Mekkî  Wahy

/Tertil IV

 

 

043.072/el-CİN

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

                                                    

I          Kur'an Dinleyen Yabancı Topluluk: 1-19

 

072.01-         "Bana şunlar wahyolundu:" de. " Cinler’den bir Topluluk (beni)  dinleyip şöyle demişler : Doğrusu Hayret verici bir Okuyuş/Qur'an dinledik."

072.02-         O,  (dinleyeni) Gerçeğe iletiyor. Biz O'na inandık. Artık Rabb'imize Şirk koşmayacağız."

072.03-         "Rabb'imizin Şanı Yüce’dir. O, ne bir Eş ne de bir Çocuk edindi."

072.04-         "Doğrusu şu: Bizim Sefihler’imiz Allah'a İftira etmişler."

072.05-         "Biz, İnsanlar’ın ve Cinler’in Allah'a karşı Yalan söyleyemeceklerini sanırdık."

072.06-         Bazı kimseler, Cinler’den bazılarına sığınırlardı. Bu da Onların Azgınlıklar’ını artırmışdı."

072.07-         Ve  Onlar, Sizin  gibi Allah'ın Hiç kimseyi Ba's etmeyeceğini sanmışlardı."

072.08-         "Doğrusu Biz Göğü yokladığımızda , Onu oldukca-Güçlü Bekçiler ve Şihaplar’la Kaplı bulduk."

072.09-         "Oysa Biz, dinlemek için Onun bazı  yerlerinde otururduk. Şimdi kim dinlemek istese, (karşısında) Rasat eden bir Şihab bulur.

072.10-         "Doğrusu bilmiyoruz, Yerdekiler için bir Kötülük mü istendi, yoksa Rabb'leri bir Hayr mı diledi?"

072.11-         "Gerçekte, Biz’den Salihler de vardır , Gayrısı da. Değişik Yollar’dayız."

072.12-         "Biz  Allah'ı Arz’da asla Aciz bırakamayağımızı, kaçarak da Onu Aciz bırakamayacağıımızı anladık."

072.13-         "Elbette Biz, O Yolgösterici'yi işitince O'na inandık. Kim Rabb'ine inanırsa, o ne (Ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de Haqsızlığa uğrayacağından."

072.14-         "Ve elbette Biz’den Teslim olanlar da var, Fasıqlar da. Teslim olanlar, Onlar Rüşd’e  yönelenler’dir."

072.15-         "Zulmedenler ise, Onlar da Cehennem için Odun’durlar".

 

072.16-         Eğer Onlar Yol’da İstikamet etselerdi, elbette Biz Onlara bol Yağmur yağdırırdık.

072.17-         Ki, kendilerini bununla denemek için. Kim Rabb'inin Hatırlatış’ından yüz çevirirse Onu Çetin bir  Azab’a sürükler.

072.18-         Elbette Mescidler Allah'ındır. Öyleyse , Allah ile beraber başka Hiçbir Şey’e Dua etmeyin.

 

072.19-         Allah'ın Kulu, O'na Dua için kalktığında/ O'na çağırdığında, neredeyse üzerine çullanacaklardı.

 

II   Görevin Yalnızca Tebliğ: 20-28

 

072.20-         De ki: "Ben  yalnızca Rabb'ime Dua ediyorum ve O'na kimseyi Ortak koşmuyorum.

072.21-         De ki: "Ben, Sizin için ne bir Zarar verebilir, ne de irşad edebilirim."

072.22-         De ki: "Beni Allah'tan Hiç kimse kurtaramaz. O'nun dışında da Asla bir Sığınak bulamam."

072..23-         (görevim) "Yalnızca Allah'tan olan’ı  ve O'nun Gönderdiklerini Tebliğ’dir. Kim Allah'a ve O'nun Elçisi'ne İsyan ederse, içinde Ebedi kalacağı onun için  Cehennem Ateşi var’dır.

072.24-         Sonunda Onlar, kendilerine Waadedileni gördükleri zaman, Yardımcı bakımından kim daha Zayıf ve sayıca kim daha Azmış artık bilecekler.

 

                 Gaybı Ancak Allah bilir ve bildirebilir

072.25-         De ki: "Bilmiyorum, Size Waadedilen Yakın mı yoksa Rabb'im  Uzun bir Süre mi belirledi?"

072.26-28 O Gayb’i Bilen'dir. Razı olduğu  Elçi'den başka Kimseye (onu) İzhar etmez. Rabb'lerinden gelen Elçiliği Tebliğ ettiklerini bilmesi için bunun önüne ve arkasına Rasad ediciler dizer. Onların Nezdinde olanlar’ı  kuşatmış ve Herşey’i sayarak Tesbit etmiştir.

 

 

044.036/ YASİN

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I    Kur'an Mucizedir : 1-12

                 Kur'an, Rasul ve Kavmi

 

036.01-         Ya Sin

036.02-         Hakim Qur'an'a andolsun.

036.03-         Gerçekten Sen Gönderilenler' densin,

036.04-         Dosdoğru  Yol üzerindesin.

036.05-         Aziz Ve Rahim'in İndirmesi (yle),

036.06-         Babalar’ı uyarılmamış, böylece kendileri de Gafil olan bir Qavm’i uyarman için.

 

                 Uzun Yıllar uyarılmasına Rağmen Vahyi Anlamaya Yanaşmayanlar

     

036.07-         Andolsun, Onlar’ın ( uzun yıllar uyarılmış olanların) çoğu üzerinde o Söz Haqq oldu. Artık Onlar inanmazlar.

036.08-         Gerçekten Biz Onlar’ın Boyunlar’ına Halkalar geçirdik ta Çeneler’ine kadar. Bu yüzden Yer’e bakmazlar.

036.09-         Biz Onlar’ın önlerine bir Sed, arkalarına da bir Sed çektik. Böylece Onlar’ı örtüverdik, artık görmezler.

036.10-         Kendilerini uyarsan da uyarmasan da Onlar için bir’dir, Onlar inanmazlar.

 

                 Vahyi Anlama Potansiyeli Olanlar

 

036.11-         Sen ancak, Zikr'e uyan ve Gayb ile Rahman'a Haşyet duyan’ı uyarırsın. Onlar’ı, bir Bağışlanma’yla ve Kerim bir Ecir’le müjdele.

036.12-         Elbette Ölüler’i Biz diriltiriz, Onlar’ın önlerinden gönderdiklerini ve Eserler’ini de yazarız. Herşey’i Apaçık  bir Kitap’ta tespit ediyoruz.

 

“II Hakkın Teyidi: 13-32

 

                 İnkarcılara Tarihsel Bir Ders

 

036.13-         Sen Onlar’a, ‚O Medine Halkı’nı örnek ver,  oraya  Gönderilen'ler gelmişti.

036.14-         Onlar’a  İki Kişi göndermiştik. Onlar’ı yalanlamışlardı. Biz de Üçüncü Kişi’yle  güçlendirmişdik. Şöyle dediler: "Elbette Biz Size Gönderilenler'iz."

036.15-         (Kentliler) dediler ki: "Siz, Bizim gibi bir Beşer’siniz. Rahman da bir Şey indirmedi. Siz, yalnızca Yalancı’sınız."

036.16-         (Gönderilenler) : "Rabb'imiz, Size Gönderilenler olduğumuzu biliyor" dediler.

036.17-         Bize  (görev olarak) düşen Şey Apaçık bir Tebliğ’dir."

