Mekkî
Wahy
610-622
063.034/
SEBE
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Allah'ın Hükmü 1-9
034.01- Hamd Gökler’de ve Yer’de olanlar’ı tümü kendisine
ait olan Allah'ındır. Ahiret'te Hamd O'nundur. Hakim'dir, Haberdar'dır.
034.02- Yer’in içine gireni O’ndan çıkanı, Gök’ten
ineni ve oraya çıkanı bilir. O Gafur'dur, Rahim'dir.
034.03- Küfredenler dediler ki: " Saat Bize
gelmez ."De ki: "Gayb’ı bilen Rabb'ime andolsun O elbette Size
gelecektir. Gökler’de ve Yer’de Zerre Ağırlığı’nda hiç birşey O’ndan uzakta
kalmaz. Bundan daha Küçük olan’ı da istisnasız Kesinlikle Açık bir
Kitap’tadır."
034.04- İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar’ı
ödüllendirecek. İşte Onlar Mağfiret ve Üstün Rızıq Onlar’ındır.
034.05- Aciz bırakmak için Ayetlerimiz Konusunda
Çaba harcamış olanlar. İşte Onlar, Onlara içinde İğrenç Elîm bir Azab var’dır.
034.06- Kendilerine İlim verilenler ise Rabb'inden
Sana indirilenin Haqq’ın ta kendisi olduğunu ve Üstün Güçlü Övülme’ye layık
olan’ın Yolu’na yöneltip ilettiğini görmektedirler.
034.07- Küfredenler dediler ki: "Siz
Darmadağın olup dağıldığınızda gerçekten Sizin Yeni bir Yaratılış’ta
bulunacağınızı Size Haber verilen bir Adam’ı gösterelim mi size ?
034.08- O
Allah'a karşı Yalan mı düzüp uyduruyorlar, yoksa kendisinde bir Delilik
mi var? Hayır Ahiret'e inanmayanlar Azab’ta ve Uzak bir Sapıklık içinde’dirler.
034.09- Onlar Gök’ten ve Yer’den önlerinde ve arkalarında
olan’ı görmüyorlar mı? Eğer Biz dilersek Onlar’ı Yer’in Dibi’ne geçirir ya da
Gök’ten üzerlerine Parçalar düşürürüz. Elbette bunda Gönül’den yönelen bir Kul
için bir Ayet var’dır.
II Ni’met ve Felaket 10-21
034.10- Andolsun Biz Dâwud'a tarafımızdan bir
Fadl verdik. "Ey Dağlar O’nunla birlikte Yankı’yla Ses verin " ve
Kuşlar’a da. Ve O'na Demir’i yumuşattık.
034.11- "Geniş Zırhlar yap düzenli bir
biçim’e sok, Siz de Salihce davranın. Gerçekten Ben Sizin yapmakta
olduklarınızı Gören’im."
034.12- Süleymân
içinde Sabah gidişi bir Ay, Akşam dönüşü bir Ay olan Rüzgar’a; erimiş Bakır
Madeni’ni O’na Sel gibi akıttık. O’nun Eli altında Rabb'inin İzni’yle İş
görmekte olan bir kısım Cinler de vardı. Onlar’dan kim Bizim Emrimiz’den çıkıp
sapacak olsa, O’na Çılgın Ateş’in Azabı’ndan taddırırdık.
034.13- O'na dilediği şekilde Kaleler, Heykeller
(ya da süsler), Havuz Büyüklüğü’nde Çanaklar ve Yerinden sökülmeyen Kazanlar
yaparlardı. "Ey Dâwud Ailesi,
şükrederek çalışın." Kullarım’dan şükretmekte olanlar az’dır.
034.14- Böylece O’nun Ölümü’ne karar verdiğimiz
zaman Ölümü’nü Onlar’a Asası’nı yemekte olan bir Ağaçkurdu'ndan/Dabbetu'l-Ard
başkası haber veren olmadı. Artık O Yer’e yıkılıp düşünce açıkça ortaya çıktı
ki şayet Cinler Gayb’ı bilmiş olsalardı böylesine Aşağılatıcı bir Azab içinde
yaşamazlardı.
034.15- Andolun Sebe'nin oturduğu Yerler’de de bir Ayet vardır. Sağ’dan ve Sol’dan
iki Bahçeli’ydi. "Rabb’inizin Rızqı’ndan yeyin ve O 'na şükredin. Güzel
bir Şehir ve Bağışlamakta olan bir Rabb.
034.16- Ancak Onlar yüz çevirdiler. Böylece Biz de
Onlar’a Arim Seli’ni gönderdik. Ve Onlar’ın İki Bahçesi’ni Buruk Yemişli ,
Ilgın ve içinde az bir Şeyde
Sedir-ağacı olan İki Bahçe’ye dönüştürdük.
