Mekkî Wahy

610-622

 


052.027/en-NEML

Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla

 

   I           Musa:1-14

 

027.01-      T. S.  Bunlar Qur'an'ın ve Apaçık olan Kitab'ın Ayetleri’dir.

027.02-      Mü'minler için bir Hidayet ve bir Müjde’dir.

027.03-      Ki onlar Salat’ı kılarlar, Zekat’ı verirler ve Onlar, Ahiret'e Kesin Bilgi’yle İman edenler’dir.

027.04-      Ahiret'e inanmayanlar’a gelince, Biz Onlar’a kendi yapmakta olduklarını süsleyivermişiz, böylece Onlar, Körlük-şaşkınlık içinde dolaşmaktadırlar.

027.05-      İşte Onlar, en kötü Azab onlar’ındır ve Onlar Ahiret'te de en Büyük Kayb’a uğrayanlar’dır.

027.06-      Elbette, bu Qur'an, sana Hakim olan, Alim’in katından ilqa edilmektedir.

 

027.07-      Hani Musa Aile’sine: "Elbette Ben bir Ateş gördüm." demişti. "Size O’ndan ya bir Haber getireceğim veya ısınmanız için bir Korateş getireceğim."

027.08-      Oraya gittiğinde, kendisine seslenildi: "Ateş’te olanlar da, Çevresinde bulunanlar da Kutlu kılınmıştır. Alemler’in Rabbi olan Allah Yüce’dir."

027.09-      "Ey Musa, gerçekten Ben, Aziz ve Hakim olan Allah'ım."

027.10-      "Asa’nı bırak." O’nun Çevik bir Yılan gibi debelenmekte olduğunu görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı." Ey Musa, kokma, Elbette Ben. Benim yanımda Gönderilenler korkmaz."

027.11-      "Ancak Zulmeden başka. Sonra Kötülüğün ardından İyiliğe çevirirse, artık elbette Ben Gafur'um, Rahim'im."

027.12-      "Ve Eli’ni koynuna sok, Kusursuz olarak çıkıversin. (Bu) Fir'awn ve Qawmi’ne olan Dokuz Ayet içindedir. Gerçekten Onlar Fâsıq olan bir Qawim’dir."

027.13-      Ayetlemiz Onlar’a, Gözler önünde sergilenmiş olarak gelince dediler ki: "Bu, Apaçık bir Büyü’dür."

027.14-      Wicdanlar’ı qabul ettiği halde, Zulum ve Büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, Bozguncular’ın nasıl bir Son’a uğratıldıklarına bir bak.

 

II Süleyman :15-31

 

027.15-      Andolsun, Biz Dâwud'a ve Süleyman'a bir İlim verdik: "Bizi inanmış Kulları’ndan bir çoğuna göre Üstün kılan Allah'a Hamdolsun." dediler.         

027.16-      Süleyman, Dâwud'a Mirascı oldu ve dedi ki: "Ey İnsanlar, Bize Kuşlar’ın Nutq’u öğretildi ve Bize Herşey’den verildi. Elbette bu, Apaçık olan bir Üstünlük’tür."

027.17-      Süleyman'a Cinler’den, İnsanlar’dan ve Kuşlar’dan Orduları toplandı ve bunlar Bölükler halinde dağıtıldı.

027.18-      Nihayet Neml Wadisi'ne geldiklerinde, bir Dişi-Neml dedi ki:" Ey Neml Topluluğu, Meskenleriniz’ae girin, kırıp geçirmesin Sizi Süleyman ve Orduları."

027.19-      O'nun bu Sözü üzerine  Tebessüm-etti ve dedi ki: "Rabb'im, Bana, Anne ve Babam’a verdiğin Ni’met’e şükretmemi ve Hoşnut olacağın Salih bir Çalışma’da bulunmamı Bana ilham et ve Beni Rahmeti’nle Salih Kulları’nın arasına kat."

027.20-      Tayr'ı denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü göremiyorum, yoksa Gaybolanlar'dan mı oldu?"

027.21-      "O’nu gerçekten Şiddetli bir Azab’la azablandıracağım, ya da O’nu boğazlayacağım veya O, Bana Apaçık olan bir İspatlayıcı Delil getirmelidir."

027.22-      Derken uzun zaman geçmeden geldi ve dedi ki: "Senin İhata edemediğin Şey’i Ben İhata ettim /kuşatıp öğrendim. Ve Sana Sebe'den Kesin bir Haber’le geldim."

