Mekkî Wahy
610-622
078.021el- ENBİYA
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Hüküm Yaklaşıyor 1-10
021.01- İnsanlar’ın Sorgulaması yakınlaştı kendileri ise bir Gaflet
içinde yüz çevirmekteler.
021.02- Rabb'lerinden
kendilerine Yeni bir Hatırlatma gelmeyiversin Onlar bunu mutlaka Oyun Konusu
yaparak dinlemekteler.
021.03- Onlar’ın Qalpler’i Tutku’yla
oyalanmadadır. Zulme sapanlar Gizlice fısıldaştılar." Bu Sizin benzeriniz
olan bir Beşer değil mi, öyleyse göz göre göre Siz
Büyü’ye mi geleceksiniz?"
021.04- Dedi
ki: " Benim Rabb'im Gök’te ve Yer’de söylenen Söz’ü bilir o İşiten'dir, Bilen'dir..
021.05- "Hayır"
dediler, "Karmakarışık Düşler’dir. Hayır Onu
kendisi düzüp uydurmuştur. Hayır O bir Şair’dir, öyle degilse
Öncekiler’e gönderildiği gibi Bize de bir Ayet
getirsin."
021.06- Kendilerinden
ewwel Helak ettiğimiz Hiçbir Ülke inanmamıştır, şimdi
bunlar mı inanacak?"
021.07- Biz Sen’den önce de kendilerine wahyettiğimiz Adamlar dışında göndermedik. Eğer
bilmiyorsanız, şu halde Zikr Ehli’ne sorun.
021.08- Biz Onlar’ı Yemek yemez Cesetler kılmadık ve Onlar Ölümsüz
değillerdi.
021.09- Sonra
Onlar’a verdiğimiz Söz’e Sadıq
kaldık böylece Onlar’ı ve dilediklerinizi kurtardık
ta Ölçüsüz kalanları Helak ettik.
021.10- Andolsun Size Zikriniz’in içinde bulunduğu bir Kitap indirdik yine de aqıllanmayacak mısınız?
II Haq Daima
kazanır 11-29
021.11- Biz zulmetmekte iken Ülkeler’den
nicesini kırıp geçirdik ve bunun ardından bir başka Qawm’i
getirdik.
021.12- Bizim Zorlu Azabımız’ı
hissettikleri zaman oradan Büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
021.13- Uzaklaşıp kaçmayın, içinde şımarıp
azdığınız Refah’a ve Yurdlarınız’a dönün, çünkü
Sorgu’ya çekileceksiniz.
021.14- "Yazıklar Bize" dediler,
"gerçekten Biz Zalim’mişiz."
021.15- Onlar’ın bu Yakınmalar’ı Biz Onlar’ı Biçilmiş
Ekin, Sönmüş Ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
021.16- Biz bir Oyun ve Oyalanma konusu olsun diye
Göğü Yer’i ve İkisi arasında bulunanları yaratmadık.
021.17- Eğer Biz bir Oyun ve Oyalanma isteseydik
bunu kendi Katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık böyle yapardık.
021.18- Hayır, Biz Haqq’ı
Bâtıl’ın üstüne fırlatırız o da onun Beyni’ni Darmadağın eder bir de bakarsınki o yok olup gitmiştir. Nitelendiregeldiklerinizden
dolayı Eyvahlar size
021.19- Gökler’de ve
Yer’de kim varsa O’nundur. Onun yanında olanlar Ona İbâdet etmekte Büyüklüğe
kapılmazlar ve Onlar Yorgunluk da duymazlar.
021.20- Gece ve Gündüz hiç durmaksızın tesbih ederler.
021.21- Yoksa Onlar Yer’den bir Takım İlahlar edindiler
de Onlar mı diriltecekler?
021.22- Eğer her ikisinde Allah'ın dışında İlahlar
olsaydı hiç tartışmasız İkisi de bozulup
gitmişti. Arş’ın Rabb'i olan Allah Onlar’ın
nitelendire geldikleri Şeyler’den Yüce’dir.
021.23- O yaptıklarından sorulmaz oysa Onlar
Sorgu’ya çekilirler
021.24- Yoksa ondan başka İlahlar mı edindiler. De
ki: "Burhanınız’ı getirin, işte Benimle birlikte
olanlar’ın Zikr’i ve
Ben’den öncekilerinde Zikr’i. " Hayır Onlar’ın çoğu Haqq’ı bilmiyorlar,
ondan yüz çevirmektedirler.
