Mekkî
Wahy
610-622
051.026/eş-ŞUARA
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Peygamber’e Teselli :1-9
026.01- Ta Sin Mim.
026.02- Bunlar Apaçık Kitab'ın Ayetleri’dir.
026.03- Onlar Mümin olmayacaklar diye neredeyse
kendini qahredecektin.
026.04- Dilersek, Onlar’ın üzerine Gök’ten bir Ayet
indiririz de, Ona Boyunlar’ı eğilmiş olur.
026.05- Onlar’a Rahman'dan bir Uyarı gelmeyiversin.
Hiç tartışmasız Ondan yüz çevirirler.
026.06- Gerçekten yalanladılar. Fakat Alay Konusu
edindikleri Şey’in Haber’i kendilerine pek yakında gelecektir.
026.07- Yeryüzü’ne
bir bakmadılar mı ki Onda Her Güzel Çift’ten Nice Ürünler bitirdik.
026.08- Elbette bunda bir Ayet var’dır. Ancak
Onlar’ın çoğu İnanmış değildirler.
026.09- Elbette Senin Rabb'in, Gerçekten Aziz'dir,
Rahim'dir.
II Musa'nın Fir'awn'a Gidişi :10-33
026. 10- Hani Rabb'in Musa' ya seslenmişti:
"Zulmetmekte olan Qawm’e git."
026.11- Firawn'un Qawmi’ne. Hala
sakınmıyorlar mı?
026.12- Dedi ki: "Rabb'im kuşkusuz Ben Onlar’ın
Beni yalanlamalarından korkmaktayım."
026.13- "Göğsüm sıkışmakta, Dilim
dönmemektedir. Bundan dolayı, Harun'u
da gönder."
026.14- Üstelik, Onlar’ın Bana karşı sunacakları
Suçum var. Bu nedenle Beni öldürmelerinden de korkmaktayım."
026.15- "Hayır" dedi. "İkiniz de
Ayetlerim’le gidin. Elbette Biz Sizinle Birlikte’yiz ve işitmekteyiz."
026.16- "Hemen Fir'awn'a giderek deyin ki: -Gerçekten Biz Alemler’in Rabb'inin
Elçisi’yiz.-"
026.17- "İsrâiloğulları’nı Bizimle göndermen için."
026.18- (Firawn) Dedi ki: "Biz Seni, içimizde
daha Çoçukken yetiştirip büyütmedik mi? Sen Ömrü’nün nice Yılları’nı aramızda
geçirmedin mi?"
026.19- "Ve Sen yapacağın İş’i de işledin.
Sen Nankörler’densin/kafirlerdensin."
026.20- Dedi ki: "Ben Onu yaptığım zaman
Şaşkınlar’dandım."
026.21- "Siz’den korkunca da hemen aranızdan
kaçtım. Sonra Rabb'im Bana Hükm verdi ve Beni
Gönderilenler'den yaptı."
026.22- "Bana karşı Lutuf dediğin Ni’met de İsrâiloğulları’nı Köle kılmandan dolayıdır."
026.23- Fir'awn
dedi ki: "Alemler’in Rabb'i ne’dir?"
026.24- Dedi ki: "Gökler’in, Yer’in ve bu
ikisi arasında olan Herşey’in Rabb'idir. Eğer Kesin Bilgi ile
inanıyorsanız."
026.25- Çevresindekiler’e dedi ki: "İşitiyor
musunuz?"
026.26- Dedi ki: "O Sizin de Rabb'iniz,
Geçmişlerdeki Atalarınız’ın da Rabb'idir."
026.27- Dedi ki: "Elbette Size gönderilmiş
bulunan Elçiniz bir Deli’dir."
026.28- "Eğer aqlediyorsanız o Doğu’nun da
Batı’nın da, bunlar arasında olan Herşey’in de Rabb'idir." dedi.
026.29- Dedi ki: "Andolsun Benim dışımda bir
İlah edinecek olursan Seni kesinlikle Hapse atacağım.
026.30- Dedi
ki: "Sana Apaçık bir Şey getirsem de mi?"
026.31- Dedi
ki: "Eğer Doğrusözlüler’den isen O’nu getir."
026.32- Bunun
üzerine Asası’nı bıraktı. Birden o Açıkca bir Ejderha oluverdi.
