2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007
2008 2009 2010
2011
26
Kasım 2001/ 11.Cüz'den
İlk kez 11.Cüz’le beraber 3 Ayrı Sûre’nin Âyetleri’ni bir Cüz içinde okumuş oluyoruz. Bütünü bu Cüz
içinde yer alan Yûnus Sûresi'ni
takiben Hûd Sûresi'nin Mushaf Düzen’i
içindeki İlk Yarım Sayfa’sı ile Cüz sona eriyor.
Yûnus
Peygamber, Mushaf Sıra’sı ile bir Sûre'ye
İsim olan İlk Elçi.. Qur'ân'ın Wahy
Tertib’i içinde İlk Qıssa da (68/Qalem Sûre’si) O'na ait.. Qur'ân'da Zu'n-NuN (İki Nûn Sâhib’i)
Laqabı’yla anılan NiNoValı Yûnus'un
Qıssası’nda yaşayan Ebedî Ders’e ne kadar Muhtac’ız. Rasûl-i Ekrem'i
bunaltan Koşullar’da Rabbi'nin O'na bahş’ettiği bu Qıssa’yla gelen Açılım'dan
Müstağni olduğunu sanan "Ne Derin Uyku"nun Gâfili’dir,
bir farq’etse... Taif'i denemişti Kerim
Elçi, belki bir Çıkış Yol’u aralanır diye.. Taşlandı, kovuldu. Köle Ninova'lı Addas'ın sunduğu
İkram’la Yûnus'u hatırladı. Arif Nihat'in Na'tı’ndaki
Dizeler’i hatırlıyorum:
"Mekke'de bunalırsan, Medine'ye göçerdin.
Biz
bu Dünyâ’dan nereye göçelim yâ Muhammed?"
Bu
‘Küresel İmkansızlığın Bağrı’nda "Müzzemmil" olmaya Niyetliler
için "Hecrân Cemilâ" Ayetler’i Ufuk Açıçı olacaktır. Yûnus,
"Görev’e Dewâm" İlkesi'nin Parola’sıdır. Sûre'nin Bünyesi’nde yer alan İlk Qıssa
olan Nûh ile de, Yûnus'un Öykü’sü arasında Enteresan Bağlantılar
kurmak Mümkün.. Nûh'un Qıssası’nda Sefine-i Nûh'a
binmeyenler kaydeder. Yûnus ise, bindiği Gemi'den Tard edilmektedir. Bütün
bu Gelişmeler’i bir de Yûnus Sûresi'nin
Tewbe
Sûre’si arkasına yerleştirilmesi Bağlamı’nda değerlendirin. Sûre’nin Tewbekâr Gençleri’nin bıraktığı
Örneklik, Balık Karnı’nda Rabbi’ne
İltica eden Yûnus'un Pratiği’nin bir Uzam’ı değil mi?
Alıntı:
‘Sana indirdiğimizden* eğer Kuşku’daysan, senden önce Kitâb'ı* okuyanlara sor. Andolsun, Rabb'inden sana Haqiqât* gelmiştir, artık kuşkulanma*.. /Ve Allâh'ın Âyetleri’ni* yalanlayanlardan *olma, yoksa Hüsrân’a* uğrayanlar’dan olursun. /Gerçek şu ki, Rabb'inin Kelime’si* üzerinde Haqq* olanlar, onlar inanmazlar* Onlara Her bir Âyet getirilse bile. Acıklı Azâb’ı* görünceye kadar. /Ama inanıp İmân’ı* kendisine Yarar* sağlamış Yûnus* Qawmi’nin* dışında bir Ülke* yok! /Onlar İmân ettikleri zaman Dünyâ Hayâtı’nda* onlardan Aşağılatıcı Azâb’ı* kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar da yararlandırdık*. /Eğer Rabb’in dileseydi, Arz’dakilerin* Tümü, Topluca inanırlardı. Öyleyse, onlar Mü'min* oluncaya kadar İnsanlar’ı sen mi zorlayacaksın*? / Allâh'ın İzni* olmaksızın, hiç kimse için inanma yok. O, aql’edemiyenlerin üzerine İğrenç* bir Pislik* kılar.
/De ki: Gökler’de* ve Yer’de* ne var? Bir bakıverin. "İnanmayan bir Topluluğa Apaçık Âyetler* ve Uyarılar bir Yarar’dan yana Şey sağlamaz. /Kendilerinden önce gelip geçmişlerin bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? /De ki: "Bekleyedurun*. Kuşkusuz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim." Sonra Biz, Elçilerimiz’i* ve İnananları böyle kurtarırız* Mü'minler’i* kurtarmamız* da bizim üzerimize bir Haqq’tır.’ (Yûnus/094-103)
Muqâbele
Edenler:
(M.Özenoğlu/11
Ramazan 1431: Bu Âyet (Yûnus 104), Mekkeliler’e
Allâh’ın öldürme ve Hayat verme Sıfatları’nı Qabul etmeleri Ciheti’yle
düşünmelerini istemişse de ben burada açık bir Tehdid’in Varlığı’nı da
görmekteyim. “Sizi öldürecek olan Allâh”
ne kadar Müthiş bir İfâde… Bir Tehdit olarak algılıyorum bunu. Mükemmel bir
Uyarı, Hatırlatma… “Bizi öldürecek olan Allâh” değil de “Sizi öldürecek olan Allâh”
diye geçiyor. Sizi yok edecek, mahw’edecek Allâh’a inanıyoruz. O’na Kulluk
ediyoruz. O Allâh bizi öldürmez, yok etmez… Canımız’ı almakla aslında bize
Hayat verir O. Ölecek olan, yok olacak olan sizsiniz. İşte biz, bize Hayat
vereni bırakıp da Ölümünüz’e neden olan Putlarınız’a tapmayız. Ey İnsanlar!
Şüphe’de olmakla Dinim’den, yok olmayı Hak ediyorsunuz. Bize Mü’minler’den
olmak emr’edildiyse Ye’s yok, Ümit var… el-Hamdu li’llâh