036.18-         Onlar dediler ki: "Herhalde, Siz’den dolayı Uğursuzluğa uğradık. Eğer son vermezseniz  Sizi taşlayacağız ve elbette Biz’den  Size Acıklı bir Azab dokunacaktır."

036.19-         (Gönderilenler) dediler ki: "Uğursuzluk Sizin’ledir. Size Öğüt verildi diye mi? Hayır Siz Ölçü’yü taşıran bir Qawim’siniz."

036.20-         ‚O Medine’nin Uzağından bir Adam koşarak geldi. "Ey Qawmim, Gönderilenler'e uyun" dedi.

036.21-         "Siz’den Ücret istemeyenlere uyun, Onlar Hidayet bulanlar’dır."

036.22-         "Bana ne oluyor ki Beni Yaratan’a kulluk etmeyecek mişim? Siz O'na döndürüleceksiniz."

036.23-         "Ben O'ndan başka İlahlar edinir miyim? Rahman Bana bir Zarar verecek olsa Onlar’ın Şefaati Bana  Yarar sağlamaz, Onlar Beni kurtaramazlar."

036.24-         "O zaman gerçekten  bir Sapıklık içinde kalırım."

036.25-         "Elbette  Sizin Rabb'inize inandım. Beni duyun."

036.26-         O’na " Cennet’e gir "denildiğinde "Keşke  Qavm’im (bu durumu) bilseydi."

036.27-         "Rabb'imin Beni bağışladığı ve  ağırladığını" dedi.

036.28          Kendisinden sonra ise Qawm’ine Gökt’en bir Ordu göndermedik, gönderecek de değildik.

036.29-         Bir Çığlık yetti. Anında sönüverdiler.

 

                 Vahyi Yalanlayanları Helak Eden Azab Yasası

 

036.30-         Yazıklar olsun şu  Kullar’a: Onlar’a ne zaman bir Elçi gelse,  O’nu Alay’a aldılar.

036.31-         Kendilerinden önce nice Kuşaklar’ı yıkıma uğrattığımızı görmüyor mı? Onlar tekrar kendilerine dönemiyorlar.

036.32-         Onların hepsi toplanıp Huzurumuza getirildiler.

 

III Deliller :33-50

 

                 İnsana Çevresindeki Ayetlerin (Toprak, Gece, Gündüz, Ay, Güneş, Gemiler) Verdiği Dersler

 

036.33-         Ölü Toprak Onlar’a bir Ayet’tir. Onu diriltip,  çıkarttığımız Taneler’den yiyorlar.

036.34-         Orda Hurmalıklar’dan ve Üzüm Bağları’ndan Bahçeler hazırladık ve içlerinde Pınarlar fışkırttık.

036.35-         O’nun Ürünler’inden ve kendi Eller’inin yaptıklarından yemeleri için. Hala şükretmiyorlar mı?

036.36-         Yerin bitirdiklerinden, kendi Nefisler’inden ve daha bilmedikleri Şeyler’den bütün  Çiftler’i yaratan Yüce (olan Allah)'dır.

036.37-         Gece de kendileri için bir Ayet’tir. Gündüzü O’ndan sıyırıp yüzünce Karanlık’ta kalırlar.

036.38-         Güneş de kendi  Müsteqarr’ına doğru akıyor. Bu Aziz ve Bilen'nin Taqdir’idir.

036.39-         Ay’a gelince ,O’na bir takım Uğrak Yerleri taqdir ettik.  Eski bir Hurma Dalı (görünümü) alıyor.

036.40-         Ne güneş, Ay’a yetişir ne de  Gece Gündüz’ün önüne geçer. Hepsi (Ayrı bir) Yörünge’de yüzer.       

036.41-         Soylar’ını Dolu Gemiler’le taşımamız da Onlar için bir Ayet’tir.

036.42-         Binmekte oldukları bunun benzeri (diğer) Şeyler’i yaratmamız da.

036.43-         Eğer dilesek Onlar’ı batırırdık. Ne  imdadlarına yetişen olurdu ne de kurtulabilirlerdi.

036.44-         Ancak Biz’den bir Rahmet’le  belirli bir Zaman’a dek yararlandırmamız hariç.

 

                 Vayh'den Yüzçevirenlerin Tutumları (İnfakı Saçma Bulmaları, Azabı İnkarları)

 

036.45-         Onlar’a "Geleceğinizden ve Geride bıraktığınızdan ittiqa edin, belki esirgenirsiniz" denildiğinde (fayda vermez),

036.46-         Onlar’a Rabb'lerinden  ne zaman  bir Ayet geldiyse kesinlikle yüzçevirdiler.

036.47-         "Size Allah'ın  verdiği  Rızıqlar’dan infaq edin," denilince de İnkarcılar İnananlar’a "Allah'ın eğer dilemiş olsa Allah'ın yedirebileceği kimseyi Biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten Siz düpedüz bir Şaşkın’sınız."

036.48-         Ve derler ki: "Eğer doğru söylüyorsanız bu Waad ne zamanmış?"

036.49-         Yalnızca Tek bir Çığlığı gözetsinler. Onlar birbirleriyle çekişirlerken kendilerini yakalayacak.

036.50-         Artık ne tawsiyeleşebilirler ne de Aileler’ine dönebilirler.

 

IV  Mükafat ve Ceza: 51-67

 

                 Sur'a Üfürüldükten Sonraki Günler

 

036.51-         Sur’a üfürülmüştür, Qabirler’inden kalkıp Rabb'lerine doğru giderler.

036.52-         Derler ki: "Eyvah Bize, uyuduğumuz Yer’den Bizi kim kaldırdı?  Rahman'ın waadettiği bu. Meğer Gönderilenler  doğru söylemiş."

036.53-         Yalnızca bir Tek Çığlık. Sonra  Hepsi toplanıp Huzurumuza getirilirler.

036.54-         Bugün  Hiçbir şekilde kimseye zulmedilmez .Gördüğünüz Karşılık yaptığınızdan başkası değildir.

036.55-         Bugün Cennet/Bahçe Halkı  Sevinçli’dir, Mutlu’dur.

036.56-         Kendileri ve Eşler’i Gölgelikler’de Tahtlar’a yaslanırlar.

036.57-         Taptaze Meyveler  ve arzuladıkları Herşey Onlar’ındır.

036.58-         Onlar’a Esirgeyen Rabb'dan  bir Selam/barış sözü.

036.59-         "Ey Suçlular Bugün Sizler bir yana çekilin."(denilir)

 

                 Dünyadaki Uyarıların Hatırlatılması ve Şimdiki Halleri

 

036.60-         "Ey Ademin Çocukları, Size Büyük bir And vermişdim: Şeytan'a kulluk etmeyin. O Sizin Apaçık bir Düşman’ınızdır.

036.61-         Bana kulluk edin, Doğru Yol bu’dur."

036.62-         O Sizin bir çok Kuşağınızı saptırdı. Hala aqletmiyor musunuz?

036.63-         İşte bu, Size waadedilmiş Cehennem’dir.

036.64-         Bugün İnkar’ınızın Karşılığı olarak oraya girin."

036.65-         Bugün Onlar’ın Ağızlarını damgalıyoruz. Kazandıklarını  Eller’i Bize söylemekte Ayaklar’ı da Şahidlik etmektedir.

036.66-         Eğer dileseydik Gözler’inin üzerine bastırıp Kör ederdik. Böylece yola dökülüp koşuşurlardı. Nasıl göreceklerdi ki ?

036.67-         Eğer dileseydik oldukları yerde  başka bir Kalıb’a sokardık. Ne ileri gidebilir ne de geri dönebilirlerdi.

