Mekkî
Wahy
610-622
049.056/el-WAQIA
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Üç Sınıf İnsan: 1-39
056.01- Waqıa wuqu bulduğu zaman
056.02- Onun Wuquu’nu yalanlayabilecek yoktur.
056.03- O Aşağılatıcı, Yüceltici’dir.
056.04- Yer, Şiddetli bir Sarsıntı’yla sarsıldığı,
056.05- Ve Dağlar darmadağın olup ufalandığı,
056.06- Derken toz duman halinde savrulduğu,
056.07- Ve Sizler de Üç Sınıf olduğunuz zaman;
056.08- İşte o Meymene Ashâbı, ne Ashâb-ı Meymene!
056.09- Meş'eme Ashâbı, ne Meş'eme Ashâbı!
056.10- Yarışıp öne geçenler de Öne geçmiş
Öncüler’dir.
056.11- İşte Onlar Muqarreb’dir.
056.12- Ni’metler’le donatılmış Bahçeler'de
056.13- Birçoğu Geçmişler’dendir.
056.14- Birazı da Sonrakiler’den.
056.15- İşlenmiş Tahtlar üzerindedirler.
056.16- Üstlerinde Karşılıklı olarak
yaslanmışlardır.
056.17- Çevrelerinde Ölümsüzlüğe ulaşmış Gençler
dolaşır.
056.18- Kaynağı’ndan Testiler, İbrikler ve Kadehler,
056.19- Ki bundan ne Başlar’ı ağrır ne de
kendilerinden geçip Aqıllar’ı çelinir.
056.20- Arzulayıp seçecekleri Meyveler,
056.21- Canları’nın çektiği Kuşeti,
056.22- Ve İri Gözlü Huriler,
056.23- Sanki Saklı İnciler gibi.
056.24- Yapmakta olduklarına Karşılık olmak üzere.
056.25- Orada
ne Boş Söz işitirler, ne de Günah’a sokma.
056.26- Yalnızca bir Söz: Selam, Selam.
056.27- Yemin Ashâbı, ne Ashâb-ı Yemin!
056.28- Yüklü Dallar’ı bükülmüş Kiraz,
056.29- Üstüste dizili Meyveleri sarkmış Muz
Ağaçları,
056.30- Yayılıp uzanmış Gölgeler,
056.31- Durmaksızın akan Su,
056.32- Ve bir çok Meyveler arasında,
056.33- Eksilmeyen, yasaklanmayan,
056.34- Yüksekler’e kurulmuş Döşekler.
056.35- Gerçek şu ki: Biz Onları yeni bir inşa ile
inşa ettik
056.36- Onları hep Bakireler kıldık.
056.37- Eşleri’ne Sevgi ile Tutkun, hep Yaşıt,
056.38- Yemin Ashabı olanlar için.
056.39- Birçoğu Geçmişler’den.
056.40- Bir çoğu da Sonrakiler’den.
II Günahkarlar: 40-74
056.41- Şimal Ashâbı, ne Şimal Ashâbı!
056.42- Hücreler’e işleyen Kavurucu bir Sıcaklık
ve Kaynar Su,
056.43- Ve Kapkara Duman’dan olan bir Gölge
içindedirler.
056.44- Ki o, ne Serin’dir, ne de Kerim.
056.45- Çünkü Onlar, bundan önce Varlıkla
şımartılmış olanlar’dı.
056.46- Onlar, Büyük Günah üzerinde Israrlı
davrananlar’dı.
056.47- Ve derlerdi ki: "Biz öldüğümüz,
Toprak ve Kemik olduğumuz da mı, gerçekten Biz mi diriltilecek mişiz?"
056.48- "Önceden geçmiş Atalarımız da
mı?"
056.49- De
ki: "Elbette, Öncekiler de ve Sonrakiler de."
056.50- "Bilinen
bir Gün’ün belli vaktinde elbette toplanacaklardır."
056.51- Sonra
gerçekten Siz, ey Sapık olan Yalanlayıcılar,
056.52- Elbette Zakkumolan bir Ağaç’tan yiyeceksiniz.
056.53- Böylece
Karınlar’ı O’ndan dolduracaksınız.
056.54- Onun
üzerine de alabildiğine Kaynar Su’dan içeceksiniz.
