyorsanız, elbette Onlar da, Sizin Acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa Siz,  Onlar’ın Umud etmediklerini Allah'tan umuyorsunuz. Allah Alim'dir, Hakim'dir.

 

XVI16 105-112   Müslümanlarla Müslüman Olmayanlar arasında adalet

 

004.105-Şüphesiz, Allah'ın Sana gösterdiği gibi İnsanlar arasında hükmetmen için Biz Sana Kitab'ı Haqq olarak indirdik. Hainler’in Savunucusu olma.

004.106-Ve Allah'tan Bağışlanma dile. Gerçekten Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

004.107-Kendi kendilerine İhanet edenler’den yana Mücadele’ye girişme/ Onlar’ı savunma. Hiç şüphesiz Allah, İhanet’te ilerlemiş Günahkar’ı sevmez.

004.108-Onlar, İnsanlar’dan gizlerler de Allah'tan gizlemezler. Oysa O, kendileri, Söz’den Hoşnut olmayacağı Şey’i kurarlarken, Onlar’la beraber’dir. Allah, yapmakta olduklarını Kuşatan'dır.

004.109-İşte Siz böylesiniz. Dünya Hayatı’nda Onlar’dan yana Mücadele ettiniz. Peki Qıyamet Günü Onlar’dan yana Allah'la Mücadele edecek kim’dir? Ya da Onlar’a Wekil olacak kim’dir?

004.110-Kim Kötülük işler veya Nefs’ine zulmedip sonra Allah'tan Bağışlanma dilerse Allah'ı Bağışlayıcı ve Merhamet-edici olarak bulur.

004.111- Kim bir Günah kazanırsa, O ancak kendi Nefs’i aleyhinde O’nu kazanmıştır. Allah Alim'dir, Hakim'dir.

004.112- Kim bir Hata ya da Günah kazanır da sonra bunu bir Suçsuz’a yüklerse, gerçekten O, böyle bir Yalan’ı ve Apaçık bir Günah’ı yüklenmiştir.

 

XVII17    113-115   Münafıkların tertibaıt

 

004.113- Eğer Allah'ın Fadlı ve Rahmet’i Senin üzerinde olmasaydı Onlar’dan bir Gurup, Seni de saptırmak için Tasarı kurmuştu. Oysa Onlar, ancak kendi Nefisler’ini saptırırlar ve Sana hiç bir Şey’le Zarar veremezler. Allah Sana Kitab'ı ve Hikmet'i indirdi ve Sana bilmediklerini öğretti. Allah'ın üzerindeki Fadl’ı çok Büyük’tür.

004.114-Onlar’ın Gizlice söyleşmelerinin çoğunda Hayır yok’tur. Ancak bir Sadaqa vermeyi veya İyilik’te bulunmayı ya da İnsanlar’ın arasını düzeltmeyi Emredenler’inki başka. Kim Allah'ın Rızası’nı isteyerek böyle yaparsa, artık ona Büyük bir Ecir vereceğiz.

004.115-Kim de kendisine Dosdoğru Yol Apaçık Belli olduktan sonra, Elçi'ye Muhalefet ederse ve Mü'minler’in Yolu’ndan başka bir Yol’a uyarsa, O’nu döndüğü şey’de bırakırız ve Cehennem’e sokarız. Ne Kötü bir Yatak’tır o!

 

XVIII18   116-126   Şirkin batıllığı

 

004.116-Elbette, Allah, kendisine Şirk’i bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, elbette o Uzak bir Sapıklık’la sapmıştır.

004.117-Onlar, O'nu bırakıp da Dişiler’e taparlar. Onlar, o her türlü Hayır’la ilişkisi kesilmiş Şeytan’dan başkasına tapmazlar.

004.118-Allah, O’nu la’netlemiştir. O da dedi: "Andolsun, Kullar’ından Miktarları Tespit edilmiş bir Bölük’ü (uşak) edineceğim.

004.119-Onlar’ı ne olursa olsun saptıracağım ve Onlar’a kesin olarak Davarlar’ın Kulakları’nını yarmalarını emredeceğim ve Allah'ın Yarattıklar’ını değiştirmelerini emredeceğim. Kim Allah'ı bırakıp da Şeytan’ı Weli edinirse, elbette O, Apaçık bir Hüsran’a uğramıştır.

004.120-(şeytan) onlara Wa’dler ediyor, Onlar’ı en olmadık Kuruntular’a düşürüyor. Oysa Şeytan, Onlar’a bir Aldanış’tan başka bir Şey Wa’d etmez.

004.121-Onlar’ın Barınma Yerleri Cehennem'dir O’ndan kaçacak bir Yer de bulamayacaklardır.

004.122-İnanan ve  Salih Çalışmalar’da bulunanlar, Biz Onlar’ı içlerinden Irmaklar akan, içinde Ebedi kalacakları Bahçeler'e sokacağız. Bu, Allah'ın Gerçek olan Wa’di’dir. Allah'tan daha Doğru sözlü kim var’dır?

004.123-Ne Sizin Kuruntular’ınızla, ne de Kitap Ehli'nin Kuruntuları’yla değil. Kim kötülük yaparsa, O’nunla Ceza görür, O, Allah'tan başka bir Weli ve bir Yardımcı bulamaz.

004.124-Erkek olsun, Kadın olsun İnanmış olarak kim Salih bir Çalışma’da bulunursa, Onlar, Bahçe'ye girecek ve Onlar    bir Nekir kadar bile Haksızlığa uğramayacaklardır.

004.125-İyilik yaparak kendini Allah'a Teslim eden ve Hanif olan İbrahim'in Milleti’ne uyandan daha Güzel Din'li kim’dir? Allah, İbrahim'i Dost edinmiştir.

004.126-Gökler’de ve Yer’de ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, herşeyi Kuşatan'dır.

 

XIX19 127-134   Kadınlara karşı eşit davranmak

 

004.127-Kadınlar konusunda Sen’den fetwa isterler. De ki: "Onlar’a ilişkin Fetwa’yı Size Allah veriyor. Kendilerine Yazılan’ı vermediğiniz ve kendilerini Nikahlamayı istediğiniz Yetim Kadınlar ve Zayıf Çocuklar ile Yetimler’e karşı Adalet’i Ayakta tutmanız konusunda Size Kitap'ta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, elbette Allah onu bilir.

004.128-Eğer bir Kadın, Koca’sının Zulum ile Eziyet etmesinden veya O’ndan yüz çevirip uzaklaşmasından/ Umursamazlık/ İlgisizlik korkarsa, Barış ile Aralarını bulup     düzeltmekte ikisi için de Sakınca yok’tur. Barış daha Hayırlı’dır. Nefisler ise Bencilliğe Elverişli’dir. Eğer İyilik yapar ve ittiqa ederseniz, elbette Allah yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır.

004.129-Kadınlar arasında Adalet’i sağlamaya ne kadar özen gösterirseniz de Güç yetiremezsiniz. Öyleyse birine büsbütün Eğilim gösterip de öbürünü Askıdaymış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve ittiqa ederseniz, elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

004.130-Eğer İkisi ayrılacak olurlarsa, Allah herbirine Genişlik Kaynakları’ndan kazandırır. Allah Wasıy'dır, Hakim'dir.

004.131-Gökler’de ve Yer’de ne varsa Allah'ındır. Andolsun, Biz Siz’den önce Kitap verilenler’e ve Sizler’e: "Allah'tan ittiqa edinin" diye tawsiye ettik. Eğer küfrederseniz, elbette, Gökler’de ve Yer’de ne varsa Allah'ındır. Allah, hiçbir şey’e İhtiyacı olmayan, Hamd'e layık olan’dır.

004.132-Gökler’de ve Yer’de ne varsa Allah'ındır. Wekil olarak Allah yeter.

004.133-Eğer dilerse, ey İnsanlar, Sizi giderir ve Başkalarını getirir. Allah, buna Güç yetiren’dir.

004.134-Kim Dünya Sevabı’nı isterse, Dünya’nın da Ahiret'in de Sevabı Allah katındadır. Allah İşiten'dir, Gören'dir.

 

XX20 135-141   Münafıkların düşmanla birleşmesi

 

004.135-Ey İman edenler, kendiniz, Anne-babanız ve Yakınlarınız aleyhinde bile olsa, Allah için Şahidler olarak Adalet’i Ayakta tutanlar olun. İster Zengin olsun, ister Fakir olsun, çünkü Allah Onlar’a daha Yakın’dır. Öyleyse Adalet’ten dönüp Heva’nıza uymayın. Eğer Dil’inizi eğip büker ya da yüzçevirirseniz, elbette Allah, yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

004.136-Ey İman edenler, Allah'a, Elçi’sine, Elçi’sine indirdiği Kitab'a ve bundan önce indirdiği Kitab'a iman edin. Kim Allah'ı,Melekler’ini, Kitaplar’ını, Elçiler’ini ve Son Günü İnkar ederse, elbette Uzak bir Sapıklık’la sapıtmıştır.

004.137-Gerçek şu ki, iman edip sonra Küfredenler, sonra yine inanıp sonra küfredenler sonra da Küfürler’i artanlar... Allah Onlar’ı bağışlayacak değildir. Onlar’ı Doğruyol’a iletecek de değil’dir.

004.138-Münafıklar’a Müjde ver: Onlar için gerçekten Acıklı bir Azab var’dır.

004.139-Onlar, Mü'minler’i bırakıp Kafirler’i Weliler edinirler. İzzet'i onlar’ın yanında mı arıyorlar? Şüphesiz İzzet Allah'ındır.

004.140-O, Size Kitap'ta: " Allah'ın Ayetleri’ne küfredildiğini ve Onlar’la Alay edildiğini işittiğinizde, Onlar bir başka Söz’e dalıncaya kadar, Onlar’la oturmayın, yoksa Siz de Onlar gibi olursunuz." diye indirdi. Doğrusu Allah, Münafıqlar’ın da, Kafirler’in de tümünü Cehennem'de toplayacak-olan'dır.

004.141-Onlar Sizi gözetlemekteler. Size Allah'tan bir Fetih gelirse: "Sizin’le birlikte değil miydik?" derler. Ama Kafirler’e bir Pay düşerse: "Size Üstünlük sağlamadık mı, Mü'minler’den Size(gelecekleri) önlemedik mi?" derler. Allah, Qıyamet Günü aranızda hükmedecektir.      Allah,Kafirler’e Mü'minler’in aleyhinde kesinlikle yol vermez.

 

XXI21 142-152   Münafıkların Sonu

 

004.142-Gerçek şu ki, Münafıqlar, Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O ,Onlar’ı aldatandır. Salat’a kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlar’a Gösteriş yaparlar ve     Allah'ı çok az anarlar.

004.143-Arada bocalayıp dururlar. Ne onlar’la, ne bunlar’la. Allah kimi saptırırsa, artık Sen O’na Yol bulamazsın.

004.144-Ey İman edenler, Mü'minler’i bırakıp Kafirler’i Weliler edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a Apaçık olan Kesin bir Delil vermek ister misiniz?

004.145-Gerçekten Münafıqlar, Ateş'in en Alt Tabakası’ndadırlar. Onlar’a bir Yardımcı da bulamazsın.

004.146-Ancak Tewbe edenler, Allah'a Sımsıkı sarılanlar ve Dinler’ini Halis olarak Allah için kılanlar başka. İşte Onlar Mü'minler’le      beraberdirler. Allah, Mü'minler’e Büyük bir Ecr verecektir.

004.147-Eğer şükreder ve inanırsanız, Allah Azab’ınızla ne yapsın? Allah Şükr’ün Karşılığı’nı veren’dir, Bilen'dir.

004.148-Allah Zulmedilenler dışında, Kötü Söz’ün açıkca söylenmesini sevmez. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

004.149-Bir Hayr’ı açıklar ya da gizlerseniz veya bir Kötülüğü bağışlarsanız, elbette Allah Affedici'dir, Güçyetiren'dir.

004.150-Allah'a ve Elçiler’ine küfreden, Allah ile Elçiler’inin arasını ayırmak isteyen ve "Bazısına inanırız, bazısını tanımayız"  diyen ve bu ikisi arasında bir Yol tutturmak isteyenler,

004.151-İşte  Onlar, gerçekten Kafir olanlar’dır. Kafirler’e Aşağılatıcı bir Azab hazırladık.

004.152-Allah'a ve Elçi’sine inananlar ve Onlar’dan Hiçbiri arasında ayrım yapmayanlar. İşte Onlar’a Ecirler’i verilecektir. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

 

XXII22    153-162   Yahudilerin Tecavüzleri

 

004.153-Kitap Ehli, Sen’den kendilerine Gök’ten bir Kitap indirmeni istiyor. Musa'dan bundan daha Büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: "Bize Allah'ı Açıkca göster. Böylece Zulumlerinden dolayı Onlar’a Yıldırım çarpmıştı. Ardından kendilerine Apaçık Belgeler geldikten sonra, Buzağı’yı (İlah) edinmişlerdi. Yine bundan dolayı da Onlar’ı affettik ve Musa'ya Apaçık olan İspatlayıcı bir Delil verdik.

004.154-Kesinsöz vermeleri dolayısıyla Tur'u üstlerine yükselttik ve Onlar’a: "Bu Kapı’dan Secde ederek girin" dedik ve Onlar’a: "Sebt'te Haddi aşmayın" da dedik. Ve onlar’dan Kesinsöz aldık.

004.155-Onlar’ın kendi Misaqlar’ını bozmaları, Allah'ın Ayetleri’ne karşı küfretmeleri, Nebiler’i Haqsızca öldürmeleri ve: "Qalplerimiz örtülüdür" demeleri nedeniyle. Hayır, Allah, Küfürler’i dolayısıyla ona Damga vurmuştur. Onlar’ın Azı dışında inanmazlar.

 

004.156-(bir de) küfretmeleri ve Meryem'in aleyhinde Büyük Buhtanlar söylemeleri,

004.157-Ve: "Biz, Allah'ın Elçisi Meryem oğlu Mesih İsa'yı öldürdük" demeleri nedeniyle de. Oysa O'nu öldürmediler ve O'nu asmadılar. Ama Onlar’a Benzeri gösterildi. Gerçekten O'na  dair anlaşmazlığa düşenler, Kesin bir Şüphe içindedirler. Onlar’ın bir Zann’a uymaktan başka buna İlişkin Hiçbir Bilgileri yok’tur. O'nu Kesin olarak öldürmediler.

004.158-Hayır, Allah O'nu kendine ref’etti. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

004.159-Andolsun Kitap Ehli'nden (kendisi) ölmeden önce O'na inanmayacak kimse yok’tur(Ona inanmalıdır). Qıyamet Günü, O da Onlar’ın aleyhinde Şahid olacaktır.(Ehli Kitap’tan Hiçkimse Yok ki kendi ölümü’nden önce İsa'ya (getirdğii Mesaja) inanmak Zorunda olmasın.   

 

004.160-Yahudiler’in yaptıkları Zulum ve bir çok Kişi’yi Allah'ın Yolu’ndan alıkoymaları nedeniyle kendilerine Helal kılınmış Güzel Şeyler’i Onlar’a Haram kıldık.

004.161-O’ndan nehyedildikleri halde Riba almaları ve İnsanlar’ın Malları’nı Haqsızca yemeleri nedeniyle.. Onlar’dan Kafir olanlar’a pek Acıklı bir Azab hazırlamışızdır.

004.162-Ancak Onlar’dan İlim’de derinleşenler ile Mü'minler, Sana indirilen’e ve Sen’den önce indirilen’e inanırlar. Salat’ı kılanlar, Zekat’ı verenler, Allah'a ve Son Gün’e inananlar, işte Onlar, Biz Onlar’a Büyük bir Ecr vereceğiz.

 

XXIII23   163-171  Önceki kitaplarla Kur'an

 

004.163-Nuh'a ve O'ndan sonraki Nebiler’e wahyettiğimiz gibi Sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshaq'a, Ya’qub'a, Sıbtlar’a, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da wahyettik. Davud'a da Zebur verdik.

004.164-Ve Sana daha önceden gerçekten Haberler’ini aktardığımız  Elçiler ile Sana Haberler’ini aktarmadığımız Elçiler'e de wahyettik.  Allah Musa ile de konuştu.

004.165-Elçiler, Müjdeciler ve Nezirler olarak (gönderildi.). Öyleki Elçiler’den sonra İnsanlar’ın Allah'a karşı Deliller’i olmasın. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

004.166-Fakat Allah, Sana indirdiğiyle Şahidlik eder ki, O, bunu kendi İlm’iyle indirmiştir. Melekler de Şahid’dirler. Şahid olarak Allah yeter.

004.167-Şüphesiz, Küfredenler ve Allah Yolu’ndan alıkoyanlar, gerçekten uzak bir Sapıklık’la sapıtmışlardır.

004.168-Gerçek şu ki, Küfredenler ve Zulmedenler, Allah Onlar’ı bağışlayacak değildir, Onlar’ı bir Yol’a da iletecek değildir.

004.169-Ancak, onda Ebedi kalmaları için Cehennem Yolu’na. Bu da Allah'a pek Kolay’dır.

004.170-Ey İnsanlar, şüphesiz Elçi Size Rabb'inizden geldi. Öyleyse İman edin, Sizin için Hayırlı’dır. Eğer küfrederseniz, elbette Gökler’de olanların ve Yer’de olanlar’ın Tümü Allah'ındır. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

004.171-Ey Kitap Ehli, Dininiz konusunda Guluv etmeyin. Allah'a karşı Gerçek olan’dan başkasını söylemeyin. Meryemoğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın Elçisi ve Kelimesi'dir. O'nu Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir Ruh'tur. Öyleyse Allah'a ve Elçisine inanınız, "Üç’tür" demeyiniz. Kaçının, Sizin için bu Hayırlı’dır. Allah, ancak bir Tek İlah'tır. O'na bir Çocuk olmaktan O Yüce'dir. Gökler’de ve Yer’de her ne varsa O'nundur . Wekil olarak Allah yeter.

 

XVIV24    172-176   İsanın Peygamberliği

 

004.172-Mesih'te, Yakınlaştırılmış Melekler de, Allah'a Kul olmaktan kesinlikle kaçınmazlar. Kim O'na İbadet etmekten kaçınırsa ve Büyüklenme gösterirse Onlar’ın Tümünü Huzur’unda toplayacaktır.

004.173-Ama İman edenler ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar, Onlar’a Ecirlerini Eksiksiz ödeyecek ve Onlar’a kendi Fadl’ından ekleyecektir de. Kaçınanlar ve Büyüklenenler, Onlar’ı Acıklı bir Azab’la azablandıracaktır ve kendileri için Allah'tan başka bir Weli ve Yardımcı da bulamayacaklardır.

004.174-Ey İnsanlar, Rabb'inizden Size Burhan geldi ve Size Apaçık bir Nur indirdik.

004.175-İşte Allah'a inananlar ve O'na sarılanlar, Onlar’ı kendisinden olan bir Rahmet’in ve bir Fadl’ın içine yerleştirecektir. Kendisine varan Dosdoğru bir Yol’a iletecektir.

 

004.176-Senden Fetwa isterler. De ki: Allah Kelale’nin Mirası’na ilişkin Hükm’ü açıklar: Ölen kişi’nin Çocuğu yok da Kızkardeşi varsa ,geride bıraktıklarının yarısı Kızkardeşinindir. Ama Kızkardeşi’nin Çocuğu yoksa, kendisi O’na Mirascı olur. Eğer Kızkardeşi İki ise geride bıraktıklarının Üçteiki’si onlarındır. Ama Erkekler ve Kız kardeşler varsa bu durumda Erkek için Dişi’nin iki Payı var’dır. Allah şaşırmayasınız diye açıklar. Allah Herşey’i Bilen’dir.

 


 

099.047/el-QITAL

Bismillahirrahmanirrahim

 

                    

I    1-11      Muhalifler savaşlarda helak olacaklar

 

047.01- Onlar ki küfrettiler ve Allah'ın Yolu’ndan alıkoydular, O, Onların Çalışmalar’ını giderip boşa çıkarmıştır.

047.02- İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunan ve Muhammed'e indirilene  ki o Rabb'lerinden olan bir Haqq’tır, İnananlar’ın Kötülükler’ini örtmüş, durumlarını ıslah etmiştir.

047.03- İşte böyle. Elbette Küfredenler Batıl olan’a uymuştur ve elbette İnananlar da Rabb'lerininden olan Haqq’a uymuşlardır. İşte Allah İnsanlar’a kendi Örneklerini böyle verip-göstermekter.

047.04- Öyle ise (savaşta) Küfredenler’le karşılaştığınız zaman  hemen Boyunlar’ını vurun. Sonunda Onlar’ı iyice Bozgun’a  uğratıp Zafer kazanınca da artık Bağı sıkı tutun. Bundan sonra ya bir Lutuf olarak ya da bir Fidye. Öyle      ki Savaş Ağırlıkları’nı bıraksın. İşte böyle. Eğer Allah dilemiş olsaydı elbette Onlar’dan İntikam alırdı. Ancak Sizleri birbirinizle Denemesi içindir. Allah Yolu’nda öldürülenler ise Kesin olarak onların Çalışmalar’ını boşa çıkarmaz.

047.05- Onları hidayete erdirecek ve onların durumlarını düzeltecektir,

047.06- Ve Onlar’ı kendilerine Tarif ettiği/tanıttığı Bahçe'ye sokacaktır.

047.07- Ey İnananlar! Eğer Siz Allah'a yardım ederseniz O da Size yardım eder ve Sizin Ayaklar’ınızı sağlamlaştırır.

047.08- İnkar edenler ise Yüzükoyun-düşüş Onların olsun. Onların Çalışmalar’ını giderip boşa çıkarmıştır.

047.09- İşte böyle. Çünkü Onlar Allah'ın indirdiğini kerih gördüler, bundan dolayı O da Onların Çalışmalar’ını boşa çıkardı.