027.23-      "Gerçekten Ben, Onlar’a hükmetmekte olan bir Kadın buldum ki, O’na Herşey’den verilmiş. Ve Büyük bir Arşı/Tahtı var.

027.24-      "O'nu ve Qawmi’ni, Allah'ı bırakıp da Güneş’e  Secde eder buldum, Onlar’a Şeytân yapmakta olduklarını süslemiştir. Böylece Onlar’ı Yol’dan alıkoymuştur. Bundan dolayı Onlar Hidayet bulmuyorlar."

027.25-      "Ki Onlar, Gökler’de ve Yer’de Saklı olanı ortaya çıkaran ve Sizin gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilmekte olan Allah'a Secde etmesinler diye."

027.26-      " O Allah, "O'ndan başka bir İlah yoktur, Büyük Arş'ın/Taht'ın da Rabb'idir."

027.27-      "Durup bekleyeceğiz, Doğru’yu mu söyledin, yoksa Yalancılar’dan mı oldun?" dedi.

027.28-      "Bu  Mektubum’la git, O’nu kendisine bırak, sonra Onlar’dan uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar?"

027.29-      (Kadın) dedi ki: "Ey Önde gelenler, gerçekten Bana oldukca Önemli bir Mektub bırakıldı."

027.30-      "Gerçek şu ki bu Süleyman'dandır ve Kuşkusuz Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla (başlamakta) dır."

027.31-      "Bana karşı Büyüklük taslamayın ve ve Bana Teslim olmuş olarak gelin."

 

III            Süleyman ve Sebe Melikesi: 32-44

 

027.32-      Dedi ki:" Ey Önde gelenler, bu İşim’de Bana görüş belirtin, Siz Şahidlik etmedikce Ben hiçbir İş’te Kesin değilim."

027.33-      Dediler ki: "Biz Quwwet Sahibi’yiz ve Zorlu Savaşcılar’ız, İş Konusu’nda Qarar senindir, artık Sen bak, neyi emredeceksin."

027.34-      Dedi ki: "Gerçekten Melikler bir Ülke’ye girdikleri zaman, orasını Fesad’a verirler ve Ehli’nden İzzetliler’i habileni Zelil ederler. İşte Onlar, böyle yaparlar."

027.35-      "Ben Onlar’a bir Hediye göndereyim de bir bakayım nasıl döner Gönderilenler."

027.36-      Süleyman'a geldiği zaman: "Sizler Bana Mal ile Yardım’da mı bulunmak istiyorsunuz? Allah'ın Bana vermekte olduğu, Size verdiğinden daha Hayırlı’dır, hayır Siz Hediyeleriniz’le  ferahlarsınız."

027.37-      "Sen Onlar’a dön, Biz Onlar’a öyle Ordular’la geliriz ki, Onlar için karşı koymak mümkün değil ve Biz Onlar’ı ordan aşağılanmış ve Küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız."

027.38-      "Ey Önde gelenler, Onlar Bana Teslim olmuşlar olarak gelmeden önce, Siz’den kim onun Tahtı’nı Bana getirebilir?" dedi.

027.39-      Cinnler’den bir İfrit dedi: "Sen daha Maqam’ından kalkmadan önce, Ben O’nu Sana getirebilirim, Ben gerçekten buna karşı Kesin olarak Güvenilir bir Güc’e sahibim."

027.40-      O kendisine  Kitab'dan  İlm verilen  dedi ki:" Ben,  (Ey ifrit)   Gözünü açıp kapamadan Onu Sana getiririm." Derken O’nu kendi yanında durur halde görünce dedi ki: "Bu Rabb’imin Fadlı’ndandır, O'na şükredecek miyim yoksa Nankörlük mü edeceğim diye Beni denemekte olduğu için. Kim şükrederse, artık O kendisi için şükretmiştir, kim de Nönkürlük ederse gerçekten Benim Rabb'im Ganiy'dir, Kerim'dir

027.41-      Dedi ki: "Onun Tahtı’nı değişikliğe uğratın, bir bakalım Doğru olan’ı bulabilecek mi, yoksa bulmayanlardan mı olacak?"