034.17- Böylece nankörlük etmeleri dolayısıyle
Onlar’ı cezalandırdık. Biz Nankörlük eden’den başkasını cezalandırır mıyız?
034.18- Kendileriyle içlerinde Bereketler
kıldığımız Memleketler arasında görünebilen Şehirler varettik. Ve orada Yürüme
taqdir ettik "Oralarda Geceleri ve Gündüzleri Güvenlik içinde gezip
dolaşın."
034.19- Onlar ise "Rabb'imiz Seferlerimiz
arasını aç" dediler ve kendi Nefisleri’ne zulmetmiş oldular. Böylece Biz
de Onlar’ı Efsaneler kıldık ve Onlar’ı Darmadağın edip dağıttık. Elbette bunda çok Sabreden ve çok Şükreden
herkes için gerçekten Ayetler var’dır.
034.20- Andolsun İblis kendileri hakkında Zann’ını doğrulamış oldu, böylelikle
İnanan bir Bölük dışında Onlar O’na
uymuş oldular.
034.21- Oysa onun kendilerine karşı hiç bir
Zorlayıcı Gücü yoktu; ancak Biz Ahiret'e İnanan’ı O’ndan Kuşku içinde olan’dan
ayırd etmek için. Senin Rabb'in Herşey’in üzerinde Gözetici, Koruyucu olan’dır.
III Müslümanlar’ın bir zaferi 22-30
034.22- De ki "Allah'ın dışında öne
sürdüklerinizi çağırın. Onlar’ın Gökler’de ve Yer’de bir Zerre
Ağırlığı’nca bile Güçler’i yetmez;
Onlar’ın bu ikisinde de hiç bir Ortaklığı olmadığı gibi O'nun bunlardan hiçbir
Destekçi olanı da yoktur.
034.23- O'nun katında kendisine İzin verdiği
kimsenin dışında Şefaat’i Yarar sağlamaz. En sonunda Qalpleri’nden
Korku giderilince " Rabb'iniz ne buyurdu?" derler. "Haqq
olanı" derler. O çok Yüce olan’dır , çok Büyük olan’dır.
034.24- De ki : Sizi Gökler’den ve Yer’den
rızıqlandıran kim? De ki: "Allah, gerçekten ya Biz ya da Siz herhalde bir
Hidayet üzerindeyiz veya Apaçık bir Sapıklık’ta."
034.25- De ki: "Siz bizim işlemiş
bulunduğumuz Suç’tan sorulacak değilsiniz ve Biz’de Sizin yapmakta
olduklarınızdan sorulacak değiliz.
034.26- De ki:"Rabb'imiz Bizi birarada
toplayacak, sonra da Haqq ile aramızı ayıracaktır. O Açan'dır (hakkla batıl’ın
arasını), Bilen'dir.
034.27- De ki: "Ona eklemekte olduğunuz
Ortaklar’ı Bana gösterin". Asla hayır. O
Aziz ve Hakim olan Allah'tır.
034.28- Biz Seni ancak Bütün İnsanlar’a
Müjdeci ve bir Uyarıcı olarak gönderdik. Ancak İnsanlar’ın çoğu
bilmiyorlar.
034.29- Onlar "Eğer Doğru söyleyenler iseniz
bu Waad ne zamanmış?" derler.
034.30- De ki:"Sizin için Belirlenmiş bir Gün
var’dır ki, Siz O’ndan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de öne
alınabilirsiniz."
IV Batılın Rehberliği 31-36
034.31- Küfretmekte olanlar dediler ki: "Biz kesin
olarak ne bu Qur'an'a inanırız ne de O'ndan öncekine. "Sen O zulmetmekte
olanlar’ı Rabb'leri Huzurunda Tutuklanmış olarak bir görsen, Söz’ü birbirine
karşı evirip çevirir. Mustaz'aflar Müstekbirler’e derler ki "Eğer Sizler
olmasaydınız gerçekten Bizler Mü'minler’den olurduk."
034.32- İstikbar edenler Mustaz'aflar’a dediler
ki: "Size Hidayet gelmiş bulunduktan sonra Sizi Biz mi O’ndan alıkoyduk?
Hayır Siz Mücrimler’diniz."
034.33- Zaafa uğratılanlar da İstikbar edenler’e:
"Hayır, Siz Gece ve Gündüz Hileli Düzenler (kurup) Bizim Allah'ı İnkar
etmemizi ve O'na Eşler koşmamızı Bize emrediyordunuz." dediler. Azab’ı
gördüklerinde de Pişmanlıklar’ını saklarlar; Biz de Küfredenler’in Boyunları’na
Halkalar geçirdik. Onlar yapmakta olduklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı?
