Mekkî Wahy
610-622
065.040/el-MÜ'MİN
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Mü’minler’in
Himayesi 1-9
040.01- H.M.
040.02- Bu Kitab'ın
indirilmesi Aziz, Alim Allah'tandır.
040.03- Günah’ı bağışlayan, Tewbe’yi
kabul eden, Sonuçlandırması pek Şiddetli olan ve Lutufkâr.
O'ndan başka İlah yok’tur. Dönüş O'nadır.
040.04- Allah'ın Ayetleri Konusunda İnkar edenler’den başkası mücadele etmez. Öyleyse Onlar’ın Şehirler’de dolaşması
Seni aldatmasın.
040.05- Kendilerinden önce Nûh Qawmi de yalanladı ve kendilerinden sonra Fırqalar da. Her Ümmet kendi Elçileri’ni yalanmaya
yeltendi. Haqq’ı Onunla yürürlükten kaldırmak için
Batıl’a dayanarak Mücadele’ye giriştiler. Ben de Onları yakalayıverdim. Artık
Benim cezalandırmam nasılmış?
040.06- Senin Rabb'inin Kafirler üzerinde ki
‘gerçekten Onlar Ateş Ashabı’dır." Sözü böylece Haqq
oldu.
040.07- Arş’ı yüklenmekte olanlar ve Çevresi’nde
bulunanlar Rabb'lerine Hamd ile tesbihetmekte
O’na inanmakta ve İnananlar’a Mağfiret dilemektedirer. "Rabb'imiz Rahmet ve İlim bakımından Herşey’i kuşatıp sardın. Tewbe edenler’e ve Senin Yolu’na tabi olanlar’a
mağfiret et ve Onlar’ı Cehennem Azabı’ndan koru."
040.08- "Rabb'imiz Onlar’ı
Adn Bahçeleri’ne koy ki (Sen) onlar’a
waadettin. Babaları’ndan, Eşleri’nden ve Soyları’ndan
Salih olanlar’ı da. Elbette Sen Aziz'sin
Hakim'sin."
040.09- "Ve Onlar’ı
Kötülükler’den koru. O Gün Sen kimi Kötülükler’den korumuşsan gerçekten Ona Rahmet de
etmişsindir. İşte Büyük Kurtuluş bu’dur."
II Muhalefet Bozgun’a uğrayacak 10-20
040.10- Elbette Küfredenler’e
de seslenilir. Allah'ın gazablanması kesinlikle Sizin
Nefisleriniz’e gazablanmanızdan
daha Büyük’tür. Çünkü Siz İman’a çağrıldığınız zaman küfrediyordunuz.
040.11- Dediler ki: "Rabb'imiz Bizi iki kere
öldürdün ve iki kere de dirilttin. Biz de Günahla’ımız’ı
itiraf ettik. Şimdi Çıkış için Yol var mı?"
040.12- Sizin (durumunuz) böyledir. Çünkü bir olan
Allah'a çağrıldığı zaman inkar ettiniz. O’na Şirk koşulduğunda da inanıp
onaylandınız. Artık Hüküm Yüce Büyük Allah'ındır.
040.13- O Size Ayetleri’ni göstermekte ve Sizin
için Gök’ten Rızıq indirmektedir. İçten yönelip dönen’den başkası Öğüt alıp düşünmez.
040.14- Öyleyse Din’i yalnızca Ona Halis kılanlar
olarak Allah'a dua edin. Kafirler hoş görmese de.
040.15- Dereceler’i
yükselten Arşın Sahibi, Toplanma ve Buluşma Günü ile uyarmak için kendi
Emri’nden olan Ruh'u Kulları’ndan
dilediğine indirir.
040.16- O Gün Onlar orta yere çıkarlar. Onlar’dan hiçbir şey Allah’a karşı Gizli kalmaz. Bugün Mülk
kimindir? Bir , Qahhar Allah'ındır.
040.17- Bugün Her bir Nefis kendi kazandığı ile
Karşılık görür, bugün Zulum yok’tur. Elbette Allah
Hesabı seri Gören'dir.