027.42-      Böylece (Kraliçe) geldiği zaman O'na: "Senin Taht’ın böyle mi?" denildi. Dedi ki:" Tıpkı kendisi. Bize O’ndan önce İlim verilmişti ve Biz Teslim olmuştuk."

027.43-      Allah'tan başka abdolduğu Şeyler O’nu alıkoymuştu. Gerçekte O Küfreden bir Qawim’dendi."

027.44-      O'na: "Köşk’e gir" denildi. O'nu görünce Derin bir Su sandı ve Ayakları’nı açtı. Dedi ki: "Gerçekte bu, Saydam Cam’dan olma Düzeltilmiş bir Zemin." Dedi ki:"Rabb'im, gerçekten Ben kendime zulmettim, Ben Süleyman'la birlikte Alemler’in Rabb'i Allah'a teslim oldum."

 

IV           Sâlih, Lut :45-58

 

027.45-      Andolsun Biz Semud'a Kardeşler’i Sâlih'i gönderdik: "Yalnızca Allah'a kulluk edin" diye. Bir de ne görsün, Onlar birbirlerine Düşman kesilmiş iki Gurup’tur.

027.46-      Dedi ki: "Ey Qawm’im, neden İyilik’ten önce Kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah'tan Bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz."

027.47-      Dediler ki: "Senin ve Seninle birlikte olanlar yüzünden Uğursuzluğa uğratıldık." Dedi ki: "Sizin Uğursuzluğunuz Allah katındadır. Hayır, Siz denenmekte olan bir Qawim’siniz."

027.48-      Şehirde Dokuzlu bir Çete vardı, Arz’da Fesat yapıyorlar ve Dirlik düzenlik bırakmıyorlardı.

927.49-      Kendi aralarında Allah Adı’na and içerek, dediler ki: "Gece Kesinlikle O’na ve Ailesi’ne bir Baskın düzenleyelim, sonra Welisi’ne: Ailesi’nin yok oluşuna Biz Şahid olmadık ve gerçekten Bizler Doğru söyleyenleriz, diyelim."

027.50-      Onlar Hileli bir Düzen kurdu, Biz de Onlar’ın farkında olmadığı bir Düzen kurduk.

027.51-      Artık Sen, Onlar’ın kurdukları Düzen’in uğradığı Aqıbet’e bak, Biz Onlar’ı ve Qawimleri’ni topluca yerle bir ettik.

027.52-      İşte Zulmetmeleri dolasıyla Enkaz’a dönüşmüş Ipıssız Evleri.  Şüphesiz bilmekte olan bir Qawim için bunda bir Ayet var’dır.

027.53-      İman edenler’i ve İttiqa edenler’i kurtardık.

 

027.54-      Lut da. Hani Qawmi’ne demişti ki: "Siz, açıkca gördüğünüz halde, yine de o Çirkince Utanmazlığı yapacak mısınız?"

027.55-      "Siz gerçekten, Kadınlar’ı bırakıp Şehvet’le Erkekler’e mi yaklaşıyorsunuz? Hayır, Siz bilmeyen bir Qawim’siniz."

027.56-      Onun Qawmi’nin Cevab’ı: "Lut Aile’sini kendi Şehriniz’den sürün. Temiz kalmak isteyen İnsanlar’mış." demekten başka olmadı.

027.57-      Biz de, O’nu ve Ailesi’ni kurtardık, yalnızca Karısı haric, O’nu geride taqdir ettik.

027.58-      Ve Onlar üzerine bir Yağmur yağdırdık. Uyarılanlar’ın Yağmur’u ne kadar Kötü.

     

 

V            Mü'minler Yükselecek :59-66

 

 

027.59-      Dedi ki: "Hamd Allah'ın'dır ve Selam O'nun seçtiği Kullar’ı’nın üzerinedir. Allah mı daha Hayırlı yoksa Onlar’ın ortak koşmakta oldukları mı?"

027.60-      Yoksa, Gökler’i ve Yer’i yaratan ve Size Gök’ten Su indiren mi? Ki O’nunla Gönül Alıcı Bahçeler bitirdik, Sizin içinse O’nun bir Ağac’ı’nı bitirmek mümkün değildir. Allah ile beraber bir başka İlah mı? Hayır, Onlar Sapıklık’ta dewam eden bir Qawim’dir.