021.25- Sen’den önce Hiçbir Elçi göndermedik ki,
Ona şunu wahyetmiş olmayalım: "Ben’den başka
İlah yoktur, öyleyse Bana ibâdet edin."
021.26- "Rahman Çocuk edindi."dediler, O
Yüce’dir. Hayır Onlar İkram’a layık görülmüş Kullar’dır.
021.27- Onlar Söz’le onun önüne geçmezler
ve Onlar Onun Emri’yle yapıp etmektedirler.
021.28- O
önlerindekini de arkalarındakini de bilmektedir. Onlar Şefaat’te etmezler, Hoşnut
olunandan başka ve Onlar Onun Haşmeti’nden içleri titremekte olanlar’dır.
021.29- Onlar’dan
her kimki gerçekten Ben Onun dışında bir İlah’ın diyecek olsa bu durumda Biz
Onu Cehennem’le cezalandırırız. Zalimler’i Biz böyle cezalandırmaktayız.
III Wahy’in Doğruluğu 30-41
021.30- O
Küfredenler görmüyorlar mı ki Gökler’le
Yer birbiriyle Bitişik iken Biz Onlar’ı ayırdık ve her Canlı Şey’i Su’dan
yarattık yine de Onlar inanmayacaklar mı?
021.31- Yeryüzü’nde
Onlar’ı Sarsıntı’ya uğratır diye Sabit Dağlar yarattık ve Doğru gidebilsinler
diye Geniş Yollar açtık.
021.32- Gökyüzü’nde
konulmuş bir Tavan kıldık Onlar ise bunun Ayetleri’nden yüz çevirmektedirler.
021.33- Gece’yi
Gündüz’ü Güneş’i ve Ay’ı yaratan odur. Herbiri bir Yörünge’de yüzüp gitmektedirler.
021.34- Sen’den
önce hiç bir Beşer’e Ölümsüzlüğü vermedik şimdi Sen ölürsen Onlar Ölümsüz mü
kalacaklar.
021.35- Her
Nefis Ölüm’ü Tadıcı’dır, Biz Sizi Şerr’le de, Hayır’la da deneyerek imtihan
etmekteyiz ve Siz Bize döndürüleceksiniz.
021.36- Küfredenler
Seni gördüklerinde Seni yalnızca Alay konusu edinmektedirler. "Sizin
İlahlarınız’ın Söz’ünü eden bu mu?" oysa Rahman'ın Sözü’nü İnkar edenler
kendileridir.
021.37- İnsan
Acele’den yaratıldı. Size Ayetlerim’i yakında göstereceğim. Şimdi hemen acele etmeyin.
021.38- "Eğer
doğruyu söylüyor iseniz bu Waat ne Zaman’dır." derler
021.39- O
Küfredenler Yüzleri’nden ve Sırtları’ndan Ateş’i püskürtemeyecekleri ve hiç
yardım alamayacakları Zamanı bir bilselerdi.
021.40- Hayır
Onlar’a apansız gelecek te böylece Onlar’ı Şaşkın’a çevirecek. Artık ne onu
geri çevirmeye Güçleri yetecek ve ne de Onlar’a Süre tanınacak.
021.41- Andolsun
Sen’den önceki Elçiler’le de Alay edildi. Fakat içlerinden Küçük düşürenleri O
Alay’a aldıkları sarıp kuşatıverdi.
IV Allah'ın Rahmeti 42-50
021.42- De ki: "Gece ve gündüz Sizi Rahman'dan
kim koruyabilir?" Hayır Onlar Rabb'lerini Zikir’den yüz çevirenlerdir.
021.43- Yoksa Onlar’ın
Bize karşı kendilerini engellemeyle koruyabilecek İlahlar’ı
mı var? Onlar’ın kendi Nefisleri’ne bile Yardım’a
Güçleri yetmez ve Onlar Biz’den Yakınlık duyamazlar.
021.44- Evet Biz Onlar’ı
ve Ataları’nı yararlandırdık, öyleki Ömür Onlar’a Uzun geldi fakat şimdi Bizim gerçekten Yer’e gelip
onu Çevresi’nden eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde Üstün gelenler
Onlar mı?