036.68-         Uzun Ömür verdiğimizi Yaratılış’ta  tersine çeviriyoruz.  Hala aqletmeyecekler  mi?

 

V   İslam'ın Melekutu: 69-83

 

                 Kur'an'ın Savunulması

 

036.69-         Biz O'na Şiir öğretmedik, O'na yaraşmaz da. O (Wahy) ancak  bir Öğüt, Apaçık bir Okuma'dır.

036.70-        Diriler’in uyarılması ve İnkarcılar’a (azaba ilişkin) Söz’ün Haqq olması için.

 

                 Yeryüzünde İnsana Sunulan Nimetler

 

036.71-         Eller’imizle kendilerine nice Hayvanlar yarattığımızı görmüyorlar mı? Böylece Onlar’ın Sahibi oluyorlar.

036.72-         Onlar’ı kendilerine boyun eğdirdik. Bir kısmı binekleridir; bir kısmını da yiyorlar.

036.73-         Onlar da  daha nice Yararlıklar ve İçecekler vardır. Hala şükretmeyecekler mi?

 

                 Şirke Sapma ve Rasul'ün Hüzünlenmesi

 

036.74-         Yardım görmek umuduyla  Allah'tan başka İlahlar edindiler.

036.75-         Onlar kendilerine  bile Yardım edemezler. Oysa kendileri Onlar için hazırlanmış Askerler’dir.

036.76-         Öyleyse söyledikleri Seni hüzünlendirmesin. Biz Onlar’ın gizlediklerini de  açığa vurduklarını da biliyoruz.

 

                 Yaratılışın Hatırlatılması, Dirilişin Mümkünlüğü, O'na Dönüş

 

036.77-         İnsan kendisini bir Damla Su’dan yarattığımızı görmez mi?  Sonra Apaçık bir Düşman kesiliyor.

036.78-         Yaratılış’ını unutarak Bize bir Örnek veriyor: "Çürümüşken bu Kemikler’i kim diriltecekmiş?" diyor.

036.79-         De ki: "İlk defa yaratan diriltecek. O Herşey’i nasıl yaratacağını bilir."

036.80-         Yeşil Ağaç’tan bir Ateş  (yaratan) dır. Ondan yakıyorsunuz.

036.81-         Gökler’i ve Yer’i yaratan , bir benzerini yaratamaz mı? Tartışmasız o Yaratan'dır, Bilen'dir.

036.82-         Bir şeyi Murad ettiği zaman  O’na yalnızca "ol " diye emreder, hemen   oluverir.

036.83-         Herşey’in Melekutu El’inde bulunan ne Yüce’dir, Siz de O'na döndürülüyorsunuz.

 

 

045.025/el-FURQAN

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

“I  Kur'an Tüm İnsanlara Seslenir1-9

 

025.01-         Alemler’e Uyarıcı olsun diye Kul’una Furqan'ı  indiren ne  kadar Yüce’dir.

025.02-         Gökler’in ve Yer’in Mülkü O'nundur, Çocuk edinmedi. Mülk’ünde Ortağı yok, Herşey’i yaratıp, bir düzenledi, belli bir Ölçü taqdir etti.

025.03-         Hiçbir Şey’i yaratamayan,  üstelik Yaratılmış olan, kendilerine bile Zarar ya da Yarar sağlayamayan, öldüremeyen, yaşatamayan ve yeniden diriltemeyenleri İlahlar edindiler.

025.04-         İnkarcılar : "Bu, olsa olsa  Onun uydurduğu bir Masal’dır. O'nu uydurdu ve  bir  Topluluk da  O'na Yardım etti." diyorlar. Elbette Haqsızlık ve iftira ediyorlar.

025.05-         "Geçmiştekiler’in Uydurması, O'na bir başkası yazdırmış, Sabah Akşam kendisine okunuyor." diyorlar.

025.066-       De ki: "O'nu, Gökler’in ve Yer’in Gizlilikleri’ni Bilen indirdi. O,  Gafur'dur, Rahim'dir."

025.07-         Dediler ki:" Bu ne  biçim Elçiler, yemek yiyorlar,  Çarşılar’da dolaşıyorlar? O'nunla  birlikte Uyarıcı bir Melek de indirilsin."

025.08-         "Veya O'na bir Hazine bırakılsın veya yediği bir Bahçe’si olsun." Zulmedenler dedi ki: "Siz ancak Büyülenmiş bir Adam’a uyuyorsunuz."

025.09-         Senin için verdikleri Örnekler’e bir bak!  Nasıl saptılar. Artık bir  Çıkış Yolu bulamazlar.

 

II   İlahi İhtarların Doğruluğu: 10-20

 

025.10-         Dilerse,  bunların daha Hayırlısı olarak içlerinden Irmaklar akan Bahçeler veren ve Senin için Köşkler vareden ne Yüce’dir.

025.11-         Hayır, onlar Saat'i yalanladılar, Biz Saat'i Yalanlayanlar’a Çılgın bir Yangın hazırladık.

025.12-         Uzak’tan gördüklerinde, O’nun Gazablı Öfkesini ve Uğultusunu işitirler.

025.13-         Eller’i Boyunlar’ına bağlı halde, Sıkışık bir yerine atıldıklarında, orada yokolmak isterler.

025.14-         Bugün yokolmak için bağırmayın, defalarca yokolmayı isteyeceksiniz.

025.15-         De ki: "Bu  mu  Hayırlı, yoksa Taqwa Sahipleri’ne waadedilen  bir Mükafat, bir Son Durak olan Ebedî Bahçe mi?

025.16-         "Ebedi Sakinler, orada istedikleri Herşey  onlar’ındır. Bu, Rabb'inin kesinleşecek bir Waad’idir."

 

025.17-         Onlar’ı ve Allah'tan başka tapındıklarını bir araya getirdiği ve "Şu Kullar’ıma Yol’u kim saptırdı, Siz mi  yoksa kendileri mi ?" dediği Gün,

025.18-         Derler ki: "Sen Yüce'sin, Sen’den başka başka Weliler edinmek Bize yakışmaz, Onlar’ı ve Atalar’ını Sen Meta verip yararlandırdın, böylece Hatırlatma’nı unuttular ve Yıkım’a uğrayan bir Qawim oldular."

025.19-         "İşte Sizin söylediklerinizi yalanladılar, Artık  geri çevirmeye veya Yardım’a gücünüz yetmez. Siz’den Zulmedenler’e, Ona Büyük bir Azab taddıracağız."

025.20-         Sen’den önce gönderdiğimiz Elçiler de,  Yemek yer ve Çarşılar’da gezerlerdi. Sizin bir kısmınızı diğerinizle deniyoruz. "Sabredecek misiniz", diye. Rabb'in Görmekte'dir.

 

III Furkan Günü: 21-34

 

025.21-         Bize kavuşacaklarını sanmayanlar, dediler ki: "Bize Melekler indirilmeli ya da Rabb'imizi görmeli değil miydik?" Andolsun, Onlar Nefisler’ini büyüttüler ve Büyük bir Azgınlık’la başkaldırdılar.

025.22-         Melekler’i görecekleri Gün, Suçlular’a bir Müjde yoktur. Ve o Gün derler ki: "Yasaktır Yasak."

025.23-         Yapmakta oldukları Her İş’in önüne geçtik. Böylece Onu savurulmuş Toz Zerreleri kılıverdik.

025.24-         O Gün, Bahçe Ashabı'nın kalacakları Yer daha Hayırlı, dinlenecekleri Yer çok daha  Güzel’dir.

