Mekkî
Wahy
610-622
068.043/ez-ZUHRUF
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Allah'ın
Birliği 1-16
043.01- H.M.
043.02- Apaçık
olan Kitab'a andolsun.
043.03- Gerçekten
Biz O’nu, belki aqledersiniz diye Arapça bir Qur'an kıldık.
043.04- Elbette
O, Bizim katımızda olan Ana Kitap'tır.
Yüce'dir, Hakim'dir.
043.05- Siz
Ölçü’yü taşıran bir Qawim’siniz diye, şimdi o Zikr’i Siz’den bir yana mı
bırakılım.
043.06- Oysa Biz, öncekiler içinde Nice Nebiler
gönderdik.
043.07- Onlar’a bir Nebi gelmeye görsün kesinlikle
O’nunla Alay ederlerdi.
043.08- Biz de, Quwwetce Onlar’dan daha Üstün
olanları Yıkıma uğrattık. Öncekiler’in
Örneği geçti.
043.09- Andolsun Onlar’a: " Gökler’i ve Yer’i
kim yarattı?" diye soracak olsan, tartışmasız: "Onlar’ı Aziz ve Bilen
yarattı" diyeceklerdir.
043.10- Ki O, Yer’i Sizin için bir Beşik kıldı ve
Doğruyol’u bulursunuz diye onda Size Yollar varetti.
043.11- Ki O belli bir miktar ile Gök’ten Su
indirdi de O’nunla Ölü bir
Memleket’i dirilttik, yaydık Siz de
böyle (Qabirlerinizden ) çıkarılacaksınız.
043.12- Ki O bütün Çiftler’i yarattı ve Sizin için
Gemiler’den ve Hayvanlar’dan bineceğiniz Şeyler’i de varetti.
043.13- Onların Sırtları’na binip doğrulmanız
sonra Onlara binip doğrulduğunuz zaman da Rabb’inizin Ni’meti’ni zikretmeniz ve
" Bunlara Bizim için boyunmeğdiren ne Yüce’dir, yoksa Biz bunu (kendi
hizmetimize ) yanaştıramazdık" demeniz için.
043.14- Ve Biz elbette Rabb'imize çevrilip döneceğiz.
043.15- Kendi Kulları’ndan Ona bir Parça kılıp yakıştırdılar. Doğrusu İnsan açıkca Nankör’dür.
043.16- Yoksa O Yarattıkları’ndan Kızlar’ı edindi
ve Erkekler’i Size mi ayırıp bırakttı?
II Şirk’i Kötüleme 17-25
043.17- Oysa Onlar’dan biri o Rahman için verdiği
Örnek ile müjdelendiğı zaman Yüz’ü Simsiyah kesilmiş olarak Kahrı’ndan
yutkundukca yutkunuyor.
043.18- Onlar Süs içinde büyütülüp de Mücadele’de
Açık olmayanı mı?
043.19- Onlar ki kendileri Rahman'ın Kullar’ı
Melekler’i Dişiler kıldılar, kendileri Onların Yaratılışı’na Şahid mi oldular?
Onların Şahidlikler’i yazılacak ve Sorumlu tutulacaklar.
043.20- Dediler ki : "Eğer Rahman dilemiş
olsaydı Biz Onlar’a ibâdet etmezdik." Onlar’ın bundan yana hiçbir
Bilgileri yok’tur. Onlar yalnızca Zann ve Tahminle Yalan söylemektedirler.
043.21- Yoksa Biz bundan önce kendilerine bir
Kitap verdik de şimdi O’na mı tutunuyorlar?
043.22- Hayır, dediler : "Gerçek şu ki Biz
Atalarımız’ı bir Ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu Biz Onların İzleri üstünde
Doğru olan’a yönelmişler’iz.
043.23- İşte böyle. Sen’den önce de bir Memleket’e
bir Elçi göndermiş olmayalım kesinlikle Onun Refah içinde şımarıp Önde
gelenler’i demişlerdir: "Gerçek şu ki Biz Atalarımız’ı bir Ümmet üzerinde
bulduk ve doğrusu Biz Onların İzler’ine uymuşlarız."