026.33- Eli’ni
de çekip çıkardı. Birden o Bakanlar için
parlayıp ayrdınlanıvermiş oldu.
III Musa ve Büyücüler: 34-52
026.34- Çevresindeki Önde Gelenler’e: "Bu," dedi, "Doğrusu Bilgin
bir Büyücü’dür."
026.35- Büyü’sü ile Sizi Yurdunuz’dan çıkarmak istiyor,
ne buyurursunuz?"
026.36- Dediler ki: "Bunu ve Kardeşi’ni oyala.
Şehirler’e de Toplayıcılar gönder."
026.37- "Tüm Uzman Bilgin Büyücüler’i Size
göndersinler. "
026.38- Böylece Büyücüler Bilinen bir Gün’ün Belli
bir Vakti’nde bir araya getirildi.
026.39- Ve İnsanlar’a da: "Siz de toplanıyor
musunuz?" denildi.
026.40- "Umarız ki eğer galip gelirse Biz de
Büyücüler’e uyarız."
026.41- Büyücüler geldiklerinde Fir'awn'a
"Şayet Biz Galip gelirsek Bize bir Ücret var gerçekten değil mi ?"
dediler.
026.42- "Evet" dedi. "Üstelik
kesinlikle Siz en Yakınlarım kılınanlar’dan da olacaksınız."
026.43- Musa
Onlar’a dedi ki: "Atacağınızı atın."
026.44- Onlar da İpler’ini ve Asaları’nı
atıverdiler ve "Fir'awn'ın
İzzeti Adı’na Kesinlikle Üstünler Bizler’iz," dediler.
026.45- Böylelikle Musa da Asası’nı bırakıverdi. Birden O uydurmakta olduklarını
yutuverdi.
026.46- Anında Büyücüler secde ettiler.
026.47- "Alemler’in Rabb'ine iman
ettik." dediler.
026.48- "Musa'nın
ve Harun'un Rabbi’ne."
026.49- Dedi ki: "O’na Ben Size İzin vermeden
önce mi inandınız? Tartışmasız O Size Büyü öğreten Büyüğünüz’dür. Öyleyse yakında
bileceksiniz. Elbette Elleriniz’i ve Ayaklarınız’ı Çaprazlama kestireceğim ve
Sizin hepinizi asıp sallandıracağım."
026.50- "Hiç zararı yok." dediler.
"Çünkü Biz gerçekten Rabb'imize Dönücüler’iz."
026.51- "Doğrusu Biz İnananlar’ın İlki
olduğumuzdan dolayı Rabb'imizin Bizim Hatalarımız’ı bağışlayacağını ummaktayız.
IV Fir'awn’ın Boğulması :53-69
026.52- Musa'ya
da "Kullarım’ı Gece Yürüyüşe geçir, çünkü izleneceksiniz." diye
wahyettik.
026.53- Bunun üzerine Fir'awn'da Şehirler’e Toplayıcılar gönderdi.
026.54- "Gerçek şu ki Bunlar Azınlık olan bir
Topluluk’tur."
026.55- "Ve Elbette Bize karşı da Büyük bir
Öfke beslemektedirler."
026.56- "Biz ise Uyanık bir Toplum’uz."
026.57- Böylelikle Biz Onlar’ı Bahçeler’den ve
Pınarlar’dan sürüp çıkardık
026.58- Hazineler’den ve Soylu Makamlar’dan da.
026.59- İşte böyle. Bunlar’a İsrâiloğulları’nı Mirascı kıldık.
026.60- Böylece Güneş’in Doğuş Vakti Onlar’ı
izlemeye koyuldular.
026.61- İki Topluluk birbirlerini gördükleri zaman
Musa'nın Adamları "Gerçekten
yakalandık" dediler.
026.62- "Hayır, elbette Rabb'im Benimle
beraber’dir, Bana Yol gösterecektir." dedi.
026.63- Bunun üzerine Musa'ya: "Asa’nla Deniz’e vur "diye wahyettik, Deniz
hemencecik yarıldı da Her Parçası Dağ gibi oldu.
026.67- Elbette bunda bir Ayet vardır. Ama
Onlar’ın çoğu inanmış değillerdir.
026.68- Ve Elbette Senin Rabb'in Aziz'dir,
Rahim'dir.