025.25-         Göğün Bulutlar’la parçalanacağı ve Melekler’in indirileceği Gün,

025.26-         İşte o Gün, Mülk Rahman'ındır. Küfredenler için Zorlu bir Gün’dür.

025.27-         O Gün, zulmeden, Ellerini ısırarak şöyle der:" Keşke,  Elçiler'le aynı Yol  da olsaydım."    

025.28-         "Yazıklar Bana, ne olurdu da Filan’ı da Dost edinmeseydim."

025.29-         "O  Bana geldi ve  Beni Zikir'den saptırdı. Şeytan'da İnsan’ı yapayalnız bırakandır"

025.30-         Ve Elçi dedi ki: "Rabb'im gerçekten Benim Qawm’im, bu Qur'an'ı Terkedilmiş olarak  bıraktılar.

025.31-         Biz, her Nebi'ye Suçlular’dan bir Düşman  çıkardık. Yolgösterici ve Yardımcı olarak Rabb'in yeter.

025.32-         Küfredenler dediler ki: "Qur'an  bir defada  indirilmeli değil miydi?" Biz O’nunla Gönlünü sağlamlaştırmak için ve belli bir Düzenle Tertil ettik .

025.33-         Sana getirdikleri Her  Örnek için Sana Haqq’ı ve en Güzel Açıklama Tarzı’nı getirmişizdir.

025.34-         O yüzükoyun Cehenneme doğru sürülecek olanlar, oldukca Kötü bir Yer’de, oldukca Sapık bir Yolda’dırlar.

 

IV  Önceki Uyarılar: 35-44

 

(-Harun'un Musa'ya Yardımcı Olması

      (Bak:    47/Meryem 51-53)

-Musa'ya Kitap Verilmesi

-Musa ve Harun'un Ayetleri Yalanlayan Kavme Gönderilmesi)

 

025.35-         Andolsun, Biz Musa'ya Kitab'ı verdik, Kardeş’i Harun'u Yardımcı yaptık.

025.36-         "Ayetler’imizi yalanlayan Qawm’e gidin." dedik, sonra Onlar’ı Kökünden darmadağın ettik.

 

                 Nuh Kavminin Helakı

                 (Bak:    25/Necm 53-55

                             37/Kaf 12-15

                             40/ Kamer 9-17

                             41/Sad 12-16

                             42/A'raf 59-64

 

025.37-         Nuh'un Qavmi de, Elçiler’i yalanladıklarında onları Deniz’de boğduk ve İnsanlar için bir Ayet yaptık. Zulmedenler’e Acıklı bir Azab hazırlamışızdır.

 

                 Ad,Semud ve Ress Halkı'nın Helakı

Bak:

Ress Halkı  37/Kaf 12-15

Ad

10/Fecr                  6-8

25/Necm    50

37/Kaf                   12-15

40/Kamer   18-22

41/Sad                   12-16

42/A'raf                 65-72

Semud

10/Fecr                  10-14

25/Necm    51

28/Şems     11-15

29/Buruc    17-20

40/Kamer   23-32

41/Sad                   12-16

42/A'raf                 73-79

 

025.38-         Ad'ı, Semud'u, Ress Ashabı’nı ve bunlar arasında birçok Kuşaklar’ı da.

025.39-         Biz Her birine Örnekler verdik ve Herbirini darmadağın ettik.

025.40-         Andolsun, üzerlerine Felaket Yağmuru yağdırılmış bulunan o Ülke’ye uğramışlardır. O'nu görmüyorlar mı? Hayır, onlar dirilmeyi ummuyorlardı.

 

025.41-         Seni gördükleri zaman, yalnızca Alay konusu ediniyorlar: "Allah'ın, Elçi  olarak baas ettiği bu mu?"

025.42-         "Eğer biz onlara karşı kararlılık göstermeseydik, neredeyse bizi İlahlar’ımızdan saptıracaktı " Azab’ı görecekleri zaman, kim Yol bakımından daha Sapık öğreneceklerdir.

025.43-         Kendini ve Tutkular’ını İlah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı Sen mi Wekil olacaksın?

025.44-         Yoksa Sen, onların çoğunu işitir ya da aqleder sayıyorsun? Onlar, Hayvanlar gibidirler, hayır yol bakımından daha da Şaşkın.

 

V            Sunulan Nimetler: 45-60

 

025.45-         Rabb'ini görmedin mi, Gölge’yi nasıl uzattı? Eğer dileseydi onu Durgun kılardı. Sonra Biz güneşi ona bir delil kıldık.

025.46-         Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekdik.

025.47-         O, Gece’yi sizin için bir Elbise, Uyku’yu bir Dinlenme, Gündüz’ü de yayılıp Çalışma ( vakti) kılandır.

025.48-         Rahmet’inin önünde Rüzgarlar’ı Müjdeciler olarak gönderendir. Gök’ten Tertemiz bir Yağmur indiriyoruz.

025.49-         Onunla Ölü bir Şehr’i canlandırmak ve yarattığımız Hayvanlar’dan ve İnsanlar’dan bir çoğunu sulamak için.

025.50-         Andolsun bunu, aralarında Öğüt yaparlar diye Çeşitli Biçimler’de açıkladık. Ama İnsanlar’ın çoğu Nankörlük edip ayak dirediler.

025.51-         Eğer dileseydik, Her Kasaba’ya  bir Uyarıcı gönderirdik.

025.52-         Öyleyse Kafirler’e itaat etme ve onlara karşı  Büyük bir Cehd’le çalış.

025.53-         İki Deniz’i salıp katan O'dur. Bu, Tatlı, Susuzluğu giderici, şu da Tuzlu ve Acı’dır. İkisinin arasında bir Engel ve Aşılamayan bir Sınır koydu.

025.54-         İnsan’ı bir Su’dan yaratıp onu Neseb ve Sihriyet içinde yaratan O'dur. Rabb'in Güçyetiren'dir.

025.55-         Allah'ı bırakıp kendilerine yarar da, zarar da sağlayamayacak şeylere kulluk etmektedirler. Kafir kendi Rabb'ine karşı (şeytana) Arkaçıkan'dır.

025.56-         Biz Seni yalnızca bir Müjdeci ve Uyarıcı olarak gönderdik.

025.57-         De ki: "Ben buna karşılık, Rabb'ine doğru bir yol tutmayı dilemeniz dışında sizden bir Karşılık istemiyorum."

025.58-         Sen, asla Ölmeyen ve Daima Diri Olan'a tewekkül et ve O'nu Hamd ile tesbih et. Kullar’ının Günahlar’ından O'nun Haberdar olması yeter.

025.59-         O, Gökler’i ve Yer’i ve ikisinin arasındakilerini Altı Gün’de yaratan ve sonra da Arş’a istiwa edendir. Rahman'dır. Bunu Haberdar olana sor.

025.60-         Onlara: "Rahman'a secde edin" denildiği zaman, "Rahman da neymiş? Biz Senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?" derler ve bu  onların Nefret’ini artırır.

 

VI  Rahman'ın Kulları: 61-77

 

025.61-         Gök’te Burçlar kılan,  içinde bir Aydınlık ve Nurlu bir Ay vareden ne Yüce’dir.

025.62-         O, Gece ile Gündüz’ü birbiri ardınca getirir, öğüt almak isteyenler ya da şükretmek isteyenler için.

025.63-         O Rahman'ın Kulları, Arz’da alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendilerine muhatap oldukları zaman da "selam" derler.