034.34- Biz hangi Ülke’ye bir Uyarıcı gönderdikse,
kesinlikle oranın Refah içinde şımaran önde Gelenleri (mütrefin):
"Gerçekten Biz, Sizin kendisiyle gönderildiğiniz Şey’i tanımıyoruz."
demişlerdir.
034.35- Ve: "Biz Mallar ve Evlatlar
bakımından daha çoğunluktkayız ve Biz Azab’a uğratılacak değiliz." de
demişlerdi.
034.36- De ki:" Elbette Benim Rabb'im, Rızq’ı
dilediğine genişletir ve kısar da. Ancak İnsanlar’ın Çoğu bilmiyorlar."
V Sahte ilahlar’ın Biçareliği 37-45
034.37- Bizim katımızda Sizi yaklaştıracak olan ne
Mallarınız, ne de Ewlatlarınız’dır; ancak İnanıp Salih Çalışmalar’da bulunanlar
başka. İşte Onlar; Onlar için yapmakta olduklarına Karşılık olmak üzere kat kat
Mükafat var’dır ve Onlar Yüksek Köşkleri’nde Güven içindedirler.
034.38- Aciz bırakmak için Ayetlerimiz konusunda
Çaba harcamakta olanlar, işte Onlar da Azab’ın içinde hazır
bulundurulmuşlardır.
034.39- De ki :"Elbette benim Rabb'im
Kullarından Rızq’ı dilediğine genişletir ve O’na kısar da. Her neyi infaq
ederseniz, O O’nun yerine bir başkasını verir. O Rızıq verenler’in en
Hayırlı’sıdır.
034.40- O Gün Onlar’ın hepsini birarada
toplayacak sonra Melekler’e diyecek ki:
"Size tapmakta olanlar Bunlar mıydı?"
034.41- Dediler ki: "Sen Yüce’sin Bizim
Welimiz Sen’sin, Onlar değil. Hayır Onlar Cinler’e tapmaktaydı ve çoğu Onlar’a
inanmışlardı.
034.42- Artık Bugün bir kısmınızın bir kısmınıza
Yarar ve Zarar sağlamaya Gücü yetmez. Biz de Zulmedenler’e deriz ki:
"Yalanlamakta olduğunuz Ateş Azabı’nı tadın."
034.43- Onlar’a Apaçık olan Ayetler’imiz
okunduğunda "Bu Sizin Babalarınız’ın tapmakta olduklarından alıkoymak isteyen bir Adam’dan başkası
değil’dir." dediler.
034.44- Oysa Biz Onlar’a Ders alacakları Kitaplar
vermemiştik ve kendilerine Sen’den önce bir Uyarıcı da göndermemiştik.
034.45- Kendilerinden Öncekiler de yalanladı. Oysa
bunlar öbürlerine verdiklerimizden onda birine bile ulaşamamışlardı. Buna
rağmen Elçilerim’i yalanladılar. Ancak Benim de İnkarım nasıl oldu?
VI Hakikat yükselecek 46-54
034.46- De ki: "Size bir Tek Öğüt veriyorum.
Allah için ikişer ikişer ve teker teker Qıyam etmeniz sonra düşünmeniz; Sizin
Sahibiniz’de hiçbir Delilik/cinnet yoktur. O Size Şiddetli bir Azab’ın
öncesinde yalnızca Uyarıcı'dır.
034.47- De ki: "Ben Siz’den bir Ücret istemişsem
artık o Sizin olsun. Benim Ecrim yalnızca Allah'a aittir. O Herşey’in üzerinde
Şahid olan’dır.
034.48- De ki: "Elbette Benim Rabb'im Haqq’ı
(batılın beyni üstüne ) fırlatıp çarpar. O Gaybler’i Bilen'dir."
034.49- De ki: "Haqq geldi, Batıl ise ne (ortaya) birşey çıkarabilir, ne
de geri getirebilir."
034.50- De ki: "Eğer Ben sapacak olsam, artık
kendi Nefsim aleyhine sapmış olurum, eğer Hidayet’i bulacak olsam, bu da
Rabb'imin Bana wahyetmekte olduğu sayesindedir. Elbette O, İşiten'dir, Yakın
Olan'dır.
034.51- Sen Onlar’ı Korku’ya kapıldıklarında bir
görsen. Artık hiç bir Kaçış yok’tur ve yakın bir yerden yakalanıvermişlerdir.
034.52- "Biz O'na inandık." derler. Ancak Onlar’a Uzak bir Yer’den El
uzatmak nerede?
034.53- Oysa daha önce O’nu inkar etmişlerdi
,Onlar Uzak bir yerden Gayb’a atıp tutuyorlardı.
034.54- Kendileriyle istek duydukları Şeyler
arasında Perde çekilmiştir daha önce Benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü Onlar
Kuşku verici bir Tereddüd içinde idiler.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
034 Sebe |
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|