V İbrâhîm: 70-104
026.69- Onlara İbrâhîm'in Haberi’ni de anlatıp oku:
026.70- Hani, Babası’na ve Qawmi’ne: "Siz
neye kulluk ediyorsunuz?" demişti.
026.71- Demişlerdi ki: "Putlar’a tapıyoruz,
bunun için Sürekli Onlar’ın önünde bel büküp bağlıyoruz."
026.72- Dedi ki: "Çağırdığınız zaman Onlar
Sizi işitiyorlar mı?"
026.73- "Ya da Size bir Yararlar’ı dokunuyor
mu veya Zararlar’ı?"
026.74- "Hayır" dediler. "Biz
Atalarımız’ı böyle yaparken bulduk."
026.75- Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta
olduklarınızı gördünüz mü?"
026.76- "Hem Siz, hem de Eski Atalarınız?"
026.77- "İşte bunlar, gerçekten Benim Düşmanım’dır,
yalnızca Alemler’in Rabb'i hariç"
026.78- "Ki Beni yaratan ve Bana Hidayet
veren O'dur."
026.79- "Bana yediren ve içiren O'dur."
026.80- "Hastalandığım zaman Bana Şifa
verecek olan O'dur."
026.81- "Beni öldürecek, sonra diriltecek
olan da O'dur."
026.82- "Din Günü Hatalarım’ı bağışlayacağını
ummakta olduğum da O'dur."
026.83- "Rabb'im, Bana Hüküm bağışla ve Beni
Salih olanlar’a kat."
026.84- "Sonra gelecekler arasında Bana bir
Doğruluk Dili ver."
026.85- "Beni Ni’metler’le donatılmış
Bahçe'nin Mirascıları’ndan kıl."
026.86- "Babam’ı da bağışla, çünkü o şaşırıp
sapanlar’dandır."
026.87- "Ve Beni diriltilecekleri Gün küçük
düşürme."
026.88- "Mal’ın da, Çocuklar’ın da bir Yarar
sağlayamadığı Gün’de."
026.89- "Ancak Allah'a Selim bir Qalp ile
gelenler başka."
026.90- "Bahçe Taqwa Sahipleri’ne
yaklaştırılmıştır."
026.91- "Cehennem de Azgınlar için
sergilenmiştir,
026.92- Ve Onlar’a: "Tapmakta olduklarınız
nerede?" denilmiştir.
026.93- "Allah'ın dışında olanlar, Size
Yardımlar’ı dokunuyor mu, veya kendilerine Yardımlar’ı oluyor mu?"
026.94- Artık Onlar ve Azgınlar Onun içine
dökülüvermişlerdir.
026.95- Ve İblis'in bütün Orduları da.
026.96- Orada birbirleriyle çekişip tartışarak
derler ki:
026.97- "Andolsun Allah'a, Biz gerçekten
Apaçık bir Sapıklık içindeymişiz."
026.98- "Çünkü Sizi Alemler’in Rabb'iyle Eşit
tutuyorduk.
026.99- "Bizi Suçlular’dan başka saptıran da
olmadı."
026.100- "Artık Bizim için ne bir Şefaatci
var,"
026.101- "Ne
de Can’dan-yakın bir Dost."
026.102- "Bizim
bir kere daha (dönüşümüz) olsaydı da İnananlar’dan olsaydık."
026.103- Elbette
bunda bir Ayet var, ama Onlar’ın çoğu inanmış değillerdir.
026.104- Ve
Elbette, Senin Rabbin Aziz'dir, Rahim'dir.
VI Nuh: 105-122
026.105- Nuh Qawmi de Gönderilenler'i yalanladı.
026.106- Hani
Onlar’a Kardeşler’i Nuh:
"Sakınmaz mısınız?" demişti.
026.107- "Gerçek
şu ki, Ben Size gönderilmiş, Güvenilir
bir Elçi'yim."
026.108- "Artık
Allah'tan İttiqa edin ve Bana İtaat edin."
026.109- "Buna karşılık Ben Siz’den bir Ücret
istemiyorum. Benim Ücretim yalnızca Alemler’in Rabb'ine aittir."
026.110- "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana
itaat edin."