043.24- Demiştir: (her bir elçi) "Ben Size
Atalarınız’ı üstünde bulduğunuz Şey’den daha Doğru olan’ını getirmiş olsam da
mı?"Onlar da demişlerdir ki: "Doğrusu Biz kendisi ile gönderildiğiniz
Şey’e Kafir olanlar’ız."
043.25- Böylece Biz de Onlar’dan intikam aldık.
Öyleyse Sen bir bakıver. Yalancılar’ın Sonu nasıl oldu?
III Allah'ın Peygamber Seçmesi 26-35
043.26- Hani İbrâhîm Babası’na ve kendi
Qawmi’ne demişti ki: Tartışmasız Ben Sizin taptıklarınızdan uzağım."
043.27- Beni yaratan başka. İşte O Beni Hidayet’e
iletecektir.
043.28- Ve bunu dönerler diye Onun ardında Kalıcı
bir Kelime olarak kılıp bıraktı.
043.29- Hayır, Biz Onlar’ı ve Ataları’nı
kendilerine Haqq ve açıklayan bir Elçi gelinceye kadar metalandırıp yaşattık.
043.30- Ancak kendilerine Haqq gelince dediler ki:
"Bu bir Büyü’dür, doğrusu Biz Ona Kafir olanlar’ız."
043.31- Ve dediler ki: "Bu Qur'an iki Şehir’den
birinin Büyük bir Adamı’na indirilmeli değil miydi?"
043.32- Senin Rabb'inin Rahmeti’ni Onlar mı paylaştırıyorlar?
Dünya Hayatı’nda Onlar’ın Maişetleri aralarında
Biz paylaştırdık ve Onlar’dan bir Bölüm’ü bir Bölümü’ne teshir etmesi
için bir Bölümü’nü bir Bölüm’ü üzerinde Dereceler’de yükselttik. Senin
Rabb'inin Rahmet’i, Onlar’ın toplayıp yığmakta olduklarından daha Hayırlı’dır.
043.33- Eğer İnsanlar Tek bir Ümmet olacak
olmasaydı, Rahman'a Küfredenler’in Evleri’ne Gümüş’ten Tavanlar ve üzerinde
çıkıp yükselecekleri Merdivenler yapardık.
043.34- Evleri’ne Kapılar ve üzerine yaslanıp
dayanacakları Koltuklar.
043.35- Ve Çekici Süsler. Bütün bunlar yalnızca
Dünya Hayatı’nın Metaı’dır. Ahiret ise Senin Rabb'inin katında Müttaqiler
içindir.
IV Muhalefet’in Sonu 36-45
043.36- Kim Rahman'ın Zikri’ni görmezlikten
gelirse Biz bir Şeytân’a O’nun
üzerine Kabukla bağlattırırız. Artık Onun
Yakın bir Dostu’dur.
043.37- Gerçekten bunlar Onlar’ı Yol’dan
alıkoyarlar. Onlar ise kendilerinin gerçekte Hidayet’te olduklarını sanırlar.
043.38- Sonunda Bize geldiği zaman dedi ki:
"Keşke Benim’le Sen’in aranda İki Doğu Uzaklığı olsaydı. Meğer ne Kötü
Yakın Dost."
043.39- Bugün Size Kesin olarak bir Yarar
sağlamaz. Çünkü Siz zulmettiniz. Elbette Siz Azab’ta da Ortak’sınız.
043.40- Öyleyse Sağır olanlar’a Sen mi
dinleteceksin ve Kör olan ve Açıkca bir Sapıklık içinde bulunan’ı Hidayet’e
erdireceksin?
043.41- Şu halde Biz Seni alıp götürürsek elbette
Onlar’dan intikam alacağız.
043.42- Ya da kendilerine waadettiğimiz Şey’i
Onlar’a gösteririz ki, Biz gerçekten Onlar’ın üstünde Güçyetirenler'iz.