025.64-         Onlar, Rabb'lerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler.,

025.65-         Onlar: "Rabb'imiz Cehennem Azab’ını bizden geri çevir, gerçek şu ki, onun Azab’ı ödenmesi kaçınılmaz bir Borç " derler.

025.66-         "Elbette o ne Kötü bir Karargah ve ne Kötü bir Konaklama Yeri’dir."

025.67-         Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne de kısarlar,  orta bir yol tutarlar.

025.68-         Allah ile beraber bir İlah'a dua etmezler. Allah'ın haram kıldığı Can’ı Haqsız yere öldürmezler ve Zina etmezler. Bunları yapan Ağır Ceza ile karşılaşır.

025.69-         Kıyamet Günü, Azab ona katlanır ve  aşağılanmış olarak içinde Temelli kalır.

025.70-         Ancak tewbe eden, İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunan başka. Onların Günahlar’ını Allah İyilikler’e çevirir. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

025.71-         Kim tewbe eder ve Salih Çalışmalar’da bulunursa, gerçekten o Tewbe’si qabul edilmiş olarak Allah'a döner.

025.72-         Ki onlar, Yalan Şahidlikte bulunmayanlar, Boş ve Yararsız Söz’le karşılaştıkları zaman Onurlu olarak geçenlerdir.

025.73-         Onlar, kendilerine Rabb'lerinin Ayetler’i hatırlatıldığı zaman, onun üstünde Sağır ve KIör olarak kapanmazlar.

025.74-         "Rabb'imiz, bize Eşler’imizden ve Soy’umuzdan Göz aydınlığı olacak armağan ver ve bizi Taqwa Sahipleri’ne Önder kıl," diyenlerdir.

025.75-         Sabretmelerine karşılık Odalar'la ödüllendirilirler ve  Esenlik Dileği ve Selam’la karşılanırlar.

025.76-         Orada Ebedî olarak Kalıcı’dırlar, ne Güzel bir Karargah , ne Güzel bir Konaklama Yeri.

025.77-         De ki: "Duanız olmasa, Rabb'im size değer vermezdi? Siz gerçekten yalanladınız, artık(son) kaçınılmaz oldu.

 

 

046.035/el-FATIR

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I    İlahi Vadin Yerine Gelmesi :1-7

 

035.01-         Hamd Gökler’i ve Yer’i yaratan, ikişer üçer ve dörder Kanatlı Melekler’i Elçiler kılan Allah'a. Yaratma’da dilediğini artırır. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.

035.02-         Allah, İnsanlar’a Rahmet’ini açacak olsa  O’nu kısacak yoktur. Her neyi de kısarsa da O’ndan sonra salıverecek olan yok’tur. O Aziz'dir, Hakim'dir.

035.03-         Ey İnsanlar, Allah'ın üzerinizdeki Ni’met’ini anın, Gök’ten ve Yer’den Sizi rızıqlandıran Allah'dan başka bir Yaratıcı  var mı? O'ndan başka İlah yok’tur, öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz ?     

035.04-         Eğer Seni yalanlıyorlarsa Sen’den önceki Elçiler  de yalanlandı. İşler Allah'a döndürülür.

035.05-         Ey İnsanlar, Allah'ın Waadi Haqq’tır. Öyleyse Dünya Hayatı aldatmasın ve Aldatıcılar da sizi Allah ile aldatmasın.

035.06-         Şeytan Düşman’ınızdır, öyleyse Siz de O’nu Düşman edinin. O kendi Bölüğünü ancak Çılgın Yangın'ın  Ashabı’ndan olmaya çağırır.

035.07-         O Küfrdedenler için Şiddetli bir Azab var. İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar’a ise bir Bağışlanma ve bir Ecir vardır.

 

II           Hak Galip Gelecek: 8-14

 

035.08-         Kötü olarak yaptıkları Kendisine çekici  kılınıp da O’nu Güzel gören mi? Artık  Allah dilediğini saptırır. Dilediğini de Hidayet’e eriştirir. Öyleyse Onlar’a  karşı Nefs’in Hasretler’e kapılmasın. Gerçekten Allah yaptıklarını Bilen'dir.

035.09-         Allah Rüzgarlar’ı gönderir, Onlar’la Bulut’u kaldırır, böylece O’nu Ölü bir Şehir’e sürükleriz. O’nunla Yer’i Ölüm’ünden sonra diriltiriz. İşte Dirilme de böyle’dir.

035.10-         Kim İzzet’i istiyorsa artık Bütün İzzet Allah'ındır. Güzel Söz O'na yükselir. Salih Çalışma da O’na yükseltilir. Kötülükler’i tasarlayanlar’a ise Şiddetli bir Azab var’dır. Onlar’ın Tasarılar’ı boşa çıkar.

035.11-         Allah Sizi Toprak’tan yarattı. Sonra bir Damla’dan, sonra da Sizi çift çift kıldı. O'nun Bilgisi olmadan hiçbir Dişi Gebe kalmaz ve doğurmaz da. Ömür sürene Ömür verilmesi ve O’nun Ömründen kısaltılması da mutlaka bir Yazı’yladır. Gerçekten bu  Allah'a göre Kolay’dır.

035.12-         İki Deniz  bir değildir. Şu oldukca Tatlı, Susuzluğu keser ve İçimi kolay, şu da Tuzlu ve Acı’dır. Ancak her birinden Taze et yersiniz. Ve takınmakta olduğunuz Süs Eşyaları’nı çıkarırsınız. O'nun Fadl’ından aramanız ve  şükretmeniz için Gemiler’in onda Sular’ı yararak akıp gittiğini görürsün.

035.13-         Gece’yi Gündüz’e bağlayıp katar, Gündüz’ü de Gece’ye katar. Güneş’i ve Ay’ı Emre amade kılmıştır. Her biri Adı konulmuş bir Süre’ye dek akıp gitmektedir. İşte bu Allah Sizin Rabb'inizdir. Mülk O'nundur. Ondan başka taptıklarınız ise bir  Çekirdekzarı’na bir Malik olamazlar.

035.14-         Eğer Onlar’ı çağırırsanız sizin Çağrı’nızı işitseler bile  Cevap vermezler. Qıyamet Günü'nde ise Sizin şirk koşmanızı tanımayacaktır. Haberi olan gibi Sana Haber vermez hiçkimse.

 

III Yeni Bir Nesil

 

035.15-         Ey İnsanlar, Siz Allah'a Muhtaçsınız (Fuqara),  Allah ise Ganiy'dir.

035.16-         Dileyecek olsa Sizi giderir ve Yepyeni bir Qawim getirir.

035.17-         Bu Allah'a göre Güç değildir.

035.18-         Hiçbir Yüklü bir başka Yüklü’nün Yük’ünü yüklenmez. Eğer Yük’ü Ağır olan O’nu taşımaya çağırsa, bu O’nun Yakın’ı da olsa kendisine O’ndan hiçbir Şey yükletilmez. Sen yalnız Gayb ile Haşyet duyanlar’ı ve Salat’ı kılanlar’ı uyarabilirsin. Kim arınırsa  artık kendisi için arınmıştır. Sonunda Dönüş Allah'adır.

035.19-         Kör olan’la Gören bir değildir.

035.20-         Karınlıklar’la Aydınlık,

035.21-         Gölge ile Sıcaklık da.

035.22-         Diri olanlar’la Ölüler de bir değildir. Gerçekte Allah dilediğine işittirir Sen ise Qabirler’de olanlar’a işittirecek değilsin.