047.10- Onlar Arz’da gezip dolaşmıyorlar mı ki kendilerinden Öncekiler’in nasıl bir Son’a uğradıklarını görsünler. Allah Onlar’ı yerle bir etti. O Kafirler içinde bunun bir benzeri vardır.

047.11- İşte böyle. Çünkü Allah İnananlar’ın Welisi’dir. Kafirler’in ise, Onların Weli’si yok’tur.

 

II2  12-19     Muhalifler kırılacaklar

 

047.12- Elbette Allah İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar’ı altından Irmaklar akan Bahçeler'e sokar. İnkar edenler ise metalanırlar ve Hayvanlar’ın Yemesi gibi yerler. Ateş Onlar için bir Konaklama Yeri’dir.

047.13- Seni sürüp çıkaran Memleket’inden Quwwet bakımından daha Üstün Nice Memleketler vardır ki Biz Onlar’ı yıkıma uğrattık da kendileri için bir Yardımcı yoktu.

047.14- Şimdi Rabb'inden Apaçık bir Belge üzerinde bulunan kimse Kötü Eylem’i kendisine Süslü ve Çekiçi gösterilmiş ve kendi Hewalar’ına uyan Kimseler gibi midir?

 

047.15- Taqwa Sahipleri’ne Wadedilen Bahçe'nin Misali: İçinde Bozulmayan-su’dan Irmaklar, Tadı değişmeyen Süt’ten Irmaklar, içenler için Lezzet veren Şarap’tan Irkaklar ve Süzme Bal’dan Irmaklar vardır. Onda onlar için     Meyveler’in her türlüsünden ve Rabb'lerinden bir Mağfiret de vardır. Hiç Ateş'in içinde Ebedî olarak kalan ve Bağırsaklar’ını parça parça koparan Kaynar Su’dan içirilen Kişi gibi olur mu?

047.16- Onlardan kimi gelip Seni dinler, nitekim yanından çıkıp gittikleri zaman kendilerine İlim verilenler’e derler ki: O biraz önce ne söyledi. İşte Onlar Allah Onlar’ın Qalpler’ini damgalamıştır ve Onlar kendi Hewalar’ına uymuşlardır.

047.17- Hidayet’i bulmuş olanlar’a gelince Onlar’ın Hidayetler’ini artırmış ve Onlar’a Taqwalar’ını vermiştir.

047.18- Artık Onlar Saati’n kendilerine Apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar . İşte onun İşaretler’i gelmiştir. Fakat kendilerine geldikten sonra Öğüt alıp düşünmeleri Onlara neyi sağlar.

047.19- Şu halde bil, gerçek şu ki Allah'tan başka İlah yok’tur. Hem kendi Günah’ın hem Mü'minler ve Mü’mineler için nağfiret dile. Allah Sizin dönüp dolaşacağınız yeri de bilir, Konaklama Yerinizi de.

 

III3 20-28     Kalbleri zayıf olanlar

 

047.20- İnananlar derler ki: "Bir Sure indirilmeli değil miydi? Fakat içinde Qıtal Zikri geçen Muhkem bir Sure indirildiği zaman Qalplerinde Hastalık bulunanların üzerine Ölüm Baygınlığı çökmüş olanlar’ın Baygınlığı gibi Sana baktıklarını gördün. Bu da Onlar için daha Evla’dır.

047.21- İtaat ve Ma’ruf Sözü. Fakat İş Kesinlik ve Kararlılık gerektirdiği zaman şayet onlar Allah'a Sadaqat  gösterselerdi elbette Onlar için daha Hayırlı olurdu.

047.22- Demek İş-başına gelip Yönetim’i ele alırsanız hemen Arz’da fesad çıkaracak ve Aqrabalık Bağlarını’zı koparıp atacaksınız öğle mi?

047.23- İşte bunlar, Allah Onlar’ı lanetlemiş, böylece sağırlaştırmış ve Basiretler’ini de köretmiştir.

047.24- Öyle olmasaydı Qur'an'ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa bir takım Qalpler üzerinde Kilitler mi vurulmuş.

047.25- Elbette kendilerine Hidayet açıkca belli olduktan sonra gerisin geri İrtidad edenleri Şeytan kışkırtmış ve Uzun Emeller’e kaptırmıştır.

047.26- İşte böyle. Çünkü gerçekten Onlar Allah'ın indirdiğini Çirkin karşılayanlar’a dediler ki Size bazı İşler de itaat edeceğiz. Oysa Allah Onların Sakladıklarını  biliyor.

047.27- Öyleyse Melekler Onların Yüzler’ine ve arkalarına vura vura Canlar’ını aldıkları zaman nasıl olacak  

047.28- İşte böyle çünkü gerçekten Onlar Allah'ı gazablandıran Şey’e uydular ve O'nu Razı edecek Şeyler’i Çirkin karşıladılar. Bundan dolayı Onların Çalışmalar’ını boşa çıkardı.

 

IV   29-38     Münafıklar

 

047.29- Yoksa Qalpler’inde Hastalık bulunanlar kendi Kinler’ini Allah'ın hiç çıkarmayacağını mı sandılar?

047.30- Eğer Biz dilersek Sana Onları elbette gösteririz. Böylece Sen Onları Simalar’ından tanımış olursun. Andolsun Sen Onları Sözler’inin Anlatım Biçimi’nden de tanırsın. Allah Ameller’inizi bilir.

047.31- Andolsun Biz Siz’den Mücahid olanlar’la Sabredenler’i bilinceye kadar Sizi deneyeceğiz ve Haberler’inizi de sınayacağız.

047.32- Elbette İnkar edenler Allah'ın Yolu’ndan alıkoyanlar ve kendilerine Hidayet açıkca belli olduktan sonra  Elçi'ye karşı gelip Zorluk çıkaranlar Kesin olarak Allah'a Hiçbir Şey’de Zarar veremezler, Onların Eylemler’ini boşa çıkaracaktır.

047.33- Ey İnananlar! Allah’a itaat edin , Elçi'ye itaat edin ve kendi Eylemler’ini geçersiz kılmayın.

047.34- Elbette İnkar edenler Allah'ın Yolu’ndan alıkoyanlar ve kendileri Kafirler iken ölenler, işte Allah Onlar’a Kesinlikle mağfiret etmeyecektir.

047.35- Öyleyse Siz Üstün iken Barış’a çağırmak suretiyle Gevşeklik göstermeyin. Allah Sizin’le bareberdir. O Sizin Ameller’ini asla eksiltmez.

047.36- Gerçekten Dünya Hayatı ancak bir Oyun ve bir Oyalanma’dır. Eğer inanırsanız ve sakınırsanız O Size Ecirler’inizi verir ve Mallar’ınızı da istemez.

047.37- Eğer Siz’den Onları isteyip Sizi Çıplak bırakacak olursa Cimrilik ederseniz ve Sizin Kinler’inizi de ortaya çıkarmış olur.

047.38- İşte Sizler böylesiniz. Allah Yolu’nda infaq etmeye çağrılıyorsunuz buna rağmen Siz’den kimi Cimrilik etmektedir. Kim Cimrilik ederse artık O ancak kendi Nefs’ine Cimrilik etmektedir. Allah ise Gani'dir. Fakir olanlar ise sizler’siniz. Eğer Siz yüz çevirecek olursanız Siz’den başka bir Qawm’i getirip değiştirir sonra Onlar Sizin benzerleriniz de olmazlar.

 


 

100.065/et-TALAQ

Bismillahirrahmanirrahim

 

                    

I    1-7       Talaq

 

065.01-Ey Nebi, Kadınlar’ı boşadığınız zaman, İddetler’i süresinde boşayın ve İddet’i sayın. Rabb'iniz olan Allah'tan ittiqa edin. Onlar’ı Evler’inden çıkarmayın, Onlar da çıkmasınlar, ancak Açık bir Fuhuş göstermeleri durumu başka. Bunlar Allah'nın Sınırları’dır. Kim     Allah'ın Sınırları’nı çiğnerse, gerçekten O, kendine zulmetmiştir. Sen bilmezsin, olabilir ki Allah, bunun arkasından bir İş oluşturabilir.

065.02-Sonra (üç iddet) Süreler’ine ulaştıklarında artık Onları Ma'ruf üzere tutun, ya da Ma’ruf üzere Onlar’dan ayrılın. İçinizden Adalat Sahibi İki Kişi’yi de Şahid yapın. Şahidliği Allah için Dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah'a ve Son Gün’e İnananlar’a Öğüt verilir. Kim Allah'tan ittiqa ederse Ona bir Çıkış Yolu gösterir.

065.03-Ve Onu Hesaba katmadığı bir Yön’den de rızıqlandırır. Kim de Allah'a tewekkül ederse, O Ona yeter. Elbette Allah, kendi Emr’ini yerine getirip gerçekleştirendir. Allah, Herşey için bir Ölçü kılmıştır.

065.04-Kadınlar’ınızdan artık Adet’ten kesilmiş olanlar’la henüz Adet görmemiş bulunanlar’ın İddetler’i, eğer Şüphe’ye düşecek olursanız Üç Ay’dır. Hamileler’in beklemeleri ise, Yükler’ini bırakmalarıdır. Kim Allah'tan ittiqa ederse Ona İş’inde bir Kolaylık gösterir.

065.05-Bu, Allah'ın Size indirdiği Emr’idir. Kim Allah'tan ittiqa ederse, Allah Onun Kötülükler’ini örter ve Onun Ecr’ini büyütür.

065.06-Boşadığınız-kadınlar’ı, Güc’ünüz oranında oturmakta olduğunuz Yer’in bir yanında oturtun, Onlar’ı Darlık ve Sıkıntı’ya düşürmek amacıyla kendilerine Zarar vermeyin. Eğer Onlar Hamile iseler, Yükler’ini bırakıncaya kadar Onlar’a Nafaqa verin. Şayet Sizler için emzirirlerse Onlar’a Ücretler’ini ödeyin. Kendi aranızda Ma’ruf üzere görüşün. Eğer Güçlük içine girerseniz, bu durumda Onun (babası) için bir başkası emzirebilir.

065.07-Geniş İmkanları olan, Nafaqa’yı İmkanlar’ına göre yapsın. Rızq’ı kendisine Kısıtlı tutulan da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, Hiçbir Nefs’e ona verdiğinden başkasıyla Yükümlülük koymaz. Allah, bir Güçlüğün ardından bir Kolaylık verecektir.

 

II   8-12      Mekke'ye ihtarlar

 

 

065.08-Ülkeler’den Niceleri vardır ki, Rabb'lerinin ve O'nun Elçiler'inin Emr’ine karşı gelip azmışlardır. Böylece Biz de Onları Çetin bir Hesab’a çekmişiz ve Onları benzeri görülmedik bir Azab’la azablandırmışızdır.

065.09-Artık O, yaptığı Kötülüğü taddı ve İş’inin Sonucu da bir Hüsran oldu.

065.10-Allah, Onlar için Şiddetli bir Azab hazırlamıştır, öyleyse ey İnanan Temiz Aqıl Sahipleri, Allah'tan ittiqa edin. Doğrusu Allah, Sizin için bir Zikir indirmiştir.

065.11-İnanıp Salih Çalışmalar’da bulunanlar’ı Karanlıklar’dan Aydınlığa çıkarması için Allah'ın apaçık Ayetlerini Size okuyan bir Elçi'de. Kim inanıp Salih bir Çalışma’da bulunursa, Onu içinde Ebedi kalacağı içlerinden Irmaklar akan Bahçeler'e sokar. Allah, gerçekten Ona ne Güzel bir Rızıq vermiştir.

065.12-Allah, Yedi Göğü  ve Yer’den de Onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner, Sizin gerçekten Allah'ın her Şey’e Güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın İlmi’yle Herşey’i sarıp kuşattığını bilmeniz için.

 


 

101.098/el-BEYYİNE

Bismillahirrahmanirrahim

 

                    

I    1-8  Dosdoğru Din

 

 

098.01- Kitap Ehli'nden ve Müşrikler'den küfredenler, kendilerine Apaçık bir Delil gelinceye kadar ayrılacak değillerdi.

098.02- (delil) Allah'tan gönderilmiş bir Elçi, Tertemiz Sahifeleri okuyor.

098.03- Onların içinde Dosdoğru Yazılar.

098.04- Kitap Ehli'nden olanlar, ancak kendilerine Apaçık Belgeler geldikten sonra parçalandılar.

098.05- Oysa Onlar, Dini yalnızca O'na Halis kılan Hanifler olarak sadece Allah'a Kulluk etmek, Salat kılmak ve Zekat vermekten başkasıyla emrolunmadılar.

098.06- Şüphesiz, Kitap Ehli'nden ve Müşrikler'den küfredenler, içinde Sürekli kalacakları Cehennem Ateşi'ndedirler. İşte Onlar, Yaratılanlar’ın en kötüleri’dir.

098.07- İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar ise, işte Onlar da Yaratılanlar’ın en Hayırlıları’dırlar.

098.08- Rabb'leri katında Onların Ödülleri, içinde ebedi Kalıcılar olarak içinden Irmaklar akan Adn Bahçeleri'dir. Allah Onlar’dan Razı olmuştur, kendileri de O'ndan Razı oldular. İşte bu, Rabb'inden Haşyet duyan içindir.

 


 

102.059/el-HAŞR

Bismillahirrahmanirrahim

 

                    

I    1-10      Sürülen Yahudiler

 

059.01- Gökler’de ve Yer’de Olanlar’ın Tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O Aziz'dir, Hakim'dir.

059.02- Kitap Ehli'nden küfredenler’i İlk Sürgün’de Yurtlar’ından çıkaran O'dur. Onların çıkacaklarını Siz sanmamıştınız, Onlar da Kaleler’inin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Böylece Allah da, Onlara Hesab’a katmadıkları bir yönden geldi. Yürekler’ine Korku salıverdi, öyle ki Evler’ini Eller’iyle tahrip ediyorlardı. Artık ey Basiret Sahipleri ibret alın.

059.03- Eğer Allah, Onlara Sürgün’ü yazmamış olsaydı, elbette Onları (yine)Dünya’da azablandırırdı. Ahiret'te ise   Onlar için Ateş Azabı var’dır.

059.04- Bu, Onlar’ın Allah'a ve O'nun Elçisi'ne karşı başkaldırmaları nedeniyledir. Kim Allah'a karşı başkaldırırsa Allah Iqab’ı (sonuçlandırması) Şiddetli olan’dır.

059.05- Hurma Ağaçları’ndan her neyi kesmişseniz veya Kökler’i üzerinde Dimdik neyi bırakmışsanız Allah'ın İzni’yledir ve Fasıqlar’ı aldatması içindir.

059.06- Onlar’dan Allah'ın Elçisi'ne verdiği Fey'e gelince, ki Siz bunu karşı ne At, ne Deve sürdünüz. Ancak Allah, kendi Elçiler'ini dilediklerinin üstüne Musallat kılar. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

059.07- Allah'ın o Qarye Halkı’ndan Elçisi'ne verdiği Fey, Allah'a, Elçisi'ne, Yakın Aqrabalığı olanlar’a ve Yol’da kalmışlara ait’tir. Öyle ki Siz’den Zengin olanlar arasında dolaşan bir Devlet olmasın. Elçi Size ne verdiyse alın, Sizi neden sakındırırsa artık Ondan sakının ve Allah'tan ittiqa edin. Elbette Allah Azab’la sonuçlandınrması pek Şiddetli olan’dır.    

059.08- Hicret eden Faqirler ki, Onlar, Allah'tan bir Fadl arayıp, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne Yardım ederlerken Yurtlar’ından ve Mallar’ından çıkarılmışlardır. İşte bunlar Sadıq olanlar bunlardır.

059.09- Kendilerinden önce o Yurd’u hazırlayıp İman’ı yerleştirenler ise, kendilerine Hicret edenleri severler ve Onlara verilen Şeyler’den dolayı da içlerinde bir İhtiyaç duymazlar. Kendilerinde bir Açıklık olsa bile kendilerine tercih ederler. Kim Nefs’inin Tuttuları’ndan korunmuşsa, işte Onlar Felah bulanlar’dır.

059.10- Bir de Onlar’dan sonra gelenler, derler ki: "Rabb'imiz, Bizi ve İman ile daha önce Bizi geçmiş olan Kardeşler’imizi bağışla ve Qalpler’imizde İnananlar’a karşı bir Kin bırakma. Rabb'imiz, gerçekten Sen, Rauf'sun, Rahim'sin."

 

II2  11-17     Münafıklar ve Yahudiler

 

059.11- Münafıqlık etmekte olanlar’ı görmüyor musun ki, Onlar Kitap Ehli'nden küfreden Kardeşler’ine derler ki: "Andolsun, eğer Siz çıkarılacak olursanız, Biz de Sizler’le birlikte elbette çıkarız ve Size karşı olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat etmeyiz." Eğer Size karşı savaşılırsa elbette Size Yardım ederiz." Oysa Allah şahidlik etmektedir ki, Onlar, gerçekten Yalancı’dırlar.

059.12- Andolsun, Onlar çıkarılacak olurlarsa, kendileri Onlar’la birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşırlarsa da kendilerine Yardım’da bulunmazlar, Yardım etseler bile dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine Yardım edilmez.

059.13- Herhalde Onların içlerinde Dehşet ve Yılgınlık bakımından Siz Allah'tan daha çetinsiniz. Bu, gerçekten Onların Derin bir Kavrayış’a Sahip olmamaları dolayısıyla böyledir.

059.14- Onlar iyice korunmuş Şehirler’de veya Duvar Arkası’nda olmaksızın Sizinle Toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki Çarpışmaları ise pek Şiddetli’dir. Sen Onları Birlik sanırsın, oysa Qalpler’i paramparça’dır. Bu, gerçekten Onların aqletmeyen bir Qawim olmalarındandır.

059.15- Kendilerinden önce Yakın geçmişte olanlar’ın durumu gibi, Onlar, yaptıklarının Sonuc’unu tadmışlardır. Onlar için Acıklı bir Azab var’dır.

059.16- Şeytan'ın'da durumu gibi, çünkü İnsan’a "Küfret" dedi, o da küfredince: "Gerçek şu ki, Ben Sen’den Uzağım. Doğrusu Ben, Alemler’in Rabb'i Allah'tan korkarım." dedi.

059.17- Sonunda Onların Aqıbetler’i, elbette Ateş'te ikisinin de Halid olması’dır. İşte Zalimlerin Cezası budur.

 

III3 18-24     Bir Nasihat

 

059.18- Ey inananlar, Allah'tan ittiqa edin. Herkes Yarın için neyi taqdim edip gönderdiğine bir baksın. Allah'tan ittiqa edin. Elbette Allah, yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

059.19- Ve kendileri Allah'ı unutmuş, böylece O da Onlar’a kendilerin unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte Onlar Fasıqlar’dır.

059.20- Ateş Halkı ile Bahçe Halkı bir olmaz. Bahçe Halkı umduklarına kavuşup Mutluluk içinde olanlar’dır.

059.21- Eğer Biz bu Qur'an'ı bir Dağ’ın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun O’nu Allah Korkusu’ndan Saygı ile baş eğmiş, Parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, İnsanlar’a Örnekleri böyle vermekteyiz.

059.22- O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Gayb’ı da, Müşahede edilen’i de Bilen'dir. Rahman, Rahim O'dur.

059.23- O Allah ki, O'ndan başma İlah yok’tur. Melik'tir, Quddus'tür, Selam'dır, Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir' dir. Allah Şirk koştuklarından çok Yüce’dir.

059.24- O Allah ki, Yaratan'dır, Kusursuzca-vardendir, Suretveren' dir, En Güzel İsimler O'nundur. Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz'dir, Hakim'dir.

 


 

103.024/en-NUR

Bismillahirrahmanirrahim

 

                                                                   

I    1-10      Zina ve İftiranın Hükmü

 

024.01- İndirdiğimiz ve Farz kıldığımız bir Sure. Umulur ki Öğüt alırsınız diye içinde Apaçık Ayetler indirdik.

024.02-Zâni ve Zâniye’nin her birine yüzer Celde vurun. Eğer Allah'a ve Son Günü'ne inanıyorsanız, Onlar’a Allah'ın Dini Konusunda Sizi bir Acıma tutmasın, Onlar’a uygulanan Azab’a Mü'minler’den bir Bölük de Şahid olsun.

024.03-Zâni, Zâniye ve Müşrike’den başkasını nikahlamaz, Zâaniye de Zâni veya Müşrik’ten başkasını nikahlamaz. Bu Mü'minler’e haram kılınmıştır.

024.04-Korunan Kadınlar’a İftira atan, sonra Dört Şahid getiremeyenlere de Seksen Değnek vurun ve Onlar’ın Şahidlikler’ini Ebedî olarak qabul etmeyin. Onlar Fasıqlar’dır.

024.05-Ancak bundan sonra Tewbe eden ve Salihce Davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

024.06-Kendi Eşler’ine iftira atan ve kendileri dışında Şahidler’i bulunmayanlar ise, Onlar’dan da her birine Şahidliği Allah adına Dört kere ile kendisinin kesinlikle Doğru söyleyenler’den olduğuna şahidlik etmektir.

024.07-Beşinci de ise, eğer Yalan söyleyenler’dense, Allah'ın Laneti’nin kesinlikle kendi üzerine olmasıdır.

024.08-O (kadın)ında Dört kere Allah Adı’na Onun elbette Yalan söyleyenler’den olduğuna şahidlik etmesi kendisinden Ceza’yı uzaklaştırır.

024.09-Beşinci de ise, eğer O (koca) Doğru söyleyenler’den ise, Allah'ın Gazabı’nın muhakkak kendi üzerinde olmasıdır.

024.10-Eğer Allah'ın Sizin üzerinizde bir Fadl’ı ve Rahmet’i olmasaydı ve Allah gerçekten Tewbeler’i kabul eden, Hakim olmasaydı (ne yapardınız?)

