Mekkî
Wahy
610-622
072.051/ez-ZARİYAT
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Batıl Mahkum’dur 1-23
051.01- Andolsun Tozu dumana katıp savuranlar’a,
051.02- Derken Ağır Yük taşıyanlar’a,
051.03- Sonra Kolaylıkla akıp gidenler’e
051.04- Sonra İş Bölümü yapanlar’a.
051.05- Size waadedilmekte olan hiç Tartışmasız
Doğru’dur.
051.06- Elbette Din'de kesinlikle wuku bulacaktır.
051.07- Andolsun Yörüngeli-yollar’la donatılmış Göğe,
051.08- Siz gerçekten birbirini tutmaz bir Söz
içindesiniz.
051.09- Ondan çevrilen çevrilir.
051.10- Kahrolsun, O Tahminle yalan söylüyor.
051.11- Ki Onlar, Bilgisizliğin kuşatması içinde
Habersiz’dirler.
051.12- Soranlar: "Din Günü ne zaman?"
051.13- O Gün Onlar, Ateş'in üstünde tutulup
eritilecekler.
051.14- "Tadın Fitneniz’i. Bu, Sizin pek
Acele isdediğiniz Şey’dir."
051.15- Şüphesiz Muttaqiler, Bahçeler’de ve
Pınarlar’dadırlar.
051.16- Rabb'lerinin kendilerine verdiğini alanlar
olarak. Çünkü Onlar, bundan önce İhsan’da bulunanlar’dı.
051.17- Gece boyunca da pek az uyurlardı.
051.18- Onlar, Seherler’de de İstiğfar ederlerdi.
051.19- Onlar’ın Malları’nda isteyen Yoksul için
de bir Haqq vardı.
051.20- Arz’da Kesin bir Bilgi’yle inanacaklar
için Ayetler var’dır.
051.21- Ve kendilerinde de. Yine de görmüyor
musunuz?
051.22- Gök’te Rızqınız vardır ve Size
Waadolunmakta olan da.
051.23- İşte, Göğün ve Yer’in Rabb'ine andolsun
ki, hiç tartışmasız Sizin konuştuklarınız kadar, Kuşkusu olmayan Kesin bir
Gerçek’tir.
II Önce Gelen Milletler’in Sonu 24-46
İbrâhîm
051.24- Sana İbrahim'in
ağırlanan Konuklar’ının Haber’i geldi mi?
051.25- Hani Onun yanına girdiklerinde:
"Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "Yabancı
bir Topluluk."
051.26- Hemen sezdirmeden Ailesi’ne gidip, çok geçmeden
Semiz bir Buzağı ile geldi.
051.27- Derken Onlara yaklaşıp "Yemez
misiniz?" dedi.
051.28- Bunun üzerine Onlar’dan içine bir tür
Korku düştü. "Korkma" dediler ve Ona Bilgin bir Oğlan Müjdesi
verdiler.
051.29- Böylece Karısı çığlıklar kopararak geldi
ve Yüzü’ne vurarak: "Kısır, Yaşlı bir Kadın mı?" dedi.
051.30- Dediler ki: "Öyle. Senin Rabb'in
buyurdu. Çünkü O, Hakim'dir, Bilen'dir.
051.31- Dedi ki: "Şu halde Sizin asıl
isteğiniz nedir, Ey Gönderilenler?"
051.32- Dediler ki: "Gerçek şu ki Biz, Suçlu
bir Qavwm’e gönderildik."
051.33- "Üzerlerine Çamur’dan Taşlar yağdırmak için."
051.34- "Ki Rabb'inin katında Ölçü’yü
taşıranlar için işaretlenmiştir.
051.35- "Bu arada, Mü'minler’den orda kim
varsa çıkardık.
051.36- Ne var ki, orda Teslim olanlar’dan bir Tek Ev bulduk.
051.37- Ve orada , Acıklı Azab’tan bir
Azab’tan korkanlar için bir Ayet bıraktık.
Mûsa
051.38- Musa'da
da. Hani Biz O’nu İspatlı bir Delil’le Fir'awn'a
göndermiştik.
051.39- Fakat O, bütün Rüknü’yle ( kişisel ve
askeri gücüyle) yüzçevirdi ve : "Ya bir Büyücü veya bir Deli’dir"
dedi.
051.40- Bunun üzerine, Biz Onu ve Orduları’nı
yakalayıp Onlar’ı Deniz’e attık, kınanacak İşler yapmaktaydılar.
Âd
051.41- Ad'de
de. Hani Onların üzerine de Kökleri’ni Kesintiye uğratan bir Rüzgar gönderdik.
051.42- Üzerlerinden geçtiği Herşey’i bırakmıyor,
elbette Onu çürütüp Kül gibi dağıtıyordu.
Semud
051.43- Semud'de de. Hani Onlara:
"Belli bir Süre’ye kadar metalanın" denmişti.
051.44- Ancak Rabb'inin Emr’ine baş kaldırdılar,
böylece bakıp dururken, Onlar’ı Yıldırım çarpmıştı.
051.45- Artık ne Ayağa kalkmaya Güç
yetirebilirler, ne de Yardım bulabilirler.
Nûh
051.46- Bundan önce Nûh Qawmi’ni de. Çünkü Onlar, Fasıq bir Qawim’di.
III Mekkeliler'in Aqıbeti 47-60
051.47- Yer’i
de Biz döşeyip yaydık, ne güzel Döşeyiciler’iz.
051.48- Biz Göğü Büyük bir Qudret’le bina ettik ve
şüphesiz Biz Onu Genişletici’yiz.
051.49- Ve
Biz, Herşey’den İki Çift yarattık.
Umulur ki Öğüt alıp düşünürsünüz.
051.50- Öyleyse,
Allah'a doğru kaçın. Gerçekten Ben Sizi O'ndan yana açıkca uyarmakta olan’ım.
051.51- Allah ile beraber başka bir İlâh kılmayın.
Gerçekten Ben Sizi, O'ndan yana açıkça Uyaran'ım.
051.52- İşte böyle, Onlar’dan Öncekiler de
herhangi bir Elçi gelmeyiversin, kesinlikle Onlar da: "Büyücü veya Mecnun" demişlerdir.
051.53- Onlar bunu birbirlerine Wasiyyet mi
ettiler? Hayır, Onlar Taşkın bir Qawim’dirler.
051.54- Öyleyse Sen, Onlar’dan yüz çevir. Artık
Sen kınanacak değilsin.
051.55- Sen Öğüt verip hatırlat, çünkü gerçekten
Öğüt, Mü'minler’e yarar sağlar.
051.56- Ben, Cinler’i de, İnsanlar’ı da, yalnızca
Bana abdolsunlar diye yarattım.
051.57- Ben, Onlar’dan bir Rızıq istemiyorum ve
Ben, Onlar’ın
051.58- Elbette, Rızıq veren, O, Metin Quwwet Sahibi Allah'tır.
051.59- Artık gerçekten, zulmedenler için,
Arkadaşları’nın Günahları’na benzer bir Günah vardır. Şu halde Acele
etmesinler.
051.60- Kendilerine Waadedilen o Günler’inden
dolayı way o Küfredenler’e.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
051 Zariat |
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|