035.23-         Sen yalnızca bir Uyarıcı'sın.

035.24-         Biz Seni Haqq ile bir Müjdeci ve bir Uyarıcı olarak gönderdik. Uyarıcı gelmemiş olan hiç bir Ümmet yok’tur.

035.25-         Eğer Seni yalanlıyorlarsa Sen’den öncekiler de yalanlandı. Elçiler’i ise kendilerine apaçık olan Ayetler, Sahifeler ve Aydınlatıcı Kitap'lar getirmişlerdi.

035.26-         Sonra Ben de Küfredenler’i yakaladım. Bana küfretmeleri nasıl oldu?

 

IV  Mü'minlerin Mükafatı: 27-37

 

035.27-         Allah'ın Gök’ten Su indirdiğini görmedin mi? Böylece Biz O’nunla Renkler’i Değişik olan Meyveler çıkardık. Dağlar’dan da Beyaz Kırmızı Renkler’i Değişik ve Siyah Yollar.

035.28-         İnsanlar’dan, Debelenen canlılar’dan ve Hayvanlar’dan da Renkleri böyle değişik olanlar var’dır. Kullar’ı içinde ise Allah'tan ancak Bilenler Haşyet duyar. Allah Aziz'dir, Gafur'dur.

035.29-         Gerçekten Allah'ın Kitabı’nı tilawet edenler, Salat’ı kılanlar ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden gizli ve açık infaq edenler kesin olarak Zarar’a uğramayacak bir Ticaret’i umabilirler.

035.30-         Çünkü, Onlar’ın Ecirler’ini Noksansız olarak öder ve kendi Fadl’ından Onlar’a artırır. Elbette O Gafur'dur,  Şükrü Kabuleden'dir.

035.31-         Kendilerinden öncekini Doğrulayıcı olarak Sana Kitap'tan wahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir. Elbette Allah, Haberdar'dır, Gören'dir.

035.32-         Sonra Kitab'a Kullar’ımızdan seçtiklerimizi Mirascı kıldık. Artık Onlar’dan kimi kendi Nefs’ine zulmeder, kimi de Orta bir yol’dadır. Kimi de Allah'ın İzni’yle Hayırlar’da yarışır. İşte bu Büyük Fadl’ın kendisidir.

 

035.33-         Adn Bahçeleri. Oraya girerler. Orada Altın’dan Bilezikler’le ve İnciler’le süslenirler. Ve orada Elbiseler’i İpek’tir.

035.34-         Derler ki: "Biz’den Hüzn’ü gideren Allah'a hamdolsun. Elbette Rabb'imiz, gerçekten Gafur'dur, Şekur'dur.

035.35-         Ki O, Bizi kendi Fadl’ından, kalınacak bir Yurd’a yerleştirdi. Burada Bize bir Yorgunluk , bir Bıkkınlık dokunmaz."

035.36-         Küfredenler’e gelince, Onlar için de Cehennem Ateşi vardır. Onlar için ne Qarar verilir ki, ölsünler, ne de kendilerinin Azab’ı hafifletilsin. İşte Biz, Her Nankörleri böyle cezalandırırız.

035.37-         İçinde Çığlık atarlar: "Rabb'imiz, Bizi çıkar, yaptıklarımızdan başka Salih bir Çalışma’da bulunalım." Size orada Öğüt alabilecek olanın Öğüt alabileceği kadar Ömür vermedik mi?" (denir)." Size Uyarıcı'da gelmişti. Öyleyse tadın, artık Zalimler için bir Yardımcı yok’tur."

 

V            Muhalifler Yokolacaklar: 38-45

 

035.38-         Elbette Allah, Gökler’in ve Yer’in Gayb’ını Bilen'dir. Gerçek şu ki O, Sineler’in özündekini  Bilen'dir.

035.39-         Arz’da Sizi Halifeler kılan O'dur. Öyleyse kim küfrederse, artık Küfr’ü kendi aleyhinedir. Rabb'leri katında Kafirler’e kendi Küfürler’i Gazab’tan başkasını arttırmaz

035.40-         De ki: "Siz, Allah'ın dışında çağırdığınız Ortaklar’ınızı gördünüz mü? Bana Haber verin, Yer’de neyi yaratmışlardır? Ya da Onlar’ın Gökler’de bir Ortaklığı mı var? Yoksa Biz Onlar’a bir Kitap vermişiz de Onlar bundan Apaçık bir Belge üzerinde midirler? Hayır, zulmetmekte olanlar, birbirlerine aldatmada başkasını waadetmiyorlar.

035.41-         Elbette Allah, Gökler’i ve Yer’i Zewal bulurlar diye tutmaktadır. Andolsun, eğer Onlar Zewal bulacak olsa, kendisinden sonra artık Onlar’ı kimse tutamaz. Elbette O, Halim'dir, Gafur'dur.

035.42-         Yeminler’inin olanca Güçleriyle bir Uyarıcı gelecek olsa, Ümmetler’in herhangi birinden kesinlikle daha Doğru yol’da olacaklarına dair, Allah'a ant içtiler. Ancak Onlar’a Uyarıcı geldiğinde, Nefretler’inden başkasını artırmadı.

035.43-         Yeryüzü’nde büyüklenerek ve Kötülüğü tasarlayarak. Oysa Hileli Düzen, kendi Sahib’inden başkasını kuşatmaz. Artık Onlar Öncekilerin Sünnet’inden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın Sünneti’nde kesinlikle bir Değişiklik bulamazsın , Allah'ın Sünneti’nde kesinlikle bir Dönüşüm de bulamazsın.

035.44-         Arz’da gezip dolaşmıyorlar mı? Böylelikle kendilerinden Öncekiler’in nasıl bir Son’a uğradıklarını görsünler, üstelik Onlar, Quwwet bakımından Onlar’dan daha Şiddetli’ydiler. Gökler de de Yer’de de Allah'ı Aciz bırakacak hiçbir Şey yok’tur. Elbette O, Bilen'dir, Güçyetiren'dir.

035.45-         Eğer Allah, kazanmakta oldukları dolayısıyla İnsanlar’ı yakalayacak olsaydı, Yer sırtı’nda Hiçbir Canlı’yı bırakmazdı. Ancak Onlar’ı Belli bir Süre’ye kadar ertelemektedir. Eceller’i geldiği zaman, artık Allah  Kullar’ını Gören'dir.

 

 

047.019/MERYEM

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

I Zekeriyya ve Yahya :1-14

 

019.01-         Kef Ha Ya Ayın Sad

019.02-         (Bu anlatılanlar) Rabb'inin, Kulu Zekeriya'ya (olan) Rahmet’ini Anması.

019.03-         Hani O, Rabb'ine içinden yalvarmıştı:

019.04-         "Rabb'im, Kemikler’im gevşedi , Yaşımı başımı aldım, ama Sana ettiğim Dualar Karşılıksız da kalmadı."

019.05-         "Arkamdan gelecek Warisler’im Ad’ına korkuyorum, sonra (biliyorsun) Eş’im de  Kısır’dır. Katından Bana bir Yardımcı/Weli armağan etsen."

019.06-         "Bana  da,  Ya’qup Soyu’na da Mirascı olur. Rabb'im, O'nu Razı oldukların’dan kılsan."

 

019.07-         "Ey Zekeriya, Sana, Yahya Ad’ında  bir Oğul müjdeliyoruz. Daha önce Kimse bu Ad’ı taşımadı."

019.08-         (Zekeriya şöyle) Dedi: "Rabb'im, Eş’im kısırken, nasıl Oğlum olacak? Ben de çok Yaşlı’yım."