 

II   11-20     Ayşe'ye İftira edenler

 

024.11-Doğrusu, Uydurulmuş bir Yalan’la gelenler, Sizin içinizden birlikte davranan bir Topluluk’tur, Siz O’nu kendiniz için bir Şey saymayın, aksine o Sizin için bir Hayır’dır. Onlar’dan her bir Kişi’ye kazandığı Günah’tan var’dır. Onlar’dan Büyüğünü yüklenene ise Büyük bir Azab var’dır.

024.12-Onu işittiğiniz zaman Mü'min ve Mü'mineler’in kendi Nefisler’i Adına Hayırlı bir Zan’da bulunup: "Bu, Açıkca Uydurulmuş bir Söz’dür" demeleri gerekmez miydi?

024.13-O’na karşı Dört Şahid’le gelmeleri gerekmez miydi? Şahidler’i getirmediklerine göre, artık Onlar Allah katında Yalancılar’ın ta kendileridir.

024.14-Eğer Allah'ın Dünya’da ve Ahiret'te Sizin üzerinizde bir Fadl’ı ve Rahmet’i olmasaydı, içine daldığınız Dedikodu’dan dolayı Size Büyük bir Azab dokunurdu.

024.15-O durumda Siz O’nu Diller’inizle aktardınız ve üzerinde Bilginiz olmayan Şey’i Ağzınızla söylediniz ve bunu da Kolay sandınız, oysa o Allah katında çok Büyük’tür.

024.16-O’nu işittiğiniz zaman: "Bu Konuda Söz söylemek Bize yakışmaz. Sen Yüce’sin, bu Büyük bir İftira’dır." demeniz gerekmez miydi?

024.17-Eğer İman edenler’den iseniz, bunun gibisine bir daha dönmemeniz için Allah Size Öğüt vermektedir.

024.18-Allah Size Ayetler’ini açıklıyor. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

024.19-İnananlar içinde, Fuhş’un yaygınlaşmasından hoşlananlar’a, Dünya’da da, Ahiret'te de Acıklı bir Azab var’dır. Allah bilir, Siz ise bilmiyorsunuz.

024.20-Eğer Allah'ın Sizin üzerinizde Fadl’ı ve Rahmet’i olmasaydı ve Allah gerçekten Rauf ve Rahim olmasaydı?

 

III  21-26     Ayşe'ye iftira edenler

 

024.21-Ey İnananlar, Şeytan’ın Adımları’na uymayın, kim Şeytan’ın Adımları’na uyarsa, gerçekten o Fahşa’yı ve Münker’i emreder. Eğer Allah'ın üzerinizdeki Fadl’ı ve Rahmet’i olmasaydı, Siz’den hiçbiri Ebedî olarak Temiz’e çıkamazdı. Ancak Allah, dilediğini Temiz’e çıkarır. Allah, İşiten'dir, Bilen'dir.

024.22-Siz’den, Faziletli ve Varlıklı olanlar, Yakınlar’a, Yoksullar’a ve Allah Yolu’nda Hicret edenler’e vermekte eksiltmesinler, affetsinler ve hoşgörsünler. Allah'ın Sizi Bağışlamasını sevmez misiniz? Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

024.23-Namus Sahibi, bir Şeyden habersiz, Mü’mineler’e iftira atanlar, Dünya’da ve Ahiret'te lanetlenmişlerdir. Ve Onlar için Büyük bir Azab var’dır.

024.24-O Gün, kendi Dil’leri, Eller’i ve Ayaklar’ı yaptıklarına dair şahidlik edeceklerdir.

024.25-O Gün, Allah Onlar’a Haqq ettikleri Ceza’yı Eksiksiz verecektir ve Onlar da Allah'ın kesinlikle Haqq olduğunu bileceklerdir.

024.26-Kötü Kadınlar, Kötü Erkekler’e, Kötü Erkekler Kötü Kadınlar’a, İyi ve Temiz Kadınlar, İyi ve Temiz Erkekler’e, İyi ve Temiz Erkekler, İyi ve Temiz Kadınlar’adır. Bunlar Onlar’ın demekte olduklarından Uzak’tırlar. Bunlar için bir Bağışlanma ve Kerim bir Rızıq var’dır.

 

IV4  27-34     Zinayı önleyecek tedbirler

 

024.27-Ey İnananlar, Evler’inizden başka Evler’e Yakınlık kurup ve Selam vermeden girmeyin. Bu Sizin için daha Hayırlı’dır,umulur ki Öğüt alıp düşünürsünüz.

024.28-Eğer orada Kimse’yi bulamazsınız, Size izin verilinceye kadar artık oraya girmeyin, ve eğer Size "Dönün" denirse, Siz de dönün, bu Sizin için daha Temiz’dir. Allah yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır. 

024.29-İçinde oturulmayan ve Sizin için orda bir Meta bulunan Evler’e girmenizde Size Sakınca yok’tur. Allah, açığa vurduklarınızı da, saklamakta olduklarınızı da bilmektedir.

024.30-Mü'minler’e söyle: "Gözler’ini kaçındırsınlar ve Irzlar’ını korusunlar. Bu, Onlar için daha Temiz’dir. Gerçekten Allah, yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır.

024.31-Mü'mineler’e de söyle: "Gözler’ini kaçındırsınlar ve Irzlar’ını korusunlar, Süsler’ini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görünenler hariç. Örtülerini/ Humurlarını, Yakalar’ının üstüne  koysunlar. Süsler’ini,      kendi Kocalar’ından ya da Babalar’ından ya da Kocalar’ının Babaları’ndan ya da Oğullar’ından ya da Kocalar’ının Oğulları’ndan ya da Kardeşler’inin Oğulları’ndan, ya da Kızkardeşleri’nin Oğulları’ndan ya da kendi Kadınları’ndan ya da Sağeller’inin altında bulunanlar’dan ya da Erkekler’den yana ihtiyacı olmayan Hizmetciler’den ya da Kadınlar’ın henüz Mahrem Yerler’ini tanımayan Çocuklar’dan başkasına göstermesinler. Gizledikler’i Süsleri bilinsin diye Ayaklar’ını yere vurmasınlar.  Hep birlikte Allah'a Tewbe edin ey Mü'minler, umulur ki Felah bulursunuz.

024.32-İçinizden Evli-olmayanlar’ı,Köleler’inizden ve Cariyeler’inizden Salih olanlar’ı evlendirin. Eğer Faqir iseler Allah, kendi Fadl’ından Onlar’ı Zengin eder. Allah Geniş'tir, Bilen'dir.

024.33-Nikah yapamayanlar, Allah Onlar’ı kendi Fadl’ından zenginleştirinceye kadar İffetli davransınlar. Sağeller’inizin Malik olduğu Mükatebe isteyenler’e eğer Onlar’da bir Hayır görüyorsanız Mükatebe yapın. Ve Allah'ın Size verdiği Mal’ından da Onlar’a verin. Dünya Hayatı’nın Geçici Metaı’nı elde etmek için Irzlar’ını korumak istiyorlarsa Cariyeler’inizi Fuhş’a zorlamayın. Kim Onlar’ı zorlarsa, elbette, Onlar’ın Zorlamalarından sonra Allah Onlar’ı Bağışlayan'dır, Rahim'dir.

024.34-Andolsun, Size Açıklayıcı Ayetler, Siz’den önce gelip geçenler’den bir Örnek ve Taqwa Sahipleri için de bir Öğüt indirdik.

 

V5   35-40     İlahi Nurun tecellisi

 

024.35-Allah, Gökler’in ve Yer’in Nuru’dur. O'nun Nur’unun Misali, içinde Çerağ bulunan bir Kandil gibidir. Çerağ bir Sırça içeresindedir, Sırça, sanki İncimsi bir Yıldız’dır ki, Doğu’ya da, Batı’ya da ait olmayan Kutlu bir Zeytin Ağacı’ndan yakılır, neredeyse Ateş ona dokunmasa da Yağ’ı ışık verir. Nur üstünde Nur’dur. Allah, kimi dilerse O’nu kendi Nur’una yöneltip iletir. Allah İnsanlar için Örnekler vermektedir. Allah, Herşey’i Bilen'dir.

024.36-( Bu Nur) Allah'ın, Onlar’ın yüceltilmesine ve İsminin zikredilmesine İzin verdiği Evler’dedir, Onlar’ın içinde Sabah Akşam O'nu tesbih ederler.

024.37-Öyle Adamlar ki, ne Ticaret, ne de Alış veriş Onlar’ı Allah'ı zikretmekten, Salat’ı kılmaktan, Zekat’ı vermekten tutkuya-kalılıp alıkoymaz. Onlar, Qalpler’in ve Gözler’in Inqılab’a uğrayacağı Gün'den korkarlar.

024.38-Çünkü Allah, Onlar’a yaptıklarının en Güzel’iyle karşılık verecek ve Onlar’a kendi Fadl’ından arttıracaktır. Allah, dilediğini Hesapsız olarak rızıqlandırmaktadır.

024.39-Küfredenler ise, Onlar’dan Amelleri Dümdüz bir Arazi’de Serab’a benzer, susayan Onu bir Su sanır. Nihayet Ona yetişip geldiğinde, O’nu bir Şey olarak bulmayıverir ve kendi yanında Allah'ı bulur. O’nun Hesab’ını tam olarak verir. Allah, Hesab’ı çok-seri görendir.

024.40-Ya da Engin bir Deniz’deki Karanlıklar’a benzer, Onun üstünü bir Dalga kaplar, Onun üstünde bir Dalga, Onun da üstünde bir Bulut var’dır. Bir kısmı, bir kısmı üzerinde olan Karanlıklar, El’ini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime Nur vermemişse, artık Onun için Nur yok’tur.

 

VI6  41-50     İlahi kudretin tecellisi

 

024.41-Görmedin mi ki, Gökler’de ve Yer’de olanlar ve Dizi dizi uçmakta olan Kuşlar, gerçekten    Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi Dua’sını ve Tesbih’ini elbette bilmiştir. Allah Onlar’ın işlemekte olanları Bilen'dir.

024.42-Gökler’in ve Yer’in Mülkü Allah'ındır ve Dönüş yalnızca O'nadır.

024.43-Görmedin mi ki, Allah Bulutlar’ı sürmekte, sonra aralarını birleştirmekte, sonra da Onlar’ı üst üste yığmaktadır, böylece, Yağmur’un bunların arasından akıp çıktığını görürsün. Gök’ten içinde Dolu bulunan Dağlar indirir, Onu dileğine isabet ettirir de, dilediğinden Onu çevirir, Şimşeğin Parıltısı neredeyse Gözler’i kamaştırıp götürüverecektir.

024.44-Allah, Gece ile Gündüz’ü evirip çevirir. Elbette, bunda Basiret Sahipleri için birer İbret var’dır.

024.45-Allah Her Canlı’yı Su’dan yarattı. İşte bunlardan kimi Karnı üzerinde yürümektedir, kimileri de İki Ayağı üzerinde yürümekte, kimi de Dördü üzerinde yürümektedir. Allah dilediğini yaratır. Elbette Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

024.46-Andolsun Biz, Açıklayıcı Ayetler indirdik. Allah, dilediğini Doğruyol’a yöneltir.

024.47-Onlar derler ki: "Allah'a ve Elçi'sine inandık ve İtaat ettik."  Sonra da bunun ardından Onlar’dan bir Bölük sırt çevirir. Bunlar inanmış değiller’dir.

024.48-Aralarında hükmetmesi için Onlar Allah'a ve Elçi’sine çağrıldıkları zaman, Onlar’dan bir Bölük yüz çevirir.

024.49-Eğer Haqq Onlar’ın lehlerinde ise, Ona boyun eğerek gelirler.

024.50-Bunların Qalpler’inde Hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah'ın ve Elçisi'nin kendilerine karşı Haqsızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır, Onlar Zalim olanlardır.

 

VII7 51-57     İslam melekutu

 

024.51-Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve Elçi’sine çağrıldıkları zaman, Mü'min olanlar’ın Sözü: "İşittik ve İtaat ettik" demeleridir. İşte Felah’a kavuşanlar bunlar’dır.

024.52-Kim Allah'a ve Elçi’sine itaat ederse ve Allah'tan ittiqa ederse, işte Artırılanlar bunlar’dır.

024.53-Yeminler’inin olanca gücüyle "Allah'a andiçtiler, eğer Sen Onlar’a emredersen (savaşa ) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen bir İtaat’tır. Allah, yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır."

024.54-De ki: "Allah'a itaat edin, Elçi'sine itaat edin. Eğer yine de yüz çevirirseniz, artık O’nun Sorumluluğu kendisine yükletilenedir. Eğer O’na itaat ederseniz, Hidayet bulmuş olursunuz. Elçi'ye düşen bir Tebliğ’den   başkası değildir.

024.55-Allah içinizden İnananlar’a ve Salih Çalışmalar’da bulunanlara waadetmiştir: Elbette Onlar’dan öncekileri nasıl Güç ve İktidar Sahibi kıldıysa Onlar’ı da Arz’da Güç Sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği Din’lerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve Onlar’ı Korkular’ından sonra Güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir Şey’i Ortak koşmazlar. Kim ki bundan sonra küfrederse, işte Onlar Fasıqlar’dır.

024.56-Dosdoğru Salat kılın, Zekat’ı verin ve Elçi'ye itaat edin. Umulur ki Rahmet’e kavuşturulursunuz.

024.57-Küfredenler’in Arz’da (Onu) Aciz bırakacaklarını sanma. Onlar’ın Son Barınma yerleri Ateş'tir. Ne Kötü bir Dönüş’tür o.

 

VIII8 58-61     Halvete hürmet

 

024.58-Ey İnananlar, Sağeller’inizin Malik olduğu ile Siz’den olup da henüz  Ergen olmamışlar, Üç vakit’te İzin istesinler: Sabah Salatı’ndan önce, Öğleyin üstünüzü çıkardığınız vakit ve Yatsı Salatı’ndan sonra. Üçü Sizin için Mahrem’dir. Bunların dışında Size de, Onlar’a da bir Sakınca Yok’tur. Onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz. İşte Allah, Size Ayetleri böyle açıklamaktadır. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

024.59-Siz’den olan Çocuklar, Ergenlik Çağları’nda kendilerinden öncekilerin İzin istediği gibi, bundan böyle İzin istesinler. İşte Allah, Ayetler’ini Size böyle açıklamaktadır. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

024.60-Kadınlar’dan Evliliği ummayıp da Oturmakta olanlar Süsler’ini açığa vurmaksızın Elbiseler’ini çıkarmalarında kendileri için bir Sakınca yok’tur. Yine de İffetli davranmaları kendileri için daha Hayırlı’dır. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

024.61-Kör olan’a Güçlük yok’tur, Topal olan’a Güçlük yok’tur, Hasta olan’a Güçlük yok’tur, Sizin için de gerek kendi Evler’inizden gerekse Babalar’ınızın Evleri’nden, Anneler’inizin Evleri’nden, Erkek Kardeşler’inizin Evleri’nden, Kız-kardeşler’inizin Evleri’nden, Amcalar’ınızın Evleri’nden, Halalar’ınızın Evleri’nden, Dayılar’ınızın Evleri’nden, Teyzeler’inizin Evleri’nden, Anahtarlar’ına Malik olduğunuz ya da Dostlar’ınızın Evleri’nden yemenizde bir Güçlük yok’tur. Evler’e girdiğiniz vakit, Allah tarafından Kutlu, Güzel bir Yaşama dileği olarak birbirinize Selam verin. İşte Allah, Size Ayetler’ini böyle açıklamaktadır. Umulur ki aqledersiniz.

 

IX9  62-64     Genel işlerin önemi

 

024.62-Mü'minler o kimselerdir ki, Allah'a ve Elçisi'ne inanırlar, O'nunla birlikte Toplu bir İş üzerinde iken, O’ndan İzin alıncaya kadar bırakıp gitmeyenlerdir. Gerçekten, Sen’den İzin alanlar, işte Onlar Allah'a ve Elçisi'ne inanırlar. Böylelikle, Sen’den, kendi bazı İşler’i için İzin istedikleri zaman, Onlar’dan dilediklerine izin ver ve Onlar için Allah'tan Bağışlanma dile. Elbette Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

024.63-Elçi'nin Çağırması’nı, kendi aranızda bir kısmınızın bir kısmını Çağırması gibi saymayın. Allah, Siz’den bir diğerinizi Siper ederek kaçanları gerçekten bilir. Böylece O'nun Emr’ine aykırı davrananlar,kendilerine bir Fitne’nin isabet etmesinden veya Onlar’a Acıklı bir Azab'ın çarpmasından sakınsınlar.

024.64-Dikkatli olun, Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın Hepsi Allah'ındır. O, Sizin üzerinde bulunduğunuz Şey’i kuşkusuz bilmektedir. Ve O'na döndürülecekleri Gün, yapmakta olduklarını kendilerine Haber verecektir. Allah Herşey’i Bilen'dir.

 


 

104.063/el-MÜNAFİQUN

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

I    1-8       Münafıklar

 

063.01- Münafıqlar Sana geldikleri zaman: "Biz  gerçekten şehadet ederiz ki, Sen Kesin olarak Allah'ın Elçisi'sin" dediler. Allah da bilmektedir ki Sen elbette O'nun Elçisi'sin. Allah elbette Münafıqlar’ın Yalan söylemekte olduklarına Şahidlik etmektedir.

063.02- Onlar, Yeminler’ini bir Siper edinip Allah'ın Yolu’ndan alıkoydular. Doğrusu şu ki Onlar, ne Kötü Şey yapmaktadırlar.

063.03- Bu, Onların inanmaları sonra küftermeleri dolayısıyla böyledir. Böylece Qalpler’inin üzerine Damga vurulmuştur. Artık Onlar kavrayamazlar.

063.04- Sen Onları gördüğün zaman Cüsseler’i Senin Beğenini kazanmaktadir. Konuştukları zaman da Onları dinlersin. Sanki Onlar dayandırılmış Ahşap Kütükler gibidirler. Her Çağrı’yı kendi aleyhinde sanırlar. Onlar Düşman’dırlar, bu yüzden Onlar’dan sakın. Allah Onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar?

063.05- Onlara: "Gelin Allah'ın Elçisi Sizin için mağfiret dilesin" denildiği zaman Başlarını yana çevirdiler. Sen Onların Büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirdiklerini görürsün.

063.06- Senin Onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret dilemen Onlar için birdir. Allah Onlara Kesin olarak mağfiret etmeyecektir. Elbette Allah Fasıq olan bir Qawm’e hidayet etmez.

063.07- Onlar ki: " Allah'ın Elçisi yanında bulunanlar’a hiç bir infaq’da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsiler" derler. Oysa Gökler’in ve Yer’in Hazineleri Allah'ındır. Ancak Münafıqlar kavramıyorlar.

063.08- Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, Gücü ve Onuru çok olan, Düşkün ve Zayıf olanı elbette oradan sürecektir." Oysa İzzet Allah'ın, O'nun Elçisi'nin ve Mü'minler’indir. Ancak Münafıqlar bilmiyorlar.

 

II   9-11      Mü'minlere öğütler

 

063.09- Ey inananlar, ne Mallar’ınız, ne Çocuklar’ınız Sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın, Kim böyle yaparsa, artık Onlar Hüsran’a uğrayanların ta kendileridir."

063.10- Siz’den birinize Ölüm gelip de: "Rabb'im, Beni Yakın bir Ecel’e kadar geciktirirsen Ben de böylece Sadaqa versem ve Salihler’den olsam" demezden önce, Size Rızıq olarak verdiklerimizden infaq edin.

063.11- Oysa Allah, kendi Ecel’i gelmiş bulunan hiç bir Kimse’yi kesinlikle ertelemez. Allah, yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır.

 


 

105.058/el-MÜCADİLE

Bismillahirrahmanirrahim

 

I    1-6       Kadınların hukukunu koruma

 

058.01-Gerçekten Allah, Eş’i konusunda Senin’le tartışan ve Allah'a Şikayet’te bulunan'ın Söz’ünü işitti. Allah, aranızda geçen Konuşmalar’ı işitiyordu. Elbette Allah, İşiten'dir, Bilen'dir.

058.02-Sizden Kadınlar’ına Zıhar'da bulunanlar, Onlar’ın Anneler’i değildir. Anneler’i, yalnızca kendilerini doğuranlar’dır. Elbette Onlar, Çirkin ve Yalan söylemektedirler. Gerçekten Allah Affedici'dir, Gafur'dur.

058.03-Kadınlar’ına Zıhar'da bulunanlar, sonra da söylediklerinden geri dönenler’in, birbirleriyle temas etmeden önce bir Köle’yi özgürleştirmesi gerekir. İşte Size bununla Öğüt verilmektedir. Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

058.04-Ancak bunu bulamıyanlara birbirlerine temas etmeden önce, kesintisiz İki Ay Oruç. Buna da güç yetiremeyenler Altmış Yoksul’u doyursun. Bu, Allah'a, O'nun Elçisi'ne inanmanız dolayısıyladır. Bunlar Allah'ın Sınırları’dır. Kafirler içinse Acıklı bir Azab var’dır.

058.05-Gerçekten Allah'a ve Elçisi'ne karşı başkaldıranlar, kendilerinden öncekilerin Alçaltılması gibi Onlar da alçaltılmışlardır. Oysa Biz Apaçık Ayetler indirdik. Kafirler için Küçültücü bir Azap var’dır.

058.06-Allah, onlar’ın hepsini dirilteceği Gün, Onlara neler yapmakta olduklarını Haber verecektir. Allah, Onları saymıştır, Onlar ise Onu unutmuşlarndır. Allah, Herşey’e Şahid'dir.

 

II   7-13      Gizli Toplantılar

 

058.07-Allah'ın Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın Tümü’nü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? Fısıldaşmakta olan Üç Kişi’den Dördüncüler’i elbette O'dur. Beş’in Altı’ncı’sı da elbette O'dur. Bundan az veya çok, her nerede olsanız elbette O, kendileniyle beraberdir. Sonra yapmakta olduklarını Qıyamet Günü kendilerine Haber verecektir. Elbette Allah, Herşey’i Bilen'dir.