021.45- De ki: "Ben Sizi yalnızca Wahy ile uyardım. Ancak Sağırlar uyarıldıklarında Çağrı’yı
işitmezler."
021.46- Andolsun Onlar’a Rabb'inin Azabı’ndan bir Ufak Esinti dokunacak
olsa tartışmasız "Eyvahlar Bize , gerçekten Bizler
zulmetmişiz", diyecekler.
021.47- Biz ise Qıyamet
Günü'ne ait Duyarlı Teraziler koyarız da artık, hiçbir Nefis hiçbir Şey’le Haqsızlığa uğramazlar. Bir Hardal Tanesi bile olsa O’na
getiririz. Hesap görücüler olarak Bizler yeteriz.
Musa, Harun
021.48- Andolsun Biz Musa'ya ve Harun'a Taqwa Sahipleri için bir Aydınlık
ve bir Zikr olarak Furqan'ı
indirdik.
021.49- Onlar Rabb'lerine karşı Gayb ile bir Haşyet içindedirler ve Onlar Saat'den içleri
titremekte olanlardır.
021.50- Bu Bizim Ona indirdiğimiz Mübarek bir Zikir'dir.
Şu halde Onu İnkar edecek olanlar Siz misiniz?
V İbrâhîm ve Düşmanları 51-75
021.51- Andolsun bundan
önce de İbrâhîm'e Rüşdü’nü vermiştik ve Biz O’nu bilenlerdik.
021.52- Hani Babası’na ve Qavmi’ne
demişti ki: "Sizin karşılarında Bel büküp eğilmekte olduğunuz bu Temsili
Heykeller nedir?"
021.53- "Biz Atalarımız’ı
bunlara tapıyor olarak bulduk." dediler.
021.54- De ki: " Andolsun
Siz ve Atalarınız Apaçık bir Sapıklık içindeziniz."
021.55- "Sen Bize Gerçeği mi getirdin yoksa
Oyun oynayanlar’dan mısın? "
021.56- "Hayır" dedi. "Sizin
Rabb'iniz Gökler’in ve Yer’in Rabb'idir Onlar’ı kendisi yaratmıştır ve Ben de buna Şehadet edenler’denim."
021.57- Andolsun
Allah'a, Sizler arkanızı dönüp gittikten sonra ,Ben Sizin Putlarınız’a
elbette bir Tuzak kuracağım,
021.58- Böylece O yalnız Büyükleri hariç olmak
üzere Onlar’ı Paramparça kıldı. Belki O’na
başvururlar diye.
021.59- "Bizim İlahlarımız’a
bunları kimler yaptı? Elbette O Zalimler’den
biridir." dediler.
021.60- "Kendisine İbrâhîm denilen bir Genc’in bunların Sö’ü’nü ettiğini işittik" dediler.
021.61- Dediler ki: "Öyleyse O’nu İnsanlar’ın Gözü önüne getirin ki ona/ceza’ya Şahid olsunlar."
021.62- Dediler ki: " Ey İbrâhîm, bunu İlahlarımız’a Sen mi
yaptın?"
021.63- Hayır, dedi. "Bu yapmıştır, bu Onlar’ın Büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa Siz Onlar’a soruverin."
021.64- Bunun üzerine kendi Wicdanları’na
başvurdular da. Gerçek şu ki Siz Zalim olanlar Sizler’siniz"
dediler.
021.65- Sonra yine Tepeler’i
üzerine ters döndüler. Andolsun Bunların
konuşamayacaklarını Sen de bilmektesin.
021.66- Dedi ki: " O halde Allah'ı bırakıp da
Sizler’e Yarar’ı olmayan ve Zarar’ı dokunmayan Şeyler’e mi tapmaktasınız?"
021.67- "Yuh size ve Allah'tan başka
taptıklarınıza. Siz yine de aqıllanmayacak mısınız?"
021.68- Dediler ki: " Eğer yapacaksanız Onu
yapın ve İlahlarınız’a Yardım’da bulunun.
021.69- Bizde dedik ki: "Ey Ateş, İbrâhîm’e karşı Serin ve Esenlikli
ol."
021.70- Ona bir Düzen kurmak istediler, fakat Biz Onlar’ı daha çok Hüsran’a uğrayanlar kıldık.
Lut, İshaq
ve Ya’qub
021.71- O’nu ve Lut u kurtarıp içinde Alemler için Bereketler
kıldığımız Yer’e çıkardık.