019.09-         (Melek):"Öyle ama" dedi. Rabb'in: "Bu Benim için Kolay’dır,  bir hiçken Seni yaratmıştım." dedi.

019.10-         "Rabb'im, Bana bir İşaret ver." dedi (Zekeriya). Dedi : "Senin Alamet’in, Sapasağlam iken, Üç (gün üç) Gece İnsanlar’la konuşamamandır."

019.11-         Mihrab’den Qawm’inin karşısına çıkıp Onlar’a İşaret etti: "Sabah Akşam tesbih edin." (diye).

019.12-         "Ey Yahya, Kitab'( Tevrat)a Sıkı sarıl." (dedik). Çocukken O'na  Hikmet verdik.

019.13-         Katımızdan bir Yumuşaklık/Rikkat ve Temizlik. O, Kulluk’ta Titiz’di.

019.14-         Ana-baba’sına Saygılı’ydı, Başkaldıran bir Zorba değildi.

019.15-         O'na Selam olsun, doğduğu Gün, öldüğü Gün ve Diri olarak Ba's edileceği Gün.

 

II           Meryem ve İsa :15-40

 

019.16-         Kitap'da Meryem'i de zikret. Hani O, Aile’sinden ayrılıp Doğu’da bir Yer’e çekilmişti.

019.17-         Sonra Onlar’dan perdelendi. Böylece O'na Ruh'umuzu gönderdik. Normal Beşer Kalıbında göründü.

019.18-         "Ben, Sen’den Rahman'a sığınırım. Eğer Taqwa Sahibi’ysen" dedi (Meryem).

019.19-         "Ben, Sana Tertemiz bir Oğlan armağan etmek için Rabb'imin bir Elçi'yim." dedi (Ruh).

019.20-         O: "Nasıl Oğlum olabilir? Bana hiçbir Beşer dokunmadı , Ben Utanmaz biri değilim" dedi.

019.21-         "Böyle." dedi, (Elçi). "Rabb'in, dedi ki: Bu Benim için Kolay’dır. O'nu İnsanlar’a bir Ayet kılacağız ve Biz’den bir Rahmet." İş kesinleşti.

019.22-         Gebe kaldı, sonra O'nunla Issız bir Yer’e çekildi.

019.23-         Doğum Sancısı O’nu bir Hurma Dalı’na sürükledi: "Keşke daha önce  ölseydim, Hafızalar’dan silinseydim." diyordu.

019.24-         Altından O'na seslenildi: "Hüzne kapılma, Rabb'in Aşağıda bir Çağlayan hazırladı."

019.25-         "Hurma Dalı’nı kendine  doğru salla, üzerine Taze Hurma dökülecek."

019.26-         "Artık, ye, iç, Gözün aydın olsun. Eğer bir Beşer görürsen, de ki: "Ben Rahman'a Oruç adadım, Bugün Hiçbir İnsan’la konuşmayacağım."

019.27-         O'nu taşıyarak Qawm’ine geldi. Dediler ki: "Ey Meryem,  gerçekten  Sen’den beklenmeyen bir Şey yaptın."

019.28-         "Ey Harun'un Kızkardeşi (O'nun soyundan olan), Senin Baban Kötü bir Kişi değildi ve Annen de Utanmaz değildi."

019.29-         O'nu işaret etti. Dediler ki: " Beşik’teki  Çocuk’la nasıl konuşabiliriz?"

019.30-         (Çocuk) Dedi: "Ben Allah'ın Kulu’yum. Bana Kitab'ı verdi ve Beni Nebi kıldı."

019.31-         "Nerede olursam Beni Kutlu kıldı ve Hayat’tayken Bana Namaz’ı ve Zekat’ı wasiyet etti."

019.32-         "Annem’e itaati de. Ve Beni Mutsuz bir Zorba kılmadı."

019.33-         "Selam üzerimedir, doğduğum Gün, öleceğim Gün, ve Ba's edileceğim  Gün de."

 

019.34-         İşte Meryemoğlu İsa,  Konusunda Kuşku’ya düştükleri "Gerçek Söz."

019.35-         Allah'ın Çocuk edinmesi olacak Şey değildir. O Yüce’dir. Bir İş’in olmasına karar verirse, O’na: "Ol" der, o da oluverir.

019.36-         "Gerçekten Allah Benim de Rabb'im, Sizin de Rabb'inizdir. Öyleyse O'na Kulluk edin. Dosdoğru Yol budur."

 

019.37-         Aralarındaki bir çok Mezhep Ayrılığa düştü. Artık Büyük  Gün’de göreceklerinden dolayı, Way Küfredenler’e.

019.38-         Bize gelecekleri Gün, neler işitecekler, neler göreceklerdir. Bugün o Zalimler açık bir Sapıklık’dadırlar.

019.39-         İş Hükm’e bağlanacağı, Kahır dolu Pişmanlık Günü’yle Onlar’ı uyar. Onlar bir Gaflet içindedirler, inanmıyorlar.

019.40-         Arzı ve üzerindekilere Waris olacak Biz’iz ve Onlar Bize döndürülecekler.

 

III İbrahim Babası'yla : 41-50

 

019.41-         Kitap'ta İbrahim'i de hatırlat. Gerçekten O, Doğru’yu söyleyen bir Nebi'ydi.

019.42-         Hani Baba’sına demişti ki: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve Seni herhangi bir Şey’den Özgür kılmayan Şeyler’e niye tapınırsın?"

019.43-         "Babacığım, Sana gelmeyen bir İlim Bana geldi . Bana tabi ol, Seni Düz yol’a çıkarayım."

019.44-         "Babacığım, Şeytan’a kulluk etme, kuşkusuz Şeytan, Rahman'a başkaldıran’dır.

019.45-         "Babacığım, gerçekten Sana Rahman tarafından bir Azab’ın dokunmasından korkuyorum, o zaman Şeytan’ın Welisi olursun."

019.46-         (Babası şöyle) Dedi: "İbrahim, Benim İlahlar’ımdan yüz mü çeviriyorsun? Buna son vermezsen, seni taşlarım, çek git, Uzun bir Süre de Ben’den Uzak dur."

019.47-         "Selam Sana, senin için Rabb'imden Bağışlanma dileyeceğim , çünkü, O, Bana pek Lutufkar’dır." (dedi İbrahim)

019.48-         "Siz’den ve Allah'tan başka taptıklarınızdan i'tizal ediyorum ve Rabb'ime dua ediyorum. Rabb'ime dua ederek Mutsuz olmayacağımı umarım."

019.49-         Onlar’dan ve Allah'tan başka taptıklarından i'tizal edince O'na İshaq'ı ve Ya’qub'u Armağan ettik ve herbirini Nebiler kıldık.

019.50-         Onlar’a Rahmet’imizden Armağan bağışladık ve Onlar için Yüce bir Sıdq Dili verdik.

 

IV  Diğer Peygamberler : 51-65

 

                 Musa'nın Tur'da Vahy Alışı


0
19.51-        Kitap'ta Musa'yı da zikret. Çünkü O, İhlas’a erdirilmiş, Elçi bir Nebi'ydi.

019.52-         O'na, Tur'un Sağı’ndan seslendik ve O'nu Gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.

 

                 Harun'un Yardımcı Yapılması

                 (Bak:    Furkan 35)

 

019.53-         O'na Rahmet’imizden Kardeşi Harun'u da bir Nebi olarak armağan ettik.