058.08-Kulis fısıldaşmalarından menedilip sonra menedildikleri Şeyler’e dönenleri, Günah, Düşmanlık, Elçi'ye karşı İsyan’ı fısıldaşmakta olanları görmüyor musun? Onlar Sana geldiklerinde, Seni Allah'ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi  kendilerine: "Söylemekte olduklarımız dolayısıyla Allah Bize Azab etse ya. " derler. Onlara Cehennem yeter, oraya gireceklerdir. Artık O, ne Kötü bir Gidiş Yeri’dir.

058.09-Ey İnananlar, kendi aranızda Kulis’te bulunacağınız zaman, bundan böyle Günah, Düşmanlık ve Elçi'ye karşı İsyan’ı fısıldaşmayın, Birr ve Taqwa’yı konuşun ve kendi Huzur’unda toplanacağınız Allah'tan ittiqa edin.

058.10-Elbette Kulis Fısıldaşmaları, İnananlar’ı Üzüntü’ye düşürmek için ancak Şeytan’dandır. Oysa Allah'in İzni olmaksazın O, Onlara hiçbir Şey’le Zarar veremez. O halde Mü'minler, yalnızca Allah'a tewekkül etsinler.

058.11-Ey İnananlar, Size Meclisler’de "Yer açın" dendiği zaman, Siz de yer açın. Allah da Size Genişlik versin. Size "Kalkın" denildiği zaman da kalkın. Allah, Siz’den İnananlar’ı ve kendilerine İlim verilenleri Dereceler’le ref'etsin. Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

058.12-Ey İnananlar, Elçi'ye Gizli bir Şey arzedeceğiniz zaman, Gizli konuşmanızdan önce bir Sadaqa verin. Bu Sizin için daha Hayırlı ve daha Temiz’dir. Şayet bulamazsanız, artık elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

058.13-Gizli Konuşma’nızdan önce Sadaqa vermenizden Ürküntü mü duydunuz? Çünkü bunu yapmadınız. Allah Sizin Tewbe’nizi qabul etti. Şu halde Salat’ı kılın, Zekat’ı verin ve Allah'a O'nun Elçisi'ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

 

III  14-22     Gizli düşmanlar

 

058.14-Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir Qawmi Weli edinenler’i görmedin mi? Onlar, ne Siz’dendirler, ne de Onlar’dan. Kendileri de bildikleri halde, Yalan üzere yemin etmektedirler.

058.15-Allah, Onlar’a Şiddetli bir Azab hazırlamıştır, Doğrusu Onların yaptıkları ne Kötü’dür.

058.16-Onlar, Yeminler’ini bir Siper edindiler, böylece Allah'ın Yolu’ndan alıkoydular. Artık Onlar için Alçaltıcı bir Azab var’dır.

058.17-Ne Mallar’ı, ne Çocuklar’ı Onlara Allah'a karşı Hiçbir Şey’le Yarar sağlayamaz. Onlar Ateş Halkı’dır, içinde Halid olarak Kalıcı’dırlar.

058.18-Onların Tümünü Allah'ın dirilteceği Gün, Sizlere yemin ettikleri gibi O'na yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir Şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin, gerçekten Onlar Yalan söyleyenler’in ta kendileridirler.

058.19-Şeytan Onları sarıp kuşatmıştır, böylelikle de Onlara Allah'ın Zikri’ni unutturmuştur. İşte Onlar, Şeytan’ın Hizb’idir. Elbette Şeytan’ın Hizbi Hüsran’a uğrayanlar’ın ta kendisidir.

058.20-Elbette Allah'a ve Elçisi'ne karşı başkaldıranlar, işte Onlar, en çok Zillet’e düşenler arasında olanlardır.

058.21-Allah, yazmıştır: "Andolsun, Ben Galip geleceğim ve Elçi'lerim de." Gerçekten Allah, en Büyük Quwwet sahibi’dir, Aziz'dir.

058.22- Allah'a ve Son Gün’e inanan hiçbir Qawim bulamazsın ki, Onlar Allah'a ve Elçisi'ne karşı başkaldıran kimselerle bir Sevgi bağı kurmasın, bunlar ister Babaları, ister Çocuklar’ı, ister Kardeşler’i, isterse kendi Aşiretler’i olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, Onların Qalpler’ine İmanı yazmış ve Onları, içlerinden Irmaklar akan Bahçeler'e sokacaktır, orda Ebedi olarak kalacaklardır. Allah, Onlar’dan Razı olmuş, Onlar da O'ndan Razı olmuşlar’dır. İşte Onlar Allah'ın Hizbi’dir. Dikkat edin, elbette Allah'ın Hizbi Felah bulanlar’ın ta kendisidir.

 


 

106.049/el-HUCURAT

Bismillahirrahmanirrahim

 

I

     1-10      Peygamber'e hürmet

 

049.01- Ey inananlar! Allahın Elçisi'nin Huzuru’nda öne geçmeyin ve Allah'tan korkup sakının. Elbette Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

049.02- Ey inananlar! Sesler’inizi Nebi'nin Sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinizi bağırdığınız gibi O'na Sözle bağırıp söylemeyin, yoksa siz Şuurunda değilken Ameller’iniz boşa çıkar.

049.03- Elbette Elçi'nin yanında Seslerini alçak tutmakta olanlar işte onlar Allah onların Qalpler’ini Taqwa için imtihan etmiştir. Onlar için bir Mağfiret ve Büyük bir Ecir vardır.

049.04- Elbette Hücreler’in ardından Sana seslenenler de onların çoğu aqletmiyorlar.

049.05- Eğer gerçekten onlar yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı herhalde kendileri için daha Hayırlı olurdu. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

049.06- Ey inananlar! Eğer bir Fasıq size bir Haberle gelirse onu etraflıca araştırın, yoksa Cehalet sonucu bir Qawm’e Kötülükte bulunursunuz da sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

049.07- Bilin ki Allah'ın Elçisi içinizdedir, eğer o Size bir çok İşler’de uysaydı elbette sıkıntıya düşerdiniz, ancak Allah size İman’ı sevdirdi bunu Qalpler’inizde süsleyip çekici kıldı ve size Küfr’ü, Fısq’ı ve İsyan’ı Çirkin gösterdi. İşte onlar Doğruyolu bulmuş olanlardır.

049.08- Allah'tan bir Fadl ve bir Ni’met olarak Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

049.09- Mü'minler’den İki Topluluk çarpışırsa aralarını ıslah edin; şayet biri diğerine Haqsızlık’la Tecawüz’de bulurursa artık Haqsızlık’la tecawuz’de bulunanla Allah'ın Emr’ine dönene dek savaşın, eğer sonunda dönerse bu durumda Adalet’le aralarını bulun ve adil davranın. Elbette Allah Adil olanları sever.

049.10- Mü'minler ancak Kardeş’dirler, öyleyse Kardeşler’inizin arasını bulup düzeltin ve Allah'tan sakının, umulur ki esirgenirsiniz.

 

II   11-18 Birbirine karşı saygı

 

049.11- Ey inananlar! Bir Qawim  bir Qawimle alay etmesin belki kendilerinden daha Hayırlı’dırlar. Kadınlar da Kadınlar’la. Belki kendilerinden daha Hayırlı’dırlar. Kendi Nefisler’inizi yadırgayıp Küçük düşürmeyin ve birbirinizi en olmadık Kötü Lakaplar’la çağırmayın. İman’dan sonra Fasıqlık Ne Kötü bir İsim’dir. Kim Tewbe etmezse işte onlar Zalimler’in ta kendileridir.

049.12- Ey inananlar! Zandan çokca  kaçının, çünkü Zann’ın bir kısmı Günah’tır. Tecessüs-etmeyin kiminizde kiminizin Gıybet’ini yapıp arkasından çekiştirmesin. Siz’den biriniz Ölü Kardeş’inin Et’ini yemeği sever mi, işte bundan iğrenip tiksindiniz,  Allah'tan  sakının, Elbette Allah Tewbe’yi Qabul-edendir, Rahim'dir

049.13- Ey insanlar! Gerçekten Biz sizi bir Erkek ve bir Dişi’den yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi Halklar/Qawimler  ve Qabileler olarak kıldık. Elbette Allah katında En Kerim olanınız Taqwa’da en ileri olanınızdır. Elbette Allah Bilen'dir, Haberdar'dır.

049.14- Bedewiler dedi ki: "İman ettik, de ki: "Siz iman etmediniz ancak teslim olduk deyin. İman henüz Qalpler’inize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve Elçisi'ne itaat ederseniz o sizin Ameller’inizden Hiçbir Şey’ieksiltmez. Elbette Allah Gafur'dur, Rahimdir.

049.15- Mü'min olanlar o kimselerdir mi onlar Allah'a ve Elçisi'ne iman ettiler sonra hiçbir Kuşku’ya kapılmadan Allah Yolu’nda Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla cihad ettiler. İşte onlar Sadıq olanlar’ın ta kendileridir.

049.16- De ki: "Siz Allah'a Din’inizi mi öğreteceksiniz. Oysa Allah Gökler’de ve Yer’de olanları bilir. Allah Herşey’i Bilen'dir.

049.17- Müslüman oldular diye sana Minnet etmektedirler. De ki: " Müslümanlığınızı bana karşı Minnet etmeyin. Tam tersine sizi İman’a yöneltip ilettiği için Allah size Minnet etmektedir. Eğer Doğrusözlüler iseniz.

049.18- Elbette Allah Gökler’in ve Yer’in Gayb’ını bilir. Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

 


 

107.066/et-TAHRİM

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

I    1-7       Peygamberin Ailesiyle ilişkileri

 

066.01-Ey Nebi, Eşler’inin Hoşnutluğu’nu isteyerek, Allah'ın Sana helal kıldıklarını niçin Haram kılıyorsun? Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

066.02-Allah, Yeminler’inizin Çözülmesini Size Farz kıldı. Allah Sizin Mevla’nızdır, O, Bilen'dir, Hakim'dir.

066.03-Hani, Nebi Eşler’inden bazılarına Gizli bir Söz söylemişti. Derken O (eşi) bunu haber verip Allah  da onu bunu açığa vurunca O da bir kısmını açıklamış bir kısmını vazgeçmişti. Sonunda Onu kendisi Haber verince (eşi) demişti ki: "Bunu Sana kim Haber verdi?" O da: " Bana Bilen, (herşeyden) haberdar olan  Haber verdi" demişti.

066.04-Eğer Sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tewbe ederseniz (ne güzel) çünkü Qalpler’iniz Eğrilik gösterdi. Yok eğer Ona karşı birbirinize Destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, Onun Mevla’sıdır; Cibril de ve Mü'minler’in Salih olan(lar)ı da. Bunların   arkasından Melekler de Onun Destekçi’sidirler.

066.05-Belki Onun Rabbi, eğer O Sizi boşayacak olursa Ona Sizin yerinize Sizler’den daha Hayırlı Müslüman, Mü'min, Gönül’den İtaat eden, Tewbe eden, İbadet eden, Oruç tutan Dul ve Bakire Eşler verir.

066.06-Ey İnananlar, kendinizi ve Yakınlar’ınızı Ateş’ten koruyun ki onun Yakıtı İnsanlar ve Taşlar’dır; üzerinde oldukça Sert, Güçlü Melekler var’dır. Allah kendilerine neyi emretmişse Ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.

066.07-Ey küfretmekte olanlar, Bugün Özür beyan etmeyin. Siz Ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.

 

II   8-12      Mü'minler İlerleyecekler

 

066.08-Ey İnananlar, Allah’a Nasuh bir Tewbe ile tewbe edin. Olabilirki Allah Sizin Kötülükler’inizi örter ve içinden Irmaklar akan Bahçeler’e sokar. O Gün Allah Elçi’si ve Onunla birlikte İnananlar’ı Küçük düşürmeyecektir. Nurlar’ı önlerinde ve Sağ yanlarında koşup parıldar. Derler ki: "Rabb'imiz Nur’umuzu tamamla, Bizi bağışla, Elbette Sen Herşey’e Güçyetiren'sin."

066.09-Ey Nebi, Kafirler’e ve Münafıklar’a karşı cihad et ve Onlara karşı, Sert ve Caydırıcı davran. Onların Barınma  Yeri Cehennem'dir. Ne Kötü bir Dönüş Yeri’dir O.

 

066.10-Allah Küfredenler’e Nuh'un Eşi’ni ve Lut'un Eşi’ni Örnek olarak verdi. İkisi de Kullar’ımızdan Salih olan İki Kul’umuzun Nikahlar’ı altındaydı. Ancak Onlara İhanet ettiler. Şundan dolayı Onlara kendilerine Allah'tan gelen hiçbir Şey’le Yarar sağlamadılar. İkisine de: "Ateş'e diğer girenler’le birlikte girin" , denildi.

066.11-Allah, İnananlar’a da Fir'awn'un Karısı’nı Örnek olarak verdi. Hani demişti ki; "Rabb'im Bana kendi katında, Cennet’te bir Ev yap; Beni Fir'awn'dan ve Onun yaptıklarından kurtar ve Beni o Zalimler Topluluğu’ndan da kurtar."

066.12-İmran'ın Kızı Meryem'i de. Ki O kendi Irz’ını korumuştu. Böylece Biz de Ona kendi Ruh’umuzdan üfledik. O da Rabb'inin Kelimeler’ini ve Kitaplar’ını tastik etti. O, Gönül’den bağlı Olanlar'dandı.

 


 

108.064/et-TEGABUN

Bismillahirrahmanirrahim

 

                    

I    1-7

 

064.01-Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın Tümü Allah'ı tesbih etmektedirler. Mülk de O'nundur. O Herşey’e Güçyetiren'dir.

064.02-Sizi yaratan O'dur, buna rağmen Siz’den kiminiz Kafir’dir, kiminiz ise Mü'min. Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.

064.03-Gökler’i ve Yer’i Haqq olmak üzere yarattı ve Size Düzenli bir Suret verdi, Suretlerinizi de Güzel yaptı. Dönüş O'nadır.

064.04-Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın tümünü bilir, Sizin saklı tutmakta olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, Sineler’in özünde saklı duran’ı bilir.

064.05-Bundan önce Küfretmiş olanlar’ın Haberi Sana gelmedi mi? İşte Onlar, durumlarının Sonuc’unu taddılar. Onlar için Acıklı bir Azab var’dır.

064.06-Bu, kendilerine Apaçık Belgeler’le Elçiler geldiği halde Onların "Bizi bir Beşer mi Hidayet’e ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden küfrederek yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da Müstağni olduğunu gösterdi. Allah Gani'dir, Hamid'dir.

064.07-Küfredenler, kendilerinin kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: "Hayır, Rabb'im Adına andolsun, Siz, muhakkak diriltileceksiniz, sonra elbette yaptıklarınız Size Haber verilecektir. bu da Allah'a göre oldukca Kolay’dır."

 

064.08-"Şu halde Allah'a, O'nun Elçi’sine ve indirdiğimiz Nur’a inanın. Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

064.09-Sizi Toplanma Günü için bir arada toplayacağı Gün, işte bu Tegabun/ Aldanma günü’dür. Kim Allah'a inanıp Salih bir Çalışma’da bulunursa, Onun Kötülükler’ini örter ve içinde Ebedi Kalıcılar olmak üzüre içlerinden Irmaklar akan Bahçeler'e sokar. İşte Büyük Fevz bu’dur.

064.10-Küfredip Ayetler’imizi yalanlayanlar’a gelince, Onlar da içinde Sürekli kalacakları Ateş'in Halkı’dırlar. Ne Kötü Dönüş Yeri’dir O.

 

II

 

064.11-Allah'ın İzni olmaksızın hiçbir Musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Onun Qalb’ini Hidayet’e yöneltir. Allah, Herşey’i Bilen'dir.

064.12-Allah'a itaat edin ve Elçi'ye da itaat edin. Şayet yüz çevirirseniz Elçi'miz üzerine düşen Apaçık bir Tebliğ’dir.

064.13-Allah, O'ndan başka İlah yok’tur. Öyleyse Mü'minler Allah'a tewekkül etsinler.

064.14-Ey İnananlar, gerçek şu ki, Sizin Eşler’inizden ve Çocuklar’ınızdan bir kısmı Sizler için Düşman’dırlar. Şu halde Onlar’dan sakının. Yine de affeder, hoş görür ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

064.15-Mallar’ınız ve Çocuklar’ınız Sizin için ancak bir Fitne’dir. Allah ise, Büyük Ecir O'nun katında olan’dır.

064.16-Öyleyse, güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan ittiqa edin, dinleyin ve İtaat edin. Kendinize Hayır olmak üzere infaq’ta bulunun. Kim Nefs’inin bencil Tutkuları’ndan korunursa, işte Onlar Felah bulanlar’dır.

064.17-Eğer Allah'a Güzel bir Borç verecek olursanız, Onu Sizin için kat kat artırır ve Sizi bağışlar, Allah Şekur'dur, Halim'dir.

064.18-Gayb’ı da Müşahade edilen’i de Bilen, Aziz'dir, Hakim'dir.

 


 

109.061/es-SAFF

Bismillahirrahmanirrahim

 

I    1-9       İslamın zaferi

 

061.01-Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın Tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O, Aziz'dir, Hakim'dir.

061.02-Ey İnananlar, yapamayacağınız Şey’i niçin şöylersiniz?

061.03-Yapamayacağınız Şey’i söylemeniz, Allah katında Gazab bakımından büyüdü.

061.04-Elbette Allah kendi Yol’unda, sanki birbirlerine Kenetlenmiş bir Bina gibi Saf bağlayarak Çarpışanlar’ı sever.

061.05-Hani Musa, kendi Qawm’ine demişti ki: "Ey Qawmim, gerçekten Benim Sizin için Allah'tan gönderilmiş bir Elçi olduğumu bildiğiniz halde, Niçin Bana eziyet ediyorsunuz?" İşte Onlar eğrilip sapınca Allah da Onlar’ın Qalpler’ini saptırdı. Allah Fasıq Qawmi Hidayet’e    erdirmez.

061.06-Hani Meryemoğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, gerçekten Ben, Sizin için Allah'tan gönderilmiş bir Elçi'yim. Ben’den önceki Tewrat'ı Doğrulayıcı ve Ben’den sonra İsm’i Ahmed olan bir Elçi'yi de müjdeleyiciyim." demişti. Fakat O, Onlara Apaçık Belgeler’le gelince: "Bu, Apaçık bir Büyü’dür" dediler.

061.07-İslam'a çağrıldığı halde, Allah'a karşı Yalan düzenden daha Zalim kim’dir? Allah, Zalim Qawm’i Hidayet’e erdirmez.

061.08-Onlar, Allah'ın Nuru’nu Ağızlar’ıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi Nur’unu tamamlayıcıdır, Kafirler hoş görmese de.

061.09-Elçiler’ini Hidayet’e  ve Haqq Din üzere gönderen O'dur. Öyle ki Onu Bütün Dinler’e karşı Üstün kılacaktır. Müşrikler hoş görmese de.

 

II   10-14     Müslümanlar fedakar olmalı

 

 

061.10-Ey İnananlar! Sizi Acıklı bir Azab’dan kurtaracak bir Ticaret’i Size haber vereyim mi?

061.11-Allah'a ve O'nun Elçisi'ne inanırsanız, Mallar’ınızla ve Canlar’ınızla Allah Yolu’nda Cihad edersiniz. Bu Sizin için daha Hayırlı’dır, eğer bilirseniz.

061.12-O da Sizin Günahlar’ınızı bağışlar, Sizi içlerinden Irmaklar akan Bahçeler'e ve oldukca Hoş olan Adn Bahçeleri'ndeki Konaklar’a yerleştirir. İşte Büyük Fewz budur.

061.13-Ve seveceğiniz dahası da var. Allah'tan Nusret ve Yakın bir Fetih. Mü'minler’i müjdele.

 

061.14-Ey İnananlar! Allah'ın Yardımcıları olun, Meryem oğlu İsa'nın Hawariler’e: "Allah'a Benim Yardımcılar’ım kimler’dir?" demesi gibi. Hawariler de demişlerdi ki: " Allah'ın Yardımcıları Bizler’iz." Böylece İsrailoğulları’ndan bir Topluluk inanmış, bir Topluluk da küfretmişti. Sonunda Biz de İnananlar’ı Düşmanlar’ına karşı destekledik, Onlar da Üstün geldiler.

 

 

110.062/el-CUMA

Bismillahirrahmanirrahim

 

I    1    1-8  Her devrin mürşidi

 

062.01- Gökler’de ve Yer’de Olanlar’ın Tümü, Melik, Quddus, Aziz, Hakim Allah'ı tesbih etmektedir.

062.02- O, Ümmiler içinde, kendilerinden olan ve Onlara Ayetler’ini okuyan, Onları arındıran ve Onlara Kitap ve Hikmet'i öğreten bir Elçi'yi ba's edendir. Oysa Onlar, bundan önce gerçekten Açıkca bir Sapıklık içinde idiler.

062.03- Ve Onların henüz kendilerine ulaşıp katılmamış bulunan diğerlerine de. O, Aziz'dir, Hakim'dir.

062.04- Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bir Fadl’ıdır. Allah Büyük Fadl Sahibi’dir.

062.05- Kendilerine Tewrat yükletilip de sonra Onu yüklenmemiş olanlar’ın durumu, Koskoca Kitap Yükü taşıyan Eşeğin durumu gibidir. Allah'ın Ayetler’ini yalanlayan bir Qawm’in durumu ne Kötü’dür. Allah Zalim Qawm’i Hidayet’e erdirmez.

062.06- De ki: "Ey Yahudi olanlar, eğer Siz, insanlar’dan ayrı olarak yalnızca Sizler’in gerçekten Allah'ın Welileri olduğunu öne  sürüyorsanız, şu halde Ölümü temenni edin, eğer Doğrusözlü iseniz.