021.72- O’na İshaq'ı armağan ettik, üstüne de
Ya’qub'u. Herbirini Salihler
kıldık.
021.73- Ve Onlar’ı,
kendi Emr’imizle Hidayet’e yönelten Önderler kıldık
ve Onlar’a Hayr’ı kapsayan
Fiilleri, Salat kılmayı ve Zekat vermeyi wahyettik. Onlar Bize İbadet edenler’di.
021.74- Lut'a da bir Hüküm ve İlim verdik ve O’nu Çirkin İşler
yapmakta olan Şehir’den kurtardık. Elbette Onlar bozulmaya uğrayan Kötü bir Qawim’di.
021.75- O’nu Rahmetimiz’e
soktuk, çünkü O Salihler’dendi.
VI Peygamberler’in
Kurtuluşu 76-93
021.76- Nuh
da daha önce Çağrı’da bulunduğu zaman Biz Onun Çağrısı’na cewap
verdik, Onu ve Ailesi’ni Büyük bir Üzüntü’den kurtardık.
021.77- Ve Ayetlerimiz’i
yalanlayan Qawim’den O’na Yardım edip Öcünü aldık.
Şüphesiz Onlar Kötü bir Qawim’di, Biz de Onlar’ın tümü’nü Su’ya batırıp
boğduk.
Dâwud, Süleyman
021.78- Dâwud ve Süleyman
da. Hani Qawmi’n Hayvanları’nın içine girip yayıldığı
Ekin Tarlaları Konusunda Hüküm yürütüyorlyardı. Biz Onlar’ın Hükmü’ne Şahidler idik.
021.79- Biz bunu Süleyman'a kavrattık ,herbirine de Hüküm
ve İlim verdik. Dâwud
ile birlikte etsinler diye, Dağlar’a ve Kuşlar’a Boyun eğdirdik. (Bunu ) Yapanlar Biz idik.
021.80- Ve Sizin için Ona Zorlu Savaşınız’da Sizi korusun diye Giyim Sanatı’nı öğrettik.
Buna rağmen Siz şükredenler misiniz?
021.81- Süleyman
için de Fırtına biçiminde esen Rüzgar’a ki kendi Emri’yle içinde Bereketler kıldığımız Yer’e akıp
giderdi. Biz Herşey’i bilenleriz.
021.82- Onun için Deniz’de Dalgıçlık yapan ve
bunlardan başka İşler de gören Şeytânlar’dan
kimseleri de. Biz Onlar’ın Koruyucuları idik.
Eyyub
(Bak: 41/Sad: )
021.83- Eyüp'de. Hani O Rabb'ine Çağrı’da bulunmuştu. Elbette bu
Dert Beni sarıverdi. Sen Merhametliler’in en Merhametli olanı’sın.
021.84- Böylece Onun Çağrısı’na cewap verdik. Kendisinden O Derd’i
giderdik, Ona katımızdan bir Rahmet ve İbadet edenler için bir Zikir olmak
üzere Ailesi’ni ve Onlar’la birlikte bir katını daha
verdik.
İsmâil, İdris, Zü’l-Kifl
021.85- İsmail,
İdris ve Zü’l-Kifl, hepsi Sabredenler’dendi.
021.86- Onları Rahmetimize soktuk, elbette Onlar
Salih olanlar’dandı.
Yunus
(Bak: 02/Qalem:48-50
55/Yunus
98
60/Saffat 139-148 )
021.87- Balık
Sahibi, Hani o Kızmış vaziyette gitmişti ki, kendisini
Sıkıntı’ya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. Karanlıklar içinde: "Sen’den başka
İlah yok’tur, Sen Yüce’sin, gerçekten de Ben Zulmedenler’den
oldum." diye Çağrı’da bulunmuştu.
021.88- Bunun üzerine Çağrısı’na cewap verdik ve O’nu Üzüntü’den kurtardık. İşte Biz İman edenler’i böyle kurtarırız.
Zekeriyya, Yahya, Meryem,
021.89- Zekeriya da. Hani Rabb'ine Çağrı’da bulunmuştu:
"Rabb'im Beni yalnız başıma bırakma, Sen Mirasçılar’ın
en Hayırlısı’sın."