043.43- Şu halde Sen, Sana wahyedilen’e tutun,
çünkü Sen dosdoğru bir Yol üzerinde’sin.
043.44- Ve elbette O Senin ve Qawmin için
gerçekten bir Zikir'dir. Siz sorulacaksınız.
043.45- Sen’den önce gönderdiğimiz Elçilerimiz’in
(tarihlerini) araştır. Rahmân'dan başka İlâhlar’a kulluk edilmesine
İzin vermiş miyiz?
V Fir'awn’ın Mûsa'ya Muhalefeti 46-56
043.46- Andolsun Biz Mûsa'yı Fir'awn'a ve
O’nun Önde gelen çevresine Ayetlerimiz’le gönderdik. O da dedi ki:
"Gerçekten Ben Alemler’in Rabb'inin Elçi'siyim.
043.47- Fakat Onlar Ayetlerimiz’le geldiği zaman
bir de ne görsün. Onlar bunlar’a gülüyorlar.
043.48- Biz Onlara biri ötekinden daha Büyük
olmayan hiçbir Ayet göndermedik . Belki dönerler diye Biz Onları Azab’la
yakalayıverdik.
043.49- Ve Onlar dediler ki: "Ey Büyücü Sen
de olan Ahd’i adına Bizim için Rabb'ine dua et, gerçekten Biz Hidayet’e gelmiş
olacağız."
043.50- Fakat Onlar’dan Azab’ı çekip giderince bir
de görürsün ki Onlar Andları’nı bozuyorlar.
043.51- Fir'awn
kendi Qawm’i içinde bağırdı, dedi ki: "Ey Qawmim, Mısır'ın Mülkü ve şu
altından akmakta olan Nehirler Benim değil mi?
043.52- "Yoksa Ben, şundan daha Hayırlı değil
miyim ki, Basit bir Zavallı ve neredeyse açıklamaktan Yoksun olan biri."
043.53- Bu durdumda üzerine Altın’dan Bilezikler atılmalı
ya da yakınında yer almış halde O’nunla birlikte Melekler gelmeli değil miydi?
043.54- Böylelikle
kendi Qawmi’ni küçümsedi. Onlar da O’na itaat ettiler. Gerçekten Onlar
Fâsıq bir Qawim’di.
043.55- Sonunda Bizi öfkelendirince Biz de
Onlar’dan intikam aldık. Böylece Onlar’ı Toplu olarak Su’da boğduk.
043.56- Bu suretle Onlar’ı sonradan gelecekler
için bir Selef ve bir Örnek kıldık.
VI İsa'nın Peygamberliği 57-67
043.57- Meryemoğlu
bir Örnek olarak verilince hemenceçik Senin Qawmin O’ndan kahkahalarla
gülüyorlar.
043.58- Dediler ki:" Bizim İlâhlarımız mı
daha Hayırlı, yoksa O mu?" O’nu yalnızca bir Tartışma konusu olsun diye
verdiler. Hayır, Onlar Tartışmacı bir Qawim’dir.
043.59- O yalnızca bir Kul’dur. Kendisine Ni’met
verdik. Ve O’nu İsrâiloğulları’na
bir Örnek kıldık.
043.60- Eğer Biz dilemiş olsaydık elbette Siz’den
Melekler’i kılardık. Onlar da Yeryüzü’nde Halef olurlardı.
043.61- "O , Saat’in Bilgisi’dir. O'ndan
kuşkulanmayın. Bana uyun. Doğruyol bu’dur."
043.62- Şeytân
sakın Sizi alıkoymasın. Gerçekten O Sizin için Açık bir Düşman’dır.
043.63- İsa,
Açık Belgeler’le gelince, dedi ki: "Ben Size bir Hikmet'le geldim ve
üzerinde İhtilaf’a düştüklerinizin bir kısmını Size açıklamak için de. Öyleyse
Allah'tan İttiqa edin ve Bana itaat edin."
043.64- "Elbette Allah O Benim de Rabb'im
Sizin de Rabb'inizdir. Şu halde O’na kulluk edin. Dosdoğru olan Yol
bu’dur."