062.07- Oysa Onlar, Eller’inin öne taqdim ettikleri dolayısıyla bunu hiçbir zaman temenni edemezler. Allah Zalimler’i Bilen'dir.

062.08- De ki: "Hiç tartışmasız Sizin kendisinden kaçmakta bulunduğunuz Ölüm, elbette Sizinle buluşacaktır. Sonra Gayb’ı da, Müşahade edileni de Bilen’e döndürüleceksiniz.   O da Size yapmakta olduklarınızı Haber verecektir."

 

II   9-11 Cuma Namazı

 

 

062.09- Ey İnananlar, Cuma Günü Salat için Nida edildiğinde hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve Alış veriş’i bırakın. Eğer bilirseniz bu Sizin için daha Hayırlı’dır.

062.10- Artık Salat’ı kılınca, Arz’a dağılın, Allah'ın Fadlı’nı ibtiga edin ve Allah'ı çokca zikredin, umulur ki Felah’a erersiniz.

062.11- Oysa Onlar bir Ticaret ya da bir Eğlence konusu gördükleri zaman, Ona sökün ettiler ve Seni Ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın katında bulunan, Eğlence’den de, Ticaret’ten de daha Hayırlı’dır. Allah Rızıq verenler’in en Hayırlı’sıdır."

 


 

111.048/el-FETİH

Bismillahirrahmanirrahim

 

                                                     

I    1-10      Hudeybiye Muslahası Bir Zaferdi

 

048.01- Elbette Biz Sana Apaçık bir Fetih verdik.

048.02- Öyleki Allah Senin Geçmiş ve Gelecek Zenb’ini bağışlasın, üzerindeki Ni’met’ini tamamlasın ve Seni Dosdoğru bir Yol’a yöneltip iletsin.

048.03- Ve Allah Sana Üstün ve Onurlu bir Zafer’le Yardım etsin.

   48.04- Mü'minler’in Qalpleri’ne İmanlar’ına İman katıp arttırsınlar diye Güven Duygusu ve Huzur indiren O 'dur. Gökler’in ve Yer’in Orduları Allah'ındır. Allah Alim'dir ve Hakim'dir.

048.05- Mü'minler’i ve Mü'mineler’i içinde Ebedî Kalıcılar olmak üzere altından Irmaklar akan Bahçeler'e sokması ve Onların Kötülükler’ini örtüp bağışlaması içindir. İşte bu Allah katında Büyük Fewz’dir.

048.06- Bir de Kötü bir Zann’la  Zan’da bulunmakta olan Münafıqlar’ı ve Münafıqalar’ı ve Müşrikler’i ve Müşrikeler’i azablandırması için. O Kötülük Çemberi Tepeler’ine insin. Allah Onlara karşı gazablanmış Onları lanetlemiş ve Onlara Cehennem'i hazırlamıştır. Varacakları Yer ne Kötü’dür.

048.07- Gökler’in ve Yer’in Orduları Allah'ındır. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

048.08- Elbette Biz Seni bir Şahit bir Müjdeci ve bir Uyarıcı olarak gönderdik.

048.09- Allah'a ve Elçi'sine inanmanız O'nu savunup desteklemeniz, O'nu en İçten bir Saygı’yla yüceltmeniz ve Sabah Akşam O'nu tesbih etmeniz için.

048.10- Elbette Sana Biat edenler ancak Allah'a Biat etmiştir. Allah'ın Eli Onların Eller’inin üzerindedir. Şu halde kim Ahd’ini bozarsa artık O ancak kendi Nefs’i aleyhine Ahd’ini bozmuş olur. Kim de Allah'a karşı verdiği Ahd’ine Wefa gösterirse artık O da Ona Büyük bir Ecir verecektir.

 

II   11-17     Münafıkların Sahte Özürleri

 

048.11- Bedewiler’den geride bıralanlar Sana diyecekler ki: "Bizi Mallar’ımız ve Aileler’imiz meşgul etti. Bundan dolayı Bizim için mağfiret dile." Onlar Qalpler’inde olmayan Şey’i Diller’iyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi   Allah Size bir Zarar isteyecek ya da bir Yarar dileyecek olsa Sizin için Allah'a karşı kim hangi Şey’de Güç yetirebilir? Hayır Allah yapmakta olduklarınızı Haber alan’dır."

048.12- Hayır, Siz Elçi'nin ve Mü'minler’in Aileleri’ne Ebedî olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz. Bu Sizin Qalpler’inize Çekici kılındı. Ve Kötü bir Zann ile Zan’da bulundunuz da yıkıma uğramış bir Qawim oldunuz.

048.13- Kim Allah'a ve Elçi'sine inanmazsa gerçekten Biz Kafirler için Çılgınca yanan bir Ateş hazırlamışızdır.

048.14- Gökler’in ve Yer’in Mülkü Allah'ındır. Dilediğine mağfiret eder, dilediğine Azab eder. Allah çok Gafur'dur, Rahim'dir.

048.15- Geride bırakılanlar Siz Ganimetleri almaya gittiğiniz zaman diyeceklerdir ki "Bizi bırakın da Sizi izleyelim." Onlar Allah'ın Kelamı’nı değiştirmek istiyorlar. Siz Kesin olarak Bizim İzimiz’den gelemezsiniz. Allah daha önce böyle buyurdu. Bunun üzerine Hayır, Bizi kıskanıyorsunuz" diyecekler. Hayır Onlar pek az anlayanlar’dır.

048.16- Bedewiler’den geride bırakılanlar’a de ki: "Siz yakında Zorlu Savaşcılar olan bir Qawm’e çağırılıcaksınız. Ya Onlar’la savaşırsınız ya da teslim olurlar. Bu durumda eğer İtaat ederseniz, Allah Size Güzel bir Ecir verir. Eğer bundan önce Sırt çevirdiğiniz gibi Sırt çevirirseniz Sizi Acıklı bir Azab ile azablandırır."

048.17- Kör olan’a Güçlük yok’tur, Topal olan’a Güçlük yok’tur, Hasta olan’a da Güçlük yok’tur. Kim Allah'a ve Elçi'sine itaat ederse onu altından Irmaklar akan Bahçeler'e sokar, kim de Sırt çevirirse Onu Acıklı bir Azab ile azablandırır.

 

III  18-26     Müslümanlara vadolunan zaferler

 

048.18- Andolsun Allah  Sana  O Ağac’ın altında biat ederlerken Mü'minler’den Razı olmuştur. Qalpler’inde olan’ı bilmiş ve böylece üzerlerine Güven Duygusu ve Huzur indirmiştir ve Onlara Yakın bir Fethi karşılık (sevab) olarak vermiştir.

048.19- Ve alacakları bir çok Ganimetler’i de. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

048.20- Allah alacağınız daha bir çok Ganimetler’i de Size waadetti. Bunu Size hemencecik verdi ve İnsanlar’ın Elleri’ni Siz’den çekti ki bu Mü'minler için bir Ayet olsun ve Sizi dosdoğru bir Yol’a yöneltip iletsin.

048.21- Ve başkaları da ki Siz henüz Onlar’a Güç yetirmiş değilsiniz. Gerçekten Allah Onları ihata etmiştir. Allah Herşeye karşı Güçyetiren'dir.

048.22- Kafir olanlar Sizin’le savaşmış olsalardı arkalarını dönüp kaçarlardı. Sonra ne bir Weli ne de bir Yardımcı bulamazlardı.

048.23- Allah'ın ötedenberi sürüp giden Sünnet’idir. Sen Allah'ın Sünneti’nde kesinlikle Hiçbir Değişiklik bulamazsın.

048.24- Onlara karşı Size Zafer verdikten sonra Mekke'nin Göbeği’nde Onların Eller’ini Siz’den ve Sizinde Ellerinizi Onlar’dan çeken O’dur. Allah yapmakta olduklarınızı  Gören'dir.

048.25- Ki Onlar küfrettiler. Sizi Mescid-i Haram'dan ve durdurulmakta olan Hediyeler’i yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz Mü'minler ve Mü'mineler’i Bilgisizlik dolayısıyla Onları darmadağın edip de bu yüzden Size dayanılmaz bir Sıkıntı   dokunmayacak olsaydı (farklı olurdu). Allah'ın dilediğine Rahmet’ine sokması içindir. Eğer seçilip ayrılmış olsaydı muhakkak İçler’inden küfretmekte olanlar’ı Acıklı bir Azab’la azablandırırdık.

048.26- Hani o Küfredenler kendi Qalpler’i içinde Hamiyetini Cahiliye’nin Hamiyeti’ni kılıp kışkırttıkları zaman hemen Allah Elçisi'nin ve Mü'minler’in üzerine Güven ve Yatışma Duygusu’nu/ Sekine’yi indirdi ve Onları Tawqa Sözü üzerinde Qararlılıkla ayakta tuttu. Zaten Onlar’da buna Layık ve Ehil idiler. Allah Herşey’i Bilen'dir.

 

IV   27-29     İslamın kesin zaferi

 

048.27- Andolsun Allah Elçisi'nin gördüğü Ruyet’in Haqq olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse kesinlikle Siz Mescid-i Haram'a Güven içinde Saçlar’ınızı Tıraş etmiş olarak korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah Sizin bilmediğinizi bildi. Böylece de bundan önce Size Yakın bir Fetih kıldı.

048.28- Ki o kendi Elçiler'ini Hidayet’iyle ve Haqq olan Din’le diğer Bütün Dinler’e karşı Üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.

048.29- Muhammed Allah'ın Elçisi'dir. Ve Onunla birlikte olanlar da Kafirler’e karşı Zorlu, kendi aralarında ise Merhametli’dirler. Onları Ruqu edenler, Secde edenler olarak görürsün. Onlar Allah'tan bir Fadl ve Hoşnutluk arayıp isterler. Belirtileri Secde İzi’nden Yüzler’indedir. İşte Onların Tewrat'taki Wasıflar’ı budur, İncil'deki Wasıfları ise sanki bir Ekin Filizi’ni çıkarmış, derken O’nu quvwwetlendirmiş, derken semizleyip kalınlaşmış, sonra Saplar’ı üzerinde Doğruluk boy atmış. Ki bu Ekiciler’in de hoşuna gider, (Bu örnek) onunla Kafirler’i öfkelendirmek içindir. Allah içlerinde İnanan ve Salih Eylemler’de bulunanlar’a bir Mağfiret ve Büyük bir Ecir vadetmiştir.

 


 

112.005/el-MAİDE

Bismillahirrahmanirrahim

 

I    1-5       Tahaüddlerin yerine getirilmesi

 

005.01-Ey İman edenler, Aqidler’i yerine getirin. İhramlı iken Avlanma’yı Helal saymaksızın ve Size okunacaklar dışta tutulmak üzere Hayvanlar size Helal kılındı. Elbette Allah Size dilediği Hükm’ü verir. 

005.02-Ey İman edenler, Allah'ın Şiarları’na, Haram olan Ay’a, Kurbanlık Hayvanlar’a, Gerdanlıklar’a ve Rabb'lerinden bir Fadl ve Hoşnutluk isteyerek Beyti-Haram'a gelenlere sakın Saygısızlık etmeyin. İhram’dan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyduklarından dolayı bir Topluluğa olan Kininiz sakın Sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve Taqwa Konusu’nda yardımlaşın, Günah ve Haddi aşma’da yardımlaşmayın ve Allah'tan ittiqa edin. Gerçekten Allah sonuçlandırması Pek-şiddetli-olan’dır.

 

005.03-Meyte, Kan, Domuz Eti, Allah'tan başkası Adına kesilen, Boğulmuş, Vurulmuş, Yüksek bir Yer’den düşmüş, Boynuzlanmış, yırtıcı Hayvan tarafından yenilmiş, kestikleriniz hariç Dikili Taşlar üzerine boğazlanan Hayvanlar ve Fal Okları’yla Kısmet aramanız Size Haram kılındı. Bunlar Fısq’tır.

     Bugün küfredenler Sizin Din’inizden Umut kesmişlerdir. Artık Onlar’dan korkmayın Ben’den korkun. Bugün Size Dininizi tamamladım, üzerinizdeki Ni’met’ini tamamladım ve Size Din olarak İslam’ı seçtim. Kim şiddetli bir Açlık’ta kaçınılmaz bir İhtiyaç’la karşı karşıya kalırsa Günah’a meyletmeden  yiyebilir. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

005.04-Sana kendilerine neyin Helal kılındığını sorarlar. De ki: "Bütün Temiz Şeyler Size Helal kılındı Allah'ın Size öğrettiği gibi öğretip yetiştirdiğiniz Avcı Hayvanlar’ının yakalayıverdiklerinden de üzerlerine Allah'ın Adı’nı anarak yiyin. Allah'tan  ittiqa edin. Elbette Allah Hesab’ı Çabuk Gören'dir.

005.05-Bugün Size Temiz olan Şey Helal kılındı. Kitap verilenlerin Yemeği Size Helal, Sizin de Yemeğiniz Onlar’a Helal’dır. Mü'minler’den Hür ve İffetli Kadınlar’la Siz’den önce Kitap Verilenler'den Özgür ve iffetli Kadınlar’da Namuslu, Fuhuş’ta bulunmayan ve      Gizlice Dostlar edinmemişler olarak onlara Ücretler’ini ödediğinizde Size Helal kılındı. Kim İman’ı tanımayıp küfrederse  elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O Ahiret'te Hüsran’a uğrayanlardandır.

 

II   6-11      Doğruların Vazifeleri

 

005.06-Ey İman edenler, Salat’a kalktığınız zaman Yüzler’inizi ve Dirsekler’e kadar Eller’inizi yıkayın. Başlar’ınızı meshedin ve her iki Topuğa kadar Ayaklar’ınızı da. Eğer Cünüb’seniz tümden temizlenin. Eğer Hasta’ysanız  veya Yolculuk’ta iseniz veya biriniz Ayakyolu’ndan gelmişse yahut Kadınlar’a dokunmuşsanız/ yaklaşmışsanız da Su bulamamışsanız bu durumda Temiz bir Toprağa Teyemmüm edin/yönelin. Yüzlerinize ve Ellerinize onlardan sürün/onunla meshedin. Allah size Güçlük çıkarmak istemez. Ama Sizi temizlemek ve üzerinizdeki Ni’met’i tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

 

005.07-Allah'ın üzerinizdeki Ni’met’ini ve "İşittik ve itaat ettik" dediğiniz de Sizi kendisiyle Bağımlı kıldığı Misaq’ını anın. Allah'tan ittiqa edin. Elbette Allah Göğüsler’de olanı Bilen'dir.

005.08-Ey İnananlar, Adalet’li Şahidler olarak Allah için Haqq’ı ayakta tutanlar olun. Bir Topluluğa olan Kin’iniz Sizi Adalet’ten alıkoymasın. Adalet yapın, bu Taqwa’ya daha yakın’dır. Allah'tan ittiqa edin. Elbette Allah yapmakta olduklarınızından Haberdar'dır.

005.09-Allah İnananlar’a ve Salih Çalışmalar’da bulunanlara wadetmiştir onlar için bir Bağışlanma ve Büyük bir Ecr vardır.

005.10-Küfredenler ve Ayetler’imizi yalanlayanlar ise Onlar da Alevli Ateş' in Halkı’dırlar.

 

005.11-Ey inananlar, Allah'ın üzerinizdeki Ni’met’ini hatırlayın. Hani bir Topluluk Size Eller’ini uzatmaya yeltenmişti de onların Eller’ini Siz’den geri püskürtmüştü. Allah'tan ittiqa edin. Mü'minler yalnızca Allah'a Tewekkül etsinler.

 

III  12-19     Musevilerle Hristiyanların söz vermeleri

 

005.12-Andolsun, Allah İsrailoğulları’ndan Misaq almıştı. Onlar’dan Oniki Nakip göndermiştik. Ve Allah Onlar’a  demişti ki: Ben Sizinle birlikteyim eğer Salat’ı kılar, Zekat’ı verir ve Elçiler’ime inanır, Onlar’ı desteklerseniz ve Allah'a Güzel bir Karz verirseniz o zaman sizin Kötülükler’inizi örter ve Sizi gerçekten içinden Irmaklar akan Bahçeler'e korum. Bundan sonra Siz’den kim inkar ederse Dümdüz-yol’dan sapmıştır."

005.13-Misaqlar’ını bozmaları nedeniyle Onlar’ı lanetledik ve Qalpler’ini Kaskatı kıldık. Onlar Kelimeler’i konuldukları Yerler’den saptırırlar. Kendilerine hatırlatılan Şey’den Pay almayı unuttular. İçlerinden azı dışında Onlar’dan Sürekli ihanet görürsün. Yine de Onlar’ı affet. Aldırış etme. Elbette Allah  Muhsinler’i sever.

 

005.14-Ve "Biz Hıristiyanlarız" diyenlerden Misaq almıştık. Sonunda Onlar kendilerine hatırlatılan Şey’den Pay almayı unuttular. Böylece Biz de Qıyamet'e kadar aralarında Kin ve Düşmanlık saldık. Allah yaptıkları şeyi onlar’a Haber verecektir.

005.15-Ey Kitap Ehli! Kitap'tan gizlemekte olduklarınızın çoğunu Size açıklayan ve bir çoğundan geçiveren Elçi'miz geldi. Size Allah'tan bir Nur ve Apaçık bir Kitap da geldi.

005.16-Allah Rızası’na uyanları, bununla Kurtuluş Yolları’na ulaştırır. Onları kendi İzniyle Karanlıklar’dan Nur’a çıkarır. Onlar’ı Dosdoğru Yol’a iletir.

005.17-Andolsun Gerçek şu ki, "Allah Meryemoğlu Mesihtir" diyen küfretmiştir. De ki: "O, Meryemoğlu Mesih'i O'nun Anne’sini ve Arzdakiler’in Tümünü Helak etmek      isterse Allah'tan kim bir Şey’e Malik olabilir. Gökler’in, Yer’in ve bunlar arasındakilerin Tümünün Mülk’ü Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir."

005.18-Yahudi ve Hıristiylanlar "Biz Allah'ın Çocukları’yız ve Sevdikleri’yiz" dediler. Peki ne diye Sizi Günahlar’ınızdan dolayı azablandırıyor. Hayır, Siz onun yarattığı’ndan birer Beşer’siniz. O dilediğini bağışlar dilediğini azablandırır. Gökler’in, Yer’in ve bunların arasındakilerin tümünün Mülk’ü Allah'ındır. Son Varış O'nadır.

005.19-Ey Kitap Ehli "Elçiler’in Arası kesildiği Dönem’de Bize Müjdeci de Uyarıcı da gelmedi" dememeniz  için Size apaçık anlatan Elçi geldi. Böylece Müjdeci de Uyarıcı da gelmiştir artık. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

 

IV   20-26     İsrail oğulların sözlerini bozmaları

 

005.20-Hani Musa Qavmi’ne demişti: "Ey Qavmim, Allah'ın üzerinizdeki Ni’meti’ni anın. İçinizden Nebiler çıkardı, İçiniz’den Yöneticiler kıldı ve Alemler’den hiç kimseye vermediğini Size verdi."

005.21-"Ey Qavmim, Allah'ın Sizin için yazdığı Arzı-Muqaddes'e girin ve gerisin geri arkanıza dönmeyin. Yoksa Kayb’a uğrayanlar olarak çevrilirsiniz."

005.22-Dediler ki: "Ey Musa, orda Zorba bir Qavm vardır. Onlar ordan çıkmadıkları sürece Biz oradan Kesinlikle girmeyiz. Şayet ordan çıkarlarsa Biz de elbette gireriz."

005.23-Korkanlar arasında olup da Allah'ın kendisine Ni’met verdiği İki kişi "Onların üzerine Kapı’dan girin, ona girerseniz elbette Sizler galipsiniz. Eğer Mü'minler’denseniz yalnızca Allah'a Tewekkül edin" dedi.

005.24-Dediler ki: "Ey Musa Biz onda Onlar olduğu sürece hiçbir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabb'in git, ikiniz savaşın. Biz burada duracağız."

005.25-Rabb'im gerçekten kendimden ve Kardeş’imden başkasına Malik olamıyorum. Öyleyse bizimle  Fasıqlar Topluluğu’nun arasını sen ayır" dedi.

005.26-Dedi ki" "Artık orası kendilerine Kırk Yıl Haram kılınmıştır. Onlar Arz’da dolaşıp-duracaklar. Sen de o Fasıqlar Topluluğu’na karşı üzülme."

 

V    27-34     Adem'in Oğlu Qıssası

 

005.27-Onlar’a Adem'in İki Oğlu’nun gerçek olan Haber’ini oku. Onlar yaklaştıracak birer Qurban sunmuşlardı. Onlar’dan birinin ki qabul edilmiş, diğerinin ki qabul edilmemişti. Demişti ki "Seni  elbette öldüreceğim. "Allah ancak Muttaqiler’den qabul eder.

005.28-"Eğer Sen Beni öldürmek için Elini Bana uzatacak olursan, Ben El’imi Sana uzatacak değilim. Çünkü Ben Alemler’in Rabb'i olan Allah'tan korkarım,

005.29-ElbetteSenin kendi Günah’ını ve benim Günah’ımı yüklenmeni, böylelikle Ateş'in Halkı’ndan olmanı isterim. Zulmedenler’in Cezası budur.

005.30-Sonra Nefs’i O'na Kardeş’ini öldürtmeyi kolaylaştırdı. Böylece O'nu öldürdü. Böylece Husran’a uğrayanlar’dan oldu.

005.31-Derken Allah O'na Yer’i eşeleyerek Kardeş’inin Cesed’ini nasıl örteceğini gösteren bir Karga gönderdi. "Bana Yazıklar olsun" dedi. "Kardeş’imin Ölü Cesedini örtmek için bu Karga kadar da mı Aciz kaldım." Artık o Pişmanlık duyanlar’dan olmuştu.

