VI.Cüz

 

 

2001 2002 2003 2004 2005  2006  2007 2008 2009 2010

2011

 

21 Kasım 2001/06.Cüz'den

 

cuz06-2001Nisâ Sûresi'nin 3.Fasl’ı ,148.Âyet’ten itibaren bu Cüz’e sarkar.

Mâide Suresi'nin İlk 82 Âyet’i bu Cüz içinde yer alır. Sûre’nin 3.Âyeti’nin Kerim Elçi'nin Son Haccı'nda Nâzil olduğu ve bu Bölüm’ün « Son Qur'an Wahyi » olduğu Konusu’nda Yaygın bir Qabul vardır. 9 Zilhicce (Arefe) Günü İrâd edilen Wedâ Hitâbe’si ile bu ‘Son Wahy‘in birlikte okunmasıyla doğacak "Sinerjik Anlam"ı bir Ramazan Günü’nde yaşamak, ‘Küresel Roma'nın Boğucu İklimi’nde "Kokmamış Tuzlar" arasında kalabilenler için ‘Hayât Verici bir Çağrı’ olacaktır. Sözkonusu Âyet’in Ortası’nda yer alan "el-Yewmü ekmeltü.." ile başlayan Bölüm’ü, Âyet’in Bütün’ü içinde Aşağı’ya alıntılıyorum. "el-Yewmü" İfâde’si ile "Modus"un, Tüm Zamanlar için "Enderung Freedom" İddiası’nda bulunan bir "Küstah Kalkışma"nın Muhâsebesi’ni yapmak isteyenlere de Kolay gelsin, Allâh Sa'yınız’ı Verimli kılsın demek bir Wicdân Borc’u..

 

Alıntı:

 

5-004"Meyte*, Kan*, Domuz Eti*, Allâh'tan başkası Ad’ına kesilen*, Boğulmuş*, Vurulmuş*, Yüksek bir Yer’den düşmüş, Boynuzlanmış*, Yırtıcı Hayvan* tarafından yenilmiş kestikleriniz hâriç Dikili Taşlar* üzerine boğazlanan Hayvanlar ve Fal Okları’yla* Kısmet aramanız size Haram* kılındı. Bunlar Fısq’tır*.

Bugün küfredenler sizin Dininiz’den* Umut* kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın benden korkun. Bugün size Dininiz’i* tamamladım* (Mâide’yi indirdim) , üzerinizdeki Ni’metim’i* tamamladım ve size Din olarak İslâm’ı seçtim.

Kim Şiddetli bir Açlık’ta* kaçınılmaz bir İhtiyaç’la karşı karşıya kalırsa Ruhsat’ı İstismar ederek Günâh’a *meyletmeden  yiyebilir. Allâh Gafûr'dur*, Rahîm'dir*." (el-Mâide/3)

 

 

Muqâbele’de Bulunanlar:

 

(Mustafa Özenoğlu/6 Ramazan 1431) 6.Cüz Mâide Sûre’si 82.Âyeti’yle nihâyete erer. Burada birbiri ile ilgili olduğu ve üzerinde pek çok Hikmetler’in yer aldığı Mâide Sûresi’nden 2 Bölüm’ü Konu edineceğiz. Bu yüzden Mâide Sûre’si 3.Âyet’i ile 7.Cüz’e ait olan 112-115.Âyetler’i birlikte okumaya çalışacağız. Mâide Sûre’si 3.Âyet’i Dikkatimiz’i çekmektedir. Zirâ Sûre İhramlı’yken kaçınılması gereken Durumlar’dan ve yenmesi Haram olan Şeyler’den bahs’ederek başlar ve Dewâm eder. Bu Dewâmlılık gerek 3.Âyet’te gerekse sonraki gelen Âyetler’de de sürer. 3.Âyet’te bir ara Cümle vardır. O da: “Bugün Kâfirler, sizin Dininiz’den (onu yok etmekten) Ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size Dininiz’i İkmal ettim, üzerinize Nimetim’i tamamladım ve sizin için Din olarak İslâm'ı seçtim.Bu Cümle Bağlamı’nda birkaç Şey’i açıklayıp birtakım Sorular’ı kendimize yöneltmeliyiz… Bu Bölüm Qur’ân-ı Kerîm’in son Nâzil olan Qısmı’dır. İttifak’la gelen Riwâyetler bu Bölüm’ün h.10 Yıl’da Wedâ Haccı’nda Zi’l-Hicce Ayı’nın 9.Günü’nde indiğini göstermektedir. Bu Açıklama’yı Zihnimiz’de tutup şu Sorular’ı kendimize soralım:

1.Bu Bölüm Qur’ân-ı Kerîm’in son indiği Qısmı’dır. Bir Yazar bir Kitap yazarken son Qısm’ı Kitab’ın Sonu’na İlâwe eder. Burada bu Bölüm neden Qur’ân’ın Sonu’nda yer almadı veya neden Kısa Sureler’in Sonu’nda Müstakil bir Âyet olarak inmedi?