027.61-      Ya da Arz’ı bir Qarar Yeri kılan, O’nun arasında Irmaklar vareden ve ona sarsılmaz Dağlar yaratan ve İki Deniz arasına bir ara Engel/haciz koyan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Hayır, Onlar’ın çoğu bilmiyorlar.

027.62-      Ya da Sıkıntı ve İhtiyaç içinde olan’a, kendisine dua ettiği zaman icabet eden, Kötülüğü açıp gideren ve Sizi Yeryüzü’nün Halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Ne kadar da az öğüt alıp düşünmüyorsunuz?

027.63-      Ya da Kara’nın ve Deniz’in Karanlıkları içinde Size Yol gösteren ve Rahmet’inin önünde Rüzgarlar’ı Müjdeci olarak Gönderen mi? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Allah, Onlar’ın Şirk koştukları’ndan Yüce’dir.

027.64-      Ya da Halq’ı Sürekli olan, sonra O’nu iade edecek olan ve Sizi Gök’ten ve Yer’den rızıqlandıran mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, Burhanınız’ı getirin."

027.65-      De ki: "Gökler’de ve Yer’de Gayb’ı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."

027.66-      Yoo, Onlar’ın Ahiret Konusundaki Bilgileri ardarda toplanıp pekiştirildi. Hayır, Onlar bundan bir Kuşku içindedirler, yoo Onlar bundan yana Kör’dürler.

 

VI           Haqq'ın İnkarı : 67-82

 

027.67-      Küfredenler dedi ki: "Biz ve Atalarımız Toprak olduktan sonra mı, gerçekten Biz mi  dirilip çıkarılacak mışız?"

027.68-      "Andolsun bu, Bize ve daha önce Atalarımız’a waadolunmuştur. Bu olsa olsa Geçmişler’in Masalları’ndan başkası değildir."

027.69-      De ki: "Arz’da gezip dolaşın da, Mücrimler’in nasıl bir Aqıbet’e uğradıklarını görün."

027.70-      Sen, Onlar’a karşı hüzne kapılma ve Onlar’ın kurmakta oldukları Tuzaklar’dan dolayı da Sıkıntı içinde olma.

027.71-      Derler ki: "Eğer Doğru’yu söyleyenler iseniz, bu Waadolunan ne Zaman?"

027.72-      De ki: "Belki de acele etmekte olduğunuzun bir kısmı Size yetişmiştir bile."

027.73-      Elbette Senin Rabb'in İnsanlar’a karşı Büyük Fadl Sahibi’dir, ancak İnsanlar’ın çoğu şükretmiyorlar.

027.74-      Elbette, Senin Rabb'in, Onlar’ın Sineler’inin gizlediklerini da, açığa vurduklarınıda kesin olarak bilmektedir.

027.75-      Gök’te ve Yer’de Gizli olan Hiçbir Şey yoktur ki, Apaçık olan bir Kitap'ta olmasın.

027.76-      Gerçek şu ki, bu Qur'an, İsrâiloğulları’na  Ayrılığa düştükleri Şeyler’in bir çoğunu anlatmaktadır.

027.77-      Ve gerçekten O, Mü'minler için bir Hidayet ve bir Rahmet’tir.

027.78-      Elbette Senin Rabb'in, Onlar’ın arasında kendi hükmedecektir. O Aziz'dir, Bilen'dir.

027.79-      Sen, artık Allah'a tewekkül et, çünkü Sen Apaçık olan Haqq üzerindesin.

027.80-      Çünkü gerçekten Sen, Ölüler’e dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçmakta olan Sağırlar’a da Çağrı’yı işittiremezsin.

027.81-      Ve Sen, Körler’i düştükleri Sapıklık’tan çekip Hidayet’e erdirici de değilsin. Sen ancak Ayetler’imize İman edenler’e dinletebilirsin. İşte Teslim olanlar bunlar’dır.

027.82-      O Qavl Onlar’a wuqubulunca , Onlar’a Yer’den bir Dabbe  çıkarırız o da İnsanlar’ın Bizim Ayetler’imize Kesin bir Bilgi’yle inanmadıklarını Onlar’a söyler.

 

VII          Muhalefet Eriyecek : 83-93

 

027.83-      Ve Her Ümmet’ten Ayetlerimiz’i yalanlayanlar’dan bir Bölük toplayacağımız Gün, artık Onlar tutuklanırlar.

027.84-      Nihayet geldikleri zaman (Allah) der ki: "Siz Benim Ayetlerim’i Bilgi bakımından kavramadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa ne yapıyordunuz?"