 

005.32-Bu nedenle İsrailoğulları’na şunu yazdık."Kim bir Nefs’i bir başka Nefs’e ya da Yeryüzü’ndeki bir Fesad’a karşılık olmaksızın öldürürse, sanki Bütün İnsanlığı öldürmüş gibi olur. Kim de onu diriltirse bütün İnsanlar’ı diriltmiş gibi olur." Andolsun Elçiler’imiz onlara Apaçık Belgeler’le gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlar’dan birçoğu Arz’da Ölçüyü-taşıranlar’dır.

005.33-Allah'a ve Elçisi’ne karşı Savaş-açanlar’ın ve Arz’da Fesad için çabalayanlar’ın Cezası ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da Eller’i ile Ayakları’nın çarprazca kesilmeleri veya oradan sürülmeleridir. Bu Onlar için Dünya’daki Aşağılanma’dır. Ahiret'te de Onlar için Büyük bir Azab vardır.

005.34-Ancak Sizin Onlar’a güç yetirmenizden önce Tewbe edenler başka. Bilesiniz ki elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

005.35-Ey İman edenler, Allah'tan ittiqa edin ve O'na Wesile arayın. O'nun Yol’unda cihad edin, umulurki Kurtuluş’a erersiniz.

 

VI   35-43     Mütecavizlerin cezası

 

005.36-Gerçek şu ki küfredenler Arz’da olanların Tümü ve bununla birlikte bir katı daha Onlar’ın olsa bununla da Qıyamet Günü'nün Azab’ından Fidye vermeye kalkışsalar yine Onlar’dan qabul edilmez. Onlar için Acıklı bir Azab vardır.

005.37-Ateş'ten çıkmak isterler. Ama ondan çıkacak değiller. Onlar için Sürekli bir Azab vardır.

 

005.38-Erkek-hırsız ve Kadın-Hırsız’ın kazandıklarına Karşılık Allah'tan da tekrarını önleyen Kesin bir Ceza olarak Ellerini kesin. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

005.39-Ancak kim işlediği Zulum’den sonra Tewbe eder ve düzeltirse elbette Allah onun Tewbe’sini qabul eder. Elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

005.40-Gökler’in de Yer’in de Mülkü’nün Allah'a aid olduğunu bilmiyor musun? O kimi dilerse azablandırır kimi dilerse bağışlar. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

 

005.41-Ey Elçi! Qalpler’i inanmadığı halde Ağızlar’ıyla "İnandık" diyenlerle Yahudiler’den Küfür içinde çabalayanlar Seni üzmesin. Onlar Yalan’a Kulak tutanlar, Sana gelmeyen diğer Topluluk adına Kulak tutanlardır. Onlar Kelimeler’i yerlerine konulduktan sonra saptırırlar. "Size bu verilirse onu alın, o verilmezse ondan kaçının" derler. Allah kimin Fitne’sini isterse artık onun için Sen Allah'tan Hiçbir şey’e Malik olamazsın. İşte onlar Allah'ın Qalpler’ini arıtmak istemedikleridir. Dünya’da onlar için bir Aşağılanma, Ahiret'te de onlar için Büyük bir Azab vardır.

005.42-Onlar Yalan’a kulak tutanlardır. Haram Yiyiciler’dir. Sana gelirlerse aralarında hükmet ya da onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüzçevirecek olursan Sana Hiçbir     Şey’le zarar veremezler. Aralarında hükmedersen de Adalat’le hükmet. Elbette Allah Adalet’le hükmedenleri sever.

005.43-Allah'ın Hükmü’nün bulunduğu Tewrat yanlarında olduğu halde Seni nasıl Hakem kılıyorlar ve sonra bunun peşinden yüzçevriyorlar. İşte onlar İnanmış olanlar değildir.

 

VII  44-50     Kur'an ile önceki kitaplar

 

005.44-Gerçek şu ki Biz Tewrat'ı içinde bir Hidayet ve Nur olarak indirdik. Teslim olmuş Nebiler Yahudiler’e O’nunla hükmederlerdi. Rabbaniyyun ve Ahbar da Allah'ın Kitab'ını korumakla Görevli kılındıklarından ve O'nun üzerine Şahidler olduklarından. Öyleyse İnsanlar’dan korkmayın Ben’den korkun ve Ayetler’imi az bir Paha’ya karşılık satmayın. Kim Allah'ın indirdikleri ile hükmetmezlerse işte onlar Kafirler’dir.

005.45-Biz O'nda onların üzerine yazdık: "Can’a Can, Göz’e Göz, Burun’a Burun, Kulağa Kulak, Diş’e Diş ve Yaralar’a Qısas vardır. Ama kim bunu Sadaqa olarak bağışlarsa o kendisi için bir Keffaret’tir. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar Zalimler’dir.

005.46-El’inizdeki Tewrat'tan olanı Doğrulayıcı olarak Meryemoğlu İsa'yı onların İzler’ine ekledik ve O'na içinde Hidayet ve Nur olarak önündeki Tewrat'ı  doğrulayan ve Muttaqiler icin Hidayet ve Öğüt olan İncil'i verdik.

005.47-İncil Sahipleri Allah'ın O’nda indirdikleri ile hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdikleri ile hükmetmezse işte onlar Fasıqlar’dır.

005.48-Sana da önündeki Kitap'tan olanı Doğrulayıcı ve O’na bir Şahid olarak Kitab'ı indirdik. Öyleyse aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve Sana gelen Haq’tan sapıp onların Hevalar’ınıa uyma. Sizin her biriniz için bir Şeriat ve Minhac kıldık. Eğer Allah dileseydi sizi bir Tek Ümmet kılardı ancak Size verdikleri ile Sizi denemesi içindir. Artık Hayırlar’da yarışınız. Tümünüzün Dönüş’ü Allah'adır. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz Şeyler’i Size haber verecektir.

005.49-Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların Hevalar’ına uyma. Allah'ın Sana indirdiklerinin bir kısmından Seni şaşırtmasınlar diye onlardan sakın. Şayet yüzçevirirlerse bilinki Allah bir kısım Günahları nedeniyle Onlar’a bir Musibet taddırmak istemektedirler. Elbette İnsanlar’ın çoğu gerçekten Fasıqlar’dır.

005.50-Onlar hala Cahiliye Hükmü’nü mü arıyorlar? Kesin bir Bilgi’ye inanan bir Topluluk için Hükmü Allah'tan daha Güzel olan kimdir.

 

VIII 51-56     Müslümanlarla düşmanları

 

005.51-Ey İman edenler, Yahudi ve Hıristiyanlar’ı Weliler edinmeyin. Onlar birbirlerinin Weli’sidirler. Sizden Onlar’ı kim Weli edinirse kuşkusuz Onlar’dandır. Elbette Allah Zalimler Topluluğu’na Hidayet vermez.

005.52-İşte Qalpler’inde Hastalık olanların "Zamanın Felaketleri’yle aleyhimize dönüp Bize çatmasından korkuyoruz" diyerek aralarında Çabalar yürüktüklerini görürsün. Umulur ki Allah bir Fetih veya katından bir Emr getirecek de Onlar içlerinde Gizli tuttuklarından dolayı Pişman olacaklardır.

005.53-İnananlar da  olanca Yeminler’i ile elbette Sizlerle birlik olduklarına dair Yemin edenler, bunlar mıdır? Bunların Bütün yaptıkları boşa çıkmıştır. Böylece hüsrana uğrayanlar olmuşlardır " derler.

005.54-Ey inananlar, içinizden kim Din’inden dönerse Allah kendisinin Onlar’ı sevdiği, Onlarında kendisini sevdiği Mü'minler’e karşı Alçak Gönüllü, Kafirler’e karşı ise İzzet Sahibi Allah Yolu’nda Cihad eden ve kınayanın kınaması’ndan korkmayan bir Qawm getirir. Bu Allah'ın bir Fadlı’dır, Onu dilediğine verir. Allah Vasiy'dir, Alim'dir.

005.55-Sizin  Weliniz, ancak Allah, onun Elçisi, Ruqu ediciler olarak Salat eden ve  Zekat’ı veren Mü'minler’dir.

005.56-Kim Allah'a onun Elçisi’ni ve iman edenleri Weli edinirse Elbette Galip gelen  Allah'ın Hizbi’dir.

 

IX   57-66     İslamla alay edenler

 

005.57-Ey İman edenler, Siz’den önce Kitap verilenlerden Din’inizi Alay ve Oyun edinenler’i ve Kafirler’i Weliler edinmeyin. Eğer inanıyorsanız Allah'tan ittiqa edin.

005.58-Onlar Siz birbirinizi Salat’a çağırdığınızda onu Alay ve Oyun edinirler. Bu gerçekten onların aqletmeyen bir Topluluk olmalarındandır.

005.59-De ki Ey Kitap Ehli "Yalnızca Allah'a, Bize indirilene ve önceden indirilene inanmamız ve Sizin çoğunuzun Fasıqlar olmanız nedeniyle mi Biz’den hoşlanmıyorsunuz?"

005.60-Allah hakkınızda kesinleşmiş bir Ceza olarak bundan daha Kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisene la’net ettiği, ona karşı gazablandığı ve Onlar’dan Maymunlar ve Domuzlar kıldığı ile Tağut'a Tapanlar, işte bunlar yerleri daha kötü ve Dümdüz-yol’dan da sapmışlardır.

005.61-Size geldiklerinde "İnandık" derler. Oysa Onlar küfre girmişler ve onunla çıkmışlardır. Allah gizlediklerini daha iyi bilir.

005.62-Onlar’dan çoğunun Günah’ta, Düşmanlık’ta, ve Haram Yiyicilik’te Çabalarına hız kattıklarını görürsün. Yaptıkları ne Kötü’dür.

005.63-Rabbaniyyun ve Ahbariyyun onları Günah söylemelerinden ve Haram Yiyicilikleri’nden sakındırmalı değil miydi? Yapmakta oldukları ne kötüdür.

005.64-Yahudiler "Allah’ın Eli Sıkı’dır" dediler. Onlar’ın Eller’i bağlandı ve söylediklerinden dolayı la’netlendiler. Hayır O'nun İki Eli Açık’tır. Nasıl dilerse infaq eder. Andolsun Rabb'inden Sana indirilen Onlar’ın çoğunun Tuğyanlar’ını ve Küfürler’ini artıracaktır. Biz de Onlar’ın arasında Qıyamet Günü'ne kadar sürecek Düşmanlık      ve Kin salıverdik. Onlar ne zaman Savaş için bir Ateş alevlendirdiler ise Allah onu söndürmüştür. Arz’da Fesad’a çabalayanlar. Allah ise Fesatcılar’ı sevmez.

005.65-Eğer Kitap Ehli inanıp sakınsalardı elbette onların Kötülükler’ini örter ve Onlar’ı Ni’metler’le donatılmış Bahçeler'e sokardık.

005.66-Ve eğer Onlar Tewrat'ı, İncil'i ve kendilerine Rabb'lerinden indirileni ayakta tutsalardı elbette Üstlerinden ve Ayaklar’ının altından yiyeceklerdi. İçlerinde Mu’tedil bir Ümmet vardı. Onların çoğunun yapmakta oldukları ise ne Kötü’dür.

 

X    67-77     Hristiyanların yolsuzluğu

 

005.67-Ey Elçi, Rabb'inden Sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan O'nun Elçiliğini yapmamış olursun. Allah Seni İnsanlar’dan koruyacaktır. Elbette Allah Kafir olan bir Topluluğu Hidayet’e eriştirmez.

005.68-De ki "Ey Kitap ehli! Tewrat'ı, İncil'i ve size Rabb'inizden indirileni ayakta tutmadıkca Hiçbir Şey üzerinde değilsiniz." Andolsun Rabb'inden Sana indirilen onlardan çoğunun Tuğyanlar’ını ve Küfürler’ini artıracaktır. Sen de Kafirler Topluluğu’na karşı Üzüntü’ye kapılma.

005.69-Gerçek şu ki İman edenler, Yahudiler, Sabiiler, ve Hıristiyanlar’dan Allah'a Son Gün’e inanan ve Salih çalışmalar’da bulunanlar, Onlar için Korku yoktur, Onlar Mahzun da olacak değillerdir.

 

005.70-Andolsun Biz İsrailoğulları’ndan Misaq almış ve Onlar’a Elçiler göndermiştik. Onlar’a ne zaman Nefisler’inin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir Elçi geldiyse bir Bölüm’ünü yalanladılar bir Bölüm’ünü de öldürdüler.

005.71-Bir Fitne olmayacak sandılar. Körleştiler, sağırlaştılar sonra Allah Tewbeler’ini kabul etti. Onlar’dan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar, Allah yapmakta oldruklarını Gören'dir.

005.72-Andolsun gerçekten "Allah Meryemoğlu Mesih'tir" diyenler küfretti. Oysa Mesih'in dediği şu: "Ey İsrailoğulları benim de Rabb'im sizin de Rabb'iniz olan Allah'a İbadet edin, çünkü O kendisine Şirk koşana elbette Bahçe'yi Haram kıldı. Onun Barınma yeri Ateş'tir. Zulmedenler’in Yardımcısı yoktur."

005.73-"Andolsun Allah ‘Üçün Üçünçüsü’dür" diyenler küfretmiştir. Oysa tek bir İlah’tan başka İlah yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse onlardan küfredenleri mutlaka acıklı bir Azab dokunacaktır.

005.74-Yine de Allah'a Tewbe edip Bağışlanma istemeyecekler mi? Oysa Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

005.75-Meryemoğlu Mesih yalnızca bir Elçi’dir. Onlar’dan önce de Elçiler gelip geçti. O'nun Annesi dosdoğru’dur. İkisi de Yemek yerlerdi. Bir bak Onlar’a Ayetler’i nasıl açıklıyoruz. Bir bak Onlar ise nasıl da çevriliyorlar.

005.76-De ki: "Size Yarar’a da Zarar’a da güç yetirmeyen Allah'tan başka Şeyler’e mi tapıyorsunuz. Oysa Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

005.77-De ki "Ey Kitap Ehli Haqsızca Din’iniz konusunda aşırı gitmeyin ve daha önce sapmış ve bir çoğunuda saptırmış ve Dümdüz-yol’dan sapmış bir Topluluğun Hevaları’na uymayın.

005.78-İsrailoğulları’ndan küfredenlere Davud ve Meryemoğlu İsa Dili’yle la’net edilmiştir. Bu İsyan etmeleri ve Haddi aşmaları nedeniyledir.

 

XI   78-86     Müslümanlar ve hristiyanlık

 

005.79-Yapmakta oldukları Münkerler’den birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları Şey ne Kötü idi.

005.80-Onlar’dan çoğunun Küfredenler’le Teqalla içinde olduklarını görürsün. Kendileri için Nefisler’inin taqdim ettiği şey ne Kötü’dür. Allah Onlar’a gazablandı ve Onlar Azab’da Ebedi kalacaklardır.

005.81-Eğer Allah’a, Nebi'ye ve O'na indirilene inansalardı Onlar’ı Weliler edinmezlerdi. Ama Onlar’dan çoğu Fasıqlar’dır.

005.82-Andolsun İnsanlar’dan İnananlar’a Düşmanlık bakımından en Şiddetli olanlar’ın Yahudiler ve Müşrikler olduğunu görürsün. Onlardan İnananlar’a Sevgi bakımından en yakınında "Biz Hristiyanlarız" diyenleri bulursun. Bu onlar’dan Qıssıs ve Ruhbanlar olması ve onların  İstikbar etmemelerindendir.

005.83-Elçi’ye indirileni dinlediklerinde Haqq’ı tanımadıklarından dolayı Gözler’inin Yaşlar’la dolup taştığını görürsün. Derler ki:" Rabb'imiz inandık Bizi Şahidler’le berebar yaz."

005.84-"Hem Rabb'imizin bizi Salihler Topluluğu’na katmasını umarken ne diye Allah'a ve bize Haqq’tan gelene inanmayalım."

005.85-Böylelikle Allah dediklerine Karşılık olarak içinde Ebedi kalacakları içlerinden Irmaklar akan Bahçeler verdi. Bu İyilik yapanlar’ın Karşılığıdır.

005.86-Küfredenler ve Ayetler’imizi yalanlayanlar işte Onlar Cahim Arkadaşları’dır.

 

XII  87-93     Müslümanlara ihtarlar

 

005.87-Ey İnananlar, Allah'ın Size Helal kıldığı güzel Şeyler’i Haram kılmayın ve Haddi aşmayın. Elbette Allah Haddi aşanlar’ı sevmez.

005.88-Allah'ın size Rızıq olarak verdiklerinden Helal ve Temiz olarak yiyin. Kendisine inanmakta olduğunuz Allah'tan da ittiqa edin.

 

005.89-Allah Sizi Yeminler’inizde ki rastgele söylemelerinizden Boşsözler’den dolayı Sorumlu tutmaz. Ancak Yeminler’inizle bağladığınız Sözler’den Sorumlu tutar. Onun Keffaret’i Aileler’inize yedirdiğinizin Ortalamasından On Yoksul’u doyurmak ya da Onlar’ı giydirmek ya da bir Köle’yi Özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bulamayan için Üç Gün Oruç. Bu Yemin ettiğiniz de Yeminler’inizin Keffareti’dir. Yeminler’inizi koruyunuz. Allah size Ayetler’ini böyle açıklar. Umulur ki şükredersiniz.

 

005.90-Ey İnananlar, İçki (Hamr: saroş ediciler/ örtücüler),Kumar, Dikili Taşlar ve Fal Okları   ancak Şeytan İşi Pislikler’dir. Öyleyse bundan kaçının. Umulur ki Kurtuluş’a eresiniz.

005.91-Gerçekten Şeytan İçki ve Kumar’la aranıza Düşmanlık ve Kin düşürmek ve Sizi Allah'ı anmaktan ve Salat’tan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?

005.92-Allah'a itaat edin, Elçisi’ne de itaat edin ve ittiqa edin. Eğer yüzçevrirseniz bilin ki Elçi’mize düşen ancak Apaçık bir Tebliğ’dir.

005.93-İnananlar ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar için İttiqa ettikleri, İnandıkları ve Salih Çalışmalar’da bulundukları, sonra İttiqa ettikleri ve İyilik’te bulundukları taktirde (önceki) dedikleri dolayısıyla bir Sorumluluk yoktur. Allah İyilik yapanlar’ı sever.

 

XIII 94-100          Kabenin masuniyeti

 

005.94- Ey İnananlar, Allah Gayb’te kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için Eller’inizin ve Mızraklar’ınızın erişeceği Av’dan bir Sey’le andolsun Sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra Haddi aşarsa onun için Acıklı bir Azab vardır.

005.95- Ey İnananlar, Siz İhramlı iken Av’ı öldürmeyin. Siz’den kim onu Taammüden öldürürse Cezası Hayvan’dan öldürdüğünün bir benzeridir. Bunu da Qabe'ye ulaşmış bir Kurbanlık olarak içinizden Adalet Sahibi İki Kişi hükmedecektir veya Yoksullar’ı doyurmak ya da onun Dengi Oruç tutmak olan bir Kefferat vardır. Böylelikle      işlediğinin Webal’ini tatmış olsun. Allah geçmişte olanı bağışladı. Ama kim tekrarlar, Allah ondan öç alacaktır. Allah , Aziz'dir, Öc-sahibi' dir.

005.96- Sizin için Deniz Avı ve onu Yemek Size ve dolaşanlara bir Yarar olarak Helal kılındı. İhramlı olduğunuz sürece Kara Avı ise size Haram kılınmıştır. O’na varacağınız Allah'tan ittiqa edin.

 

005.97- Allah, Beyt-i Haram’ı İnsanlar için bir Qıyam yeri kıldı. Haram Ayı, Kurban’ı ve Boyunlar’daki Gerdanlıklar’ı da. Bu Allah'ın Gökler’de ve Yer’de ne Varsa Tümünü bildiğini ve Allah'ın Herşey’i Bilen olduğunu Sizin bilmeniz içindir.

005.98- Bilin ki Allah gerçekten sonuçlandırması Pek Şiddetli olan’dır ve Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

005.99- Elçi'ye Tebliğ’den başka düşen yoktur. Allah da açığa vurduklanızı da gizli tutttuklarınızı da bilir.

005.100-De ki: "Murdar ile Temiz, Murdar’ın çokluğu hoşunuza gitse de bir olmaz. Ey Ulu’l-Elbab Allah'tan ittiqa edin. Umulur ki Felah’a erersiniz.

 

XIII 101-108   Müslümanlara Talimat

 

005.101-Ey İnananlar, Size açıklandığında sizi üzecek Şeyler’i sormayın. Qur'an indirilirken sorarsanız size açıklanır. Allah O’nu affetti. Allah Gafur'dur, Halim'dir.

005.102-Siz’den önce bir Topluluk onu sormuştu da sonra Kafirler olmuşlardı.

005.103-Allah Bahire’den, Saibe’den, Vasile’den, ve Ham'dan hiçbirini Meşru kılmamıştır. Ancak küfredenler Allah'a karşı Yalan uyduruyorlar.Onların çoğu aqıl erdirmezler.

005.104-Onlar’a "Allah'ın indirdiğene ve Elçi'ye gelin" denildiğinde," Atalar’ımızı üzerinde bulduğumuz Şey bize yeter" derler. Ya Atalar’ı bir şey bilmiyor ve Hidayet’e ermiyor idiyseler.

005.105-Ey İnananlar üzerinizdeki kendi Nefisler’inizdir. Siz Doğru Yol’a erişirseniz, sapan size Zarar veremez. Tümünüzün Dönüşü Allah'adır. O Size Haber verecektir.