043.65- Sonra içlerinden bir takım Fırqalar
İhtilaf’a düştü. Artık Acıklı bir Gün’ün Azabı’ndan way o Zulmedenler’e.
043.66- Onlar hiç Şuurunda değilken kendilerine
Apansız gelecek olan Saat'ten başkasını mı gözlüyorlar?
043.67- Muttaqiler hariç olmak üzere o Gün
Dostlar’ın kimi kimin Düşman’ıdır.
VIII İki Fırqa 68-89
043.68- Ey Kullar’ım, Bugün Sizin için bir Korku
yok’tur ve Siz Hüzn’e kapılacak da değilsiniz.
043.69- Ki Onlar Benim Ayetlerim’e inananlar ve
Müslüman Olanlar’dır.
043.70- Siz ve Eşleriniz Bahçe’ye girin. Sevinç
içinde ağırlanacaksınız.
043.71- Onlar’ın etrafında Altın Tepsiler ve
Testiler’le dolaşılır. Orda Nefisler’in Arzu ettiği ve Gözler’in Lezzet aldığı
Herşey var. Ve Siz onda Ebedî kalacaklarsınız.
043.72- İşte yapmakta olduklarınız dolayısı ile
Sizin Mirascı kılındığınız Bahçe bu’dur.
043.73- Orda Sizin için bir çok Meyveler var’dır.
Onlar’dan yiyeceksiniz.
043.74- Elbette Suçlular Cehennem Azabı içinde
Ebedî kalacak olanlar’dır.
043.75- Onlar’dan hafifletilmeyecek ve orda Onlar
Umutları’nı kaybetmiş kimseler’dir.
043.76- Biz Onlar’a zulmetmedik ancak Onlar’ın
kendileri Zalimler’dir.
043.77- "Ey Mâlik, Rabb'im Bizim İşimiz’i
bitirsin." diye bağırdılar. O " Gerçek şu ki Siz kalacak
olanlar’sınız "dedi.
043.78- Andolsun Biz Size Haqq’ı getirdik fakat
Sizin bir Çoğunuz Haqq’ı Çirkin görüp tiksinenler’diniz.
043.79- Yoksa Onlar İşi sıkı mı tuttular? İşte
kuşkusuz Biz de İşi sıkı tutanlar’ız.
043.80- Yoksa Onlar gerçekten Bizim sırladıklarını
ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar. Hayır. Onlar’ın
yanlarındaki Elçilerimiz de yazıyorlar.
043.81- De ki: "Eğer Rahmân'ın Çocuğu olsaydı
Ona tapanlar’ın İlk’i Ben olurdum."
043.82- Gökler’in ve Yer’in Rabb'i, Arşın Rabb'i,
Onlar’ın nitelendirmekte oluklarından Yüce’dir.
043.83- Artık Sen Onlar’ı bırak Onlara wadedilen
kendi Günleri’ne kadar dalsınlar oynaya dursunlar.
043.84- Gökler’de İlâh olan ve Yer’de İlah olan
O’dur.O Hakim'dir, Bilen'dir.
043.85- Gökler’in, Yer’in ve ikisi arasında
bulunanlar’ın Mülk’ü kendisinin olan ne Yüce'dir. Saat'ın İlmi O’nun katındadır
ve Siz O’na döndürüleceksiniz.
043.86- O'nun dışında tapmakta oldukları, Şefaat’te
bulunmaya Mâlik değildirler. Ancak kendileri bilerek Haqq’a şahidlik eden
başka.
043.87- Andolsun Onlar’a "kendilerini kim
yarattı?" diye soracak olsan" tartışmasız Allah" diyecekler.
Öyleyse nasıl olup da çevriliyorlar?
043.88- Onun ya Rabb demesi Haqq’ı için. Elbette
Onlar inanmaz bir Qawim’dirler.
043.89- Şimdi Sen aldırış etmeksizin Onlar’dan yüz
çevir ve "Selam" de. Artık
Onlar bileceklerdir.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
043 Zuhruf |
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
|