040.18- Onlar’ı
yaklaşmakta olan Gün’e karşı uyar. O zaman Onlar Kahırları’ını
yuktunup dururlarken Eller Gırtlaklar’a
dayanmıştır. Zalimler için ne Yakın bir Koruyucu Dost ne de Sözü yerine
getirebilir bir Şefaatcı yok’tur
040.19- Gözler’in
Hainlikleri’ni ve Göğüsler’in saklamakta olduklarını
bilir.
040.20- Allah Haqq ile
hükmeder. Oysa O’nu bırakıp tapmakta oldukları ise Hiçbir Şey’e hükmedemezler.
Elbette Allah İşiten'dir, Gören'dir.
III Mûsa ve Fir'awn
21-27
040.21- Onlar Yeryüzü’nde gezip dolaşmıyorlar mı ki
böylece kendilerinden öncekiler’in nasıl bir sona
uğradıklarını bir görsünler. Onlar Quwwet ve
Yeryüzü’ndeki Eserleri bakımından kendilerinden daha Üstün idiler. Fakat Allah Onlar’ı Günahlar’ı dolayısıyla
yakalayıverdi. Onlar’ı Allah'tan bir koruyacak olan
da bulunmadı.
040.22- Çünkü gerçekten Onlar Elçiler’i
kendilerine Apaçık Belgeler getirdi. Fakat Onlar küfretmişlerdi. Bu yüzden
Allah Onlar’ı yakalayıverdi. Şüphesiz O Quwwetli olan'dır. Cezalandırması
da Şiddetli’dir.
040.23- Andolsun Biz Mûsa'yı Ayetlerimiz’le
Apaçık Ispatlı bir Gelil’le
gönderdik.
040.24. Fir'awn'a, Hâmân'a ve Qarun'a. Ama Onlar Yalan söylemekte olan bir Büyücü’dür." dediler.
040.25- Böylece O katımızdan kendilerine bir Haqq ile geldiği zaman dediler ki: "Onunla birlikte
İman etmekte olanlar’ın Erkek Çocukları’nı öldürün,
Kadınları’nı ise Sağ bırakın." Ancak Kafirler’in
Hileleri boşa çıkmaktadır.
040.26- Fir'awn dedi ki: "Bırakın Beni, Mûsa'yı öldüreyim de O Rabb'ine yalvarıp yakarsın, çünkü Ben Sizin Dininiz’i değiştirmesinden ya da
Arz’da Fesat çıkaracağından korkuyorum."
040.27- Mûsa
dedi ki: "Gerçekten ben Hesap Günü'ne inanmayan her Mütekebbir’den Benim
de Rabb'im Sizin de Rabb'inize sığırınım."
IV Fir'awn Qawmi’nden Bir Mü'min 28-37
040.28- Fir'awn Ailesi’nden inancı gizlemekte olan Mü'min dedi ki:
"Siz Benim Rabb'im Allah'tır diyen bir Adam’ı öldürüyor musunuz? Oysa O
size Rabb'inizden Apaçık Belgeler’le gelmiştir.
Buna rağmen O eğer bir Yalancı ise Yalanı kendi aleyhinedir. Ve eğer doğru söyleyen ise Size waadettiklerinin bir Bölümü Size isâbet eder. Şüphesiz
Allah Ölçü’yü taşıran çok Yalancı’yı Hidayet’e erdirmez."
040.29- "Ey Qawmim,
Bugün Mülk Sizindir. Yeryüzü’nde de Hüküm Sahibi kimselersiniz. Fakat Bize Allah'dan dayanılmaz bir Zorluk gelecek olursa Bize kim
yardımcı olacak? "Fir'awn
dedi ki: "Ben Size yalnızca gördüğümü gösteriyorum ve Ben Sizi Doğru olan
Yol’dan da başkasına yöneltmiyorum."
040.30- İnanan
dedi ki: " Ey Qawmim, Ben Sizin için o Fırqalar’ın Günü’ne benzer bir Gün’den (gelir) diye
korkuyorum.
040.31- Nûh
Qawmi , Ad, Semud ve Onlar’dan sonra gelenler’in durumuna benzer. Allah Kullar için Zulum istemez.
040.32- "Ve ey Qawmim,
doğrusu Ben Sizin için o Feryat Günü’nden korkuyorum."