 

005.106-Ey İnananlar Siz’den birinize Ölüm gelip çattığında Qasiyet hazırlanışında içinizden Adalet’li İki Kişi’yi (Şahid tutun), Veya Yolculuk’ta olup Size Ölüm Musibet’i gelip çatarsa Siz’den olmayan başka İki Kişi’yi. Şayet kuşkulanacak olursanız Salat’tan sonra alıkorsunuz. Onlar da Aqraba dahi olsa "Onu hiçbir Değer’e değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın Şahidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi taktirde Biz elbette Günahkarlar’dan oluruz " diye Allah Adına Yemin etsinler.

005.107-Eğer o ikisi aleyhinde Kesin olarak Günah’ı hak ettiklerine ilişkin Bilgi Sahibi olunursa bu durumda Haqsızlığa uğrayanlardan İki Kişi ki bunlar buna daha Haqq Sahibidi’rler öbürlerinin yerine geçerler ve "bizim Şehadetimiz o ikisinin Şehadetinden şüphesiz daha Doğru’dur Biz Haddi aşmadık yoksa gerçekten zulmedenlenden oluruz" diye Allah'a yemin ederler.

005.108-Bu gerektiği gibi Şahidliği yapmalarına veya Yeminler’inden sonra Yeminler’inin reddedilmesinden korkmalarına daha Yakın’dır. Allah'tan    ittiqa edin ve dinleyin. Allah Fasıqlar Topluluğu’nu hidayet’e erdirmez.

 

XIV  109-115   Hristiyanların Dünyaya düşünlükleri


00
5.109-Allah Elçiler’i toplayacagı Gün şöyle diyecek: "Size verilen Cevap nedir?" Onlar da "Bizim Bilgimiz yoktur , elbette görülmeyenleri Bilen Sensin Sen." diyecekler.

005.110-Allah şöyle diyecektir. "Ey Meryemoğlu İsa, Sana ve Anne’ne olan Ni’met’imi hatırla. Ben Seni Ruhul-Qudus ile destekledim; Beşik’te iken de, Yetişkin iken de İnsanlar’la konuşuyordun. Sana Kitab'ı Hikmet'i Tewrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle Çamur’dan Kuş Biçimi’nde oluşturuyordun da İznimle O’na üfürdüğünde bir Kuş oluyordu. Doğuştan Kör’ü, Alacalı’yı İznimle iyileştiriyordun. Benim İznimle Ölüler’i çıkarıyordun. İsrailoğulları’na Apaçık Belgeler’le geldiğinde Onlar’dan küfrdedenler "Elbette bu Apaçık bir Sihir’dir" demişti. İsrailoğulları’nı Sen’den geri püskürtmüştüm.

 

005.111-Hani Havariler’e "Bana ve Elçime iman edin" diye wahyetmiştim, onlar da "İnandık, gerçekten Müslümanlar olduğumuza Sen de Şahid ol" demişti.

005.112-Havariler "Ey Meryemoğlu İsa! Rabb'in Bize Gök’ten bir Sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O da inanıyorsanız Allah'tan ittiqa edin" demişti.

005.113-"Ondan Yemek istiyoruz, Qalpler’imiz tatmin olsun, senin de Bize gerçekten Doğru söylediğini bilelim ve bunda Şahidler olalım" demişlerdi.

005.114-Meryemoğlu İsa'da "Allahım, Rabb'imiz bize Gök’ten bir Sofra indir, öncemiz ve sonramız için bir Bayram ve Sen'den de bir Belge olsun. Bizi rızıqlandır, Sen Rızıq vericiler’den en Hayırlısı’sın " demişti.

005.115-Allah demişti ki: "Elbette Ben bunu Size indireceğim. Artık Siz’den sonra kim küfrederse Ben O’nu gerçekten Alemler’den Hiçkimse’yi azablandırmadığım bir Azab’la azablandıracağım."

 

XV   116-120   Hristiyanların Batıl itikatları

 

005.116-Allah: "Ey Meryemoğlu İsa, İnsanlar’a Beni ve Annemi Allah'ı bırakarak İki İlah edinin" diye Sen mi söyledin?" dediğin de "Seni Tenzih ederim. Hakkım olmayan bir Söz’ü söylemek Bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse elbette Sen onu bilmişsindir. Sen Ben’de olanı bilirsin. Ama Ben Sen’de olanı bilmem. Gerçekten Gayblar’ı bilen Sen’sin Sen."

005.117-"Ben Onlar’a Bana emrettiklerinin dışında Hiçbir Şey’i söylemedim. Benim de Rabb'im Sizin de Rabb'iniz olan   Allah'a kulluk edin. Onlar’ın içinde kaldığım sürece ben onların üzerinde bir Şahid’im, Benim Hayatıma son verdiğinde üzerlerindeki Gözetleyici Sen’din. Sen Herşey’in üzerine Şahid'sin."

005.118-"Eğer Onlar’ı azablandırırsan Onlar Senin Kullar’ındır, eğer Onlar’ı bağışlarsan elbette Aziz Hakim olan Sen’sin sen."

0005.119-Allah dedi ki:"Bu Doğrular’a doğru söylemelerin yarar sağladığı Gün’dür. Onlar için içinde Ebedi kalacakları  içinden Irmaklar akan Bahçeler vardır. Allah Onlar’dan Razı oldu, Onlar da O’ndan Razı olmuşlardır, İşte Büyük Kurtuluş budur."

005.120-Gökler’in ,Yer’in ve içlerinde olanlar’ın Tümünün Mülkü Allah'ındır. O Herşey’e Güçyetiren'dir.

 


 

113.009/et-TEWBE

Bismillahirrahmanirrahim

 

I    1-6       Beraat ilanı

 

009.01- Bu Müşrikler’den kendileriyle Ahidleştikleriniz’e Allah'tan ve Elçisi'nden bir Ültimatom’dur.

009.02- Bundan böyle Arz’da Dört Ay daha dolaşın. Bilinki Allah'ı Aciz bırakacak değilsiniz. Gerçekten Allah Küfredenler’i Hor ve Aşağılık kılıcı’dır.

009.03- Ve Büyük Hacc Günü Allah'tan ve Elçisi'nden İnsanlar’a bir Duyuru: Kesin olarak Allah Müşrikler’den Beri’dir. O'nun Elçi’si de. Eğer tewbe ederseniz bu Sizin için daha Hayırlı’dır, yok eğer yüz çevirirseniz bilin ki Allah'ı elbette Aciz bırakamazsınız. Küfredenler’i Acıklı bir Azab’la müjdele .

009.04- Ancak Müşrikler’den kendileriyle Ahidleştikleriniz’den bir Şey’i eksiltmeyenler ve Size karşı başkasına yardım etmeyenler dışında. Artık Anlaşmalar’ının Süresi bitene kadar tamamlayın. Elbette Allah Muttaqiler’i sever

009.05- Haram Aylar bitince Müşrikler'i bulduğunuz Yer’de öldürün, Onlar’ı tutuklayın, kuşatın ve Onlar’ın bütün Geçit Yerleri’ni kesin. Eğer tewbe edip, Salat     kılarlarsa ve Zekat’ı verirlerse Yollarını açın. Gerçekten Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

009.06- Eğer Müşrikler'den biri Sen’den Eman dilerse O’na Eman ver. Öyleki Allah'ın Sözü’nü dinlemiş olsun, sonra O’nu Güvenlik’te olacağı yere ulaştır, bu Onlar’ın elbette bilmeyen bir  Qawm olmaları nedeniyledir.

 

II   7-16      Ültimatomun sebebleri

 

009.07- Mescid-i Haram yanında kendileriyle ahidleştikleriniz dışında Müşrikler'in Allah katında ve Elçisi'nin katında nasıl bir Ahd’i olabilir? Şu halde Onlar Size karşı bir tutum takındıkça Siz de Onlar’a karşı Durum alın. Elbette Allah Muttaqiler’i sever.

009.08- Nasıl olabilirki! Eğer Size karşı galip gelirlerse Size ne Aqrabalık Bağlarını ne de Sözleşme Hükümleri’ni tanırlar. Sizi Ağızlar’ıyla hoşnut kılarlar Qalpler’i ise karşı koyar. Onlar’ın çoğu Fasıqlar’dır.

009.09- Allah'ın Ayetleri’ne Karşılık Az bir Paha’yı satın aldılar, böylece onun Yol’unu engellediler. Onlar’ın yaptıkları gerçekten ne Kötü’dür.

009.10- Onlar hiç bir Mü'min’e karşı ne Aqrabalık Bağları’n ne de Sözleşme Hükümleri’ni tanırlar. İşte bunlar Haddi aşanlar’dır.

009.11- Eğer Onlar tewbe eder, Salat’ı kılarlarsa ve Zekat’ı verirlerse artık Onlar Din’de Kardeşler’inizdir. Bilen bir Topluluk için Ayetler’i böyle birer birer açıklarız.

009.12- Ve eğer Ahidler’inden sonra yine bozarlarsa ve Din’inize Hınç’la saldırırlarsa bu durumda Küfr’ün Önderleri’yle çarpışın. Çünkü Onlar Yeminler’i olmayan kimselerdir. Belki cayarlar.

009.13- Yeminler’ini bozan, Elçi'yi sürmeye çalışan ve Sizinle ilk defa Savaş’a başlayan bir Topluluk’la savaşmaz mısınız? Korkuyor musunuz Onlar’dan? Eğer inanıyorsanız, haşyet duyulmaya Allah daha layıktır.

009.14- Onlar’la çarpışın. Allah Onlar’ı Sizin Eller’inizle azablandırsın ve hor kılsın. Ve Onlar’a karşı Size yardım etsin. Müminler Topluluğu’nun Göğsüne Şifa versin.

009.15- Ve Qalpler’indeki Öfke’yi gidersin. Allah dilediğinin Tewbe’sini kabul eder. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

009.16- Yoksa Siz içinizden Cihad edenleri ve Allah'tan ve  Elçisi'nden ve Mü'minler’den başka Sırdostu edinmeyenler’i Allah ortaya çıkarmadan bırakılıvereceğinizi mi sandınız? Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.

 

III  17-24     Müşrikler ve Mescitler

 

009.17- Müşrikler’in, Küfürler’ine bizzat kendileri Şahitler iken, Allah'ın Mescidleri’ni onarmalarına (hak ve yetkileri) yoktur. İşte bunlar yaptıkları boşa gitmiş olanlar’dır. Ve bunlar Ateş'te Temelli kalacak olanlar’dır.

009.18- Allah'ın Mescidleri’ni, yalnızca Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanan , Salat’ı kılan, Zekat’ı veren ve Allah'tan başkasından Korkmayanlar onarabilir. İşte, Hidayet’e erenler’den oldukları umulanlar bunlardır.

009.19- Hacılar’a Su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanan ve Allah Yolu’nda Cihad edenin ki gibi mi saydınız? Allah katında bir olamazlar. Allah zulmeden bir Topluluğa Hidayet etmez.

 

009.20- İnananlar, Hicret edenler ve Allah Yolu’nda Mallar’ıyla, Canlar’ıyla Cihad edenler’in Allah  katında Büyük Dereceleri vardır. İşte Artırılanlar bunlar’dır.

009.21- Rabb’leri Onlar’a katından bir Rahmet’i, bir Hoşnutluğu ve Onlar için, kendisine Sürekli bir Ni’met  bulunan  Bahçeler’i müjdeler.

009.22- Onda Ebedi kalıcı’dırlar. Elbette Allah, Büyük Ecr katında olan’dır.

 

009.23- Ey İnananlar! Eğer İman’a karşı Küfr’ü tercih ediyorlarsa Babalar’ınızı ve Kardeşler’inizi Weliler edinmeyin. Siz’den kim Onlar’ı Weli edinirse işte Zulmedenler bunlar’dır.

009.24- De ki: "Eğer Babalar’ınız, Çocuklar’ınız, Kardeşler’iniz, Eşler’iniz, Aşiret’iniz, kazandığınız Mallar, az Kar getireceğinden korktuğunuz Ticaret ve Hoş’unuza giden Evler, Sizler’e Allah'tan, O'nun Elçisi'nden ve O'nun Yol’unda cihad etmekten daha Sevimli ise, artık Allah'ın Emr’i gelinceye kadar bekleyin. Allah, Fasıqlar Topluluğu’na Hidayet vermez.

 

IV   25-29     İslam muzaffer Olacak

 

009.25- Andolsun Allah bir çok Yerlerde ve Huneyn Günü'nde Size yardım etti. Hani çok sayıda oluşunuz Sizi böbürlendirip gururlandırmıştı fakat Size de birşey  de sağlayamamıştı. Arz ise bütün Genişliğine rağmen Size Dar gelmişti sonra arkanıza dönüp gerisin geri gitmiştiniz.

009.26- Sonra Allah Elçi’si ile Mü'minler’in üzerine güven Duygusu ve Huzur indirmişti. Sizin görmediğiniz Ordular’ı da indirdi. Ve Küfr’e sapmış olanlar’ı azablandırdı. Bu Küfr’e sapanların Cezası’dır.

009.27- Sonra bunun ardından Allah, dilediği kimseden, Tewbe’sini kabul eder. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

009.28- Ey İnananlar! Müşrikler ancak bir Pislik’tirler. Öyleyse bu Yıllar’dan sonra artık Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer İhtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız Allah dilerse Sizi kendi Fadl’ından Zengin kılar. Elbette Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

009.29- Kendilerine Kitap verilenler’den Allah'a, Son Gün’e inanmayan, Allah'ın ve Elçisi'nin haram kıldığını haram tanımayan ve Haqq Dini, Din edinmeyenler’le Küçük düşürülmüşler olarak Cizye’yi kendi Eller’iyle verinceye kadar savaşın.

 

V    30-37 Yahudilerle Hristiyanların Haktan uzaklaşması

 

009.30- Yahudiler "Üzeyir Allah'ın Oğlu’dur." dediler. Hristiyanlar da "Mesih Allah'ın Oğlu’dur." dediler. Bu Onlar’ın Ağızlar’ıyla söylemeleridir. Onlar bundan önceki Küfredenler’in Sözleri’ni taqlit ediyorlar. Allah Onlar’ı kahretsin, nasıl da çevriliyorlar.

009.31- Onlar Allah'ı bırakıp, Bilginler’ini ve Rahipler’ini Rabbler edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa Onlar Tek olan bir İlah’a ibadet etmekten başkasıyla emrolunmadılar. O'ndan başka İlah yok’tur. O bunların Şirk koşmakları Şeyler’den Yüce’dir.

009.32- Ağızlar’ıyla Allah'ın Nuru’nu söndürmek istiyorlar. Oysa Kafirler istemese de Allah kendi Nur’unu tamamlamak isteyor.

009.33- Suçlular istemese de O Din’i bütün Dinler’e Üstün kılmak için Elçi’sini Hidayet’le ve Haqq Din’le gönderen O'dur.

 

009.34- Ey İnananlar, gerçek şu ki Ahbarlar’ından ve Ruhbanlar’ından çoğu, İnsanlar’ın Mallarını Haqsızlıkla yerler ve Allah'ın Yolu’ndan alıkorlar. Altın’ı ve Gümüş’ü biriktirip de Allah Yolu’nda harcamayanlar ise, Onlar’a da Acıklı bir Azab’ı müjdele.

009.35- Bunların üzerlerinin Cehennem Ateş'inde kızdırılacağı Gün Onlar’ın Cebheler’i, Böğürler’i ve Sırtlar’ı bunlarla dağlanacak. İşte bu kendiniz için Yığıp sakladıklarınızdır. Yığıp sakladıklarınızı tadın.

 

009.36- Gerçek şu ki Allah katında Aylar’ın Sayısı Gökler’i ve Yer’i yarattığı günden beri Allah'ın Kitab'ında Oniki’dir. Bunlardan Dörd’ü Haram Aylar’ıdır. İşte Dosdoğru olan Hesap budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve Onlar’ın Sizler’le Topluca savaşması gibi Siz de Müşrikler’le Topluca savaşın ve bilin ki Allah Taqwa Sahipleri’yle beraberdir.

009.37- Ertelemek ancak Küfür’de bir Artış’tır. Bununla Kafirler şaşırtılıp saptırılır. Allah'ın haram kıldığına Saygı bakımından uymak için onu bir Yıl Helal bir Yıl Haram kılıyorlar. Böylelikle Allah'ın haram kıldığını helal kılmış oluyorlar. Yaptıklarının Kötülüğü kendilerine Çekici ve Süslü gösterilmiştir. Allah küfreden bir  Qawm’e hidayet vermez.

 

IV   38-42     Tebuk Seferi

 

009.38- Ey İnananlar, ne oldu ki size,  Allah'ın Yolu’nda Savaş’a kuşanın denildiği zaman, Yer’de ağırlaşıp kaldınız? Ahiret'ten cayıp Dünya Hayatı’na mı Razı oldunuz? Ama Ahiret'tekine göre bu Dünya Hayatı’nın Yararı pek az’dır.

009.39- Eğer Savaş’a kuşanıp çıkmazsanız O sizi Pek Acıklı bir Azap’la azaplandıracak ve yerinize bir başka  Qawm’i getirip değiştirecektir. Siz O'na hiç bir Şey’le Zarar veremezsiniz. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

009.40- Siz O'na yardım etmezseniz Allah O'na yardım etmiştir. Hani Kafirler İki’den Bir’i olarak O'nu çıkarmışlardı iki’si Mağara’da olduklarında Arkadaş’ına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah Bizim’le beraberdir." Böylece Allah O’na Huzur ve Güvenlik Duygusu’nu     indirmişti, O'nu Sizin görmediğiniz Ordular’la desteklemiş Küfre-sapanlar’ın da Kelimesini alçaltmıştı. Oysa Allah'ın Kelimesi ise Yüce-olan'dır . Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

009.41- Hafif ve Ağır Savaş’a kuşanıp çıkın ve Allah Yolu’nda Mallar’ınızla ve Canlar’ınızla Cihad edin. Eğer bilirseniz, bu Sizler için daha Hayırlı’dır.

009.42- Eğer Yakın bir Yarar ve Orta bir Sefer olsaydı Onlar elbette  Seni izlerlerdi. Ama Zorluk Onlar’a Uzak geldi. "Eğer Güç yetirseydik elbette  Seninle birlikte çıkardık" diye Sana Allah Adı’na Yemin de edecekler. Kendi Nefisler’ini Helak’a sürüklüyorlar. Allah Onlar’ın gerçekten Yalan söylemekte oldukları’nı bilmektedir.

 

VII        43-59             Münafıklar

 

009.43- Allah Seni affetsin, Doğru söyleyenler Sana açıkca belli oluncaya ve Yalancılar’ı da öğreninceye kadar niye Onlar’a izin verdin?

009.44- Allah’a ve Son Gün’e inananlar  Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla Cihad etmekten Sen’den İzin istemezler. Allah Taqwa Sahipleri’ni Bilen'dir.

009.45-      Sen’den yalnızca Allah'a ve Son Gün’e inanmayan Qalpler’i Kuşku’yla kapılıp da Kuşkular’ında Kararsızlığa düşenler İzin ister.    

009.46- Eğer çıkmak isteselerdi her halde ona bir Hazırlık yaparlardı, ancak Allah Gönderilmeleri’ni Çirkin gördü de Onlar’ı durdurdu ve "Siz’de Oturanlar’la birlikte oturun." denildi.

009.47-      Sizinle birlikte çıksalardı Size Kötülük ve Zarar’dan başka birşey İlave etmez ve aranıza mutlaka Fitne sokmak üzere içinizde Çaba yürütürlerdi. İçinizde Onlar’a Haber taşıyanlar vardır. Allah Zulmedenler’i bilir.

009.48- Andolsun daha önce Onlar Fitne aramışlardı ve Sana karşı bir takım İşler çevirmişlerdi, sonunda Onlar istemedikleri halde Haqq geldi. Allah'ın Emr’i ortaya çıkıp Üstünlük sağladı.

009.49- Onlar’dan bir kısmı "Bana İzin ver ve Beni Fitne’ye katma"der. Haber’in olsun, Onlar Fitne’nin içine düşmüşlerdir. Şüphesiz Cehennem o Küfre-sapanlar’ı mutlaka çepeçevre kuşatıcı’dır.

009.50- Sana İyilik dokunursa bu Onlar’ı fenalaştırır, Sana bir Musibet İsabet edince ise "Biz önceden Tedbirimizi almıştık." derler ve Sevinç içinde dönüp giderler

009.51- De ki: " Allah'ın Bizim için yazdıkları dışında Bize kesinlikle hiçbir Şey İsabet etmez. O Bizim Mevla’mızdır ve Mü'minler yalnızca Allah'a  Tewekkül etmelidirler.

009.52- De ki:" Siz Bizim için İki Güzellik’ten biri’nin dışında başkasını mı beklemektesiniz? Oysa Biz de Allah'ın ya kendi katından veya Bizim Elimizle Size bir Azap dokunduracağını beklemekteyiz. Öyleyse Siz bekleyedurun kuşkusuz Biz de Sizler’le birlikte bekleyenleriz."

009.53- De ki: "İsteyerek ya da istemeyerek İnfaq edin. Siz’den kesin olarak kabul edilmeyecektir, çünkü Siz bir Fasıqlar Topluluğu oldunuz.

009.54- İnfaq ettiklerinin kendilerinden Kabulunü engelleyen Şey Allah'ı ve Elçisi'ni tanımamalarını ve Salat’a ancak isteksizce gelmeleri ve Hoşlarına gitmiyorken İnfaq etmeleridir.

009.55- Şu halde Onlar’ın Malları ve Çocukları Seni imrendirmesin. Allah bunlarla ancak Onlar’ı Dünya Hayatı’nda Azaplandırma ve Canlar’ının Onlar Küfür içinde iken Zorlukla çıkmasını ister.

009.56- Gerçekten Siz’den olduklarına dair Allah Adı’na Yemin ederler. Oysa Onlar Siz’den değildirler. Ancak Onlar     Ödleri kopan bir Topluluk’tur.

009.57- Eğer Onlar bir Sığınak ya da Mağaralar veya girebileceakleri bir yer bulsalardı oraya delicesine-koşarlardı.