026.111- Dediler ki: "Sana, sıradan
Aşağılık/Bayağı İnsanlar uymuşken Biz Sana inanır mıyız?"
026.112- Dedi ki: "Onlar’ın yapmakta oldukları
hakkında Benim Bilgim yoktur."
026.113- "Onlar’ın Hesabı yalnızca Rabb'ime
ait’tir, eğer şuurundaysanız."
026.114- "Ve Ben Mümin olanlar’ı kovacak
değilim."
026.115- "Ben, yalnızca, Apaçık bir
Uyarıcı'yım."
026.116- Dediler ki: "Eğer bir son vermeyecek
olursan, gerçekten Taş’a tutulanlar’dan olacaksın."
026.117- Dedi ki: "Rabb'im, Elbette Qawmim Beni
yalanladı."
026.118- "Bundan böyle, Benim’le Onlar’ın
arasını Açık bir Hüküm’le ayır ve Beni ve Benimle birlikte olan Mü'minler’i
kurtar."
026.119- Bunun üzerine, O’nu ve Onunla birlikte
olanlar’ı Yüklü Gemi içinde kurtardık.
026.120- Sonra bunun ardından Geride kalanlar’ı da
Su’da boğduk.
026.121- Elbette bunda bir Ayet var’dır, ama Onlar’ın
çoğu inanmış değillerdir.
026.122- Ve Elbette Senin Rabb'in Aziz'dir,
Rahim'dir.
VII Hud :123-140
026.123- Ad'de
Gönderilenler'i yalanladı.
026.124- Hani Onlar’a Kardeşler’i Hud:
"Sakınmaz mısınız?" demişti.
026.125- "Gerçek şu ki, Ben Size gönderilmiş bir
Elçi'yim."
026.126- "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana
itaat edin."
026.127- "Buna karşılık Ben Siz’den bir Ücret
istemiyorum, benim Ücretim yalnızca Alemler’in Rabb'ine ait’tir."
026.128- "Siz, her Yüksekce Yer’e bir Anıt İnşa
edip, olayanıp eğleniyor musunuz?"
026.129- "Ölümsüz kılınmak umuduyla Sanat
Yapıları mı ediniyorsunuz?"
026.130- "Tutup yakaladığınız zaman da Zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?"
026.131- "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana
itaat edin."
026.132- "Bilmekte olduğunuz Şeyler’le Size
yardım edenden sakının."
026.133- "Size Hayvanlar, Çocuklar’la Yardım
etti.
026.134- "Bahçeler ve Pınarlar da."
026.135- "Doğrusu, Ben Sizin için Büyük bir
Gün’ün Azabı’ndan korkmaktayım."
026.136- Dediler ki: "Bizim için farketmez, Öğüt versen de, Öğüt verenlerden
olmasan da."
026.137- "Bu, Geçmiştekiler’in Geleneksel
Tutumu’ndan başkası değildir."
026.138- "Ve Biz Azab görecek de değiliz."
026.139- Böylelikle O’nu yalanladılar, biz de onları
Yıkım’a uğrattık. Elbette bunda bir Ayet var’dır, ama Onlar’ın çoğu inanmış
değillerdir."
026.140- Ve Elbette, Senin Rabb'in Aziz'dir,
Rahim'dir.
VIII Sâlih: 141-159
026.141- Semud'da
Gönderilenler'i yalanladı.
026.142- Hani Onlar’a Kardeşler’i Sâlih: "Sakınmaz mısınız?"
demişti.
026.143- "Gerçek şu ki, Ben size gönderilmiş
Güvenilir bir Elçi'yim."
026.144- "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana
itaat edin."
026.145- "Buna Karşılık Ben Siz’den bir Ücret
istemiyorum."
026.146- "Siz burada Güvenlik içinde mi
bırakılacaksınız?"
026.147- "Bahçeler’in ve Pınarlar’ın
içinde."
026.148- "Ekinlikler ve Yumuşak Tomurcuklu
Canalıcı Hurmalıklar arasında?"
026.149- "Dağlar’dan da Ustalıklı Zevkli Evler
yontuyorsunuz."
026.150- "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana
itaat edin."
026.151- "Ve Ölçüsüzce davrananlar’ın Emri’ne de
itaat etmeyin."
026.152- Dediler ki: "Sen ancak
Büyülenmişler’densin."