040.33- Arkanızı dönüp kaçacağınız Gün Sizi Allah'tan
koruyacak yok’tur. Allah kimi saptırırsa artık Onu Doğru’ya yöneltecek
bulunmaz.
040.34- Size daha önce Yusuf Apaçık Belgeler’le gelmişti. Size
getirdiği Mesaj konusunda Kuşku’ya düştünüz. Sonunda O ölünce "Allah
O’ndan sonra bir Elçi göndermeyecek" dediniz. İşte Allah, Ölçüyü aşan Şüpheciler’i böylece saptırır."
040.35- Ki Onlar Allah'ın Ayetleri konusunda
kendilerine gelmiş İspatlı bir Delil bulunmaksızın Mücadele edip dururlar.
Allah katında da, İnananlar katında da Büyük bir Öfke’dir. İşte Allah her
Mütekebbir Zorba’nın Qalbi’ni böyle damgalar."
040.36- "Ey Hâmân! Bana Yüksek bir Kule Bina
et. Böylece o Yollar’a ulaşabilirim."
040.37- "Gökler’in
Yolları’na. Böyelikle Mûsa'nın İlâhı’na çıkabilirim. Çünkü Ben O’nun Yalancı olduğunu sanıyorum." İşte Fir'awn'a Kötü
Amel böyle çekici kılındı. Ve Yol’dan alıkonuldu. Fir'awn'ın Hileli Düzeni Yıkım ve Kayıp’tan başka olmadı.
V Fir'awn Qawmi’nden Bir Mü'min 38-50
040.38- İnanan
dedi ki: "Ey Qawmim Siz Bana tabi olun. Ben Sizi
Doğru Yol’a ileteyim."
040.39- "Ey Qawmim,
gerçekten bu Dünya Hayatı yalnızca bir Meta’dır. Şüphesiz Ahiret
ise Karar kılınan Yurt O’dur."
040.40- "Kim bir Kötülük işlerse kendi Misli’nden
başkası ile ceza görmez. Kim de Erkek olsun Dişi olsun kendisi bir Mümin olarak
Salih bir Eylem’de bulunursa işte Onlar içinde Hesapsız olarak rızıqlandırılmak üzere Bahçe'ye girerler."
040.41- "Ey Qawmim,
ne oluyor ki Bana Ben Sizi Kurtuluş’a çağırmaktayken
Siz Beni Ateş'e çağırmaktasınız."
040.42- "Siz Beni Allah'a küfretmeye ve
hakkında Bilgim olmayan Şeyler’i O’na Şirk koşmaya
çağırmaktasınız. Ben ise Sizi Aziz ve Gafur olan Allah'a çağırmaktayım."
040.43- İmkanı yok. Gerçekten Sizin Beni kendisine
çağırmakta olduğunuz Şey’in Dünya’da da Ahiret'te de
Çağrı’da bulunma ( yetkisi) yok’tur. Şüphesiz Bizim dönüşümüz Allah'adır. Ölçüyü
taşıranlar, Onlar Ateş Ashabı olanlar’dır.
040.44- İşte Size söylemekte olduklarımı yakında
hatırlayacaksınız. Ben de İşimi Allah'a bırakıyorum. Şüphesiz Allah
Kulları pek iyi Gören'dir.
040.45- Sonunda Allah Onlar’ın
kurdukları Hileli Düzenleri’nin Kötülükleri’nden O’nu korudu ve Fir'awn'un
Çevresi’ni de Azab’ın en Kötüsü kuşattı.
040.46- Ateş Sabah Akşam Ona sunulur. "Saat'in iqame Günü ise Fir'awn Çevresi’ni
Azab’ın en Şiddetli olanı’na sokun."
040.47- Ateş'in içinde karşılıklı Deliller’le tartışırlarken, Müstaz’aflar
Müstekbirler’e derler ki: "Gerçekten Biz Size
uymuş olan kimseler’dik. Şimdi Siz Ateş’in bir
Parçası’nı olsun Biz’den uzaklaştırabilir misiniz?"
040.48- Müstekbirler
derler ki: " Biz hepimiz içindeyiz.
Gerçek şu ki Allah Kullar arasında hükmetti."
040.49- Ateş'in içinde olanlar Cehennem Bekcileri’ne dediler ki: "Rabb'ine Dua edin Azab’tan bir Gün’ü Bize hafifletsin."