027.85-      Zulmetmelerine karşılık,  Qawl aleyhlerine wuqubuldu, artık Onlar konuşamıyorlar da.

027.86-      Görmediler mi, Biz Gece’yi Onlar’a sukun bulmaları için, Gündüz’ü de Aydınlık olarak yarattık. Elbette İman etmekte olan bir Qawim için bunda Ayetler var’dır.

                            

 

 

027.87-      Sur'a üfleneceği Gün, Allah'ın dilediği Kimseler dışında, Gökler’de ve Yer’de olan herkes artık Korku’ya kapılmıştır ve Onlar’ın her biri boyun bükmüş olarak O'na gelmişlerdir.

027.88-      Dağlar’ı görürsün de, Onlar’ı Camid sanırsın, oysa Onlar Bulutlar’ın sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Herşey’i Sapasağlam-yapan Allah'ın Sanatı. Elbette O işlemekte olduklarınızdan Haberdar'dır.

027.89-      Kim bir İyilik’le gelirse, artık kendisine daha Hayırlısı vardır ve Onlar o Gün’ün Korkusuna karşı Güvenlik içindedirler.

027.90-      Kim de Kötülük’le gelirse, artık Onlar da Ateş’e yüzükoyun atılır:" Yaptıklarınızdan başkasıyla mı cezalandrırılıyorsunuz?"

027.91-      ( De ki:) "Ben, ancak bu Şehrin Rabb'ine ibadet etmekle emrolundum ki, O, burasını Kutlu kıldı. Herşey O'nundur. Ve Müslümanlar’dan olmakla emrolundum."

027.92-      Ve Qur'an'ı okumakla da. Artık kim Hidayet’e gelirse, kendisi için Hidayet’e gelmiştir, kim de sapacak olursa, Sen de de ki: "Ben yalnızca Uyarıcı'yım."

027.93-      Ve de ki: "Allah'a Hamdolsun, O Size Ayetler’ini gösterecektir, Siz de Onlar’ı tanıyacaksınız." Senin Rabb'in yapmakta olduklarınızdan Gafil değil’dir.

 

 

   Mekkî   Sureler

  Medenî   Sureler  

Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)

 

001 Fatiha

031 Luqman

061 Saf

091 Şems

002 Baqara

032 Secde

062 Cum'a

092 Leyl

003 Ali İmran

033 Ahzab

063 Münafiqun

093 Duha

004 Nisa

034 Sebe

064 Tegabun

094 İnşirah

005 Maide

035 Fatır

065 Talaq

095 Tin

006 En'am

036 YaSin

066 Tahrim

096 Alaq

007 A'raf

037 Saffat

067 Mülk

097 Qadr

008 Enfal

038 Sad

068 Qalem

098 Beyyine

009 Tewbe

039 Zümer

069 Haqqa

099 Zilzal

010 Yunus

040 Mü'min

070 Mearic

100 Adiyat

011 Hud

041 Fussilet

071 Nuh

101 Qaria

012 Yusuf

042 Şura

072 Cin

102 Tekasur

013 Ra'd

043 Zuhruf

073 Müzzemmil

103 Asr

014 İbrahim

044 Duhan

074 Müddessir

104 Hümeze

015 Hicr

045 Casiye

075 Qıyame

105 Fil

016 Nahl

046 Ahqaf

076 İnsan

106 Qureyş

017 İsra

047 Qıtal

077 Mürselat

107 Maun

018 Kehf

048 Fetih

078 Nebe

108 Kewser

019 Meryem

049 Hucurat

079 Naziat

109 Kafirun

020 TaHa

050 Qaf

080 Abese

111 Leheb

021 Enbiya

051 Zariat

081 Tekwir

111 Nasr

022 Hacc

052 Tur

082 İnfitar

112 İhlas

023 Mü'minun

053 Necm

083 Mutaffifin

113 Felaq

024 Nur

054 Qamer

084 İnşiqaq

114 Nas

025 Furqan

055 Rahman

085 Buruc

 

026 Şuara

056 Waqıa

086 Tarıq

 

027 Neml

057 Hadid

087 A'la

 

028 Qasas

058 Mücadile

088 Gaşiye

 

029 Ankebut

059 Haşr

089 Fecr

 

030 Rum

060 Mümtehine

090 Beled