026.153- "Ki Onlar Arz’da fesat cıkarmakta ve
ıslah etmemektedirler."
026.154- "Sen yalnızca Bizim benzerimiz olan bir
Beşer’den başkası da değilsin, eğer Doğru sözlüler’den isen bu durumda bir Ayet
getir."
026.155- Dedi ki: "İşte, bu bir Dişi Deve’dir,
Su içme Haqqı Onundur, belli bir Gün’ün Su içme Haqqı da Sizindir."
026.156- "O’na bir Kötülük’le dokunmayın, sonra
Büyük bir Gün’ün Azabı Sizi
yakalar."
026.157- "Sonunda O’nu kestiler, ancak Pişman
oldular."
026.158- Böylece Azab da Onlar’ı yakaladı. Elbette
bunda bir Ayet var’dır. Ama Onlar’ın çoğu inanmış değillerdir.
026.159- Ve Elbette, Senin Rabb'in Aziz'dir,
Rahim'dir.
IX Lut :160-175
026.160- Lut Qawmi de, Gönderilenler'i
yalanladı.
026.161- Hani
Onlar’a Kardeşler’i Lut:
"Sakınmaz mısınız?" demişti.
026.162- "Gerçek
şu ki, Ben Siz’e gönderilmiş Güvenilir bir Elçi'yim."
026.163- "Artık
Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."
026.164- "Buna
Karşılık Ben Siz’den bir Ücret istemiyorum, benim Ücret’im yalnızca Alemler’in
Rabb'ine aittir."
026.165- "Siz
İnsanlar’dan Erkekler’e mi gidiyorsunuz?"
026.166- "Rabb'inizin
Sizler için yaratmış olduğu Eşler’niz’i bırakıyorsunuz. Hayır, Siz Sınırı
çiğneyen bir Qawimsiniz.
026.167- Dediler
ki: "Ey Lut, eğer bir Son vermeyecek
olursan gerçekten sürülüp çıkarılanlar’dan olacaksın."
026.168- Dedi
ki: "Gerçekten Ben, Sizin bu yapmakta olduğunuza Öfke ile karşı
olanlar’danım."
026.169- "Rabbim,
Beni ve Ailem’i bunların yapmakta olduklarından kurtar."
026.170- Bunun
üzerine O’nu ve bütün Ailesi’ni kurtardık.
026.171- Yalnızca
geri kalanlar içinde bir Kocakarı hariç.
026.172- Sonra Geride kalanlar’ı yerle bir ettik.
026.173- Ve üzerlerine bir Yağmur yağdırdık,
Uyarılanlar'ın Yağmur’u ne kadar da
Kötü.
026.174- Elbette, bunda bir Ayet var’dır, ama
Onlar’ın çoğu inanmış değiller’dir.
026.175- Ve Elbette Senin Rabb'in Aziz'dir,
Rahim'dir.
X Şuayb: 176-191
026.176- Eyke
Ashabı da Gönderilenler'i yalanladı.
026.177- Hani Onlar’a Şuayb: " Sakınmaz mısınız?" demişti.
026.178- "Gerçek şu ki, Ben Size gönderilmiş
Güvenilir bir Elçi'yim."
026.179- "Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana
itaat edin."
026.180- "Buna Karşılık Ben Siz’den bir Ücret
istemiyorum, Benim Ücret’im yalnızca Alemler’in Rabb'ine aittir."
026.181- "Ölçü’yü tam tutun ve Eksiltenler’den
olmayın."
026.182- "Dosdoğru
olan Terazi ile tartın."
026.183- "İnsanlar’ın Eşyası’nı değerden düşürüp
eksiltmeyin ve Arz’da Fesatcılar olarak karışıklık çıkarmayın."
026.184- "Sizi
ve önceki Yaratılmışlar’ı Yaratan’dan sakının."
026.185- Dediler
ki: "Sen ancak Büyülenmişler’densin."
026.186- "Sen,
yalnızca benzerimiz olan bir Beşer’den başkası değilsin ve Biz Senin gerçekte
Yalancılar’dan olduğunu sanmaktayız."
026.187- "Eğer
Doğru sözlüler’den isen, bu durumda Gök’ten üstünüze bir Parça düşüver."