040.50- "Size kendi Elçileriniz Apaçık Belgeler’le gelmedi mi? "dediler. Onlar "evet"
dediler. "Şu halde Siz dua edin" dediler. Oysa Kafirler’in Duası
çıkmazda olmaktır.
VI Peygamberler’e ve
Mü'minler’e Yardım 51-60
040.51- Şüphesiz
Biz Elçilerimiz’e ve İnananlar’a Dünya
Hayatı’nda da Şahidler’in duracakları Gün de
elbette Yardım edeceğiz.
040.52- Zalimler’e
kendi Mazeretleri hiçbir Yarar sağlamayacağı Gün Lanet te onlarındır. Yurdun en
Kötüsü de onlar’ındır.
040.53- Andolsun
Biz Mûsa'ya Hidayet’i verdik ve İsrâiloğulları'na da Kitab'ı Miras
bıraktık.
040.54- Temiz
akıl Sahipleri için bir Hidayet Rehberi ve bir Zikr'dir.
040.55- Şu
halde Sen sabret. Gerçekten Allah'ın Waadi Haqq’tır. Günah’ın için Mağfiret
dile. Akşam ve Sabah Rabb'ini Hamd ile Tesbih et.
040.56- Şüphesiz
kendilerine gelmiş bulunan İspatlı hiçbir Delil olmaksızın Allah'ın Ayetleri
konusunda Mücadele edenler’e gelince Onların Göğüsler’inde kendisine
ulaşamayacakları bir Büyüklük’ten başkası yok. Artık Sen Allah'a sığın.
Şüphesiz O İşiten'dir, Gören'dir.
040.57- Elbette
Gökler’in ve Yer’in Yaratılması İnsanlar’ın Yaratılması’ndan daha Büyük’tür.
Ancak İnsanlar’ın Çoğu bilmezler.
040.58- Kör
olan’la Gören bir olmaz. İnanan ve Salih Eylemler’de bulunanlar’la Kötülük
yapan da. Ne kadar az Öğüt alıp düşünüyorsunuz?
040.59- Şüphesiz
Saat yaklaşarak gelmektedir. Bunda hiç Kuşku yok. Ancak İnsanlar’ın Çoğu inanmıyorlar.
040.60- Rabb'iniz
dedi ki: "Bana dua edin, Size İcabet edeyim. Doğrusu Bana İbadet etmekten
Büyüklenenler Cehennem’e boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir."
VII Allah'ın İnsanlar’a
Ni’metler’i 61-68
040.61- Allah
kendisinde Sukun bulmanız için Gece’yi Aydınlık olarak da Gündüz’ü varetti.
Şüphesiz Allah İnsanlar’a karşı bir Fadl sahibi’dir. Ancak İnsanlar’ın Çoğu
şükretmiyorlar.
040.62- İşte
bu Sizin Rabb'iniz olan Allah. Herşey’in Yaratıcısı. Ondan başka İlâh yok’tur.
Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?
040.63- İşte
Allah'ın Ayetleri’ni İnkar etmekte olanlar da böyle çevriliyorlar.
040.64- Allah
Yeryüzü’nü Sizin için bir karar, Gökyüzü’nü de bir Bina kıldı. Sizi
suretlendirdi. Suretiniz’i de en Güzel kıldı ve Size güzel Temiz Şeyler’den
Rızıq verdi. İşte Sizin Rabb'iniz
Bu. Alemlerin Rabbi Allah ne Yüce’dir.
040.65- O
Hayy'dır. O'ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse Din’i yalnızca kendisine Halis
kılanlar olarak Ona dua edin. Alemler’in Rabb’ine Hamd edin.
040.66- De
ki: "Bana Apaçık Belgeler gelince Sizin Allah'tan başka taptıklarınız
Kulluk etmekten kesin olarak menedildim ve Alemler’in Rabb'ine Teslim olmakla
emrolundum."
040.67- O'dur
ki Sizi Toprak’tan, sonra Nutfe’den,
sonra Alaq’tan yarattı, sonra Sizi bir Bebek olarak çıkarmakta sonra
Sizi Güçlük Çağı’na erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için Size (bir ömür
verildi). Sizden kiminin daha önce Hayatı’na son verilmektedir. Adı konulmuş
bir Ecel’e erişmeniz ve belki aqletmeniz
için.