 

                 İsmail'in Tebliği

 

019.54-         Kitap'ta İsmail'i de zikret. Çünkü o, Waad’inde Doğru’ydu ve Elçi bir Nebi'ydi.

019.55-         Halkına, Salat’ı ve Zekat’ı emrediyordu ve O, Rabb'i katında kendisinden Razı olunan’dı.

 

                 İdris Yüce Makamda

 

019.56-         Kitap'ta İdris'i de zikret. Çünkü O, Doğru olan bir Nebi'ydi.

019.57-         Biz O'nu yüce olan bir Maqam’a ref'ettik.

 

                 Adem, Nuh, İbrahim, İsrail Soyu

 

019.58-         İşte bunlar, kendilerine Allah'ın Ni’met verdiği Nebiler'dendir, Adem'in Soyu’ndan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız’dan, İbrahim ve İsrail'in Soyu’ndan, Doğru Yol’a eriştirdiklerimizden ve Seçtiklerimiz’dendir. Onlara Rahman'ın Ayetler’i okunduğunda ağlayarak secde’ye kapanırlar.

 

                 Adn Bahçeleri

 

019.59-         Sonra Onlar’ın arkasından öyle Kuşaklar türedi ki, Salat’ı kaybettiler ve Şehvetler’ine daldılar.  Bunlar Azgınlıklar’ının Ceza’sıyla karşılaşacaklar.

019.60-         Ancak Tewbe eden, İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar dışında. Bunlar Cennet'e girecekler ve Hiçbir şekilde zulmedilmeyeceklerdir.

019.61-         Adn Bahçeler'i ki, Rahman kendi Kullar’ına Gayb’dan waadetmişti. Elbette O'nun Wadi yerine gelecektir.

019.62-         O’nda Boş’a harcanmış bir Söz işitmezler, yalnızca Selam. Sabah Akşam Onlar’ın Rızıqlar’ı ordadır.

019.63-         O Bahçe ki , Biz Kullar’ımızdan Taqwa Sahipleri’ni O’na Waris kılacağız.

019.64-         Biz, ancak Rabb'inin Emri’yle ineriz. Önünüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan Herşey O'nundur. Rabb'in kesinlikle Unutkan değildir.

019.65-         Gökler’in, Yer’in ve her ikisi arasındakilerin Rabb'idir. Şu halde O'na ibadet et ve O'na İbadet’te Kararlı ol. Hiç O'nun Adaş’ını biliyor musun?

 

V            İnkarcı İçin Cehennem : 66-83

 

019.66-         İnsan diyor ki:"Ben öldükten sonra mı, gerçekten Diri olarak çıkarılacağım?

019.67-         Daha önce, o, Hiçbir Şey değilken,  Bizim O’nu yarattığımızı İnsan hiç düşünmüyor mu?

019.68-         Andolsun Rabb'ine, Biz Onlar’ı da, Şeytanlar’ı da elbette haşredeceğiz, sonra Onlar’ı Cehennem'in Çevresi’nde Diz üstü çökmüş hale getireceğiz.

019.69-         Sonra, her  Gurup’tan Rahman'a karşı Azgınlık etmede en Şiddetli olanlar’ı ayıracağız.      

019.70-         Biz O’na girmeye kimlerin daha Uygun olduğunu  biliyoruz.

019.71-         Siz (kafirler) den O’na girmeyecek Kimse yoktur. Bu, Rabb'inin aldığı bir Karar’dır.

019.72-         Sonra Taqwa Sahipleri’ni kurtarırız ve Zulm’e Sapanlar’ı Diz üstü çökmüş halde bırakırız.

019.73-         Onlar’a Apaçık Ayetler’imiz okunduğunda, İnkarcılar İnananlar’a derlerdi ki: "İki Bölük’ten hangisi,  daha iyi Mevki de ,  daha Güzel bir Topluluk’tur?"

019.74-         Onlar’dan önce nice Kuşaklar’ı yıkıma uğrattık, Onlar Mal  ve, Gösterişce daha İleri’ydiler.

019.75-         De ki:"Kim Sapıklık içindeyse, Rahman O’na süre tanır. Kendilerine waadedilen’i ,Azab’ı veya Saat’i gördükleri zaman artık kimin Yer’i daha Kötü, kimin Güc’ü daha Zayıf’mış öğreneceklerdir.

019.76-         Allah, Hidayet’i bulanlara Hidayet’i arttırır. Sürekli olan Salih Davranışlar, Rabb'inin katında Sevapca daha Hayırlı, varılacak Sonuç bakımından da daha Hayırlı’dır.

019.77-         Ayetler’imize küfredip, "Bana elbette Mal ve Çocuklar verilecektir" diyeni gördün mü?

019.78-         O, Gayb’a Tanık  mı oldu, yoksa Rahman'ın katında bir Ahid mi aldı?

019.79-         Asla, demekte olduğunu yazacağız ve O’nun için Azab’ta da  Uzun Süre tanıyacağız.

019.80-         O’nun söylediklerine de Mirascı olacağız,  Bize Tek başına gelecektir.

019.81-         Kendilerine İzzet sağlasınlar diye, Allah'tan başka İlahlar edindiler.

019.82-         Hayır, Onlar’ın Tapınışlar’ını İnkar edecekler ve Onlar’a karşı Çelişki’ye düşeceklerdir.

019.83-         Görmedin mi, Biz gerçekten Küfredenler’in üzerine (Şeytanları) gönderdik, Onlar’ı Tahrik ediyorlardı.

 

VI  Allah'a Oğul isnad etmek :84-99

 

019.84-         Onlar’a karşı Acele davranma, Onlar için Süreler saymaktayız.

019.85-         Taqwa Sahipleri’ni Rahman'ın Huzuru’nda toplayacağımız Gün,

019.86-         Suçlular'ı da susamışlar olarak Cehennem'e sürükleyeceğiz.

019.87-         Şefaat’e Malik olmayacaklardır, meğer ki Rahman'ın Katında Ahid’i olsun.

019.88-         "Rahman Çocuk edinmiştir" dediler.

019.89-         Andolsun, Çirkin bir Şey  getirdiniz.

019.90-         Bundan dolayı, Gökler Paramparça olacak, Yer çatlayacak ve Dağlar yıkılıp göçecekti.

019.91-         Rahman Adına Çocuk öne sürdüklerinden.

019.92-         Rahman'a Çocuk edinmek yaraşmaz.

019.93-         Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın tümü, Rahman'a yalnızca Kul olarak geleceklerdir.

019.94-         Andolsun, Onlar’ın Tümü’nü kuşatmış ve Onlar’ın Sayıları’nı belirlemiştir.

019.95-         Qıyamet Günü Onlar’ın hepsi Tek başlarına geleceklerdir.

019.96-         İnananlar ve Salih Çalışmalar’da bulunanlara ise, Rahman  bir Sevgi sunacaktır.

019.97-         Biz bu ( gerçeği )Senin Dil’inde kolaylaştırdık, Taqwa Sahipleri’ne Müjde vermen ve direnen bir Qawmi İnzar etmen için.

019.98-         Biz, Onlar’dan önce nice Kuşaklar’ı yıkıma uğrattık. Onlar’dan  birini algılıyor ya da Fısıltılar’ını duyuyor musun?

                

     

 

 

Tertil I      Tertil II          Tertil III         Tertil IV         Tertil V          

Tertil VI   Tertil VII        Tertil VIII      Tertil IX         Tertil X

Tertil XI   Tertil XII        Tertil XIII

     

 

Medenî   Sureler  

 

Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)