2.Mâide Sûresi’ndeYyer almasını buyuran Rabbimiz neden bu Sûre’de bu Qısmın Müstakil bir Âyet olarak Yer almasını sağlamadı? Öte taraf’tan 3.Âyet’te inmesi Lâzım gelen bu Bölüm neden Âyet’in başında ya da sonunda değil de ortasında, Parantez içi bir Bilgi Şeklinde yer aldı?

3.Diğer taraftan bahs’edilen Qısım 3.Âyet’in Ortası’nda yer aldı. Ancak Konu bakımından baktığımızda Zâhiren bu Qısmın Âyet’in Siyak’ı ve Sibak’ı ile pek ilgisi görülmemektedir. Bir Bütünlük ilk bakışta görünmemektedir. Parantez içi bu Bilgi’nin burada yer almasının Hikmet’i acaba ne olabilir?

Tüm bu Sorular Murâd-ı İlâhî’yi anlamak için Cehdimiz’den ileri gelir. Elbette en İyisini Allâh bilir. Tüm bu Sorular’ı da bir Kenar’da tutup Mâide Sûresi’nin alıntıladığımız 112-115.Âyetleri’ne bir eğilelim.

112.Âyet’te Hawâriler, [1]Hz.İsâ’nın Allâh’a Duâ edip bir Mâide yâni Gök’ten bir Sofra istemesini arzuluyorlar. Âyet’in Zâhiri’nden yola çıkarak Mâide’yi Maddi bir Gıda ya da Yemek olarak algılayabiliriz. Ancak Haqiqat’i sâdece bu Mânâ’ya hamletmek ortaya çıkacak olan Derin Anlamlar’ın önünü kapatacaktır. Biz burada Mâide’yi “Wâhiy” olarak ele almanın daha doğru olacağı Qanaati’ndeyiz. Bu Âyet’ten önceki Âyetler’de Hz.İsâ’nın Tebliğ’i yaymak için Zor durum’da olduğunu, Hawârîlerin Allâh’ın ve kendisinin yanında olduklarını belirtmelerine rağmen Yahudilerin Hz.İsâ’yı öldürmek için türlü türlü Desiseler’e başvurduğunu bildiklerini görmekteyiz. Kısacası Toplum kokuşmuş ve Peygamber’i öldürecek kadar azgınlaşmıştır. Çarmıh’a Germe Girişim’i ve Hz.İsâ’nın Allâh Tarafı’ndan bu Girişim’den bir Benzeri’ni İsâ diye zannetmelerini sağlayarak kurtarılması bu Gerçeği açıkça göstermektedir. Bir anlam’da Mâide ile birlikte hem kendi içlerinde bulundukları Wasat için bir Bereket, Feyz istiyorlardı. Diğer taraf’tan İnsanlık için yeni bir Müjde, Wahiy, Uyarıcı istediklerini de pekâlâ söyleyebiliriz. 113.Âyet’te o Sofra’dan yiyelim yâni Wahiy’den bereketlenelim, Feyz alalım demektedirler. Bu şekilde Qalpler’i Mutmain olacak ve Wahiy Silsilesi’nin kesilmediğini görerek Huzur’a kavuşacaklardır. 114.Âyet’te bu Minwal’de Hz.İsâ’nın yaptığı Duâ var. Dua’da dikkatimizi çeken Husus Hz.İsâ, Mâide’nin hem kendilerinden Ewwelkiler hem de Sonrakiler için bir “Iyd” yani Bayram olmasını istemektedir. 115.Âyet’te ise Allâh bunun gerçekleşeceğini ve bu gerçekleşecek Şey’e inanmayanların Kötü bir Âqıbet’e uğrayacağını söylemektedir. Mâide, Qur’ân-ı Kerîm’de 2 yer’de geçer, bu S3ure’nin 112 ve 114. Âyetleri’nde… Bir Şey’in Iyd yani Bayram olması için Dewâm eden bir Sürec’in tamamlanması gerekir. Ramazan’da Oruç tutarız, Oruç tutma Sürec’i bitince Ramazan Bayramı’nı İdrak ederiz. Hacc Menâsik’i tamamlanır, Qurban Bayram’ı olur. Mâide’nin Bayram olması Dewâm eden hangi Sürec’in tamamlanmasıdır?