040.68- Dirilten
ve öldüren O'dur. Bir İş’in olmasına hükmetti mi ona yalnızca "ol"
der o da hemen oluverir.
VIII Muhalefet’in Sonu 69-78
040.69- Allah'ın Ayetleri hakkında Mücadele
etmekte olanlar’ı görmüyor musun? Onlar nasıl da
döndürülüyorlar?
040.70- Ki Onlar Kitab'ı
ve Elçilerimiz’le gönderdiğimiz Şeyler’i
yalanladılar. Artık yakında bilecekler.
040.71- Boyunları’nda Demir Halkalar ve Zincirler
bulunduğu zaman sürüklenecekler.
040.72- Kaynar Su’yun
içinde sonra Ateş'le tutuşturulacaklar.
040.73- Sonra Onlar’a
denilecek: "Sizin Şirk koştuklarınız nerede?"
040.74- Allah'ın dışındakiler dediler ki:
"Bizi bırakıp kayboldular. Hayır Biz önceleri Hiçbirşey’e
tapar değilmişiz." İşte Allah Kafirleri böyle şaşırtıp saptırır.
040.75- İşte bu Sizin Yeryüzü’nde Haksız yere
şımarıp azmanız ve Azgınca ölçü’yü taşırmanız dolayısıyladır.
040.76- İçinde ebedi kalıcılar olarak Cehennem’in
Kapıları’ndan girin. Artık Mütekebbirler’in Konaklama
Yeri ne Kötü.
040.77- Şunlara Sen sabret. Şüphesiz Allah'ın Waadi Haqq’tır. Sonunda ya Onlar’a wadettiğimizin
bir kısımını Sana göstereceğiz ya
da Senin Hayatı’na son vereceğiz. Nihayet Onlar Bize döndürülecekler.
040.78- Andolsun Biz
Sen’den önce Elçiler gönderdik. Onlar’dan kimini Sana
aktarıp anlattık, ve Onlar’dan kimini de anlatmadık.
Herhangi bir Elçi'ye Allah'ın bir İzni olmaksızın bir Ayet getirmesi imkansız. Allah'ın Emri geldiği
zaman Haqq ile Hüküm verilir ve işte burada İptal
etmekte olanlar Hüsran’a uğramışlardır.
IX Muhalefet’in Sonucu 79-85
040.79- Allah O’dur ki, kimisine binmeniz,
kiminden de yemeniz için Size Davarlar’ı varetti.
040.80- Onlar’da Sizin
için Yararlar vardır. Onlar’ın üstünde Göğüsleriniz’de olan bir Hacet’e ulaşırsınız. Onlar’ın üstünde ve
Gemiler’in üstünde de taşınırsınız.
040.81- Size kendi Ayetleri’ni göstermektedir.
Artık Allah'ın Ayetleri’nden hangisini inkar ediyorsunuz?
040.82- Yeryüzü’nde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden
Öncekiler’in nasıl bir sona uğradıklarını bir
görsünler. Onlar, kendilerinden daha çoktu ve Yeryüzü’nde Quwwet
ve Eser bakımından da kendilerinden daha Üstün’düler. Fakat kazanmakta
oldukları Şeyler Onlar’a hiçbir Şey sağlayamadı.
040.83- Elçiler’i
kendilerine Apaçık Belgeler getirdiği zaman, Onlar, yanlarında olan İlim’den
dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri Şey,
kendilerini sarıp kuşatıverdi.
040.84- Onlar Bizim dayanılmaz Azabımız’ı
gördükleri zaman, dediler ki: "Bir olan Allah'a inandık ve O'na Şirk
koşmakta olduklarımız Şeyler’i de inkar ettik."
040.85- Ama Bizim dayanılmaz Azabımız’ı
gördükleri zaman, İnançlar’ı kendilerine hiçbir Yarar
sağlamadı. Allah'ın Kulları arasında devam edip gitmekte olan Sünneti. İşte
Kafirler bu hususta Hüsran’a uğramışlar’dır.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
040 Mü'min |
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|