21.90- O’nun Çağrısı’na da Cewap
verdik. Kendisine Yahya'yı Armağan
ettik, Eşi’ni de doğurmaya elverişli kıldık. Gerçekten Onlar Hayırlar’da yarışırlardı, umarak ve korkarak Bize Dua ederlerdi. Bize Derin Saygı
gösterirlerdi.
021.91- Irzını koruyan Meryem; Biz O’na kendi Ruhumuz’dan
üfledik, O’nu ve Çocuğunu İnsanlığa bir Ayet kıldık.
021.92- Gerçek şu ki Sizin bu Ümmet’iniz Tek bir
Ümmet’tir. Ben de Sizin Rabb’inizim; öyleyse Bana İbadet ediniz.
021.93- Onlar, İşlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar. Hepsi Bize döneceklerdir.
VII Salihler Arz’a Waris
olacaklar 94-112
021.94- Artık kim, bir Mü'min
olarak Salih olan Çalışmalar’da bulunursa Onun Çabası
için Küfran yok’tur. Elbette Biz, O’nun Yazıcılar’ıyız.
021.95- Yıkıma uğrattığımız bir Ülke’ye ( dönüş)
İmkansız’dır. Elbette Onlar bir daha geri dönmeyeceklerdir.
021.96- Ye'cuc ve Me'cuc açıldığında, Onlar Her bir Tepe’den akın ederler.
021.97- Gerçek olan Waad
yaklaşmıştır. İşte o zaman, Küfredenler’in Gözleri Yuvalar’ından fırlayacak: "Eyvahlar Bize, Biz bundan
tam bir Gaflet içindeydik, hayır, Bizler zulmetmiştik." (diyecekler).
021.98- Gerçekten Siz de, Allah'ın dışında
taptıklarınız da Cehennem’in Odunu’sunuz, Siz O’na
varacaksınız.
021.99- Eğer Onlar İlahlar olsalardı, O’na
girmeyeceklerdi. Oysa Onlar’ın Tümü içinde Temelli Kalıcı’dırlar.
021.100- Orda kendileri için, Kemikler’i çatırdadan İnlemeler var’dır. Onlar orda işitmezler de.
021.101- Ama Biz’den kendilerine Güzellik geçmiş
bulunanlar, işte Onlar, Ondan uzaklaştırılmış olanlar’dır.
021.102- Onun Uğultusu’nu bile duymazlar.Onlar
Nefisleri’nin arzuladığı içinde Ebedi Kalıcı’dırlar.
021.103- Onlar’ı, o en
Büyük Korku Hüzn’e kaptırmaz ve: "İşte bu Sizin Gününüz’dür, Size waadedilmişti."
diye Melekler Onlar’ı karşılayacaklardır.
021.104- Bizim, Göğü Kitab’ın
Sahifeler’ini katlar gibi/dürer gibi katlayacağımız
Gün, İlk Yaratma’ya başladığımız gibi, yine Onu İade
edeceğiz. Bu, Bizim üzerimizde bir Waid’dir.
Tartışmasız, Biz Yapıcılar’ız. Yerine Getirici’yiz."
021.105- Andolsun, Biz
Zikir'den sonra Zebur'da da: "Elbette Arz'a Salih Kullarım Waris olacaktır"
diye yazdık.
021.106- Gerçek şu ki kulluk eden bir Topluluk için
bunda Açık bir Mesaj/Belağ var’dır.
021.107- Biz Seni Alemler için yalnızca bir Rahmet
olarak gönderdik.
021.108- De ki:" Gerçekten Bana Sizin İlah’ınız
yalnızca Tek bir İlah’tır" diye wahyolunuyor,
artık Siz teslim olmayacak mısınız."
021.109- Eğer yüzçevirirlerse
de ki: Ben Size açıkladım Eşitlik üzere (eşit olduk). Artık bilemem Size Wadedilen’in Yakın mı Uzak mı?
021.110- Elbette O, Söz’ün Açıklananını da bilmekte,
saklamakta olduklarını/ gizlediklerini da.
021.111- Bilmem, belki de O Sizi denemek ve bir
Süre’ye kadar yararlanmadır.
021.112- Dedi ki: "Rabb'im, Haqq
ile hükmet. Bizim Rabb'imiz, Sizin Her Türlü nitelendirmelerinize karşı
Yardımına sığınılan Rahman'dır.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
021 Enbiya |
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|