Son kez 114.Âyet’te geçen Mâide bize 114 Sûre’yi ve dolaysıyla Qur’ân’ı çağrıştırmaktadır. Qur’ân’ın Nihâyet’e ermesi Peygamberlik Kurumu’nun artık Qıyâmet’e kadar bittiği Anlamı’na gelmektedir. Âdem’den başlayarak Muhammed (SAV)’de biten Nübüwwet Silsile’si İnananlar için bir Bayram’dır. Çünkü Haqiqât artık Qıyâmet’e kadar unutturulamayacaktır. Wahiy yani Qur’ân artık Allâh’ın Koruması altındadır. Bu Bayram’ın Müjdeci’si olan Mâide aynı Zaman’da Hz.İsâ’nın Dili’nde Ahmed’dir. Ahmed’in müjdelenmesi ve Ahmed’in Muhammed olarak gelmesi hem ewwelki hem de sonraki İnananlar için bir Bereket’tir, Bayram’dır. Peygamberimiz’le başlayan Muhammed Şeriat’ı yine bir Bayram Gün’ü Arifesi’nde tamamlanır. Yani Zi’l-Hicce Ayı’nın 9.Gün’ü… Zi’l-Hicce’nin 10’u Qurban Bayramı’dır. Din’in tamamlandığının Son Söz’ü olan Qısım yani Din olarak İslâm’ın seçilmesinin Mâide Sûresi’nde yer alması ne kadar da Muhteşem’dir. Qurban Sembolizmi’nden Yol’a çıkarak Hadis-i Şerif’te belirtilen Efendimiz’in 2 Qurbanlığın Oğlu olduğu Gerçeği’ne gidersek Karşımız’a daha pek çok Hikmetler çıkacaktır. Efendimiz bir taraf’tan Qurbanlık olan Hz.İsmâil Babamız’ın diğer taraftan Abdu’l-Muttalib’in Qurban adadığı Biricik Oğlu Abdu’llâh’ın Oğlu’dur. Her Peygamber Allâh Yolu’na adanan Qurban’dır. Bunu Büyük bir İştiyak’la yerine getirirler. Bu anlamda Qurbanlar Silsilesi’nin son Qurban’ı Efendimiz (SAV)’in Din’in Kemâl’e erdiğini bir Qurban Bayram’ı Gün’ü İnsanlar’a İlân etmesi İlâhî Senaryo’nun ne kadar da Mükemmel olduğunu Gözler önüne sermektedir.

Bu Hikmetler’den sonra 3.Âyet’teki kısmın neden Mâide’de yer aldığını anlamış olduk. Peki, bu kısmın Âyet’in Siyak’ı ve Sibak’ı ile İlgi’si nedir, diye sormuştuk. Bunun üzerinde biraz Tefekkür edersek şunu görürüz. Hz.İsâ’nın getirmiş olduğu Şeriat’ı Hıristiyanlar iki kısımdan Tahrip ettiler. Birincisi Aqidewî Tahribat’tır ki bu Teslis İnancı’dır. İkincisi ise Amelî Tahribat’tır ki bu da Domuz’un Haram’ken Hıristiyanlar’ca Helal kılınması üzerinden Sembolize edilmiştir. 3.Âyet Domuz Eti’nin Haram olduğundan bahs’etmektedir. Aqidevî Boyut nasıl ki Ahmed’le olması gerektiği şekil’de Taqwiye edilip bildirilmişse 3.Âyet’te de Amelî Boyut Domuz Eti’nin Haram olduğu hatırlatılarak ve bunun gibi diğer Helal ettikleri Şeyler’in aslında Haram oldukları gösterilerek Taqwiye edilmiş ve bunun da İslâm’la olacağını Allâh bildirmiştir. Din İslam’dır. Bu Haqiqat ise işte tam da olması gereken yerde yani Haramlar’ın neler olduğunun hatırlatılmasından sonra gelmektedir. Allâh Haramlar’ı, Helaller’i belirlemiş, Amel’de de Aqide de Din’in sâdece İslam olduğu Gerçeği’ni ortaya koymuştur. Bütün bu Hikmetler’i Göz önüne aldığımızda başta sorduğumuz Sualler’in tam tersi şeklinde bir Cewab’ı görmekteyiz: Bu Qısım bu Âyet’in içinde değil de başka bir yerde Yer alsaydı Eksik olurdu. Hikmetler’i bize açan Rabbimiz’e hamdolsun! Elbette her Şey’in en iyisini Rabbimiz bilir!             


               

 

 



[1]              Havariler, Beyaz elbise giyinen adamlar anlamına gelmektedir. Filistin’de yaşamış olan Essenî Kardeşliğine mensup olan bu grup dini bir gruptur. Mekke’deki Hanif dinine mensup olan insanlar gibi tek ilaha yani Allah’a inanmaktadırlar. Hz.İsa’nın da bu gruptan olduğu kuvvetle muhtemeldir. Beyaz elbise giyerek dolaşmaları ise inançlarının zahirî bir simgesidir. (Tanrı İsa’dan Tavrı İsa’ya, Necmettin Şahinler, İnsan Yay. İst. 2008 S. 65)