026.188- Dedi ki "Rabb'im, yapmakta
olduklarınızı daha iyi bilmektedir."
026.189- Sonunda O’nu yalanladılar, böylece Onlar’ı o
Gölgelik Günü’nün Azabı yakaladı. Gerçekten o Büylük bir Gün’ün
Azabı’ydı."
026.190- Şüphesiz, bunda bir Ayet var’dır, ama
Onlar’ın çoğu inanmış değildirler."
026.191- Ve Elbette, senin Rabb'in Aziz'dir,
Rahim'dir."
XI 192-227 Wahy Şâir İşi değil
026.192- Gerçekten O, Alemler’in Rabbi’nin
İndirmesi’dir.
026.193- O'nu Ruh'u'l-Emîn indirdi.
026.194- Uyarıcılar'dan olman için, Senin Qalbi’nin
üzerine..
026.195- Açıkca
Arapca olan bir Dil’le.
026.196- Ve
Elbette O Geçmişlerin Zuburu'nda da vardır.
026.197- İsrâiloğulları Bilginleri’nin O’nu bilmesi onlar için İspatlayıcı bir Ayet değil
miydi?
026.198- Onu
Arapça bilmeyen biri’ne de indirmiş olsaydık,
026.199- Böylece
Onlar’a karşı O’nu okusaydı, yine de O’na inanacak değillerdi.
026.200- Biz
Onu, Suçlular’ın Qalbi’ne işte böyle gecirip yürüttük.
026.201- Onlar,
o Pek Elîm Azab’ı görünceye kadar O’na inanmazlar.
026.202- Artık
O, kendileri şuurunda olmadan Onlar’a Apansız gelecektir.
026.203- Derler ki:" Bize bir Süre tanınır
mı?"
026.204- Onlar, yine de Azabımız’ı çabuklaştırmak mı
istiyorlar?
026.205- Gördün mü, Biz Onlar’ı yıllarca
yararlandırsak,
026.206- Sonra kendilerine Waadolunan geliverse,
026.207- Onlar’ın Meta ile yararlandıkları Şey
kendilerini Bağımsız kılamaz.
026.208- Kendisi için bir Uyarıcı olmaksızın, Biz Hiç
bir Ülke’yi yıkıma uğratmış değiliz.
026.209- Hatırlatma (olsun). Biz Zulmedenler değiliz.
026.210- O'nu Şeytânlar indirmiş değildir.
026.211- Bu, Onlar’a yaraşmaz ve Güç de yetiremezler.
026.212- Çünkü Onlar, işitmekten kesinlikle Uzak
tutulmuşlardır.
026.213- Allah ile beraber başka bir İlah’a yalvarma,
sonra Azab’a uğratılanlar’dan olursun.
026.214- En yakın Hısımlar’ını uyar.
026.215- Ve İnançlılar’dan, Sana tabi olanlar’a
Kanatları’nı ger.
026.216- Eğer Sana İsyan edecek olurlarsa, artık de
ki: "Gerçekten Ben, Sizin yapmakta olduklarınızdan Uzağım."
026.217- Sen, O Aziz, Rahim'e tewekkül et."
026.218- O, Qıyam ettiğin zaman Seni görmektedir,
026.219- Secde edenler arasında dönüp dolaşmanı da.
026.220- Elbette, O, İşiten'dir, Bilen'dir.
026.221- Şeytanlar’ın kimlere inmekte
olduklarını Size Haber vereyim mi?
026.222- Onlar, gerçeği ters yüz eden Günah’a Düşkün
olan her Sahtekar’a inerler.
026.223- Bunlar kulak verirler ve çoğu Yalan
söylemektedirler.
026.224- Şairler ise, gerçekten Onlar’a da Azgın
Sapıklar uyar.
026.225- Görmedin mi, Onlar her bir Wadi’de wehmedip
durmaktadırlar.
026.226- Ve gerçekten Onlar yapmayacakları Şeyler’i
söylemektedirler.
026.227- Ancak İnanan ve Salih Çalışmalar’da
bulunanlar ve Allah'ı çokca zikredenler ile Zulm’e uğratıldıktan sonra Zafer
kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir Inqılabla/dönüşle
devrileceklerini pek Yakında bileceklerdir.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
|
|||
026 Şuara |
|
||
|
|||
|
|||
|
|||
|