056.55- Üstelik
içtikce susayan Hasta Develer’in İçişi gibi içeceksiniz.
056.56- İşte
bu, Onların Din Günü'nde Şölenleri’dir.
056.57- Sizleri
Biz yarattık, yine de Tasdiq etmeyecek misiniz?
056.58- Şimdi
dökmekte olduğunuz Meni’yi gördünüz mü?
056.59- Onu
Sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan Bizler miyiz?
056.60- Sizin
aranızda Ölüm’ü Taqdir edenler Biziz ve
Biz önüne geçilecek olanlar değiliz.
056.61- Benzerlerinizi
getirip değiştirme ve Sizi şimdi bilemeyeceğiniz bir şekilde inşa etme
konusunda,
056.62- Andolsun
İlk İnşa’yı bildiniz, ama Öğüt almanız gerekmez mi?
056.63- Şimdi
ekmekte olduğunuz’u gördünüz mü?
056.64- Onu
Sizler mi bitiriyorsunuz yoksa bitirmekte olanlar Biz miyiz?
056.65- Eğer
dilemiş olsaydık, gerçekten Onu birer Ot Kırıntısı kılardık, böylelikle şaşırırdınız.
056.66- "Doğrusu
Biz, Ağır bir Sonuç altına girip zorlandık,"
056.67- "Hayır,
Biz büsbütün Yoksun bırakıldık."
056.68- Şimdi
Siz, içmekte olduğunuz Su’yu gördünüz mü?
056.69- Onu
Sizler mi Bulut’tan indiriyorsunuz, yoksa indirmekte olanlar Biz miyiz?
056.70- Eğer
dilemiş olsaydık Onu Tuzlu kılardık, ama şükretmeniz gerekmez mi?
056.71- Şimdi
yakmakta olduğunuz Ateş'i gördünüz mü?
056.72- Onun
Ağacı’nı Sizler mi inşa ediyorsunuz yoksa onu İnşa eden Bizler miyiz?
056.73- Biz
Onu hem bir Öğüt ve Hatırlatma, hem de İhtiyacı olanlar’a bir Meta kıldık.
III Hüküm yaklaşıyor :75-96
056.74- Şu halde Rabb'ini Büyük İsm’iyle tesbih et.
056.75- Hayır, Yıldızlar’ın yerlerine/konumlarına
Yemin ederim,
056.76- Elbette O, eğer bilirseniz gerçekten Büyük
bir Yemin’dir.
056.77- Tartışmasız bu bir Kerim Qur'an'dır.
056.78- Korunmuş bir Kitap'dadır.
056.79- O'na, Temizlenmiş olan’dan/arınmışdan
başkası dokunamaz/kavramayaz.
056.80- Alemler’in Rabb'inden İndirilme’dir.
056.81- Şimdi Siz bu Söz’ü mü horgörüyorsunuz?
056.82- Ve Rızqınız’ı elbette yalanlamaktan İbaret
mi kılıyorsunuz?
056.83- Hele Can Boğaz’a gelip dayandığında,
056.84- Ki o sırada Siz bakıp duruyorsunuz.
056.85- Biz Ona Siz’den daha yakınız, ancak Siz
görmezsiniz.
056.86- İşte o vakit, eğer Siz ceza görmeyecek
iseniz.
056.87- Eğer Doğrusözlüler iseniz, Onu geri çevirsenize!
056.88- Eğer O, Yakın kılananlar’dan ise,
056.89- Bu durumda Rahatlık, Güzel Rızıq ve
Ni’metler’le donatılmış Bahçe.
056.90- Ve eğer Yemin Ashâbı’ndan ise,
056.91- Artık Yemin Ashâbı’ndan Selam Sana!
056.92- Ve eğer O Yalanlayan Sapıklar’dan ise,
056.93- Artık alabildiğine Kaynar Su’dan bir Şölen
vardır.
056.94- Ve Çılgınca yanan Ateş'e bir Atılma da.
056.95- Elbette
bu Kesin Bilgi ifade eden bir Gerçek’tir.
056.96- Öyleyse
Rabb'ini Yüce İsm’iyle tesbih et.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
|
|||
056 Waqıa |
|
||
|
|||
|
|||
|
|||
|