009.58- Onlardan Sadakalar konusunda Seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar. Ondan kendilerine verilmediği zaman da  bu sefer gazablanırlar.

009.59- Eğer Onlar Allah'ın ve Elçisi'nin verdiklerine Hoşnut olsalardı ve: ‚Biz’e Allah yeter, Allah pek yakında Bize Fadl’ından verecek O’nun Elçisi'de. Biz gerçekten ancak Allah'a Rağbet edenleriz." deselerdi.

 

VIII 60-66     Münafıkların alayları

 

009.60- Sadakalar, Allah'tan bir Farz olarak yalnızca Faqirler,  Düşkünler, Görevli olanlar, Qalpler’i ısındırılacaklar, Köleler, Borçlular, Allah Yolu’nda ve Yol’da-kalmışlar içindir. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

 

009.61- İçlerinden Nebi'yi incitenler ve "O bir Kulak’tır." diyenler vardır. De ki: "O Sizin için bir Hayr’ın Kulağı’dır. Allah'a iman eder, Mü'menler’e inanıp-güvenir ve Siz’den İman edenler için de bir Rahmet’tir. Allah'ın    Elçisi'ne Eziyet edenler, Onlar için Acıklı bir Azab var’dır.

009.62- Siz Hoşnut kılmak için Allah'a Yemin ederler. Oysa Mü'min iseler Hoşnut kılınmaya Allah ve Elçi’si daha layık’tır.

009.63- Bilmiyorlar mı, Kim Allah'a ve Elçisi'ne karşı koymaya çalışırsa gerçekten O’nun için onda Ebedi kalmak üzere Cehennem Ateşi vardır. İşte en büyük Aşağılanma bu’dur.

009.64- Münafıklar Qalpler’inde olanı kendilerine Haber verecek bir Sure’nin aleyhlerinde indirilmesinden kaçınmaktadırlar. De ki: "Alay edin. Şüphesiz Allah      kaçınmakta olduklarınızı Açığa çıkarandır.

009.65- Onlar’a sorarsan "Andolsun Biz Dalmış oyalanıyorduk" derler. De ki: "Allah ile O’nun Ayetler’iyle ve      Elçisi'yle mi Alay etmekteydiniz?

009.66- "Özür belirtmeyiniz." Siz İmanınızdan sonra Küfr’e saptınız. Siz’den bir Topluluğu bağışlasak da bir Toplulunuzu gerçekten Nücrimler olmaları nedeniyle azaplandıracağız.

 

IX   67-72     Münafıkların hüsranı

 

009.67- Münafık-erkekler ve Münafık-kadınlar bazısı bazısındadır, Münker’i emrederler, Ma'ruf’tan alıkoyarlar, Ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah'ı unuttular. O da Onlar’ı unuttu. Şüphesiz Münafıklar Fısq’a sapanlar’dır.

009.68- Allah Erkek-münafıklar’a da Kadın-münafıklar’a da ve Kafirler’e içinde Ebedi kalmak üzere Cehennem Ateşi'ni Vaad etti. Bu oOnlar’a yeter. Allah Onlar’ı lanetlemiştir. Ve Onlar için Sürekli bir Azab var’dır.

009.69- Siz’den önceki Gibi Onlar Siz’den Quvvet bakımından daha Güç’lü, Mal ve Çocukları bakımından daha çoktular. Onlar’a kendi Paylarıyla yararlanmaya baktılar. Siz de Siz’den öncekiler’in kendi Paylarıyla yararlanmaya kalkışmaları gibi kendi Paylarınızdan yararlanmaya     baktınız. Ve Siz de Dalanlar gibi daldınız. İşte Onlar’ın Dünya’da, Ahiret'te bütün yapıp ettikleri boşa çıkmıştır. Ve işte Onlar Kayba uğrayanlar’dır.

 

009.70- Onlar’a, kendilerinden Öncekilerin Nuh, Ad, Semud Qawmi’nin, İbrahim Qawmi’nin, Medyen Ahalisi’nin ve Yer’le bir olan Şehirler’in Haberi gelmedi mi? Onlar’a Elçileri apaçık Belgeler getirmişlerdi. Demek ki Allah, Onlar’a zulmediyor değildi, ama Onlar kendilerine zulmetmektelerdi.

009.71- Mü'min-erkekler ve Mü'min-kadınlar birbirlerinin Velileridirler. Ma'ruf’u emreder, Münker’den sakındırırlar. Salat’ı kılarlar, Zekat’ı verirler ve      Allah'a ve Elçisi'ne İtaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine Rahmet edeceği bunlar’dır. Şüphesiz Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

009.72- Allah, Mü'min-erkekler’e ve Mü'min-kadınlar’a içinde ebedi kalmak üzere, içlerinden Irmaklar akan Bahçeler ve Adn Bahçeleri'nde Güzel Meskenler vaadetmiştir. Allah'tan olan Hoşnutluk ise en Büyük’tür. İşte büyük Fevz budur.

 

X    73-80     Münafıkların tecavüzleri

 

009.73- Ey Nebi, Kafirler’le ve Münafıklar’la Cihad et ve Onlar’a karşı Sert ve Caydırıcı davran. Onlar’ın Barınma Yerleri Cehennem’dir, ne kötü bir Yatak’tır o!

009.74- Allah'a and içiyorlar ki söylemediler. Oysa andolsun, Onlar Küfür Sözü’nü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra küfretmişlerdir ve erişemedikleri bir Şey’e     yeltenmişlerdir. Oysa İntikam’a kalkışmaları, kendilerini Allah've Elçisi bol İhsan’ıyla Zengin kıldı diye. Eğer Tewbe ederlerse kendileri için Hayırlı olur,   eğer Yüz çevirirlerse Allah Onlar’ı Dünya’da da, Ahiret'te de Acıklı bir Azab'la azablandırır. Onlar için Arz’da bir Koruyucu Dost ve bir Yardımcı yok’tur.

009.75- Onlar’dan kimi de: "Andolsun, eğer Bize Bol İhsanından verirse gerçekten Sadaqa vereceğiz ve Salihler’den olacağız" diye Allah'a ahdetmişti.

009.76- Onlar’a kendi Bol İhsanından verince ise, onunla Cimrilik yaptılar ve yüzçevirdiler, Onlar böyle sırt      dönerler.

009.77- Böylece O da, Allah'a verdikleri Söz’ü tutmamaları ve Yalan söylemeleri nedeniyle, kendisiyle karşılaşacakları Gün’e kadar, Qalplerinde Nifaq’ı yerleşik kıldı.

009.78- Onlar bilmiyorlar mı ki, elbette Allah, Onlar’ın Gizli tuttuklarını da, fısıldaştıklarını da biliyor. Gerçekten Allah, Gayb’ın bilgisine sahip-olan’dır.

 

009.79- Sadakalar konusunda, Mü'minler’den Ek bağışlar’da bulunanlarla Emeklerinden başkasını bulamayanları yadırgayarak bunlarla Alay edenler, Allah Onlar’ı Alay konusu kılmıştır ve Onlar için de Acıklı bir Azab var’dır.

009.80- Sen, ister Onlar için Bağışlanma dile ya da istersen Onlar için Bağışlanma dileme. Onlar için Yetmiş kere bağışlanma dilesen de Allah Onlar’ı kesinlikle      bağışlamaz. Bu, gerçekten Onlar’ın Allah'a ve Elçisi'ne Nankörlük etmeleri dolayısıyladır. Allah Fasıqlar Topluluğu’na Hidayet vermez.

 

XI   81-89     Münafıklarla münasebetlerin Kesilmesi

 

009.81- Allah'ın Elçisi'ne Muhalif olarak Geri kalanlar oturup kalmalarına sevindiler ve Allah Yolu’nda Malları’yla ve Canlar’ıyla Cihad etmeyi Çirkin görerek: "Bu Sıcaklık’ta çıkmayın." dediler. De ki:" Cehennem Ateşi'nin Sıcaklığı daha Şiddetli’dir." Bir kavrasalardı.

009.82- Öyleyse kazandıklarının Cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar.

009.83- Bundan böyle, Allah Seni Onlar’dan bir Topluluğun yanına döndürür de, çıkmak için Sen’den İzin isterlerse, de ki: "Kesin olarak Benimle hiç bir zaman çıkamazsınız ve kesin olarak Benimle bir Düşman’a karşı savaşamazsınız. Çünkü Siz oturma’yı ilk defa hoş gördünüz, öyleyse Geride kalanlar’la birlikte oturun."

009.84- Onlar’dan ölen birinin Salat’ını hiçbir zaman kılma, Mezar’ı başında durma. Çünkü Onlar, Allah'a ve Elçisi'ne küfrettiler ve Fasıqlar olarak öldüler.

009.85- Onlar’ın Mallar’ı ve Evlatlar’ı Seni imrendirmesin, Allah bunlarla, ancak Onlar’ı Dünya’da azablandırmak ve Canlar’ı Onlar Küfür içindeyken Zorluk içinde çıksın ister.

009.86- "Allah'a inanın, O'nun Elçisi ile Cihad’a çıkın" diye bir Sure indirildiği zaman, Onlar’dan Servet Sahibi olanlar, Sen’den İzin isteyip: "Bizi bırakıver, Oturanlar’la birlikte olalım" dediler.

009.87- Geri kalanlar’la birlikte olmayı seçtiler. Onlar’dan Qalbler’ine Damga vurulmuştur. Bundan dolayı Onlar kavrayıp anlamazlar.

009.88- Ama Elçi ve O’nunla birlikte olan Mü'minler, Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla Cihad ettiler. İşte bütün Hayırlar onlarındır ve Felah’a erenler onlar’dır.

009.89- Allah Onlar için, onda Temelli kalacakları içlerinden Irmaklar akan Bahçeler hazırladı. İşte büyük Fevz bu’dur.

 

XII  90-99     Bedevi münafıklar

 

009.90- Bedeviler’den Özür dileyenler, kendilerine İzin verilmesi için geldiler. Allah'a ve Elçisi'ne Yalan söyleyenler de oturup kaldı. Onlar’dan Küfredenler’e karşı pek Acıklı bir Azab İsabet edecektir.

009.91- Allah ve Elçisi'ne karşı içten bağlı kalıp Hayr’a çağıranlar oldukları sürece Zayıflar’a, Hastalar’a ve     İnfaq etmek için bir şey bulamayanlar’a bir Günah     yok’tur. İyilik edenler’in aleyhinde de bir Yol yok’tur. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

009.92- Bir de kendilerine bindirmen için Sana her gelişlerinde: "Sizi bindirecek birşey bulamıyorum" dediğin ve İnfaq      edecek bir Şey bulamayıp Hüzünlerinden dolayı Gözler’inden Yaşlar boşanarak Geri dönenler üzerinde de bir Sorumluluk yok’tur.

009.93- Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, Zengin oldukları halde Sen’den İzin isterler ve bunlar Geride kalanlar’la birlikte olmayı seçerler. Allah, Onlar’ın Qalpler’ine     Damga vurmuştur. Bundan dolayı Onlar bilmezler.

009.94- Onlar’a geri döndüğünüzde Size Özür beyan ettiler. De ki: "Özür belirtmeyiniz, Size kesin olarak inanmıyoruz. Allah Bize, Sizin durumlarınızdan Haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir. O'nun Elçisi de. Sonra Gayb’ı da, Müşahede edileni de Bilen'e döndürüleceksiniz ve O yaptıklarınızı Size Haber verecektir.

009.95- Onlar’a geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a And içecekler. Artık Siz Onlar’a Sırt çevirin. Onlar gerçekten Pislik’tirler. Kazanmakta olduklarının   bir Ceza’sı olarak, Onlar’ın Barınma Yerleri Cehennem'dir.

009.96- Kendilerinden Hoşnut olmanız için Size Yemin ederler. Siz  Onlar’dan hoşnut olsanız bile şüphesiz Allah, Fasıqlar Topluluğu’ndan Hoşnut olmaz.

009.97- Bedeviler, Küfür ve Nifaq bakımından daha Şiddetli’dir. Allah'ın Elçisi'ne indirdiği Sınırlar’ı bilmemeye de Onlar daha yatkındırlar. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

009.98- Bedeviler’den öyleleri vardır ki, İnfaq ettiği bir Cereme sayar ve Sizi Felaketler’in sarmasını bekler. Kötü Felaket Onlar’ı sarsın. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

009.99- Bedeviler'den öyleleri de vardır ki, Onlar Allah'a ve Son Gün’e İman eder ve İnfaq ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve Peygamber’in Dua ve Bağışlama Dilekler’ine sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten Onlar için bir Yakınlaşma’dır. Allah da Onlar’ı kendi Rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

 

XIII 100-110   Münafıkların cezası

 

009.100-Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlar’a Güzellikle uyanlar, Allah onlar’dan Razı olmuştur, Onlar da O'ndan Razı olmuşlardır ve Onlar’a, içinde Ebedi kalacakları, içlerinden Irmaklar akan Bahçeler hazırlamıştır. İşte büyük Fevz bu’dur.

009.101-Çevresindeki Bedeviler’den Münafıqlar var’dır ve Medine Halkı’ndan da Nifaq’ı Alışkanlığa çevirmişolanlar vardır. Sen Onlar’ı bilmezsin, Biz Onlar’ı biliriz. Biz Onlar’ı İki kere azablandıracağız, sonra Onlar Büyük bir Azab’a döndürülecekler.

009.102-Diğerleri de Günahlar’ını itiraf ettiler, Onlar Salih bir Çalışma’yı bir başka Kötü’yle karıştırmışlardır. Umulur ki Allah Tewbeler’ini kabul eder. Elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

009.103-Onlar’ın Mallar’ından Sadaqa al, bununla Onlar’ı temizlemiş olursun. Onlar’a Salat et( teşvik et). Doğrusu, Senin Salat’ın, onlar için bir Sukunet’tir. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.

009.104-Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah Kullar’ından Tewbeler’i Kabul edecek ve Sadaqalar’ı da alacak olan O'dur. Elbette, Tewbeler’i Kabul-eden'dir, Rahim'dir.

009.105-De ki: "Yapıp edin. Allah Sizin Çalışmalar’ınızı görecektir, O'nun Elçisi ve Mü'minler’de. Yakında Gayb’ı da, Müşahade edileni de Bilen'e döndürüleceksiniz ve O, Size yaptıklarınızı Haber verecektir."

009.106-Diğer bir kısmı da, Allah'ın Emr’i için ertelenmiştir. O, bunları ya azablandıracak veya Tewbeler’ini Kabul edecektir. Allah, Bilen'dir, Hakim'dir.

 

009.107-Zarar vermek, Küfr, Mü'minler’in Arasını ayırmak ve daha önce Allah'a ve Elçisi'ne karşı Savaşan’ı gözlemek için Mescid edinenler ve :"Biz İyilik’ten başka bir Şey istemedik" diye Yemin edenler, Allah Onlar’ın elbette Yalancı olduklarına Şahidlik etmektedir."

009.108-Sen bunun içinde hiçbir zaman durma. Daha İlk Günü’nden Taqwa Temeli üzerine kurulan Mescid, Senin bunda durmana daha Uygun’dur. Onda, Arınma’yı arzulayan Adamlar var’dır. Allah Arınanlar’ı sever.

009.109-Bina’sının Temeli’ni, Allah Korkusu ve Hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi Hayırlı’dır, yoksa Bina’sının Temeli’ni göçecek bir Yar’ın Kenarı’na kurup onunla birlikte kendisi de Cehennem Ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir Qawm’e Hidayet vermez.

009.110-Onlar’ın Qalpleri parçalandıkca, kurdukları Bina Qalpler’inde bir Şüphe olarak sürüp gidecektir. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.

 

IV   111-118   Müminler

 

009.111-Elbette Allah, Mü'minler’den karşılığında elbette Bahçe’yi vermek üzere Canlar’ını ve Mallar’ını satın almıştır. Onlar Allah Yolu’nda savaşırlar, öldürürler veya öldürülürler. Tevrat'ta, İncil'de ve Qur'an'da O'nun üzerine gerçek olan bir Qaad’dir. Allah'tan daha çok Ahd’ine wefa gösterecek olan kimdir? Şu halde yaptığınız bu Alış veriş’ten dolmayı sevinip müjdeleşiniz. İşte Büyük Fevz bu’dur.

009.112-Tewbe edenler, İbadet edenler, Hamd edenler, Gezenler, Ruqu edenler, Secde edenler, Ma'ruf’u emredenler, Münker’den sakındıranlar ve Allah'ın Sınırları’nı koruyanlar, Sen Mü'minler’i müjdele.

 

009.113-Kendilerine Onlar’ın gerçekten Cahim'in Arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra Yakınları bile olsa Müşrikler için Bağışlanma dilemeleri Nebi'ye ve Mü'minler’e yakışmaz.

009.114-İbrahim'in Babası için Bağışlanma dilemesi, O’na yalnızca verdiği bir Söz dolayısıyla idi. Kendisine, O’nun gerçekten Allah'a Düşman olduğu açıklanınca O’ndan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, oldukca Duyarlı’ydı, Yumuşak’tı.

009.115-Bir Topluluğa, Allah Hidayet verdikten sonra, Onlar’a ittiqa edecekleri Şeyler’i kendilerine açıklayıncaya kadar, Onlar’ı Sapıklığa sürükleyecek değildir. Elbette Allah, Herşey’i Bilen'dir.

009.116-Gerçek şu ki, Gökler’in ve Yer’in Mülk’ü Allah'ındır, diriltir ve öldürür. Sizin Allah'tan başka Weliniz ve Yardımcınız yoktur.

009.117-Andolsun Allah, Nebi'nin, Muhacirler’in ve Ensar’ın üzerine Tewbe ihsan etti. Ki Onlar içlerinde bir Bölümün Qalb’i nerdeyse kaymak üzereyken O’na Güçlük Saati’nde tabi oldular. Sonra Onlar’ın Tewbeler’ini Kabul etti. Çünkü O, Onlar’a Rauf'tur, Rahim'dir.

009.118-Geri bırakılan Üç’ü de. Öyleki bütün Genişliğine rağmen Arz Onlar’a Dar gelmişti, Nefisler’i de kendilerine Dar gelmişti ve O'nun dışında Allah'tan başka bir Sığınacak olmadığını iyice anladılar. Sonra  Tewbe etsinler diye Onlar’ın Tewbe’sini qabul etti. Elbette Allah Tewbeler’i Kabul eden’dir, Rahim'dir.

 

XV   119-122   Müminlerin Vazifeleri

 

009.119-Ey İnananlar, Allah'tan ittiqa edin ve Sadıqlar’la birlikte olun.

009.120-Medine Halkı’na ve Çevresindeki Bedeviler’e, Allah'ın Elçisi'nden geri kalmaları, kendi Nefisler’ini onun Nefs’ine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten Onlar’ın Allah Yolu’nda bir Susuzluk, bir Yorgunluk, Dayanılmaz bir Açlık çekmeleri, Kafirler’i Öfke’yle ayaklandıracak bir Yer’e Ayak basmaları ve Düşman’a karşı bir Başarı kazanmaları karşılığında elbette  Onlar’a bununla Salih bir Amel yazılmış olması nedeniyledir. Elbette Allah İyilik yapanlar’ın Ecr’ini zayi etmez.

009.121-Küçük, Büyük infaq ettikleri her Nafaqa ve aştıkları her Qadi, elbette Allah'ın yapmakta olduklarının daha Güzeliyle Onlar’a karşılığını vermesi için Onlar Adına yazılmıştır.

009.122-Mü'minler’in Tümü’nün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse Onlar’dan her bir topluluk’tan bir Bölük, çıktığında, Din’de Derin Kavrayış edinmek ve Qawimler’i kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için. Umulur ki Onlar da sakınırlar.

 

XVI  123-129   İlahi Vahyin Tesiri

 

009.123-Ey İnananlar, Küfredenler’in Size en Yakın olanlarıyla savaşın, Siz de bir Caydırıcılık görsünler. Ve bilin ki gerçekten Allah Taqwa Sahipleri ile beraber’dir.

009.124-Bir Sure indirildiğinde Onlar’dan bazısı: "Bu, hanginizin İman’ını artırdı?" der. Ancak İnananlar’a gelince, onların İman’ını artırmıştır ve Onlar müjdeleniyorlar.

009.125-Qalpler’inde Hastalık olanlarını ise, İğrençlikler’ine İğrençlik eklemiş ve Onlar Kafirler olarak ölmüşlerdir.

009.126-Görmüyorlar mı ki, gerçekten Onlar her Yıl bir veya iki defa Bela’ya çarptırılıyorlar da sonra Tewbe etmiyorlar ve öğüt alıp düşünmüyorlar.

009.127-Bir Sure indirildiğinde, bazısı bazısına bakar: "Sizi, bir kimse görmüyor mu?" Sonra sırt çevirip giderler. Gerçekten Onlar, kavramayan bir Topluluk olmaları dolayısıyla, Allah Onlar’ın Qalbler’ini çevirmiştir.

009.128-Andolsun, Size içinizden Sıkıntı’ya düşmeniz onun Gücüne giden, Size pek Süşkün, Mü'minler’e de Şefkatli ve Esirgeyici/rahim olan bir Elçi gelmiştir.

009.129-Eğer Onlar yüz çevirirlerse de ki: "Bana Allah yeter. O'ndan başka İlah yoktur. Ben O'na tewekkül ettim ve Büyük Arş’ın Rabb'i O'dur."

 


 

114.110/en-NASR

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

I    1-3  Feth ve Kitlesel katılım

 

110.01-Allah'ın Yardımı ve Fetih geldiği zaman

110.02-Ve İnsanlar’ın Allah'ın Dini'ne Oluk oluk/dalga dalga girdiklerini gördüğünde,

110.03-Hemen Rabb'ini Hamd ile tesbih et ve O'ndan Mağfiret dile. Çünkü O, Tewbeler’i çok Kabul-eden’dir.

 


 

 

 

 

 

 

Mekkî   Sureler  

 

Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)